Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 HAZİRAN 1996 PAZAR
10 PAZAR YAZILARI
Kendilerini kapı önünde buldular'Sosyal devlet' tsveç'te. bir zamanlar
kamu sektörünün gereğinden fazla
personeli işsiz kalmaması için
tuttuğunu biliyorduk. Özellikle
hastanelerde bu gerçek açık olarak
görülüyordu. Sonra de\ ir değişti.
Devlet bütçesi, dış borcu olmayan bir
iki ülke arasında olan Isveç i yalancı
çıkardı. Dış ticaret açığı belirdi,
büyüdü. O sıralar orta-sağ koalisyonu
ender fırsatlardan birini ele geçirmiş.
hükümet olmuştu. llk hedef. kamu
sektöriinün sıkı bir rejime tabi
tutulmasıydı. Bu da personeli işten
çıkartmakla olacaktı. Biraz yapıldi:
biraz daha yapıldı... Sonra personel.
'dizüstü çakşmaya başladı". ts\eç
deyışiyle. Hastalananın yerine yedek
yoktu; acil servislerdeki bekleme
süresi giderek uzuyordu. Ömeğin.
küçük oğlunu apandisıt kuşkusuyla
palaspandiras acile getıren anne. 4-5
saat oğlanın poposundan derece
alınması dışında hiçbir müdahale
yapılmadan tırnaklannı yiyerek
bekliyordu.
Neyse. 94 seçimleri oldu. sosyal
demokratlar şanla şerefle döndüler. Eh
artik emeğin değeri bilinecek,
emekçiye kapının yolu
gösterilmeyecekti... Koca bir 'nix' size;
babavani Is\eçceyle havırya da ı-th.
Kimse sokağa atılmıyordu artık;
yalmzca kapının önüne konuluyordu.
Bunun da incelikli yöntemleri vardı
çünkü. Koğuşta personel azüğından
STOCKHOLM
GÜRHAN
LÇKAN
çalışanların canı çıkmışken, birini "Iş
azlığından ötürü"kapının önüne
koyuyorlardı. Kaç yıldır çalıştığına
bağlı olarak ya "Haklanmdan
vazgeçtim
1
" diye bir sözle^me imzalatıp
birkaç aylık maaş tutarı ödenerek işten
çıkartılıvordu ya da "İş pivasasına
uyum için"bazı kurslara ücreti
ödenerek gönderiliyordu.
Bu konuya. birkaç saat önce yıllardır
tanıdığım bir başhemşireyle
konuştuktan sonra girme gereği
duydum. Isveç'te emeklilik yaşı.
işkoluna bağlı olarak 63-65 arasında
değişiyor. Benim başhemşire.
29 yılını Stockholm'ün 50. yılını bir
süre önce kutlayan hastanesine vermis..
Ansızın bir mektup alıyor: "Gece
personelinin başhemşireye
gereksinmesi olmadığı için._"
diye başlıyor. Oysa o. yüzlerce
gececiye şeflik etmiş. sorunlar
çıktığında anında yerinde bulunarak
yararlı olmuş biri. Bir anda gerek
kalmıyorona. 100 yıllık sosyal
demokrat işçi hareketinin,
dayanışmasının bugünlere getirdıği
sosval demokrat vönetim. orta
sağ -burada burjuva deniliyor- geçici
hükümetinin açtığı yolda yürüyerek
•dayanışma" ilkesini göz ardı etmiş
bile. Brüksel'deki ağabeylerinden
'aferin' alacaklar:
aynı zamanda da seçim sözüne uyarak
'kimse\i işten çıkarmamış' olacaklar.
Yok hayır: bizımkini aşsız
bırakmadılar. Bir süre 'iş pivasasına
uyum' girişımlerinde bulunması için
maaşını ödeyecekler. 48 yaşında,
yalnızca kamu sektörü deneyimli bir
kadın olduğu için özel sektörde iş
bulamayacağını biliyorlar. O zaman
ona "Gel seni satın alalını" diyecekler.
"Kaç maaşa fitsin?"Sosyal
demokrasinin "venidünvadaki" ilkeleri
acaba kaç maaş ediyor dersiniz'
'Fast food', Fransız
mutfağmı öldürdü mü?
PARIS
MİŞEL
PERLMAN
Fransa'da yemek sorunlanyla ilgilenen
profesyonellere göre dünyada en iyi
mutfağa sahip olanlar Türkler, Fransızlar
ve Çinlilermiş. Siz bunu öğrendiğinizde
gurur duymaz mısıoız?
Genelde denir ki Fransızlar için. damak
tadına iyice egemendirler. Yani. obur
degillerdir. abur cubur yemek yemezler!
Açıkcası tabaktaki yemek de soylu. Fakat
ne yazık ki, aglıyor uzun süredir yemeğin
tiryakileri.Durumdan şikâyetçi olanlann
büyük çoğunlugu açıkca Âmerikalılan sert
şekilde eleştiriyor. "Fast Food" da ne
demekmiş yani... Fazla açıklamaya
girmeye gereksinim de yok zaten. Biraz
abartmalı olacak. ama Fransa"da da adım
başı ABD'nin "'yemek süahı" Mac Donald
egemenliğini gösterıyor herkese. Binlerce.
yüz binlerce "hamburgerin" şakası mı
olur? Elbette, yetişkınlerle büyükler de
gidiyor oralara. Hem midesıni bayağı
"doldurmuş" oluyor hem de mütevazı bir
bütçeyle yemek sorununu çözümlemiş
bulunuyor.Peki, Fransa'yı fetheden bu tür
yemek karşısında yenik mı düştü Fransız
mutfagı? Buna hemen evet demek doğru
olmaz. Şöyle ki. geçenlerde düzenlenen bir
kamuoyu yoklaması. klasik \e basit
Fransız mutfağının yani sıra başka
ülkelerden gelen ve iyice yerleşen bu
yemekler sayesinde bir bakıma
entegrasyonun Fransa'da pekala
gerçekleştirileceğini de saptamış
bulunuyor.
Yukarıda sözünü ettığimiz kamuoyu
yoklaması. Fransız karayollanndaki
lokanta zincirindeki durumu saptamaya
yönelik bir araştırmaydı. Kamuoyu
yoklaması der ki bu konuda. biftekle
kızarmış patates başta gelmek üzere kuzu
buduyla kuskus. sırasıyla ikinci ve üçüncü
durumda. Birinci sırada bulunan biftek ile
kızarmış patates, az öncesine dek. adeta bir
"milli yemek" durumundaydı. Aman.
yanlış anlama olmasın sakın! Izgara biftek
ile kızarmış patates. müte\azı kişilerin
büyük bir iştahla ıtıbar ettigi bir yemek.
Yoksa. adam başına ortalama yaklaşık bin
franka mal olan \e ülkeyi temsil eden, şık
tabaklardaki lezzet egemenligi degil.
Ben burada. düzenlenmiş anketin
yalancısıyım. Lakin. rakamlann fazla
yanılmasına da olanak pek yok gibi. Tabii.
15-19 yaşlan arasındaki gençlerin en
sevdigi yemeklerın başında sandığınız gibi
hamburger gelmiyor! Şurada. tercih
bakımıtidan kısa bir sıralamayı açıklayalım
size: Söz konusu gençlerin yüzde 74"ü bir
Kuzey Afrika yemeği olan kuskusu. yüzde
66"sı hamburgeri. yüzde 65'i de tspanya
mutfağının Paellasını seviyor... Hangi
meslek grubunun neyi tercih ettigine
gelınce. iş dünyasının üst düzey
yöneticileriyle memurları kuskusu.
işçilerle tanm çalışanları biftek ile
kızarmış patatesi. emekliler de haşlanmış
eti seviyor.
Fransız olsun. çeşitli yabancı yemekler
olsun "ağız tadı" sayesinde yabancılann
entegrasyonu başanlabilir mi dersiniz?
Bütün bu etkenlere biraz da iyi niyet
eklendi mi. niye olmasın!
Y.az mevsimi ile
birlikte ünlü modacılar da
kreasyonlannı sergilemeye
başladılar. 1996
modellerinde bikininin eni
giderek daralırken cesunca
\iicudunu sergileyen
modeller de son derece
rağbet göriiyor. İskoç
model Stella Tennant.
Alman modacı Karl Lager
feld'in kreasvonu bir
bikiniyi C'hanel için
sunuvor. İlk bikini 50 yıl
önce Fransız girişimci
Louis Reard tarafından
yaratılmış ve moda adına
çıplaklığın sınırları ilk kez
/orianmava baslamışrj.
K.İrlanda'da silah mı daha Sandık mı?Ellerinde turuncu. yeşil. beyaz
bayrakları ile yine sokaklara
döküldüler. Zafer isareti yapıyorlardı.
Işgalci diye niteledikleri ordunun
askerlerine eHerini kollannı sallayarak
anlamlı mesajlar iletiyorlardı.
Sandıktan çıkmışlardı. Herkesin. onlan
da adam yerine koyması lazımdı artık..
IRA-Sinn Fein taraftarlannın cııma
günü Belfast caddelerindeki sevinci,
bölgenin yıllardır kanayan yarasına tuz
mu ekmişti ? Yoksa tendürdiyot mu ?
Ya da bu yarayı daglamış mıydı?
Tedavi sürecinin bir müjdecisi miydi?
Kimse bunun yanıtını tam olarak
veremiyor. Ateşkes için şubat ayından
bu yana baskı altında bulunan ve bir
türlü bu baskıya boyun eğmeyen IRA.
30 haziran seçimlerine de deyim
yerindeyse kerhen katılmıştı. Ancak
siyasi kanadı Sinn Fein'in yogun bir
kampanya yürütmesi sonucu . cuma
sabahı oylar sayılmaya başladığında.
sandıktan çıkanlara kendı gözleri bile
inanamadı. Bölgenin birıncı partisi
Ulster Birlik Partisi'nin yüzde 24'lük
oy oranına karşılık. onlar da yüzde 15
almışlardı. Üstelik Katolik Millıyetçi
kampın başlıca siyasi örgütü Sosyal
Demokrat Işçi Partisi"nin sadece 3
pııan gerisinde. Batı Belfast'taki 5
sandalyeden 4"ünü Sinn Fein
kazanmıştı. Bazı bölgelerde. oy
sandığından sadece onlar çıkmıştı.
Kutlamalara. ister istemez
kaygı ve temkinli bir bekleyiş de
karışıyordu. Bir yanda sandık. yani
demokratik ırade. Bir yanda
Kalaşnıkoflar. bombalar \e sopa.
Hangisinin bittiği yerde başlayacaktı?
Hangisi digerinden daha güçlüydü ?
Masaya oturmalannı. silahlar ve
bombalama kampanyaAi ile
yürütttükleri direniş mi. yoksa Kuzey
Irlandalı Cumhuriyetçilerin "akoylan"
mı sağlamış olacaktı ? İngiltere ve
Irlanda. yeni bir ateşkes ilan
edilmeden. onlan masaya oturtacak
mıydı ? Bu soruların yanıtını vermek
için daha. epey bir süre beklemek
gerekiyordu. Silah mı'? Yoksa oy mu '.'
Yoksa ikisi de birlikte mi?
Belleğimiz
sevgi mezarlığı
Bazen kendimden
utanıyorum.
Mesleğimden
utanıyorum.
Yazdıklanmın duyarsız
sözcüklerle dolu
olmasından utanıyorum.
Adettendir diye siyaset
konusunda yoğunlaşıp
iNSAN'ı unuttuğumda
utanıyorum. Ölen ve
yaralanan insanlan."
meyve-sebze miktanndan
»söz eder gibi ruhsuz
sayılarla yansıttığımda.
meslegime ve kendime
gösterdiğim saygıdan
vazgeçesim geliyor.
Öliim tacirlerinin siyasal
dekorunun bir bölümünde
de gazeteciler var. İktidar
hırsıvla kıvranan cellatlar.
tarihi kararlar aldıklan
zaman. gazeteciler bunu
herkese duyurmak.
böv lece çoğu kez onlara
alet olmak zorundalar.
Bazı meslektaşlarınıız bu
misyondan heyecan
duyuyor. Kimısi kendinı
"yeryüzü tannlarına"
yakın hissediyor. hatta
onlann yerine düşünmeye
çalışıyor. Bunu yaparken
kendisi gibi sıradan
insanlan \e halklan.
siyasette bırer ~piyon".
"koz", "karT olarak
sunmaktan çekinmiyor.
"Falanca savaş ilan
ederse, şurada puan
toplavabilir; şu savaşa
girerse bir ko> up beş
alabilir" diyor.
Utanıyorum. Bu zeki
insan kopyalanyla, bu
iktidar danışmanı
duygusuz yorum
makineleriyle aynı
meslekte olmaktan
utanıyorum... Işte önemli
bir savaş şimdilik
durduruldu. Çeçenyacla
ateşkes ilan edildi.
Üstelik ateşkes anlaşması
çok kısa bir sürede
hazırlanıp imzalandı.
Bize düşen, bunu okura.
izleyene duyurmak: öyle
mi'
1
Ama gazete
sütunlarında fazla
satınmız. televizyon
ekranlarında fazla
zamanımız kalmadıvsa.
haberimize şuııu
ekleyemeyeceğiz: "Havır.
efendiler! Bu, çabuk
im/alanan bir anlaşma
değildir! Çok gecikmiş bir
anlaşmadır! Bu
antaşmanın 17 a> önce
yapılması gerekirdi! Ö> le
olsaydı, on binlerce kişi
bugiin yaşıyor olacaktı"
Savaşı başlatarak kendi
yakını olmayan gençleri
ölüme siirme hakkını
kullanan resmi azrailler
artık yumuşadıkları için
sev inmek düşüyor bize.
Biz belleklerimizi bir kez
daha boşaltmava
hazınz:~Sen yeter ki
savaşı bitir! Liitfen! Bi/
MOSKOVA
HAK.\N
AKSAY
senin bundan önceki
giinahlanm unutmaya
hazırız. Senin çıkardığın
savaşta ölen gençleri
yüreğimizin derinliklerine
gömerek terk etme>e
razıyız. Hatta sana
teşekkürlerimizi
sandıklara oy olarak
dökmeyi de kabul
ediyoruz. \eter ki sen bitir
artik bu savaşı! Diz çöküp
yaNanyoruz sana! İktidar
senin olsun, bize yaşayan
çocuklanmızı bağışla"
Çocuklar... Onlan
unutmak mümkün mü?
Ne yazık ki, evet.
mümkün. Ölü
çocııklarımızı
belleklerımizin vedi kat
altına sürebılirız. Bu
alçaklığı
gerçekleştirmemiz zor
degil. Biz alışıgız buna.
Yeme. eğlenme. sevışme
ve işimizde başanlı olma
kaygılan içinde
sevgilerimizi feda etmeye
hazırız. \alnızca zaman
zaman anımsarız
İNSAN'ı. Az sonra
unutmak üzere anımsanz.
Şımarık ve nankör
belleğımizi yorup
gücendirmemek için fazla
uzatmayız bu faslı. Ama
ara sıra bizım de insan
olduğumuzu hissetme
ihtiyacımız \ardır: o
ihtiyacımızı karşılamak
için kederlenme molası
veririz bazen. Işte bir
haftadırdağınık
masamdan
kaldıramadığım
gazetedeki fotoğrafın
beni etkilemesi de böyle
bir şey herhalde.
Fotografta üç çocuk var:
Birinin kolu yok. ötekinin
bacagı. sonuncusunun
yüzii derin yaralarla
çizilmiş. Çeçenya
çocuklan bunlar! Bacagı
olmayan iki yaşlannda.
Gülümsüyor: eline kirli
bir rüşvet gibi
tııtuşturulan oyuncagiyta
oynamaktan hoşnut.
Sahip olduğu tek bacağın
ilerde ne kadar yetersiz
kalacağını bilmiyor.
Gülümsüyor! Nerede
yitirıldiği bellı olmayan
öteki bacağın cellatlan
şimdi banş çubuğu
tüttürüyor. Çocuk
gülümsüyor! Siyasal
hesap makinesi rolüne
sovunan zavallı
gazeteciler "Çeçen
kartını" yorumlamakla
meşgul. Çocuk
gülümsüyor! Ben
utanıyorum.
StNOPASLİYEHlKlK
M\HKE\IESİ'\DEN
DosyaNo: 1994,216
Davacı Karayollan Ge-
nel Müdürlügüvekilı tara-
fından davalı ve karşılık
davacılar Huseyin Alp ve
15 arkadaşı aleyhine açıl-
mış bulunan kamulaştır-
ma bedelinin tenkisi ve
tezyidi davasının yapılan
yargılamasında alınan ka-
rar gereğince; Davacı ve-
kili 18.4.1994 tarihlı dav a
dilekçesi ile Sinop ili Or-
du köyü sınırları ıçerisin-
de bulunan taşınmazdan 8
istimlak parsel numarası
altında 7610 m2 yerin ka-
mulaştınldığını. komıs-
yonca kıymet takdiri ya-
pıldıgını. taşınmaza takdır
edilen degerin müteem-
min cüzı hanç. mahallı
alım satım rayıç bedellenn
üzennde tespit olunduğu-
nu. bu nedenle
837.100.000- hra takdır
edilen kamulaştırma be-
delinin 532.700.000- lira
tenkisi ile 304.400.000.-
liraya mdinlmesine karar
verilmesinı talep ve dav a
etmiştir. Davayadahiledi-
lenlerdenSeferAlpıleSe-
fer Alp mirasçıları Saniye
Alp. Sefayıl Alp. Cemal
Alp ve Nezahat Alp ile
Nazıre Alp mırasçılan ad-
larma dav a dilekçesi teblığ
edılemedığinden ve zabı-
taca yapılan araştırmalar-
da da adreslerı tebliğ edı-
lemedığinden. bu davalı-
lann mahkememizde ya-
pılacak olan 13.6.1996 gü-
nü saat 11.10'daki duruş-
mada bizzat hazır bulun-
malan veya kendilennı bir
vekılle temsil ettırmeleri.
ibraz etmek ıstediklen ve-
sikalan duruşma gününde
getırmelen veya gönder-
meleri. duruşmaya gelme-
dıklen takdirde gıvapla-
nnda otunıma dev am edi-
leceğı ve gıyap karan teb-
liâ edilemeveceöı
HUMK'nin 509 v'e 510.
maddeleri gereğince teb-
liğ edilir.
Basın: 2
7
555
• • •
HOTEL FLAMİNCO
Tel: D.2M 324 26.12. hak\: İİ.2M 124 »X \i
• ÖZELPLAJ
• YÜZME HAVUZU ÇOÇUK HAVUZU
• SABAH. AK.ŞAM ZENGtN AÇ1KBÜFE
• 200 KİŞİLÎK KLİMALI RESTAURANT
• FLAMİNGO BARDA HER GECE CANLI MÜZİK
İKİKİŞİLİK ODADA KİŞİB4ŞI\A GÜNLLK
1450.000.- TL
FİYATLAR YARIM PANSİYON OLUP MİNİMUM
3 GECE KONAKLAMA tÇtN GEÇERLİDİR.
0 - 6 Yas FREE
7 -l2Yas%5OlNDtRlMLlDİR.
• BALAYIÇİFTLERİNEÖZELİNDİRİM
(3 GLN KAL. 2 GLN ÖDE)
AYVALIK - Sarımsaklı da HOTEL
FLAMİNGO
1996 Yaz Sezonunda ilk kez sizlere hizmet
vermenin mutluluğunu yaşıyor.
4 mevsim boyunca en iyi hizmeti veren
Hotel Myndos'ta huzurlu ve sıcak bir
ortamda misafir olabilirsiniz.
Tesisimizde 2 yüzme havuzu, 4 bar,
tenis kortu, toplantı salonu, merkezi ısrtma,
4 mevsim çiçeklerle bezenmiş
geniş iç bahçe ve ayrıca klimalı ve çok özel
Villa Myndos odalan mevcuttur.
Otelimız Bodrum'un ıçindedir ve yat limanına
800 m. uzakhktadır.
Hotel Myndos
Myndos Caddesi 1
48400 Bodrum
Tel: (252) 316 30 80-81
Fax:(252)316 52 52
ORFE TOYA TUR
KORDONBOYU MOTEL-KÖYCEĞİZ
10TAMGÜN
IŞTE TATIL IŞTE FIRSAT
• OTOBÜSLE GİDİŞ-DÖNÜŞ
• YAT GEZİSİ (DALYAN'A)
•CANLI MÜZİK (UDİ PİYANİST)
• TAM PANSİYON
• OTOBÜSLE FEJHİYE-MARMARİS VE ÇEVRE
PLAJLARI VE DOĞA GEZİLERİ
Motelimiz 32 yataklı olup denize sıfırdır. Odalarımız
izolasyon sistemi ile ısı ve ses geçirmez. Her türlü
konforu haızdir...
Alabalık ve yüzme havuzumuzu bahçemizden çıkan
buz gibi kaynak suyu beslemektedir. içilen suyumuzun
fazlası merdıven şelalemızden akıp gıtmektedır. Doğa
hankası moteUmize tur dışında müşteri alınmaz.
10 günlük turlanmız 17 Haziran 1996 tarihinde
başlayıp 1 Eylül 1996'da biter. Cumhuriyet
okurlanna %10 indirımle
Tamamı peşin: 16.500.000 TL
4 taksit ile: 20.000.000 TL'dir.
Müracaat Tel: 551 63 93 - 583 44 92
Fetih Cad. Selçuk Apt. No: 19/1
Pamukbank Karşısı Şirinevler
BAŞBAKANLIK GÜMRÜK
MÜSTEŞARLIĞI
Gümriiklcr Genel Müdüriüğü
İstanbul GiimrükJeri Başmüdürü
Sayı: B. 02.1.GÜM.4.06.10 09.HİK.
Konu: 092 10 20(92(-1226
İstanbul l. AsliyeCezaMahkemesi'ninesas: 1992 14.
karar: 1993 377 sayılı. 7.7.1993 günlü karan uyarınca
ıdaremıze 830.000.- TL para cezası ödemeye yükümlü
Tahsın Alkan kararda belirtilen adresinde bulunamadığın-
dan mezkûr para cezası tahsil edılememektedir.
Tebligata esas olacak başkacabıradresi bilınmedığin-
den 7201 sayılı Teblıgat Kanununun 28. ve 29. madde-
lerine göre ilanen teblığıne karar verildı.
Teblıgat yerine kaım olmak üzere teblığ olunur.
Basın: 74768
Ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür.
EROL GÜRLÜZER
Romanlarınız ve ansiklopedileriniz
yerinizden alınır.
Tel.: 554 08 04
4 Mevsimin Hu?urla
Yaşanacağı MEKÂNLAR
SON 8VİL SÜPERLUX
M UZERİNDE
VADELİ SATIŞ
Seçkin ve saygm tar ortamm fjüzdKlderine.
atemizi gördi^üııüzde karar verecckaniz.
ZEYTtlSALAM URLVda IzrairV 18 km,
(sadece 15 «iakika) Triplex 5 oda 1 salon,
şönıine, barbekii vs. Müracaat: 0.232.766 25 55 - 0.232.365 9714
HOTEL FİESTA***
"Sizlerle en iyisi"
ÇALIŞ-FETHİYE
CUMHURİYET OKURLARI İÇİN
1996 yazı Haziran - Temmuz aylarında
yatak + kahvaltı kişi başına 700.000 TL.
Rezervasyon: 0 252 613 28 71
K.eşanlıların Saim Abisi
Yurtsever. Devrimci İnsan
M. SAİM GÖKSEL
ölümü ile yüreğimize düşen ateş hiç
sönmeyecek onurlu yaşamının önünde saygı ile
eğiliyoruz.
GÖKSEL AİLESİ ve
TÜM SEVENLERİ ADINA
H. YALÇ1N GÖKSEL