Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19 HAZİRAN 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
ALLECRO EVİN İLYASOĞLU
IstaıılnılMa yaşanatı müzik coşkusu
Geçen hafta lstanbul"da her biri birbi-
rinden görkemli, her bin birbirinden da-
ha etkileyici konserlere tanık olduk. An-
cak genç bariton Terfel, dinleyenleri alıp
bir başka dünyaya götürdü.
Yapı Kredi Gençlik Festivali'nde Is-
tanbullusanatseverler harika bir sanatçı-
yı dakikalarca alkışladı. Bariton Bryn
Terfel. kompaktdisklerinden. televizyon
yayınlarından biraz tanışıklığımız olsa
da onu sahnede canlı izlemek olağanüs-
tübirduygu idi. Schubertliedlenn ardın-
dan Jibert'in ve V'aughan \Villiams'ın
ezgilerini seslendirdi. Kuzey Galler'de
doiğan ve artık dünya sanatçısı olan Ter-
fel henüz otuz yaşında. Oysa sanatı, yıl-
lann binkimini nice yaşlı başlı sanatçı-
nın deneyimıni sergiliyor. Sesini kullan-
madaki ustalığı, küçücük panıssimolar-
dan kocaman fortelere dek her türlü di-
namiği aynntısıyla duyuruşu. 1<usursuz
artikülasyonu ve her sözcüğü yaşayarak
müziğe aktarması büyüleyiciydi. Yapı
Kredi Festivali yönetimine teşekkürler
bu sanatçıyı istanbullulara sanduğu için.
Keşke bir olanak yaratılsa da gelecek yil-
ki Gençlik Festivali Bryn Terfel ile açıl-
sa. Onu bu yıl kaçıranlar çok dövündü,
gelecek yıl dinleyebılseler..
Yapı Kredi Gençlik Festivali'nin izle-
yebildiğimizkadanylaniteliklibirprog-
ram oluşturduğunu görmektev iz. Ne ya-
zık ki aynı titizlik programların ve bro-
şürlerin basımına gösterilmemiş. Örne-
ğin salonda dağıtılan programa Terfel'a
eşlik eden son derece yetenekli piyanist
Makolm Martineu'nun adı yazılmamış-
tı. Oysa lied türünde piyanoya ne çok iş
düşer! Festival kitapçığında da nedense
aynntıdan kaçınılmış. Ne olurdu gençle-
re biraz daha açıklama yapılsaydı? Ör-
neğin Franz Schubert'in hiç opera yaz-
madığı, 600'den fazla liedinin her biri
nin ayn bir dramatik kimlik taşıdığı, li-
ed sözcüğünün şiirle müziği birleştirdi-
ği. Enkonig'de at nallanyla kalp atışlan-
nın piyano tuşlanna nasıl yansıdığı, Jac-
ques Ibert ile Ralpg V'aughan VViUi-
ams'ın (soyadı Vaughan \Villiams) yir-
minci yüzyılın ilk varısında yaşadıkları
belirtilebilirdi. Bu tür avnntılar özellik-
le gençlik festivali çerçevesinde çok
önemli. Nice genç tanıdım festi\al ki-
tapçıklannı kıtaplıklannda birer başvu-
ru kaynağı olarak saklayan.
Söz festival kitapçığından açılmışken,
lstanbul Festivali'nin kitapçığındada bu
vıl bir gariplık \ar. Nedense celeneksel
bölümlemelerden kaçınılmış.lçerik ola-
rak İrkin Aktüze'nin titiz bilgilerinde bir
değişiklik yok, ancak sunuş sırasında ne-
dense orkestralar, oda müzikleri. resital-
• İstanbul"da görkemli
bir konser mevsimi
yaşanıyor... Geçen hafta
içinde bariton Bryn
Terfel müzikseverleri
büyüledi. Trompetçi Ole
Edward Antonsen ile
orgcu Wayne Marshall,
barok çağlarda ortaya
çıkan org-trompet
birlikteliğini yirminci
yüzyıla taşıdı. Avrupa'da
müzik Rönesansının
filizlendiği yöreden
gelen The Hanover Band
de harika bir program
sundu.
en önemli özelliklerinden birisi. kişile-
rin giderek birbirini daha iyi tanımasına
bağlı. Ülkemizdebirkurulupbirdağılan.
aynı adı taşıyıp tüm üyelerini durmadan
değiştiren oda müziği topluluklan neden
bir türlü başanlı olamıyor dersiniz? The
Hanover Band'ın ikinci konseri. baştan
sona Brandenburg konçertolanndan olu-
şuyordu. Düşünün, tek bir plak içinde
dahi dinlevemeyeceğiniz tüm konçerto-
lan bir seferde tek bir konser halinde din-
lettiler.
Org ve trompetin buluşması
Trompetçi Ole Edward Antonsen, kla-
sik müzik eğitimli ve rock'dan müziğe
kadar her türde çalan bir sanatçı. Orgçu
Wayne Marshall ise katedrallerde eğitim
gördügü kadar tngiliz Kraliyet Müzik
Koleji'nin hem org hem de piyano bölü-
münde okumuş, org dagarcığının tarih-
sel,dinsel yapıtlan kadar doğaçlamalar-
la ve caz müziği ile de ilgilenen bir sa-
natçı.
Org-trompet ikilisi barok çağda orta-
ya çıkan bir birliktelik. llginç olan bu
ikili için ya baroktan ya da yirminci yüz-
yıldan yapıt bulabilmek. A>nca başka
ikililer için yazılmış yapıtlan da Anton-
sen ve Marshall org-trompet rengine
uyarlıyorlar. Dinsel ve dünyasal ruh hali.
aynı program içinde iç içe işleniyor. Sent
Antuan Kilisesi'ndeki dinleti çok et-
kileyiciydi. Yirminci yüzyılda bu iki ses
birleşimini yeniden keşfetmenın coş-
kusunuyaşadık. Marshall istanbul'unen
iyi orgu olan Sent Antuan'da önce de çal-
mıştı. Bu kez orgu daha kötü koşullarda
bulduğu için üzgün. "Org çalındıkça
yaşar, çalındıkça açılır" divor. Bizim de
biraz org yorumcusu yetiştirmemiz
gerekiyor anlaşılan.
Gelecek konserier
ler gibi bir aynm gözetilmemiş, tümü iç
içe yer alıvor. Bir bakıma türler içinde
zamandizinsellik olsa da düzen bozul-
muş. Orkestra fotograflan da biri dige-
rinin yerine basılsa fark edilmeyecek
denli küçük tutulmuş. Sanatçılar kendi-
lerini toplu iğne başı gibı görünce ne dü-
şünüyorlar acaba?
Oda miiriğinde iki geleneksel
topluluk
24. lstanbul Festivali'nde geçen hafta
çalan I Fiamminghi ve The Hanover
Band, Avrupada müzik Rönesansının fi-
lizlendiği yöreden gelen: uzunyıllarbir-
likte çalmanın sağlam gelenegini duyu-
ran topluluklardı. Sanatın her dalında
Rönesans Italya'da başladığı halde. mü-
zik rönesansının ilk temsılcileri Flaman-
lardır. 1600'lerde İtalva'ya yayılan bu
okul. Italya'dakı akımlarla karışarak ve-
ni bir soluk bulur.
İşte hâlâ Fransız - Belçika sanatçılan-
nın vorum anlavışmı sürdüren I Fam-
minghi'yi kuruculan şef Rudolf \Vert-
hen yönetiminde ilk geceki konserinde
dinledik. Daha ilginç olanı. bu yorum
tarzı ile yirminci yüzyıl yapıtlarını ses-
lendirdiler. Hem de Görecki( 1933) ve
Ar\o Part (1935) gtbi günümüzün bes-
tecilerini. Programda yeralan Verschb-
raegen (1918-1981). Şostakoviç v e Dvo-
rak'ın yapıtlannda da tümüyle bir ortak
payda vardı. Her biri yöresel renklerı.
halk ezgilerini kendi teknikleri içinde iş-
leyen bestecilerdi. On altı kisjlik toplu-
lıığun sarontesi seksen kişi çalıyormuş-
çasına zengindi. Dinlevenlerin imge gü-
cünü genişjeten harika bir program sun-
dular.
The Hanover Band ise bir başka gele-
nek örneği idi. Carolyn Brcmn 1980'de
kurmuş topluluğu. Amaçları özgün çal-
gılarla barok dönemin seslerini duyur-
mak. O günden beri hemen hiçbir üyesi
değişmemiş topluluğun. Şimdiki başan-
larını da bu aile havasına borçlu olduk-
lannı söylüyorlar. Oda müziği yapmanın
Tallis Oda Korosu ile başlayan ve
Güher-Süherresitali ile süren bu hafta.
Çilingiryan Dörtlüsü. Mkha Malsky re-
sitali. BrunoCaninove SalvatoreAccar-
do'nun muhteşem ikilisi ile sürecek.
Bu arada lzmir Festivali de gün-
demimize katıldı. Efes Antik Tiyat-
ro"nun o eşsiz ortamında Rengim Gök-
men yönetimindeki tzmir Devlet Sen-
fonı Orkestrası. bir dünya prömiyeri ger-
çekleştirdi.
Hasan l'çarsu'nun Nejat Eczacıbaşı
ödülünü kazanan yapıtı seslendirildi.
Neyse ki aynı konser önümüzdeki hafta
İstanbul'dayinelenivor. Genç kuşak bes-
tecilerimizin artık ne denli uluslararası
birdil konuştuğuna Uçarsu'yu dinlerken
tstanbul'da tanık olacağız.
KÜLTUR • SANAT
CAKMKN AVIIKK* «,AHINt»
MAl RA I'AIARES DIKGO
CARI.OS SAURA
AY, CARMELA!
Ortaköy FERİYE (236 28 64) 1200-14 30-16 45-1900-2130
Ş. NILCUN YÖNTER
ERCANTÜRK
Kadın ve Ciysi Resimleri
The Marmara Oteli
Sanat Calerisi / Taksim
17-30 Haziran 1996
Kültür
Sanat
ilanlarınız için:
293 89 78
(3 hat)
TOBAV
Prızeır hanç her f>cce
Altanİrtel Dörtlüsü'mto
Soft Jazz ıv tango
daııs müzikleri
(22."'-03'" arası)
giriş + yerli içki
500 OOO TL
Diğer içkiler
(15O.OOOTL
yerli duhle,
yabancı içkiler
' 300 OOO TL)
Rezenasyon Tel.
(0212) 249 01 92
293 75 11 - 293 24 57
Taksim Mevdam
Maksım Gaziuosıt üstii
9. U L U S L A R A R A S I
YAPI KREDİ GENÇLİK FESTİVALİ
1 9 M A Y I S - 1 9 H A Z İ R A N 1 9 9 6
CAZ/GOSPEL
İmer Demirer/
Stars of Faith Gospel Topluluğu
İmer Demirer
1964 yılında Ankara'da doğan,
eğitimini lstanbul Devlet Konservatuvarı'nda
tamamlayan sanatçı, Herbie Hancock,
Pat Metheny. VVynton Marsalis. Kirk Lighsey
gibi ünlü ustalarla çaldı.
Stars of Faith Gospel Topluluğu
Kendilerine has stilleri ve çok yönlülükleriyle
tüm dünyada seyirciyi kendine hayran bırakan
ünlü grup, festivalde. gospel repertuvarının
en ünlü eserlerini seslendirecek.
Rumeli Hisarı Müzesi. Saat: 21.30
600.000 TL. 500.000 TL
Rumeli Hisarı Müzesi: (0212) 287 31 45
YAPI^CKREDİ
ESENYURT BELEDİYESİ KÜLTÜR MÜDÜRLÜĞÜ ETKİNLİKLERİ - 20
III. AMATÖR TİYATROLAR ŞENLİĞİ Tel.: 596 3019 - 59610 22
20 HAZİRAN 1996 PERŞEMBE
Grup Incı
"Ah Şu Gençler"
Yazan: Turgut Özakman
Yöneten: Teoman Tunçdoğan
Saat: 21.00 Yer: B.Ç.'
Söyleşi: Erkan Can
Saat: 21.00 Yer: B.Ç..*
21 HAZİRAN 1996 CUMA
Tiyatro Merdıven
"Savaş Oyunu"
Yazan: Cıhangir Köse. Alpay Ekler
Yönetmen: Cengız Canpolat
Saat: 18.00 Yer: B.Ç.'
22 HAZİRAN 1996 CUMARTESİ
Esenyurt Belediyesı Çocuk Tiy.
"Barış'ın Çocukları"
Yazan: Yücel Barut
Yöneten: Nazım Yılmaz
Saat: 15.00 Yer: K.M.S.
Ortadırek Tiyatrosu
"Carrar Ananın Tüfekleri"
Yazan: Bertold Brecht
Yöneten: Osman Genç
Saat: 18.00 Yer. K.M.S.
Söyleşi: Yavuz Şeker
Saat: 20.00 Yer: B.Ç.'
Tiyatro Kardelen
"Düşümdeki Sevgı Canavara
Mahkûm" Yazan: Kenan Çelik
Yöneten: Ekip Çalışması
Saat: 21.00 Yer: B.Ç.'
.'B.Ç: Bağlarçeşme Amfi Tiyatro
K.M.S.: Kültür Müdürlüğü Salonu
Usküdar Imar ve Kültür Der.
Genç Oyuncular Topluluğu
"Kadıncıklar"
v
azan: Tuncer Cücenoğlu
Yöneten: Muammer Baş
Saat: 18.00 Yer: B.Ç.-
Göç Tiyatro Topluluğu
"Tek Kupona istanbul"
Yazan: Ulvı Karakurt
Yöneten: Ekip Çalışması
Saat: 21.00 Yer: B.Ç.'
Söyleşi: Suat Ülhan
Saat: 20.00 Yer: B.Ç.*
23 HAZİRAN 1996 PAZAR
Esenyurt Belediyesi Çocuk Tiy.
"Barış'ın Çocukları"
Yazan: Yücel Barut
Yöneten: Nazım Yılmaz
Saat: 15.00 Yer: K.M.S.
Esenyurt Belediye Tiyatrosu
"Evler, Evler"
Yazan: Ismet Küntay
Yöneten: Suat Ülhan
Saat: 18.00 Yer: K.M.S.
Birleşik Taşımacılık Sendikası
Tiyatro Topluluğu
"Yaşasın Kavuniçı ve Kaçak"
Yazan: Azız Nesın, Özcan Yıldız
Yöneten: Ali Karagöz, Özcan Yıldız
Saat: 18.00 Yer: B.Ç.'
Çağdaş Oyuncular
"Deli, Deli"
Yazan: Dr. Nago ve Ergun Sav
Yöneten: Faruk Sağlam
Saat: 21.00 Yer: B.Ç.'
Söyleşi: Nazım Yılmaz -
Saat: 20.00 Yer: B.Ç*
OYUNU\RIMIZ ÜCRETSİZDİR
"HAYIR ALIŞMAYACAĞIZ"
Bir kişmin bile özgür olmadığı bir toplumda özgürlükten söz edileınez.
Günümüz Türkiyesi'nde. vargısız infazlar. gözaltında ka\ıplar \e hatta siyasi \e ekonomik çı-
kar uâruna Güneydoğuda her aün onlarca insanın ölmesi, sıradan haberler haline dönüştürül-
dü.
Bu duruma alıştınlmak istenıyoruz.
HAY1R ALIŞMAYACAĞ1Z!
Bız sanatçılar. avdınlar \e esas olarak da akli düzeneklerini. duvarlılığını korumaya çalışan in-
sanlar olarak. devletin >ıllardır sürdünnekte olduğubaskı. siddet ve savaş polıtıkasını reddedi-
yoruz.
Cezae\lerındekı ölümlerin önüne geçmek \e o insanlann haklı direnişine destek \erme çaba-
mız. de\ letın şıddetıyle karsılaşmaktadır.
Oğullan. kızlan. karde^leri de\ let tarafından ka>bedilen insanlann bir >ılı askın süredir sürdür-
mekte oldukları Galatasaray Kavıplara Karşı Oturma Eşlemı. bü\ük birpolisgücüvleengellen-
mis \e sanatçılann içinde bulunduğu yüzlerce insan gözaitına alınmıştır.
İNSANLARINCEZAEN'LERINDEÖLDÜRÜLMEDİĞİVEKAYBEDİLMEDİÛİBİRÜLKEİCİN
PROTESTOMUZU SLRDLRECEGİZ.
HALİL ERGÜN. ORHAN AYDIN. OM'R AKIN. ÇEZMİ ERSÖZ, JÜLİDE KUR4L. ZE-
Kİ DEMİRKUBUZ, YAVLZ BİNGÖL. MAHİR GÜNŞİRAY. NECMETTİN ÇOBANOĞ-
LU, NEDİM SABAN. NEŞE YAŞtN, M R SÎRER. ARİF DAMAR, İLKAY AKKAYA.
ÖMER LĞLR. ALİ TLTAL. DENİZ TÜRKALİ, EFKAN ŞEŞEN. GÜLSÜM AKYÜZ,
NÜKHET EGELİ, TEKİN ÖZOĞLU, \E\ ZAT ÇELİK, ŞABAN DA^ ANAN, AHMET
TELLİ, MAHML'T KLRDOĞLl. MEHMET ÇETİN. ATİLLA İPEK, A. HALLK Ü\AL,
EDİP AKBAYRAM, SUNA ARAS. CAN YL'CEL, FERHAT TUNÇ, SEZAİ SARIOĞLU,
MENDERES SAMANCILAR. YLSUF ÇETİN, TLNCER NECMİOĞLL. ALİ YAYLI,
MLSA AĞACIK, CENGİZ SEZİCt, FÜSL N DEMİREL, TUNCAY AKDOĞAN, AHMET
SONER. ORHAN ALK.AYA. MAZLUM ÇİMEN, LEYLA ERBİL, ORHAN KAHYAOĞ-
LU, DERYA KÖROĞLt, MEHMET ÖZER, SERHAT KARATAŞ, CANAN ÖZDEMİR,
ÖNDER KIZILKAYA, BURHAN ÖZKAN. NAMIK KLYLMCU, TUĞRUL KESKİN.
YALÇIN ÇAKMAK.
DİKK.AT! Çocuklarınızın bılgısız. cahil \e işsız kalmasını istemiyorsanız, ödünsiiz •
koşulsuz 8 yıllık TEMEL EĞİTİM isteyiniz.'
ÇYDD
İSTANBUL 5. AŞLİYE HUKUK
HÂKriSILİĞİ'NDEN
DAVALI NEDRET AKDAMAR'A
DUYLJRL
1995 238
Davacı Orman Genel Müd. ızafeten lstanbul Orman Işletmesi Müdürlüğü vekili A\.
Bırsen AN an tarafından davalı Nedret Akdamar aleyhine açılan tapu iptali - müdahale-
nin men"i - kâl - tescil davası sebebiyle: Da\acı vekili tarafından tapu iptali - müdaha-
lenın men'i - kâl tescil davası ıkâme edilmiş, davalı Nedret Akdamar'ın adresinin zabı-
ta tahkikatına rağınen teblıgata sarih adresi tespit edıletnemesı nedeniyle dava dilekçe-
sinı ve durus,ma gününün kendisine gazete marifetıyle ılanen tebliğine karar verilmiş
olup. 25.6.1996günü saat 10.35'temahkememızdekı duruşmadahazırbulunmadığı, ken-
disını bırvekil ile temsil ettirmediği takdırde HUMK'nın 213-377. maddeleri uyannca
duru^ma\a vokluğundade\am olunacağı. davadılekçesininözetı yerine kaım olmak ve
ilan tarihinden 7 aün sonra tebligat yapılmış sayılacaâı üzere ilanen tebliğ olunur.
29.5.1996 Basın: 89644
İSTANBUL
5. ASLİV E HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
DAVALI
FİLİZÇtĞDEM'E
DUVURU
1995,534
Davacı SSK Genel
Müdürlüğü vekili A\.
Refik Hansoy tarafın-
dan davalı Filiz Çiğ-
dem aleyhine açılan
alacak davası sebebiy-
le: Davacı vekili Av.
Refik Hansoy tarafın-
dan alacak davası ikâ-
me edilmiş. davalı Filiz
Çiğdem'in adresinin
zabıta tahkikatına rağ-
men tebligata sarih ad-
resi tespit edilememe-
si nedeniyle dava di-
lekçesini ve duruşma
gününün kendisine ga-
zete marifetiyle ilanen
tebliğine karar venlmiş
olup. 5.7.1996 günü
saat 09.30"da mahke-
memizdeki duruşmada
hazır bulunmadığı.
kendisini bir vekille
temsil ettirmediöi tak-
dirdeHUMK"nin213-
377. maddeleri u>arın-
ca duruşmaya yoklu-
ğunda devam olunaca-
ğı dava dilekçesinin
özeti yerine kaim ol-
mak ve ilan tarihinden
7 gün sonra tebligat ya-
pılmış sayılacağı üzere
ilanen tebliğ olunur.
Basın: 90170
DUŞUNCEYE SAYGI
MEMET FUAT
Orhan Pamuk'u Okumak
Gerçek Yayınevı. eleştirilerımizdeki gelişmelerin ni-
teliğini görebilmek açısından üstünde özellıkle durul-
ması gereken bir kitap yayımladı: Orhan Pamuk'u
Okumak.
Kitabın yazan Yıldız Ecevit, Ankara Üniversitesi Dil
ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Alman Dıli ve Edebıyatı
Anabilim Dalı'nda öğretim üyesı. Oğuz Atay'da Aydın
Olgusu (1989), Kurmaca BirDünyadan (1992) gibi ya-
prtlarıyla eleştirmen olarak da yazınımızda saygın bir
yeri var.
Yıldız Ecevit'in Yeni Hayat'ı beş ayrı yöntemle ele
alan bir kitabının yayımlanacağını Fethi Naci'den duy-
muştum. Merakla bekliyordum. Genellikle eleştirmen-
lerin belli bir yönteme bağlanıp öbür yöntemlere du-
dak büktüklerini bildiğim için, bir eleştirmenın bir ya-
pıta birkaç yöntemle yaklaşması. bence doğru olana
ulaşma yolunda önemli b*r atılımdı.
Kitap elime geçince gördüğüm şu oldu: Büyük
emek ürünü olan bu çalışma, umduğum gibi. kapsa-
yıcı değildi, gerçekten çoğulcu bir yaklaşımı sergile-
miyordu. Tersine, süriıp giden bir tartışmada yan tu-
tuyor, yazarın "Türk edebiyat eleştirisinde uzun süre
egemen olan 'toplumcu' içerikli 'izlenımci' eğilim" (s.
215) diye tanımladığı bir eleştiri anlayışına karşı çıkı-
yordu.
Yapıtta yer alan "yapısalcı", "biçimci", "alımlama-
cı", "toplumcu", "izlenımci" (s. 9) eleştiri yöntemie-
rinden dördüncüsü "toplumsal gerçeğin romandaki
bileşenlehnı sosyolojik bıreğılımle (s. 188) incelıyor-
du. Beşincisi ise karşı çıkılan eleştiri anlayışını gülünç-
leştırmek için yazılmış bir "parocf/"ydi.
Üç sayfahk bu "parodi" için yazar şöyle diyor:
"Aşağıdaki eleştiri yazısı her ne kadar abartı öğesi
içeriyor gibi görünse ae, metınde yer alan eleştirile-
rin tümü, yazannın çevresindekı kımı okurların tepki-
lehnden ya da basından derlenmiştir." (s. 216)
Yeni Hayat'\ bilimsel bir yöntem kullanmadan eleş-
tiren kimi "izlenımci" eleştirmenler böylece kitabın so-
nundaki "parod/"nin ereği durumuna getirıliyorlar.
Açıkça tartışmaya çağrı çıkarılıyor.
Aynca çoğulculuktan yana olan. bilimsellıği savu-
nan Yıldız Ecevit, onca emek verdiğı çalışmasının te-
meline dinamiti de kendi elleriyle koymuş. Başka bir
söyleyişle, baskıcılığa duyduğu öfke onu baskıcılaş-
tırmış.
Neye ya da kime karşı?
"Gerçekçı edebiyat geleneğinin uzantısı" (s. 22) di-
ye nıtelediği biranlayışa, yazarlarda "birsosyolog, bir
psikolog, biryol gösterici, giderek bir militan arama-
yı" sürdüren okurlara... (s. 23)
Bıraksak, o okurlar da kendi kafalarına uyan yazar-
ları bulup okusalar olmaz mı?
Yazann bilgi vermesini, yol göstermesim, toplum-
sal ya da bireysel sorunlara çozüm aramasını ısteyen
okurlar eskiden de vardı. bugün de var...
Yazarlarda öyle...
"Sen sanatından başka şeyle ilgilenme" deyin is-
tediğiniz kadar, dinletemezsiniz...
Bu yolda nice acılara katlanıldı...
En baskıcı devletler bile soz geçiremedi bu düşün-
cede olanlara...
Bilimsel yöntemler uygulayan bir eleştirmenin "pa-
rodi" yazıp şu ya da bu anlayışı gülünçleştirmeye ça-
lışmasına bir anlam vermek çok güç...
Çoğulculuktan yanaysak yazarın da okurun da her
türlüsüne katlanmak zorundayız...
Bu temeldeki yanlışına karşın, ben Yıldız Ecevit'in
kitabını, beğenerek okudum. Saygı uyandıran bir ça-
lışma, ama çoğulcu değil...
Takıldığım yerleriyle ilgili düşüncelerimı genel konu-
lar olarak ele alıp kimseye karşı çıkmadan yazmak is-
tiyordum. Ne var ki yazar da yayımcısı da yapıtı ay rın-
tılarıyla bildiklerı için daha ilk adımda yakalandım.
Yıldız Ecevit bir not göndermış Turhan Günay'la,
Fethi Naci de Cevat Çapan'a söylemış telefonda...
Anlaşılan bundan sonra "Orhan Pamuk'u Okumak'ı
Okumak" diye yazacağız...
Bitirirken şunu söyleyeyim: O kitapta beş değil. al-
tı okuma yöntemi sergileniyor, ama en baştakı yönte-
mi yazıya geçirmek olanaksız. Yazar önce öznel eleş-
tiri yöntemiyle Yeni Hayat't okumuş. değerlendırmiş,
"çalışmanın örnek romanı"{s. 8) olarak seçmış...
"Bana eleştirınin resmini yapabılir misın?, Abidin?"
Ismet Küntay Tiyatro Ödülleri
açıklandı
KültürServisi- 1995-1996 Ismet Küntav Tivatro
Ödülleri açıklandı. Hayatı Asılyazıcı. Sibel Aslan.
Doğan K.oloğlu, Nadide Küntav ve Sevgi Şanlfdan
oluşan seçici kurul. 1995-96 döneminde sahnelenen
yerli oyunlan değerlendirdi.
Bu yılın "en iyi oyun vazan' ödülü. İstanbul Devlet
Tiyatrosu'nun sahnelediği Civan Canova'nın "Kıyamet
Sularında" adlı ovununa; en ivi vapım" ödülü. Ankara
Devlet Tiyatrosunda Yücel Erten'in tiyatroya
uyarlayıp yönettiği 'Azizname 95" adlı oyuna: 'en ivi
yönetmen" ödülü. "Kıyamet Sularında' oyunundaki
çalışmasıyla Kenan Işıka. "en iyi kadın ovuncu"
ödülü. "K.ıyamet Sularında' adlı oyunundaki rolüvle
Gılman Peremeci'ye: "en iyi erkek ovuncu" ödülü.
Melih Cevdet Anday'ın İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda
sahnelenen "İçerdekiler" oyunundaki rolüvle Uğur
Polat'a verildi.
Edebiyat ve Eleştiri'nin haziran
sayısı
Kültür S«rvisi- Ankara'da yayımlanan Edebiyat ve
Eleştiri Dergisi'nin haziran sayısı edebivatseverlerle
buluştu. Dergide Ahınet Yıldız "Orhan Pamuk: Türk-
tslam Sentezinden Postmodernizme Lzanan Bir
Fenomen". Taner Av 'Theodore John KLaczyinski
Aslında John VVavne'dir": Güler Ülkü "»'alçın. Haldun
Taner'in biröyküsünden vola çıkarak vazdığı 'Bir
Öykünün Şematik \'apısı Bakımından Anatomisı'.
Muzaffer Buyrukçu. Ova Avdoğan. Melisa Gürpınar.
Füruzan. Füsun Erbulak'la beraber vaptıkları ımza
günlüğüyle. Nil Kara. Oğuz Atav üzerine "Korkuyu
Beklerken" adlı vazılanvla ver alıvor.
BUGUN
24. Uluslararası İstanbul Müzik Festivali
kapsamında bugün saat 19.00'da AKM Konser
Salonu'nda Bosphorus grubunun konseri ızlenebilir.
Ava Irini'de ise >ine saat 19.00'da Chilingrian Yaylı
Çalgılar Dörtlüsü'nün konseri ver alıvor.
9. l luslararası Vapı Kredi Gençlik Festivali
kapsamında bugün saat 2! 30'da Rumelihisan
Müzesi'nde Gospel topluluğu ızlenebilir.
Aksanat ta bugün saat 12.30 ve 17.30"da
yönetmenliğini H. Koster'ın yaptığı '100 Men and a
Girl' adlı film. İngilizce orijinal seslendirmesiyle
v ideodan gösteriliyor.
Enka Vakfı sanat etkinlikleri kapsamında bugün Sadi
Gülçelik Spor Sitesi'nde, saat 21.15"te Dersaadet Oda
Müziği topluluğu konseri veralıvor.
E%rensel Kültür Merkezinde bugün saat 19.00'da
•Serseri Aşklar' adlı film izlenebılır.
Fenervolu \akifbank Sanat Galerisi'nde 'Beş
Yorumcu'nun karma resinı seruisi ııezılebılır.