Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 HAZİRAN 1996 PAZAR
HABERLER
ADD'den KİT
etkinlîkleri
I İstanbul Haber Servisi -
Atatürkçü Düşünce
Derneğı (ADD) Atatürk'ün
kurmuş olduğu Kamu
Iktısadi Teşekkülleri'nin
haraç-mezat satılmasma
karşı bir dizi eylem
başlatacaklannı bildirdı.
ADD Genel Merkezınden
yapılan açıklamaya göre,
bu karar doğrultusunda ilk
olarak yakın bir tarihte
Karadenız Ereğli'de
Eredemir'in
özelleştirilmesine karşı
"Ulusal Değerlerimize
Sahip Çıkalım" mitinginin
yapılacaği kaydedildi.
Açıldamada mitınge tüm
demokratik kıtle örgütleri
ve Ereğli halkının
katılacagı belirtildi.
Eğitim-Sen
üyesme gözaltı
• İstanbul Haber Servisi -
Eğitim-Sen'in 8 şubesi
tarafından yapılan
açıklamada. sendikalannın
üyesi Şahin Çoban'ın 9
haziran günü gözaltına
alındığı ve o günden bu
yana yakınlanyla ve
avukatıyla
görüştürülmediği öne
sürüldü. Çoban'ın kronik
astım hastası olmasından
dolayı da sağlığından ve
yaşamından endişe edildiği
belirtilen açıklamada,
Çoban'ın serbest
bırakılması istendi.
ÇHD'nin basın
biNJirgesi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Çagdaş
Hukukçular Derneği
(ÇHD) basın çalışanlanna
karşı işlenen suçlann ağır
ceza mahkemelerinin
yetkisi içinde
değerlendırilmesını ıstedi.
ÇHD Ankara Şubesi
Medya Hukuku Komisyonu
tarafından yayımlanan
bildirgede, iletişim
araçlannın kitleleri
haberdar etme
sorumlulugunun
engellenmemesi gerektiği
vurgulandı. Habenn mal
olarak kabul edilmesınin
doğru olmadığı kaydedilen
bildirgede, gazetecilerin
görüşleri nedeniyle
patronlan tarafından baskı
altına alınmaması da
istendi
Çiçek, Diyanere
çattı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-ANAP'lı Devlet
Bakanı Cemil Çıçek,
Başbakan Mesut
Yılmaz'ın. tarikatçı
kadrolaşma girişimleri
nedeniyle elinden aldığı
Diyanet tşleri Başkanlığı'nı
ağır bir dille eleştirdi.
Diyanet Işleri'nin üst
yönetiminde "kıreçlenme
ve kirlenme" oiduğunu
savunarak Başkan Mehmet
Nuri Yılmaz'ı eleştiren
Cemil Çiçek, "Bazılan o
koltuğa yapışıp kalmış
durumdalar. Diyanet, din
hizmetini sadece camiye
giden vatandaşa veriyor"
dedi.
622 bin 505
süah nuhsatı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - tçişleri Bakanı
Ülkü Güney, Türkiye'de
340 bin 966 taşıma. 281
bin 539 bulundurma
ruhsatlı silah oiduğunu
söyledi.
Güney, RP Ankara
Milletvekili Ersönmez
Yarbay'ınyazılı soru
önergesine \erdiği cevapta,
silah taşıma ve bulundurma
ruhsatı verilirken Emniyet
Mensuplan Vakfı'na 75
milyon lira bağış alındıginı
bildirdi.
Güney, Türkiye'deki
ruhsatlı silahJar içinde yerli
silahlann oranı hakkında
ellerinde herhangi bir veri
bulunmadığını ifade etti.
Krmızı plaka'
koalisyonu
• ANXARA(ANKA)-
Ülke sorunlannın çözümü
için bir araya gelemeyen
siyasi partilerin Meclis'teki
yöneticileri. araçlanna
'kırrruzı plaka' takılması
için ortak harekete geçtiler.
Meclis'te grubu bulunan
RP, DYP, ANAP, DSP ve
CHP'nin TBMM Başkanlık
Divanı üyeleri, makam
araçlanna kırmızı plaka
takılması için ortak imzayla
yasa önerisi hazırladılar.
TBMM Başkanlığı'na
sunulan yasa önerisi Meclis
Başkanı'nın makam
aracının yanı sıra TBMM
Başkanlık Divanı'nın 17
üyesinin makam aracına da
'resmi plaka' yenne
kırmızı plaka takılmasını
öngörüyor.
Cezaevlerindeki baskılar, 12 Eylül askeri yönetiminin dillendirdiği
'Asmayalım da besleyelim mi?' anlayışının günümüzdeki yansımasıdır
Toplu öliiıııe gidiyorlarANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Cezaev -
lennde 53 gündüraçlık grevi sürdüren siya-
sı tutuklu ve hükümlülenn ölüm sınınna yak-
laştıklanna dikkat çekıldı. Malatya E Tipı
Cezaevi'nde bulunan \e PKK davasından
12.5 yıl hapıs cezasına çarptınlmışolan Erol
Coşkun adlı bir hiikümlünün, eylemlerine
duyarsız kalınması üzerıne kendisini yakma
gırışimınde bulunduğu bıldırildı.
Demokratik kıtle örgütlerinin, Diyarbakır
Barosu ve Halkın Demokrasi Partısı'nın
(HADEP) bir süre önce y ap-
tıklan "Açlıkgrevlerinigöz-
den geçirin ve yeniden bir
durum değeriendirmesi >a-
pın" önensine ılk yanıt Ga-
zıantep Özel Tıp Ceza-
ev ı'ndengeldı. Buradakı tu-
tuklu se hükümlülenn. ey-
lemlennı 5'er günlük dönü-
şümlüye çevirdikleri bıldı-
rildı. Buca \e Bergama Ce-
zaev ı'nde tutuklulann baş-
lattığı süresız açlık grev ı 24
gününe gırerken. Aydın E
Tipı Cezaevi'ndekı açlık
grevı ıse 22. gününde. Ce-
zaevı yetkılilen, eylemcıle-
rin tedav i kabul ermedıklen-
ni, cezae\inde durumun sa-
kın oiduğunu belırttiler.
Çağdaş Hukukçular Der-
neği'nın (ÇHD) bir semıner
çalışması için Malatya'da
bulunan Genel Başkan Şa-
nai Sanıhan. Malatya Ceza-
evi'nde 12.5 yıla hükümlü
Erol Coşkun adlı bir hüküm-
lünün. cezaevlenne yönelik
duyarsızlığı protesto etmek
amacıyla kendını yakmaya
çalıştığını öğrendiklerinı
söyledi. Saruhan, hastaneye
kaldınlan Coşkun'un tedav ı-
yi kabul etmedığını belırt-
• Malatya'da Erol Coşkun adlı bir hükümlü cezaevlerindeki
baskılan protesto amacıyla kendisini yakmaya kalkıştı. Gaziantep
Cezaevi'nde süresiz açlık grevi 5'er günlük dönüşümlüye çevrildi.
tı.ÇHD Ankara Şubesi üyesıavukatlarda dün alındığını kaydeden Genç. "Ölüm çizgisine
24 saatlik açlık grevi başlattılar. ÇHD Anka- yaklaşmış olan süresiz açlık grevlerine rağ-
raŞube Başkanı A\ ukat Kazım Genç, ceza- menAğar," Cezaev lennde bir sorun vok'ben-
evlerindeki süresiz açlık grevlennın ölüm zeriaçıklamalaryapmaktadır. Cezaevlerinde
noktasına ulaştığını bildirdı. Ağar'ın hukuk- sorun olduğunun görülmesi için, süresiz aç-
tan uzak uvgulamaları nedeniyle tutuklu ve lıkgrevleri netkesindeölümler miolmakzo-
hükümlülenn insanı haklarının ellerınden rundadır?"dedı. Genç. tutuklu vehükümlü-
yoğunlaşıyor. İzmir'de, genelgenin savunmaya yönelik büyük bir darbe oiduğunu sav-
layan 1$ avukat bir günlük açlık grevi vaptı. HADEP Konak ilçe binasında basın açıklaması vaparak eyleme başlayan
avukatlar adına konuşan Cabbar lxygara, cezaevlerinde her an ölüm beklendtğini ve ölümlerden Adalel Bakanı'nın so-
rumlu olacağını söyledi. Leygara, geneîgelerin ölüm olaylan meydana gelmeden derhal geri alınmasını istedi. Bazı tutuk-
lu yakınları da, polisüı izin vermesinden sonra üçerli-beşerli gruplar halinde HADEP binasından Cumhuriyet Alanı'nda-
ki Merkez P1T binasına kadar yürüyerek Adalet Bakanı Ağar'a protesto telgrafı çektiler. (Fotoğraf: NECATİ AYGIN)
Açlık grevleri bugüne kadar 15 can aldı
KEREM ILGAZ
12 Eylül'den sonra cezaevlerinde
çeşitli nedenlerden dolavı tutuklu
ve hükümlülenn yaptıklan açlık
grevlennde bugüne dek 15 kişı
yaşamını yıtırdi.
Cezaevlennde açlık grevlen
sırasında yaşamını yıtiren 15
kişinin sol görüşlü tutuklu ve
hükümlülerden oluştuğu saptandı.
Ölümle sonuçlanan açlık grevlen
nedeniyle Diyarbakır Cezaevi 8
kişiyle bırinci sırada yer aldı.
Özelhkle 12 Eylül 1980sonrası
yayeinlaşan açlık grevlen.
baskılardan yılan tutuklu ve
hükümlüler için başvurulacak son
çare oldu.
Cezaevlennde açlık grevleri
sırasında 1981 yılından bugüne
kadar yaşamını yıtirenlenn listesi
şöyle:
,\li Erek 20 Nisan 1981
Diyarbakır Askeri Cezaevi, Kemal
Pir 7 Eylül 1982 Diyarbakır
Asken Cezaevi, Hayri Durmuş 12
Eylül 1982 Diyarbakır Asken
Cezaevi, AkifYrimaz 15 Eylül
1982 Diyarbakır Askeri Cezaevi.
AliÇiçek 17 Eylül 1982
Diyarbakır Askeri Cezaevi, Orhan
Keskin2 Mart 1984 Diyarbakır
Askeri Cezaevi, Cemal Anıt 5
Mart 1984 Diyarbakır Askeri
Cezaevi. AbduDah Meral 15
Haziran 1984 Istanbul Cezaevi,
Fatih Okutulmuş 17 Haziran 1984
İstanbul Cezaevi, Haydar Başbağ
17 Haziran 1984 İstanbul Cezaevi.
HasanTek~i26 Haziran İstanbul
Cezaevi. M. Emin Yavuz 18 Şubat
1988 Diyarbakır Askeri Cezaevi,
Abduüah Rdan 9 Nisan 1993
Muş E Tipi Cezaevi. Fesih
Beyazçiçek23 Temmuz 1995
Yozgat Cezaev ı. Remzi Ahintaş 13
Ağustos 1995 Amasya Cezaevi.
lenn yaşam ve beden bütünlüklerıni koru-
manın Adalet Bakanlığı'nın sorumluluğun-
da oiduğunu anımsatarak şu görüşleri dıle
getirdi:
"Adalet Bakanlığı'nın cezaevlerinde uygu-
ladığı baskılar, 12 Eylül askeri yönetiminin
dillendirdiği "Asfnayalım da besleyelim mi?"
anlayışının günümüzdeki vansımasıdır. Bu
mantık ile cezaevlerinde toplu ölümlere yol
açacak yetkilileri aklav acak tarih vokrur. Bas-
kılara karşı bedenk'rini tüketerek direnmek-
ten başka çıkar volu kalmamış
olan cezaevi direnişçilerini se-
lamüvor. 24 saatlik açlık grevi
ile desteküyoruz."
İHD Genel Merkezı'nde 13
günden bu yana açlık grev ın-
de bulunan tutuklu ve hüküm-
lü yakıniannı zıvaret eden
CHP Tunceh Milletvekili Or-
han \eli V ıldınm. cezaevlerı-
nın insanlann yaşayabıleceğı
koşullara kavuşturulmasi ge-
rektığını söyledi Adalet Baka-
nı Mehmet Ağar'ı görevını
yapmamakla suçlavan Yıldı-
nm, Ağar'ın emniyet müdürii
zihniyetıyle hareket ettığinı v e
istifa etmesi gerektigini savun-
du.Yıldmm. bir annenın,
"Köylerüniz yakılırken siz ne-
redeydiniz" sorusu üzenne,
Güneydoğu'da bir iç savaş ya-
şandığını, köylerin yakılma-
sıyla ılgılı olarak da tepkı gös-
terdiklerini vurgulayarak şun-
ları söyledi:
"Her türlü harp silahının
kullanıldığı bölgede iç savaş
\ ardır. Kontrgerilla da yakıyor.
Devlet eliyk- kövlerin yakılma-
sı bir terördür. Bazen devlet ta-
raûndan terör yapüıyor. Kürt
halkının bağımsızlıği için çalış-
dğını ileri süren gerilla gnıpla-
n tarafından da yakılıyor. Bu iç
savaş gereğidir."
CHP Ankara il ve ilçe örgüt-
len gençlık komisyonlan adı-
na Yüksel Caddesi'nde yapı-
lan basın açıklamasında.
Ağar'ın Adalet Bakanlığı'na
getirilmesıyle cezaevlerindeki
ınsan haklan ıhlallennın en üst
düzeye ulaştığına ışaretedildı.
HADEP Genel Sekreten
Bahattin Günel dün vaptığı
açıklamada. partisinin Gazian-
tep ıl merkezının polis tarafın-
dan basıldığını ve aralannda ıl
başkanı Niyazi Bulgan'ın da
bulunduğu 7 kışının gözaltına
alındığını kaydettı.
Cumhurbaşkanı'ndan ikinci rejim uyansı: Türkiye bu noktadan geriye gidemez ;,
Demirel: Çerçeveyi Atatürk çizdi
ANK4RA (Cumhuriyet Büro-
su) - Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel. RP'li bir koalisyon olu-
şumu aray ışının devam ettığı hü-
kümet kurma sürecinde ikinci
kez rejım uyarısında bulundu.
Demirel. çağdaşlıgın Türkiye'yi
kişıliğinden kopardığının iddia
edilemeyeceğını belirterek "Bü-
yük Atatürk'ün koyduğu bu çer-
çeveye a>dınlar ve halk sahip çık-
mıştır. Türkiye buradan gerivegi-
demez" dedı.
Gazeteciler Cemiyeti'nin 50.
kuruluş yıldönümünde. RP'yı i-
maederek laık ve çağdaş reıımın
korunacağı yönünde uyanda bu-
lunan Demirel, dün Gazi Üniver-
sitesi Fen-Edebiyat Fakültesı'nin
ek bınasının açılış töreninde, me-
sajlarını yineledi. Düzenlenen
törende, sunucu, Baki'nın Kanu-
niSultan Süleyman'ı anlartığı şı-
irindenpasajlarokuyarak Demi-
rel'ikürsüyedavetetti. Butürtö-
Cumhurbaşkanı Demirel, Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi'njn ek büiasının açüışını vaptı. Demirel,
daha sonra okul kafeteryasında gazetecilerin tsran üzerine bilardo oynadı. (Fotoğraf: A A)
renlerin. ülkenin nerede olduğunun anlatıl-
ması açısından bir vesile olarak kullanılma-
sı gerektigini söyleyen Cumhurbaşkanı,
"Değerimizi iyi ortaya koymazsak, kendimi-
ze güvenmezsek, acaba aydınlık geleceklere
hangi sekilde varabüiriz? Kendi kendimizi
aldatmav alım. ama herhaide bu ülkenin var-
lannı çok iyi şekilde bu ülkenin insanlannın
önüne koymak lazım ki giincel olaylann bas-
kısı alunda vararılmak istenen ümitsiztikbu-
lutlannı dagıtabiklim."
lki hafta süren HABITAT II zirvesinin
Türkıye'nındünyadevletı oiduğunu göster-
diğini belırten Cumhurbaşkanı Demirel,
dünyanın gündeminin. demokrasi, ınsan
haklan. yoksulluktan kurtulma. dünyayı ko-
rumak. banş. eğıtım. sağlık, refah ve ınsan-
lan daha çok bırbırine yaklaştırmak oiduğu-
nu anlattı. Cumhurbaşkanı Demirel, büyük
Gazı'nin adını taşıyan Gazi Üniversiıe-
si'nın. gençlere bılımın. sanatın. kültürün
musluğunu açmak ıçın gereklı oiduğunu be-
lirterek şunlan sövledr "ÇağdaşTürkiyene
ile olacak, kunımlannın başka çağdaş ülke-
lerin kurumlanyla yanşabflmesiy-
le olacak. Gerive gidemezsiniz, ile-
riye gideceksiniz, ileriye gitmenin
yolu. çağdaşlık ve modernliktir.
Çağdaşlık ve modernliğin Türki-
ye'vi dejenere ettiği, kişUiğinden,
geçmişinden, adetlerinden, gele-
neklerinden. inançlanndan kopar-
dığı iddia edilemez. Modcrn dünya-
nın evrensel olan birtakım çerçeve-
leri içine girin. Türkive buradan ge-
riye gidemez. Ve bu çerçeve, üni-
versitenin çerçevesidir. Bü> ük Ata-
türk'ün koyduğu bu çerçeveye,
Türkiye'nin aydınlan ve halkı sa-
hip çıkmışnr. Türkiye bundan mut-
ludur. Hep söviemeye devam edece-
ğiz. Söyiemeye devam etmczsek, id-
dianuzdan vazgeçmiş oiuruz. Mo-
dern. çağdaş, büyük Atatürk'ün
göstcrdiği isrikametiere sadık. geliş-
miş. demokrat, laik Türkive— lşte
buna hep beraber sahip olmaya de-
\?ax\ edeceğiz.*' Türkiye'de ılkoku-
la başlayan 100 çocuktan 9'unun
üniversiteeğıtimi görebildığıni belırten De-
mirel, bunun en azından 30'a çıkarılması
gerektigini söyledi. Demirel. "Türkiye'de
delik bü> ük. yama küçük. Ama pes edenıe-
>iz. Ve bir sıralama dahilinde. bu deliği ka-
patacağız. Delik kapandığı zaman, Türkiye
daha çok çağdaş, kalkınmış. demokrat ve
mudu olacaktır" dıye konuştu.
IRMIKI AYDIN ENGİN e-mail: engin@planet.com.tr
Sakinol Aydın Engin. Sinir-
lenme. Öfkelenme. Kederlen-
me. Sakin ol. Bırak Galatasa-
ray Lisesi'nin önünde olup bi-
tenleri. Boşverme, kabul. A-
ma bırak bir yana. Bu bir pa-
zar yazısı. insanlar her gün-
den daha uzun bir sabah uy-
kusu çektiler.
Her günden daha uzun ve
keyifli bir kahvaltı sofrasına
oturdular. Kimilerinin alışkan-
lığıdır; biryandan sabah çayı-
nı yudumlarken bir yandan
gazetelere göz gezdirir. Çok
kişinin alışkanlığıdır; pazarlan
birkaç gazete alır.
Belki Cumhuriyet okuru ol-
mayan biri de okuyor bu Tır-
mık'ı. Ürkütme.
Sakin ol Aydın Engin. Sa-
bah kahvaltısında lokmaları
dizme insanlann boğazına. Şu
pazar sabahının tadını kaçır-
ma.
N'olmuş yani? Elli beş haf-
tadır istanbul'da, Galatasaray
Lisesi'nin önünde oturup (sa-
dece oturup) gözaltında kay-
Keyifli Bir Pazar Yazısıbedilen yakınlarının izini sür-
meye çabalayan Cumartesi
Anneleri'ni polis bu kez. daha
Galatasaray'a gelemeden,
Beyoğlu Caddesi boyunca
avlamış, yerlerde sürüyerek,
kollarını arkadan bükerek ha-
zır bekletilen belediye otobüs-
lerine doldurup bir bilinmeye-
ne doğru yola çıkarmış.
Sakin ol. Kedertenme. Öf-
kelenme.
Utancın fotoğraflarını unut.
"Bu caddede yürüme özgür-
lüğümü elimden alamazsınız"
diye haykıran o yaşlı anneye
polisin gözlükleriyle bakmayı
dene:
- Götürün lan şu kart
c.spuyu! Caddede özgür-
lükmüş... Şeyımın özgürlu-
ğü...
Durma üstünde. Bir ülkede
yitirdiği, gözaltında, devletin
gözetim kurumlannda yitirdiği
kızının, oğlunun, kocasının,
kansının, anasının, babasının
izini sürmenin suç; onları yer-
lerde sürüklemenın, coplama-
nınsa doğal oluşunun üstün-
de durma.
Hukuk devletinde gözaltına
alma ölçüt ve gerekçelerinin
"Alın, alın, o duvann dibınde.
oğlan çocuğunun elinden tut-
muş duran o ganyı da alın... "a
indirgenişini bugünlük yadır-
gama.
Sımsıkı tuttuğu annesinin
elini bırakmaksızın polis oto-
büsüne yürüyen on ıkı yaşla-
rındakı o ince zayıf çocuğun
kömür karası gözlerinde gör-
düğün ışıltıyı, çocuk ağzının
kıvnmına yerieşivermiş o kır-
gın gülücüğü unut.
Bugün pazar. Kuraldır, pa-
zarlan keyifli yazılaryazılır. Ke-
yifli bir Tırmık yaz. Haydi dav-
ran.
Unut Şili fotoğraflarını.Ye-
şilçam Sokağı'nın Beyoğlu'na
açılan ağzında duvara yüzü
dönük sıralanmış kadınlı er-
kekli 18 kişiyi uzaklaştır göz-
lerinin önünden:
- Ayaklar duvara değecek.
Eller duvara dayanacak. Bak-
ma lan! Eğ başını. Ayaklarının
ucuna bak... Şişşş, bana bak,
nerde kaldı bunlar be? Araç
gelsin buraya araç... Heyy,
hişşş çekme lan, çekme de-
dim sana! Bir de bu basın be-
lası çıktı başımıza. Çekme lan,
çekme dedim sana. Bok mu
var burada?
Sıkı mı? Haydi yanıt verse-
ne, "Evet bok varburada" 6e-
sene. Sıkmadı değil mi? lyisi
mi boş ver. Şili fotoğraflan Şi-
li'de çekilir. Burası Şili mi?
Abarttın lyice. Az sonra kur-
şuna dizilecek değil ya o du-
vara yüzleri dönük, ayak uçla-
rı duvara bitişik, elleri duvara
dayalı bekleyen kadınlı erkek-
li on sekiz kişi. Nıhayet birkaç
saat sonra, bilemedin yarın
sabah (pazar sabahı yani) bı-
rakılacaklar. Önlem bu. Salt
önlem. Demokratik bir ön-
lem! En geç yann sabah ser-
best onlar.
Belki de şu Tırmık'ı kahval-
tı masasında okuyacaklar.
Ağızlarının tadını kaçırma.
Yıllardır karşılaşmadığın,
eski arkadaşını, 1969 Ankara-
sı'nın delifişek delikanlısı Ha-
lil Ergün'ü gördüm diye sevi-
neceğine, tutmuş onun "Bo-
ğulacak gibiyim. Kendimi,
kendimizi hiç bu kadaryalnız,
bu kadar terk edilmiş, bu ka-
dar çaresiz hissetmemiştim"
deyişine takıyorsun kafanı.
N'olmuş kendini oyle hissedi-
yorsa? Olmadı, alışır zaman-
la. Boş ver.
Bugün pazar Aydın Engin.
Kederlenme, öfkelenme, şu
budalaca boğuntunu dağıt.
Beceremezsen unut. Pazarla-
n kuraldır, keyifli yazılar yazılır.
Keyifli bir Tırmık yaz. Hay-
di, başlaL
MKRO
DINÇ TAYANÇ
Ayran Budalası
Galatadan ''kanatlanıp" da Usküdar'a "konan"
Hezarfen Ahmet Çelebi'nin, havacılığın "atası"o\a-
bileceğı Osmanh'nın aklının ucundan bile geçemi-
yordu. Nasıl geçebilsın; Osmanh'nın aklı, tıpkı bu-
günkü 'herzefen" torunlan gibi uçkurundan yukan
uçmaya el vermiyor ki!
El vermeyince de "devletlü" Sultan Murat Han-ı
"penç'in Osmanlı tarıhı ıçindeki yennden, alıp verdi-
ği topraklardan (ve de kellelerden) çok "yasakladığı
tütün ve müskıratı mıktar-ı mebzulde ıstimal eyleyüp
eylemeduğu" ve dahı "oğlancılık ılletünden günah-
kâr olup olmadığı" tartışmaları üç yüz yıllık aradan
sonra ve de Uçüncü Bin'in eşığınde tartışılıyor...
Tartışılmakla kalsagene "âlâ"... Hezarfen'i anlatan
filme getırilen yasaklar ve de yapımcılanndan oyun-
cularına dek yöneltilen tehdıtler, 600 kiloluk gürzle
"küffara" dehşet salmış(!) Dördüncü Murat'ın yasak
ve de kıyımlarını aratmıyor!
Üstüne üstlük, tüm bunlar yüzyılın son dünya do-
ruğu HABITAT ll'ye evsahipliğı yaptığımız ve de Sel-
çuk'tan Bjzans'a. Osmanlı'dan Türkiye Cumhuriye-
ti'ne kültür ve sanat zenginlığimızi "altı buçuk dün-
yalı"ya sergıledığımız günlere denk "getiriliyor"]
HABITAT surerken güvenhk(!) güçlerimiz insan hak-
ları, düşunceyı dıle getırme ozgürlüğü, düşünce suç-
ları(!) ve de emekçı "memurlar"\n sendikal haklan için
yollara çıkanları "yola getirmek" (ya da "yola yatır-
mak") ıçın ellerınden gelenı artlarına koymuyor; kır-
sal kesımde ıse ne denlı uygartaştığımızı, azmanlar
"dışkı" yedırdıklerı köylülere "fışkı" yedırerek kanıtla-
maya(!) gırişıyorlar!
Karayobaz sürüleri "Imam-hatiplere dokunulursa
her şeyiyapanz" diye gözdağı veriyor; öğrencileri ay-
dınlanma için yollanılan cumhuriyet okullarında "Kı-
za baktı" dıye öğrenci cezalandınlırken kerametleri
kendılerinden menkul hocaefendilerin "ilim yuvala-
n"ndakı öğrencıler. geleceğin "şeriathocalan" olarak
yetiştırıliyor; hastane ımamlarının "faziletleri"n\r\ has-
talarca anlaşılamamasına(!) tepki gösterilip üniversi-
te yurtlarına da mescıt ve ımam gerektiği "vurgu"\a-
nıyor!
Türkiye Cumhuriyetı'nın kuruluş ilkelerine ve ana-
yasasına bağlılık andı ıçerek Türkiye Büyük Millet
Meclisi'ne "ginmiş" ve de "şehatın önünü kesmek
için kendisinden başka güvence olmadığım" vurgu-
lamış politika "ince /ş"çileri, kendi karalannı örtebil-
mek umuduyla düştükleri denizde yobaz karalanna
sanlmaktan çekinmiyor!
Bu, al gülüm ver gülüm karmaşasında neler olup
bitmıyor neterU!
Amerikanya yapacağı yardımı "Ermeni soykınmı-
nın kabul edilmesi" koşuluna mı bağlamıyor, yoksa
Çekiç Güç denilen kaba kuvvetin kalıcılığı için aba al-
tından yaba mı göstermiyor; Israil ile yapılan anlaş-
ma, TBMM'den kaçırılırcasına mı geçirilmıyor, yoksa
gelırinin yokluğu ile giderınin çokluğundan bunalan
insanlanmız kendi canlarına mı kıymıyor; basında ka-
mu çıkarları ve de meslek etiğı bir çırpıda "kazınıp"
medya tekelciliği mi kurulmuyor, yoksa medya liboş-
lannın kalem ve de sunumları, göbek bağından da öte
bağlandıkları "çıkarodaklan"na uşaklık mı etmiyorü!
Ayran budalalığı bir değil ki, say sayabildiğince...
Haaa, bir de bütün bunların ortalık yennde, gidişi
"durduracak" umut rüzgârlannı estırmesı "umulan"
sosyal(!) demokrat(l) ya da demoratik(l) sol(ü!) parti-
ler ile aydınlarımız ne yapıyor?
Hıiıç, toprağının altındakı ölüler gıbi, kırklannın çı-
kıp arkalanndan dua edilmesıni bekliyoriar. Hele bir
de ellı ıkılerı çıkıp burunlan da düşse, kendilerini öy-
le bir bırakacaklar kı, mezar böceklerının dışlerineü!
Ana fikir Çıkmadık canda umut vardır, ama huyun
da can çıkmadıkça çıkmayacağına ne demeli?
Ana fikrin ana fikri: Her ınsan, kendi "intihar yo-
/u"nu seçmekte özgürdür, ama birıleri tutup da ken-
di intihar yolannı başkaları ve gıderek de toplumun
ıntıhar yolu olarak benımsetmeye kalkariarsa bunun
adı "cınayef olur ve kendıten, en ağır cezayı gerek-
tiren bir "suç"tur!
Ecevit'ten acıklama:
ANAP-DYP-DSP
koalisyonu önermedim
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - DSP Genel Baş-
kanı Bülent Ecevit, bugüne
kadar partisinin de içinde
yer alacağı bir koalisyon
önerisınde bulunmadığını
açıkladı. ANAP-DYP ko-
alısyonunun sona ermesin-
den partisinin sorumlu ol-
madığını vurgulayan Ece-
\ ıt. ~Bu koalisyonun çözül-
mesinin tek nedeni, ANAP
ve DYP liderleri arasındaki
üıatlaşmadır. lki parti ara-
sında bir ortaklık konseyi
kurulmasını da bu inatlaş-
mayı aşabilmenin bir volu
olarak önerdik" görüşunu
dıle getirdi.
Ecevit. bazı gazetelerde
dün ya\ ımlanan. Başbakan
Mesut Yılmaz'la vaptığı
görüşmede. DSP-ÂNAP-
DYP koalisyonu önerdıği
yönündekı haberlerı yalan-
layarak "DSP'nindekatıla-
cağı üçlü koalisyon önerme-
dim. Ancak ÂNAP-DYP
koalisyonunun güvenovu
alabilmesine dışarıdan kat-
kımız yine istenirse bu kez
bazı koşullarımız olacağını
söyledim"dedi. Ecevit, dün
vaptığı yazılı açıklamada.
Başbakan Yılmaz'ın.
ANAP Merkez Karar ve
Yönetım Kurulu'nda, "er-
ken seçim koşuluyla üçlü
koaltsvona olumlu baktiğı"
yönünde konu^tuğu sa\la-
nnın doğru olmadığım ifa-
de etti. Erken seçımi önko-
şul olarak öne sürmediğini
kaydeden Ecevit, ancak er-
ken seçım kaçınılmaz olur-
sa, hükümet kurmayı ko-
laylaştıncı bir sonuç ortaya
çıkabılmesı için nüfus sa-
yımı veya tespitı yapılma-
sı. anayasadeğişikliklerine
uvum yasalarının çıkanl-
ması gereğıne dikkat çekti-
ğını vurguladı. ANAP-
D\'P koalisyonunun güve-
novu alabilmesine dışarı-
dan katkılan istenirse bazı
koşullan olacağını Yıl-
maza ılettiğıni belirten
Ecev ıt. şu görüşleri dile ge-
tirdi:
"ANAP'la DYP arasın-
daki koalisyonun yüriime-
miş ve kısa sürede bozul-
muş olmasından. DSP'nin,
hükümet dışında kalarak
oy katkısısağlaması sorum-
lu değildir. ANAP-DV P ko-
alisyonunun yürümesine D-
SP hiçbir güçlük çıkarma-
mıştır. Bunu Savın Mesut
Yılmaz'la Sayın Tansu Çil-
ler de doğrulamaktadır.
Koalisyonun çözülmesinin
tek nedeni ANAP ve DYP
liderleri arasındaki üıatlaş-
madır. İki parti arasında bir
ortaklık konseyi kurulması-
nı da bu inatlaşmayı aşabil-
menin bir volu olarak öner-
dik."