29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 HAZİRAN 1996 PAZAR HABERLER ADD'den KİT etkinlîkleri I İstanbul Haber Servisi - Atatürkçü Düşünce Derneğı (ADD) Atatürk'ün kurmuş olduğu Kamu Iktısadi Teşekkülleri'nin haraç-mezat satılmasma karşı bir dizi eylem başlatacaklannı bildirdı. ADD Genel Merkezınden yapılan açıklamaya göre, bu karar doğrultusunda ilk olarak yakın bir tarihte Karadenız Ereğli'de Eredemir'in özelleştirilmesine karşı "Ulusal Değerlerimize Sahip Çıkalım" mitinginin yapılacaği kaydedildi. Açıldamada mitınge tüm demokratik kıtle örgütleri ve Ereğli halkının katılacagı belirtildi. Eğitim-Sen üyesme gözaltı • İstanbul Haber Servisi - Eğitim-Sen'in 8 şubesi tarafından yapılan açıklamada. sendikalannın üyesi Şahin Çoban'ın 9 haziran günü gözaltına alındığı ve o günden bu yana yakınlanyla ve avukatıyla görüştürülmediği öne sürüldü. Çoban'ın kronik astım hastası olmasından dolayı da sağlığından ve yaşamından endişe edildiği belirtilen açıklamada, Çoban'ın serbest bırakılması istendi. ÇHD'nin basın biNJirgesi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çagdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) basın çalışanlanna karşı işlenen suçlann ağır ceza mahkemelerinin yetkisi içinde değerlendırilmesını ıstedi. ÇHD Ankara Şubesi Medya Hukuku Komisyonu tarafından yayımlanan bildirgede, iletişim araçlannın kitleleri haberdar etme sorumlulugunun engellenmemesi gerektiği vurgulandı. Habenn mal olarak kabul edilmesınin doğru olmadığı kaydedilen bildirgede, gazetecilerin görüşleri nedeniyle patronlan tarafından baskı altına alınmaması da istendi Çiçek, Diyanere çattı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-ANAP'lı Devlet Bakanı Cemil Çıçek, Başbakan Mesut Yılmaz'ın. tarikatçı kadrolaşma girişimleri nedeniyle elinden aldığı Diyanet tşleri Başkanlığı'nı ağır bir dille eleştirdi. Diyanet Işleri'nin üst yönetiminde "kıreçlenme ve kirlenme" oiduğunu savunarak Başkan Mehmet Nuri Yılmaz'ı eleştiren Cemil Çiçek, "Bazılan o koltuğa yapışıp kalmış durumdalar. Diyanet, din hizmetini sadece camiye giden vatandaşa veriyor" dedi. 622 bin 505 süah nuhsatı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - tçişleri Bakanı Ülkü Güney, Türkiye'de 340 bin 966 taşıma. 281 bin 539 bulundurma ruhsatlı silah oiduğunu söyledi. Güney, RP Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay'ınyazılı soru önergesine \erdiği cevapta, silah taşıma ve bulundurma ruhsatı verilirken Emniyet Mensuplan Vakfı'na 75 milyon lira bağış alındıginı bildirdi. Güney, Türkiye'deki ruhsatlı silahJar içinde yerli silahlann oranı hakkında ellerinde herhangi bir veri bulunmadığını ifade etti. Krmızı plaka' koalisyonu • ANXARA(ANKA)- Ülke sorunlannın çözümü için bir araya gelemeyen siyasi partilerin Meclis'teki yöneticileri. araçlanna 'kırrruzı plaka' takılması için ortak harekete geçtiler. Meclis'te grubu bulunan RP, DYP, ANAP, DSP ve CHP'nin TBMM Başkanlık Divanı üyeleri, makam araçlanna kırmızı plaka takılması için ortak imzayla yasa önerisi hazırladılar. TBMM Başkanlığı'na sunulan yasa önerisi Meclis Başkanı'nın makam aracının yanı sıra TBMM Başkanlık Divanı'nın 17 üyesinin makam aracına da 'resmi plaka' yenne kırmızı plaka takılmasını öngörüyor. Cezaevlerindeki baskılar, 12 Eylül askeri yönetiminin dillendirdiği 'Asmayalım da besleyelim mi?' anlayışının günümüzdeki yansımasıdır Toplu öliiıııe gidiyorlarANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Cezaev - lennde 53 gündüraçlık grevi sürdüren siya- sı tutuklu ve hükümlülenn ölüm sınınna yak- laştıklanna dikkat çekıldı. Malatya E Tipı Cezaevi'nde bulunan \e PKK davasından 12.5 yıl hapıs cezasına çarptınlmışolan Erol Coşkun adlı bir hiikümlünün, eylemlerine duyarsız kalınması üzerıne kendisini yakma gırışimınde bulunduğu bıldırildı. Demokratik kıtle örgütlerinin, Diyarbakır Barosu ve Halkın Demokrasi Partısı'nın (HADEP) bir süre önce y ap- tıklan "Açlıkgrevlerinigöz- den geçirin ve yeniden bir durum değeriendirmesi >a- pın" önensine ılk yanıt Ga- zıantep Özel Tıp Ceza- ev ı'ndengeldı. Buradakı tu- tuklu se hükümlülenn. ey- lemlennı 5'er günlük dönü- şümlüye çevirdikleri bıldı- rildı. Buca \e Bergama Ce- zaev ı'nde tutuklulann baş- lattığı süresız açlık grev ı 24 gününe gırerken. Aydın E Tipı Cezaevi'ndekı açlık grevı ıse 22. gününde. Ce- zaevı yetkılilen, eylemcıle- rin tedav i kabul ermedıklen- ni, cezae\inde durumun sa- kın oiduğunu belırttiler. Çağdaş Hukukçular Der- neği'nın (ÇHD) bir semıner çalışması için Malatya'da bulunan Genel Başkan Şa- nai Sanıhan. Malatya Ceza- evi'nde 12.5 yıla hükümlü Erol Coşkun adlı bir hüküm- lünün. cezaevlenne yönelik duyarsızlığı protesto etmek amacıyla kendını yakmaya çalıştığını öğrendiklerinı söyledi. Saruhan, hastaneye kaldınlan Coşkun'un tedav ı- yi kabul etmedığını belırt- • Malatya'da Erol Coşkun adlı bir hükümlü cezaevlerindeki baskılan protesto amacıyla kendisini yakmaya kalkıştı. Gaziantep Cezaevi'nde süresiz açlık grevi 5'er günlük dönüşümlüye çevrildi. tı.ÇHD Ankara Şubesi üyesıavukatlarda dün alındığını kaydeden Genç. "Ölüm çizgisine 24 saatlik açlık grevi başlattılar. ÇHD Anka- yaklaşmış olan süresiz açlık grevlerine rağ- raŞube Başkanı A\ ukat Kazım Genç, ceza- menAğar," Cezaev lennde bir sorun vok'ben- evlerindeki süresiz açlık grevlennın ölüm zeriaçıklamalaryapmaktadır. Cezaevlerinde noktasına ulaştığını bildirdı. Ağar'ın hukuk- sorun olduğunun görülmesi için, süresiz aç- tan uzak uvgulamaları nedeniyle tutuklu ve lıkgrevleri netkesindeölümler miolmakzo- hükümlülenn insanı haklarının ellerınden rundadır?"dedı. Genç. tutuklu vehükümlü- yoğunlaşıyor. İzmir'de, genelgenin savunmaya yönelik büyük bir darbe oiduğunu sav- layan 1$ avukat bir günlük açlık grevi vaptı. HADEP Konak ilçe binasında basın açıklaması vaparak eyleme başlayan avukatlar adına konuşan Cabbar lxygara, cezaevlerinde her an ölüm beklendtğini ve ölümlerden Adalel Bakanı'nın so- rumlu olacağını söyledi. Leygara, geneîgelerin ölüm olaylan meydana gelmeden derhal geri alınmasını istedi. Bazı tutuk- lu yakınları da, polisüı izin vermesinden sonra üçerli-beşerli gruplar halinde HADEP binasından Cumhuriyet Alanı'nda- ki Merkez P1T binasına kadar yürüyerek Adalet Bakanı Ağar'a protesto telgrafı çektiler. (Fotoğraf: NECATİ AYGIN) Açlık grevleri bugüne kadar 15 can aldı KEREM ILGAZ 12 Eylül'den sonra cezaevlerinde çeşitli nedenlerden dolavı tutuklu ve hükümlülenn yaptıklan açlık grevlennde bugüne dek 15 kişı yaşamını yıtırdi. Cezaevlennde açlık grevlen sırasında yaşamını yıtiren 15 kişinin sol görüşlü tutuklu ve hükümlülerden oluştuğu saptandı. Ölümle sonuçlanan açlık grevlen nedeniyle Diyarbakır Cezaevi 8 kişiyle bırinci sırada yer aldı. Özelhkle 12 Eylül 1980sonrası yayeinlaşan açlık grevlen. baskılardan yılan tutuklu ve hükümlüler için başvurulacak son çare oldu. Cezaevlennde açlık grevleri sırasında 1981 yılından bugüne kadar yaşamını yıtirenlenn listesi şöyle: ,\li Erek 20 Nisan 1981 Diyarbakır Askeri Cezaevi, Kemal Pir 7 Eylül 1982 Diyarbakır Asken Cezaevi, Hayri Durmuş 12 Eylül 1982 Diyarbakır Asken Cezaevi, AkifYrimaz 15 Eylül 1982 Diyarbakır Askeri Cezaevi. AliÇiçek 17 Eylül 1982 Diyarbakır Askeri Cezaevi, Orhan Keskin2 Mart 1984 Diyarbakır Askeri Cezaevi, Cemal Anıt 5 Mart 1984 Diyarbakır Askeri Cezaevi. AbduDah Meral 15 Haziran 1984 Istanbul Cezaevi, Fatih Okutulmuş 17 Haziran 1984 İstanbul Cezaevi, Haydar Başbağ 17 Haziran 1984 İstanbul Cezaevi. HasanTek~i26 Haziran İstanbul Cezaevi. M. Emin Yavuz 18 Şubat 1988 Diyarbakır Askeri Cezaevi, Abduüah Rdan 9 Nisan 1993 Muş E Tipi Cezaevi. Fesih Beyazçiçek23 Temmuz 1995 Yozgat Cezaev ı. Remzi Ahintaş 13 Ağustos 1995 Amasya Cezaevi. lenn yaşam ve beden bütünlüklerıni koru- manın Adalet Bakanlığı'nın sorumluluğun- da oiduğunu anımsatarak şu görüşleri dıle getirdi: "Adalet Bakanlığı'nın cezaevlerinde uygu- ladığı baskılar, 12 Eylül askeri yönetiminin dillendirdiği "Asfnayalım da besleyelim mi?" anlayışının günümüzdeki vansımasıdır. Bu mantık ile cezaevlerinde toplu ölümlere yol açacak yetkilileri aklav acak tarih vokrur. Bas- kılara karşı bedenk'rini tüketerek direnmek- ten başka çıkar volu kalmamış olan cezaevi direnişçilerini se- lamüvor. 24 saatlik açlık grevi ile desteküyoruz." İHD Genel Merkezı'nde 13 günden bu yana açlık grev ın- de bulunan tutuklu ve hüküm- lü yakıniannı zıvaret eden CHP Tunceh Milletvekili Or- han \eli V ıldınm. cezaevlerı- nın insanlann yaşayabıleceğı koşullara kavuşturulmasi ge- rektığını söyledi Adalet Baka- nı Mehmet Ağar'ı görevını yapmamakla suçlavan Yıldı- nm, Ağar'ın emniyet müdürii zihniyetıyle hareket ettığinı v e istifa etmesi gerektigini savun- du.Yıldmm. bir annenın, "Köylerüniz yakılırken siz ne- redeydiniz" sorusu üzenne, Güneydoğu'da bir iç savaş ya- şandığını, köylerin yakılma- sıyla ılgılı olarak da tepkı gös- terdiklerini vurgulayarak şun- ları söyledi: "Her türlü harp silahının kullanıldığı bölgede iç savaş \ ardır. Kontrgerilla da yakıyor. Devlet eliyk- kövlerin yakılma- sı bir terördür. Bazen devlet ta- raûndan terör yapüıyor. Kürt halkının bağımsızlıği için çalış- dğını ileri süren gerilla gnıpla- n tarafından da yakılıyor. Bu iç savaş gereğidir." CHP Ankara il ve ilçe örgüt- len gençlık komisyonlan adı- na Yüksel Caddesi'nde yapı- lan basın açıklamasında. Ağar'ın Adalet Bakanlığı'na getirilmesıyle cezaevlerindeki ınsan haklan ıhlallennın en üst düzeye ulaştığına ışaretedildı. HADEP Genel Sekreten Bahattin Günel dün vaptığı açıklamada. partisinin Gazian- tep ıl merkezının polis tarafın- dan basıldığını ve aralannda ıl başkanı Niyazi Bulgan'ın da bulunduğu 7 kışının gözaltına alındığını kaydettı. Cumhurbaşkanı'ndan ikinci rejim uyansı: Türkiye bu noktadan geriye gidemez ;, Demirel: Çerçeveyi Atatürk çizdi ANK4RA (Cumhuriyet Büro- su) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel. RP'li bir koalisyon olu- şumu aray ışının devam ettığı hü- kümet kurma sürecinde ikinci kez rejım uyarısında bulundu. Demirel. çağdaşlıgın Türkiye'yi kişıliğinden kopardığının iddia edilemeyeceğını belirterek "Bü- yük Atatürk'ün koyduğu bu çer- çeveye a>dınlar ve halk sahip çık- mıştır. Türkiye buradan gerivegi- demez" dedı. Gazeteciler Cemiyeti'nin 50. kuruluş yıldönümünde. RP'yı i- maederek laık ve çağdaş reıımın korunacağı yönünde uyanda bu- lunan Demirel, dün Gazi Üniver- sitesi Fen-Edebiyat Fakültesı'nin ek bınasının açılış töreninde, me- sajlarını yineledi. Düzenlenen törende, sunucu, Baki'nın Kanu- niSultan Süleyman'ı anlartığı şı- irindenpasajlarokuyarak Demi- rel'ikürsüyedavetetti. Butürtö- Cumhurbaşkanı Demirel, Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi'njn ek büiasının açüışını vaptı. Demirel, daha sonra okul kafeteryasında gazetecilerin tsran üzerine bilardo oynadı. (Fotoğraf: A A) renlerin. ülkenin nerede olduğunun anlatıl- ması açısından bir vesile olarak kullanılma- sı gerektigini söyleyen Cumhurbaşkanı, "Değerimizi iyi ortaya koymazsak, kendimi- ze güvenmezsek, acaba aydınlık geleceklere hangi sekilde varabüiriz? Kendi kendimizi aldatmav alım. ama herhaide bu ülkenin var- lannı çok iyi şekilde bu ülkenin insanlannın önüne koymak lazım ki giincel olaylann bas- kısı alunda vararılmak istenen ümitsiztikbu- lutlannı dagıtabiklim." lki hafta süren HABITAT II zirvesinin Türkıye'nındünyadevletı oiduğunu göster- diğini belırten Cumhurbaşkanı Demirel, dünyanın gündeminin. demokrasi, ınsan haklan. yoksulluktan kurtulma. dünyayı ko- rumak. banş. eğıtım. sağlık, refah ve ınsan- lan daha çok bırbırine yaklaştırmak oiduğu- nu anlattı. Cumhurbaşkanı Demirel, büyük Gazı'nin adını taşıyan Gazi Üniversiıe- si'nın. gençlere bılımın. sanatın. kültürün musluğunu açmak ıçın gereklı oiduğunu be- lirterek şunlan sövledr "ÇağdaşTürkiyene ile olacak, kunımlannın başka çağdaş ülke- lerin kurumlanyla yanşabflmesiy- le olacak. Gerive gidemezsiniz, ile- riye gideceksiniz, ileriye gitmenin yolu. çağdaşlık ve modernliktir. Çağdaşlık ve modernliğin Türki- ye'vi dejenere ettiği, kişUiğinden, geçmişinden, adetlerinden, gele- neklerinden. inançlanndan kopar- dığı iddia edilemez. Modcrn dünya- nın evrensel olan birtakım çerçeve- leri içine girin. Türkive buradan ge- riye gidemez. Ve bu çerçeve, üni- versitenin çerçevesidir. Bü> ük Ata- türk'ün koyduğu bu çerçeveye, Türkiye'nin aydınlan ve halkı sa- hip çıkmışnr. Türkiye bundan mut- ludur. Hep söviemeye devam edece- ğiz. Söyiemeye devam etmczsek, id- dianuzdan vazgeçmiş oiuruz. Mo- dern. çağdaş, büyük Atatürk'ün göstcrdiği isrikametiere sadık. geliş- miş. demokrat, laik Türkive— lşte buna hep beraber sahip olmaya de- \?ax\ edeceğiz.*' Türkiye'de ılkoku- la başlayan 100 çocuktan 9'unun üniversiteeğıtimi görebildığıni belırten De- mirel, bunun en azından 30'a çıkarılması gerektigini söyledi. Demirel. "Türkiye'de delik bü> ük. yama küçük. Ama pes edenıe- >iz. Ve bir sıralama dahilinde. bu deliği ka- patacağız. Delik kapandığı zaman, Türkiye daha çok çağdaş, kalkınmış. demokrat ve mudu olacaktır" dıye konuştu. IRMIKI AYDIN ENGİN e-mail: [email protected] Sakinol Aydın Engin. Sinir- lenme. Öfkelenme. Kederlen- me. Sakin ol. Bırak Galatasa- ray Lisesi'nin önünde olup bi- tenleri. Boşverme, kabul. A- ma bırak bir yana. Bu bir pa- zar yazısı. insanlar her gün- den daha uzun bir sabah uy- kusu çektiler. Her günden daha uzun ve keyifli bir kahvaltı sofrasına oturdular. Kimilerinin alışkan- lığıdır; biryandan sabah çayı- nı yudumlarken bir yandan gazetelere göz gezdirir. Çok kişinin alışkanlığıdır; pazarlan birkaç gazete alır. Belki Cumhuriyet okuru ol- mayan biri de okuyor bu Tır- mık'ı. Ürkütme. Sakin ol Aydın Engin. Sa- bah kahvaltısında lokmaları dizme insanlann boğazına. Şu pazar sabahının tadını kaçır- ma. N'olmuş yani? Elli beş haf- tadır istanbul'da, Galatasaray Lisesi'nin önünde oturup (sa- dece oturup) gözaltında kay- Keyifli Bir Pazar Yazısıbedilen yakınlarının izini sür- meye çabalayan Cumartesi Anneleri'ni polis bu kez. daha Galatasaray'a gelemeden, Beyoğlu Caddesi boyunca avlamış, yerlerde sürüyerek, kollarını arkadan bükerek ha- zır bekletilen belediye otobüs- lerine doldurup bir bilinmeye- ne doğru yola çıkarmış. Sakin ol. Kedertenme. Öf- kelenme. Utancın fotoğraflarını unut. "Bu caddede yürüme özgür- lüğümü elimden alamazsınız" diye haykıran o yaşlı anneye polisin gözlükleriyle bakmayı dene: - Götürün lan şu kart c.spuyu! Caddede özgür- lükmüş... Şeyımın özgürlu- ğü... Durma üstünde. Bir ülkede yitirdiği, gözaltında, devletin gözetim kurumlannda yitirdiği kızının, oğlunun, kocasının, kansının, anasının, babasının izini sürmenin suç; onları yer- lerde sürüklemenın, coplama- nınsa doğal oluşunun üstün- de durma. Hukuk devletinde gözaltına alma ölçüt ve gerekçelerinin "Alın, alın, o duvann dibınde. oğlan çocuğunun elinden tut- muş duran o ganyı da alın... "a indirgenişini bugünlük yadır- gama. Sımsıkı tuttuğu annesinin elini bırakmaksızın polis oto- büsüne yürüyen on ıkı yaşla- rındakı o ince zayıf çocuğun kömür karası gözlerinde gör- düğün ışıltıyı, çocuk ağzının kıvnmına yerieşivermiş o kır- gın gülücüğü unut. Bugün pazar. Kuraldır, pa- zarlan keyifli yazılaryazılır. Ke- yifli bir Tırmık yaz. Haydi dav- ran. Unut Şili fotoğraflarını.Ye- şilçam Sokağı'nın Beyoğlu'na açılan ağzında duvara yüzü dönük sıralanmış kadınlı er- kekli 18 kişiyi uzaklaştır göz- lerinin önünden: - Ayaklar duvara değecek. Eller duvara dayanacak. Bak- ma lan! Eğ başını. Ayaklarının ucuna bak... Şişşş, bana bak, nerde kaldı bunlar be? Araç gelsin buraya araç... Heyy, hişşş çekme lan, çekme de- dim sana! Bir de bu basın be- lası çıktı başımıza. Çekme lan, çekme dedim sana. Bok mu var burada? Sıkı mı? Haydi yanıt verse- ne, "Evet bok varburada" 6e- sene. Sıkmadı değil mi? lyisi mi boş ver. Şili fotoğraflan Şi- li'de çekilir. Burası Şili mi? Abarttın lyice. Az sonra kur- şuna dizilecek değil ya o du- vara yüzleri dönük, ayak uçla- rı duvara bitişik, elleri duvara dayalı bekleyen kadınlı erkek- li on sekiz kişi. Nıhayet birkaç saat sonra, bilemedin yarın sabah (pazar sabahı yani) bı- rakılacaklar. Önlem bu. Salt önlem. Demokratik bir ön- lem! En geç yann sabah ser- best onlar. Belki de şu Tırmık'ı kahval- tı masasında okuyacaklar. Ağızlarının tadını kaçırma. Yıllardır karşılaşmadığın, eski arkadaşını, 1969 Ankara- sı'nın delifişek delikanlısı Ha- lil Ergün'ü gördüm diye sevi- neceğine, tutmuş onun "Bo- ğulacak gibiyim. Kendimi, kendimizi hiç bu kadaryalnız, bu kadar terk edilmiş, bu ka- dar çaresiz hissetmemiştim" deyişine takıyorsun kafanı. N'olmuş kendini oyle hissedi- yorsa? Olmadı, alışır zaman- la. Boş ver. Bugün pazar Aydın Engin. Kederlenme, öfkelenme, şu budalaca boğuntunu dağıt. Beceremezsen unut. Pazarla- n kuraldır, keyifli yazılar yazılır. Keyifli bir Tırmık yaz. Hay- di, başlaL MKRO DINÇ TAYANÇ Ayran Budalası Galatadan ''kanatlanıp" da Usküdar'a "konan" Hezarfen Ahmet Çelebi'nin, havacılığın "atası"o\a- bileceğı Osmanh'nın aklının ucundan bile geçemi- yordu. Nasıl geçebilsın; Osmanh'nın aklı, tıpkı bu- günkü 'herzefen" torunlan gibi uçkurundan yukan uçmaya el vermiyor ki! El vermeyince de "devletlü" Sultan Murat Han-ı "penç'in Osmanlı tarıhı ıçindeki yennden, alıp verdi- ği topraklardan (ve de kellelerden) çok "yasakladığı tütün ve müskıratı mıktar-ı mebzulde ıstimal eyleyüp eylemeduğu" ve dahı "oğlancılık ılletünden günah- kâr olup olmadığı" tartışmaları üç yüz yıllık aradan sonra ve de Uçüncü Bin'in eşığınde tartışılıyor... Tartışılmakla kalsagene "âlâ"... Hezarfen'i anlatan filme getırilen yasaklar ve de yapımcılanndan oyun- cularına dek yöneltilen tehdıtler, 600 kiloluk gürzle "küffara" dehşet salmış(!) Dördüncü Murat'ın yasak ve de kıyımlarını aratmıyor! Üstüne üstlük, tüm bunlar yüzyılın son dünya do- ruğu HABITAT ll'ye evsahipliğı yaptığımız ve de Sel- çuk'tan Bjzans'a. Osmanlı'dan Türkiye Cumhuriye- ti'ne kültür ve sanat zenginlığimızi "altı buçuk dün- yalı"ya sergıledığımız günlere denk "getiriliyor"] HABITAT surerken güvenhk(!) güçlerimiz insan hak- ları, düşunceyı dıle getırme ozgürlüğü, düşünce suç- ları(!) ve de emekçı "memurlar"\n sendikal haklan için yollara çıkanları "yola getirmek" (ya da "yola yatır- mak") ıçın ellerınden gelenı artlarına koymuyor; kır- sal kesımde ıse ne denlı uygartaştığımızı, azmanlar "dışkı" yedırdıklerı köylülere "fışkı" yedırerek kanıtla- maya(!) gırişıyorlar! Karayobaz sürüleri "Imam-hatiplere dokunulursa her şeyiyapanz" diye gözdağı veriyor; öğrencileri ay- dınlanma için yollanılan cumhuriyet okullarında "Kı- za baktı" dıye öğrenci cezalandınlırken kerametleri kendılerinden menkul hocaefendilerin "ilim yuvala- n"ndakı öğrencıler. geleceğin "şeriathocalan" olarak yetiştırıliyor; hastane ımamlarının "faziletleri"n\r\ has- talarca anlaşılamamasına(!) tepki gösterilip üniversi- te yurtlarına da mescıt ve ımam gerektiği "vurgu"\a- nıyor! Türkiye Cumhuriyetı'nın kuruluş ilkelerine ve ana- yasasına bağlılık andı ıçerek Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne "ginmiş" ve de "şehatın önünü kesmek için kendisinden başka güvence olmadığım" vurgu- lamış politika "ince /ş"çileri, kendi karalannı örtebil- mek umuduyla düştükleri denizde yobaz karalanna sanlmaktan çekinmiyor! Bu, al gülüm ver gülüm karmaşasında neler olup bitmıyor neterU! Amerikanya yapacağı yardımı "Ermeni soykınmı- nın kabul edilmesi" koşuluna mı bağlamıyor, yoksa Çekiç Güç denilen kaba kuvvetin kalıcılığı için aba al- tından yaba mı göstermiyor; Israil ile yapılan anlaş- ma, TBMM'den kaçırılırcasına mı geçirilmıyor, yoksa gelırinin yokluğu ile giderınin çokluğundan bunalan insanlanmız kendi canlarına mı kıymıyor; basında ka- mu çıkarları ve de meslek etiğı bir çırpıda "kazınıp" medya tekelciliği mi kurulmuyor, yoksa medya liboş- lannın kalem ve de sunumları, göbek bağından da öte bağlandıkları "çıkarodaklan"na uşaklık mı etmiyorü! Ayran budalalığı bir değil ki, say sayabildiğince... Haaa, bir de bütün bunların ortalık yennde, gidişi "durduracak" umut rüzgârlannı estırmesı "umulan" sosyal(!) demokrat(l) ya da demoratik(l) sol(ü!) parti- ler ile aydınlarımız ne yapıyor? Hıiıç, toprağının altındakı ölüler gıbi, kırklannın çı- kıp arkalanndan dua edilmesıni bekliyoriar. Hele bir de ellı ıkılerı çıkıp burunlan da düşse, kendilerini öy- le bir bırakacaklar kı, mezar böceklerının dışlerineü! Ana fikir Çıkmadık canda umut vardır, ama huyun da can çıkmadıkça çıkmayacağına ne demeli? Ana fikrin ana fikri: Her ınsan, kendi "intihar yo- /u"nu seçmekte özgürdür, ama birıleri tutup da ken- di intihar yolannı başkaları ve gıderek de toplumun ıntıhar yolu olarak benımsetmeye kalkariarsa bunun adı "cınayef olur ve kendıten, en ağır cezayı gerek- tiren bir "suç"tur! Ecevit'ten acıklama: ANAP-DYP-DSP koalisyonu önermedim ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP Genel Baş- kanı Bülent Ecevit, bugüne kadar partisinin de içinde yer alacağı bir koalisyon önerisınde bulunmadığını açıkladı. ANAP-DYP ko- alısyonunun sona ermesin- den partisinin sorumlu ol- madığını vurgulayan Ece- \ ıt. ~Bu koalisyonun çözül- mesinin tek nedeni, ANAP ve DYP liderleri arasındaki üıatlaşmadır. lki parti ara- sında bir ortaklık konseyi kurulmasını da bu inatlaş- mayı aşabilmenin bir volu olarak önerdik" görüşunu dıle getirdi. Ecevit. bazı gazetelerde dün ya\ ımlanan. Başbakan Mesut Yılmaz'la vaptığı görüşmede. DSP-ÂNAP- DYP koalisyonu önerdıği yönündekı haberlerı yalan- layarak "DSP'nindekatıla- cağı üçlü koalisyon önerme- dim. Ancak ÂNAP-DYP koalisyonunun güvenovu alabilmesine dışarıdan kat- kımız yine istenirse bu kez bazı koşullarımız olacağını söyledim"dedi. Ecevit, dün vaptığı yazılı açıklamada. Başbakan Yılmaz'ın. ANAP Merkez Karar ve Yönetım Kurulu'nda, "er- ken seçim koşuluyla üçlü koaltsvona olumlu baktiğı" yönünde konu^tuğu sa\la- nnın doğru olmadığım ifa- de etti. Erken seçımi önko- şul olarak öne sürmediğini kaydeden Ecevit, ancak er- ken seçım kaçınılmaz olur- sa, hükümet kurmayı ko- laylaştıncı bir sonuç ortaya çıkabılmesı için nüfus sa- yımı veya tespitı yapılma- sı. anayasadeğişikliklerine uvum yasalarının çıkanl- ması gereğıne dikkat çekti- ğını vurguladı. ANAP- D\'P koalisyonunun güve- novu alabilmesine dışarı- dan katkılan istenirse bazı koşullan olacağını Yıl- maza ılettiğıni belirten Ecev ıt. şu görüşleri dile ge- tirdi: "ANAP'la DYP arasın- daki koalisyonun yüriime- miş ve kısa sürede bozul- muş olmasından. DSP'nin, hükümet dışında kalarak oy katkısısağlaması sorum- lu değildir. ANAP-DV P ko- alisyonunun yürümesine D- SP hiçbir güçlük çıkarma- mıştır. Bunu Savın Mesut Yılmaz'la Sayın Tansu Çil- ler de doğrulamaktadır. Koalisyonun çözülmesinin tek nedeni ANAP ve DYP liderleri arasındaki üıatlaş- madır. İki parti arasında bir ortaklık konseyi kurulması- nı da bu inatlaşmayı aşabil- menin bir volu olarak öner- dik."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle