25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 HAZtRAN 1996 PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Dünyanın yaşayan en büyük sanatçılanndan, Amerika'da pop art akımının babası Robert Rauschenberg (1) Giiıılük yaşamı sanata taşıdı AMJA!NTMEN Andy Warhol'un, "Pop art, sanatuı içini dışına çıkardı, dış dünyayı sanatın içine taşı- dı" tanımı, 1950 liyıIlardaLondra'dadoğan ve büyük ölçüde günlük yaşamdan beslenen pop sanatı akımını çarpıcı bir biçimde orta- yakoyuyor. Günlük nesneler. günlük konu- lar, günlük değerlerden oluşan, endüstri top- lumlannın çılgın tüketim hastalığım kitle iletişim araçlannın yüzeysel tekniğiyle ifa- de eden pop art, bir dönemin görsel aynası oldu. Avrupa'dan sonra Amerika'ya sıçrayan (kimi kaynaklara göre Amerikada aynı dö- nemde kendiliğinden ortaya çıkan) pop art, bu ülkede soyut dışavurumculuk akımına tepki olarak doğdu ve hiçbir Avrupa ülke- sinde olmadığı kadar gelişti. Soyut dışavu- rumculuk akımının (bir kanadının) önde ge- len sanatçılanndan Mark Rothko, 'yeral- tı'ndan yavaşyavaşen seçkin galerilere. hat- ta müzelere gıren bu yenı akımın temsılcı- leri için, u BugençJerbtaü4dürecek!"dem^ ti. 19501i yıllarda Amerika'da sanat ortamı- na bomba gibi düşen, Rothko'nun kaygıla- nnın da boş olmadığını kanıtlayan o genç- lerin başını çekenlerden biri de bir süre bü- tünüyle beyaz ve siyah monokromlarla de- neylere gıriştikten sonra günlük yaşamda her an iç içe bulunduğumuz sandalye, bat- taniye, düğme gibi nesneler, fotoğraf ve ga- zete kupürleriyle kolajlar ve üç boyutlu nes- neler oluşturan sanatçı Robert Rauschen- bergMİ. Yaşama yeniden bakmak Rauschenberg'in 1958 yılında dünyaca ünlü Leo Casteffi galerisinde açtığı sergi olay haline geldı. Aynı dönemde, yakın arkada- şı Jasper Johns Amerikan bayrağı resımle- riyle kendileriyle alay edildiğini düşünen Amerikahlan şaşkınlığa ugratırken, Rausc- henberg içi doldurulmuş kartallar, aynalar, mendiller; kısacası, günlük yaşamda her gün gördüğümüz (ama belki göremediğimiz), her gün dokunduğumuz (ama belki dokuna- madığımız), duyduğumuz (ama belki duya- madığırruz) her tiirlü ıvır zıvın resimlen ara- cıiığıyla izleyicinin dikkatine sunuyordu. Beyaz resimlerindeki duyarlılığı, siyah beyaz fotoğraflanndaki keskin gözlem ye- tenegi, onun 'neo-dadaist' olarak algılanma- sına neden olan pop art dönemi resimlerin- deki keskin mizahı, alaycılığa kaçmayan şa- kacılığı, dünyanın yaşayan en büyük sanat- çılanndan biri sayılan 71 yaşındaki Rausc- henberg'in kişiliğiyle bütünleşmiş özellik- leri. Gençliğinden belki, ama 'gençlikateşin- den' hâlâ hiçbir şey yitirmemiş olan Robert Rauschenberg, sorulanmızı yanıtladı... - Resim ve Heykel MüzesTndeki toplanb- da kısa ama öz konuştunuz: 'Neyaptıysam, sizler için yaptım'... - Tabii, yalnızca kendim için ürettiğimi söyleyemem, yapügım işlerle izleyicinin dünyayı ya da yaşamı kavrayış biçimlerine farklı birbakış açısı getiriyorum, izleyicide bir farklılık yaratmak umuduyla üretiyorum. - Bu soruyu sontıamın nedeni, üpkı John Cage gibi sizin de "kapalı' işler üretmekten- se, izleyiciye yaşadığı ortam ya da kendisiyle ilgili bir bilinç kazandırmayı amaçlamış o\- nuuuz_ - Benim işlerim, insanın kendisine, yaşa- mına ya da deneyimlerine yeniden bakma- sı için bir tür davet. Yaşamı yapıtlanmla ye- niden kurgulandığımda, ızleyici kendisine çok tanıdık olan sıradan şeyleri yepyeni, ta- ze bir bakışla görebiliyorsa, o yapıt işlev inı yerine getınyor demektir. - Amerika'da pop art'ın tam anlamıyla bentansenmesi Avrupa dan epeyce sonraolu- yor, sanınm 6O'lı yıllarda_ -Bilmiyorum .. Bana önce pop art'ın ba- bası diyorlardı. Derken pop art büyüdü, ben de pop art'ın büyükbabası oldum. konuyia pek ilgisi olmayanlar için de zaten *pop art'ın kendisiyim, 'pop art' benim. Olayın nerede ortaya çıktığına, babasının kim oldu- ğuna bakılacaksa o zaman Sclmitters, pop art'ın büyük büyük büyükbabası sayılmalı' Scwitters çok önceden işlennde kâğıt par- çalan, popüler ımajlar kullanıyordu. Ve ta- bii Pkasso O kadar utanmıştıın kL. - Zaten sizin için 'soyut dışavurumculuk deneyimınden geçmiş Scfnvitters' da deni- liyor. Birçok pop art sanatçısınıo.soyut dışa- vurumculuğun önde gelen isimlerinden Wıl- lcm de Koonıng'den etkilenmiş okluklanıu söylemeleri bir rastlantı değil kuşkusuz— - Bence Bill (WıUem De Kooning) genel- de resım sanatını etkiledi. Onun resmınin bir fizikselliğı vardı, onun için 'action pain- ting' denilıyordu zaten, tuvalin önünde du- rup resim yapmaya hiç benzemiyordu. Ta- bii burada FoUock'u anmamız gerekıyor; müzik eşliğinde dans ederek. tu\ale boy ala- n püskürterek. damlatarak, sıçratarak çalı- şırdı. Bence o dönemin de\ ressamlannın çoğunun estetik ya da kavramsal etkileri pek değıl de, resmin ne oiduğuna dair getirdik- leri yeni anlayış önemli. O dönemde, Avru- pa sanatı için söz konusu olduğu gibi resmin bir pencere olduğu görüşü sarsıldı. Resim- lere sokakta yürür gibi bakmak yaygınlık kazandı, yani resme bakan kişinin varlığı önemsendi. Pencere, sokağa dönüştü. - 1950'li yıllarda yapbğınız ve izleyicinin gölgesiyle adeta canlanan bürünüyle beyaz resimlerink tam bu döneme rasttıyor. O resimler kendı kendıme giriştiğim bir deneydi, resmi resım yapan nedir düşünce- sini sorguluyordum. Renksiz resimlerdi bunlar. Amasonuçtabellibirboyuttaolma- lan gerekiyordu ve sanat olmalan için de tek sınırlama buydu. O resimlerde izleyici- nin varlığı abartılmak durumundaydı; çün- kü zaten son derece donuk resimlerdi, izle- yiciyi eğlendirecek ya da herhangi bir biçim- de meşgul edecek bir yanlan yoktu. Johns o resimleri çok severdi. Onlara bakıp odada kaç kişi oldugunu anlayabıldığini söylerdi. Bense saate benzetirdim. onlara bakıp saatin kaç oldugunu kestırebilirdi insan. - Pop art sanatçılan De Kooning'in etki- sinden söz ederken, siz o dönemde De Ko- • Beyaz resimlerindeki duyarlılığı, siyah beyaz fotoğraflanndaki keskin gözlem yeteneği, pop-art dönemi resimlerindeki keskin mizahı, alaycılığa kaçmayan şakacılığı, günümüzün yaşayan en büyük sanatçılanndan biri sayılan 71 yaşındaki Robert Rauschenberg'in kişiliğiyle bütünleşmiş özellikleri. •'Benim işlerim, insanın kendisine, yaşamına ya da deneyimlerine yeniden bakması için bir tür davet. Yaşamı yapıtlanmla yeniden kurguladığımda, izleyici kendisine çok tanıdık olan sıradan şeyleri yepyeni, taze bir bakışla görebiliyorsa, o yapıt işlevini yerine getiriyor demektir.' oning'in bir resmini ete geçirip siidiniz, üze- rtne kendi imzanızı attuuz» (Erased De Ko- oningDnn\ing) Bir tür başkaldın mıydı bu? - Beyaz resimleri yaptıgım döneme rast- lıyor bu. Çizim de yapmak istiyordum. Be- yaz bir çızim... Nasıl olacaktı? Beyaz kâğıt sergilesem. sanat olmayacaktı. Aklıma bir fıkir geldi. Zaten sanat yapıtı olan bir şeyi alıp silersem o zaman sanat olabilirdi. Bill De Kooning, dönemin önde gelen Amerika- lı sanatçısıydı. Ondan silebileceğim bir resmini ıstedim. Ne yapmak istediğimi kavradı, ama hiç ho- şuna gitmedi. Yine de verdi bir çizımini. Ama ben böyle bir talepte bulunmuş olmak- tan o kadar utanmıştım ki keşke hayır dese diye düşünüyordum... -Clement Grcenberg yada Harold Rosen- berg gibi eleştirmenler olmasaydı, Ameri- ka'da soyut dışavurumculuk akımı odenüet- kili olabülir miydi sizce? - Clement, Pollock'u; Rosenberg De Ko- oning'i destekledi. Her kavramın usta bir yazan vardı. Doğrusu ben ne Pöllock'un ne De Kooning'in kendileriyle ilgili yazılanla- ra katıldığını sanmıyorum. Greenberg epey bir diktatör oldu sonunda. Hamtuval kullan- mayan sanatçılara baştan olumsuz yak- laşıyordu. Bundan ona neydi ki! Ressam sankı kendisi!.. Avrupa'nın en genç bienali Manifesta 1 açıldı HALDUN POSTOĞLU Avrupa'nın en yenı bienali olan Manifesta 1, Rotterdam'da 9 hazı- randa açıldı. Farklı ülkelerden 5 kü- ratörün 25 Avrupa iilkesinden seçti- ği 72 sanatçının yer aldığı bıenalde Türkıye'yı Ayşe Erkmen ve Hale Tenger temsıl ediyor. Rotterdam'ın müzeler bölgesinde 12 ayn mekân- da düzenlenen sergınin küratörlen şunlar: Budapeşte'den Katalin Ne- ray, Barselona'dan Rosa Martinez, Moskova'dan YTktor Misiano, Lond- ra'dan Andre» Renton ve Pans.Vı- ana'dan Hans-l Irich Obrist 20. yüzyılda uluslararası düzey- de bilgı alışvenşınin hızla artmasın- dan sanat ortamı da etkilendı. Sa- natçılar, sanat dünyası içindekı çe- şitli meslek adamlan ve kurumlar arasmda iletişim ve işbirliği zama- nmm geldiğıne karar venp çok kat- h bırmodel oluşturmak isteyen Ma- nifesta Danışma Kurulu (Rene Block. Anda Rottenberg, Els Ba- rents, Henry Meyric, Hughes Sven- robert Lundquist ve Lilijana Ste- papck) 1993 ve 94 yıllannda arala- nnda yaptıklan tartışmalarla Mani- festa fıknnı oluşturmuşlar. Manı- festa'yı bir ağ ve bir süreçtir dıye ta- nımlayıp, görsel sanatlarda iletışı- min yeni araçlannı yaratmayı amaç- ladığını söylüyorlar. Avrupa" mn farklı coğrafya ve farklı kültürel ortamlanndan bir araya gelen küratörler, başlangıç toplantılanndan sonra Manifesta l'in temel ftkirlerini şöyle sapta- mışlar: •'Manifesta; Avrupa'nın to- pografik ve zihinsel mekânının keş- fidir. Manifesta; sanat, febefe ve tek- notoji yoluyla iletişim imkânlannı araşoracakbr. A\ rupa'yı harita üze- rinde aruk tarif edemeyeceğjmiz gi- bi bugünkü sanatuı durumu da nes- ne ve türierie ifade edilemez. Avru- pa'ya ait sınııiar delik deşik ofanuş, eleğe dönmüştür. Dolayısıyla keşif süreci birçok kez tekrartanan bölge- sei vebireysel gidişgelişleri, hareket- leribesabakatmakzorundadır." Av- rupa'nın dtkkat çeken, ama çok da fazla tanınmayan genç sanatçılan- na. kıtanın çağda-ş durumu hakkın- da dıyalog platformu yaratmak ıçın • Rotterdam'da açılan Vlanifesta 1 cle. farklı ülkelerden 5 küratörün 25 .\\rupa iilkesinden seçtiüi 72 sanatçının yer aldığı bienalde Türkiye"\i A\şo Erkmen \e Hale Tenger temsil edivor. Hale Tenger'in "Kesit". 1996 \ideo \e aııdio<ses). Manifesta 1, Çağdaş Sanat'ın yeni Avrupa Bienali'nin küratörleri, (soldan sağa) Hans-L'lrich Obrist, Katalin Neray, Vlktor Misiano, Rosa Martinez ve Andrevv Renton. tasarlanan Manifesta 1 küratörlen için. seçılen sanatçılann ticari. po- litik ve ulusal zorlamalar dışından seçılmış olması önemlıvdi. Açılış günii sabahı yapılan basın toplantısında sergmın küratörleri ta- rafından Manifesta l'ı dığer tüm benzerlerinden ayıran özelliğın, on- daki katılımcı ve ışbırlıkçi kavram olduğu ıddia edıldı. Özellikle And- rev* Renton ışbirliği, katılım ve kar- şılıkh diyaloğun gerek küratörler ve gerekse sanatçılar arasında süreklı sürdürüldüğüne dikkatı çekerek bu Bienal'ın diğer bıenallerden farklı olarak, ülkelerın temsilıyetı yerine doğrudan sanatçılann temsiliyetinı esas aldıklannı söyledi. 4. Istanbul Bienali'ndeki aynı tavnn gözünden kaçmış olacağını tahmın ediyorum. Açıhş. konuşmasını yapan Mani- festa l'in Ulusal Komıtesı Başkanı Joopvan Caldenborgh'ın konuşma- sı sırasında bienale davetlı olmayan Rus sanatçı Alexander Brener tara- fmdan bir performans gerçekleşti- nldı. Caldenborgh sunuş konuşma- sına başlar başlamaz sahneye fırla- yan Brener, konuşmacınm hercum- lesının sonunda •Doğru" ya da "Yanlış" dıye yorumda bulunuyor- du. Bu müdahalelerin arası sıklaşıp Caldenborgh neredeyse konuşamaz hale gelince polis müdahale edip Brener'ı yaka paça sahneden indir- dı. Alexander Brener, buyılınşubat ayında Stockhohn'de düzenlenen "Interpol" adlı sergide de benzeri bir performans yapıp, bir sanatçı- nın yapıtını tahrip etmiş ve sanat dünyasından geniş tepkiler aimıştı. Manifesta'nın paylaşımcı yar- dımlaşrnacı ruhu yerel düzeye de yansımış ve Rotterdam'ın müzeler bölgesındekı tüm kurumlar(Kunst- hal Rorterdam. Natural History Mu- seum Rorterdam, Netherlands Arc- hıtecture Instute. Museum Boıjmas Von Beunıngen, Chabot Museum, Villa at Museumpark 9. Rotterdam • Centre for the Arts, Witte de With Center for Comtemporary Art. ve dığerlen) bu organızasyonun ger- çekleşmesı için hepbırlıkte katkıda bulunmuşlar. Hale Tenger, vıdeo enstelasyonu- nu VVitte de Wıth Çağdaş Sanat Merkezi'nde diğer 7 sanatçı ile bir- likte "göç" temasını ele alarak ser- gılıyordu. tt Kesk"adını verdiği işin- de, aynı anda ikı vıdeodan, mekânın tam ortasındaki bir duvara kendi portresinın önden ve arkadan yan- sıyan görüntüsünün yanı sıra ses dü- zeneğinden, hazırladığı metni oku- yordu. Birkonudan dığenne geçtik- çeduvardaki yansımadabırmekân- dan diğerine sesle birlıkte yerdegış- tınyordu. Metnine, kendisinin Batı tarafın- dan potansiyel bir göçmen olarak görüldüğünü dile getirerek başla- yan Tenger, yurtdışma gitmek için her sefennde nasıl vize kuyrukla- nnda bekledığıni, hangı doküman- lan nasıl sağladığını anlatıyor. C«- valli Sforza'dan aktardığı bir alıntı- da da "Asya'nın bir yanmadası oian Avrupa'nın bir kıta olma statüsüne eriştirilişinin aslında coğrafı neden- lere değil, tarihsel nedenlere dayan- d^uu"belirtiyordu. lstanbul'ungü- nümüzde göç için nasıl bir cazibe merkezi oldugunu dile getiren, da- ha sonra Mısır'dan Şam'a, Sela- nık'ten Mekke'ye ve Balkanlar'a uzanan aile geçmişini anlatan Ten- ger, Murat Belge'den aktardığı bir soncümle ilebitınyormetnini: u \\- kokulda bize Türkierin nasıl Orta Asya'dan Batı'ya göç ettiği anlablır- dı. Işteogün bu giindür bizim yüzfl- müz hep Bad'ya dönük olmuşrur ve belki de göç ettiğimiz topraklar za- ten Doğu RomaTmparatorluğu ola- rak adlandınimışolduğundan bizler hep Doğulu olarak kakuk." Yapıtını Villa Museumpark 9'da5 sanatçı ile bırlıkte "Her düş evinde bir kalpagnst" başlığı altında sergı- leyen Ayşe Erkmen, villanın dışına astığı ve bir masal kitabından alın- mış yapıtında şöyle diyordu: "Oh ne gü/el bir ev! Kim bilir kim yay- yor? Girip bir bakmalryım!" Çağdaş Sanatlar Müzesi Kampanyası Rauschenberg: Ben 'Öteki'yim... HAB1TAT nedeniyle tstanbul'a gelen Rauschenberg, geçen yıl 4. Uluslararası Istanbul Bienali'nin gerçekleştirildiği mekânlardan biri olan Salıpazan Antrepo'da Plastik Sanatlar Derneğf nce düzenlenen "Öteki'' başlıklı sergiyi gezdi. Rauschenberg'in perşembe günkü ziyareti, Plastik Sanatlar Derneği'nin "Çağdaş Sanat Müzesi'ni Kendimiz Kunüun" kampanyasını başlattığı güne denk geldi. Sanatçılann olası bir müzeye birer yapıtlannı hediye etme sözüyle de desteklenen kampanya çerçevesinde, 'günümüz görsel tarihinin katıcı bir mekânda geleceğe aktanlabilmesi için' siyaset adamlanna, merkezi ve yerel yönetim yetkililerine, işadamlanna, sanatseverlere ve 'sanat gereksinimi oian herkes'e çağnda bulunuldu. Rauschenberg' in ziyareti bu açıdan sanatçılan umutlandırdı. "Öteki" sergisini gezerken sanatçılarla da tanışan Rauschenberg, sergide yer alan yapıtlarla ilgili olarak "Son yıllarda gördüğüm en iyi tşlerden" dedi. Rauschenberg, sergideki yer alan 200'e yakın işi gördükten sonra, "Ben ötekiyim" diye espri yaptı. "Öteki" sergisiyle birlikte Türkiye'de artık eksikligi hissedilmekten öte, yokluğu sanat ortamını 'acrtan' bir çağdaş sanat müzesinin bu kez bir kampanya çerçevesinde yeniden gündeme gelmesi sevindirici. "Benyanlıs anlasılan işleri görmek istiyonım'' diyen Robert Rauschenberg. (ya da herhangi bir başka izleyici) bu sergi olmasaydı TÜTkiye'de üretilen çağdaş sanattan nasıl haberdar olacaktı? Türkiye'nin kültür yaşamı Internet'te Kültür Servisi- Dünyanın dört kıtasından bırden. Avru- pa, Amerika, Asya \ e Afrika'dakı ana bıigısayarlan ile Bos- ton, San Jose, Italya, Malta, Varşo\a. Prag. Madnd. Sınga- pur, Johannesburg ve tstanbul'da etkınliklerını sürdüren Pnzmanet-Video On Lıne Türkiye, bu aydan başlayarak ül- kemızde ve yurtdışında yaşayan .sanatçı ve sanatseverlerın kültür ve yaşamına farklı bir boyut getırecek, büyük katkı sağlayacak yenı bir servısı hızmete sundu. Pnzmanet Vıdeo On Lıne I urkıye, bu amaçla, Mayıs 1996 başından önce 32, bugün ise ülkemızdekı 49 seçkin yayınev ı ve Toplumsal Araijtırmalar \e Sanat ıçın Vakıf ile işbirlığı yaparak. bu kuruluşlann ürettığı kültür ve sanat ürünlermı ınternete, uluslararası bılgı otobanına çıkardı. "Kitap Kurdu" adını taşı\ an serv ıs ile Pnzmanet Video On Lıne Türkiye, işbirlığı yaptığı 49 yay ınev ının roman ve öykü, şıır. tıyatro, çızgı, deneme, mektup, anlatı, bılım ve teknolojı, tanh. anı, ınceleme, hıcıv ve mızah. sanat bıyog- rafı, ev, aıle, toplum. moda, hobı, sağlık. :>por. bulmaca tü- ründekı ansıklope- dt, sözlük, rehber gı- bı başvuru kıtaplan ile klasık, dını, ya- bancı dil- dekı ya- yınlarını, kısacası çıkardıklan en son kıtapların lıstesını, her ay yenıleyerek ınternet'te yayınlacak. Toplumsal Araştırmalar ve Sanat ıçın Vakfı ile yapılan işbirlığı çerçevesinde, Istanbul Kül- tür ve Sanat Haritası, elektronık bir ortam ıçınde yeniden dızayn edıldı ve ınternet ıçın özel olarak hazırlandı. Böy- lece lstanburuncanlı vehareketh kültür yaşamı en hızlı ve en kolay bıçımde ızlenebilecek. Bu dünya network'ü hakkında daha aynntılı bılgı almak ya da hızmetlennden yararlanmak ısteyenler. Pnzmanet-Vi- deo On Lıne Bılgı Hattı'nı, mesaı saatlan ıçınde 0212-227 98 60-61 nolu telefonlardan arayabilir >a da Türkıye'dekı anamakınabaglantılı Internet adresı http: www.vol.com.tr. ya da Italya'dakı yansıtıcının adresi olan http://w ww.vol.ıt' prizmanet'ten ulaşabılırler. Masaracı ve Poroy'un sergisi Almanya'da Kü I tö r Servisi- Ga- zetemiz çı- zerlennden Kamil Ma- saracı ve Se- mih Po- roy'un karı- katür sergısi Almanya'da a ç ı l d ı . DGB(A1- man Sendı- kacılarBirlı- ğı) organizasyo- nuyla 3 hazıranda açılan sergi, Lud- wıgshafen Şehir Kütüphanesi'nde yer alıyor. "Tür- kiye Kitap ve Ka- rikaturler" baş- lik.li sergi, her tür- lü yabancılaşma- ya karşı savaşı amaç edınen DGBnın,"Çalı- şanın kültürel in- siyatifini gdiştirme ve onlara kültürel havata katılrna «lana- ğını sunma"bıçımındekı kültürel polıtıkaM dogrultusunda bir başlangıç nitelıği taşıyor. Sergının bvoşüründe savaştan sonra sendikaların sürdürdüklen ücret görüşınelcri ve ış ko- şullannın iyileştınlmesı gıbı konular üzenndekı mücadele- nın bugün artık yeterlı olmadığına değınılerek, gıderek ar- tan serbest ve iş dışı saatler karşısında. ışın yaşamın en önemli konusu olmaktan çıktığı vurgulanıyor. Boş zaman- lann da sanayı tarafından kullanılmaya başlanarak. gerçek anlammı yitirdığı dile getınlerek çalışanın yeniden bir yabancılaşmayla karşı karşıya bulunduğu belırtılıyor. Bu yabancılaşmaya karşı Kamil Masaracı vc Semih Poroy'un kankatürleriyle kültürel yaşama katılmaya, fantezılen daha da gelıştirmeye çağnlıyor izleyıciler. 9. U L U S L A R A R A S I YAPI KREDİ GENÇLİK FESTİVALİ 1 9 M A Y I S - 1 9 H A Z İ R A N 1 9 9 6 Stars of Faith Gospel Topluluğu Antalya'da. 9. Uluslararası Yapı Kredi Gençlik Festivali çerçevesinde, Istanbul'da sahneye çıkan Stars of Faith Gospel Topluluğu. muhteşem konserini Antalya'da tekrarlıyor. Tüm sanatseverleri bekliyoruz. Stars of Faith Gospet Topluluğu Kendilerine has stillen ve çok yönlülüklerıyle tum dunyada seyirciyi kendine hayran bırakan ünlü grup, festivalde gospel repertuvarının en ünlü eserlerini seslendirecek. 21 Haziran 1996 Cuma Konyaaltı Açıkhava Tıyatrosu, Saat: Z1.30 Bılet fıyatları 500.000 TLdir, Bıleüer, 14 Hazıran'dan ıtıbaren cumartesı. pazar ve gosterı gunlerı dahıl her gûn saat 10.00-19.00 araa, Konyaaltı Açıkhava Tıyatrosu gışelerınden temın edılebılır Antalya Aitın Portakal Kültür ve Sanat Vakfı ışbırlıgıyle gerçekleştınlmektedır YAPI <C KREDİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle