Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 HAZİRAN 1996 PAZAR
10 PAZAR YAZILARI
En koyu karanlık aydınlalıklıYalan söyleyerek özgürlüğü savunmak
mürnkün mü?.. Insan, aldatarak mutlu
olabilir. mutlu edebilir mi?.. Adaleti
savunmak adına bazı gerçekleri
görmezlikten gelen aydına, aydın denir
mi?.. Rusya aydınlanyla aram hoş
değıl. Hele şu seçım günlerinde...
Bunlardan bıri, bana hiç de inandıncı
gelmeyen bir heyecanla anlatıyor:
"Bunu yapmak zonındayız. Dİşlerûnizi
sıkaraki mide bulantımı/.ı bastırarak,
oyumuzu Veltsin'e vermeye
mecbtıruz-." Dişlerini sıkarken
herhalde milyonlarca insanın
yoksulluğuna sabrediyor; sokaklan
mafya çetelerinin ele geçirmesine.
binlerce genç kızin fahişeliğe
yönelmesine, ulusal servetin bir avuç
uyanık ve onlann dışardakı
ortaklannca yagmalanmasına direniyor
sıktıgı dişleriyle. Mide bulantısını
bastmrken gözlerinin önünden 1993
sonbahannda parlamento binasinda
diri diri yakılan gençler geçiyor olsa
gerek: Çeçen savaşında katledilen on
binlerce insanm kanının televizyon
ekranlanndan taşarak ütûlü sivil
pantolonlara sıçramasıdır herhalde
mide bulantısının nedeni. Demek
bütün bunlara göz yumulacak!.. Geriye
ne kalıyor ki?.. Ne adına?.. Sakjn bu
aydının kendi çıkarlan yatmasın, bu
duvgusal ambalajlı önerinin altında?..
70 küsur y ıl boyunca iktıdardan
korkmaya alışmış aydının, sadece
kendine karşı sansür uygulamaması.
hatta yurtdışı gezilenne kolay vize
vermesi nedeniyle Yeltsin iktidanna
yaltaklanmasını kabul edemiyorum.
Madem öyle, tüm beceriksizliğine
karşın bu rezillikleri ortadan kaldırmış
olan Gorbaçov'a neden destek
MOSKOVA
HAKAN
AKSAY
vermiNotiar'.' Onun iktidar şansını zayıf
gördükleri için mi? Aydının görevi
güçlüyü desteklemek mi ki?..
Inanmıyorum!.. Anlamıyorum!.. Bu ne
garip seçim! Ülke lideri. kendi
propagandasını yapmaya utanırgibi.
"Ben iyiybn; beni seçin" demıyor.
"Ötekiler daha kötii; beni seçin" dıvor.
Nedeni bellı: Hanı şu dişlerin
sıkılmasını, mide bulantısının
bastınlmasını gerektiren konular... Ve
"yepyeni" bır enerjiyle dört yıl daha
"halka hizmefvaat ediyor. Rusya'da
yaşadıklanm beni 4
*yeni"sözcüğüne
karşı soğuttu; "yepyeni" sözcüğünden
ise korkanm yakında nefret edeceğım.
Aklım ınatla gerilere gidiyor. Çok
gerilere değıl, yalnızca on yıl kadar
öncesine. Sovyetler Birliği Komünist
Partısi'nin 27. kongresinde uzun boylu,
tok sesli. dinamık bir yöneticinin
konuşmasını dınledikten sonrakı
düşüncelenmi anımsıyorunv. "*Belki de
bu koca salondaki tek gerçek komünist
bu adamdır"demıştim. İşte
konuşmanın yayımlandığı 22 ocak
1986 tarihlı Pravda gazetesi. beti benzı
atmış. suskun duruyor önümde " O
adam". o zamanlar da genç değildı: 55
yaşındaydı. Ve rejim karşıtı aydınlann
sünllduğü, akıl hastanelcnne tıkıldığı.
Afganistan'ın işgal edildiği
zamanlarda *oybirliğiyleT
'alınan
kararlann değişmez bır parçasıydı.
"Dişlerimizi sıkarak, mide bulantımızı
bastırarak.J" Yalnızca bıri değil,
aydınlann çoğunluğu böyle düşünüyor.
Ustelik düşünmekle kalmıyor:
belleğini buzdolabinın en erişilmez
bölümüne tıkıştırarak seçim
kampanyasına aktif katılıyor... Rusya
aydınlanyla aram hoş değil Bunlar,
daha çok kendilerinin "eüt
zümre"olduklan inancıyla yaşayan,
adalet duygusundan çok denge
hesaplanyla üreten temiz pak giyimli
lafazanlar. Düşüncenin yenne hesabı,
kuşkunun yenne önyargıyı, sorunun
yerine yanıtı, eleştirinin yerine onayı
koyan İcişılerden ışık yansıması çok
güç. Oysa karanlıktan o kadar bıktı ki
insanlar. Böyle günlerde karanlıklann
en tehlıkelisını, "aydın karanlığı"nı
onlara reva göımeye kimsenin hakkı
yok.
Desmond Tutu
emekli oluyor
JOHANNESBURC
AYSU
ÖNEN
Protestolann ateşli
yürüyüşçüsü, vaazlann
bilgi dolu sesı, sisteme
meydan okuyon inatçı bir
Gûney Afrikalı.
başpiskoposluk kurumunu
öylesine genişletir ki,
kutsal kırmızı elbisenin
ondan başka herkese
büyük geleceğine inanılır.
Onun yerinin
doldunılamayacağı
kesindir. lştebu yüzden.
Başpiskopos Desmond
Tutu'nun, görevinden
aynlması herkesi şaşırtır.
Onun iğneli dilinden
hoşlanmayanlan da, tatlı
esprilerini sevenleri de.
Tutu, sağlıklı bir çocuk
değildir. Sağ eli, bebekten
geçirdiği çocuk felcinden
etkilenmiştir. 12 yaşında
vereme yakalanır.
Büyükannesi ona
"Mpüo"adını takar:
Yaşam. Tutu, tensel
güçsuzlüğünü, tinsel
ınançla desteklemeyi
çabuk ögrenir. Yine de
hiçbir zaman, Incil'in kör
bir izleyicisi olmaz.
Veremin en acıl\ anlannda,
dikkatli, hesabını bilen bir
Protestan olarak, Tann'ya
kafa tutar: "ÖJdüreceksen
hazınm Tannnu ama
öMürmeyeceksen beni
boşuna uğraştuTna."
Tann'ylayapılan o
konuşmanın ûzerinden 50
yıl geçti. Desmond Tutu
hâlâ ayakta duruyor.
Oüney Afrika'nın ilk siyah
dini lideri, 1975'te
başpiskopos seçildığinde,
kendini. umudun bittiği,
hapisanelerin siyahlarla
dolup taştıgı, yabancı
ülkelerin sırt çevirdiği bir
ülkede buldu. Özgürlük
savaşını destekledi,
sılahlara karşı çıktı. Irkça
hükümete karşı gelenlerin
yanındayeraldı,
hükumctle işbırlıği
yapanlann öldürülmesini
engellemek için savaştı
Adı, banşla birlikte anılan
Tutu, ulusuna "gökkuşağı
halkı" ismini verdi.
70'lenn ırkçı hükümetinin
susturmayı başaramadığı
tek ses Desmond Tutu'nun
ki oldu. Başpiikoposu
olduğu ülkenın
başındakilerı tanımadıgını
her yerde haykırdı. Ölümle
tehdit edildi. Yurtdışma
çıkıp hükümet aleyhindc'
konuşmasın diye pasaportu
elinden alındı. ama dünya
onu Nobel Banş Ödülü'yle
kucakladı. Norvcç'te,
ödülunü aimadan önce
etrafa bomba haberleri
yayılmıştı. Polıs, bombayı
ararken Tutu. ayağa kalktı
ve korkusuzca **We Shall
Overcome" adlı şarkıyı
söylemeye başladı. Kısa
bir süre sonra. bütün salon
ona eşlik ediyordu.
Desmond Tutu
başpiskoposluk görevını,
Winston Ndungane'yc
devrederken "Kraiöldü,
yaşasın kraJ" demekle
ortalığı son kez kanştırdı.
Tutu, kişilerin değil,
kurumlann önemli
olduğunu mu anlatmak
istemişti, yoksa
başpiskoposluğu kendi
krallığı olarak mı
görüyordu
9
Desmond Tutu,
tüm doğal liderler gibi
sevilmekten. etrafma
insanlan toplamaktan, can
kulağıyla dınlenmekten
güç alıyor. Ölmeden önce
Tann'dan af dilemiştir
diye. Hitler'i bağişladığını
söyleyecek kadar geniş
yürek'li. "Bclki
inanmayacaksınız, ama ben
aslında çok utangaç
biriyim" diyor. Haklı,
ınanmıyoruz.
Carl
Lewis
rüzgâr
gibL.
Dördüncü kez
Olimpiyaflara
ha/ırianan
Amerikalı atlet
Cari Levris,
Atlanta Olinıpiyab
Elemeleri'nde yine
fırtınalar estirdi.
Ünceki gün yapılan
erkeklcr 100 metre
yanşına kaülan
ünJüatJet,
rakiplerini geride
bıraktı. Klemder,
yanşmalann yanı
sıra atletlerin
birbirinden Uginç
giy sileri ve
aksesuarlan ile de
dikkat çekiyor.
Secmekrde, 100
metrede başanlı
olan bayan sprinter
Gail Denvers'ın
koşu performansını
olumsuz etkilemesi
olası uzun
tırnaklanbu
aksesuarlann en
ilginçkrinden biri
oldu. (Fotoğraf.
REUTERS)
Her keseye uygun yapay dünyalar
"Tatüde nereye gidetim' sorusu, Batı
Avrupa'da ve özellikle Almanya'da
milyonlarca kişinin her yıl en geç
bugünlerde kafasını kurcalar insanın
iyi bır yemek için önce çarşıdan neler
alması gerektiğınin listesini çıkartır
gibı bir "tatfl listesi" çıkartılır önce.
Berlın'de her yıl mart ayında
dünyanm en büyük turizm fuannı
gezenler, gezegenimizin küçülmesi
ve kültürlenn metalaşması hakkında
ilkır sahibi olabilir. Fuarda hemen
hemen her ülke ve bölge. kendi
"kültür"ünü tepsi içınde sunar
Afnka ülkelerinın standlannda ahşap
masklar. \ahşi hayvan fotoğraflan
filan vardır \e bır büyücüyle birkaç
"yerlTden oluşan bir grup dans eder
L'/akdoğu standlan gizemlı bakışlı
çelik gözlerle, kımonolarla. batık
örtülerle ve ıssı? kumsal rcsımlenyle
doludur ve Batı'da Coco reklamlarını
çağnştınr Bu model, her ülkeye göre
değişerek sürer Örneğin Türkiye
salonunda minyatür olarak yenıden
ınşaedilmiş Akdeni/ evlen. bakır
sınıler, tepsiler, kılimler bulunur lşın
ılginci, hiçbir ülke. kcndı luri/m
bakanlığının yardımıyla yaptığı bu
"sunuş"tan kendısı rahatsız olmaz,
bılakıs bunu gururla sergiler İnsanlar.
nasıl bır tatil ıstediklenne görc
tun/m acentesıne giderler ve örneğin
denı/, güneş, kumsal için Tunus, Fas,
Türkiye. Italya, Ispanya, Yunanistan
gıbı güney ülkelennden. artık
hangısinde yer varsa ve hangisı
keseye uygunsa, bınnı seçerler.
Kendılennc üç hanalık bir "theme
worW" yaratılmıstır gıttıkleri yerde
Yanı tek konulu yapay bir dünya.
Tesısten dışan zaten pek adımlannı
atmazlar. Bırçok ülkede bu tehlıkelı
bıle olabilir Onlar kendılen ıçın
yaratılmış bu dünyada, kendi dillennı
konuşan bır rehbenn yaptıgı slaytlı
göstenyle bulunduklan ülke
hakkında bır şeyler görüp
duyarlar.En azından dünyanın
"getişmiş" ülkelerınde herkes birer
"theme world"de yaşıyor zaten:
Yapay dünyalar. uzaktan seyredilen
hayatlar. gerçekmış gıbı geİmeyen
olaylar ve haberler..
Amerikalılar ve Japonlar bu alanda
öncü. "Kûkür" aslında belki de yüz
yıl öncekı halıyle yok oldugu ıçın
herkes "Benim küKürüm" diye
bagınyor bugün Herkesın yaşam
larzı birer kultür artık. Hızlı ve geçici
bılgılenn. bılgisayann, televızyonun
ve mültımedyanın dünyayı
değı^tırdığı ortada Tunzm sanayii
ise on yıllardır bu gelişmenin
önculüğünü yapıyor. Genye ise bir
arayış kalıyor
Gerçek hayat nende?
BODRUM/TURGLJIREISTE DENIZKENARI
Özel Plaj, Yan Olımpik Havuz. Restoran, Market. Baıiar. Möblelı Denız Manzaratı, Mutfak ve Mını Barlı
4 KIŞILIK APARTLAR 2.000.000. TL
ODAK TATİL KÖYÜ (0.212) 587 42 31 - 587 44 39
TEKSTİL BANKASI A.Ş.
ORTAKLARINA DUYURULUR
Bankamız sermayesinin 1 trilyon Türk ürası'ndan
1,7 trilyon Türk Lirası'na artınlması nedeniyle bastmlan
10. Tertip hisse senetleri 17 Haziran 1996 Pazartesi
gûnünden itibaren, Istanbul'da Genel Mûdürlük binasmda
ve diger illerde Şubelerimizde dagıtılmaya başlanacaktır.
10. Tertip hisse senetlerinın, bu sermaye artışı ile ilgili
"Rüçhan Hakkı Kullanım Makbuzu" ve " 11 Numaralı
Yeni Pay Alma Kuponlan" karşılıgında teslim edileceğı
Ortaklarımıza du^rulur.
TEKSTİLBANK
Abide-i Hürrıyet Cad. Geçıt Sok No 10 Şışlı 80270 Istanbul
CANLARA ve DOSTLARA
TATİL OUNAĞI
Geçen yılki başarılı
organizasyonumuza devam ediyoruz.
Bu yıl Kuşadası Güıelçamlı'da deniıe sıfır
Otel Eva'dayız. Özel plajı, iki ayrı çocuk
havuzu, denizle sonlanan yeşii alanıyla ve
odanızdaki telefon, müzik yayını, sürekli sıcak
su olanaldarryla, aile ortamına sahip
otelimizde çok rahat edeceksiniz.
Sizlere 10 gün-10 gecelik paket tatil pro§-
ramı hazırladık. Akşamları sazımız ve sohbetimiz
hiç bitmeyecek. Efes-Meryemana-HamzaBaba,
Prienc-Milet-Didim, Pamukkale, KuşadasıMavi
tur, Milli park gezileri proğrama danil olacak.
10 gün-10 gece yatak+Kahvaltı + Ak|am
yemeği + Geziler+Ozel 3eceler+ Oğle
yemekleri (Gezilerde)= 600 DM (KDVd.hil)
Telefonla Ayrıntılı bilgi ve bro^ür isteyiniz.
EKIN Sosyal Hizmetler Tic. Ltd. Şti.
Td: 0.256.518 36 20 - 512 43 38
0.256.646 10 80 - 646 19 16
17 Haziran 1880'de
"Mekteb-i Hukuk" adıyla kurulan
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
HUKUK FAKÜLTEMİZ
116'ncı yılını, mezunıyet torenıyle birtikte 17 Haziran
1996 Pazartesi günü saat 14.00'te tören ve şenlıklerie
kutlayacaktır.
Fakültemizde ilk kez gerçekleştirilecek bu etkinlik,
Başbakan Sayın
MESUT YILMAZ,
Başbakan Yardımcısı Sayın
NAHİT MENTEŞE
ve Milli Eğitim Bakanı Sayın
TURHAN TAYAN'ın
açış konuşmalan ile başlayacak, yenı mezunlanmıza
belgelerı venldıkten sonra şenlıklerle sürecektır.
Tüm mezunlarımızı bu kutlamamızdaaramızda
görmekten mutlu olacağız.
Prof. Dr. AYSEL ÇELİKEL
İ.Ü. Hukuk Pakültesi Dekanı
TC
MERSİN 5. İCRA DAtRESİ'NDEN
DosyaNo: 1995 4511
Menkulün Açık Arttırma llanı
Bir borçtan dolayı hacızlı ve aşağıda cıns. mıktar ve kıymetlen yazılı mallar satışa çıkanlmıştır.
Bırinci arttırmada 20.6.1996 günü saat 15.00-15.20'de Bağcılar Belde Yolu Or Turbo Fabrikası'nda yapılacak ve o günü
kıymetlenn 0
/o75'ıne istekli bulunmadığı takdırde 21.6.1996 günü aynı yer ve saatte 2. arttırma yapılarak satılacağı. Şu
kadar kı. arttırma bedelinın malın tahmın edılen kı>metının yüzde kırkını bulmasının ve satış ısteyenm alacağına rüçhanı
olan alacaklının toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevırme ve paylann pavlaştırma masraflannı
geçmesının şart olduğu, nıahcuzun satış bedelı iizennden °o oranında KDV'nın alıcıya aıt olacağı ve satış şartnamesınin
ıcradosyasında görülebileceğı, masrafı venldığı takdırde şartnamenın bır örneğının isteyene gönderilebileceği, fazla bıl-
gı almak ısteyenlerın yukarıda yazılı dosya numarasıyla daıremıze başv urmalan ılan olunur.
Muhammen kıymeti
Lıra Adedı Cınsı (Mahiyeti ve önemli
nıtelıklen)
12.000.000.000 TL 1 Grup halınde komple
R.A.S. Coşmak markalı 6
istasyonlu fıltre \malat
tesisi pişinci.
(lc. If. K. 114/1, 114/3)
Yönetmelik Örnek No: 25
Basm-93138
Avrupa ve
Avrupalılık...
Avrupalı olmak ya da
Avrupa'ya girmek
rüyalarını en fazla siyasi
malzeme yapan
politıkacılann başında
gelen eskı başbakanımız.
u
Başbsç'an"tnbündeki
yennı aldığında, çevreden
görüp de koşan ve
kendisini öpen birkaç
Türk taraftar dışında pek .
kimsenin dikkatini
çekmemiştı. Ama
mutluydu.. Belki de haklı
olarak.. Çünkü verdiğı
sözü yerine getıriyordu
"Türkiye'yi Avrupalı
vapmayı başaran tek
lider"olduğu için değıl..
"Avrupa kupası
finallerine katılın, ben de
maçlara
geleceğim^şeklindeki
sözünü tuttuğu için..
Zevkten dört köşe eski
başbakana sorduk' "Neler
hissediyorsunuz ?" u
Bu
maçı aücaaz.. Buralara
geküğimiz için çok
muduyum... Gurur
duyuyorum..Bildiğin gibi
değil—" Avrupa'da
bulunmak, Avrupa
Kupası finallerine
katılıyor olmak, bir
Avrupa ülkesinin stadında
maçı izliyor ya da maç
oynuyor olmak,
Avrupa'ya
u
girmiş"
olmak ne anlama
geliyordu ? Avrupa'nın
en iyı takımlan arasında
sayılan bır takıma karşı
ba$a baş mücadele ediyor
ve eskiden olduğu gibı
ezılmiyordu. Bayrağımız,
diğcr Avrupalı ülkelenn
bayrakları ile hemen her
yerde yan yana
dalgalanıyordu. Ama maç
sonrası Nottıngham'ı
Londra'ya bağlayan M1
otoyolundakı yüzlerce
otomobilın, hangisinde
Türklerin bulunduğu,
hangisini Türk şoförlerin
sürdüğü, hâlâ beili
oluyordu. Camlardan
bayrak sallayan, saatte
130 kılometre hızla giden
otomobıllerden sarkan,
birbirlerine selektör
yaparak selam veren.
camlardan tüküren.'mola
verilen benzin
istasyonlannda hemen bir
iki kutu birayı
devirenlerin hangi
Avrupalı ulusun
vatandaşlan olduğu
belliydi. Istanbul'un
TEM otoyolundan
buralara taşımışlardı
ulusal nitelıklerimizı.
Futbolumuzu, dostluk
gösterilenmızi. sıcak
kanlılığımızı, gürültülü
ve fanatık tezahüratımızı.
lokantalarda "Ağbi,
ayıbediyosun yavv..
Allahaşkına, ben
çıkardım işte.. sana
verdirir miyün hiç"
muhabbetlenmtzı..
Nottıngham sokaklannda
fesli. burma bıyıklı
adamlar, şalvar üzerine
entari giymiş kadınlar ve
sahada 8-0'a razı
futbolcular görmeyı hayal
eden yabancılar, yani
diğer Avrupalılar tabii ki
şaşınnışlardı. Ne
diyeccklerini
bilemiyorlardı.. Ingiliz
radyo spikeri, "tnanılmaz
bir şey. bunlan biz birkaç
sene önce antrenman
yapar gibi yenerdik~"
dıyerek hayretinı
gizlemıyordu. Aynı
spiker. tribünlere bakıp
"Hayat pahalılığının ve
enflasyonun bu kadar feci
boyutiarda olduğu bir
ülkeden, bu kadar çok
insanın kalkıp da
buralara gelebilmesi
garip" diye de ekliyordu.
Bu yorum, bize biraz
kendi ülkemizdeki "Ağbi
yavv. Kime sorsan
ağlıyor.. Para yok diyor-
Git bak, her gece
lokantalar adam almıyor.
Herkesin altınhda
Mercedes BMVV var_"
muhabbetlerinı de
anımsatmadı değıl.
Bunlan alt alta
toplayınca, Avrupalı
olmanın, ya da
olmamanın, Avrupa'ya ne
kadar girmiş olmanın, ya
da neresinden girmiş
olmanın. onlarla
ekonomide, kültürde,
sporda ne kadar boy
ölçüşebıldığımızin
muhasebcsını yapmak
hayli güç..
Belki de böyle bir
muha.sebeyı yapıp
yapmamanın gerekliliğini
bir kez daha lartışmak,
önemli olanın şu veya bu
kıtaya dahıl olmak değil.
başkalarının
standartlanna uyum
sağlayıp sağlamadığımızı
ölçnıek yerine, önce iyi
bır standarda oturmayı
hedeflemek..
Nottingham'daki ^J" \
birahanede, admı
bilmediğim ama
"Ahmet ve Mehmet"
olduğuna bahse
girebileceğim iki
vatandaşımızın şu
diyaloğu, yoruma gerek
bırakmadan bu ikilemi
simgeliyordu :
- Yav, bu Hırvatlar
Avrupa'nın neresinden
geliyor ?
- Yoğuslav bunlar oğlum..
- Yav, orada savaş yok
muydu ? Bu herifier
nasıl futbol ovnuyorlar
orada ? - Helal olsun
ama dıı mı ? Bak buralara
kadar gelebilmışler işte.. -
Bunlar da Avrupalı yani..
Bizim gibi ? - He ya..
Biziın gibi..
PeraTanıtım
35 vaşır* aşmamş.
((Motors*letl< adayiar terc h neöenor)Ulaşım
Görevlisi
h: *.& Cm MeşeSk Sc* Dvnya Han 18120 K
SATILIK DAİRE
Akatlar, Zeytinoglu Caddesi üzerınde 2 oda,
1 salon, 110 m-' apartman dairesi
sahibinden satılıktır.
Mür: 268 76 97
BUGUNUNU VE YARININI
ÇOCUKLARI tLE PAYLAŞAN
TÜM BABALARI
KUTLUYORUZ.
AÇEV
DİKKAT! Yeryüzûnde, TEMEL EĞİTtM'i hâlâ 5
yıl olan Yedi Gerjkalmış Ülkeden biri de
TÜRKİYE! ÖDÜNSÜZ - KOŞULSUZ
ZORUNLU 8 yılhk TEMEL EĞlTlM'e geçerek bu
ayıptan kurtulmalıyız! ÇYDD