Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 HAZİRAN 1996 CUMA
HABERLER
jandarmaya
sahJırı
• AYDIN (AA) - Aydm'da,
bu hafta içinde işlenen ve
mafya içi hesaplaşma
olduğu sanılan, üç kişinin
oldürüldüğü iki cinayeti
soruşturan jandarma
ekibine ateş açıldı. Bir
ıhban değerlendiren
güvenlik gûçleri, Şahnalı
köyünde bulunan bir eve
baskın düzenlediler. Çıkan
silahlı çatışmada Süleyman
Çınar adlı jandarma eri
öldü. Evde bulunan 2 kişi
bir tabanca ve 2 av tüfeği
ile yakalandı. Jandarma
yetkilileri, cinayetlerin bir
mafya hesaplaşması
olabileceğini belirterek
yakalanan 2 kişinin
sorgulamasının devam
ettiğini söylediler.
Tato'ya ceza
davası
• ANKARA (AA)-
Ankara Basın Cumhuriyet
Savcıhğı'nca, Kanal D'de
yayımlanan "Söz Fato'da"
programında, tiyatro
sanatçısı Kâmil Aydan
Bol'un kişilik haklanna
hakaret edildıgi
gerekçesiyle programın
yapımcı ve sunucusu Fatma
Girik ile Kanal D'nin
Genel Yayın Yönetmeni ve
Genel Müdürü Ibrahim
Altinsay hakkında açılan
ceza davasına devam edildi.
Davada, sanıklar hakkında,
9 aydan 4 yıl 6'şar aya
kadar hapis cezalan talep
ediliyor. Ankara 15. Asliye
Ceza Mahkemesi'ndeki
dünkü duruşmada,
sanıklardan Fatma Girik ile
taraf avukatlan ve müşteki
Kâmil Aydan Bol da hazır
bulundu. Duruşma başka
bir güne ertelendi.
Koç Holtfing'den
DYP'ye tepki
• Haber Merkezi - Koç
Holding, dünkü
açıklamaları dolayısıyla
DYP Genel Başkan
Yardımcısı tsmail
Karakuyu'yu mahkemeye
vermeye hazırlanıyor.
Karakuyu'nun, önceki gün
düzenlediği basın
toplantısında, "gümrük
birliğinin, toplumu teneke
ürünler ile sömüren
holdinglerin korkulu rüyası
haline geldiği ve böyle
perde arkası tezgâhlan
kuranlann başında da Koç
Holding'in bulunduğu"
yolundaki sözleri üzerine,
Koç Holding tarafından
dün yazılı açıklama yapıldı.
DYP Genel Başkan
Yardımcısı Ismail
Karakuyu'nun beyanının,
"Türk sanayii ve
topluluklan adına hayretle
karşılandığı" ifadeedilen
açıklamada "Türkiyemiz
için çok önemli olan böyle
bir dönemde. kendisine
cevap vermek suretiyle
gündemi lüzumsuz yere
işgal etmeyi uygun
görmüyoruz. Koç
Topluluğu bu yanlış ve
yakişıksız saldınyı Türk
adliyesine intikal ettirme
karan almıştır" denildi.
Kumkapı cinayeti
Yargıtay'da
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Kumkapı 'da
uğradıklan cinsel tacizden
sonra çıkan kavgada Ismail
Kızılkaya'yı öldürdüğü,
Ercan Kavuncu'yu da
yaraladığı gerekçesiyle
Istanbul 7. Ağır Ceza
Mahkemesi'nce 6 yıl 8 ay
ağır hapis cezasına
çarptınlan Dolunay Zeynep
Uludağ'ın temyiz
duruşması, Yargıtay 1.
Ceza Dairesi'nde dün
yapıldı. Karann haftaya
açıklanacağı bildirildi.
İsraifin Erbakan
açıklaması
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Israil, "İsrail
Cumhurbaşkanı Ezer
Weizmann kurt bir
politikacıdır. 'RP iktidara
gelemez" diye bir söz
sarfetmez. Gazete
saptınnış" diye konuşan
RP Genel Başkanı
Necmettin Erbakan'ın
açıklamasının gerçeği
yansıttığını bildirdi.
lsrail'in Ankara
Büyükelçiliği'nden dün
yapılan yazılı açıklamada,
lsrail'in politikasının,
Türkiye'nin iç işlerine
kanşmamaya dayandığı
belirtilerek, "Israil,
Türkiye'deki demokrasiye
saygı duyar ve destekler.
İsrail, demokratik
kurallar çerçevesinde,
Türkiye'de bir çözüm
bulunacağından
emindir ve bütün partilerle
işbirliği yapmaya hazırdır"
denildi.
RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan bugün DYP lideri Tansu Çiller ile görüşecek
Başbakanhk pazarbğıOSİY1AJN AYDOĞAN
ANKARA - Hakkındaki Meclis soruş-
turmalanndan kurtulmak için RP ile seçim
hükümeti kurmayı isteyen DYP Genel Baş-
kanı Tansu Çiller'in. ilk dönem kendisinin
başbakan olmasına RP'nin direnmesi duru-
munda geri adım atmayı da hesaplanna kat-
tığinı çevresine söylediği bildirildi.
Siyasi kilitlenmeyi aşabilmek için
DYP'nin uzlaşmacı birtavırlaheradımı at-
maya hazır oldugunu bildiren Tansu Çiller,
DYP-RP koalisyonu kurulacağına ilişkin
söylentilere, "Benim ağzımdan böyle bir
şey duymadınız. Sayın Erbakan 'la göriiş-
meden bir şey söyleyemem" yanıtını verir-
ken DYP'li bakan ve yöneticiler, RP'li bir
koalisyona olumlu baktıklannın işaretini
\erdiler.
RP ile kurulacak bir koalisyona karşı 22
milletvekilinin yemin ettiği DYP'de, Aydın
Milletvekili İsmetSezgin, Kilis Milletveki-
li Doğan Güreş gibı tavırlan izlenen isim-
ler, RP ile koalisyona karşı oldukJannı be-
lirtme>e devam ederken Tansu Çiller, bu-
gün kendisine koalisyon önerisiyle geleçek
olan RP lideri Necmettin Erbakan'la baş-
bakanhk pazarlığı yapmaya hazırlanıyor.
ANAP'la koalisyon yaptığı 3 ay içinde hak-
kında yolsuzluklarla ilgili 3 Meclis soruş-
turması açılan Tansu Çiller'in, temmuzayın-
da yapılacak DY P kongresini de hesaba ka-
tarak dönüşümlü başbakanhk formülüyle ilk
dönemin kendisine \erilnıesini sağlama>a
çahşacağı bildirildi. DYP'nin, dönüşümlü
başbakanhk ve 1 yıllık seçim hüEümeti öne-
risiyle gideceği RP'den. başbakanın baş-
kanlığında ağustos ayında toplanacak olan
Yüksek Askeri Şüra'yı öne sürerek başba-
kanlıkta ilk 6 ya da 3 aylık dönemi isteye-
ceği bildirildi.
Erbakan'a, "havır" demeyerek koalis-
yon kapısını açık tutacağı kaydedilen Çil-
ler'in, yetkili kurullanna danışacağını be-
lirterek hükümet kurma görevinin kendisı-
Yılmaz
'Merkez
sağm
engeli
Çiller'
İstanbul Haber Servisi-
ANAP Genel Başkanı ve
Basbakan Mesut Yılmaz,
Türkiye'deki siyasi ıstikra-
nn ancak merkez sağın ıki
büyük partisinin bütünleş-
mesiyle sağlanabileceğini
belirterek -Merkez sağda-
ki bütünleşmenin önündeki
tek engel Çiller'in kendisi-
dir~dedi.
KûpeU ANAP'ta
DYP Adana Milletvekili,
Genel ldare Kurulu üyesi
Mustafa Küpeti partisinden
istifa ederek ANAP'a ka-
tıldı. Küpeli'nin katılımıy-
la ANAP'ın Meclıs'teki sa-
yısı 127'ye çıktı. DYP'nin
133'edüşrü.
Yılmaz, partisinden isti-
fa eden Adana Mılletvekih
Mustafa Küpeli ile dün
Svvissotel de birtoplantı dü-
zenledi. Toplantıda. şu an-
da yapılması gerekenın bu-
günkü Meclis tablosundan
bir icraat hükümeti çıkar-
mak oldugunu kaydeden
Yılmaz. "Biz hâlâ bu Mec-
lis'ten bir icraat hükümeti-
nin çıkabileceğinden umu-
dumuzıı kesmişdeğiliz' 'di-
ye konuştu. A'ılmaz. DYP
ile RP arasında yapılacak
görüşme konusunda ise "Be-
nimdışunda.henüzyapılına-
mış görüşme hakkında de-
ğerlendirmeyapmam müm-
kündeğ9"dedi. Yılmaz, bir
gazetecının, geniş tabanlı
hükümet önerilerıni nasıl
değerlendirdiğıne ilişkin so-
rusunu yanıtlarken de şu an-
da asıl sorunun hükümetın
hangi partılerden oluşacağı,
bu hükümete kimin başba-
kan. olacağının olmadığını
ifadeetti.
DYP Genel Başkanı Tansu Çiller dünkü DYP toplannsında, kilitlenen siyaseti açmak için partisinin
üzerine düşen görevi yerine getireceğini söyledi. (Fotoğraf: A A)
#
'Ülke için her şeyi yapanz'
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - DYP üenel Başkanı Tansu
Çiller partisinin uzlaşmacı birta-
vır içinde herkesin ve her şeyin
üzerine çıkarak milletin ihtiyaç-
lanna cevap verecek adımlan at-
maya hazır oldugunu bildirdi. Çil-
ler. siyasetin kilitlendiğini belir-
terek "Bu kilidi açmak, DYP'nin
en önemli görevidir" dedi.
Partisinin TBMM grubunda
konuşan Tansu Çiller, öncelikle
DYP, ANAP. DSP ve CHP'nin
yer alacağı bir hükümet için ça-
ba harcayacağını söyledi.
Merkez sağın birleşmesıne gi-
deccğini düşündüğü ANAYOL
koalisyonunun ve merkez sağın
birleşmesinin. Mesut Yılmaz'ın
başbakanlığında tıkandığını sa-
vunan Çiller, Türkiye'nin iç ve
dış sorunları bulunduğunu ve si-
yasi kilitlenme yaşandığını be-
lirtti. RP dışındakı 4 partinin li-
derlennı kendılerıni aşarak bir
araya gelmeye çağıran Çiller,
"DYP, bu kilitİenmeyi aşmak için,
tekrar u/laşmacı bir tavırla, anla-
yış devrimi ve toplumsal u/laşma-
nın gereğini vaparak herkesin üs-
tüne çıkarak her adımı atmaya
hazırdır. Gelin 4 partiy i bir araya
getirelinı. DYP bu bü> ük çıkışı
yapma amacındadır. 4 parti Ikter-
İeri bir hükümet kursun ve acil
meseleleri göğüslesin" dedi.
ne verilmesini bekleyeceği ifade edildi.
Ancak. RP'nin ilk dönemi kendisine ver-
memekte direnmesi durumunda Çiller'in,
önceliği Erbakan'a vererek geri adım atma-
ya hazırlandığı kaydedildi. Yakın çevresi-
ne, "Giimrük birliği karşıtianna rağmen RP
ile hükümet kuracağun" dedıği belirtılen Çil-
ler'in, RP lideri Erbakan'dan. "Gümrük
birliği ve Avnıpa ile ilişkiler konusunda ken-
disine kanşılmayacağT güvencesi aldığını
da söylediği savunuldu. Çiller'in, RP ile
hükümet kurduktan sonra, "Beni RP ile ko-
alisyona ANAP itti" tezini işlemeye başla-
yacağı belirtildi. Çiller, gazetecilerin, yakın
çevresine RP ile hükümet kuracağını ifade
ettiği söylentilerini anımsat-
malan üzerine, "Benim ağ-
zımdan bö> le bir şey duyma-
dmu" dedi. Erbakan'la gö-
rüşmeden bir şe> söyleye-
meyeceğini bildiren Çiller,
"Arkadaşlarımızla. yetkili
kurullanmızla henüz değer-
lendirmedik. Biz 4 parti bir
araya gelsin, herkes bizim
yaptığımız öz\eriyi yapsın.
bir büyük uzlaşma içindegö-
türelim dedik" diye konuşru.
Tansu Çiller"leTBMM'de
değerlendirme toplantısı ya-
pan DYP yöneticileri ve ba-
kanlar ise RP ile koalisyona
hazırolduklan işaretini ver-
diler. Genel Başkan Yardım-
cısı Hasan Ekinci, "DYP'nin
tabanında ve tavanında,
RP'ye 6 a\ önceki gibi bir
ambargo yok. 24 Aralık son-
rası gibi kapalı degiliz" dedi.
Grup Başkanvekili SaflTet.'^n-
kan Bedük. RP ile koalisyon
konusunda DYP içindeki eği-
limin olumlu oiduğunubelir-
tirken RP dahil hiçbir parti-
ye kapalı olmadıklannı söy-
İedı.
DYP ile RP arasında ko-
alisyon kurmak için hazırlık
yapılırken DYP grubunda,
RP ile koalisyon konusun-
daki görüş aynlığı da sürü-
yor. Ca>itÇağlar,YaşarDe-
delek, Te\fik Diker, Necdet
Menzir,Mehmet Batalh,Kök-
sal Toptan gibi muhalif mil-
letvekillerinin katılmadıkla-
n.DYP grubunda konuşan
Kayseri Milletvekili Osman
Çilsal. Edirne Milletvekili
Evren Bulut ve Afyon Mil-
letvekili Nuri Yabuz, RP ile
koalisyon kurulması gerek-
tiğini savundular. RP'nin
" Devlete rağmen, mOletiege-
liyoruz" dediğini ve bunun
çok tehlikeli oldugunu savu-
nan Çilsal, RP'ye karşı. ik-
tidarda denenmeden ve bir
sey yapamadığı görülmeden
yapılan mücadelenin inan-
dıncı olmadığını söyledi. Ev-
ren Bulut da kendi seçmeni-
nin RP'ye karşı olmasına rağ-
men, RP ile koalisyon ku-
rulmasını istediğini belirte-
rek "Ben seçmenlerime bir
dönem hacu bir dönem bacı
dedim bile'" diye konuştu.
'Diyalog başlatılmalı'
Günay'dan DSP ve
CHP'lilere mektup
ANK.4RA (Cumhuriyet Bürosu)-CHP Genel Sekreter-
liği'nden istifa ederek DSP'ye geçen Ertuğrul Günay.
DSP ve CHP milletvekılleri ile it başkanlanna gönderdi-
ği mektupta, iki parti arasında diyalog başlatılması çağn-
sında bulundu. Güna\, "CHP ve DSP'nin asıl muhalefet
konumunda güçlerini birteştirmesi, uzun vadeii hedeflere
ulaşmak açısından daha anlamlı ve sağhkh bir başlangıç
olabilir" dedi.
DSP ile CHP arasında diyalog başlatılması için girişim-
lerde bulunan Günay. iki parti örgütlerini harekete geçir-
mek için de çaba göstermeye başladı. Günay. DSP ve CHP
millervekilleri ile il başkanlanna gönderdiği mektupta,
"Merkez sağ partilerin bütün tükenmişliklerine rağmen ik-
tidar konusundaki iddialı rutumlan ve bu alanda sol par-
tilere biçtiklcri yama niteliğindeki görcvlcr, yurttaş olarak
onurumuzu ineitiyor. Bu senaryolar karşısında CHP ve
DSP'nin içine sürüklendiği etkinlikten uzak, çaresiz konum,
sosyal demokratlann eski görkemli günlerini anımsayan-
lan derinden varabvor" dedi.
Akın Birdal, açlık grevindekilerden değerlendirme istedi
Genelge yargıya gidiyor
Haber Merkezi - Adalet Bakanı
Mehmet Ağar'ın 6 mayıs genelgesinı
ve cezaevlerindeki baskılan protesto
etmek amacıyla 33 cezaevınde siyasi
tutuklu ve hükümlülerin başlattığı
açlık grevleri devam ederken IHD
Genel Başkanı Akın Birdal, açlık
grevindeki eylemcilere çağnda
bulunarak durumu yeniden
değerlendirmelerini istedi.
Demokratik kitle örgütleri de
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel
ile TBMM Başkanı Mustafa
Kalemli'ye başvurarak sorunun
çözümü için devreye girmelerini
ıstediler. lzmir Barosu da genelgenin
iptali için yargıva başvuracak. İHD
Genel Başkanı Akın Birdal
başkanlığında 18 demokratik kitle
örgütü ve sendıkanın temsilcisinin
oluşturdugu komisyon, dün Çankaya
Köşkü önünde bir basın açıklaması
yaptı. Birdal, açlık grevine katılan
tutuklu ve hükümlülerin sağlık
durumunun ölüm sınınna geldığini
kaydederek Demirel'e sunulmak
üzere hazırladıklan dilekçeyi okudu.
Demokratik kitle örgütlerinin, yaşam
hakkının kutsallığını sa\ unduklannı
anımsatan Birdal, "Bu hak
cumhurbaşkanı olarak sizin için ne
denli kutsalsa, cezaevlerinde hem de
de\ lctin gözetimi ve koruması aranda
olması gerekenier için de o denli
kutsaldır. Bu temel hakkın
kullanılmasında herkesin
sorumluluğu vardır. Herkes her
şeyden sonımludur sözü tam bu
noktada anlam kazanmaktadır" diye
konuştu. Demokratik kitle
örgütlerinin günlerdir cezaevlerinde
yükselen çığlığın ve vicdanlann sesi
oldugunu vurgulayan Birdal,
"L'muyoruz vakit geç oimadan bu
çığuk yanıt bulabilsin ve insanlar
öünesüı" dedi. Komisyon üyeleri
daha sonra TBMM önünde yaptıklan
açıklamada da milletvekillerinin
insan haklannın güvencesini
sağlamak için yemin ettiklerini
anımsatarak TBMM Başkanı
Kalemli'yi göreve çağırdı.
Temaslannın ardından Mülkiyeliler
Birliği Lokali'nin bahçesinde bir
basın toplantısı düzenleyen Birdal,
27 nisanda Diyarbakıi'Cezaevi'nde
başlatılan açlık grevlerinde bazı
tutuklulann sağlıklannda
olumsuzluklar yaşandığını haber
aldıklannı belirterek siv il toplum
örgütleri olarak yaşam hakkının
korunması amacıyla devreye
girdiklerini söyledi.
IRMIKI AYDIN ENGİN e-mail: engin@planet.com.tr
Eğer başkentin siyasal labi-
rentlerinde dolaşır ve dolayısıy-
la kaybolursanız, ülkede b\r hü-
kümet kördüğümü olduğu ka-
nısınavanrsınız. Partamentoarit-
metiği içindeki bütün seçenek-
ler art arda, yan yana sıralanı-
yor, karmaşık matematik for-
müllerinden farksız öneriler üre-
tiliyor... l-ıh düğüm çözülmüyor.
Kördüğüm bu değilse nedir ?
Ancak çıkın başkentin kirlen-
miş siyasal labirentlerinden, bir
kez daha bakın: Kördüğüm ge-
ne apaçık ortada. Ama düğüm-
lenen hükümet değil, düzen.
Düzene asla toz kondurmayan,
krem sürdürmeyen Demirel bi-
le "Böyle gitmeyecek. Böyle gi-
derse bir şeyler olacak" deme-
ye başladı.
Bir şeyler?
Anneeeeee! Bir şeyler olunca,
olan gene hep bize oluyor. Oy-
sa ben evimden memnunum.
E-tipi bir konuta taşınmak iste-
miyorum.
Hukumet KordugumuPeki bir şeyler olmazsa? O
zaman bu kördüğüm ve kör dö-
vüşü sürecek demektir.
Bizim Ekonomi Servisi'nin ko-
mutanı Bülent Kızanlık, yazıiş-
lerinin sabah toplantısında (üs-
telik ve nedense gülerek) anlat-
tı: Kasım ayı sonuna kadar, önü-
müzde tam 25 geri ödeme var-
mış. Geri ödeme dediği, hani
bizim gibi yolsuz ve çulsuz ta-
kımının ilgilenmediği Hazine kâ-
ğıdı satışlan var ya işte onlar.
Hükümet memur maaşlarına,
KİT açıklanna, örtülü ödenek
harcamalanna, Parsadan'ın par-
sasına, Güneydoğu'da korucu-
başına, silaha, külaha, paria-
menterlerin maaşlarına, polisin
cop, elektrik manyetosu, Fılis-
tin askısı gibi giderlerine karşı-
lık olarak yaptığı iç borçlanma
yani. Devlet yüksek faizlı, gitgi-
de kısalan vadeii borç senetle-
riyle ülke içindeki para sahiple-.
rinden para topluyor. Bunlann
geri ödeme günü gelince yeni-
den ve daha çok Hazine kâğıdı
çıkanlıp, bir bölümü ile borç ka-
patılıyor, bir bölümü ile yeniden
Parsadan'ın parsası, korucuba-
şının maaşı, KİT'in açığı, polisin
copu, cipi, manyetosu, askısı, si-
lahı ve külahı için ödeme yapı-
lıyor. Sonra bu borçlanmanın
geri ödeme günü gelip çatın-
ca...
Yani dön baba dönelim...
Haddini bilmezlik edip eko-
nomik tahliller filan yapıyor de-
ğilim. Ama bu "saadet zinci-
rf'nin sürmeyeceğini, süreme-
yeceğini kavramak için ille de ik-
tisat allamesi olmak da gerek-
miyor.
Ekonomiyi düze çıkaracak
ciddi önlemler için değil, salt bu
iç borçlanma kısırdöngüsünü
aşabilmek, biraz soluklanabil-
mek için bile bir hükümet olma-
sı, kimi kararname ve yasalann
partamentodan çıkmast gerek.
Oysa ortada bir hükümet yok
ve en azından şimdilik bir hükü-
met olasılığı da yok. Gerçi ince
pazarlıklarla bir Bakanlar Kuru-
lu listesi oluşturulabilir; Çanka-
ya'dan onay, hatta Meclis'ten
güvenoyu bile alınabilir. Ama biz
"hükümef'ten söz ediyoruz.
Yani hükmeden, hükmedebile-
cek gücü, gerçekleştirecek bir
planı, programı olan bir kurum-
dan...
Gördünüz mü düştüğümüz
durumu? Bırakınızdüzenıdeğış-
tirecek bir iktidar özlemini, bıra-
kınız vahşi kapitalizmin savurgan
ve saldırgan politikalarına karşı
halkı (örneğin kendimi) koruya-
cak, savunacak bir iktidar ara-
yışını. şöyle hükümet demeye
layık bir hükümete bile razı
olur hale geldik. Kapitalist re-
çeteler uygulayarak ciddi ön-
lemler alacak, ekonomiyi hiç ol-
mazsa bir süre rahatlatacak ve
elbette fakir fukaranın canına
okuyacak ama hiç olmazsa şu
topal demokrasiyi de sürdüre-
cek bir hükümete bile fıt olaca-
ğız neredeyse.
Tıkanan sistemi tartışabilmek,
çıkış yollarını ortaya koyabil-
mek, kördüğüme dönüşen bu-
nalımı bir üst paragraftaki çer-
çeve içinde bile olsa aşabilmek
için galiba kimin, kimle hükü-
met kuracağı değil, kimin, ne
için hükümet kuracağı önemli.
Başkenteki pazarlıklarda ise
sorunun böyle kavrandığının,
sorunun masaya böyle kondu-
ğunun, böylece "bir şeyler"in
önüne geçme kararlılığının en
ufak bir belirtisi bile yok.
Bu yaz evi badana ettirecek-
tik, biraz beklesek mi acaba?
BIRBAKIMA
SERVER TANILLI
Nazır Efendi'nin Kafası
Büyük sorunlarımız tükenmiş sanki, tartışılan ko-
nuya bakınız: Dördüncü Murat eşcinsel mi, değil
mi?
Yeni çevrilen Istanbul Kanatlanmın Altında adlı film-
de, sultanı böyle gösteren bir hava varmış, hop otu-
rup hop kalkıyor kimi çevreler; reddiyeler, tehditler, ya-
saklar birbirini izliyor. Görmedim filmi, ilk fırsatta gör-
mek isterim; bunca gürüttülere yol açtığına göre gi-
dip izlemeli de.
Başta neye dikkat edeceğim seyrederken?
Şuna: Film, çevrilışiyle ve sanatçılarıyla sinema sa-
natının hakkını veriyor mu. vermiyor mu,? Bir konu ro-
mana ya da öyküye dönüştüğünde, sahneye ya da
perdeye aktarıldığında, sanatın yasaları söz konusu-
dur artık.
Başka ölçütleri öne alırsanız iş çığırından çıkar.
Okkanın altına giden de sanat olur.
Ama gelin de anlatın Kültür Bakanı olacak zata!
Kültür Bakanlığı'nın maddi desteğinin de söz ko-
nusu olduğu filmi beğenmediğini söylüyor; olabilir, her-
kes gibi hakkı vardır buna; ama yetinmiyor bununla,
bakanlığın desteğini geri çekeceğini söylüyor; daha-
sı, Kayseri'de filmin oynatılmasını Refah Partili Bele-
diye Başkanı yasakladığında, "milli şuura katkısından
dolayı" alkışlıyor bu hareketi.
Ne adına bütün bunlar?
"Ecdadına sövdüremezmiş" beyimiz!
Bir gün birisi "Lale Devri"ri\ filme alsa ve içinde -
pek de doğallıkla- şair Nedim Efendi'ye de yer ver-
se, merak ederim, ne diyecektir hazret?
Çünkü söylenti de değil artık, adıyla sanıyla her
şey!
Kızoğlan nazı nazın, şehlevend avazı avazın
Belasın ben de bilmem kız mısın oğlan mısın
kâfir
Nasıl buldunuz efendim?
Öyle o denli uzağa gitmeye de gerek yok; Cevdet
Paşa'yı okuduğumuzda nasıl da ilginçtir anlattıklan!
Bütün Doğu'da olduğu gibi, Osmanlılarda da eş-
cinsellik konusu, 19. yüzyılın ortalanna değin ayıpla-
nan bir ılişki olmadı. Osmanlı toplumunda Kınm Sa-
vaşı'nı izleyen yıllardaki büyük değişikliklerden biri, gi-
derek edebiyatı da etkileyecek biçimde, işte bu ko-
nuda olmuştur. Cevdet Paşa, Maruzat'\nda, olan bi-
teni olanca açıklığıyla anlatır ve şöyle der:
Bu dönemde, "zendostlar (kadın sevenler) çoğal-
dı, mahbublar (erkek sevenler) azaldı. Kavm-i Lût
(Sodom ve Gomor halkı) sanki yere battı. Istanbul'da
öteden beri delikanlılara ma 'ruf ve mûtad olan aşk-
u alâka, hali tabiisi üzere kızlara müntakil oldu. (De-
likanlılara duyulan ilgi doğal bir biçimde kızlara dön-
dü). Sultan III. Selim zamanından beri mutad olan
Kâğıthane seyri ziyade rağbet buldu. Gerek orada,
gerek Beyazıt meydanında arabalara işaretlerle
mu'aşaka usulu (âşık olma biçimi) hayli meydan al-
dı. Kübera (kibariar) içinde gulampârelikle meşhur Kâ-
mil ve Ali Paşalar ile onlara mensup olanlar kalma-
dı. Halbuki Ali Paşa da ecanibin (yabancılann) itira-
zatından ihtiraz ile (çekinerek) gulampâreliğini ihfa-
ya (gizlemeye) çalışır idi."
İşte bir 150 yıl kadar önceki ecdadımız!
Nesini gizleyeceksinız ve niçin gizleyeceksiniz?
Dördüncü Murat söz konusu oldukta, gazetemizin
10 haziran günlü nüshasındaki şu haber de ilginçtir
Batı'da yakında piyasaya çıkacak -ünlü Kazıklı Voy-
voda'yı anlatan- Kan İçinde Bir Şey adlı bir kitapta,
onun ve kardeşinin, küçükken getirildiği Istanbul'da,
sarayda sultanca "okşandıklan" iddiası da yer alı-
yormuş; araştırmacılar, sonradan vampirolanvekur-
banlarının kanını ıçen Kazıklı Voyvoda'nın, öldürdü-
ğü erkek kurbanlannı "en hassas yeriehnden kazık-
lamasını" çocukluğunda başından geçenlere bağlı-
yorianmış...
Gerçeklerin pek de uzağında olmayan bir yorum-
layış!
Özetle, tarihe olduğu gibi bakmalı; ve o tarih, ede-
biyata ve sanata konu olduğunda da, onlann yasa-
lannı ölçüt alıp kafalardaki çarpıklıklan işin içine ka-
rıştırmamalı!
"Ecdadımıza saygı "nın da asıl gereği budur!
Bu arada, gazetemizin 2 haziran günlü nüshasın-
da, Ali Uh/i ustamızın çizdiği karikatür de gözünüz-
den kaçmamış olsa gerek. Sultan Murat, perdeden,
seyirci sıralarından bırinde oturan -bizimkine pek ben-
zeyen- nazınna seslenip ders veriyor: "Bre NazırEfen-
di, Ben Murad-ı rabi derim ki, kültürün ilk koşulu bir
sanat yapıtına doğanın ya da toplumun yasalan ile
değil, sanatın yasaları ile bakmasını öğrenmektir!.."
Hatıriatmasına diyecek yok sultanın!
Ama nerede Nazır Efendi'de onu "ihata" edecek
kafa?
İstanbul Barosu Başkanı Tiırgut Kazan dünkü basın
toplantısında, '7-8 haziranda adı konulmamış bir sıkı-
yönetim uv gulandığını' söyledi.
11Barodan
gözaltılara tepki
topl
İstanbul Haber Servisi -
Istanbul Barosu Başkanı
Turgut Kazan. 7-8 haziran
tarihlerinde yaşanan toplu
gözaltılan protesto ederek
"Pöfis, önleyici görev yaptı-
gı iddiasıv la insanlan toplu-
cagözaltina aldı. Siyasi par-
tiler, dernekler, kültür mer-
kezleri ablukadaydı. Sanki
adı konnıamış bir sıkıyöne-
tim uygulandr dedi. Ka-
zan, emri veren ve uygula-
yanlar hakkındada soruştur-
ma açılmasını istedi.
7-8 haziran tarihlerinde
istanbul'da binden fazla ki-
şinin gözaltina alınmasıyla
ilgili olarak tstanbul Baro-
su Başkanı Turgut Kazan.
dün Baro Merkezi'nde bir
basın toplantısı düzenledı.
Kazan, olaylar sırasında gö-
zaltina alınan avukatların
da katıldığı toplantıda. dün-
va insanlannın önünde ina-
nılmaz birpolis şiddeti ya-
şandığını söyledi. Yasala-
nn açıkçaçiğnendiğini vur-
gulayan Kazan. şunlan söy-
ledi:
"Kayıplan ve faili meç-
hulleri seyrediyor, onlann
bulunmasını istemek için
haftalardır orurma eylemi
v-apan acıh >-akınlanna insaf-
sı/ca saldımoruz. Sendika
diyen memuru copluvor,tek-
meliyoruz. Siyasal partile-
ri, dernekleri kuşatıyor, gi-
rip çıkanları topluyoruz.
Avukattı. doktordu, gazete-
ci>di hiç ayirmıyor, eşitlik
içinde dövüp yerlerde sü- •
rükliiyoruz. Hatta yaptık-
lan göreve çok kızdıgımız
için gazeteciye ve avukata
ayn bir kin duyuyoruz. İş-
te Türkiye. işte hıikuk dev-
lcti. İnsanlann topluca gö-
zaltina alındıği bir demok-
rasi cenneri.'" 1