Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 HAZİRAN 1996 CUMA
12 DIZIYAZI
Prof. Dr. Yılmaz Biiyükerşen / Bir Üniversite. Bir Yaşam
Omürkısa,firsatseyrekAHMET CEMAL
-3-
- Savın Büyükerçen, sizcegünümiizün üni-
versite öğrendsi ülkemiz iiniversitesinden
neler bekliyor ya da beklemeli? "Dersini
iyi çalış ve saygılt ol!" tavsiyesi, sizce iki
binli yıllann eşiğiııde ycterli midir?
-Güniimüzde üniversite öğrencisi, kitap-
taki bilgilen bir papağan veya gramofon
plağı gibi kürsüden tekrarlayan hocayı sı-
nıfta pasif olarak dinleyen bir öğe olma-
malıdır. 0, zaten kitaptakini okuyarak an-
layacak yaştadır. Hocalar. öğrencinin ki-
taptan çalışarak okula geldiği ders konu-
lannı onlarla tartışan, onlara düşünme, yo-
rumlama. sentez yapma alışkanlıklannı
veren. araştırmaya yönlendiren, olaylara ba-
kış ufku \e derinliği kazandıran kimseler
olmalıdır. Kanaatimce, üniversite hocası sı-
nıftaki geleneksel rolünü değiştirmek zo-
rundadır. Bu değişimi bir an önce sağla-
malıyız. Bunu yapmadıgımız sürece üni-
versite gençliğinin bunahmian azalmaya-
cak. dolayısiyle toplumun da üniversite
sorunlan sona ermeyecektir.
- Yukandaki soruya baglantılı bir soru:
Günümüz koşullannda öğretim elemanla-
nfleöğrencilerarasında "olması gereken"
bir diyalog, ne gibi özellikler taşımah?
-öğretimelemanlan ileöğrencilerindi-
yaloğu yalnızca derslik ve amfilerle sinır-
lı kalmamalı. öğrenciler hocalannın ofis-
lerine istedikleri zaman kolayca girip on-
larla rahatça konuşabilme alışkanlığında ol-
malıdır.. Hocalar. öğrencilerin kültür. sa-
nat, eğlence ve sportif faaliyetlerine de ka-
tılmalı, eğitim-öğretim programlan dışın-
da onlarla çeşitli konularda sohbet imkân-
lan yaratmalıdırlar. Aynca öğrencilerin
kişisel sorunlannda onlara yol gösterme-
ye ve mümkünse yardımcı olmaya çalış-
malıdırlar. Her ne kadar bugünkü mevzu-
at hocalann öğrencilere danışmanlık yap-
masını öngörüyor ise de buna uyulduğu-
nu söylemek oldukça güçtür.
- Sayın Hocam, 12 Eyliil olayından son-
ra Anadolu l ni«'rshesi'nin en "yara alma-
yan" üniversitderden biri olduğu bilini-
yor. Şimdiyanıü bugiin de merakcdilen bir
soru şu: Bunun nedeni, yalnızca Anadolu
İnivvrsitesi'ninbüyükktntlerinuzagında
bulunması mrv dı. yoksa başka nedenleri de
v-ar mıydı?
Üniversiteye kalkan oldum
- 12 Eylül dönemınde Anadolu Üniver-
sitesi'nin yara almamasınm sebebi, Rek-
tör olarak benim müesseseye kendimi kal-
kan yapmamdır. O günlerde. bu gibi dö-
nemlerde üni\ ersitelerde de görülen ihbar
hastalığına karşı kesin ve kararlı bir tavır
takınmıştım. O günlerde, Eskişehir'de gö-
rev yapan Sıkıyönetim komutanlanndan bir
Korgeneral, sol ve sağ görüşlü bazı öğre-
tim üyelerihakkındakendilerine ihbar ya-
pıldığını ve üniversitedeki görevlerine son
verileceğini bana söylediği zaman kendi-
sine şu ce\abı verdim:
"Pasam. bunu yapmayınız. Bir iiniver-
sitcde her siyasigörüşten insanın bulunma-
sı doğaldır. Ben bu arkadaşlanmı v akinen
tanıyonun. LIkemize zararh bir eyiem için-
de olmalan münıkün değildir. Ben size te-
minat vcriyorum. buna rağnıen elinizdeki
mevzuat sizi bu yetkinizi kullanmak zo-
runda bırakryorsa, o zaman söyleyiniz ön-
ce ben rektörlükten istifamı vereyim veya
arkadaşlarandan önce beni göre\den ab-
nız."
Samyorum bu cevap, rahmetli general
ile çok iyi dost olmamımızın da başlangı-
cı oldu. Hatta daha sonralan bazı üniver-
sitelerde ihbarlar yüzünden ya da görüş-
leri yöneticilerin siyasi tercihlerine uyma-
Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksekokulu'nda eğitim goren bir öğrenci.
dığı için sözleşmeleri yenilenmeyerek açık-
ta bırakılan genç öğretim elemanlannı da
Anadolu Üniversitesi'ne aldığım için be-
ni kendisine şikâyet edenlere. "Memleke-
timiz genç bilim adamlannı harcayacak
kadar zengin değüdir" cevabını vermiş.
Buna karşılık, Ünıversitelerarası Kurul
toplantılannda, benim sahip çıktığim genç
akademisyenlerin sözleşmelerini yenile-
meyen bazı rektörlerin tarizlerine muha-
tap olmaktan da kurtulamadım. Ancak
bunlar benden yaşça büyük profesörlerdi.
Gereken cevabı vermektense akademik
terbiyemin bir gereği olarak susmayı ter-
cih ettim.
Yükseköğretime Ideal çözüm
-Özel üniversitelerin kurulmas konusun-
da ne düşünüyorsunuz? Bildiğiniz gibi. bu
konuda sık sık yabancı ülkclerde örnek gös-
tcrilmekte. Sizce ülkcmizde özel üniversi-
telerin kurulması desteklenirken. devlet
üniversitelerinin birazarka plana itildiğin-
den kuşku dmulmasını gerektirecek ne-
denler de var mı? Size göre ideal çözüm ne
olmalıdır?
- Nüfiısu hızla artan Türkiye'de devle-
tin hem herkese yükseköğretim olanağı
vermesini, hem de eğitimde kaliteyi yük-
seltmesini ve bunu herkese bedava sağla-
masınj, bugünkü şartlarda, olanaklı görmü-
yorum. Kaldı ki, zengin ülkeler bilc bunu
yapamamaktadırlar. Bu nedenle. parasal gü-
cü olan varlıkh aile çocuklannın yükünü
devletin sırtından armasına imk^an veril-
melidir. Ancak, devletin yalnız kendi üni-
versitelerine daha fazla kaynak tahsis et-
mesi, öğretim kalitesinin özel üniversite-
lerden geri kalmayacak tarzda idari. mali
ve demokratik yapıya kavuşturulması şart-
tır. Bunlar yapılmadığı takdirde yükseköğ-
retim. paranın hâkim olduğu bir eğitim
pazanna dönüşür. Bu konuda aşın, karşıt
görüşlerden kendimizi kurtararak sosyal
devlet ilkeleriyle ülke imkânlannı denge-
leyen akılcı çözümlere ihtiyacımız var.
Hazırlanan tasan da üniversitelerin sı-
nıflandınlması, bütçenin YÖK elinde top-
lanması, üniversitelere üniversite dışından
yöneticiler tayini ve öğretim elemanlan
arasmda ücret farklılıklan gibi önerilerin,
ideal çözüm şöyle dursun, sistemi daha da
kanştıracağından vc huzursuzluklan art-
tıracağından endişe ederim.
- Sayın Büyükerşen, söyleşimizin sonu-
na yaklaşırken, şu anda Anadolu Üniver-
sitesi İletişim Bilimleri Enstitüsü Müdürii
olnıanı/ nedeniyle bir soru sormak istiyo-
rum. Şu anda üikemizde özel televizyonla-
nn gelişmesine nasıl bakıyorsunuz? Sizce
yaşanan sancılar, normal geçişdönemisan-
cılan mıdır, yoksa tehlikeli yozlaşma belir-
tileri diye de yorumlanabilir mi?
Özel televizyonlar ve
arabesk yayıncılık
- Türkiye bugün. özel televizyonlarla
tam bir "yayıncılık arabeski" dönemi ya-
şıyor. Yanm yamalak, Türkiye'nin derdi-
ne de\a olmayan. sorunlaryaratan, uygu-
ianması mümkün olamayan bir yasa. Yet-
kileri ve gücü şiddetli ama dertlere deva
olmayacak bir Ust Kurulumuz var. tlkesiz,
sesli ve hareketli fotoğraflarla bircamlı ku-
tuya sokulmuş. gazetecilik benzerinden
ibaret bir garip televizyon yayıncılığına
sahibiz. İki tarafı keskin bir kılıç toplumu-
muzun tepesinde sallanıp duruyor. Dileye-
lim ki. bu kılıç bir takım zararlara ve ka-
zalara yol açmadan sorumluluğunun bilin-
cinde. yayın ilkeleri olan. özel televizyon
yayıncılığına kavuşacağımız günler fazla
Günümüzde üniversite
öğrencisi, kitaptaki
bilgileri bir papağan veya
gramofon plağı gibi
kürsüden tekrarlayan
hocayı sınıfta pasif olarak
dinleyen bir öğe
olmamalıdır. O, zaten
kitaptakini okuyarak
anlayacak yaştadır.
Hocalar, öğrencinin
kitaptan çalışarak okula
geldiği ders konularını
onlarla tartışan, onlara
düşünme, yorumlama,
sentez yapma
alışkanlıklarını veren,
araştırmaya yönlendiren,
olaylara bakış ufku ve
derinliği kazandıran
kimseler olmakdır.
Anadolu Üniversitesi'nde düzenlenen öğrenci panayırı.
uzak olmasın.
- Hatıriadığım kadanyla ba/J büyük ül-
kelersize eğitim \e öğretime yaptığınız hiz-
nıetlcrini/ nedeniyle çeşitli nişanlar verdi-
ler. Samyorum ulkemizde de çeşitli nişan-
lar akünız. Bunlar nelerdi?
-F.vet. Kransa Cumhurbaşkanı Miterand
"Legion D'Honneur", Avusturya Cum-
hurbaşkanı Kurd VValdeim, kendi hükü-
metlerinin bilim. sanat ve kültür hizmet-
lerinde birinci derece Liyakat Nisanı'nı
verdiler, bunu Uluslararası Uzay ve Hava-
cılık Akademisi Nişanı takip etti. Ameri-
ka'dan Paul Harris İnsanlığa Hizmet Ma-
dalyası gönderildi. Türkiye'den ise bana
verilmiş bunlara benzer bir nişan ya da
ödül almadım.
-Türkiye'ye verdiğiniz hizmetlerve kur-
duğunu/ önemli müesseseler üikemizde
rtemen herkes taranndan biliniyor. En azın-
dan nişan ve ödül yerine Cumhurbaşkanı,
Başbakan. Milli Eğitim Bakanı veya
N Ök'ten övgü dolu teşekkür mektuplân
muhakkak almış olmalısınız. Onlarda ne-
ler diyorlar?
- Hayır. ne rektörlüğüm sırasında, ne de
görevden aynlınca. hiçbırisınden bir cüm-
lelik teşekkür veya bundan sonraki yaşa-
mımda başan ve sağlık dileyen mektup
dahi almadım. Esasen yaptığım hizmetle-
n de teşekkür ve takdir bekleyerek yapma-
d\m. Benim görevime şu veya bu şekilde
son verilmiş olması üzerine, öğrencileri-
min ve kamuoyunun, "Rektörümüzü İsti-
yoruz1
", çoğu arkadaşımın da "Oylanmı-
zı Istiyonız" diye ayağa kalkması ve bası-
nımızın görevden alınışımla ilgili olanla-
n eleştirip kınaması benim için en değer-
li "Kadirbiliriik Nişam" oldu.
- İzninizle son sorumu kişisel tutmak is-
nyonım. N ılmaz Büyükerşen, bütün geç-
mişini gözönünde tuttuğunda, kendisi hak-
kında ne düşünüyor?
pevlete borcumu ödedim
-YıllarcaEskışehir-Ankaraarasındase-
yahat ederken vakit geçirmek için hep de\ -
letin benı yetiştirmek için yaptığı fedak-
ârlık ve masraflan değerlendirip hesapla-
mayı, bunlan bana borç venlmiş gibi dü-
şünüp faizlendirmek gibi bir eğlence bul-
muştum kcndime. Yaptığım hizmetlen ve
maaşlanmı da birbirine mahsup ettiğim
halde. emekli olduğumda dahi borcumun
bitmeyeceği sonucuna vanrdım her sefe-
rinde. Sonra şofbriime, "Önıürbiteryolda
bitmcz. devlete borç da bitmez" derdim.
Münhasıran birbüyük üniversitenin rek-
törii için bazılannın \e bir milletvekilinin
önergesi ile de benim için yapıldığına inan-
dığım bir kanun değişikliğine dayanan tar-
tışmalı bir Danıştay karanyla, seçimle gel-
diğim rektörlük görevime son verilişini, dev-
letin kendisine olan borçlanmı affettiği
şeklinde algıladım ve sevindim. Ama üni-
versitede gerçekleştirmeye karar verdiğim
projelerarasındaele aldığım "11zaySimü-
lasyon ve Eğitim Merkezi
T>
nin kuruluşunu
gerçekleştiımek imkânından uzak kaldığı-
mı düşününce de üzüldüm. Bu projeye son
derece önem veriyordum.
Öğrencılerime ve arkadaşlanma. "Birin-
san ömrü > apabilecegi işier için çok lasa-
dır. Boş geçirecek bir daldkamız bile obna-
mab,hepyenişeyleryapalun'' derdim. Hep
birlikte yapmaya da çalışırdık. Anadolu
Üniversitesi böyle ortaya çıktı.
Görevden aynldıktan sonra. öğrencile-
rim benim için düzenledikleri veda yeme-
ğinde bana çalışmayan. bozuk, eski bir
köstekli saat hediye ettiler ve şunu söyle-
diler: "Hocam. bu saatle sizin için zama-
nı durdurduk."
O günden bu yana, kendimi kösteğe
baglanmış bir saat olarak düşünüyorum.
BİTTİ
ÇALIŞANLARIN SORULARI / SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL
Dııl maaşı ve alt sınır aylıgı
SORU: Ben Emekli Sandığı'ndan emekli bir bayanım. Eşimi
kaybedince (ki o da Emekli Sandığı emeklisiydi) bana yüz-
de 50 dul maaşı bağlandı. Bana eşimden kalan maaş \e
ek göstergeleri gösteren bir yazı gönderildi. Fakat 1 Ocak
1996 tarihindeki gösterge farkından yararlandırılma-
dım. Bana gelen belgeleri istiyorum. Bu konuda bilgi
bekliyorum.
(T.Ş.)
Bize ilettiğiniz belgelere göre eşinizin 1. derece 4. kademeden ve
2.200 ek göstergeli bir görevden 29 yıl 4 ay hizmetten emekli aylıgı
almakta olduğu anlaşılmaktadır. Bu bilgilere göre 1 Ocak 19%'daeşi-
niz yaşıyor olsaydı. 18 milyon 830 bin lira emekli aylıgı alıyor ola-
caktı.
T.C. Emekli Sandığı Yasası'nın 68. maddesine göre "Dul ve yetim
ayhklan ölenin baglanmış veya bu kanun hükümlerine göre hesapla-
nacak emekli, adı malullük veya vazife malullüğü aylıklannın;
a) Dul kan ve koca için yüzde 50'si, aylik alan yetimi bulunmayan-
lann dul eşlerine yüzde 75i.
b) Çocuklarla, ana veya babanın her biri için yüzde 25'i, oranında
bağlanır.
Olenin aylığa müstehak bir dul kan veya kocası ile bir yetimi bu-
lunması halinde. dul kan veya kocaya yüzde 60. yetimıne yüzde 30
oranı uygulanır.
Ölenin önceki eşinden olan çocuklanyla. hem anadan hem baba-
dan yetim olan veya af kanunlanna göre tcscil cdilmış. bulunan ço-
cuklanna, yüzde 30 oranında aylık bağlanır. Sonradan hem anadan
hem babadan yetim durumuna giren çocuklann ayhklan da yüzde 30
oranı uygulanmak suretiyle yükseltilir.
EmekJi, adi malullük. vazife malullüğü avlığı alan veya iştirakçi
olan dul eşe yüzde 50 oranında dul ayhğı bağlanarak ödenir."
Emekli Sandığı Yasası'nın 68. maddesine göre Emekli Sandı-
ğı'ndan emekli olup emekli aylıgı alan dul eşlere ölen eşin aylığının
yüzde 50"si bağlanmaktadır.
Bu maddeye göre size. eşinizin yaşıyor olsaydı alacağı emekli ay-
lığı 18 milyon 830 bin liranın yüzde 50"si olan 9 milyon 415 bin lira
bağlanması gerekecekti.
Oysa ki bize ilettiğiniz belgeye göre size 1 Ocak 1996'da bağlanan
dul aylıgı 10 milyon 298 bin liradır.
Yasanın 68. maddesine göre bağlanması gereken dul aylıgı, bağla-
nan avlığın altındadır. Bunun nedeni ise EmekJi Sandığı Yasası Ek
madde 2O'dir.
"Ek Madde 20- Bu Kanuna göre bağlanacak emekli, adi malullük
\c vazife malullüğü aylıklannın alt sının. bu kanuna bağlı gösterge
tablosunun 14 iincü derecesinin 2'inci kadcmesi üzerinden 30 fiili
hizmet vılı için hesaplanacak emekli aylığıdır.
Dul ve yetimlere ödenecek aylıklar. bu maddenin birinci fıkrasına
göre hesaplanan alt sınır aylığının;
a) Dul ve yetim sayısı 3 ve daha fazla ise tamamından
b) Dul ve yetim sayısı 2 kişi ise yüzde 9O',ından
c) Dul ve yetim sayısı 1 kişi ise yüzde 80'inden
az olamaz."
Ek Madde 20 uyannca 1 Ocak 1996'dan geçerli olarak alt sınır ay-
lığı 12 milyon 872 bin liradır. Dul ve yetim sayısı 1 kişi ise bunun
yüzde 80'i olan 10 milyon 298 bin lira en az dul aylığı olarak bağla-
nır.
Size bağlanan 10 milyon 298 bin lira dul aylığının doğru olduğu
görüşündeyiz
İLAN
T.C.
İSTANBUL 8. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
İLANENTEBLİGAT
1996.89
Borçlu: Levent Çeviker
a. 156 Evler 24. Sokak No: 24 tçmeler Marmaris
b. Uzunvalı Cad. Elegence Otel önü su sporlan faaliyeti ile uğraşır. Marmaris
Yasemın Bakışkan vekili Av. TansuğTezenanca tarafından aleyhinize yapılmış olan kar-
zen verilmiş borca müstenit olaraködeme günündeki kur üzennden ödenmesi halinde 32.000
DM alacağın masraflar vekil ücreti yüzde 12 DM faizi ile birlikte tahsıli hakkındaki ıcra
takibi nedeni ileMarmans tcraMüdürlüğü'nün 1996'319Tal. sayılı dosyası ile06.06.1996
tarihinde menkulleriniz haczedilmiş olup:
Yukanda yazılı adresinde ödeme emri bilatebliğ iade edilmiş ve yaptınlan zabıta tah-
kiki ile de başkaca adresınizin mümkün olmamış bulunmakla ödeme emn ılanen teblığ
edilmiş takip kesmleşmiş bulunmakla bu kerre 7201 sayılı Teblıgat Kanunu'nun 28. ve
müteakip maddeleri gereğince kanuni sürelere 15 gün ilave edilmek suretiyle aleyhiniz-
deyapılmışolan gıyabi haczin vıcahiye çevrilmesi bakımından ItK'nın 103. maddesı ge-
reğince yapılacak devletin ilanen tebliğine karar verilmiştir.
lşbu ilanın gazetede neşri tarihinden itibaren 18 gün içinde gıyabınızda yapılmış olan
hacze bir itirazınız var ise, haciz tutanağını tetkik vebir diyeceğinız varsa bildirmeniz \e
icra dairesine başvurmanız hususlan ilK'nin 103. maddesi gereğince davet kâğıda tebli-
ğine esas olmak üzere ilanen tebliğ ve ihtar olunur. 11.06.1996
Basın: 92610
MALATYA3.İCRA
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
Örnek 53 İcra Emrinin İlanen Tebliği
DosyaNo. 1995 354
Alacaklı Köv Hizmetlen Gcncl \1üdürlüğü\ekıh Av. İmam
Dumlupmar. Köy Hizmetlen 6. Bölge Müdürlüğü Malatya'ya
12.172.614.-TL alacak \e icra takip giderlennı odemeye borç-
lu Pütürge ilçesi Taşba^ı Mahallesi'ndenSultan Erdoğan'ın Pii-
türgeAsilyeHukukMahkemesı'ninS 10 1991 tanh\e 1990 57
E.. 1991 119karar sayılı ılamları gereğince yukanda vazılı mik-
tar ile ıcra takip gıderlennı ödcmek uzere borçluya 261.1995
tarihinde Ç. ıcra emn çıkartıldığı. ıcra emnnin borçluya adrc-
sinı terk ettigınden bahısle teblığ edilemedıği. büahare C. Sav-
cılığı'nca adres ara^tınlması yaptınldığı. ancak adresınin tes-
pit cdilcmcdiğınden. ıcra cmrının ilanen tcblıgıne karar veril-
mii) olunmakla,
Yukanda va'/'lı borcu ı^bu icra emnmn ılan tarıhinden itiba-
ren yasal 7 günlük süreye 10 gûn ıla\c cdılerek I" gün ıçen-
sındeodemenız. HK.'nın 32 maddcsı gereğince \e bu süre ıçın-
de borcu ödemenız. tetkik merciınden \e>a yargıtavdan veya
mahkemenın ıadcsı yolu ile aıt olduğu mahkemedcn ıcranın ge-
ri bırakılmasına dair bir karar gelırmediğinİ7 takdirde cebn ıc-
ra yapüacağı. yıne bu müddet ıçınde 74 madde gereğince mal
beyanında bulunnıani7. bevanda bulunmaz ve\a hakıkate av-
kın bcyanda bulunursanız 337. madde gercğınce cezalandırı-
lacağınız ihbar ve ilanen tebliğ olunur 20 5.1996 Ba*ın: 90440
ERZURUM ASLİYE 1. HUKUK
MAHKEMESİ
Esas No: 1995/705 - Karar No: 1996/155
Davacısı TEDAŞ Genel Müdürlüğü tarafından davalılar
(Kahraman oğlu) Ziyaettin Koç ile (Mustafa kızı) Habibe
Koç aleyhıne açılan tescil davasının verilen kararl gereğin-
ce;
Davalılara dava dilekçesinın ilanen tebliğ yapılıp dava ka-
rara baglanmış olmakla kararın da ilanen tebliğine karar ve-
rilmiş olduğundan;
Davanın kabulü ile Erzurum Merkez Hasanibasri Ma-
hallesi'nde kain tapunun cilt 7. sahife 636. ada 828, parsel
2'de kayıtlı taşınmaz üzerinde 16 metrekarelik direk yeri-
nin 2942 sayılı kanunun 4 \e 17. maddeleri uyannca ifra-
zen Elektrik Kurumu Genel Müdürlüğü adına tesisine. can
ve mal emniyetinın temıni ıçın ise 1.781 metrekarelik şerit
dahilindeki kesımde ise Tedaş Elektrik Dağıtım Genel Mü-
dürlüğü yararına daımı ınıfak hakkının tapuda tesisine. tüm
yargılama ve vekalet ücretlennın davalılardan alınıp dava-
cıya venlmesıne karar venlmiş olup;
lşbu karann yayın tarihinden itibaren Ziyaettin Koç ile
Habibe Koçun kanuni süre içinde temyiz etmedikleri tak-
dirde hükmünke^inleşeceği 18.4 1996 tarihlı karannın teb-
liğ yenne kaım olmak üzere ilanen teblığ olunur. 27.5.1996
Basın: 90550
ANKARA... ANKA...
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
TÜSİAD ye Parlamento
İlişkileri
Çağnyı alınca durakladım biraz. TÜSİAD bir panel dü-
zenliyor, demokratik toplumlarda işdünyası-parlamento iliş-
kileri konusunu tartışmaya açıyor. Yö netim Kurulu Başka-
nı Halis Komili'nin açılış konuşmasından sonra DYP'li ve
ANAP'lı milletvekilleri, Aykon Doğan ve Sümer Oral ko-
nuşacak. Kuşkusuz iyi bir seçım ve olumlu bir girişim, ama
teksesliliğı yansıtıyor ilk bakışta. Ikı konuşmacı da orta sağ
partilerden. Hani ötekiler? Işdünyasında bellı kesimlenn ga-
zeteleri, radyolan, TV'len var, medyada sözcüleri, parla-
mentoda milletvekilleri, ama hâlâ sağlıklı bir iletişim olu-
şamıyor demek! Nedenlerine eğilmek gerekiyor, bireysel
çıkarlar öncelik taşıyor belki de... Tüm sorunlann kökenin-
de bu, çoğu kez habeıier de bu doğrultuda, kamuoyu da
sağlıklı oluşamıyor. Sonunda acı faturalar ödeniyor, oyla-
nn yüzde 21 'ini alan bir partı en büyük parti, iktidar adayı
diye tanımlanıyor!
Sheraton salonu giderek doluyor. DYP'li, ANAP'lı, DSP'li
ve de RP'li milletvekilleri, eskı bakanlar, yeni hükümet ku-
ruluncaya kadar koltuğunu koruyanlar da konuştu. Işdün-
yası ve parlamento ilişkilerine ne ölçüde katkıda bulundu-
lar bilmem, ama sorular, esprilerle sıcak bir hava oluştu
doğrusu. Beni çok etkıleyen iki olay var bu toplantıda.
Meclis Başkanvekilı Uluç Gürkan'ın konuşmasına oturum
başkanı Feyyaz Berker'ın yanrtı. DSP Ankara Milletveki-
li ve Meclis Başkanvekili Gürkan, TÜSlAD'ın gırişimini
kutlarken, panele yalnız ıkı partıden milletvekilleri çağnl-
dığı için duyduğu burukluğu da behrtti. TÜSİAD Yüksek
Danışma Kurulu Başkanı da ıçtenlikle hak verdı bu tepki-
ye, öteki partilerin boşluğunu o da eleştinyor. 196O'lı yıf-
lardan bu yana tanıyorum Feyyaz Berker'i. O zaman genç
bir işadamı, uygar kışilığı, çağdaş yaşamıyla başkentin
yaşamında da seçkin bir yeri var. fş alanı genişledi, ulus-
lararası boyutlara vardı giderek. Özünü de güzel koruyor.
Bir işadamı için bu da çok önemli bence. Olanaklar ne olur-
sa olsun yaşam biçimi değışmıyor, sadeliğını koruyor. Ül-
kesının gerçeklerine ters düşmüyor.
Alarko grubundan Ishak Alaton'un davranışı da etkile-
di beni. Elinde bir kıtapla kürsüye geldi. O kitap genç bir
işadamının öyküsünü anlatıyor. İlk baskı tükenmiş, ikinci
baskısı yapılıyor, yine tükeniyor, derken savcılık kitabı top-
latıyor, yazar mahkemeye veriliyor. Bir de söylenti yayılı-
yor, savcılığı TÜSlAD'dan bir grubun uyardığı söyleniyor.
ıshak Alaton da bu söylentıye tepkisini belirtiyor, tüm üye-
ler de alkışlarla destekliyor bu tepkiyi. Sayın Alaton, dü-
şüncesinı ıçtenlikle açıkladı kürsüde. Demokratik bir ülke-
de kitap toplanamaz, toplanırsa, yazar yargılanırsa düşün-
ce özgurlüğünden söz edilemez!
Izzet Sedes ile yan yana oturuyorduk, panel sona erin-
ce ıkımız bırden Ishak Alaton'a yöneldik, kutladık onu.
Can Peker'e kolay gelsin dıyorum. TÜSlAD'ın girişimini
işleıiiğe, üretkenlığe ulaştırmak güç görünüyor. Paneiin ttal-
yan konuğu Confindustria Genel Müdürü Innocenzo Ci-
poletta'nın konuşması bir uyan niteliği de taşıyor bence.
Örneğin parlamentodaki tüm partılerle eşıt düzeyde iliş-
kilerden söz ediyor, aynca işçi kuruluşlarıyla uzlaşmanın
gereğınden. Acaba bizim işçi kuruluşlan ne düşünüyor bu
konuda? Sesleri, şarkıları duyulmuyorhiç, sessizliğin mü-
ziğinı duyuyoruz ancak!
Panel sona erince birkaç kişi sordu bana, bu kitabı kim-
ler toplatır, savcılığı kimler uyarır acaba? Eski deneyli bir
gazetecı olarak bir bilgım var mı? Elbet gülümsedım, her
zaman birileri var degil mi? Koruyucu meleklerimiz! Türk
halkı için koruyucu görevinı üstlenenler. Bir kitabı okuma-
ya, birfilmi izlemeye halkımızın düzeyini yeterstz bulanlar,
kitabı okursa, filmı ızlerse tehlikeli biçimde etkıleneceğini,
ahlak kurallarının zedeleneceğıni düşünenler... Yasaklar,
mahkemeler, dahası coplar, dayaklarla tüm özgürlükler ze-
deleniyor, vatandaşlık onurumuz yaralanıyor durmadan!
O akşam da dün akşam da bugün de aynt merak. aynı
gerilım, hukümet kuruluyor, kurulamıyor, hangı partıyle, hart-
gi koşullarda sorulanna yanrt aranıyor, ama toplumdakı bek-
lentilere değil, bireysel çıkarlara yönelik tüm pazarlıklar! Par-
ti başkanları koltuklarını korumayı amaçlıyor ancak. Sayın
Ecevit de güzel konuşmasına karşın inandırıcı olamıyor
artık! Dahası DSP bir parti mi sorusuna yol açıyor. Neyse
yazımın konusu Ecevit değil bugün. Panelı izleyen yemek-
ten söz etmek istiyorum. Tshak Alaton ile söyleşimizi sür-
dürmek için aynı masada oturduk. RP Adana Millervekili
Ertan Yülek, Ankara'dan, Izmir'den, Bursa'dan TÜSİAD
üyeleri, ışdünyasının ünlü bir kadını Sıdıka Atalay da ma-
samızda. Kadınlardan oluşan oda orkestrasını dınlıyor,
hep birlikte alkışlıyoruz. Biz şarap içiyoruz, RP'li Yülek
portakal suyu, kadeh tokuşturmuyoruz, ama sorular, ya-
nıtlarla ilginç bir söyleşiyle geçiyor saatler. Ülke sorunla-
nnın çözümünden, ömeğin Güneydoğu Anadolu'da ban-
şa yönelik plan ve pro|elerden söz ediyor Ertan Yülek.
Ben de sözler böyle, ama davranışlar nasıl olacak diye dü-
şünüyorum.
Yemekten sonra bir kahve söyleşısıyle uzadı gecemiz.
Bu kez Dışişleri Müsteşarı Onur Oymen, Ishak Alaton ve
ben. Elbet dış politika sorunlan da geldi gündeme. Onur
Öymen iyimser ve gülümser yanıtladı tüm sorulan. Tokyo
izlenimlerini anlattı. Özel sektörün Japonya'ya yönelme-
sinı istiyor. Uçakta rastladığı bir işadamının girişimini ör-
nek gösteriyor. İlk aşamada uçyüz ton reçel satıyor Japon-
ya'ya. Şimdi de kiraz satacak. Bir kilo kiraz yüz dolar. Tok-
yo'da uçakla taşıma ücreti de kilosu bir dolara'. Almanya'da
yaşayan Türk işadamı bir kiraz bayramı kutlayacak. An-
cak ülkemiz kiraz satacak durumda mı? Kiraz bahçeleri
çoktan parsellendi, elma bahçeleri de, zeytinlikler de...
Peki, tanmsal ürünlerin azalmasına karşın sanayı ürünleri
artıyor mu? Dış satım gelişıyor mu, geriliyor mu?
HABITAT konuklan için yollar pembe taşlarla döşendi,
ama kara gerçeklersaklanamıyor! Aynca konuklann gözünü
boyamak neye yarar, bızim de gözümüz, özürnüz var değil
mi? işte pembe soluverdi!
Dışişleri Müsteşarı Onur Öymen, Birleşmiş Milletler
Genel Sekreterliği'ne Şimon Perez'in aday olabileceğin-
den söz etti bir aralık. Ishak Alaton da Perez'in bir sözünü
aktardı gülümseyerek. 'Tüm savaşlan kazandık, ama banşı
yitirdik!"
O aralık DYP'li Yalım Erez göründü Sheraton'un holün-
de. gazeteciler sardı çevresinı. iktidar savaşındaki geliş-
meleri soruyorlar.
iktidar savaşını kim kazanırsa kazansın tüm partiler oy
yitiriyor değil mi?
BULMACA SEDAT YAŞAYA1S
SOLDAN SAĞA:
1/Bırfılmkonusu-
nun ortalama on
sayfa uzunluğun-
daki yazılı özeti. 2/
Bir ticaret senedi-
nin üzerine yazılan
kefillik... Bir ili-
miz. 3/ tstek,
amaç... Arapçada
"ben".4/Peygam-
berleri Hud'u din-
lemedikleri için
Tanrı tarafından
yok edilen kavim...
Böbrek iltihabı. 5/
Yapraklar durumunda ay-
nlabilen parlak bir mine-
ral... Kadın seslerinin en
pesi. 6/Işığı yansıtmayaya-
rayan araç. II llişkin, değ- 3
ğin... Macaristan'da üretilen
ünlü bir şarap. 8/ Paltoya
benzer bir tür üstlük... Bir
nota. 9/ Hintli kadınlann
ulusal giysisı... Kişinin öz
benliği.
YUKARIDAN AŞAĞIA'A:
1/ Genellıkle beyaz saçlı,
keçı sakallı, silindir şapkalı bir erkek olarak betimlenen
ABD'nin sımgesi. 2/ Acele, tez... Yapma, etme. 3/ Bir mey-
ve... Asya'da bir ülke. 4/ Yararlanılan uygun koşul... Bizmut
elementinin sımgesi. 5/Eylemleri olumsuz yapmakta kulla-
nılan ek... Verme. ödeme. 6/ Bir nota... Çözgü ya da atkının
kumaş yüzeyi üzerinde kendiliğinden bir desen oluşturduğu
her tür kumaş. 7/ Yanmdakılerden daha geride bulunan. 8/
Hamur tahtası... Telefon sözü. 9/ Av rupa'da bir ülke.