23 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 HAZİRAN 1996 CUMA 12 DIZIYAZI Prof. Dr. Yılmaz Biiyükerşen / Bir Üniversite. Bir Yaşam Omürkısa,firsatseyrekAHMET CEMAL -3- - Savın Büyükerçen, sizcegünümiizün üni- versite öğrendsi ülkemiz iiniversitesinden neler bekliyor ya da beklemeli? "Dersini iyi çalış ve saygılt ol!" tavsiyesi, sizce iki binli yıllann eşiğiııde ycterli midir? -Güniimüzde üniversite öğrencisi, kitap- taki bilgilen bir papağan veya gramofon plağı gibi kürsüden tekrarlayan hocayı sı- nıfta pasif olarak dinleyen bir öğe olma- malıdır. 0, zaten kitaptakini okuyarak an- layacak yaştadır. Hocalar. öğrencinin ki- taptan çalışarak okula geldiği ders konu- lannı onlarla tartışan, onlara düşünme, yo- rumlama. sentez yapma alışkanlıklannı veren. araştırmaya yönlendiren, olaylara ba- kış ufku \e derinliği kazandıran kimseler olmalıdır. Kanaatimce, üniversite hocası sı- nıftaki geleneksel rolünü değiştirmek zo- rundadır. Bu değişimi bir an önce sağla- malıyız. Bunu yapmadıgımız sürece üni- versite gençliğinin bunahmian azalmaya- cak. dolayısiyle toplumun da üniversite sorunlan sona ermeyecektir. - Yukandaki soruya baglantılı bir soru: Günümüz koşullannda öğretim elemanla- nfleöğrencilerarasında "olması gereken" bir diyalog, ne gibi özellikler taşımah? -öğretimelemanlan ileöğrencilerindi- yaloğu yalnızca derslik ve amfilerle sinır- lı kalmamalı. öğrenciler hocalannın ofis- lerine istedikleri zaman kolayca girip on- larla rahatça konuşabilme alışkanlığında ol- malıdır.. Hocalar. öğrencilerin kültür. sa- nat, eğlence ve sportif faaliyetlerine de ka- tılmalı, eğitim-öğretim programlan dışın- da onlarla çeşitli konularda sohbet imkân- lan yaratmalıdırlar. Aynca öğrencilerin kişisel sorunlannda onlara yol gösterme- ye ve mümkünse yardımcı olmaya çalış- malıdırlar. Her ne kadar bugünkü mevzu- at hocalann öğrencilere danışmanlık yap- masını öngörüyor ise de buna uyulduğu- nu söylemek oldukça güçtür. - Sayın Hocam, 12 Eyliil olayından son- ra Anadolu l ni«'rshesi'nin en "yara alma- yan" üniversitderden biri olduğu bilini- yor. Şimdiyanıü bugiin de merakcdilen bir soru şu: Bunun nedeni, yalnızca Anadolu İnivvrsitesi'ninbüyükktntlerinuzagında bulunması mrv dı. yoksa başka nedenleri de v-ar mıydı? Üniversiteye kalkan oldum - 12 Eylül dönemınde Anadolu Üniver- sitesi'nin yara almamasınm sebebi, Rek- tör olarak benim müesseseye kendimi kal- kan yapmamdır. O günlerde. bu gibi dö- nemlerde üni\ ersitelerde de görülen ihbar hastalığına karşı kesin ve kararlı bir tavır takınmıştım. O günlerde, Eskişehir'de gö- rev yapan Sıkıyönetim komutanlanndan bir Korgeneral, sol ve sağ görüşlü bazı öğre- tim üyelerihakkındakendilerine ihbar ya- pıldığını ve üniversitedeki görevlerine son verileceğini bana söylediği zaman kendi- sine şu ce\abı verdim: "Pasam. bunu yapmayınız. Bir iiniver- sitcde her siyasigörüşten insanın bulunma- sı doğaldır. Ben bu arkadaşlanmı v akinen tanıyonun. LIkemize zararh bir eyiem için- de olmalan münıkün değildir. Ben size te- minat vcriyorum. buna rağnıen elinizdeki mevzuat sizi bu yetkinizi kullanmak zo- runda bırakryorsa, o zaman söyleyiniz ön- ce ben rektörlükten istifamı vereyim veya arkadaşlarandan önce beni göre\den ab- nız." Samyorum bu cevap, rahmetli general ile çok iyi dost olmamımızın da başlangı- cı oldu. Hatta daha sonralan bazı üniver- sitelerde ihbarlar yüzünden ya da görüş- leri yöneticilerin siyasi tercihlerine uyma- Anadolu Üniversitesi Sivil Havacılık Yüksekokulu'nda eğitim goren bir öğrenci. dığı için sözleşmeleri yenilenmeyerek açık- ta bırakılan genç öğretim elemanlannı da Anadolu Üniversitesi'ne aldığım için be- ni kendisine şikâyet edenlere. "Memleke- timiz genç bilim adamlannı harcayacak kadar zengin değüdir" cevabını vermiş. Buna karşılık, Ünıversitelerarası Kurul toplantılannda, benim sahip çıktığim genç akademisyenlerin sözleşmelerini yenile- meyen bazı rektörlerin tarizlerine muha- tap olmaktan da kurtulamadım. Ancak bunlar benden yaşça büyük profesörlerdi. Gereken cevabı vermektense akademik terbiyemin bir gereği olarak susmayı ter- cih ettim. Yükseköğretime Ideal çözüm -Özel üniversitelerin kurulmas konusun- da ne düşünüyorsunuz? Bildiğiniz gibi. bu konuda sık sık yabancı ülkclerde örnek gös- tcrilmekte. Sizce ülkcmizde özel üniversi- telerin kurulması desteklenirken. devlet üniversitelerinin birazarka plana itildiğin- den kuşku dmulmasını gerektirecek ne- denler de var mı? Size göre ideal çözüm ne olmalıdır? - Nüfiısu hızla artan Türkiye'de devle- tin hem herkese yükseköğretim olanağı vermesini, hem de eğitimde kaliteyi yük- seltmesini ve bunu herkese bedava sağla- masınj, bugünkü şartlarda, olanaklı görmü- yorum. Kaldı ki, zengin ülkeler bilc bunu yapamamaktadırlar. Bu nedenle. parasal gü- cü olan varlıkh aile çocuklannın yükünü devletin sırtından armasına imk^an veril- melidir. Ancak, devletin yalnız kendi üni- versitelerine daha fazla kaynak tahsis et- mesi, öğretim kalitesinin özel üniversite- lerden geri kalmayacak tarzda idari. mali ve demokratik yapıya kavuşturulması şart- tır. Bunlar yapılmadığı takdirde yükseköğ- retim. paranın hâkim olduğu bir eğitim pazanna dönüşür. Bu konuda aşın, karşıt görüşlerden kendimizi kurtararak sosyal devlet ilkeleriyle ülke imkânlannı denge- leyen akılcı çözümlere ihtiyacımız var. Hazırlanan tasan da üniversitelerin sı- nıflandınlması, bütçenin YÖK elinde top- lanması, üniversitelere üniversite dışından yöneticiler tayini ve öğretim elemanlan arasmda ücret farklılıklan gibi önerilerin, ideal çözüm şöyle dursun, sistemi daha da kanştıracağından vc huzursuzluklan art- tıracağından endişe ederim. - Sayın Büyükerşen, söyleşimizin sonu- na yaklaşırken, şu anda Anadolu Üniver- sitesi İletişim Bilimleri Enstitüsü Müdürii olnıanı/ nedeniyle bir soru sormak istiyo- rum. Şu anda üikemizde özel televizyonla- nn gelişmesine nasıl bakıyorsunuz? Sizce yaşanan sancılar, normal geçişdönemisan- cılan mıdır, yoksa tehlikeli yozlaşma belir- tileri diye de yorumlanabilir mi? Özel televizyonlar ve arabesk yayıncılık - Türkiye bugün. özel televizyonlarla tam bir "yayıncılık arabeski" dönemi ya- şıyor. Yanm yamalak, Türkiye'nin derdi- ne de\a olmayan. sorunlaryaratan, uygu- ianması mümkün olamayan bir yasa. Yet- kileri ve gücü şiddetli ama dertlere deva olmayacak bir Ust Kurulumuz var. tlkesiz, sesli ve hareketli fotoğraflarla bircamlı ku- tuya sokulmuş. gazetecilik benzerinden ibaret bir garip televizyon yayıncılığına sahibiz. İki tarafı keskin bir kılıç toplumu- muzun tepesinde sallanıp duruyor. Dileye- lim ki. bu kılıç bir takım zararlara ve ka- zalara yol açmadan sorumluluğunun bilin- cinde. yayın ilkeleri olan. özel televizyon yayıncılığına kavuşacağımız günler fazla Günümüzde üniversite öğrencisi, kitaptaki bilgileri bir papağan veya gramofon plağı gibi kürsüden tekrarlayan hocayı sınıfta pasif olarak dinleyen bir öğe olmamalıdır. O, zaten kitaptakini okuyarak anlayacak yaştadır. Hocalar, öğrencinin kitaptan çalışarak okula geldiği ders konularını onlarla tartışan, onlara düşünme, yorumlama, sentez yapma alışkanlıklarını veren, araştırmaya yönlendiren, olaylara bakış ufku ve derinliği kazandıran kimseler olmakdır. Anadolu Üniversitesi'nde düzenlenen öğrenci panayırı. uzak olmasın. - Hatıriadığım kadanyla ba/J büyük ül- kelersize eğitim \e öğretime yaptığınız hiz- nıetlcrini/ nedeniyle çeşitli nişanlar verdi- ler. Samyorum ulkemizde de çeşitli nişan- lar akünız. Bunlar nelerdi? -F.vet. Kransa Cumhurbaşkanı Miterand "Legion D'Honneur", Avusturya Cum- hurbaşkanı Kurd VValdeim, kendi hükü- metlerinin bilim. sanat ve kültür hizmet- lerinde birinci derece Liyakat Nisanı'nı verdiler, bunu Uluslararası Uzay ve Hava- cılık Akademisi Nişanı takip etti. Ameri- ka'dan Paul Harris İnsanlığa Hizmet Ma- dalyası gönderildi. Türkiye'den ise bana verilmiş bunlara benzer bir nişan ya da ödül almadım. -Türkiye'ye verdiğiniz hizmetlerve kur- duğunu/ önemli müesseseler üikemizde rtemen herkes taranndan biliniyor. En azın- dan nişan ve ödül yerine Cumhurbaşkanı, Başbakan. Milli Eğitim Bakanı veya N Ök'ten övgü dolu teşekkür mektuplân muhakkak almış olmalısınız. Onlarda ne- ler diyorlar? - Hayır. ne rektörlüğüm sırasında, ne de görevden aynlınca. hiçbırisınden bir cüm- lelik teşekkür veya bundan sonraki yaşa- mımda başan ve sağlık dileyen mektup dahi almadım. Esasen yaptığım hizmetle- n de teşekkür ve takdir bekleyerek yapma- d\m. Benim görevime şu veya bu şekilde son verilmiş olması üzerine, öğrencileri- min ve kamuoyunun, "Rektörümüzü İsti- yoruz1 ", çoğu arkadaşımın da "Oylanmı- zı Istiyonız" diye ayağa kalkması ve bası- nımızın görevden alınışımla ilgili olanla- n eleştirip kınaması benim için en değer- li "Kadirbiliriik Nişam" oldu. - İzninizle son sorumu kişisel tutmak is- nyonım. N ılmaz Büyükerşen, bütün geç- mişini gözönünde tuttuğunda, kendisi hak- kında ne düşünüyor? pevlete borcumu ödedim -YıllarcaEskışehir-Ankaraarasındase- yahat ederken vakit geçirmek için hep de\ - letin benı yetiştirmek için yaptığı fedak- ârlık ve masraflan değerlendirip hesapla- mayı, bunlan bana borç venlmiş gibi dü- şünüp faizlendirmek gibi bir eğlence bul- muştum kcndime. Yaptığım hizmetlen ve maaşlanmı da birbirine mahsup ettiğim halde. emekli olduğumda dahi borcumun bitmeyeceği sonucuna vanrdım her sefe- rinde. Sonra şofbriime, "Önıürbiteryolda bitmcz. devlete borç da bitmez" derdim. Münhasıran birbüyük üniversitenin rek- törii için bazılannın \e bir milletvekilinin önergesi ile de benim için yapıldığına inan- dığım bir kanun değişikliğine dayanan tar- tışmalı bir Danıştay karanyla, seçimle gel- diğim rektörlük görevime son verilişini, dev- letin kendisine olan borçlanmı affettiği şeklinde algıladım ve sevindim. Ama üni- versitede gerçekleştirmeye karar verdiğim projelerarasındaele aldığım "11zaySimü- lasyon ve Eğitim Merkezi T> nin kuruluşunu gerçekleştiımek imkânından uzak kaldığı- mı düşününce de üzüldüm. Bu projeye son derece önem veriyordum. Öğrencılerime ve arkadaşlanma. "Birin- san ömrü > apabilecegi işier için çok lasa- dır. Boş geçirecek bir daldkamız bile obna- mab,hepyenişeyleryapalun'' derdim. Hep birlikte yapmaya da çalışırdık. Anadolu Üniversitesi böyle ortaya çıktı. Görevden aynldıktan sonra. öğrencile- rim benim için düzenledikleri veda yeme- ğinde bana çalışmayan. bozuk, eski bir köstekli saat hediye ettiler ve şunu söyle- diler: "Hocam. bu saatle sizin için zama- nı durdurduk." O günden bu yana, kendimi kösteğe baglanmış bir saat olarak düşünüyorum. BİTTİ ÇALIŞANLARIN SORULARI / SORUNLARI YILMAZ ŞİPAL Dııl maaşı ve alt sınır aylıgı SORU: Ben Emekli Sandığı'ndan emekli bir bayanım. Eşimi kaybedince (ki o da Emekli Sandığı emeklisiydi) bana yüz- de 50 dul maaşı bağlandı. Bana eşimden kalan maaş \e ek göstergeleri gösteren bir yazı gönderildi. Fakat 1 Ocak 1996 tarihindeki gösterge farkından yararlandırılma- dım. Bana gelen belgeleri istiyorum. Bu konuda bilgi bekliyorum. (T.Ş.) Bize ilettiğiniz belgelere göre eşinizin 1. derece 4. kademeden ve 2.200 ek göstergeli bir görevden 29 yıl 4 ay hizmetten emekli aylıgı almakta olduğu anlaşılmaktadır. Bu bilgilere göre 1 Ocak 19%'daeşi- niz yaşıyor olsaydı. 18 milyon 830 bin lira emekli aylıgı alıyor ola- caktı. T.C. Emekli Sandığı Yasası'nın 68. maddesine göre "Dul ve yetim ayhklan ölenin baglanmış veya bu kanun hükümlerine göre hesapla- nacak emekli, adı malullük veya vazife malullüğü aylıklannın; a) Dul kan ve koca için yüzde 50'si, aylik alan yetimi bulunmayan- lann dul eşlerine yüzde 75i. b) Çocuklarla, ana veya babanın her biri için yüzde 25'i, oranında bağlanır. Olenin aylığa müstehak bir dul kan veya kocası ile bir yetimi bu- lunması halinde. dul kan veya kocaya yüzde 60. yetimıne yüzde 30 oranı uygulanır. Ölenin önceki eşinden olan çocuklanyla. hem anadan hem baba- dan yetim olan veya af kanunlanna göre tcscil cdilmış. bulunan ço- cuklanna, yüzde 30 oranında aylık bağlanır. Sonradan hem anadan hem babadan yetim durumuna giren çocuklann ayhklan da yüzde 30 oranı uygulanmak suretiyle yükseltilir. EmekJi, adi malullük. vazife malullüğü avlığı alan veya iştirakçi olan dul eşe yüzde 50 oranında dul ayhğı bağlanarak ödenir." Emekli Sandığı Yasası'nın 68. maddesine göre Emekli Sandı- ğı'ndan emekli olup emekli aylıgı alan dul eşlere ölen eşin aylığının yüzde 50"si bağlanmaktadır. Bu maddeye göre size. eşinizin yaşıyor olsaydı alacağı emekli ay- lığı 18 milyon 830 bin liranın yüzde 50"si olan 9 milyon 415 bin lira bağlanması gerekecekti. Oysa ki bize ilettiğiniz belgeye göre size 1 Ocak 1996'da bağlanan dul aylıgı 10 milyon 298 bin liradır. Yasanın 68. maddesine göre bağlanması gereken dul aylıgı, bağla- nan avlığın altındadır. Bunun nedeni ise EmekJi Sandığı Yasası Ek madde 2O'dir. "Ek Madde 20- Bu Kanuna göre bağlanacak emekli, adi malullük \c vazife malullüğü aylıklannın alt sının. bu kanuna bağlı gösterge tablosunun 14 iincü derecesinin 2'inci kadcmesi üzerinden 30 fiili hizmet vılı için hesaplanacak emekli aylığıdır. Dul ve yetimlere ödenecek aylıklar. bu maddenin birinci fıkrasına göre hesaplanan alt sınır aylığının; a) Dul ve yetim sayısı 3 ve daha fazla ise tamamından b) Dul ve yetim sayısı 2 kişi ise yüzde 9O',ından c) Dul ve yetim sayısı 1 kişi ise yüzde 80'inden az olamaz." Ek Madde 20 uyannca 1 Ocak 1996'dan geçerli olarak alt sınır ay- lığı 12 milyon 872 bin liradır. Dul ve yetim sayısı 1 kişi ise bunun yüzde 80'i olan 10 milyon 298 bin lira en az dul aylığı olarak bağla- nır. Size bağlanan 10 milyon 298 bin lira dul aylığının doğru olduğu görüşündeyiz İLAN T.C. İSTANBUL 8. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN İLANENTEBLİGAT 1996.89 Borçlu: Levent Çeviker a. 156 Evler 24. Sokak No: 24 tçmeler Marmaris b. Uzunvalı Cad. Elegence Otel önü su sporlan faaliyeti ile uğraşır. Marmaris Yasemın Bakışkan vekili Av. TansuğTezenanca tarafından aleyhinize yapılmış olan kar- zen verilmiş borca müstenit olaraködeme günündeki kur üzennden ödenmesi halinde 32.000 DM alacağın masraflar vekil ücreti yüzde 12 DM faizi ile birlikte tahsıli hakkındaki ıcra takibi nedeni ileMarmans tcraMüdürlüğü'nün 1996'319Tal. sayılı dosyası ile06.06.1996 tarihinde menkulleriniz haczedilmiş olup: Yukanda yazılı adresinde ödeme emri bilatebliğ iade edilmiş ve yaptınlan zabıta tah- kiki ile de başkaca adresınizin mümkün olmamış bulunmakla ödeme emn ılanen teblığ edilmiş takip kesmleşmiş bulunmakla bu kerre 7201 sayılı Teblıgat Kanunu'nun 28. ve müteakip maddeleri gereğince kanuni sürelere 15 gün ilave edilmek suretiyle aleyhiniz- deyapılmışolan gıyabi haczin vıcahiye çevrilmesi bakımından ItK'nın 103. maddesı ge- reğince yapılacak devletin ilanen tebliğine karar verilmiştir. lşbu ilanın gazetede neşri tarihinden itibaren 18 gün içinde gıyabınızda yapılmış olan hacze bir itirazınız var ise, haciz tutanağını tetkik vebir diyeceğinız varsa bildirmeniz \e icra dairesine başvurmanız hususlan ilK'nin 103. maddesi gereğince davet kâğıda tebli- ğine esas olmak üzere ilanen tebliğ ve ihtar olunur. 11.06.1996 Basın: 92610 MALATYA3.İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN Örnek 53 İcra Emrinin İlanen Tebliği DosyaNo. 1995 354 Alacaklı Köv Hizmetlen Gcncl \1üdürlüğü\ekıh Av. İmam Dumlupmar. Köy Hizmetlen 6. Bölge Müdürlüğü Malatya'ya 12.172.614.-TL alacak \e icra takip giderlennı odemeye borç- lu Pütürge ilçesi Taşba^ı Mahallesi'ndenSultan Erdoğan'ın Pii- türgeAsilyeHukukMahkemesı'ninS 10 1991 tanh\e 1990 57 E.. 1991 119karar sayılı ılamları gereğince yukanda vazılı mik- tar ile ıcra takip gıderlennı ödcmek uzere borçluya 261.1995 tarihinde Ç. ıcra emn çıkartıldığı. ıcra emnnin borçluya adrc- sinı terk ettigınden bahısle teblığ edilemedıği. büahare C. Sav- cılığı'nca adres ara^tınlması yaptınldığı. ancak adresınin tes- pit cdilcmcdiğınden. ıcra cmrının ilanen tcblıgıne karar veril- mii) olunmakla, Yukanda va'/'lı borcu ı^bu icra emnmn ılan tarıhinden itiba- ren yasal 7 günlük süreye 10 gûn ıla\c cdılerek I" gün ıçen- sındeodemenız. HK.'nın 32 maddcsı gereğince \e bu süre ıçın- de borcu ödemenız. tetkik merciınden \e>a yargıtavdan veya mahkemenın ıadcsı yolu ile aıt olduğu mahkemedcn ıcranın ge- ri bırakılmasına dair bir karar gelırmediğinİ7 takdirde cebn ıc- ra yapüacağı. yıne bu müddet ıçınde 74 madde gereğince mal beyanında bulunnıani7. bevanda bulunmaz ve\a hakıkate av- kın bcyanda bulunursanız 337. madde gercğınce cezalandırı- lacağınız ihbar ve ilanen tebliğ olunur 20 5.1996 Ba*ın: 90440 ERZURUM ASLİYE 1. HUKUK MAHKEMESİ Esas No: 1995/705 - Karar No: 1996/155 Davacısı TEDAŞ Genel Müdürlüğü tarafından davalılar (Kahraman oğlu) Ziyaettin Koç ile (Mustafa kızı) Habibe Koç aleyhıne açılan tescil davasının verilen kararl gereğin- ce; Davalılara dava dilekçesinın ilanen tebliğ yapılıp dava ka- rara baglanmış olmakla kararın da ilanen tebliğine karar ve- rilmiş olduğundan; Davanın kabulü ile Erzurum Merkez Hasanibasri Ma- hallesi'nde kain tapunun cilt 7. sahife 636. ada 828, parsel 2'de kayıtlı taşınmaz üzerinde 16 metrekarelik direk yeri- nin 2942 sayılı kanunun 4 \e 17. maddeleri uyannca ifra- zen Elektrik Kurumu Genel Müdürlüğü adına tesisine. can ve mal emniyetinın temıni ıçın ise 1.781 metrekarelik şerit dahilindeki kesımde ise Tedaş Elektrik Dağıtım Genel Mü- dürlüğü yararına daımı ınıfak hakkının tapuda tesisine. tüm yargılama ve vekalet ücretlennın davalılardan alınıp dava- cıya venlmesıne karar venlmiş olup; lşbu karann yayın tarihinden itibaren Ziyaettin Koç ile Habibe Koçun kanuni süre içinde temyiz etmedikleri tak- dirde hükmünke^inleşeceği 18.4 1996 tarihlı karannın teb- liğ yenne kaım olmak üzere ilanen teblığ olunur. 27.5.1996 Basın: 90550 ANKARA... ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU TÜSİAD ye Parlamento İlişkileri Çağnyı alınca durakladım biraz. TÜSİAD bir panel dü- zenliyor, demokratik toplumlarda işdünyası-parlamento iliş- kileri konusunu tartışmaya açıyor. Yö netim Kurulu Başka- nı Halis Komili'nin açılış konuşmasından sonra DYP'li ve ANAP'lı milletvekilleri, Aykon Doğan ve Sümer Oral ko- nuşacak. Kuşkusuz iyi bir seçım ve olumlu bir girişim, ama teksesliliğı yansıtıyor ilk bakışta. Ikı konuşmacı da orta sağ partilerden. Hani ötekiler? Işdünyasında bellı kesimlenn ga- zeteleri, radyolan, TV'len var, medyada sözcüleri, parla- mentoda milletvekilleri, ama hâlâ sağlıklı bir iletişim olu- şamıyor demek! Nedenlerine eğilmek gerekiyor, bireysel çıkarlar öncelik taşıyor belki de... Tüm sorunlann kökenin- de bu, çoğu kez habeıier de bu doğrultuda, kamuoyu da sağlıklı oluşamıyor. Sonunda acı faturalar ödeniyor, oyla- nn yüzde 21 'ini alan bir partı en büyük parti, iktidar adayı diye tanımlanıyor! Sheraton salonu giderek doluyor. DYP'li, ANAP'lı, DSP'li ve de RP'li milletvekilleri, eskı bakanlar, yeni hükümet ku- ruluncaya kadar koltuğunu koruyanlar da konuştu. Işdün- yası ve parlamento ilişkilerine ne ölçüde katkıda bulundu- lar bilmem, ama sorular, esprilerle sıcak bir hava oluştu doğrusu. Beni çok etkıleyen iki olay var bu toplantıda. Meclis Başkanvekilı Uluç Gürkan'ın konuşmasına oturum başkanı Feyyaz Berker'ın yanrtı. DSP Ankara Milletveki- li ve Meclis Başkanvekili Gürkan, TÜSlAD'ın gırişimini kutlarken, panele yalnız ıkı partıden milletvekilleri çağnl- dığı için duyduğu burukluğu da behrtti. TÜSİAD Yüksek Danışma Kurulu Başkanı da ıçtenlikle hak verdı bu tepki- ye, öteki partilerin boşluğunu o da eleştinyor. 196O'lı yıf- lardan bu yana tanıyorum Feyyaz Berker'i. O zaman genç bir işadamı, uygar kışilığı, çağdaş yaşamıyla başkentin yaşamında da seçkin bir yeri var. fş alanı genişledi, ulus- lararası boyutlara vardı giderek. Özünü de güzel koruyor. Bir işadamı için bu da çok önemli bence. Olanaklar ne olur- sa olsun yaşam biçimi değışmıyor, sadeliğını koruyor. Ül- kesının gerçeklerine ters düşmüyor. Alarko grubundan Ishak Alaton'un davranışı da etkile- di beni. Elinde bir kıtapla kürsüye geldi. O kitap genç bir işadamının öyküsünü anlatıyor. İlk baskı tükenmiş, ikinci baskısı yapılıyor, yine tükeniyor, derken savcılık kitabı top- latıyor, yazar mahkemeye veriliyor. Bir de söylenti yayılı- yor, savcılığı TÜSlAD'dan bir grubun uyardığı söyleniyor. ıshak Alaton da bu söylentıye tepkisini belirtiyor, tüm üye- ler de alkışlarla destekliyor bu tepkiyi. Sayın Alaton, dü- şüncesinı ıçtenlikle açıkladı kürsüde. Demokratik bir ülke- de kitap toplanamaz, toplanırsa, yazar yargılanırsa düşün- ce özgurlüğünden söz edilemez! Izzet Sedes ile yan yana oturuyorduk, panel sona erin- ce ıkımız bırden Ishak Alaton'a yöneldik, kutladık onu. Can Peker'e kolay gelsin dıyorum. TÜSlAD'ın girişimini işleıiiğe, üretkenlığe ulaştırmak güç görünüyor. Paneiin ttal- yan konuğu Confindustria Genel Müdürü Innocenzo Ci- poletta'nın konuşması bir uyan niteliği de taşıyor bence. Örneğin parlamentodaki tüm partılerle eşıt düzeyde iliş- kilerden söz ediyor, aynca işçi kuruluşlarıyla uzlaşmanın gereğınden. Acaba bizim işçi kuruluşlan ne düşünüyor bu konuda? Sesleri, şarkıları duyulmuyorhiç, sessizliğin mü- ziğinı duyuyoruz ancak! Panel sona erince birkaç kişi sordu bana, bu kitabı kim- ler toplatır, savcılığı kimler uyarır acaba? Eski deneyli bir gazetecı olarak bir bilgım var mı? Elbet gülümsedım, her zaman birileri var degil mi? Koruyucu meleklerimiz! Türk halkı için koruyucu görevinı üstlenenler. Bir kitabı okuma- ya, birfilmi izlemeye halkımızın düzeyini yeterstz bulanlar, kitabı okursa, filmı ızlerse tehlikeli biçimde etkıleneceğini, ahlak kurallarının zedeleneceğıni düşünenler... Yasaklar, mahkemeler, dahası coplar, dayaklarla tüm özgürlükler ze- deleniyor, vatandaşlık onurumuz yaralanıyor durmadan! O akşam da dün akşam da bugün de aynt merak. aynı gerilım, hukümet kuruluyor, kurulamıyor, hangı partıyle, hart- gi koşullarda sorulanna yanrt aranıyor, ama toplumdakı bek- lentilere değil, bireysel çıkarlara yönelik tüm pazarlıklar! Par- ti başkanları koltuklarını korumayı amaçlıyor ancak. Sayın Ecevit de güzel konuşmasına karşın inandırıcı olamıyor artık! Dahası DSP bir parti mi sorusuna yol açıyor. Neyse yazımın konusu Ecevit değil bugün. Panelı izleyen yemek- ten söz etmek istiyorum. Tshak Alaton ile söyleşimizi sür- dürmek için aynı masada oturduk. RP Adana Millervekili Ertan Yülek, Ankara'dan, Izmir'den, Bursa'dan TÜSİAD üyeleri, ışdünyasının ünlü bir kadını Sıdıka Atalay da ma- samızda. Kadınlardan oluşan oda orkestrasını dınlıyor, hep birlikte alkışlıyoruz. Biz şarap içiyoruz, RP'li Yülek portakal suyu, kadeh tokuşturmuyoruz, ama sorular, ya- nıtlarla ilginç bir söyleşiyle geçiyor saatler. Ülke sorunla- nnın çözümünden, ömeğin Güneydoğu Anadolu'da ban- şa yönelik plan ve pro|elerden söz ediyor Ertan Yülek. Ben de sözler böyle, ama davranışlar nasıl olacak diye dü- şünüyorum. Yemekten sonra bir kahve söyleşısıyle uzadı gecemiz. Bu kez Dışişleri Müsteşarı Onur Oymen, Ishak Alaton ve ben. Elbet dış politika sorunlan da geldi gündeme. Onur Öymen iyimser ve gülümser yanıtladı tüm sorulan. Tokyo izlenimlerini anlattı. Özel sektörün Japonya'ya yönelme- sinı istiyor. Uçakta rastladığı bir işadamının girişimini ör- nek gösteriyor. İlk aşamada uçyüz ton reçel satıyor Japon- ya'ya. Şimdi de kiraz satacak. Bir kilo kiraz yüz dolar. Tok- yo'da uçakla taşıma ücreti de kilosu bir dolara'. Almanya'da yaşayan Türk işadamı bir kiraz bayramı kutlayacak. An- cak ülkemiz kiraz satacak durumda mı? Kiraz bahçeleri çoktan parsellendi, elma bahçeleri de, zeytinlikler de... Peki, tanmsal ürünlerin azalmasına karşın sanayı ürünleri artıyor mu? Dış satım gelişıyor mu, geriliyor mu? HABITAT konuklan için yollar pembe taşlarla döşendi, ama kara gerçeklersaklanamıyor! Aynca konuklann gözünü boyamak neye yarar, bızim de gözümüz, özürnüz var değil mi? işte pembe soluverdi! Dışişleri Müsteşarı Onur Öymen, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği'ne Şimon Perez'in aday olabileceğin- den söz etti bir aralık. Ishak Alaton da Perez'in bir sözünü aktardı gülümseyerek. 'Tüm savaşlan kazandık, ama banşı yitirdik!" O aralık DYP'li Yalım Erez göründü Sheraton'un holün- de. gazeteciler sardı çevresinı. iktidar savaşındaki geliş- meleri soruyorlar. iktidar savaşını kim kazanırsa kazansın tüm partiler oy yitiriyor değil mi? BULMACA SEDAT YAŞAYA1S SOLDAN SAĞA: 1/Bırfılmkonusu- nun ortalama on sayfa uzunluğun- daki yazılı özeti. 2/ Bir ticaret senedi- nin üzerine yazılan kefillik... Bir ili- miz. 3/ tstek, amaç... Arapçada "ben".4/Peygam- berleri Hud'u din- lemedikleri için Tanrı tarafından yok edilen kavim... Böbrek iltihabı. 5/ Yapraklar durumunda ay- nlabilen parlak bir mine- ral... Kadın seslerinin en pesi. 6/Işığı yansıtmayaya- rayan araç. II llişkin, değ- 3 ğin... Macaristan'da üretilen ünlü bir şarap. 8/ Paltoya benzer bir tür üstlük... Bir nota. 9/ Hintli kadınlann ulusal giysisı... Kişinin öz benliği. YUKARIDAN AŞAĞIA'A: 1/ Genellıkle beyaz saçlı, keçı sakallı, silindir şapkalı bir erkek olarak betimlenen ABD'nin sımgesi. 2/ Acele, tez... Yapma, etme. 3/ Bir mey- ve... Asya'da bir ülke. 4/ Yararlanılan uygun koşul... Bizmut elementinin sımgesi. 5/Eylemleri olumsuz yapmakta kulla- nılan ek... Verme. ödeme. 6/ Bir nota... Çözgü ya da atkının kumaş yüzeyi üzerinde kendiliğinden bir desen oluşturduğu her tür kumaş. 7/ Yanmdakılerden daha geride bulunan. 8/ Hamur tahtası... Telefon sözü. 9/ Av rupa'da bir ülke.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle