Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14HAZİRAN1996CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABITATII
Kooperatif birliklerinden, Ulusal Rapor ve Eylem Planı'nda öngörülen ev sahibi olma yaklaşımına tepki
'Borçlanarak konut, çözüm değiP
• Kooperatifler Kozası tarafından düzenlenen "21.
Yüzyıla Girerken Kentleşme ve Konut Sorunlan"
konulu toplantıda, devletin konut sorununa
yaklaşımında 'Yeni Dünya Düzeni'nin izleri olduğu
belirtildi. Ulusal Rapor'da konuya sosyal açıdan
yaklaşılmadığı savlanarak, borçlanarak konut edinme
yaklaşımmın yanlış olduğu vurgulandı.
Türkiye'ninHABITAT II Kon-
feransı'na sunduğu "Ulusal Ra-
por"un (UR), genel kuruJ günde-
mindeki Küresel Eylem Planı'nın
(KEP) kötü bır kopyası olduğu
belirtilerek, her iki raporda da
" Yeai Dünya Düzeni"nin izlerine
rastlandığı vurgulandı. UR'de
Dünya Bankası'nın da destekle-
diğı "Piyasaya bağımlı yurttaş ti-
pi"nin yaratılmaya çalışıldığına
dikkat çekilirken, bunun özellik-
le varlıklı olmayan vatandaşlann
sürekii borçlanmasına neden ola-
cağı bildirildi.
Türkiye'nin çeşitli bölgelerin-
den 13 kooperatif birliğinin katı-
lımtyla oluşturulan "Kooperatif-
ler Kozası", önceki gün Maçka
Maden Fakühesi 'nde "21. Yüzyı-
ta Girerken Kentleşme ve Konut
Sorunlan" konulu bır toplantı
düzenledi. Toplantının açılışında
konuşan oturum başkanı ve Ko-
nutbirlik Genel Sekreteri Sönmez
Targan. 7 ve 8 hazıran tarihlerin-
de Istanbul'da meydana gelen ve
birçok kişinin gözaltına alınma-
sıyla sonuçlanan olaylan kınaya-
rak, polisin olaylardaki tavnndan
utanılması gerektiğini söyledi.
Toplantıda konuşan mimar Yü-
celGürsd, UR ve KEP'in, halkın
bilgisine sunulmamasını eliştirir-
ken bu bilgilerin, devletin resmi
politikası olarak aydınlardan ve
sivil toplumculardan adeta kaçı-
nldığını savundu. UR'yi ancak
bir hafta önce Ankara'daki dost-
lannın yardımıyla elde edebildi-
ğini söyleyen Gürsel, UR'nin bir-
çok eksikliklerinin bulunmasına
dikkat çekti. UR'de 'göç' olayıy-
la adeta övünüldüğünü anlatan
Gürsel. "Raporda, göç, sanayileş-
menin bir betirtisi gibi gösterile-
rek güzel bir şeymiş gibi tanıtılı-
yor. Montaj sanayii ve kara>olla-
rı politikasının dayatıldığı ülke-
mizde ise göç endüstrileşmenin
değil, sosyal adaletsizliğin bir işa-
retidir" dedi.
Gürsel, UR'nin ve KEP'in ha-
zırlanmasına yön veren bazı yeni
deyimlerin olduğunu bildirerek
bunlann en başmda da 'yapabilir
kılmak' kavramının yer aldığını
söyledi. Bu kavramın, Dünya
Bankası'nın !990'lı yıllardanbe-
ri gündemine aldığı "3. Kuşak"
politikası olduğuna dikkat çeken
Gürsel, hazırlanan raporların
Dünya Bankası'yla uyum ıçeri-
sinde olmasını eleştirdi. Gürsel,
"Ülketere 1980'li yıllarda ödeme
dengesi ve enflasyonun düşürül-
mesini dayatan Dünya Bankasu 2.
Kuşak politikası olarak özellcştir-
meye yöneldi. Meksika'yla İngil-
tere'de denenen ve başansızlıkla
sonuçlanan özeUeştirmeden vaz-
gecen Dünya Bankası artık her ül-
ke, kendi yapabilirliğini kullansın
diyor. Ancak bunu nezaman söy-
lüyor? Kapitali/nıin talanından
ve ülkelerin dengesi bozulduktan
sonra" diye konuştu.
'Yaklaşım sosyal değJT
Gürsel, düşünce özgürlüğünün
veörgütlenmenıngelişmediği ül-
keierde KEP ve UR'de olduğu gi-
bi yerel yönetimle uluslararası
yönetimin abartılmasının ulusal
hukuku zedelediğini öne sürdü.
Ankara Üniversitesi Siyasal
Bileiler Fakültesi öğretim görev-
lısrProf. BUsay Kuruç da UR ve
KEP'te konut edinme sorununun
çözümünün de azmanlaşan kent-
lerle globalleşen dünyanm içinde
aranmasının dikkat çekici oldu-
ğunu söyledi. Her iki raporda da
sosyal olmayan bir yaklaşımın
benimsendiğini belirten Kuruç,
maliyetin arttınldığı bir konut
edinme politikasının gündeme
getirildığinı anlattı. Konut sahibi
olmak için önemli bir miktarda
tasarruf sahibi olunması gerekti-
ğini bildiren Kuruç. "Ancak Tür-
kiye'de ve dünyada vatandaşlann
tasarruf yapabilmeleri yüzde 5
orarundadır. Peki öyleyse insan-
lar nasıl konut sahibi olacakiar?
Bu sorunun yanıtı HABITAT II
Raporlan'nda şöyle verilmiş: Da-
ha çok borçlanarak" dedi.
Kuruç, 1973 yılında dünyadaki
tüm çarklann değiştiğini belirtır-
ken risklerin ve maliyetlerin arttı-
ğına dikkat çekti. HABITAT II Ra-
porlan'nda da bu duruma bir çö-
züm bulunamadığını ifade edcn
Kuruç, artık "Konut için bu kadar
risk aİmaya ve borçlanmaya değer
mi" sorusunun yanıtlandınlması
gerektiğini söyledi.
HABITAT YORUMU
'İstanbul
ruhu'...
OKTAY EKİNCİ
Yüzyılımızın son büyük uluslararası bu-
luşması, bu akşam görkemli şenlik ve tören-
lerle sona eriyor. Istanbul, tarihinde yaşama-
dığı kadar çok sayıda devlet ve hükümet baş-
kanını konuk ediyor. Türkiye'yi yönetenler
de yine tarihte yaşanmamış bir yoğunlukta
dünyayı yöneten meslektaşlanyla ardı ardı-
na görüşmeler yapıyorlar, tokalaşıyorlar ve
mutlu fotoğraflannı çektiriyorlar...
Öte yandan yine bu HABITAT II günlerin-
de dünyanın dört bir köşesinden gelen hükü-
met dışı kuruluşlann (NGO) temsilcileri de
Istanbul'da birbirlenyle ve "btrimkilerle" bu-
luştular. Yabancı NGO'lann büyük birkesi-
mi, daha önceki hazırlık konferanslannda da
çeşitli ülkelerde zaten bir araya gelmişlerdi.
HABITAT H'ye Türkiye'den katılan "bfajm
STK'lerimiz" ise bu renkli ve coşkulu "dün-
ya dostlarryla" ancak şimdi Taşkışla'da bu-
İuşup tanışma olanağını elde ettiler. Çünkü
bizimkiler, diğer ülkelerin varhkJı ve güçlü
STK'leri gibi uluslararası toplantılara kolay-
IıkJa katılabilme olanağına sahip değillerdi.
Bu nedenle HABITAT II, bu özverili ve her
anlamda "sivü" STK'lerimizin evrensel göz-
lemlerini ve ilişkilerini geliştirmeleri açısın-
dan da gerçekten eşi bulunmaz bir fırsat ol-
du...
Nitekim bu iki buluşmanın yarattığı "or-
tam" da HABITAT U'nin temel karakterini
oluşturuyordu.
BM Genel Sekreteri Butros Gali, konfe-
ransı resmen başlatmak üzere 3 haziran gü-
nü Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde yaptı-
ğı konuşmasında, Konferans Vadisi'nde ya-
şanan ortamı ve geliştinlen yeni düşüncele-
"Istanbul ruhu" olarak ta-
nımlamıştı. Gali'ye göre
bundan sonra insanlığın ve
kentlerin geleceğine yön
vermesi gereken "tstanbul
ruhu", yine kendi deyimiy-
le "adil, güvenli, yaşanabiUr
köyler, kasabalar ve şehirler (yaratabiunek)
için hükümetlerie devlet dışı (sivil) kesimler
arasında işbiriiği ve dostluk" anlamına geli-
yordu.
Bu ruhun içenği ve önemi, önceki gün Taş-
kışla'da NGO'lara bir "vcda veteşekkür" ko-
nuşması yapan BM HABITAT Sekreteri Dr.
VValh N'DÖv'un yoğun alkışlarla kutlanan
sözlerine de şöyle yansıdı;
"Sizler (NGO'lar) İstanbuPda çok büyük
bir dalga yaratnnız. Bu dalgayı şimdi hep bir-
Kktedünyaya \ayalım. Eğer bunu başaramaz-
sak geleceğin dün> ası çok daha savaşkan, iti—
hp kakıhnalarla dolu. karankk ve yaşaıulnıaz
otacak. Ama İstanbuTda gördük ki sizler (N-
GO'lar) bizim ilk \e gerçek ortaklanmızsınız.
Burada doğan bebeği hep birlikte ve sağlıkh
olarak büyütmek, ortak görevimizdir-."
N'Dow"un, geleceğin karanhk olmamasi
için "STK kaölımına" bağladığı bu umutla-
nndan güç alan ABD'lı kadın hareketi lıder-
ierinden Bella Abzug ise, yine aynı toplantı-
da "İstenbulruhu"nun ulaşması gereken he-
deflerine şunlan da ekledi:
"Arük konuşmak, önermek ve kabul ettir-
melde yetinmeyeceğiz. Karar organlannda
bulunmak istiyoruz. Dünyayı temiziemek ve
yeşillendinnek istiyoruz. Bunun için de sade-
ce konferanslann katılımcısı değil, BM Genel
Kurulu'nun bir parçası olmak istiyoruz, Hat-
ta, Gü\enük Konseyi'nde de temsil edilmek
istiyorui_"
Hele, Dünya Bankası Temsilcisi Mr. Pav-
na'nın "itiran" dinlenmeye değerdir. "Şe-
hirieri geliştirmek için devletlere ve yerel yö-
aetimlere yaptığımız yardım ve kredilerin
doğru kullanıküğmdan emin değiliz" diyen
bu büyük para patronu, "Artık kimin sözüne
İnanacağımızı anlamış bulunuyoruz" şeklin-
de konuşarak yine alkışlar arasında "Kredi-
ierin kent ve insanlık yaranna kuilanıunası
için STK'lerin baskı ve denetim güçlerini des-
tekleyeceğiz" sözünü veriyordu. Dahası, yi-
ne STK'lenn "kaynaklann projelere akta-
nunası karartanna da kaahmını" istiyordu...
Konferansın son aşaması olan "Bderlerzir-
vesinde" de STK'lere verilen bu önemi dile
getiren ilk devlet büyüğü Cumhurbaşkanı
Demireloldu.
Demirel, daha açış konuşmasında, Butros
Gali'nin "tstanbul ruhu" vurgulamasını
• anımsatarak "Bu ruha elbiriiğiyle sahip çık-
manın vedaha ileri götürmenin yollannı bul-
mabyız" diyordu...
Evet. HABITAT II bu akşam "İstanbul se-
malannda"yankılanacak ses ve ışık gösteri-
leriyle noktalanıyor. Gece yansından sonra
ortalığı derin bir sessizlik kaplayacak. "Is-
tanbul ruhu"nun bu gece, "nıh" olup ol-
mayacağını ise zaman gösterecek..
OKTAY EKİNCİ
1MEHMET DEMİRKAYA
MELTEM F1RATLI
ÖZLEM YÜZAK
AZE MARŞAN
ÖZGÜR ULUSOY
DEVRİMSEVtMAY
5fOP!
'Zomki
göç'e tepki
HABITAT II Kent Zirvesi
kanhmcılan, Taşkışla'nui
bahçesini 'çığlık atan'
pankartlarla donattıiar.
Bunlann arasında en
dikkat çekenlerden biri de
Hindistan'dan katılan bir
grubun, "Zoraki göçü
durdurun" pankartı oldu.
Hintli grup, insanlann
evlerinden zorla
çıkanlmasının bir insan
haklan ihlali olduğunu
\ urgulavarak toprak
güvenliğinin sağtaıunasuıı
istediler. Hindistan gibi
nüfus artişının tehlikeli
boyutlara ulaşüğı bir
ülkede, konut sorununun
topiumsal bir yara haüne
geldigine dikkat çeken
Hintli delegeler, konut
sahibi olmanın, topiumsal
gereksinimlerin başında
getdiğini ifade ettiler.
(Fotoğraf: IPEK
YEZDANİ)
Göçü önlemeııiıı yolu planlama
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi'nin düzenlediği forumda, son yıllarda
kentsel nüfiısun 6 kat arttığı, ancak göçenlerin çoğunun kentli olamadığı belirtildi
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent
Şubesi. "Kentfeşme,Göç,KültürveDe-
mokrasi" forumunda başta istanbul ol-
mak üzere göçe maruz kalan kentlerin
karşı karşıya bulunduğu sorunlan ma-
saya yatırdı.
HABITAT II STK forumlan kapsa-
mında İTÜ Taşkışla'da Mimarlar Oda-
sı'nca gerçekleştirilen beş gün süreli
dizi toplantılardan sonuncusunu İstan-
bul Şube Başkanı Prof. Dr. CengizEru-
zun yönetti. "Kentleşmede kentli bilin-
ci vekültürelkûnük" konulu ilk konuş-
mayı yapan yüksek mimar CengJzBek-
taş, son yıllarda kentsel nürusun altı kat
arttığmı belirterek ancak bu nüfusun
yansından fazlasının kentli olmadığı-
na dikkat çekti. Kentlere göç edenleri
karşılayacak bir örgüt veya topluluğun
eksikliğinden söz eden Bektaş, bu yüz-
den gelenlerin kendi başlannın çaresi-
ne bakmak zorunda kaldığını belirtti.
Kentlere göç edenlere kentliliğin öğre-
tilmesi gerektiğini söyleyen Bektaş.
"Bu işin savaşçılan da aydınlar olmalı-
dır" dedi. Kentlileri yürekli ve özveri-
li olmamakla suçlayan Bektaş. "Bizay-
dınlar ise topluma altematifsunamadı-
ğunız için birüeri durmadan yürüyor,
kent ve kentli duyariılığı olanlar ise ge-
ri kalıyw" dedi
Göçûn nedeni
Gazetemiz yazarlanndan yüksek mi-
mar Oktay Ekinci de Türkıye 'de göçün
1950'den sonra söylendiği gibi hızlı sa-
nayileşmenin sonunda değil, tam tersi-
ne ülke yarannı gözeten gerçek sana-
yileşmeden uzaklaşıldığı için başladı-
ğını belirtti. 1950 öncesi Anadolu'ya
yapılan fabrıkalann ülkenin dengeli
kalkınmasina hizmet ettiğini belirten
Ekıncı. "1950'den sonra bu ulusal çaba
terk edilerek vatınmlar 'hür teşebbüs"
söylemleriyle hep Batı'ya yönelrildi.
Böyle olunca da Doğu daha da yoksul-
laşti ve göç başladı. Türkiye şimdi 21.
yüzyıla doğru Doğu ve Güneydoğu'yu
kalkındıracak büyük bir ekonomik ve
sosyal program başlatmak zorundadır"
dedi. Aksı ha)de21. yüzyılın başlann-
da 70 milyon kişinin Batı Anadolu'ya
ve Marmara'ya üst üste yığılacağını sa-
vunan Ekinci, sözlerini şöyle sürdürdü:
" Yani, açık bir şekilde kendi kendimtri
boğup yok edeceğiz. Bence acil HABI-
TAT planı artık tüm yatırımlann ülke-
nin doğusuna yapılmasının zorunlu lu-
lınmasıdır. Bunu ciddi olarak ulusal
gündeme getirmetiviz ve STK'ler de iş-
te bu gibi politikalann takipçileri olma-
hdırtar."
Forumda konuşan Prof. Dr. Hande
Süher de "İmar ve planlamada kamu
yaran ve uygulamalan" konusunu de-
ğerlendirirken. plansızlığin devlet ta-
rafından özendirildiğini belirterek Is-
tanbul'da Bakanlar Kurulu karanyla
izin venlen ve tümü nazım plana aykı-
n olan gökdelenleri buna örnek göster-
di. Prof. Suher, orman alanlannm da
nazım plan gözetümeden Bakanlar Ku-
rulu'nca kiraya verilerek yapılaşmaya
açılmasını eleştirdi. Forumda daha son-
ra yüksek mimar Eyüp IMuhçu, "Kar-
tal yöresinde göç ve kentieşme süreci".
yüksek mimar Niyazi Duranay da "fs-
tanbul'da imar aflan ve kentsel geUş-
meyeetkileri" konulannda birer konuş-
ma yaptılar.
Doğu Türkistan Göçmenleri Demeği'nin ey leminde, Çin'in nükleer denemelere son vermesi istendi. (MELTEM FIRATLI)
Taşkışla'da eylem üstüne eylem
Tutuklu ve hükümlü aileleri,
cezaevlerindeki açlık grevlerine destek
vermek amacıyla HABITAT II
Konferansı'nın yapıldığı Taşkışla
Binası'nda bir günlük açlık grevi
yaptılar. Üzerlerine "açlık grevi" yazılı
beyaz tişörtler giyen aileler. açlık
grevindeki tutuklu ve hükümlülenn
sağlık durumlannın kötü olduğuna
dikkat çektıler. Öte yandan Çin'in 1964
yıhndan beri Doğu Türkistan'ın Lop
Norbölgesinde gerçekleştırdiği nükleer
denemelerde HABITAT H'de protesto
edildi. Doğu Türkistan Göçmenler
Derneği tarafından STK forumlannın
sürmekte olduğu yine Taşkışla'da
gerçekleştirilen protesto eyleminde bu
denemelerin bilimsel birtemeli
olmadığı, milli bir soykınmı amaçladığı
iddia edildi. En son denemelerin geçen
cumartesi günü gerçekleştirildiğine
dikkat çeken protestocular, uluslararası
kamuoyunu Çin Halk Cumhuriyeti'ne
baskı yapmaya davet ettiler. Aralannda
çok sayıda yabancı STK'nin de
bulunduğu protestocular. daha sonra
üzerlennde "Nükleer denemeleri
durdurun" yazılı önlüklerle kampus
içinde dolaştılar. Taşkışla'da. Bağımsız
Travestiler Grubu da bir eylem yaptı.
HABITAT II hazırlıklan sırasında
tra\esti ve transseksüellere sokağa
çıkmamalan yönünde büyük bir baskı
yapıldığını öne süren grup, daha sonra
ellerinde balonlarla Beyoğlu'na
yürüdüler.
Kent
hizmetlerine
kadınlardan
katkı
Savaşın halen sürdüğü Af-
ganistan'da, kentlerin rehabi-
lıtasyonunda, kent halkına.
özellıkle de kadınlara büyük
iş düşüyor. Birleşmiş Milletler
Kent Rehabilitasyon Progra-
mı'nda Afganıstan'dan so-
rumlu Samantha Reynolds,
kentlenn lyıleştırılmesı süre-
cıne, kent ınsanının nasıl kat-
kıda bulunduğunu. geleneksel
olarak kamu yaşamından dış-
lanmış kadınlann. kendileri-
ne şans verildığınde bu geli-
şımde nasıl öncü rol üstlendı-
ğinı anlattı.
Savaş yüzünden vergı top-
layamayan beledıyelerin he-
men hemen hıçbır hızmete ye-
tişemedigı Afganistanda. alt-
yapının çökmek üzere oldu-
ğunu belirten Reynolds, bır
yıllık bir "Topiumsal Forum"
çalışması sonucu, fızıksel ve
sosyal açıdan büyük gelişme-
lerkaydedıldiğinı belirtti.
Programın 1995 şubatında
başladığını anlatan Samantha
Reynolds, kadınlann önce Fo-
rum'a katılmadıklarmı ifade
ederek şunları söyledi:
"Yaklaşık iki a> sonra, ka-
dınlarla \aplığımız ilk toplan-
tının hemen ardından, bir bi-
na kiralama>ı karaıiaşbrdık.
Bunun için finansman soru-
nun halledilmesi gerekiyordu.
BM'den gelen para ile foruma,
dokuma tezgâhı. dikiş maki-
nesi vb. aldık. Daha sonra sa-
oşlardan elde edilen paranuı
dörtte biri üreticiye, geri kala-
nıforumaaknıava başladı."
HAFTAY4 BAK1Ş
AHMET TANER KIŞLALI
Erbakan Haklı!
Serinkanlı düşününce, demokrasimizin önünde sa-
dece iki "geçeıii" seçeneğin bulunduğunu kabul et-
mek gerekir: Ya "büyüksağ" koalisyon, ya erken se-
çim.
ANAP ile DYP, gerdeğe bir an önce girmeye heves-
li gelin havalı CHP'yi cfe aralarına alarak hükümet ku-
ramazlar mı?
Çok zor!.. Ama kursalar ne olur?
Kişileri birbirine düşman iki ortağın arasına, ideolo-
jisi onlara düşman bir üçüncüsü eklenmiş olur!
CHP -geçmişte olduğu gibi- ANAYOL ideolojisine
payandalık işlevini yerine getirirse, tümden tükenir.
Geçmışten ders alıp da inanmadığı şeylere "hayır"
derse, bu kez de koalisyon tümden çıkmaza girer...
CHP Genel Başkanı'nın önerdiği gibi, sol blok ile
ANAP ve DYP, Ecevrt'in başbakanlığında bir ortak-
lık kuramazlar mı?
Bu öneri bana neyi anımsattı biliyor musunuz? Sa-
yın Baykal'ın birzamanlar -yerini alabilmek için- Er-
dal Inönü'ye cumhurbaşkanlığını önermesini...
Hadi olmayacak duaya amin diyenler çıktı; peki tek
muhalefet olarak RP'yı dışarıda bırakan bu "çıfıtçar-
ştsı formülü" başarısız olunca ne olacak?
Erbakan Hoca'ya yeşil halı ile döşenmiş bir "tek
başına" ıktidar yolu...
• • •
Erken seçimin çıkar yol oluşturabilmesinin koşul-
ları var.
Solda ve sağda, demokrasıye ınananlann birleşme-
leri... Ya da en azından, seçimlere tek liste ile katıla-
bilmenin yollarını bulmaları.
Bu koşul yerine getırilmeden yapılacak bir seçimin
RP'den başka kıme "ciddi" yaran olabilir? ANAP'ın
DYP'yi ve DSP'nin de CHP'yi eritmesi, bu gerçeği de-
ğiştirebilir mi?
Geriye -tek "geçerlı" seçenek olarak- Sayın Erba-
kan'm formülü kalıyor: RP artı ANAP, DYP ve BBP...
Yani 430 milletvekilinden oluşan "büyük sağ koalis-
yon".
ANAP ve DYP'yi RP'den ayıran temel özellik ne-
dir? RP'nin "laık devlet"e karşı oluşu.
Peki "kadın eli sıkmayan" kaymakamlar ordusu
RP'nin mi eseri, yoksa ANAP'lı bır ıçişleri bakanının
mı? Kuran kurslannı "temel eğitim "den saydırmak is-
teyen milli eğitim bakanı RP'lı miydi, yoksa -hem de
partinin genel başkanlığına aday- bir DYP'li mi?
Daha geçenlerde toplanan "Eğitim Şûras/"nda, i-
mam okullannın orta kısımlannı 8 yıllık temel eğitimin
dışında tutma savaşımını kım verdi? ANAP'ın -milli
eğitim bakanlığı yapmış- bir sayın genel başkan yar-
dımcısı!
imam okullan açma şampiyonu kim? Erbakan mı,
yoksa Çiller mi?
Yeni kurulan birçok üniversiteyi tarikatçı rektöriere
kim teslim etti?
• • •
"Yo^c aslında birbihmizden farkımız, ama biz Os-
manlı Bankası'yız!" diyenleri artık aynı sepete koy-
maktan başka "akılcı" çözüm kalmamıştır.
Buyursunlar, birbirlerinden ne farklan olduğunu ik-
tidarda göstersinler!
Ve sol da, gerçek anlamda "düzenin muhalefeti"
olma işlevini yeniden elde etsin!
Bu aşamadan geçilmeden, seçmenin bazı gerçek-
leri kavramasının güç olduğu artık kabul edilmelidir...
"Büyük sağ" koalisyon ne yapar?
Devlet kadrolannı biraz daha RP'lileştirır... RP'li be-
lediyelerin kesesini bıraz daha doldurur... Erbakan
kafasını belki biraz daha "meşru"laştınr...
Ama sağ, bütün olarak yıpranmaya ve gücünü yi-
tirmeye başlar.
"Adil düzen" safsatasına bağlanmış umutlar sön-
meye yüz tutar.
"Uberalsağ"!?), Menderes'ten Evren'e, Özal'dan
Çiller'e ne büyük aymazlık içinde olduğunu belki bi-
razcık anlar.
Ve en önemlisi de, laiklikten uzaklaşmanın bedeli-
ni "sessiz çoğunluk" bile fark eder olur!
• • •
ANAP'lılar DYP'liler... Geçmiş günahlannızı az da
olsa affettirecek bir iyilik yapın bu ülkeye: "Büyük
sağ" koalisyona evet deyin!
Çulunuzdan başka yıtirecek neyinız kaldı ki?
Buna tıp dilinde "şok tedavisi" derler...
Korkmayın, Atatürk ün attığı temeller -yarım yüz-
yıllık tüm ihanetlere karşın- bu şoku kaldıracak kadar
güçlüdür!
Törenler 20.00de baslayacak
HABITAT-II
Kent Zirvesi
sona eriyor
BM tnsan Yerleşımlen
Konferansı HABITAT II,
bugün Istanbul
Boğazı'nda düzenlenecek
etkinliklerle sona enyor.
Yirmincı yüzyılın son
büyük zirvesi nitelığı de
taşıyan konferansın
kapanış törenı saat
20.00'de topatışıyla
baslayacak. Dolmabahçe
Sarayı önünde
demirleyen Sokullu
Mehmet Paşa Okul
Gemisi'nden, Çırağan
Sarayı'nda HABITAT II
konuklan onuruna bir
resepsiyon verecek olan
Cumhurbaşkanı
Sülevman Demirel ve
konuklannı selamlamak
üzere 21 pare top atışı
yapılacak. Top atışını,
Türk Hava Kurumu'na ait
uçaklann gösteri uçuşlan
izleyecek. Günbatımında
gerçekleşecek bu
etkinliklere Nakkaştepe
ve Yıldıztepe'ye
yerleştirilmiş olan iki
adet renkli balon eşlik
edecek. Tören. saat
22.00'de Saltpazan
önlennden Boğazıçi
Köprüsü'ne doğru
seyreden 5 gemi
eşhğındeki HABITAT
U'nin logosunu taşıyan
gemınin geçıt resmiyle
devam edecek. Refakatçi
gemilerde havai fişek
rampalan da yer alacak.
Teknelersaat22.15'te
Çırağan Sarayı'na. saat
22.30'da ise Boğaziçı
Köprüsü'nün altına
varacaklar. Bu sırada
oluşturulacak duman
arasından Çengelköy
ıstıkametınden Boğaziçi
Köprüsü altına, 'İstanbul
2004' logosunu taşıyan
bir tekne girecek. Bu
teknenın de katılımıyla
bütün tekneler
Sarayburnu'na doğru
seyredecek. Tören, havai
fişek ve ışık gösterilenyle
tamamlanacak.
Köprü 2 saat kapalı
Tören nedenıyle
Boğazıçi Köprüsü
bugün 21.30-23.30
saatleri arasında trafiğe
tamamen kapatılacak.
Sirkecı-Harem
arasındakı araba vapuru
seferlen de kapanış
etkinliklen nedeniyle bu
akşam saat 24.00'e
kadar uzatıldı.