14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 3 HAZİRAN1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABITATII HABITAT çerçevesinde, yaklaşık 30 devlet ve hükümet başkanmm katıldığı liderler zirvesi dün başladı Lklerler Istaıı]nıTda buluştuHABITAT Iı Konferansı Üsi Düzey Bölümü dün başladı. Açıhş konuşmala- nnı Cumhurbajkanı Süleyman Demirel ve BM Genel Sekreteri Butros Gali'nin yaptığı toplantıaın ilk oturumunda Pakıs- tan Başbakanı Benazir Butto, Romanya Cumhurbaşkan IonlliescuvelsraılCum- hurbaşkanı Ezer VVeiznıann da konuştu- lar. Zirveye, 30 dola>ında devlet ve hükü- met başkanlanr.ın katıldığı bildirildi. Cumhurbaşk.ını Süleyman Demirel, konuşmasında. sürdürütebilir insan yerle- şimleri ve herkese yeterli konut sağlan- ması için siyasi kararlılığın şart olduğu- nu söyleyerek konferans sonunda çıka- cak olan Istanbul Deklarasyonu"nun ulus- lararası siyasi kararlılığın bir göstergesi olacağını ifade etti. Siyasi taahhütlerle. çöziim önerilerini içerecek olan HABITAT II Gündemi'nin lstanbul Deklarasyonu ıle birlikte "herke- seışıktutacağuıı" kaydeden Demirel. "Bu iki temel belge, insanlığm yeni bir bin yıl eşiğine çıktığı, bütün insan yeıieşimlerini daha saghklı, da- ha adiL daha mürefleh \e daha güvenli kılma yolculuğunda reh- berimiz olacakör" dedi. BM Genel Sekreteri Butros Gali'nin, konferansın açılışında "İstanbul ruhu" deyimini kullandığını hatırlatan Demirel, sorumluluklann pay- laşılması gerektiğini if^de ederek "Buor- tak dayaya kayıtsız kalmak miimkün de- ğildir. İstanbul ruhuna el birliğivlc sahip çıkmanın, elbiriiği ile ileri götürmenin yol- lannı bulmalıvız" dedi. Demirel, hızla kentleşen Türkiye'nin de HABITAT II sonuçlannın hem ulusal, hem uluslararası düzeyde ileri götürül- mesi için çalışacagını sözlerine ekledi. BM Genel Sekreteri Butros Gali, 21. yüzyıla doğru ilerleyen ınsanlann ortak geleceği için gerekli eylemleri başlatmak 1 OKTAY EKİNCİ, MEHMET DEMİRKAY A, MELTEM F1RATLI, ÖZLEM YÜZAK, AZEMARŞAN,ÖZGÜR , ULUSOY, DEV RİVI SEVİMAY üzere Istanbul'datoplanıldığını belirterek "Yeni bir dünya oluşturulabileceğine da- ir umutlanmız var. Bu konuda fırsatlar da var. Bunlan kullanarak istediğinıi/ he- deflere ulaşmamız mümkündür" dedi. Terör büyük sorun Kentleşmenin kent ile kırsal alan ara- sındaki ılişkileri tamamen değiştirdiğini kaydeden Gali. bu durumun yarattığı zor- luklann her ülkede acil çözüm beklediği- ni söyledi. Kadınlann. çocuklann yaşadığı zorluk- lar ile kentlerde istihdam azlığı, şiddet ve terör gibi sorunlara değinen Ga- li. bu sorunlara global düzeyde çözüm getirilmesinin çok daha kolay olduğunu ifade etti. İnsan yerleşimlennin daha insancıl ol- ması için ekonomik büyümenin temel teşkil ettiğini de kaydeden Gali. "finansman, çevreyezarar vermeden istihdam varaülması, artan nü- ftısauygun konut sağlannıasT gibi sorun- lann tüm dünyanın ortak sorunlan oldu- ğuna dikkat çekti. lstanbul Konferansı'nın BM'nin Rio zirvesinin sonuçlannı pekiştirdiğini be- lirten Gali, ilk kez bir BM toplantısına toplumun her kesiminden bu denli yoğun bir katılımıngerçekleştiğineişaret ederek "HABITAT II, kendi resmi mekanizma- sını sivil toplum örgütierine açmış ilk ve tek BM konferansTdır" dedi. Pakistan Başbakanı Benazir Butto, "Is- tanhul'un yeni bir başlangıcın yaratılaca- Trafik tartısıldı Ulaşımda alternatif çözümler HABITAT II kent zirvesi paralelınde oluş- turulan, Kentiçi Ulaşımda Alternatif Çözüm- Jer(KULAÇ)Platfoımu. amaçlannı, ulaşım- la ilgili taraflan bir araya getirerek ulaşım so- rununa çözümler üretmek olarak açıkladı. Platformun ilk toplantısında bir konuşma ya- pan tETT Altyapı i'lanlanıa Koordinasyon Dairesi Başkanı Ali Kemal Ergüleç, günde bir milyar liralık sahte ya da çalıntı otobüs bile- ti kullanıldıgını söyledi. Kentiçi Ulaşımda Alternatif Çözümler Platformu, ilk toplantısını dün Mımar Sinan Üniversitesi Oditoryumu'ndayaptı. Akdeniz Belediyeler Birliği, Marmara ve Boğazları Belediyeler Birliği, Mimar Sinan Üniversite- si Şehir ve Bölge Planlama Bölümü ile Tür- kiye Trafik Kazalannı Önleme Dernegi tara- findan düzenlenen toplantıda, atanmışlar, se- çilmişler, kamu sektörü, özel sektör, altyapı üreticilen, filo üretıcileri ve kullanıcılar adı- na konuşmalar yapıldı. MSÜ öğretim üyesi Prof. Dr. MehmetÇu- buk,kent ulaşımı ile ilgili herkesin KULAÇ'a katılıp görüşlerini açıklayabileceğini söyledi. Insanlara insanca seyahat etme olanaklannın getirilmesi gerektiğini \urgulayan Mehmet Çubuk, "Kent ekotojLsi insan yaşamı ile ilgili- dir. Y ürümeye, dolaşmava, konfora yer verümeyen \erlerdc kent ekolojisin- den söz edilemez" dedi. MSÜ öğretim üyesi Is- mail Acar, ulaşımdakı yararlarını inkâr etme- mekle birlikte metronun si- hirli değnek olmadığını belirte- rek kenti insana uydurmak yerine ınsanın kente uydurulmaya çalışıldığını vurguladı. IETT APK Dai're Başkanı Ali Kemal Ergü- leç, ulaşımla ilgili önemli çalışmalar yaptık- lannı. ancak her şcyı yaptıkiannın söylene- meyeceğini anlatarak 100 tane yeni otobüs al- mayı düşündüklerini söyledi. UKOME ile il trafik komisyonu arasındaki çatışmanın ula- şımın en önemli sorunlanndan birinı oluştur- duğunu belirten Ali Kemal Ergüleç, "Hatla- n kiraya vermeyi düşünüyoruz. İETT bura- da sadece koordinasyonu sağlayacak" dedi. Ergüleç aynca. günde bir milyar liralık sahte ya da çalıntı biiet kullanıldıgını, bunun da lETT'yi ayda 30 milyar zarara soktuğunu söz- lerine ekledi. Özel Halk Otobüslen 'nin bir kuruluşu olan ÖZULAŞ Genel Müdürü Onur Orhon, ula- şımdaki sıkmtılann çok türlülük ve planlama- nın yetersiz kalışmdan kaynaklandığını söy- ledi. Valilik ile belediye arasındaki görüş ay- nlığının sorunlara çözüm bulmayı zorlaştır- dığını anlatan Onur Orhon. işletici arttınmı yerine. araç arttınmının hedeflenmesi gerek- tiğini savundu. Özelleştirme çalışmalannda kurumsallaştınlmanın özendirilmesıni iste- yenOrhon. "jETTbedavaveindirimlitaşuna- yı en aza indirmeli" dedi. Siemens'in Türkiye temsılciliğini yapan SlMKO'dan Mehmet Ergeç, altyapı üreticile- ri adına yaptığı konuşmada, en büyük sorum- luluğun atanmışlar ve seçilmışlerin ulaşımla ilgili verecekleri kararlarda olduğunu söy- ledi. Benazir Butto ile özel görüşme Başbakan Mesut Yılmaz ile HABITAT-II Liderler Zirvesi ne- deniyle Türkiye'de bulunan Pakistan Başbakanı Benazir But- to. dün sabah "çalışma kah\altısı"nda bir araya geldller. Be- nazir Butto \e eşi, Liderler Zirvesi'ne katıldıktan sonnı da Çil- ler aiiesinin Venikö>'deki salısına geldiler. (,'iller. başbakanln ğı döncminde Benazir Butto ile çok sıkı ilişkiler içinde olduk- lannı belirterek. görüşme sırasında Buttü'nun kendisini PakLs- tan'a davet ettiğini söyledi. Benazir Butto ve eşi, daha sonra özel bir uçakla Türkiye'den aynldı. Başbakan Y'ılmaz ise İsrail Cumhurbaşkanı Ezer NVeiznıann'ı Swissotel'deki odasında zi- >aret edt-rek >anm saat göriişdi. Görüşme sonrasında \Veiz- mann'la birlikte basın mensuplannın sorulannı yanıtlavan Yılmaz, Türkiye ile İsrail arasındaki ılişkileri değerlendirdik- lerini söyledL Yılmaz, askeri işbirliği anlaşmasının gerçek bo- yutlannın ötesinde değeıiendirilmesinin Türkiye'nin dış iliş- kileri açısından yanlış olduğunu vurguladı. \Vcumann ise Tür- kiye'ye gelirken İsrailli gazetecilere so\lediği "Türkiye'de bir İslam hükümetinin iktidara gelmesine Demirel ve ordu i/in ver- mez" yoiundaki sö/.lerinin anımsatılnıası üzerine "Ben bura- da Türkiye 1 nin iç poiitikasuıa değinıniyoruın. Havada söyle- nenler havada söylendi" dedi \Veizmann daha sonra Çiller ile de bir görüşme yaptı.(Fotoğraf: üCUR GÜNYÜZ) HABITAT YORLMU Biterken başlayacak... OKTAY EKİNCİ Sadece şu konferans günlennde değıl. hazırlıklan birkaç yıldır süren HABITAT 11 ortamında "yeni bir söylem" ve buna bağlı "yeni kavramlar" da ortaya çıktı. Yeni söy lemin kuşkusuz en çarpıcı ola- nı: "hükümet dışı kuruluşların da yapabi- lir kılınmalan." Türkiyenin ulusal rapo- runda da önem verilerek benimsenen bu yeni anlayış. "yaşanabilir yerleşünler" için artık her şeyin devletten beklenme- mesi ve sivil toplum kuruluşlarının da (STK'ler) sorunlan çözme konusunda "sorumluluk yüklenmeleri'" gereğini sa- vunuyor. Böylece demokrasinin de artık "katılınıcı bir aşamaya" yükselebileceği vurgulanıyor... STK'ler sorumluluk isti>or STK'lerin yapabılır kılınmalarına yö- nelik ortaya çıkan yeni ka\ramlardan yi- ne en çarpıcı olanı ise "ortakhk.'" Yani sorunlann saptanması ve gideril- mesi aşamalannda toplumsal yükümlü- lüklere STK'lerin de devletle birlikte ~or- tak" olarak katılmalan. Nitekim HABITAT-H'nın resmi progra- mında da hükümet dışı kesimlerin konfe- ransa sunacaklan görüşleri tartışmak üze- re düzenledikleri "paralel etkinlikltrin" genel adı "ortaklar forumlan" seklinde belirlenmişti. Bu forumlarda gelişen dü- şüncelerin devlet temsilcilerince imzala- nacak resmi konferans belgelerine de yan- sıyabilmesi için de yine "ortak katüımlı" komite çalışmalan planlanmıştı. Peki HABITAT II, acaba STK'len ya- pabilir kılmadan önce görüşlerini resmi konferans belgelerine rahatlıkla "taşıyabi- lir" kıldı mı? Artık kesinleşmiş gözüyle bakılan KüreselEylem Planı(KEP) ve İs- tanbul DeldarasyomTnda. yine STK'lerin geliştirdigi öneri ve değerlcndirmeler ye- terince yer alıyor mu? Hükümetler paylaşıma karşı Konferansın bitimine "iki gün" kala. bu sorulara yüksek sesle "evet" yanıtını vermek ne yazık ki mümkün degil. Bir kez daha ortaya çıktı ki BM'nin HABİTATsekretaryası STK'lerene kadar sıcak bakarsa baksın, devlet ve hükümet temsilcılen. "bu işlerin tek sahibi ve so- rumlusu binz" havasından kurtulabılmış değiller. Buna yine STK'lerin (özellikle de bizimkilerin) kendilerine avnlan "sı- nırlı katılım olanağını" değerlendirme ko- nusundaki "kararsızüldan"daeklenince Taşkışla'dakı NGO forumlannda sergile- nen gerçeklerin Lütfı Kırdar Salonu'nda- ki uluslarası resmi söyleme yansıması da "beklendiği düzeyde" olamadı. Oysa ki daha 5 haziran günü Istan- bul'daki İnşaat Mühendisleri Odası'nda yapılan toplantıda, örneğinkimı STK'le- rimizin benimsediği; "'küreselleşmesüre- cinde uluslararası senııayenin \ ine ulusla- rarası bir hukuka bağlı olarak insanlığm genel çıkarlan yönünde denctlcnmesi" şeklinde özetlenebilecek görüşler, HABI- TAT hedefleri açısından çok önemliydi. Benzer şekilde yine örneğin Taşkış- la'daki fcrumlarda Kent Dinamikleri Ens- titüsü'nün tartışmaya açtığı "Gelişmiş ül- kelerde dünya banşı ve küresel kalkınma için gelişmişlik vergisi ödemelidirkT" il- kesine dayalı önermeler de Dünya Kent Zirvesi'ne Türkiye'den katılan STK'le- rin anlamlı bir mesajı sayılabilirdi... Evet. HABITAT II, kimilerine göre "beklendiğJ'' şekilde, kimilerine göre de bir "hüsran" şeklinde sona ermek üzere. Kuşkusuz her iki *uç" değerlendirme de doğru değil ve duygusallıkla tepkiselliğin "düşünsel tıkanıklığma" yol açabilir. Özellikle yabancı katılımcılann da sık- ça vurguladıklan gibi asıl "HABITAT II süreci" bundan sonra başlıyor. "Yerel HA- BITAT'lan"yaygınlaştırarak ve ortaklık kavramını öncelikle "demokratik toplum- sal denetim" ilkesiyle ele alıp "buanlam- da" savunarak ve güçlendirerek. ğıyerolması" dileğini ifade ettiğı konuş- masında, "Kenüeri daha iyi yönetirken, köyleri göz ardı edemeviz. Zamanın şart- lan bunu liderlere yüklemiştir. Yaşam ka- litesini önümüzdeki yıllarda biz belirleye- ceğiz''dedi. Gelir yükselmeli Bu yüzyılda dünyanın iki büyük savaş geçirdiğini, komünizmin doğduğunu ve çöktüğünü hatırlatan Butto, "Ancakdün- ya, hızlı nüfus artışı, aşın kcntleşme, çev- re kirlüiği gibi yeni sorunlarla karşı kar- şıya"dedi. Kentlerin artık işin sürdüğü, ancak ya- şamın yok olduğu yerler haline geldiği- ni belirten Butto, "Geliriyükseltmeli,se- faleti ortadan kaldırmalıyız. Gecekondu- lan yok etmeli, güzel ve sürdürülebilir kent alanları yaratmaya çalışmalıyız" şeklinde konuştu. İsrail Cumhurbaşkanı Ezer VV'eizmann da Türkiye ile İsrail ilişkile- rinin son yıllarda geliştiğini vurguladığı konuşmasında, "dostum" diye hitap ettiği Demirel'in, kendisini Kon- ferans'a davet etmesinden memnunluk duyduğunu kaydederek "Türkiye'ye bölgede ekonomik, siyasi alanda istikrarlı, demokra- tik, banşçı çabalan paylaşan olumlu bir faktör olarak baktıklarmT belirtti. Ortadoğu'da banş ve de- mokrasi değerlerinin fazla yayılmadığına işaret eden Weizmann, "savaştan banş çıkarma" sürecinde Türki- ye'nin kendilerine destek vereceğinden emin oldukla- nnı kaydetti. Banş çabalannın Benja- min Netanyahu'nun başba- kanlığında da süreceğinden emin olduğunu belirten We- izmann, bölgedeki bazı ül- kelerin "teröreverdiğideste- ği'' eleştirerek Arap liderle- rinin seçim sonuçlanna tep- kisini "hakstz hulduğunu" belirtti. Castro Istanbul'da Istanbul'da yapılan BM İnsan Yerleşimleri Konfe- ransı'na bugün Küba lideri Fidel Castro'nun geleceği bildirildi. AA'ya bilgi veren diplomatik kaynaklar, Küba lideri Fidel Castro'nun sürp- riz bir şekilde HABITAT II Konferansı 'na katılmayı k^- rarlaştırdığını ve bugün ts- tanbul'da olacağını söyledi- ler. Castro'nun, HABITAT II Konferansı Genel Kuru- lu'nda yann da bir konuşma yapması bekleniyor. Demirel'den akşam yemeği Cumhurbaşkanı Demirel, konferans nedeniyle Istan- bul'da bulunan BM Genel Sekreteri Butros Gali ve ko- nuk ülkelerin liderlerine Dolmabahçe Sarayf nda dün akşam yemek verdi. Liderlerin toplu fotoğraf çektiımelerinden sonra ye- meğe geçilirken, Demirel, burada yaptığı konuşmada, konferansın yüksek düzeyii bölümünün, dünya liderleri- ne bu misyona bağlılıklannı teyit ehnek ve lstanbul dek- larasyonu ile HABITAT gündemini kabul etmek fır- satı vereceğini söyledi. De- mirel, sözlerini şöyle sür- dürdü: "Dünya liderleri ola- rak bizlerin rolü asıl şimdi başlamaktadır. Sözlerimizi nillere dönüştürmek artık bize bağbdu-." Cumhurbaşkanı Demi- rel'in eşi Nazmiye Demirel ile birlikte verdiği yemeğe, Başbakan Mesut Yılmaz. Dışişleri Bakanı Emre Gö- nensay ve bazı bakanlar da katıldı. KTTC Cumhurbaş- kanı Rauf Denktaş'ın da ha- zırbulunduğu yemeğe, Kıb- ns Rum Kesimi Içişleri Ba- kanı Dinos Mihailidis'in da- vet edilmediği öğrenildi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Güvenilir Olmak... Geçen yazımda, halkimızın siyasetçiye duyduğu güven eksikliğinin nedenleri üzerinde biraz durmuş- tum. Bunun nedeni olarak; genel çizgiler içerisinde, kitle iletişim araçlarını. bizzat politikacıların kendile- rini ve en önemlisi, Türkiye'nin oligarşik yapısını gör- düğümü dile getirmiştim. Bugün, bu "sarmal"ın içinden nasıl çıkabileceğimiz konusundaki düşüncelerimi dile getirmek istiyorum. Öyle ya "Ağlayak da gözden mi olak, dövünek de diz- den mi olak?.." Bu sorun, bizim sorunumuz. Ve bu sorunu çözmek de bizlere düşüyor. Cumhurbaşkanımızın, başka bir uzlaşma işareti alamadıktan sonra hükümeti kurma görevini Refah Partisi'nin lideri Prof. Necmettin Erbakan'a verme- si, yerinde bir karardır. Burada defalarca dile getirdim. Refah'a verilen oylar da diğer partilere verilen oylar kadar değerli oylardır ve bu oylan veren vatandaşla- nmız, diğer vatandaşlar gibi birinci sınıf" vatandaş- lardır. Bundan hoşlansak da hoşlanmasak da... Bu bakımdan "Refah 'a iktidar vermezler" vb. gibi- sinden sözleri ve yaklaşımları haksız ve yanlış bulu- yonjm. EğerTürk halkı Refah'ı tek başına iktidara ge- tirecek kadar oy verirse (temenni etmem ama) Refah tek başına iktidar olur. Eğer Türk halkı Refah'ı parla- mentodaki en büyük parti yapmışsa hükümeti kur- ma görevi öncelikle bu partinin başkanına verilse ge- rektir. Çoğunluk desteğine sahip bir hükümet kura- mayacaklan bilinse bile... Hükümeti kurma görevi öncelikle Refah'a verilme- liydi ve verildi. Ancak Refah Partisi bu parlamentoda çoğunluğun desteğini sağlayacak bir hükümet kura- maz. Zira bunu herkesten önce kendileri söylüyoriar. "Bizim dışımızdaki tüm partiler düzen partileridir" di- yorlar. Peki bunu söyledikten sonra o "düzen parti- Ieriyle" nasıl işbirliği yapabilirter? O partilerin Refah- lı bir iktidan desteklemesini nasıl bekleyebilirler? Hele "iktidara kanlı mı, kansız mı" gelmekten söz edebilecek kadar ölçüyü kaçırdıktan sonra, hele "İs- lam dinarı" gibi ipe sapa gelmez şeyleri dile getirdik- ten sonra... Bana öyle geliyor ki, bundan dört ay önce ANAP'la Refah'ın bir koalisyon yapması mümkündü. Fakat olmadı. Son dakikada araya giren "birileri", yeniden ANAYOL'u tezgâhladı. Ama artık ANAYOL bitmiştir. Her ne kadar siyasette küsmeye yer yoksa da "küs- memenin" de bir ölçüsü vardır, "tahammülün " de bir sınırı vardır. Sanıyorum ANAP ve DYP, sınırın çok öte- sine geçtiler ve ikili bir koalisyon ümidini ortadan kal- dırdılar. Tansu Çiller, kendini kurtarmak için şeytanla bile işbirliği yapmaya hazır gibi görünüyor. (Ama korka- rım boşuna çırpınıyor). Refah'tan uzanacak bir ele sa- nlmaya dünden razı, hatta mecbur. Fakat bu durum- da partisindeki parçalanmayı durduramaz. Ve güve- noyu tehlikeye düşer. Partisindeki parçalanmayı durduramaz. Zira böy- le bir koalisyonun DYP'nin sonu olacağını görme- mek için kör olmak gerekir. Ve DYP içindeki pek çok insan, Tansu Çiller'i kurtarmak uğruna DYP "misyo- nundan" vazgeçmez. DYP misyonunda uzun dö- nemli iktidar olma ilkesi de vardır. Geriye kala kala, sol partilerden birini ya da ikisini alarak kurulacak geniş tabanlı bir hükümet alternati- fı kalıyor. Burada da sorun başbakanın kim olacağı- dır. Zira ne ANAP bir DYP'linin başbakanlığına sıcak bakabilir ne de DYP bir ANAP'lınm başbakanlığını is- ter. O zaman başbakan, ister istemez bu iki partinin dışından bir isim, muhtemelen merkez sol partilerden bir isim olacaktır. Görebildiğimiz kadanyla DYP Baykal'ı, ANAP da Ecevit'i yeğlemektedir. Ya da her ikisinin de yer ala- cağı bir hükümet söz konusudur. Deniz Baykal'ın böyle bir koalisyona hevesli olduğu, net bir biçimde görülmektedir. Fakat iktidarda bir kez daha "yıpra- nırsa" CHP'nin kapısına kilit vurmak gerekeceğinin bilincindedir. Ve bu bakımdan Ecevit'i öne sürmek- tedir. Ecevit'e gelince, iktidara hiç de "talip" değildir. Eli- ni taşın altına sokmasmın ne gibi sonuçlar getirebi- leceğini elbette bilmektedir. Fakat bana öyle geliyor ki, Ecevit de "görevden kaçamayacağı" bir noktaya gelmiş bulunmaktadır. Zira Ecevit, toplumda siyasetçiye olan güvenin ne- redeyse sıfırlandığı bir ortamda "en güvenilen siya- setçi" özelliğini taşımaktadır. Oy verenlerin de, oy venmeyenlerin de saygı duyduğu bir siyasetçidir. Re- fah'ın "adil düzen" aldatmacasını ortaya atarak kit- lelere umut pompalamaya başlamasından çok önce, "hakça düzen" sloganıyla aynı kitleleri peşinden sü- rükleyebilmiş bir liderdir. İktidar olmak ve Ecevit'in başbakanlığı, DSP'yi mutlaka yıpratır. Fakat iyi bir şeyler yapmak da müm- kündür. Kaldı ki, başka yol yok gibi görünmektedir. Siyasetçiye duyulan güvensizlik, bir noktada "re- jime" duyulan bir güvensizliğe dönüşmektedir. Ve içinde yaşamaya çalıştığımız ekonomik ve toplum- sal koşullar dikkate alındığı zaman, bunun ardından neyin ya da nelerin geleceği bellidir. Türkiye "bu fil- mi" daha önce görmüştü ve bir kez daha görmeye tahammülü yoktur. Kaldı ki, "tribünlerdeki halkı" sa- haya indim,^!;, başbakanlık yetkisiyle daha da kolay olabilir. Işi duygusallığa dökmek istemiyorum, ama bıçak kemiğe dayandı gibime geliyor... YORUM, ONE OF THE TOP THREE ADVERT1SING AGENCIES IN TURKEYAND AN AFFILIATE OF PUBLICIS-FCB IS LOOKING FOR PROFESSIONAL ADVERTISING PEOPLE TO BE A PART OF THE TEAM WITH A FAST-MOVING CONSUMER GOODS FOCUS. WE NEED İNTELLIGENT, HIGHLY MOTIVATED AND MOTIVATING ACCOUNTSUPERVISORS WHO ARE ENTHUSIASTIC SELF-STARTERS, HAPPY AND A JOY TO BE AROUND. THE SUCCESSFUL CANDIDATES WILL HAVE AT LEAST THREE YEARS OF SUCCESSFUL ACCOUNT MANAGEMENT EXPERIENCE; EXPERIENCE WITH MULTINATIONAL CLIENTS; SOUND MARKETING KNOVVLEDGE AND PRESENTATION SKILLS. HE/SHE YVILL ALSO HAVE THE ABILITY TO PLAN SUCCESSFULLY BOTH CAMPAIGNS AND THE USE OF AGENCY RESOURCES TO ACHIEVE THE OBJECTIVES OF T H E S E C A M P A I G N S . İF INTERESTED PLEASE SEND OR FAX YOUR DETAILED RESUME WITH A RECENT PHOTOGRAPH TO MS. SAADET KAYSERİLİOĞLU, YO-RUM, CUMHURİYET CAD. 16/8 KA HAN ELMADAĞ 8 0 2 0 0 İSTANBUL, FAX: (0-212) 231 95 76 NO LATER THAN 19.06.1996. ALL APPL1CATI0NS WILL BE TREATED STRICTLY CONFIDENTIAL. YORUM Erozyonu önlemek de vatanımızı savunmaktır. T.E.MA Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandtrma ve Doğal Varlıklan Koruma Vakfı Tel.: (0212) 281 10 27 268 09 85 DİKKAT! Yakında turistik uruluşlara ve fabrikalara, 8-15 yıl TEMEL EĞlTİMgören ülkelerden işçi - çöpçü - inşaatçı gelecek. Çocuklanmızı işsiz bırakmayınız. 8 yıllık TEMEL EĞlTtM'i destekleyiniz. ÇYDD SAYIN DOKTOR VE ECZACILARIN DIKKATINE H i p e r t a n s i y o n T e d a v i s i n d e ANGİOTENSİN II RESEPTÖR ANTAGONİSTİ I osartan potasyu m 50 mg 28 Film Tabletlik Alüminyum Blister Ambalajlarda P İ Y A S A Y A S U N U L M U Ş T U R MSD Merck Sharp ve Dohme llaçlan A.Ş. Yapt Kredi Piaza B Blok Kat:8 Levent 80620 lstanbul f E.l. du Pont de Nemours and Company, VVılmington. Delavvare, USA'nın tescilli markasıdır
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle