Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 HAZİRAN 1996 ÇARŞAMBA
HABERLER
Emek Partisi'ne
kapatma istemi
• İstanbul Haber Servisi -
Yargıtav Cumhuriyet
Başsavcılığı. Emek
Partisi'nin programında
yer alan 'Kürt sorunu"na
ilişkın bölümü gerekçe
göstererek partinin
kapatılması için 27 mayısta
Anayasa Mahkemesi'ne
başvurdu. Emek
Partisı'nden konuyla ilgili
olarak yapılan açıklamada
parti programında "K.ürt
sorununa demokratik
halkçı çözüm" başlığı
altında toplanan bölümde
Kürtler üzerindeki bütün
yasakların kaldmlması.
ordunun ve diğer sılahlı
güçlerin çekilmesi. dillere
tamözgürlük" gıbi
konulann yer aldığı
bildirildi.
Tüpkiye'nin n.0
asil üyeliği
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürusu) -
Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Emin
Kul, Türkıye'nın 39 yıl
aradan sonra. Uluslararası
Çalısma Örgütü (ILO)
yönetım kurulu asil
üyeliğıne seçilmesinin,
uluslararası düzeyde
Türkiyeye \erilen önemin
göstergesi olduğunu
söyledi. ILO'nun
Cenevre'de süren 83. genel
kurulunda konuşan Kul.
" Yönetim kurulu asil
üyeliğine seçılmesı ile
Türkiye, ILO'da daha aktif
çalışma imkânına
kavuştu" dedi.
Tuşalp'e hakaret
davası
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Ankara Cumhuriyet
Savcılığı, yavınıladıklan
bir köşe vazısında, vazar
Erbil Tuşalp'e hakaret
ettikleri gerekçesiyle
Siyah-Beyaz gazetesi köşe
yazan Nezih Tavlaş ile
sorumlu yazıişleri müdürü
Erdem Anılan hakkında,
4.5 aydan 18 aya kadar
hapis cezası istemiyle dava
açtı. Ankara cumhuriyet
savcılarından Metın
Sezgin tarafından
hazırlanan dava
iddianamesinde.
Siyah-Beyaz gazetesınin
25Arahk 1995 ile 12
Mart 1996tarihleri
arasında "Kulis"
köşesinde Baha Kıvanç
takma adı ile Nezıh
Tavlaş'ın. yazar Erbil
Tuşalp'e yönelik bazı
yazılar yazdığı
kaydedildi.
Kültiip-Sen'den
kınama
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
Kültür Emekçileri
Sendikası (Kültür-Sen).
Kültür Bakanlığı Kreş ve
Gündüz Bakımevi'nde
MHP'lı >apılanma
sonucunda öğretmen ve
çocuklara uygulanan
baskıcı tutumlan
kınadıklannı bildirdi.
Kültür-Sen Basin
Bürosu "ndan
yapılan açıklamada,
bakanlık içindeki
kadrolaşmanın kaygı
verici boyutlara
uzandığına dıkkat çekildi.
Camiye bayrak
• ANKARA (AA)-Milli
Gü\enlık Kurulu (\1GK) Alt
Çalışma Grubu'nun
hazırladığı ve Bayrak
Kanunu'nda değişiklik
yapılmasını öngeren
çalışma, tamamlandıktan
sonra kanunlaşırsa Türk
ba>rağı: resmi dairelerde ve
okullarda sadece milli
bayram. genel tatil ve hafta
tatıli günlerinde değıl. her
gün dalgalanacak. Bır MGK
yetkilısı. çalışma günlerinde
bayrak asılacak ise nerelere
bayrak asılması gerektiği
üzerinde durulduğunu.
özellikle "camılere bayrak
asılması diye bir şeyin
olmadığım" belirterek
"Projedecamı sözü
geçmiyor" dedi.
İranlı mültecilen
• İstanbul Haber Servisi -
Demokrasi ve Banş Partisi
İstanbul tl Başkanlığı,
tranlı mültecilerin sınır dışı
edilmemesi ve üçüncü bir
ülkeye kabullerinin
sağlanmasını istedi.
Demokrasi ve Banş Partisi
il yönetimi dün il
merkezinde yaptığı basın
açıklamasında halen
Ankara. İstanbul ve
Almanva'nın Hamburg
kentinde mültecilik
statülerinin tanınması
amacıvla açlık grevi yapan
İranlı mültecilerin tuz ve
şeker kabul etmediklerini
belirtti.
Başbakan Yılmaz, Çiller'in hükümeti nasıl bozduysa öyle yapması gerektiğini söyledi
'Hükümeti RP-DYP kursun'ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Başbakan Mesut
Yümaz'a hükümet görüş-
meleri konusunda tam yet-
ki veren ANAP Meclii
Grubu ile Merkez Karar v e
Yönetim Kurulu'nda,
(MKYK)RPilekoahsyon
yapılmaması görüşü ağır-
îık kazandı. Başbakan Me-
sut Yılmaz da DYP'nin
ANAYOL hükümetini boz-
mak için RP ile anlaştığını
ve bunun için grup karan
aldığını belirterek "Hükü-
meti bozmak için nasıl ça-
ba sarf ettilerse şimdi de
RP ile hükümet kursunlar"
dedi.
Üçüncü kişinin başkan-
lığında hükmet kurulması
formülüne karşı olduğunu
belirten Yılmaz. bu öneri-
yi ilk gündeme getiren li-
der olarak yanıldığını itiraf
etti. Yılmaz. "Kurulacak
bir icraat hiikümetinde li-
derier de mutlaka görev al-
malıdır" dıye konuştu.
ANAP Grubu ve
MKYK. dün Başbakan Yılmaz başkanlığın-
da ortak bir toplantı yaptı. Yaklaşık 4 saat
süren toplantıda söz alan milletvekilleri.
hükümetin bu noktava gelmesinin nedeni-
nın DYP veonunGenel BaşkanıTansuÇU-
ler olduğunu söylediler. ANAP tabanmın
DYP ile yenı bir işbirliğine karşı olduğunu
dıle getiren milletvekilleri. Üçüncü isım
formülünün de gerçekçi olmadığım dile ge-
tirdiler.
RP ile koalisyona da karşı göriiş belirten
milletvekilleri, ANAP'ın bu dönem muha-
lefette kalması gerektiğini sav undular. Grup-
ta söz alan 12 milletvekilınden yalnızca 2'si
RP'li koalisyondanyanatavırkoydular. Alı-
nan bilgiye göre, İstanbul Milletvekili Ali
Coşkun, ANAP-DYP hükümetinin başan-
lı olamadığını belirterek zorlama formül-
AJNAYOL hükümetinin çöküşünün, 1.5 a> önce Çiller hakkındaki soruşturma önergelerinin ANAP'ın da 30 ov deste-
ğivle TBMM'dt1
kabul cdilmesivle başladığını belirten Yümaz "Bensizenevöndem kullanmanız gerektiği konusun-
da hiç telkinde bulunmadım. Şaibeler örtülsün diye telkinde bulunsaydım. bugün /or durumda kalabilirdim" dedi. (A A)
lerle kurulacak hükümetlerin sonunun ay-
nı olacağını söyledi. İstanbul Milletvekili
Refik Aras ise öncelikle DSP Genel Baş-
kanı Bülent Ecevit'in oyununa gelindiğıni
söyledi. "Nedernekçekinserdestek" diyen
Aras. Başbakan Yılma/a. "Sizin hiç hukuk-
çunuz yok mu" dedi. Üç ay meşruolmayan
bir hükümetin işbaşinda kaldığını ileri sü-
ren Aras, bu durumu Türk demokrasısının
ayıbı olarak nitelendirdi. ANAYOL hükü-
metinin başanlı olamadığını kaydeden Aras.
- RP ile kaldıgımız noktadan göriişmeleri sür-
dürelim" dedi.
Başbakan Yılmaz. mılletvekillerini dın-
ledikten sonra kürsüvc çıkarak görüşlerını
açıkladı. ANAYOL hükümetinin kendı için-
de uyumlu çalışan bir hükümet olduğunu
anlatan Yılmaz, 3 a>da 353 karanıame ya-
yımladıklannı. 50 vasa tasarısını da
TBMM'vesevkettiklerini bildirdi. Hükü-
metin. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller
hakkındaki volsuzlukıddialannın Meclis ta-
rafından denctlenmesinin engellenmek is-
tenmesi nedeniv le bugünkü duruma geldi-
ğini kavdeden S'ılmaz şöylc dedi:
"ANAYOL hükümetinin çöküşü. 15 ay ön-
ce Çiller hakkındaki soruşturma önergele-
rinin ANAP'ın da 30ov destegivle TBMM'de
kabul edilmesivle başladı. Ben size ne yön-
de o) kullanmanı/ gerektiği konusunda hiç
telkinde bulunmadım. Şaibeler örtülsün di-
ye telkinde bulunsav dıııı. bugün zor durum-
da kalabilirdim. Hükümet protokolünde
yolsu/lukların üzerine gideceğimiz yazılı.
Ama, DYP bizden retoju vermemizi bek-
tedi. Bu algılama farklılığıdır."
Yılmaz. DYP'nin ANA-
YOL hükümetini bozmak için
RP ile anlaştığını ve bu amaç-
la birde grup karan aldığını
söyledi. Yılmaz. "Nasılhükü-
meti bozmak için çaba sarf
ettilerse şimdi de RP ile hükü-
met kursunlar" dedi.
Üçüncü kişi olmaz'
Üçüncü bir kişinin başba-
kanlığında hükümet kurul-
masına karşı olduğunu belir-
ten Başbakan Mesut Yılmaz.
şunları söyledi
"İ çüncü kişi formülünü
ilk gündeme getiren lider be-
nim. Ancak. 3 a\ lık hükümet
döneminde > anıldtğımı anla-
dım. Nahıt Menteşe iyiniyet-
li. düzgün bir insan ama hiç
inisiyatifkullanamadı. Bu ko-
nudaki fıkrimi değiştirdim.
Eğer bir icraat hükümeti ku-
rulacaksa mutlaka liderler
hükümette görev almalı. Ben
de gerekirse başbakan var-
dımcılığı görev i de almalıv ını.
Ama, bir seçim hükümeti ku-
rulacaksa o zaman üçüncü
kişi formülü orada eeçerli olabilir."
Yılmaz. DivanetTşleri'ni ANAP'lı Dev-
let Bakanı CemilÇiçek'ten neden aldığına
ilişkin bir mılletvekılının sorusunu yanıtlar-
kert de "Bazı hassas konulargündeme gel-
dtği için Diyanet İşleri'ni kendime bağla-
dım" dedi.
ANAP MKYK ve Meclis Grubu'nun or-
tak toplantısında daha sonra venlen bır öner-
genin kabul edilmesiyle Başbakan Mesut
Yılmaz'a hükümet görüşmelerini yapmak
üzere tam yetki verildi. ANAP Genel Baş-
kan Yardımcısı YaşarOkuyan ile Grup Baş-
kanvekili Cumhur Ersümer. karann oybir-
liği ile alındığını bildirdiler. Okuyan. RP'nin
getireceği önerinin de cuma günü İstan-
bul "da yapılacak olan MKYK toplantısın-
da değerlendireleceğini bildirdi.
RP lideri Erbakan, dış güçler, ordu ve iş dünyasının RP'nin iktidar olmasını istediğini söyledi
w
Sağ olmazsa sol ile kurarız'• RP lideri, kimsenin
yeni bir hükümetin
kurulmasından kuşkusu
olmaması gerektiğini
vurgularken ANAP,
DYP, DSP, CHP ile
birlikte çalışmamalan
için bir neden
bulunmadığını belirtti.
ANKARA (Cumhuri>et Bürosu) - RP Genel
Başkanı Necmettin Erbakan, "ordu, dış güçler
veişdünyasının'panısının ıktıdannı istedigını öne
sürdü. DYP ve ANAP'la hükümet kuramamala-
rı halınde başka formüllerın gündeme geleceğı-
nı belirten Erbakan. "Biz hiçbirisiyle kuramaz-
sak DSP ve CHP ile hükümet kurânz" diye ko-
nuştu. Erbakan. ordunun RP'lı bir iktidarı ıste-
medığı yönünde "çuvailar dolusu" laf üretildı-
Sıni, ancak haberlenn doöru olmadığım söyle-
di.
Partisinin grup toplantısında "Yeni hükümet
kurulduğunda önce Bingöl'den işe başlanacak"
sözlenyle konuşmasına başlayan Erbakan. Tür-
kiyenın kurtuluşunun güvencesinin RP oldu-
ğunu *avundu. Grubuna. önceki gün BBP Ge-
nel Başkanı Muhsin \azıcıoglu ile yaptığı görüş-
me hakkında bilgi veren RP lideri. BBP'nin ye-
ni hükümetin kuruluşuna yardım edeceğini bil-
dirdı. Erbakan. "Koalisvonun çatısı tam olarak
ortava çıktıgında. BBP'liler. fiilen hükümete ka-
tılabileceklerini de ifade ettiler" dedi.
Bütün parlilere eşit mesafede olduklannı vi-
neleyen Erbakan, herpartijle koalısvon kurabi-
Işkencecipolislere 70'eryüistendi
İZMİR (Cumhurivet
Ege Bürosu)-Manisa Enı-
niyet Müdürlüğü'nde lise-
li öğrencilere işkence >a-
pan on polis hakkında açı-
lan soruşturma tamamlan-
dı. Soruşturmayı yürüten
Cumhurivet Sav cısı Ömer
FarukOraL sanık polis me-
murlan hakkında 70'şer N, ıl
ağır hapis cezası istemiv-
le Manisa Ağır Ceza Mah-
kemesi'nde dava açtı. İş-
kence olayını ortaya çıka-
ran CHP Izmir Milletve-
kili Sabri Ergül. 5 ay süren
bir soruşturma sonucu da-
vanın açıldığını belirterek
"Bu davanın rüm baskıla-
ra karşın Manisa'da açılrruş
olması, Türkiye'de işken-
cecilerin yargılanmaları-
nın önünü açan tarihi bir
karardır."dedı.
Sabri Ergül. Manisa'da-
ki işkence olayının Türki-
ye "de olduğu gibi yurtdışında da
geniş v akınlar u> andırdığını belirt-
ti. İşkence olayının yargılamaaşa-
masına gelmesinde kamuoyunun
duyarlılığı ve demokratik kitle ör-
gütlerinin baskısının önemli rolü
olduğunu vurgulayan Ergül, dün
düzenlediği basın toplantısında şıın-
lan söyledi:
"Çoğunluğunu 14-18 yaşındaki
gençlerin olusturduğu 16genceMa-
nisa Emniyet Müdürlüğü'nde iş-
kence yapıİdı. İşkence olayı. tanık-
CHP \lUlet\ekili Sabri Ergfil, işkencedlerin peşini btrakmadı. (NECATİ AYGIN)
larla, doktor raporianyla \« diğer
belgelerie kanıtlandı. İdarenin bas-
kısına. gizleme çahalarına v e tertip-
lerine rağmen, işkence> apanlar sap-
tandı. On işkenceci> e 70'şer> ü ağır
hapis istemiyle Manisa Ağır Ceza
Mahkemesi'nde da\a açılması iş-
kencenin de soruşturulabileceğine,
Memurin Muhakemat Yasası'na ve
CML'K'a, Terörle Mücadele Yasa-
sı'na rağmen işkencecilerin yargıla-
nabileceğine örnektir. Herşeye rağ-
men divebiiiriz ki Türkive'de savcı
ve vargıçlar vardır. Olavlann üze-
rine bövle cesurca giden savcı ve
yargıçlara teşekkür ediyorum."
İşkence yapılmasına göz yuman.
işkencecileri saklav an Manisa Em-
niyet Müdürü Kemal İskender hak-
kında da suç duyurusunda bukına-
caklannı vurgulayan Sabri Ergül. k-
kender'in hâlâ Mani.sa Emnivet Mü-
dürü olarak kalmasını "İçişleri Ba-
kanı LlküGünev ile Başbakan Me-
sut Yılmaz'ın acızliği"olarak nite-
lendirdi. Manisadahuzurun vegü-
venin sağlanması için Emnivet Mü-
dürü Kemal Iskenderin üörevden
alınmasını isteyen Sabri Er-
gül. "Kemal İskender ve
Terörle Mücadele Şube-
si'nde görevli ışkenceci mü-
dür ve amirlerin yakasını
bırakmayacağım. Bunlar
hakkında da gerekli yasal iş-
lemin vapılması için suç du-
v urusunda bulunacağım."
diye konuştu.
Manisa'da liseli öğrenci-
lere yapılan işkence olayı-
nın soruşturmasını yürüten
Cumhuriyet Savcısı Ömer
Faruk Oral. iddianamesin-
de, sanık polis memurlan
LeventÖzvez,Turgut Demi-
rel, Engin Erdoğan, Fevzi
Aydoğ. Musa Gecer, Meh-
metTan,TurgutOzcan.Atil-
la Gürbüz, Ramazan Ko-
lak. Halil Demir'in 26 Ara-
hk 1995 günü DHKP C
operasyonunda gözahına
alınan Ali Göktaş, M.G.,
Faruk Deniz, Emrah Sait
Erda, Aşkın Yeğin, Levent Kılıç,
Hüseyin Korkut, B ^ J.K^ M X
A.M.k, S.T., Abdııllah V ücel Ka-
rakaş,,O.Z."ye işkence yaptıklan-
nı belirtti. Savcı, bu sanıklar hak-
kında eylemlerine uyan TCK'nin
243. maddesi uyarınca "işkence
yapmak" suçurtdan 70'şer yıl ağır
hapis cezası istemiyle Manisa Ağır
Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. Sa-
nık polis memurlannın 24 haziran-
da yargıç önüne çıkacaûı öerenil-
di.
leceklerıni. bunu 1980öncesı gerçekleştirdikle-
rını anlattı. "Biz'solcuyuz'diyenlerlebilekoalis-
>on kurduk" diyen Erbakan. bu koalisyonların
v ıkılma.sında milli görüşün suçu bulunmadığını
kaydettı.
RP lıden. kimsenin yeni bir hükümetin kurul-
masından kuşkusu olmaması gerektiğini v urgu-
larken ANAP. DYP. DSP. CHP ile birlikte çalış-
mamalan için bır neden bulunmadığını belirtti.
Erbakan. ANAP'lılara ve Mesut Yılmaz'a şöy-
le seslendi: "Sayın Yılmaz.gnıbunun.tabanın ve
teşkilatının sesine kıılak \er. Partini/i bi/inı ar-
kadaşlarımız kurmuştur.
ANAP'ın kuruluşunda rol
alan insanlar. bi/inı insanla-
nmı/dır. Kimsenin gücü, bu
ülkeye hizmet etmeyi önleye-
mez. Bir daha hata vapar \e
bir rantiyecinin sesine kulak
verirseozaman kendisi zarar-
lı çıkar. \etii kurulacak hükü-
mete bu ANAP katılmazsa,
kapımı/ onlara açıktır. Nânn
gelip katılacaklar. Başka gide-
cekleri ver >ok. Hiçbirisi ka-
tılmazsâ DSP ve CHP ile hü-
kümet kuranz. Kimse hissi
davranmasın ve huvsuzluk
vapmasın.'
'Dış güçler
RP'\i istiYor'
Erbakan. Türkiye"de de-
mokrasinin yerleştiğini, geçen
hafta, ordunun RP'li bir ikti-
dan istemediği yönünde "*mfl-
yonlarca çuval laf ünetildiği-
ni". bunun geçerli olmadığı-
nı söyledi.
Erbakan, "Ordu, milleti-
nin sesine karşı çıkmaz. İşte
subay lojmanlanndaki san-
dıklar. Bu ordu bi/.im ordu-
muzdur. Kimse spekülasyon
haber uydurmasın. Elbette
ordu çoluk çocuğa uvnıaz. Bir
rantiyeci bir şev uvdurmuş,
ona yanıt vermez. Çünkü or-
du konuşamaz. Veni hükü-
met, ordu ve milletle kayna-
şıp hizmetler yapacaktır. Bu
dönem, halkın tarihiyle mü-
cadele edilmevecek bir dö-
nem olacaktır. İş dünvası
RP'yi istiyor. Dış güçler de
bunu istiyor. Türkiye'de,
RP'nin iktidara gelmesi de-
mokrasi açısından dünvaya
örnek olacaktır."
IRMIKIAYDI1V ENGİN e-mail: engin@planet.com.tr
Hergazeteci. yazdıklanna oku-
yuculardan olumlu - olumsuz
(olumlular tercih edilir) tepkiler
gelmesinesevinir. Hem "buzaya-
zı yazma kompleksi"r\\ yumuşa-
tır, hem öteki meslektaşlara ha-
va atma olanağı doğar. Yani iyi olur.
Şu sosyal demokratlara ilişkin
yazdığım iki yazı vardı ya, çok iyi
oldu. lyi olan yazılar değil. Benim
için iyi oldu.
Alışmadığım ölçülerde yanıt
geldi. Bir miktar da abartıp kori-
dorlarda, "İki yazı yazdım, gaze-
tenin faksı kilitlendi. posta ku-
tumda yer kalmadı, elektronık
posta kutum, hani e-mail dedik-
leri, mesajlarta doldu taştı" djye
hava atıp fiyaka yapıyorum.
Anlaşılan mesleki anlamda doğ-
ru yoldayım. Öyleyse devam...
... deyip sululuğu noktalaya-
lım. Çünkü artık sululuk ne söz,
masum şakalara bile yer yok.
Sosyal demokrasidekı çöküş, so-
lun bir sorunu olmaktan çoktan
çıktı. ülkedeki
çürümenin be-
lirleyici neden-
lerinden birine
dönüştü. Bu çetrefil cümleyi bi-
raz açmak gerek.
Batı Avrupa, sosyal demokra-
sinin beşıği veanayurdu. 1989'da
sosyalist sistem dağılıp Leninci
komünist parti modeli ıflas edin-
ce, sosyal demokratlar birkaç ay
ancak süren bir övünme ve rahat-
lama sürecı yaşadılar. Sandılar ki
başlıca ideolojik rakipleh ringe
havlu atınca hem meydan kendı-
lerine kalacak, hem de haklılıkla-
rı tarihsel olarak kanıtlanmış ola-
cak.
Birkaç ay süren zafer sarhoş-
luğundan sonra görüldü ki sos-
yal demokrasiden sosyalist sola
kadar uzanan geniş yelpazenin
kanatlarından birinin yenık düş-
mesinin, sağ'ın. ekmeğine yag.
hatta tereyağ sürmekten öte an-
lamı yok. Nrtekim zayıflayan sol'un
Bir Intihar Girişimikarşısında bildiği gibi at oynatma
olanağına kavusan sağ oldu. Sos-
yal demokrasi ise tarihinin en de-
rin ve ciddi bunalımını yaşama-
ya başladı. Geleneksel çözümler
çekiciliğini, kitleler önünde inan-
dırıcılığını yitirmiş. yeni çözümler
ise üretilememişti.
Çözümsüzlük, bunalımı daha
da derinleştirdi. Sosyal demok-
rat hareket hızla sağa savruldu.
Bu pek şiddetli bir savruluştu.
Birkaç yıl içinde sosyal demok-
rasi aslını inkâr eden, teorik ve ide-
olojik köklerinden uzaklaşmış,
hatta kopmuş bir siyasal hare-
kete dönüştü. Serbest piyasa
ekonomisı kutsanıyor sosyal dev-
let kavramı ve kurumları, hızla
terk edilmesı gereken bir yük ola-
rak tanımlanıyor, kamu mülkiye-
tinin tasfiyesi mutlak bir zorunluk
olarak sunuluyor,
özelleştirme eko-
nomiyi düzeltme-
nin bir aracı, hat-
ta araçlarından biri olmaktan çı-
kanlıp başlıbaşına bir amaç'a dö-
nüşüyordu.
Daha özlü bir deyişle sosyal
demokrasi intihara kalkışmıştı.
Seçmen kitlelerinin "Aslı varken
taklidine niye oy vereyim" haklı
tercihiyle oylannı kapitalizmin ger-
çek partilerine yönertmesıyle sos-
yal demokrasi üst üste sert tokat-
lar yedi ve kendine gelmeye baş-
ladı. Bugün Batı Avrupa sosyal de-
mokrasisi bir yandan son anda
vazgeçtiği intihar girişiminin ya-
ralannı saımaya, bir yandan da te-
orik ve ideolojik bunalımınt aş-
mak için sosyal demokrat ülkü-
ler çerçevesinde çözümler üret-
meye çabalıyor.
Peki ya Türkiye'de ne oluyor?
Soruya bir gazete yazısının sı-
nırları içinde, hele Tırmık gibi ha-
fifmeşrep bir köşede ayrıntılı ve
derinlemesine yanıtlar vermek
mümkün değil.
Ankara'da sürüp giden
"DSP'yle birlikte. Hayır, hayır
DSP'siz. Birlik. Yok hayır, blok.
Hem de sol blok" ya da "Biz de-
mokratik soluz, sosyal demokrat
değiliz. CHP ile bırleşmeyiz. Pe-
ki madem çok ısrar ettiniz; birlik-
te hareket edenz ama önce üçün-
cü adam DSP'den çıkmalı koşu-
lunda anlaşmalıyız" gibisinden
siyasal saçmalıklar elbette soru-
nun yanıtı değil. Hiç değil. Zaten
sorunun yanrtı. sosyal demokra-
sinin hükümet sorununa ilişkin
formül ve önerılerinde yatmıyor.
Sorun ideolojik (ldeoloji= Dün-
ya görüşü).
Şorunu aşabilmenin yolu, bir
dizi canalıcı ve cansıkıcı ideolo-
jik soruyu yanıtlamaktan geçiyor.
Şorular mı?
Önümüzdeki günlerde Tır-
mık'ta. Bizi izlemeye devam edin.
GLOBAL POLİTİKÜLTÜR
ERGtN YILDtZOĞLU
Ülkeler Nelerden Ölür...
Prof. Salih Neftçi, geçen hafta "Siyasi çalkantılar ve
ekonomık kriz" başlıklı yazısında, orta vadede ekono-
mide çalkantı yaratacak uç kritık dengesızlığe dikkat
çekti: "TL'dekı aşırı değerlenme, aşırı şişmiş bono
portföylen ve bozulmuş gelır dağılımı" (Hürriyet, 7/6)
Prof. Neftçı'nin yazısını okurken aklıma, Prof. Rudiger
Durnbusch'un, geçen hafta. dünyanın öbür tarafında,
malı pıyasalan kanştıran sözleri geldi: "Sorun, aşırı de-
ğerlenme, dengesız bütçe ve aşın yüksek reel faizlerdır.
Ülkeler normal olarak bunlardan ölur ve Brezilya'nın,
halen görmezden geldiğı de ışte bunlar" (Wall Street
Journal 4/6/96).
Dornbusch'un daha önce, herkesin övgüler dizdiği
bir sırada, yaklaşan Meksika krizinı önceden görebildi-
ğini hatırlayan pıyasalarda bu sözler doğal olarak orta-
lığı kanştırdı. Bu arada Brezilyalı ekonomi yönetiminin
küplere bındiğini de söylemeye hemalde gerek yok.
Geçen aralıkta, bir pazartesi yazımda Brezilya'da
aylık % 30'larda seyreden enflasyonu bir para reformu
ile kısa zamanda tek hanelı rakamlara çeken "büyük
başannın" toplumsal malıyetıne değinmiş. ayrıca refor-
mun sanayı üretımini nasıl tahrip etmekte olduğuna
dikkati çekmıştim. Brezilya başarısının sırrı, parayı do-
lara bağlayıp, reel faızleri %25'lere çekerek burada
tutmaya çalışmakta yatıyordu. Bu koşullarda, yabancı
sermaye, daha dogrusu. Dornbusch'un ifadesiyle
"geçici olarak, bu ülkede park etmiş para" (Internati-
onal Herald Tribune, 4/6/96) gelışı hızlanmış ve eko-
nomi bır nefes almıştı. Ancak şımdı geriye bakınca reel
faizlerın %40, bütçe açığının ve carı açığın sırasıyla
GSMH'nin %5 ve %2.5'ine, ışsızliğin 1995 Martı'nda
%4.4'ten bu sene %6.5'e tırmandığı görülüyor (The
Economist, 8/6/96. Business Week 10/6/96). Bu
arada. Corporate Resources Group isimli bir kuru-
luşun araştırmasına göre Rio hayat pahalılığında,
Paris'i geçmış.
Dornbursch önce Business VVeek'tekı bır makale-
sinde, sonra da Sidney'dekı bır uluslararası bankacı-
lık konferansmda Brezilya'nın bu şekilde daha fazla
devam etmesınin mümkün olmadığım savundu ve kü-
resel düzeyde faizlerde bir yükselmenin Brezilya'nın
geleceğini karartmaya yeteceğini söyleyerek uyarılar-
da bulundu. Dornbusch'a göre Brezilya esas "Mali is-
tikrardan daha onemlı olan başka nedenlerden dolayı
endişe etmeliydı... Brezilya dünyanın en kötü gelir da-
ğılımına sahıp ve bazı bölgelennde yoksulluk en geri
Afrika ülkelerının düzeytne eşıt..."
Brezilya ekonomi yönetimi bu tespitlere kızadursun,
Sidney'de Dornbusch'a hak verenler de vardı. Buyük
uluslararası yatırım bankalarından ABN-AMRO Yöne-
tim kurulu Başkanı Jan Kalff'a göre "Şu sırada pıyasa-
larda Latın Amerika'ya yönelik bir isteksızlik var. Müşte-
nler Uzak Doğu borç pıyasalarını tercih etmeye başla-
dılar" (IHT).
Diğer taraftan yıne geçen hafta dünya pıyasalarında
çok önemli iki gelişme, eğer Dornbusch'un tespıtleri
doğruysa, (kı Salih Neftçı'nin uyarılarını da hatırlaya-
rak, doğru olduğunu düşunmek gerekir) Brezilya ve
benzerı ülkelerın yakında başlarınm belaya girebilece-
ğini gösteriyordu. Pazartesi günü Wall Street Jour-
nal ve Financial Times, ABD'de 30 yıllık, Hazine
tahvillerı faızlennın aniden yükseldığini, Japonya'da
Merkez Bankası'nın faızleri yükseltmeye hazırlandığını,
temmuzda ABD'de FED'ın de faızleri yükseltebileceği-
nı yazıyordu. Bu beklentilere uygun olarak geçen hafta
sonunda tahvil piyasalan ciddi bir sarsıntı geçirmişti.
Brezilya söz konusu olduğunda, Meksika ile bir karşı-
laştırma yaparak iyımser olmayı seçenlere bir ölçüde
hak vermek gerekir: Şu anda Brezilya'da Meksika kri-
zıne benzer bır krizın tetığini çekecek bır siyasi istikrar-
sızlık yok. Peki ya Türkiye'de durum nasıl dersiniz?
Silahlı çatışma çıktı
Çetinsaya cinayetinin
sanıkları yakalandı
HALİL NEBİLER
Emınönü Belediye Başka-
nı \hmet Çetinsava'nın ye-
ğen ı Hakan Çetinsaya ı le de-
desi Halit Pişkiııbaş'ı nisan
avında öldüren ve "Sövle-
mezler" olarak tanınan ül-
kücü mafv'a çetesi. Adana'da
polisle girdikleri silahlı çatış-
mada yakalandı.
istanburdagiriştikleri gasp.
tehdit, haraç. bombalama gi-
bi eylemlerle adlannı "Söv-
lemezJer" olarak duyuran \ e
son olarak Eminönü Beledi-
ye Başkanı Ahmet Çetinsa-
ya'nın yeğeni vededesini 20
Nisan 1996 günü öldüren ül-
kücü mafya çetesi. Adana-Po-
zantı yolunda silahlı çatışma
sonucu yakalandı.
Akdeniz Havayollan'nın
sahibi Abdullah Ziya Ton-
guç'u 1995 yılı Nisan ayın-
da gasp eden. Ahmet Çetin-
saya'nın yakınlan ÖmerÇe-
tûisaya ve Setçıık Hürvaşar'ı
1996 yılı başlarında gasp
eden. aynı günlerde Yalçın
v e Bülent Kılıç'a ait Mecidi-
yeköy'deki birişyerini bom-
balayan ve 25 adet son mo-
del otomobili silah zoruyla
haraç olarak alan Mehmet
Favsal Söylemez. Mehmet Se-
na Söv lemez, Feva Şahin v e
İlhanGöksel'ın suç hanesın-
deavnca 1996vılındabirci-
na\et. biryaralamavebirde
polısın silahının gasp edil-
meM bulunuvor. Hakan Çe-
tinsava ve Halit Pişkınbaş'ın
öldürülmeleri olayından son-
ra kavıplara karışan Söyle-
mezler çetesının izını Ada-
na'da bulan İstanbul Emniyet
Müdürlüğü Cinayet Masası
ekipleri, Adana polisinden
de aldıklan destekle. önceki
gün saat 01.30 sıralanndâ
Adana-Pozantı yolunda üs-
lendiler. Polis, çetenin için-
de bulunduğu 06 VSS 45 pla-
kalı 84 model Mercedes oto-
mobili çevirdiğinde, çete si-
lahlı çatışmaya girdi. Silah-
lı çatışma sonunda Mehmet
Sena Söylemez ve Fevzi Şa-
hinyaralandılar. tstanbul po-
lisinden Ziyaeddin Ferman-
ve Adana Bölge Trafık Mü-
dürlüğü'nden polis memuru
Murat Uzun da hafif şekil-
de yaralandılar.
Çetenin kullandığı otomo-
bilde arama yapan polis, iki
adet 14'lü. iki adet 16'h, iki
adet L'zi marka otomatik si-
lah, 1.5 kilogram C-3 tipi pat-
layıcı. üç fünye, 186 bin Al-
man Markı ve 83 miryon Türk
Lirası buldu. Otomobildeay-
nca 30'ar gramlık üç ayn pa-
ket halinde toplam 90 gram
C-4 tipi plastik patlayıcının
bulunması da şaşkınlıkyarat-
tı.
$ ÇAĞDAŞ YAYINLARI
Orhan Erinç
BİR ARPA BOYU
Orhan Erinç'in
"Bir Arpa Boyu"
bizi yakın geçmişe
götürüyor;
ama bugünden
koparmadan,
uzaklaştırmadan...
Zaman içinde
gerçeklerimizin bir
türlü değişmediğini
görüyoruz.
Oktay Akbal
250.000 TL
(KDV Dahil)
Çag Pazarlama A.Ş. Yerebatan Cad. Salkımsoğut Sok. No:9/B
Cagaloğlu-lstanbul Te:514 01 96