Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EKİM 1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
DİSK Genel Başkanı, Türkiye'de sendikal hareket geriletildikçe şeriatçılann güçlendiğine dikkat çekiyor
w
Bu mantıkla laiktik korunmaz'BÜLE.NT KIZANLIK
Yiiksek enflasyon başta olmak
iizere Türk ekonomisındekı sürege-
len olumsuzluklann en çok mağdur
ettiğı toplumsal sınıflann başında
iişçi kesimi gelivor. 1995 yılında
lcamu toplu sözleşmelerinde yaşa-
raan gerginlığın ardından. işçi sen-
dikaîannın adeta sesı kısıldı. RE-
FAH YOL hükümetının zorunlu ta-
sarruf kesintilerine el ko>ma giri-
şimi karşısında oluşan tepki ise.
geçmışle karşilştınldığında son de-
rece cıliz ve tabii sonuçsuz kaldı.
Farklı kesımlerce "sos>al patla-
malara gebe" olarak tanımlanan
Türkıye'nın ıçınde buJunduğu sıya-
si ve ekonomik ortamda. üretenve
emeğı ıle geçinen kesinıin tepkisı-
nin nasıl frenlendığıni \e bunun
Tiirkıve'nın geleceğine etkılerini.
l980öncesinın en aktıf ışçı kon-
fe-derasyonıı DlSK'ın bugiinkü ge-
nel başkanı Rıdvan Budak'a sorduk.
-Çalışma Bakanlığı'nın son ra-
kanilanna göre Türkhe'de4 nıihon
516 bin ka>Ttlı 2 milyon 708 bin sen-
dikalı çalışan \ar. 70 milvona giden
san derece genç bir nüfusta. bu den-
11 sa kayıtlı \e sendikalı çalışan ol-
ması. demokrasi, sivil toplum ve
sendikacılık adına bir ayıpdeğif mi ?
-Birkere kayıtlıçahşjnın4mil-
von gözükmesi çok büvük biray ıp.
Avrupa Birliği'ni hedefleyen bir
devleteyakışacak bir rakam değıl.
2 milyon 708 bin sendikalna gelin-
ce. öyle bir şey yok. Bu da tanıa-
menÇaiışma Bakanhğı'nıngerçe-
gi yansıtmayan istatıstiklerinden
kaynaklanıyor. Türkiye'de sendi-
Italı işçı sayısı 1 mılyon-1 milyon
100 bınchanndadır. Bunlann vak-
laşik 700 bını KİT'lerde çalışan.
kamuda çalışan işçılerdır. Geri ka-
lanı da özel sektördedir. Mesela
Türk-lş'in üve sayısının yaklaşık
yüzde S0"i. kamuda çalışmakta-
dır. Hak-lş'in üyesayısının zanne-
dıyorum yüzde 30-35 "i kamuda ça-
lışmaktadır.
1
Yani daha çok zay ıfla-
yan özel sektördekı sendikal hare-
kettir. Buda 15y ıldırtoplumunde-
politızeedılmesınin sonucudur.
-Özel sektörde 300-400 bin civa-
nnda mı sendikalı çalışan \ar?
-Bence o kadar bile yoktur.
-Çok ürkütücü rakamlarbunlar.
-Çok ürkütücü rakamlar. Bu sü-
reciteknolojikgelışmeyarattı.hem
desendıkalar özel sektörde örgüt-
lenmekten kendılenni alıkoydular.
-Özel sektörde toplam çalışan ne
miktarda?
-Herhalde bunun 4-5 mislidir. Ya-
nı söy ledığım rakam sendikalı ola-
bilecek. derlı toplu sanayi diyebi-
leceğimız işyerleri. 100'ünüzerin-
de işçi çalıştıran işyerlerı için ge-
çerli. Ben size başkanı olduğum
Tekstil Sendikası'nın faaliyet ala-
nından çok kesin birönıek \ereyim.
12 Eylül öncesi Türkıye'de yakla-
şık250 bin tekstil çalışanı vardt. Sen-
dikalı sayisı 200 bin civanndaydı.
Bunlann 75-80 bini DlSK'te. "i00
binin üzerinde Türk-Iş"te \e 5-10
DİSK
BAŞKANI
BUDAK:
Türkiye işçi
sınıfının bütün
farklılıklanna
rağmen, siyasi
düşünce, etnik
köken, mezhep
farklılığına
rağmen. bu ülke
çahşanlannın en
büyük
müştereğinin
olacağı yer
sendikal
harekettir. D j S K Başkanc Budak, Türkiyedeki sendikal hanketin bugününü değerlendirdi. (Fotoğraflar: KADER TL'ĞLA)
bin de bağımsız sendikalı işçı var-
dı. Bugün bu işkolundaçalışan yak-
laşik 1.5 milvon insan var. Sendi-
kalı sayısı toplam olarak 100 bin cı-
vannda. 250 binken 200 bin. 1.5 mıl-
yonken 100 bin. Türkiye sendikal
harekett sırtının üzerine vatrnış. Ya-
ni Mahmutpaşa şubemızde 15-20
kişmınçalıştığıtnkotaj atölyelerin-
de. çorap. kazak atölyelerinde top-
lu sözleşme yapardık. Büyük işlet-
melerin çok büyük bir kısmı. Na-
rinler, Jakarteksler, Dinarsular,
Mahmutpaşa "dan çıkmıştır. Çıkiş
yeri hep atölvedir. Bunlann fabn-
ka olmaya başladığı süreçte. yıne
Mahmutpaşa "da bunl.ınn yerlennı
alanlar vardı. onlarla da toplusöz-
leşme yapardı >endikalar. Şımdi
Türkıse'nınen büvük ihracatçısı.ı^-
te A\ rupa'da bir d'ev olmaya başla-
van Şahinler Holding'de sendika
yok. 2 bin kışının çalıştıgı Çorlu
fabrıkalannda sendika \ok. Binler-
ce kışının çaliştığı ısmi Türkiye'de
herkes tarafindan bilinen büv ük >a-
nayicilerin işverlerinde sendika yok
Sendikanın önünü kesmijler. (,'ok
büyük bir fabrika iöv lerim ben si-
ze. giyimdemagazalarzinciriolan.
o fabrikadaçalışanlann vandan faz-
lası sendikasız.'Kapsam dışı" di-
ve bir madde geliştınlmı^ 12 Ev-
lül'den sonra. Sendikalarda ivıge-
çinmek adına, bunu gönnezlikTen
gelmışler. Tabiı 12 Eylül vönetı-
mine bakan \eren sendikal hareke-
tin nnecali kalmamıştır.
-12 Eylül düzeni, demokrasivege-
çişle birlikte en azından göhintü
olarak son buldu. Sonraki dönem-
de sendikasızlaşnrma bu kadar ür-
kiitü bo> utlara ulaşırken, neden ça-
lışanlardan ses gelmedi?
-Çalı^anlardan değil. çalışanla-
nn temsilcilerinden gelmedi. Yani
çalışanlar örgütlendi ;>endikalann-
da. onlan temsil etmek üzere. sen-
dikacılan. yönetıcileri seçtiler. Ses
gelmesi gereken orası. Orası ses
vermek yerine 12 Eylül'e bakan
verirse \e bunun için de dönüp.
"Özür dileriz,özeleştiri>apı\ oruz''
denıez ı^e. bugün hâlâ ""gidene
ağam. gelene paşa" politıkasıvla
se»»iz kalı^a. "12 E\liil'ü DİSK
>apürdı"gibi bırmaııtığıöneçıka-
nrsa. bu sendıkal hareket Türkive
işçi sınıfının sorunlannı çözemez.
Türkive i>çi sınıfının bütün farklı-
lıklanna rağmen. siya.M düşünce.
etnik köken. mezhep farklılığına
rağmen. bu ülke çalışanlannın en
büvük mü^tereğının olacağı ver
sendikal hareket. Çünkü vann sen-
dikalı olduğunuzda hak alacaksınız.
Maa^ınıza zam alacaksınız. ıkra-
mıye. çocıık parası. vakacak para-
sı alacaksinız. yemek yiveceksiniz.
sen ıse bıneceksınız. Bütün bu nıüş-
tereklerin etrafında in>anlan bir-
leştiremivorsak. örgütlü toplumu
_v aratamav acağız demektir.
Orgütsüzlük yok eder
Toplumunörgütsüzlüğüdemok-
rasinin yok olmaMnın scbcbi olacak-
tır. Bugün şer'ı hareket neden v ük-
>elivor'.' Şerı hareket. i^çi Mnıfı ha-
reketı L'eri durduiu için v ükselivor.
3 günbİSK. Türk-iş. Hak-lş kal-
kıp ba^kaldırsalar. şer'ı hareketin se-
M ke>ılecek. Aıru Türkive sendikal
hareketının başindaki arkadaşları-
mız. Türkıve'nin gıdişıne se»iz ka-
lıp. vazıveti idareedıvorlar. İlla top-
lusözleşmenin para maddesı için.
zam maddesı ıçın Kızılay Meyda-
nına inilmez. Türkiye'ninıçindebu-
lunduğu süreçte Türkiye >endikal
hareketı meydanlara. insan hakla-
n için. demokrası için. laısızmin
korunması için. cumhuriyetin te-
mel ilkelerinin korunması için de
inmeyi becerebilmeli.
-YmeÇalışma Bakanlığı rakam-
lanna göre DİSK'in ilk 6 a>daki
üye kav bı 4 bin 81. Diğer iki konfe-
derasvon ist iive artışı sağlamış.
-Bu tabii çok haksız bir tespit.
DlSK.örırütlenmevebaşlavalı.2.5-
3yıloldu.3>ıldat)İSK.Hak-Uile
aynı noktaya gelmiş. Hak-İş, 15 yıl-
dıraçık. Türk-lş reel üye sayısında
yaklaşık yüzde 50 gerilemış. 12
Eylül olduğundaTürk-İş'ın üyesa-
yısı 1.8ya 1.6milyon. DİSR'ınüye
sayısı 600 bin. DİSK sıfırlanmış.
1992 v ılında yeniden aeılmiş. 1 y ıl
örgütlenme için hazırlık yapınış. 1
y ıl sonraörgütlenmeye başlamış. 3
yılda bu noktaya gelmiş. Sonra
D\SK üye kaybetnıişdeniyor. Böy-
le bir şey olabilirmi1
.' Ayrıcayerel
yönetimlerde. hemen pısuan kaldı-
ran Gebze Beledıye Başkanı. bas-
kıy la arkadaşlarınıızı Hak-İş"e bağ-
!ı Hizmet-lş'egötürmüştür. Birçok
belediyede de bu yapılmıştır. Bu
geçnıişte de hatalı bir bıçımde
SHP'li beledıyelerce yapılmiştı. Te-
nıele day annıay an örgütlenme. po-
lıtık bırtakım güçlenmelere dayalı
örgütlenme MJIIUÇ lermıyor. Yanı
sağlıklı sendikal örgütlenme doğ-
rudaıı işçinin kendısiyle yapılan
sendıkal örgütlenmedır.
Ankara Beledıyesi'nde Melih
Gökçekgıbı ıştebugünüyakalaya-
manıişyöneticı tıplerinin "HLanet-
İş'e gideceksiniz" diye zorlaması
sonucıı Ankara Büyiikşehir Bele-
diye>ı. ASKİ. Keçıören Beledıye-
si gıbı birçok yerde bızım aşağı y u-
karı 15-20 bin üvemızı ba>kıvla ve
zorla götürdüler. Bız yıne örgütle-
nerek bu eksiğimizı tamamîadık.
AkM halde o rakanıın en uz 20 bin
çıkması lazım. DİSK 3 yılda bu ör-
gütlenmeyi sağlamış. Pekı DİSK 9
yılda nereye gelecek
1
.' Bugün 330
bin. 9 yılda 1 milyon olacak. yani
en büyük oiacak.
-1 ycsayısım nıilyonlara taşı>a-
cak çabayı nasıl bir >önteme otur-
tuyorsunuz?
- Işçiye. gideceksiniz. fabnka-
ya. atölyeye gideceksiniz. Yani Tür-
kiye'nin heryanma gideceksiniz. bu-
gün DİSK'in yapnŞı gibi. Bakın
sıze bir örnek vereyim. medyanın
tümüdestekledi. Bursa'da gcçenler-
debedelsızıthalatakarşı birmıting
yapıldı. Kaekışı toplandı'.'6-IObııı
arası denıldi. Bursa'da. 1.5 milyon
insanın merkezde yaşadığı yerde
ve de fabrikalarda en az 20 bin ki-
şinin çalıştığı. bu kadar yan kuru-
luşu. yan sanay ıi ılgılendıren bu ka-
dar hassjs bir konuda. bunca des-
teğe rağmen toplanan insan sayısı
6 ılc 10 bin arasında. Geçen hafta
Uzunköprü'de 12 fabrikada örgüt-
lenen DİSK'in toplusözleşme ma-
sasınaçağırdığı işverenlerinolum-
suz tavrına karşı yaptığı mitingde
kaç kışi vardı'.' 5 bin kişı vardı. İş-
çi güvendiği örgütün toplantısına ge-
liyor demek ki. Demek ki. Türki-
ye'de örgütlenmeyeyönelik bir ta-
İep. bir ıçtenlik var. Onemli olan si-
zin örgütlenecek olan ınsanların
ayağına gitmenız.. 9 yıl dediğime
bakmayın. 2-3 yıl sonra Türkiye
sendikal hareketinin örgütlenme-
sinde bir gelişme olacak.
- Scndikasızlaştırnıada işveren-
lerin fırsat dönenıini değerlendirip,
sendikal hareketi /ayıflatma çaba-
lan rol o> nadı. Anıa görüldii ki. bu
siyasi bağlamda rejimi tehdit eden
bir sonuç ortaya koydu. Bu sonuç-
tan da. sanay i kesimi >e hü\ ük ser-
nıavc de büvük rahatsızlık duyu-
yor. Sendikalaşmadaki çahaya şu
anda işverenlerin bakışı nasıl.? Ya-
ni M'ndikalaşmadaki >eni ivme, y i-
ne iş>erenle çahşarak mı. yuksa uz-
laşarak mı gerçckleşecek?
- lürkıvede "AB ile en çok bü-
rünk->nıcsağiannıalıdır" görüşü bü-
y ük sennaye kesimınden geldı. Bü-
yük sermaye kesimi hem TİSK'te
yer alıyor. Hem TLSİAD'da yer
alıyor. Artık fark ettıler ki, onların
birikimlerinin güvencesi de demok-
rasinin geleceğinde. \'anı şeriatçı bir
iktıdar biçimlenmesinın onlardan
da hesap soracağını kendileri bilı-
yorlar. Bizzaten şeriatçı biriktidar
biçimlenmesi. devlet yapılanma-
sında hıçbir hakkımtzın olmayaca-
ğını bibyoruz. Onıuı için de biz hep
demokrasi arayışımızı sürdürüyo-
ruz. Geç kalan ışverenlertabii. Geç
kalaıı sermaye kesimi. Sermaye ke-
siminde hâlâ rekabeti gerekçe ya-
parak sendikalaşmaya karşı olum-
suz bir tavırgörüyoruz. Bunu bir bi-
çımdetartişmak lazım. Türkiye Iş-
veren Sendikaları Konfederasyo-
nu başkanı ıle oturup tartışıyo-
'Adil düzen'in ispatı zorunlu tasarruf-İşçi sendika» konfederasıvnlan arasındaki siyasi
aynşma. çalışanlar için birlikte hareket etme, ortak tavır
alma olanağını ortadan kaldınyor. Bunun son örneği
zorunlu tasarruf. Zt>runlu tasarrufta birliktelik sağlandı
gibi gözuktü. ancak sonra galiba Hak-İş'in tavmla o
birliktelik eridi gitti...
-Hak-lş'ın tavrı öyle oldu da, Türk-iş'ın tavTi çok farklı
oldu diye bir şey yok ki."Ben döverim ha!" demekle.
kabadayılık yapmakla iş olmuyor,~'Kıalaj- Meydanı'na
inerim ha" demekle olmuyor bu işler.Türkiye'de sız
masaya oturmak için yalvarmayacaksınız. Onlar sızı
buyrun oturup konuşalım diye çağıracaklar. DİSK beş
tane onemli afışleme ve bildiri dagıtım hareketı
gerçekieştirdi ve kamuo) unu etkiledi. Diğerleri bir şey
yapmadılar. DİSK şo\ yapıyor diye suçladıiar. Oysa
DİSK olaylan sezer. birikimi. deneyimi ona yeter.
-DİSK'in eylenı biçimi mi. birlikteligi bozdu?
-Hayır. DtSK "Gelin birlikte zorunlu tasarruf
konusunda tavır geliştirelün" dedi. Ama diğer
konfederasyonlar eylemde bir ortak tavıra yanaşmadi.
-Ortak basın toplantısı düzeniediııiz de, sıra ortak eyteme
gelince mi geri çekildiler?
-Ortak basın toplantısı düzenlemeniz bir anlam ifade
etmiyor kı. Basın toplantısmı Türkiye'de herkes yapıyor.
ama sorun çözülmüyor ki. Tavır alacaktı da ne yaptı işçı
hareketi. hangi somut eylemi yaptı? Yann demokrasi
için. yine zorunlu tasarruf için. SSK için. yine bırtakım
hak \e özgürlükler için olabilecek birliktelikleri çok
zedelememek için kendimı sınırlıyorum. Ama diyorum
ki. zorunlu tasarruf için parmağmı kıpırdatan olmamıştır.
-Ne oiacak çalışanlann zorunhı tasarruf aiacağı?
-8 yıldır. 6 milyona yakın emekçiden bu para kesilmiş.
Sonra paranm nerede olduğu meçhul hale gelmiş. Para
aranmış. tabii paranın gittiği yerler belli Türkiye'de. Ya
Güneydoğu'da harcamyor ya açık kapatılıyor veya daha
çok iç borç faizlerine veriliyor. Bizden kesilen paranın
yönetiminde biz olmayınca SSK misali batıyor.
Kayboluyor. yok oluyor. Devlet nasıl olsa vatandaşı
bastırabiliyor. Ama iç borç sahiplerine karşı faizleri bile
erteleme politikası ızleyemiyor. Devlet batsa gitse
izleyemez. çünkü " Aldık. paranızı vermiyonız" dedikleri
an devlet ekonomik olarak batacak. Biz bu noktada
dedik ki. bunu kaldınyorsanız. bunun ödeme takviminı
belirleyin bir. fki. nasıl değerlendireceğinizi de söyleyin.
Yüzde 30 devlet tahviline yatırarak, bizım paramızı
değerlendinne hakkına sahip değilsiniz. Bize buna bunu
öneriyorsanız. siz de Bajbakan olarak altınlannızı
bozdurun. dövizlerinizi bozdunın. Türk parasına çevirin
devlet tahvili alın. bizım katlandıgımıza biraz da siz
katlanın. Veya tam tersi. Sayın Başbakan Yardımcısı ile
Sayın Başbakan kendi paralarını nasıl
degerlendiriyorlarsa bızim de paralanmızı aynı şekilde
kıymetlendirsinler. Bunda bir anonnallik yok. Hiç de
onurlu bir davranış değıl vatandaştan toplanan para\ı
\oizde 30 devlet tahviline yatınp kendi paranızı yüzde
100'leri aşan bir biçimde kıvmetlendirmenız. Hiç de
devlet yönetımıne yakışacak bir anlayış değıl. Ankara "da
yaşayan her üç kişiden ikisini iigilendiriyorbu konu.
Istanbulcla yaşayan iki kişiden birini ilgilendinyor. 20
milyonun üzerindekı ınsanı ilgilendiriyor. Bin 400
rantçıya, faizciye yılda devlet bütçesinin üçte ikisini iç
borç faizi olarak vereceksiniz. ama 20 milyon insanı
ilgilendiren. alınterinden kesilen birikimleri
vermeyeceksiniz. Sonra yüzde 5'lerı asgari ücretin
pazarlıgı olarak işverenlere ıade edeceksiniz. işverenin
bunu gen ıstediği yok. sen ikram edıyorsun. Artık
müktesep hak olmuş. Onu geri almak yoksul olan.
geçmmekte zorluk çekene karşı haksızlık. Tabii burada
çok somut birdurum ortaya çıktı. Refah yıllardır "Adü
Düzen" propogandası ile geldi. Neydi Adil Düzen?
Düzen partileri. bu ekonomik gidişı çözemiyorlar.
Türkiyenin çok büyük bir nüfusu yoksulluk içinde.
yaşıyor. Bunu Adil Düzen ıle çözeceğiz. Nedir Adil
Düzen. neye temellendirdiler? Bir gün Şevkrt Kazan ile
daha RP muhalefetteyken DİSK Başkanlar Kurulu olarak
SSK konusunda parti grup başkanvekillerini ziyaret
ederken konuşuyoruz. tzmir'de Adil Düzeni anlatırken
kendisine sataşmalar olmuş. 10 yaşında bir çocugu
çağırmış Sayın Kazan. Tabii Sayın Kazan'ı hepimiz
tanıyoruz artık . zıhniyetini de biliyortız. demış ki:
"Oğlum sen devleti > önetsen, sana da para lazım olsa.
kimden alırsın?" "Ztnginterden alınm." "(şte Adil
Düzen bu" demış. En çarpıcı örneğidir. Adil Düzen diye
gelen Refah, iç borçlann faızini vermekte gösterdıği
titızliği, 8 yıldır alınterlerinden kesilen zorunlu
tasarrufların ödenmesinde göstermiyor. Demek ki, Adil
Düzen bu düzenin ta kendisi. Bu Allahsız düzenin ta
kendisi. bu haksız ve hukuksuz düzenin, bu keşmekeşe
düşüren, Türkiye'yi bölünme. parçalanma noktasına iten,
kardeşi kardeşe kavga ettiren. eşitliği bozan. de\ letle
vatandaş arasındaki ilişkiyi zedeleyen, de%leti sosyal
hukuk dev leti olmaktan ahkoyan bu düzenin ta kendisidir
RR Bunlann yapacağı birşe\' yoktur. Türkiye'nın sosyal
hukuk dev letine giden sağ-sol dengesine ihtiyaeı var.
-Anlaşılan zorunlu tasarrufları almak hayal..
-Zaten yok en büyük gerekçeleri. Kime yok? Yoksula,
işçiye. zor geçinen nıemura. dar gelirliye yok...
Dış ticaret açığı hükümet öngönisünü 4 milyar dolar aşacak
Açık hedefinde büyük sapma
ru7 " Sendikalı olunmasımn yaran-
na inanıyorum*' diyor Say ın Refik
Bavdur. Diyorçünkü. biz küçülür-
keıı, işveren örgütlülüğü de küçü-
lüyor. Bunun önüne geçmenın yo-
lu belh. OtururTürk-tş. DİSK. Hak-
İş. İşveren örgütü."282I ve2822sa-
yılı yasalardaki barajlan. yasakla-
n kaldınn. biz Tü rkiyesendikaJ ha-
reketinin güçlenmesini isti>oruz"
derler. sorunu çözerler. Ama ma-
alesef bugün y ine duy uy oruz v e gö-
rüyoruz kı. Türkiye'nın en büyük
iş sahiplerinin işyerlerinde sendika-
sızlaştırmaya yönelik bırçaba var.
-İsim verebilir misiniz?
-\alova'da şu anda Sayın Dinç-
kökJer'in bir fabrikasaida bu yapı-
lıyor. Bu hayret verici birolay. Ya-
ni bütün işyerlerinde sendika var.
sendikasızîaştırmaya yönelik bir
politika ızlediklerini ben 'ıugüne
kadar Dinçkökler'ın hiçhat.rlamı-
yorum. bugün böyle bir yoij ve
yönteme başv uruyorlar. Hem Tl -
SlAD'da. hem sermayeçevrelenn-
de onemli biryerleri var ve ilginç-
tir Dinçkökler'in işyerlennde şim-
diye kadar ben hiç gereksiz bir iş-
çi tasfiyesi görmedim. Toplusözleş-
me kurallanna da çok uyum göste-
ren bir sermaye grubu olmalanna
rağmen. bugün sendikasızîaştırma-
ya yönelik ve o işyerlerinin genel
müdürlerinden kay naklanan birdav-
ranışın sürdüğünü görüyoruz.
Bu mantıkla Türkiye'de laısiz-
mi koruyamazsınız. Bu mantıkla
demokrasiv i koruyamazsınız. De-
mokrasiy ı koruy amazsanız ben de
boğulurum. sız de boğulursunuz.
Hiçbir şekilde "bu ülkede şeriata
dayalı biry öııetinı anlay ışı geldiğin-
de bu sıkışıklığı atlatmak için ser-
maye kesimini rahat bırakacaktır"
diye bir anlay iş olamaz. Onları da
gırtlaklar. Hiçgözününyaşinabak-
maz. Onun için diyorum ki büyük
sermaye çev relenne. gelin bu üîke-
nın anayasasından yasalarından.
toplumsal koşullanna kadar. otu-
raiım. tartışalım. üretimi arttıralını.
Çünkü üretım banş. üretım demok-
rasi. üretım özgürlük. üretım kal-
kınma. üretimdahaprestijlı birTür-
kıye demektir. Hepimizin böyle bir
ülkesi olsıın. Sizinle toplusözleş-
me masası başında kavga ederiz.
çekiş;n7. çatışırız. ama siyaseti iş-
yerinde yapmayız. Sizın daha çok
vergi vermeniz. sosyal devletin güç-
lenmesi için gay ret sarfedenz. sizın
verdiğiniz \ergilen az bulabılıriz.
sizin daha çok istihdama yönelik ya-
tırım yapmanız ıçın üzennızde de-
mokratik baskı unsuruoluruz. hat-
ta sizin bu anlamda destekfenme-
nizıdeisteriz. Kapkaççılaradestek
verileceğine. size verilsin isteriz.
Bütün bu uzlaşmalan sağlanz. Ama
siz bızim varlığımızı tanımazsanız
olmaz. O zaman bız de sızı tanıma-
yız Biz de "Tİ SÎAD'ı, TİSKi ta-
nımı>omz" denz. Bunun ne bize bir
yaran olur. ne size ne de Türki-
ye'ye bıryararı olur. Artık çağdaş.
Avrupalı bırerburjuvaolmasını be-
cermeliler Kendiİen için istedikle-
rı güzelliklerin Türkiyenin bütün
yaşayanları içindeolması gerektı-
ğine inanmalılar.
- Zaten kontrolü kay betme nok-
tasına da geldiler...
-Geldiler. Çünkü her bıri geç-
mişte solu bahane ederek. 12 Ey-
lül yönetimi de dahil olmak üzere.
bubaskıcı.özgürlükleri kısıtlayan.
örgütlenmenin önündeki anayasa-
yı varettılerveetkilı oldular. 12 Ey-
İül yönetimi üzerinde de etkili ol-
dular. Ama görüyorsunuz işte din
bağnazlıgını ortaya çıkardı o. Bü-
y ük sernıaye v e de\ let anlay ışı sol-
suzluğu kendileri için bir yaşam
gereği gibi düşündüler. ama Türki-
ye bugün o solsuzluğu şerıatın yük-
selmesi ıie birlikte yaşıyor.
- Dünya y aşamıyor ama o solsuz-
luğu. Galiba biz küreselleşmenin de
bir adım ötesine geçtik™
-Dünya yaşamıyor. Türkiye'de bi-
rikim sahipleri. servet sahipleri. sa-
nayi kuruluşlannın sahipleri. nasıl
zengin oldularsa oldular. onu tartış-
mıyorum. anıa solu kendı varlıkla-
nnın karşıtı bir anlayış olarak gör-
düler. Halbukı onların da bir uzun
zamandan ben içine girelım dedik-
leri AB'nin çağdaş sosyal hukuk
devletlerini. gelişen sanay isini sol
yarattı. İşçi sınıfı o dev letleri y ara-
tan partileri kurdu. Bizde de tam ter-
sı.partilersendikalankurdular.Ge-
çenlerde Türk-lş bizim desteğımiz-
de yaşıyor diyen. eski AP. bugün-
kü DYP çizgisinde bir politikacı-
nın söyiemı v ardı. bu böy leydı. Sa-
yın Meral değildi dese de bu böy-
İeydi. bunu herkes biliyordu. O gün
solu yok edenler. AP çızgısi. f Ü-
SİAD çevreleri. büyük sermaye
çevreleri Ecevit'i de hain ilan etmiş-
lerdı. Sosyal demokrasiv i de ko-
münizm ofarak değerlendirecek ka-
dar sığ düşünen çev relerdi bunlar.
Simdi kendileri diyorlar. sol oima-
lı. ciddi bir sosyal dernokrat hare-
ket olmalı. Günavdın!
ANKARAPAZARI
YAKUP KEPENEK
Uçurum Açılıyor
Bir toplumu "içinden" hasta eden ve hasta bıra-
kan en onemli gösterge, toplum kesimleri ya da
bölgeler arasındaki "gelır farklannın" büyüklüğü-
dür.
Gelir farkları büyüdükçe toplum küçülür. Halkın
çok yerinde deyişiyle "Biriyerbiribakarkıyameton-
dan kopar."
DİE'nin yurtiçi gelirin 1995'te bölgeler arasında
bölüşümüne ilişkin oranların aynı kurumun 1987
verileriyle karşılaştırılması, sekiz yıl gibi bölgesel
gelişme açısından kısa sayılabilecek bir sürede na-
sıl büyük gelir kaymalarının olduğunu göstermesi
bakımından büyük önem taşıyor.
Ülke içinde elde edilen yıllık toplam gelir 100 alı-
nırsa, bunun beş bölgeye 1987 ve 1995'teki dağı-
lımı şöyledir: v
1. Marmara ve Ege
2. Akdeniz
3. iç Anadolu
4. Karadeniz
5. Doğu ve G.doğu An.
1987
45.0
10.7
21.5
8.9
13.9
1995
53.9
12.2
16.0
9.2
8.7
Değ.
(+)8.9
(+) 1 -5
(-) 5.5
(+)0.3
(-) 5.2
Bu sayılar, görelı gelir payının yalnız Batı Anado-
lu'da, yani Marmara ve Ege Bölgesi'nde giderek da-
ha da arttığını kanıtlıyor. Öbür bölgelere gelince,
gelir payındaki azalma. ilginçtir. eksi 5.5 puanla iç
Anadolu'daen büyük farka ulaşıyor; bu bölgeyi bu-
na çok yakın bir oranla, Doğu ve Güneydoğu Ana-
dolu Bölgesi izliyor.
VerilerTürkiye'nin bölgelerarası gelişmişlik fark-
lannın azalmadığını, yani ülkenin değişik yöreleri-
nin gelirleri arasındaki uçurumun kapanmadığını, tam
tersine açıldığını gösteriyor.
Bununla birlikte, bölgelerin nüfus paylarına de-
ğinilmeden gelir paylarınm karşılaştırılması. kuşku-
suz anlamlı değildir. Ancak 1985 ve 1995 nüfus ve-
rileri, bölgelerin nüfus oranlannın Marmara-Ege'de
yüzde 31 'den yüzde 34 dolayına çıktığını, Akdenız'de
yüzde 13'ten 14"e yükseldiğinı, İç Anadolu'da yüz-
de 23'ten 22'ye, Karadeniz'deyüzde 11.6'dan yüz-
de 9.6'ya, Doğu ve Güneydoğu'da da yüzde 20.5'ten,
yüzde 19.5'e düştüğünü gösteriyor.
Gelir "değişimi" oranları nüfus "değişimi" oran-
larına eşit değildir. Bu nokta doğru olmakla birlikte
bunlann "farklılığı" bölgelerin ekonomik gelişme sü-
recindeki yerini ve yönünü belirliyor. Marmara-Ege
Bölgesi'nin nüfus oranı üç puan artarken toplam ge-
lirden aldığı payı yaklaşık dokuz puan arttırmıştır;
bu durum. bölgenin "nüfusartışından bağımsızbü-
yük bir ekonomik sıçrama yaptığını göstermektedir."
Akdenız'de ise gelir ve nüfus payları bırbirine ko-
şut gidiyor; bölge durumunu koruyor. Karadeniz'de
gelir payı değişmemekle birlikte nüfus oranının azal-
ması, burada kişı başına ortalama geliri yükseltici
bir etki yapar. iç Anadolu ile Doğu ve Güneydoğu'da
ise gelir payındaki azalma, nüfus payındaki azalma
ile kıyaslanamayacak kadar yüksektir.
Bu durumda Batı Türkiye, gelir payı bakımından,
öbür bölgelerden "kopmaktadır" denilebilir. Doğu-
Güneydoğu. iç Anadolu dan sonra göreli gelir kay-
bının en yüksek olduğu bölgelerdir. Bu nedenle Do-
ğu ve Güneydoğu'da, 1987'den 1995'e, "kişibaşı-
na ortalama gelir" bakımından yoksullaşmanın tüm
öbür bölgelerden çok daha ağır olduğu sonucuna
varılabilir.
Bölgelerin göreli gelir kaybı, ekonominin öbür de-
ğişkenlerinin eğilimlerinı de gösterir. Göreli gelir kay-
bı, önce, ilgili bölgeye "yatınm yapılmadığının" bir
göstergesidir. Açıktır ki yatınm azlığı, iş bulma ola-
naklarını daraltır, üretimi düşürür ve yöreyi bir kısır
döngüye sokar.
Geliri azalan bölgelerde, ekonomik faaliyetlerin
zayıflaması. buralardan "sermaye" ve nitelikli işgü-
cünün "kaçışını" hızlandırıyor. Bu durum, yoksullaş-
mayı. "birikimli bir süreç" durumuna getıriyor.
Ozel sermaye. başta istanbul. Ege ve Marmara
kentlerine akıyor. Devfet ise özeliıkle bu dönemde
ekonomiyi serbest piyasa koşullanna bırakmış bu-
lunuyor; ne yöresel gelişme politikaları uyguluyor,
ne sozüm ona yıllardır uyguladığı "kalkınmada ön-
celikli yörelere" yapılan teşvıklerin sonuçlannı de-
ğerlendirip buradan daha etkili politikalar uygula-
ma yoluna gidiyor.
Böyle olunca da "ülkenin bölünmez bütünlü-
ğü"nü korumak güçleşıyor; bütünlük her bakım-
dan çok yüksek bir maliyetle sağlanıyor. Gidiş, ser-
best piyasa koşullanna bırakılmayacak kadar ya-
şamsaldır. Çünkü bu maliyet, insan gücü, sermaye
ve araç gereç "sayıları" ile ölçülemeyecek ölçüler-
dedir. Türkiye'yi yönetenler bu gıdişi durdurma ve
tersine çevirme "sorumluluğu" ile karşı karşıyadır.
DÜWA EKONOMİSİNE BAKIŞ
ERGİN YILDIZOĞLU
Yazarımız yıllık izninde olduğundan yazılarına
bir süre ara verecektir..
Tofaş'taüretim
yeniden başladı
Ekonomi Servisi- Bur-
sa"da kurulu Tofaş Otomo-
bil Fabrikasf nda. iki haf-
ta önce ara venlen üretime
bugün yeniden başlanıy or.
4 bin 647'si sendikalı ol-
mak üzere 4 bin 800 kişi-
nin çalıştığı Tofaş'ta 25
eylül tarihinde üretime ara
verilmişti. Lretimeara ve-
rilmesınden sonra işçıler.
bir hafta süreyle "Sana-
yi'de Kalite >e Modern
Lretim Teknikleri" ile
"ISO 9000" seminerine
katıldı. İki haftalık üretimin
durduğu dönemde işçilere.
seminere katıldıkları sü-
relerdetam ücret, katılma-
dıklan günler içinse ücret-
lerinin yüzde 76'sı ödene-
cek.
. ANKARA (AA) - Gümrüklerden derlenen veri-
feregöre. buyılın ocak-ağustosdöneminde. 27 mil-
yar 468.9milyondolarlık ithalat. 16 milyar84.3 mil-
yon dolarlık ihracat yapıldı. Gümrüklerde beyanna-
uıeler üzennden hesaplanan geçici verileritibariy-
^. ocak-ağustos döneminde 11 milyar 384.6 mil-
jon dolarlık dış ticaret açığı verildi. Yetkılıler. be-
»annamelerın aynntılı bir şekilde işlenmesinin ve
sınıflandırmasının yapılmadığına dikkat çekerek,
I)u rakamların kesinleşmesinde yüzde 10'a kadar
ferklılık olabileceğini belirttiler.
1996 Yılı Programı'nda. bu yıl 25 milyar dolar-
lık ihracat. 41 milyar dolarlık ithalat ve bu verıle-
re baglı olarak 16 milyar dolarhk dış ticaret açığı
öngörülüyor. Prograına göre. geçen yıla oranla bu
yıl ithalatta yüzde 14.8. ıhracatta yüzde 15.5 artiş
Beklenivor. Ancak. ocak-şubat dönemı ıtibariyle
Pe\ let fstatistik Enstitüsü (DİE) tarafindan açıkla-
nan dış ticaret verilerine göre. iki aylık dönemde
ithalat yüzde 32.8 artarken. ihracattakı artış yüzde
9.9'da kaldı.
Gümrüklerden sağlanan 8 ayhk verilerin. geçen
y ılın aynı dönemindeki gerçekİeşmeler ıle karşılaş-
tınlması halinde ise. ihracartaki artışın y üzde 19.2.
ithalattaki artışın yüzde 27.5 düzeyinde olduğu gö-
rülüyor. Geçen y ılın ocak-ağustos döneminde. 13 mil-
yar 493.5 milyon dolarlık ihracat. 21 milyar53"\5
milyon dolarlık ithalat yapılmiştı. Gümrüklerden
sağlanan verilerin dıkkate alınması halinde. bu y ıl-
ki ihracatın 25 milyar ?00 milyon dolar. ithalatın ise
45 milyar 528 milyon dolar düzey inde olabileceği
hesaplanıyor. Bu durumda dış ticaret açığı ise. prog-
ramda öngörülen 16 milyar dolarlık açığın yüzde
23.9 üzerinde. 19 nıilyai"82N milyon dolar düzey in-
de gerçekleşecek.
Geçici gümrük verilerı. ocak ve şubat ayı ıtiba-
riyle DİE tarafindan açıklanan dış ticaret verileri-
nın yüzde 95-97 oranında karşılıyor.
DİSK Genel Başkanı Budak savcılan göreve çağırdı
Zorunluya suç duyıırusuİstanbul Haber Senisi - DİSK Genel Başkanı Rıd-
\an Budak. "zorunlu tasarruf*" kesintılennın bir bu-
çuk katrılyon olması gerekırken. Bakan'ın ortada4 lı-
ra bıle olmadığını söyledığını belirterek. soygunun
hesabını somıak ıçın savcılan göreve çağırdı. Türk-
Iş'ı. ~Detlet kurumlanndan kesilen aidarlann üzeri-
ne kurulu bir tatlı su sendikacılığı" yapmakla eleştı-
ren Budak. "Geleeekleri ikn'darların ağı/lannda olan
bu sendikalann başındakiler işçi sınıfının hakkını ko-
ruy abilirmi" dedi.
DİSK istanbul Bölge Temsilcılerı Kurulu toplantı-
sı dün Mecıdıyeköy KültürMerkezı'ndeyapıldı.Top-
lantının açıs" konuşmasını yapan Genel Başkan Rıd-
v an Budak. "Neni Dünya Düzeni" adıy kı özelleştınne-
yı kuralsızlaştırdıklarını, c-ııek çalışnıayı ve yokluğu
dayattıklannı vurgulayarak. \enı Dünya Düzem'nın
~\ahşi kapitalizm"den farklı bir şey olmadığını söy-
ledı. Soygunun her boy utuy la alıp y ürüdüğünü. birta-
rafta skandallar diğer tarafta darbe söylentılerinin de-
vam ettiğıne değınen Budak şunları söyledı:
"Siyasi partilerin lideıieri bile, çıkan en küçük so-
runda. dönüp devletin bir «önev lisi olan Genelkurmay
Başkam'nın ağzının içine bakıyor. Siyasilerin kendi
soy lemediklerini asker söy lesin istiyoriar. Bu ülkede her
karan asker \erecek. muhaleferi, ikn'darı asker y ürü-
tecekse bu siyasi partilere. başbakanlara. bakanlara ne
»erek >ar. Demokrasi diye niye çıkıp onada gezinirler.
l ç kez darbe yaşamış \e her darbe sonrasında büy ük
y ıkımlargeçirmiş bir ülkedesiyasetçilerin darbelerden
medet ummalannı şiddetle protesto ediyoruz."
Konu>masıııda ışçmmalın terını ho\ardaca tüketen-
lerın hesap verınesını ısteyen Budak şunları >öyledı:
"Buradan savcilan.de> let denetimkurumlannıgü-
ne\eçağınyorum; bu hukuksuzluğun. bu soy gunun so-
rumlulan hesap vernıelidir. Biz bu davanın sonuna ka-
dar takipcisi olacağız."
Efsanevi formül
satışa çıkacak
VORK(AA)
- Ticaret düny asinm
en iyı muhafaza
edilen sırrı olarak
bilinen Çoca-
Gola'nın orijınal
fornıülüniın. sahıbı
tarafindan satışa
çıkartılacağı bildirildi.
Formülü yıllardan beri
gızlı tutan Frank
Robinson, "maddi
bakımdan sıkıntıda
olduğunu \e iyi bir fr.at
önerirlerse Coca-
C ııla'nın formülünü
satacağım" açıkladı.
Frank Robinson.
II0 yıl önce
Çoca-Çola'yı ilk
olarak üreten
Atlantalı
eczacının
torununun çocuğu.
Kansereyakalandığı
bildirilen 57 yaşındaki
Robinson"un halen
Atlanta'da emlak
komisyonculuğu yaptığı
ve yılhk kazancının 21
bin dolar (bir milyar 946
milyon "*()() bin lıra)
cıvarıııda olduğu
belirtıldi.