01 Temmuz 2025 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 EKİM 1996 PAZARTESİ 10 DIŞ HABERLER Camgözyaşı döken kıza yardım eli • BE\ RLT (AA) - Suudi Arabistan Sav unma Bakanı Emir Sultan Bin Abdül Aziz. gözlerinden yaş verine cam parçacıkları dökülen 12 >aşındakı Lübnanlı kızı tedavi ettirecek. Lübnan TV'sinin haberine göre, küçük Hasna Müselmani'yi Suudi Arabistan'da teda\i ettirmek amacıyla Lübnan'a askeri uçakla bir tıp heyeti gönderildı. 6 avdan bu yana gözlerinden yaş yenne mercimek. bazen de bezelye tanesi büyüklüğünde cam parçalan dökülen küçük Hasna'nın bu ilginç ve fakat açıklanamavan özellıği. hemen tüm dünya tele\ izyonlarında gösterildi. Hasna \e ailesinin e\ i. bu nedenle her gün meraklılarla dolup taşıvor. Yemen'de çadın kavgası • ADEN (AA) - Yemen'de. iki rakıp kabile arasında çadır yeri vüzünden çıkan çatışmalarda 12 kişi öldü. Sana'nın dogusundaki Harib kasabası vakınlannda tartışmalı bir araziye çadır kurulmak istenmesi üzerine. El Akil ve Bu Tayf kabileleri arasında çatışma çıktı. Çatışmalarda 12 kişi ölürken, 40 kişi de varalandı. Hizbullairtan karşı saldırı • MARJAYOl N (AA) - Iran yanlısı aşırı dincı Hizbullah örgütünün. tsrail yanlısı Güney Lübnan Ordusu'nun bir bırliğıne saldırdığı bildirildi. Israil savaş uçaklannın önceki aün. Güney Lübnan'dakı fklim El-Tuffah daglık bölgesinde mevzilenen Hizbullah militanlarını bombalamasına karşılık olarak gerçekleştirilen saldınnın can kaybına yol açmadığı bildirildi. Güney Lübnan Ordusu tarafından yapılan açıkiamada. havan toplanv la gerçekleştirılen Hizbuilah saldırısında. bir cephanelik ile vakıt deposunun isabet aidığı kaydedildi. 6. Afpika'da trafik kazası • PRETORIA (AA) - Günev Afnka'da biryolcu otobüsünün. otoyolda durmakta olan bir petrol tankerine çarpması sonücu 23 kişi öldü. 26 kişi de yaralandı. Polis yetkililen. çarpışma üzerine petrol tankerinde patlama olduğunu ve otobüste yangın çıktığını bildirdiier. Yetkililer, ola>da ilk belirlemelere göre 23 kişinin hayatını kavbettığini. ölü sayısının artabileceğini söylediler. Hava kipliliğine çocuk protestosu • TAHRAN (AA) - Iran'ın başkenti Tahran"da dün. kreş çocuklan lîava kirliliğini protesto ettiler. Çoğu ağızlannı maskelerle kapatmış 300 kadar çocuğun Tahran Beledıyesi ne ait Trafik \e Taşımacılık Kuruluşu'na kadar yürüdüğü protesto gösterisinde. "Arabalannızın dumanı bizim havatımızı karartıyor". "Mavi gökyüzünü sevivoruz" sloganlan atıldı. "Çevre Kirliliği ile Mücadele İçin Kadınfar Derneği" tarafından düzenlenen gösteride okunan bildiride. geçen sene yapılan benzer bir gösteriden sonra \erilen sözlerin yerine getirilmediği belirtilerek "Geçen bir sene de zehirli gazlar ve dumanlar yutarak büyüdük. Korna sesleri yerine kuş sesleri duymak. egzoz gazı yerine oksijen solumak istiyoruz" denildi. Iran'da1.5ton uyuştumjcu • TAHRAN (AA) - İrarTda düzenlenen operasyonlarda toplam l .5 ton uyuşrurucu elegeçirildi. İRNA'nın haberine göre. son birkaç gün içinde İran'ın doğu bölgesindeki çöllerde yapılan operasyonlarda. 841 kilo afyon. 5 bin mermi. 20 RPG roketatar ve bir tüfek ele geçirilirken. kaçakçılara ait Tmotosiklet vebir arabaya el konuldu. Horasan eyaletinin Salihabad ve Torbet-e Cam bölğelerinde güvenlık güçlen ile kaçakçılar arasında çıkan çatışmada ise 690 kilo uyuştunıcuya el konurken. bazı kaçakçılann yakalanarak tutuklandığı kavdedildi. İsrail Başbakanı, Arafat'la yaptığı zirvede el-Halil'den çekilme şartını yineledi Netanyahu, güvenlîkte ısrark Cündem Dış Haberter Servisi - Ba- sına kapalı tutuian zir\ ede şu konulann ele alınması bek- leniyon EL-HALİL: Israil birlik- lerinin mart aymda Batı Şe- ria'daki el-Halil kentinden çekilmesi gerekiyordu. An- cak şubat ve mart aylannda 59 kişinin öfümüne yol açan bombalı intihar saldırılann- dan sonra dönemin başbaka- nı Şimon Peres güvenlik ge- rekçesiyle çekiimeyi ertele- mişti. Başbakan Benvamin Vtanvahu. İsrail'in el-Ha- lil'den çekilmesi konusunun da yer aldığı anlaşmavı luta- lı olarak gördüğünü, ancak uluslararası birtaahhüf oldu- ğu için çekilme konusunu ele alacağını açıklamıştı. Filis- tinliler ve ABD, İsrail'den çe- kilme konusunda birtanh be- lirlenmesini talep ederlerken İsrail bunu reddedivor. GİVENLİKDİJZENLE- MELERÎ: Geçen ay sonun- da İsrail ve Filistin arasında çkan çatışmadan sonra İsrail yeni güvenlik anlaşmalannın tanzim edilmesinde direni- yor. SINJRIN KARATILMA- SI: Filistinliler Israil"deki iş- lerine gidişlerindeki smırla- maların daha esnek hale ge- tirilmesini istıyorlar. Netan- yahu işçi girişini kademeli olarak arttırmış. 22 binden önce 37 bine, daha sonra ise 50 bine çjkarmıştı. KIDISTEKİ TÜ.NEL: Filistinliler iki toplum arasın- da kanlı çatışmalara neden olantünelin kapatılmasını is- tiyorlar. fsrail ise bu konunun gündem maddesi olmadıgını savunuyor. GAZZE HAVAALANI: Filistinliler Gazze bölgesin- de bir havalimanı kurmak is- riyorlar. Israil isekonuyutar- tışabileceklerini. ancak gü- venliğin İsrail tarafından sağ- lanacagını ileri sürüyorlar STATL1 : Filistin. banş gö- rüşmelennın 4 Mayıs 1999 tarihinde tamamlanması ge- reken son turu ile ilgili gö- rüşmelere başlama tarihinin belirlenmesini beklivor. Dış Haberler Servisi - Israil Baş- bakanı Benyamin Netanyahu. Filis- tin Devlet Başkanı Yaser Arafafla dün gece yaptığı ziA e toplantısı ön- cesinde sorunlann bir an önce çö- zülmesini istediğini belirtirken Ara- fat. zirvede özerklik anlaşmasının uygulanmayan tüm maddelerini ele alacağını söyledi. Zirveden önce ABD Dışişİeri Bakanı VVarren Christopher ile AvrupaBirliği(AB) Dönem Başkanı Irlanda Dışişleri Bakanı Dick Spring bölgeve geldi. Zine toplantısına. ABD Dışişle- ri Bakanlığı Ortadoğu Koordinatö- • Basına kapalı zine öncesinde Netanyahıf nun öncelik verdiği konulara karşılık Arafat, özerklik anlaşmasının uygulanmayan tüm maddelerini gündeme getireceğini bildirdi. rü Dennis Ross da katıldı. Netanyahu, partisi Likud"un üye- leri için yayımladığı bildiride. so- runlann bir an önce çözülmesini is- tediğini bildirdi, ancak el Halil'den çekilme konusunda yine birtakv im belirlemekten kaçındı. Netanvahu. görüşmelerde iki konuyu ele alaca- öını. bunlann da el-Halil ve uüven- lik sorunu olduğunu kavdederek. * Bu konuda uzlaşma sağlanırsa an- laşma imzala>acağız" dedi. Netan- vahu. Israil ışgalı altındaki son Fi- listin kenti olan el-Halıl'den çekil- mek için daha önce de güv enlik i>ar- tmı öne sürmüştü. Arafat ise görüşmede. özerklik anlaşmasının uvgulanmavan tüm Netanyahu yine güvenliği öne çıkanrken Arafat tüm sorunlann görüşülmesini isriyor. ABD, AB'yi devreden çıkardı Dış HaberterSenisi- İsrail ve Filistin liderleriyle görüşmek üzere bölgeye giden ABD Dışişleri Bakanı WarrenChristopher. Avrupa Birlıği'nin (AB) banş görüşmelenne katılmasının söz konusu olmadığmı sö> ledi. AB'nin banş sürecindeki rolünü arttırmak için Ortadoğu'ya birdaimi temsilci atama karan almasına ve dönem başkanı Irlanda Dışişleri Bakanı Dick Spring1 !' bölgeye göndermesine karşın Christopher, gazetecılere İsrail'egiden uçakta yaptığı açıkiamada. AB'nin Filistine mali desteğinin yeterli olduğunu söyledi. Chnstopher. ~A\rupalılar. Filistinliler'in en büvük mali destekçisi. Bu nedenle oörüşmelerden önemli \e meşru çıkarian bulunu\or. İsrailli \e Kilistinli liderierie göriişmeleri olumludur, ancak İsraH-Kîlistin görüşmeleri, ikili toplanhlardır" dedi. Christopher. ikıli olduğunu sövlediği toplantıva ABD Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu Koordinatörü Dennis Ross'un da katılacağının hatırlatılması üzenne. ABD'nin taraflara uzun süredir vardımcı olduğunu sövlemekle vetindi. maddelerini gündeme getireceğini söyledi. Filistin lideri. Gazze'dega- zetecilere yaptığı açıkiamada. özerklik anlaşmasının tümüyle uv- gulanması için bastıracağını belirte- rek. "el-Halil, Kudiis Tüneli. İsrail askerierinin çekilmesi, Batı Şeria'ji Gaae'ye bağ^a>an >oüar, Gazze Ha- \aaianu hepsini göriişeceğim'" dedi. Arafatın danışmanı Saifa Erakat da. özerklik anlaşmasının yeniden gözden geçirilmesini ya da değişti- rilmesinin hiçbir zaman kabul et- meyeceklenni bildirdi. Clinton'dan Arafat'a nıesaj ABD Başkanı Bill Clinton, Ara- fat'a bir mektup göndererek. özerk- lik anlaşmasının uygulanması ko- nusunda kendisini destekledigini bildirdi. Arafat'ın sözcüsü Nebil Ebu Ru- dejna'nın bildirdiâine göre Clinton. geçmişte imzalanan anlaşmalann vürüriüğe konulması için elinden geleni yapacağını da ifade erti. Özellikle Israil yönetimi tarafın- dan mayısavından beri dondunılan Filistin özerk topraklarının nihai statüsüne ilişkin görüşmelerde iler- leme sağlanmasını ümitettiğini be- lırten Clinton. çözümlerin en kısa zamanda elde edilmesini istediğini kayderti. ABD ve AB bölgede ABD Dışişleri Bakanı \Varren Christopher. zirv e öncesi nde bölge- >e gelerek Netanyahu ve Arafat'la görüştü. Netan>ahu ile birkaç saat süren bir görüıjme yapan Christopher'in kan dökülmesini önlemek için Ne- tanyahu'ya ilerleme sağlaması yö- nünde baskı yaptığı bıldiriliyor. Christopher. Netanyahu ile gö- cüşmesinden sonra Filistin"e geçe- rek Arafat'la bir araya geldi. Arafat'ın çağnsı üzerine dev reye giren AB, Dönem Başkanı Irlanda Dışişleri Bakanı Dick Spring'i böl- geye gönderdi. Spring de Christop- her gibi Netanyahu ye Arafat'la bi- rer görüşme yaptı. İki bakanın te- maslan hakkında bir açıklama ya- pılmadı. Filistin, Spring'in gelişini mem- nuniyetle karşılarken. Israil Dışişle- ri Bakanlığı Sö2cüsü. Spring'in önerilerini dikkatle inceleyecekle- rini söyledi. Ancak Israil kaynakla- n. Avrupa'nın yetersizliğinin Bos- na'da ortaya çıktığını, bu nedenle Spring'in ziyaretine fazla önem ver- mediklerini belirttiler. Fransa Başbakanı'nıri başkanlığını sürdürdüğü Bordeaux Belediyesi'nde patlama Juppe'yc bombalı uyarıDış Haberler Senisi - Fran- sa'nın güneybatısındakı Borde- au\da. belediye binası. avnı za- manda Bordeau\ Beledive Baş- kanı olan Başbakan Alain Jup- pe'nin önceki gün kenrten avrıl- masından kısa bir siire sonra bombalandı. Bölge vetkilılerinden Bernard Landouz>. Juppe'nin öğleden sonra zivaret ettıği belediye bi- nasında gece varısı patla>an bombanın. binanın giriş katını ta- ınamen harap ettiğini ve ilk üç katın tüm camlannın kınldığını söyledi. Yetkilirer, patlamanın can kav bına yol açnıadığını bildi- rirken. hasar gören bölümlerin kapatıldığı belirtıldi. Sa\ cı Patri- ce Da>ost. saldınnın sorumlulu- ğunu kimsenin üstlenmediğini sö>ledı. Patlamayı araştıran vetkililer bombanın plastik patlayıcı va da dinamirten ima) edilmiş olduğu- nu. bu yüzden şüphenin bölgede aktif olmalarına karşın genelde eylemlerinı etrafına patlayıcı bağlı tüp gazlar ile gerçekleştiren BASK direnişçilerinin üzerinde toplanmadığını belirtivorlar. Bu- na karşılık saldında Korsikalı di- renişçilerin parmağı olınası daha güçlü bir olası lık olarak ortav a çı- kıyor. Bordeau.\ kentinden aynl- masından kısa bir süre sonra mevdaııa gelen patlama ile ilgili Fransa Başbakanı patlamadan sonra geri dönerek olay yerinde incelemelerde bulundu. bir açıklama >apan Başbakan Alain Juppe ise saldırıyı bir "te- rör e>lemi" olarak tanımladı ve patlamanın "kendisini hiç bir şe- kilde yıldırmayacağını" belirtti. Juppe olayı öğrenir öğrenmez Bordeaux'ya geri döndü ve pat- lamanın meydana geldiği beledi- ye binasında incelemelerde bu- lundu. Juppe daha sonra adalet v e içişleri bakanlannın bugün acil olarak toplanmalannı istedi. Bordeaux kentinın banliyöle- rinde geçen haftalarda da 2 el ya- pımı tüpgaz bombası patlamış, polispatlamalann Fransa'nıngü- neybatısında bağımsızlık müca- delesi veren Bask gerillalannın oluşturduğu İparretarak örgütü tarafında gerçekleştirildiğini açıklamıştı. Kuzey Kore Amerikalı casus yakalandı Dtş Haberler Serv isi - Kuzey Kore. Güney Kore hesabına casusluk yaptığı iddiasıyla bir ABD vatandaşını tutukladığını açıkladı. Kore Merkez Haber Ajansı (KCNA) tarafından yapılan açıkiamada, F\an Carl Hunzike adlı ABD vatandaşının. 24 ağustos günü, Kuzey Kore topraklanna girdiği anda, Kuzey Kore Güvenlik Organizasyonu tarafından tutuklandığı belirtildi. Açıkîamada. Kuzey Kore Güvenlik Organizasyonu'nun. Hunzike'yi, Aninok Nehri'ni geçerek Kuzey Kore'ye izinsiz girmek isterken yakaladığı kaydedildi. Yetkililere ABD vatandaşı olduğunu bildiren Hunzike'nin. siyasi bilgi toplamak üzere Kuzey Kore'ye sızmak ıstedıği iddiaedildi. Güney Kore'nin başkenti Seul'deki ABD büyükelçiliğı sözcüsü. K. Kore haber ajansının haberinden başka bir bilgisi olmadığını, Hunzike'nin ABD \atandaşı olup olmadığını da bilmediâini sövledi. TURNIKE SEMİH GÜNVER Kenteplep'le Bir Akşam Eskiden sinema ve tiyatroyu çok severdim. Si- nema merakım Galatasaray'da yatılı okuduğum yıllarda başladı. ilk sesli filmleri Beyoğlu'ndaki El- hamra ve Melek sinemalarında izledim. Mauri- ce Chevalier ile ilk defa "Parisli Şarkıcı" filmin- de tanıştım. Fransızcaya duble edilmiş Amerikan filmlerinin hayranı oldum. Tiyatro virüsü de o se- nelerde kanıma karıştı. Çarşamba akşamları okuldan izin alıp Darülbedai'deki temsillere git- tim. Ertuğrul Muhsin, Galip, Bedia Muhiddin, Şaziye, Hazım, Raşit Rıza, Vasfi Rıza, Cahi- de Sonku, Muammer Karaca tiyatro sevgimin gelişmesınde büyük ro\ oynadılar. Lise sıraların- da yabancı eserleri Türkçeye çevırmeyi dene- dim. Sınıf arkadaşım Hasan Esad Işık'la birlik- te Jean Girodoux'nun "Troie Savaşı Olmaya- cak" pıyesinin tercümesinı yaparken ne kadar zorlanmıştık. Senelergeçti. Dışişleri mesleğinin beni sürük- lediği her ülkede sinema, tiyatro, opera ve bale ile birlikte yaşadım. Emeklilik yıllarım Ankara'da geçiyor. Akşam- ları yoruluyorum. Sokağa çıkmak istemiyorum. Televizyon, biz yaştakiler için tiyatro ve sinema- nın en büyük düşmanı oldu. Sokaklann kalaba- lığı, gecenin karanlığı, trafik kâbusu beni ürkü- tüyor. Sinemaya hemen hiç gidemiyorum. Tiyat- royu ise, Gencay Gürün'ün ve Ankara'dan es- ki dostlarım Kenterler'in tiyatroları başkente ge- lince, onlann nazik davetlerini seve seve kabul ediyor ve oturduğum koltuğa yerleşerek dekor- farın kendilerine has kokuları, projektörlerin uyuş- turucu ve ılık ışıkları, sanatçıların hayal dünyala- rındaki yaşantıları içinde kendimi unutuyorum. O anlarda tiyatroyu yıllardır ihmal ettiğimiz sevgili ve sadık birdost gibi birden karşınızda buluyor- sunuz. Tiyatro size, lyiyi, güzeli, umut ve hayali sunuyor. Günlük yaşantınızın artık monotonlaşan sıkıntılarını bir kenara bırakıyorsunuz. Geçen gün, Yıldız Kenter telefon etti. Bizi "Ramiz ile Jülide''temsiline çağırdı. Hayret, ara- dan bir seneye yakın zaman geçmiş. Geçen yıl da Kenterler'in zarif bir komedisini başkenteki Şi- nasi Tiyatrosu'nda izlemiş, sonra Yıldız ve Şük- ran i\e birlikte yemek yemiştik. Geçen yıl eylül ayındaki komedi, çok sevdiği kızının mutluluğu- nu sağlamak için annesinin verdiği mücadeleyi, çırpınışları anlatan tatlı biröyküidi. Çokgülmüş- tük. Değerli yazar Refik Erduran'ın "Ramiz veJü- lide"s'\ hakkında hiçbir bilgim yoktu. Piyes baş- layınca yatak odasının duvarında asılı Yıldız Ken- ter'in yarı çıplak koca fotoğrafını görünce anım- sadım. istanbul basını bu resimden ve Yıldız'ın performansından uzun uzadıya söz etmişti. Sağ ön sıradaki yerimden fotoğrafı, yanındaki yata- ğı ve üzerindeki Yıldız'ın yüzünü iyi göremiyor- dum. Sahnedeki yuvarlak bir masa ve iki iskem- le görüş açımı kapatıyordu. Bu çok başarılı ar- tistik fotoğraf, çok eğlenceli bir gelişmenin ilk müjdesi gibiydi. Biraz sonra yanıldığımı anladım. Refik Erduran, güldürmekten fazla, düşünmeyi ve üzülmeyi he- def tutan piyesinde, Türkiye'deki müzmin zaaf- lan, insanların riyakârlıklannı, yolsuzlukları, ahlâk- sızlıklan sergilemiş, yaşayanların vicdanına ger- çekleri aksettiren "ayna "lan tutmuş. Komedi Ue dram birbirine karışmış. Yaşamaktan bıktığımız, usandığımız nayatın bütün çirkinliklerini ortaya atmış. Yağmurdan kaçarken doluya tutulmuş- tum. Piyesi, Kenterler ailesi aralannda oynuyor- lar. Daha doğrusu yaşıyorlar. Başarı için her yo- lu denemiş ve dış görünüşüne rağmen temiz ve dürüst kalmış bir kadın, kendisini içkiye vermiş eski bir futbol yıldızı, sol bir ideolojinin hararetli savunucusu iken çıkış yolunu üçkâğıtçı formül- lerde arayan bir adam ve çirkinlikleri kabul etme- yen isyankâr bir genç kız. Yıldız. Müşfik, Şük- ran ve Melisa Kenter bu politik ve ahlâki eleş- tiri dramını. izleyenleri inandırmaya, acı gerçek- ler karşısında gülümsemeye sevketmeye çalışı- yorlar ve bunda da gerçekten başarılı oluyorlar. Yıldız her zamanki gibi bir volkan. Müşfik sakin ve emin, Şükran tatlı ve sevimli. Melisa genç bir fidan gibi. İnsanların hepsi kötü değil. Dış görü- nüşlere de kanmamak gerek. Ramiz ile Jülide'nin kahramanları "ayna "lar karşısında gerçekleşiyor ve birbirlerini seven ve aniayan insanlar olduk- larını ortaya koyuyorlar. Yıldız, siz, geçen uzun yıllardan sonra, bir yandan "Sarah Bernard"\n sanat düzeyine ulaşırken. öbür yandan, 1950'li yıllann Ankara Devlet Tiyatrosu'nda sanata ilk adımlarını atan gencecik kızın dinamizmini ve tazeliğini daima muhafaza ettiniz. Piyesin sonunda, Şinasi Tıyatrosu'nun dar ko- ridorlarında, sanatçıların odalarını boş yere ara- dık. Onlarla öpüşmek ve onları kutlama olana- ğından mahrum kaldık. Bu arada, oyuna cıvıltılı katkısı ile renk veren o güzel ve narin sarı kanaryayı da unutamıyorum. ORÜŞ/ Prof. Dr. TÜRKKAYA ATAÖV Başbakan Erbakan. Mısır'dan Libya'ya geçti. Bu resmi ziyaret da- ha Türkiye'den hareket etmeden önce tartışma, hatta eleştirı konu- su oldu. Ben özellikle biryönü üs- tünde durmak istiyorum. O da Lib- ya'nın Lockerbie olayından ötürü terörist bir devlet olduğuna ilişkin Amerika'nın ve ingiltere'nin iddiala- rıdır. Bu ülkeye terörist devlet suç- laması daha çok Lockerbie olayın- dan kaynaklanıyor. Sekiz yıl önce bir Pan-Amerikan uçağı, Iskoç- ya'nın Lockerbie kasabası üzerin- de patlamış. 270 kişi ölmüştü. Olay terörist bir eylemdir, suçlu, bulun- malı ve ceza görmelidir. Nitekim, ilk üç yıl bir Filistinli ile bir Suriyeli ve o yoldan iki Ortadoğu ülkesi (Suriye ve Iran). doğru ya da yanlış. suçlandı. Ancak, 1991 so- nunda. ortaya hiçbir yeni kanıt çık- madan bu kez Libya hedef oldu. Ancak Lockerbie olayında Libya'ya karşı göz göre göre bir dizi hukuk dışı tavırve yaptırım söz konusudur. Bence bu suçlamanın gerçek ne- Erbakan, Libya ve Lockerbie deni Libya'daki bugünkü iktidarın, sayılan gitgide azalan bazı başka hükümetler gibi Amerika'yı eleştir- mesidir. Libya, bu yüzden, yalnız ambargoya değil, Amerika'nın sal- dırısına da hedef olmuştur. Ekono- mik durumu kötüye gitmektedir, bi- ze olan borçlarını ödemede daha da zorlanmaktadır. Amerikan tavrı- nın nedeni, Libya'daki iktidarın, bu- günkü dünya düzenine ve bu dü- zen içinde Amerikan öncülüğüne karşı oluşudur. Lockerbie olayında uzun süre bir Filistinli ile bir Suriyeli ve o yoldan başka iki Ortadoğu ülkesi suçlanır- ken sonra yeni bir hedefin seçilme- si arasında iki önemli olay var: Lüb- nan'da bazı Amerikalıların kaçırıl- maları ve rehine olarak kullanılma- lan ile Irak'ın Kuveyt'e saldınsı so- nucu çıkan Körfez Savaşı. Ameri- ka hem reninelerin bulunmasında hem de Irak'a karşı savaşta Suri- ye'nin de İran'ın da desteğine ge- reksinim duymaktaydı. Onları suç- lamadan vazgeçip Libya'ya yönel- di. Birden iki Libyalıyı suçlayarak o kanalla Kaddafi yönetimine cephe aldı. Ancak Libya, uçaklarda terörist eylemlere karşı 1971 MontrealAnr- laşması'na harfiyen uymuş. Ameri- ka'nın ve İngiltere'nin suçlamasının hemen ardından söz konusu iki Libyalıyı gözaltına almış, hukuksal incelemeyi başlatmış ve suçlama- yı yapanlardan gerekli belgeleri is- temiştir. Suçlayan taraflar bu öne- rilere beklenen yanıtı vermediler. sanıkların kendilerine tesliminde ıs- rar ettiler. Terörist eylemin suçlusunu bul- mak polis, savcı ve mahkemenin görevidir. Ancak konunun hukuk- sal ve siyasal yanları da var. Ame- rika'nın ve ingiltere'nin, suçlanan- ların teslimini ve Libya'nın hemen tazminat ödemesini istemeleri hu- kuka aykırıdır. iki sanığın suçluluğu belirlenmeden ve terörist eylemle- ri eğer doğruysa, Libya devletine inandıncı kanıtlarla bağlanmadan Libya'nın terörist bir devlet olduğu ilan edilemez. Sanıklar yetkili bir mahkemece suçlu bulunmamış. Libya resmi çevreleriyle anlaşmalı bir biçimde hareket ettikleri ortaya konmamıştır. Suç kanıtlanıncaya değin masumiyet hâlâ bir adalet il- kesidir. Libya, Latince "aut dedere aut judicare" sözcükleriyle ifade edilen "Ya sen muhakeme et, ya ben" il- kesi çerçevesinde ikisinden birini yapma hakkına sahiptir. Libya'nın, Amerika ya da Ingiltere ile sanıkla- rı iade anlaşması yoktur. Üstelik, Libya Ceza Yasası (Madde 493). Libya'nın kendi yurttaşını başkası- na devretmeyeceğini yazıyor. Ame- rikan anayasaları da aynı şeyi söy- ler. Amerika'nın da sanıkları başka- sınadevretmediğini gösteren olay- lar vardır. Söz konusu iki Libyalı, muhake- meleri daha görülmeden suçlanı- yorlar. Bunlann Amerika'da ya da Ingiltere'de adil bir muamele gör- meyeceklerı bellidir. Suçlu olmasa- lar bile, onları Amerika'da idam. in- giltere'de ömür boyu hapis bekli- yor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Kon- seyi'nin Amerikan baskısıyla aidığı kararlar, hukuka birkaç yönden ay- kırıdır. Bu organ, hukuk deyimiyle "ultra virea" durumuna düşmüş, yani yetkilerini aşmıştır. Sürekli üye- lerden ve olumlu oy vermeyen Çin'in çekimser oyu ile anlaşmaz- lığa taraf devletlerden Amerika ile İngiltere'nin oya katılmaları karşı- sında kararların ne denli geçerli ola- bileceği tartışma konusudur. Konu. Lockerbie olayının da dışında, Bir- leşmiş Milletler'in ve dünyanın ge- leceğiyle ilgilidir. Birleşmiş Milletler ve dünya tek süper gücün hege- monyasına herhalde devredilme- melidir. Öte yandan Amerika. Libya'yı, daha önce de inandıncı kanıt olma- dan terorizmle suçlamış, hatta si- lahlı eylemlere girişmiş, Libya'da ik- tidarı devirmek ve Kaddafi'yi orta- dan kaldırtmak gibi hukuk dışı yol- ları denemiş, savaş uçaklarıyla evi- ni bombalamış. bu arada manevi kızının ölümüne de neden olmuştur. Bu eylemlere neden olarak göste- rilen bir Batı Berlin gece kulübünün bombalanması olayında hiçbir Lib- ya parmağının olmadığına ilişkin Batı Alman hükümetı ve polisinin açıklamalannı da anımsatmakta yarar var. Türkiye de kendi tutumu- nu saptarken gerçekle propagan- dayı birbirinden ayırt etmelidir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle