Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYIA CUMHURİYET 30 EKİM 1996 ÇARŞAMB/
14 KULTUR
Irlciıdalı yazar James Joyce'un başyapıtı 'Ulysses' Fransa'da ilk kez yayımlamşından 74 yıl sonra Türkçede
Dilîıı labirentlerînde bir oDU\GL DURGlN
Irlauialı yazar James Joyceun
başvaptı olarak nitelenen 'Lhsses'
« Fran.-szcada vayımlanışından 74
yıl sorra tam metniyle Türkçede.
Karmajik dılı nedeniyle okuması
da çevnlmesı de son derece güç
olan, tu > ıızden de edebıy a» çev re-
lennce'çevrilemez'dıye kabııledı-
len varttı dilimıze. Doğu ve Lzak-
doğu gzemcilığı \e Geşialt terapi-
>ı iizenne çalış.malanndan tanıdığı-
tıız \t\zatErkmen kazandırdı.
YapıKredı Yavınlarfnın 500. kı-
•abıola-ak-<unulan 'Ulysses' ıçınbu
ıkşam Yapı Kredı Kiilriir Merkezı
ıCazım Taşkent Sanat Galerisi'nde
bir 'kutlama' düzenienıyor.
1991 "de Yapı Kredi Yayınlannın
lüasık Vapıtlar Lızısı için açı lan ya-
rışma sonucu. (yansma\a en çok
katılımın "Ul>sses" ıle ofuşu ilginç
bir ayrıntt) diğer katılırncılar ara-
sından sıyrılıp "Uly sses'i çev irmek-
le 'ödülendirilen' Ne\zat Erkmen
için 'bir oyun Ih sses'i çoirmek'.
"Çevirmenlik gibi bir iddiam yok
benim"dıvor Erkmen "JamesJo>-
ce çok tuhaf \e ilginç bir adam. Bu
yönüv lekendimle paralellik kurma-
>açalışı>orum.Sı-
radışı bir adanıın
yaptığı bir seyi an-
cak ona benzeyen
ber başkası\apabi-
lirdi. Bunu, bö\le
diişünmek bana
zevkverijor."
Yüzy ılımızın
üzerınde en çok
tartışılaıı yapıtla-
nndanbırıolan 18
bölümlük Ulvs-
ses'Joyceuzman-
lanna göre bir mık-
ro koznıos Yanı
tiım evrenı p>ıkolojık. fıziksel. fel-
sefı. metafizik ve bıyolojik açılar-
dan temsi! eden bir b'a^yapıt. Oysa
"Uksses'in konusu son derece ya-
lın. Öğrencı Stephen Dedalus i le ser-
bestreklamcı LeopoJdBloom'ım 16
Haziran 1904 günu Dublinde (her
yıl Dublin"de dıizenienen Blooms-
day 'de kitapıa sozü gecen yerlenn do-
laşildığı turlarduzenieniyor) karşı-
Ia>(11rıI )mJlarıııı anLuıyor Ancak
asıl anlatılan. bu ikı ın.sanın bırev-
sel kımlıklerını aşan daha büyük bir
gerçeğın parçası oldukları. Kıtabm
edebıyat açısından önemi ise, Ho-
meros'un Oehsseiadestanı ılesim-
geselko:>ııtluği4\e Joyce'un kuUan-
dığı değıs.ık teknık ve bıçemlerdeıv
ıleri gelıyor. Kıtapta. Çingene ar-
gosundan Danımarka Yıkınglerinın
diline, erken lııgılızce'den Kett'çe-
ye uzanan pek çok dil bırarada kul-
lanılmıs.. Bloom'un kansı Mary 'nın
'bılınçakı^ı'nınyansıtıldığı son bo-
lüm. arada tek bir noktalama işare-
tı bile oimadan sürüp gıden 2500
tümceden olus.uyor.
"Ulysess'ınbu denli karmaşıkdı-
lını Türkçeveaktarmak ıçirt dört y ı-
lını geceli gündüzlü bu ışe veren
Erkmen anlatıyor "Herakjşambü-
yük acıçeki>ordum çevirirken. Anıa
sabah olunca rnüthiş bir iştabJa >e-
nidenbaşlnordum çevirive. Sonuna
doğru büyük bir birikim oldu ^e bi-
tirmeye yakın zangır zangır ağla-
maya başladını. Birvandan da bit-
Nevzat Erkmen
rncsini isri\ordunı. çünkü normal
>aşamıma geri dönebüecektim"
"Peki neden bunca zorluğa rağ-
men...' dı_\ecek oluyoaız. "Birkere
ben bu zordur diye vapmadım" di-
>e şanıtlnor Erkmen. "Ama ben
ojuncu> um. Benimkisi oyun, ze^k-
le \apılan bir şe> >ani. Bu esere bi-
razda o> uncu olmak gerektiğinden
daha da ze> kie sanldını. Ben de za-
man zaman kendimde ve başkala-
nnda hiç konuşuJmaian, yazûma-
mış birtakım eğilimler sczdiğim için
,lo\ ce'un bunlan orta>a ko> masına
ha>ranım. Kitapta karman iiştune
katmanla karşılaşıyorsunuz. Örne-
ğin Joyce'un sesi çok güzelmiş. Hat-
ta bir Itahan arkadaşL \azar olaca-
gına tenor olsa\ dı çok daha ün ka-
zanırdı dcnıiş. Sözciiklerinde de mü-
zik \ar tabii. Bunu Türkçe\e >ansı-
tabilmekiçin çok uğraşüm.Çe\ıri sa-
dece sö/JükkHi' bilgisa\ar başında
oturmak değildir. Araşdrma> la bir-
liktt' kişinin ruhunu da işiniçine kat-
ması gerekir".
Erkmen çe% ırinın aslına uygun
biçımdevapılmasıgerektığıneınan-
mıyor (Konumuz 'L'lvsses' oldu-
ğu ıçın bö> le bir ıddıa zaten olası de-
ğıl) Ama kıtabın Türkçeye çe\iri-
lemezlığı konusunda-
kı görüşlere de katıl-
mıvor "Bir İrlandalı
\a da İngiliz, "l l>s-
ses'i okurken j üzün-
<k nasıl ifadeleroluşu-
\orsa ben de Türk
okurunun \iiziinde
a> nı ifade>ı >aratma-
>a çalıştım" dıyor
-Önemliolanodm-
gu \e anlamı varata-
bilmekti benim için.
Yöksa >apıtgerçekten
de çe\ rilecek gibi de-
Kıtap daha çıkmadan once çok
büyük yankılar uvandırdı pekı ya
çıktıktan sonra neîerolacak? Kım-
ler okuyacak'
1
"Bu çok satan bir kitap olabilir,
ama bahsegirerim çok azokman ola-
cak. Şö> le bir kanşnracak sonra bir
kenara atacak(ikurlar. Çünkü zama-
nında ben de iivle \apmıştını.' Şim-
di mecburen tümünü okudum. Oku-
mamalan okurun kabahari degil
bence. Nasıl okusunlar. o denli zor
ki! Müthiş bir araştırma gerekKor.
Ama şunu da belirtmem gerek, ben
bunu çe\irirken bihük ölçüde va
kahkaha > a tebessüm vardı vüzünı-
de. Çe\iri\i kolavlaştıran degil, ama
dahada /t\ kJi halc getirenJo>ce'da-
ki o mizab gucüvdü".
Çe\ırı süresınce. 'L'lysses'ın Al-
manca. İtaKanca. Fransızca çe\ırı-
lerınden yararlanan Erkmen yurîdı-
^ındaJoyceıleılgılıaraştırmalaryü-
rûren pek çok vakrftan \ardim al-
mış. Kıtabın yavımlanmasından son-
ra bır'llyssesSözJüğu'hazırlayacak
olan Erkrnen'ın şimdikı hedefî ısebir
başkazor!uoyun Erkmen.Joyce'un
UKsses'tende 'zor'dıye bılınenya-
pıtı 'Fınnegans VVake'ı Türkçeye ka-
zandırmak ıstıyor. "Homeros'unkah-
ramanı da Jm ce'un kahramanı da
bizler her birimiz. yalnızız bu yolcu-
luklanmızda. Geneinsan.zaman za-
man bu yolculuğu başkalarn la pav-
laşmak. birlikte üretnıek isteğini
duvu\or. Münıkün mü bu?".
1920"de miistehcen olduğu gerekçesh le >asakianan • l'h sses'in vazan James Jo> ce, ilk \a> ıncısı S\ lvia Beach ile biriikte.
Bir kitap
aklama öyküsü
James Jovce 1938 \ılında Zürih'te.
James Joyce. 'Ul>sses'ı
yazdığında uzun bir süre
kitabı yayımlayacak
yayınev ı bulamamis. Kıtap
1920'de •müstehcen'
olduğu gerekçesiyle
yasaklanmiş. I922yılında
Pariste Shakespeare and
Co. kıtabe\inın \\urekli'
sahıbi Sylvia Beach
tarafından yayımlanan
kitap Amerika'da ancak
1933 yılında aklanabılmış.
Hergeçen gün yeni kitap
yaiaklamalanyla
karşılaştığımız ülkemızde
Amerikalı yargıç John M.
VVoolscy'ın 'Ulysses'i
neden akladığını merak
edenlerde \ardır belki.
Aşağıda bu karardan
alınan kisa birözeti
sunuyoruz:
"Bövle bir davada jüri,
kurann venlmeuni
yıllarca uzatabıhrdı Ben.
'L'lysses V baftan sona
kudar okudum... L'lysses,
okunması da anlaşılması
da kolay bir kitap degil.
Bu yapıt üzerimle birçok
kitap yazılmıs. Yani. kitabı
layıkıvla anlayabilmek
için. çok sayıdakı öbür
kıtapları da okıımak
gerekivor... Xe var kı ben
L'lysses te cinselligı hafife
tilma ya da bu tür
dııygulan sömürme
vaklasınnna rastlamadım
Joyce, L'lysses iyazarken.
ilk oltnasa bile . yenı bir
yazınsal bıçem kullanmak
istemistır Bana öyle
geliyor kı. Joyce şasırtıcı
bir başarıyla süreklı
olcınık degısen
kaleodoskupık bılınç
ekranında. iıeın sıradan
malzemevı hem de pek
derinlerdek l tbilınçaltl)
mahemeri
yansıtabılmıştir.
Joyce'un kullandıgı bazı
Sakionca sözcüklenn
'müstehcen' olduğu ileri
sûıiilmektedir. oysa bu
sözciikler bütiin erkeklerce
ve yanılmıyorsam
kadınlann bn\ ogıınca
bilinmektedir. Elbet. bu
sözciikler Joyce un
betimledığı kışi ı e
ortamlarda doğal olarak
söy lenebılec ek
sözcüklerdir Roman
kahramanlannın
zihınlehnde cmsellığtn sık
sık yer almasına gelince,
unutmayalım ki. olaylann
geçtigı yer Galyahlarm.
Bretonlarm ve
Irlandalann iilkesi.
mevsım de ılkbahardır ".
12. İstanbul Fotoğraf Cünleri
Bir ay süreyle
fotoğraf maratonu
7. Efes Pilsen Blues Festivali'nin ilk durağı İstanbul
Bluesf Türkiye
y
yi dolaşıyor
Kültür Senisi - ! - 30 kasım
tarihleri arasında IFSAK'ın
düzenleyeceğı 12 İstanbul
Fotoğraf Günlen'nde fotoğraf
sergılerı. yanşmalar. dia
göstenlerı. panel ve söyleşiler
yeralacak.
Türk fotoğrafında birçok
etkinlığın önciilüŞünü yapan
İstanbul Fotoğraf \e Sinema
Amatörlerı Derneği (İFSAK), bu
yıl daha kapsamlı. daha nıteliklı
ve kitleleri kucaklayan fotoğraf
etkınüklen düzeniemeyı
amaçlamakta. Fujı Film Türkiye
temsilcısı Sınfo A.Ş.'nin
sponsorluğunu üstlendiğı 12.
İstanbul Fotoğraf Günleri. 1
Kasım 1996'daBasın
Müzesı'nde "Fujı Fılm 1995
Avrupa Basın Fotoğraflan
Sergisi' ıle saat 18 30"da
açılacak.
Türk fotoğraf ustalanndan
İbrahim Zaman, İzzet Keribar,
Yusuf Tu%i'nın 'Gizemli Burma'.
Nusret Nurdan Eren'ın 'Yaşam
V. MSL' Güzel Sanatlar
Fakültesi Fotoğraf Bölümü'nün
'Belgesel Fotoğraflar Sergisi'. ,\li
SamiTepeciklioğlu'nun 'Ustalar-
Retrospektir. TimurtaşOnan'm
'Değişmeyen Y'önleri üe
İstanbul*. Fransız fotoğraf
sanatçısı. sınemacı \e yazar
Michel Dieuzade'nin •Gerçeğin
İzinde". "Foto Maraton',
'Fotoğrafınla Gel' sergılerınin
yanı sıra Maggie Danon'un '1996
Sergimi Beraber Gezelim". Ali
Balkının "EvrenSevgisi ve
Yaşamm Gizemi". Faruk
Ertunç'un *Su \e Estetik'. .\li
Ethem Keskin'ın *Bir Dalış
Ö\küsü'. Cemal
Ağacıklıoğlu'nun "Hasu-ın
Ö>küsü\ ibrahim Demirel'ın
"Doku \e Ritim". İnsanın
Çığlığına Fotoğrafın Tanıklığı'
dıa göstenlerı 12. İstanbul
Fotoğraf Günlen kapsamında yer
alacak 197
0'li yılların Anadoİu
yaşamından kesıtler sunan
'Yaşam 1* sergisi. Nusret Nurdan
Eren'ın ilk kışısel sergisi olup
Türk fotoğraf tanhınde önemli
yen olan »ergılerden bin. Bu yıl
ilk kez düzenlenecek olan "Dia
Gösterisi Varışması" ve "6. Foto
Maraton YanşmaJan* y ıne tüm
fotoğraf-e\erlerm katılımına açık
olacak. 9 kasım saat 13.00'te
Aksanat Çok Amaçlı Salon'da
Merih Akoğul'un yöneteceği
panelde 'Teknolojik Gelişmeler
Karşısında Fotoğrafın Konumu'.
Ne\^at Çakır. Handan Tunç,
İhsan Derman ve Orhan Cem
Çetin'in katılımlan ıle
tartışılacak. 22 kasımda Emlak
Sanat Galensi'nde sergisi
açılacak Michel Dıeuzade ıle
aynı gün saat 20.00"de 'Güncel
Sanatlar' üzerine söyleşi. 23
kasımda i*e Basın Müzesı'nde
•Fotoğraf L'zerine Sövleşi"
yapılacak. Fotoğraf sanatçılannın
bırbirlerınin sanat anlayışını
tanımalan amacıyla bu yıl 2.'sı
düzenlenen 'Fotoğrafinla Gel'
sergisi rüm fotoğrafseverlenn
getireceği fotoğraflardan
oluşacak. Saat 14.OO'te açılacak
olan serginın bitıminde
katılımcılar bir başka arkadaşının
fotoğrafını alarak sergıden
ayrılacak Tüm etkinliklerin
ücretsiz olarak
gerçekleştirileceği 12. İstanbul
Fotoğraf Günleri, 30 kasım
akşamı İTÜ Maçka Sosyal
Tesislen'nde verılecek
geleneksel yemek ile son
bulacak. Alvin Youngblood Hart
Kültür Sen isi- Bluesun usta
yorumculan GuitarShorty,
Carol Fran, Geno Delafbse \e
Aivin \oungbiood Hart, 30
ekim - 2 kasım tarihlen
arasında İstanbul Hılton
Convention & E,xhibiton
Center'da bluesseverlerle
bulu^uyor. Efes Pilsen"ın
gelenekselleştirdiği festıvalde
bu yıl. blues dünyasının en
ünlü ve renklı ısımlerı yaklaşık
4 saat sürecek blues maratonu
y aşatacaklar. Organızasyonunu
Pozitif'in üstlendiğı festival.
Istanbul'dan sonra 4. 5 ve 6
kasım
tanhlerinde
Izmır Hilton
Otelfnde. 8 ve
9 kasım
tanhlennde
Ankara Hilton
Otelfnde ve 11
12 kasımda da
Mersın
Hilton'da
sürecek.
Festivalın ilk
konuğu.
seyirciye gitar
ustalığının yanı
sıra akrobatik
hareketlenyle Carol Fran
de tam bir sahne şovu sunan
Guitar Shorty. Yıllarca B. B.
King. Little M ilton, Johnnv
Copeland, Ra> Charies. Otis
Rush ve Sam Cook ıle çalışan
Guitar Shorty'n/n müzik
çalışmalan Buddy Guy ve
Jimmy Hendrixi etkıledi.
Guitar Shorty. sahneye bir
başka blues devı Carol Fran ile
birlikte çıkacak. Tarn kırk
yıldır durup dınlenmeden şarkı
söyleyen Fran, küçük yaşta
Zydeco'yu öğrenmiş ve Creole
müziğini Fransızca ve lngilizce
yorumlamasıy la tanınmıs.. İlk
büyük başansını 1950'lenn
sonunda Excello Records ile
çalışırkan 'EmmittLee' ile
kazanan Fran'ın kariyerinın en
ünlü ve son ürünü. 1994
yılında çıkardığı 'SeeThere!'
adlı albümü. Blues ve Cajun'u.
Zydeco müziâiyle birleştiren
genç akordeon ııstası Gene
Delafosede Efes Pilsen Blues
Festivali'nin üçüncü konuğu.
On altı yılı aşan müzık geçmişi
ve sahne deneyımıyle henüz 24
yaşında olmasına rağmen
şımdiden bir blues ustası
olarak kabul edılıyor
Delafonse'nin blues yolculuğu
akordeoncu
olan babası
John
Delafonse'nin
ızınde
başlamış.
French
Rocking
Boogie'nın
lıden olarak
kabul edılen
Delafonse,
çağdaş Zydeco
müzığını
oluşturan
geleneksel
tarzlan en iv i
kullanan
müzısyenlenn başında geliyor.
Festıvalin son konuğu olan
Ahin \oungblood Hart ise yeni
nesıl akustik blues gitaristleri
ıçinde önde gelen biryere
sahip. Hart'ın 1996 yılında
çıkardığı son çalışması 'Big
Mama's Door'. 1920 ve
30'larda yaratılan country
blues \e halk müziğının izlerini
taşıyor. Çok yöniü bir
enstrümantalıst olan Hart.
kendıne özgü tutkulu, dıkkat
çekıcı müzik tarzını kültürel
bırikimi ve ifade biçımiyie
enerjık. coşkulu bir şekılde
bırleştırıyor.
DEFNE GOLGESt
TURGAY FİŞEKÇİ
Kitap Fuarı Başlarken
Bu yıl on beşincisi gerçekleşecek olan TÜYAP Ki-
tap Fuarı, istenenin çok ötesınde bir konuma ulaş-
tı. Başka fuarlarda amaç. üretilen mal ve hizmetle-
rın tanıtımıyken, kıtap fuannda çılgıncasına bir alış-
verış öne geçtı.
Bu olgu, daha ilk kitap fuarının açıldığı 1982 yı-
lında ortaya çıkmıştı. 12 Eylül baskı yönetiminin
hüküm sürdüğü, kitabın suç sayıldığı bir ortamda
kentin göbeğindeki Marmara Otelı'nin alt salonun-!
da açılan fuar, insanların kitabı görmekten korktuk-!
lan bir dönemde, kitabın günlük hayattakı olağan,
yenne dönmesıne büyük katkıda bulunmuştu.
Yıllar ıçinde kıtap fuarı süreklı artan bir ilgiyle bü-'
yüdü. Denebilir ki pek çok okur için kıtapla yıl bo-.
yu ilişki kurabıldiklerı tek ortam durumuna geldı. ;
Bu ilginç oluşumun nedenlerı üstünde düşünme-
ye değer:
Son on beş yılda yayımcılığın büyük bir aşama'
geçırdığı ortada. Yayımlanan kitapları gözucuyla
izlemek bile bu olguyu anlamak ıçın yeterli.
Bu dönemde bir yandan 6O'lı yıllarda kurulan kı-
mı yayınevlerı 80'lerde büyük yayınevı durumuna
gelır, yanı sıra yenı yenı büyük sermayeli yayınev-
lerı kurulurken, ote yandan her dönemde gö'rüten
amatör heyecanla yayıncılığa yönelenlerın sayıla-
rında bu dönemde görülen buyük artış yayıncılığı-'
mızı övünülesı bir aşamaya getirdi.
Geçen yıl TÜYAP Kitap Fuan'na katılan yayınev-
lerınin sayısı üç yüz yetmışı geçıyordu.
Bu denli çok yayınevinın bulunduğu bir ülkede o
kitapları satacak kıtapçı sayısının da o oranda çok
olması beklenmez mi?
Işte burada durum tersine dönüyor: Ülkemizde
yayıncı sayısı arttıkça. kitap sayısı azalıyor. var olan
kıtapçılarda da yayınevlerinin ürettiklerı kitaplann an-
cak bir bölümü bulunabiliyor. Aradığınız bir kitabı
bulabilmek için yayınevıne gitmekten başka bir çö-
züm kalmıyor çoğu kez.
Bu noktadaTÜYAP Kitap Fuarı, okurların aradık-
ları her kıtaba kolayca ulaşabildikleri büyük bir ki-
tabevi işlevı görüyor.
Şöyle de düşünebıliriz: Yeterli sayıda ve büyük-
lükte kıtabevı olmayan istanbul'da kitap fuarı bü-
yük ilgi görürken, görece yeterh kitabevine sahıp
Ankara'da aynı ilgıyı görmedı. Çünkü Ankara'da
aranılan birkitaba ulaşmak, istanbul'dakinden da-
ha kolay.
Bugün satıştaki bütün kitaplann bulunabildıği bir
kitabevı açabılmek. çok büyük yatırım gerektiren
bir gırişım. Böylesı büyük yatırımı göze alabilecek
gırışimci ise pek çıkmıyor. Bu yüzden on milyonluk
İstanbul'da "A7teibew"denebilecekyalnfzcabirkaç
kuruluş var. Yanı sıra ordan burdan toplanmış KI-
taplarla oluşturulmuş, kapalı ya da açık yerlerde çok
sayıda sergı söz konusu. Bu sergılerde yaygın an-
layış, en kısa sürede satılabileceğı umulan çok sa-
tışlı kıtaplardan oluşan bir derlemeyı her an görü-
lebilecek bir düzende sunmak. Sankı Turkıye'de ya-
yıncılık seksen-yüz kıtabın çevresınde dönüyor sa-
nırsınız. Okur, yayımlanan kitapları yalnızca göre-
bilmek için bile kitap fuarına koşmasın da ne yap-
sın!
Bir de kıtapla okuru buluşturmak amatiıylâ kü-'
rulmuş, ülkemize özgü bir garıplık olarak gördüğüm,
adlarına "pazarlama kuruluşlan" denen kuruluşlar
var. Bunlar çeşıtlı yayınevlennden satacağını um-
dukları kimi yazarların kitaplarını büyük ındirimler-
le ve toplu olarak alıp setler oluşturarak bunlan
okurların kapısına götürerek taksıtle satıyorlar.
Kışlık odun-kömür ya da patates-soğan alır gi-
bi, insanlar bu setlerı alıp evlennde bir rafa diziyor-
lar. Burada da okur-k\tap-yazar i/işkisı bakımından
inanılmaz bir yabancılık ortaya çıkıyor. Almak iste-
meyeceğınız pek çok kitap, almak istediklerinız
arasında size satılıyor.
Bir kez benım de başıma geldi, hem de kitap fu-
annda. Çok sevdiğım yazarlardan bin olan D. H. Law-
rance'ın Gökkuşağı adlı romanını anyordum. Ya-
yınevinin standına gıttiğimde bana bu kitabın tek
olarak satılmadığını. yirmi kitaplık "çağdaş klasik-
lerseti"nöe olduğunu, setin tümünü almam gerek- •
tiği söylendi. Oysa öbür on dokuz kitabın çoğu
1
bende vardı, hem de daha lyi çevirılerle.
Pazarlama kuruluşlarının şöyle ya da böyle kitap •
satışlannı arttırdıkları bir gerçek. Çoğu da yıllar için- •
de kitaplannı sattıkları yayınevlerinden daha büyük
kuruluşlar durumuna geldiler.
Kitap-okur ilişkı"sinin en sağlıklı biçiminin okurla-
rın kıtaplan yeterince tanıyabileceklerı, kitaplar ka-
rıştırarak saatlerıni geçırebıleceklen, genış ortam-'
lara sahıp, kütüphane benzerı kıtabevlerınde ger-,
çekleşeceği unutulmamalı. ,
KAMIL MASARACI
K Ü L T Ü R # Ç İ Z İ K
Afrika Edebiyatı Büyük Ödülü
Hldişi Kıyıfarı'na
• Kültür Servisi - Afrika edebiyatının en büyük
ödülü Fildişi Kıyılan'na verıldı. 16 yıldır Afrika'da
yayımlanan edebiyat ürünleri içinde en başanlı
bulunana verilmekte olan Noma Avvard. bu yıl
Fildişi Kıyılarf ndan Kitia Toure'nin Fransızca
romanı "Destins Parallelles'e venldı. Böylelikie bu
ülke ikinci kez Noma Ödülü'nü almış oluyor. Ödül
için 19 Afrika ülkesınden 12 yayınev ı ! 76 kıtapla
yanştı. 10 bin Amenkan Doları tutarındakı ödül.
kasımda Gana'da yapılacak olan uluslararası kitap
fuannda sahibine verilecek.