Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 EKİM 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Eski Merkez Bankası başkanvekili Osman Cavit Ertan REFAHYOUun TL'yi dışladığmı vurguladı:
!
Tiirldye'yi dolara esir ediyorlarBARIŞ KARCİOĞLU
REFAHYOL koalısyonu. 1983
yılında göreve gelen Turgut Özal
hükümetlennın ardından
Türkiye'de "ikinci dolarizasyon
dönemini"başlatı\or. Özal'ın.
serbest pıyasa ekonomisini
devreye sokmak gerekçesiyle Türk
Lirasrnı Kcruma Kanunu'nda
yaptığı değişiklıkler sonucu dö%ız
işlemlenni serbest bırakması gibi,
RP-DYP hükümeti de bankacılık
ve finansal yatınm alanlannda,
dövız kullammını yavgınlaştırarak,
ekonomik baglamda Türkiye'ntn
ulusal bagımsızlığını tehlikeye
sokuyor. Türkıye'nin dünyada ılk
kez ulusal parasımn dışında repo
ve çek dolaşımına izın \ermeve
kalkan ülke konumuna
düşürüldügüne dikkat çeken
Merkez Bankası Meclis Cyesı \e
eski Başkanvekili Osman Cavit
Ertan, REFAHYOL"un son
uygulamalan ıle Türk Lirasf nın
kurianım alanının hızla daralacağı.
ekonomınin kontrolden çıkarak.
dolar ve mark egemenliği
yaşanacağı uyansında bulundu.
1 milyar 120 mılyon dolar
tutannda ihraç edilen dövizli
tahvillerin repo işlemlerinde
kullanılmaya başlanmasıyla
Türkiye'nin. kendi ulusal'parası
dışmdakı bir para bınmi ıle repo
işlemi uygulayan ilk ülke olma
umanını kazandığını vurgulayan
Cav it Enan. bu uygulamanın faız
oranlannın yükselmesine neden
olacagına ışaret etti. Cavit Ertan.
şunlan söyledi: "Dövizü repoQ«
yeni bir çığır açıyoruz... Derhal
Sermaye Pivasası Kunılu'nun bu
uygulamadan vazgeçmesi gerekir.
Döviz mevduatlannın toplam
tasamıflara oranı yüzde 52.
Bunun içinde vadesiz ve bir aya
kadar vadeli olanlann pa>ı yüzde
30 düzeyinde. Bunun vanında elde
\e kasalarda rutulan döviz miktan
yaklaşık 5 milyar dolar eivannda.
Bu tasarruflara repo yolu açılırsa.
bankaların malivetlerivle birlikte
genel faiz oranlan da artar. Milli
paranın dışında repo pivasası
açmak. Dünvanın hiçbir yerinde
yok böyle bir uygulafna"
Hazıne bonolanndan elde edilecek
gelırlere getırilmesi düşünülen
yüzde 10 stopajın ekonomide
dolarizasyon sürecıne hız
verecegıni ifade eden eski Merkez
Bankası Başkan Vekıli.
"Ekonomide döviz tercihi
inanılmaz bo> utlarda. Böylesi bir
ortamdaTürk Lirasıvetürk
Lirasi faiz enstrümanlanna olan
talebi azaltacak her türlü
uygulamadan kaçınmak gerekir.
Biz şimdi Türk Lirası üzerinden
yapüan repoyu vergilendiriyoruz.
l nutmamak gerekir ki döviz
yegane ve en güçlü alternarifi
repodur. Ve repoya getirilecek
stopaj, dövize olan talebi
arttıracaktır" dıye konuştu.
Merkez Bankasf nın TL faiz ve
arzına hâkim olurken: yabancı
paranın gelecegi üzerinde söz
sahıbi olmadığını ifade den Ertan,
dolarizasyon sürecinin sonuçlannı
şöyle özetledi: **Ekonomik
büyüklüklere hâkim olamayiz.
L'luslararası pivasalardaki tüm
oynamalar bizi tenıelden vurur.
Tüm bankaların taahhütleri dolar
üzerinden olacak bankaların
riskini arîtıracak. Bankalann
pasifieri dolarken aktifleri TL
üzerinden olacak. Kur riski
kamuva ve mali sisteme biner."
• Merkez Bankflî
Meclis Ûyesi ve e&
Başkanvekili Osman
Cavit Ertan,
Türkiye'nin dünyada
iik kez ulusal .
para.sımn dışm
repo ve çek
dplaşinuna izin
venneye kalkan
tke konutmr "
işürüidü-
J
ği'me dikl
J
çekti. i
• Oşmaıı Cavit Ertan.
REFAHYOL:un son
uygulamalan ile Türk
Lirasrnın kullanım
alamnm hızla daraîacağı.
ekononıinin kontrolden
çıkarak. doiar ve mark
egemenliği yaşanacağı
*- uyansında bulundu.
'Dövizle çek TUyi kaldırır'
Merkez Bankası Meclis Üyesı Osman
Cav ıt Ertan, ekonomide dolar
hâkimiyetıni arttıran başka bir unsurun
da dövız mevduatlanna dayanılarak
kullanılan çeklerin yaygınlaşmasına
yönelik gınşımlerin oîdugunu söyledi.
Son olarak thlas Finans Kurumu'nun
dövizli çek kullammını genişleteceginı
açıkladıgına dikkat çeken Ertan "Döviz
çeklerinin takası vaygmlaşacak. Dümanın
hiçbir yerinde milli paranın dışında bir
para üzerinden çek takası yok. Dünvada
bunu uygulayan tek ülke biz olacağız"
dedı. Eski Merkez Bankası Başkan
Vekili, uvgulama ile dövizin tasarruf
aracı olmaktan çıkıp ödeme aracı
konumuna geleceğine dikkat çekti. Cavit
Ertan, bu gelişmelerin Türk Lirasf nı
teda\ ülden kaldırma doğrultusunda
olduğunu vurguladı. Ertan. dö\iz
piyasasının bugünlerde ıstikrarlı
gözükmesine karşın Türk Lirası ve Türk
Lirası faiz oranlannda aleyhine
gelişmelerin istıkran bozacagı uyansında
bulundu. lhlas Finans Kurumu'ndan
yapılan açıklamada ise, dövızli çek
uygulaması ıçın tüm çalışmalann
tamamlandıgı. ancak uvgulama ıçin
gereklı iznin alınamadıgı vurgulandı.
Açıklamada. bütün özeîfinans
kuruluşlannın uygulamayı baş.latmavı
planladıkları betirtıldı.
Bakan Ufuk Söylemez'in
'sabit kur' önerisine tepki
'Sömürgeülke
olmaya götürür'
Eski Merkez Bankası Başkanvekili Osman
Cavit Ertan tarafından 1996'nın ilk 2 aylık
dış ticaret açıgının önceki yıla göre yüzde
100 arttığının açıklandıgı gün. Washington'da
IMF ıle temaslarda bulunan Devlet Bakanı
Lfuk Söylemez'in sabıt kur sıstemıne yeşil
ışık yakmasının Türkıye'nin "sömürge ülke"
olmaya dogru yolunun açıldıgını vurguladı.
Cavit Ertan. "GümrükBirBği'negiren
Türkiye'de kur baskı altına alınamaz. Türk
Lirası'mn reel anlamda değer kazanmasına
izin verilemez. Eğer izin verilirse, ocak- şubat
döneminde vüzdc 100 artan dış ticaret
dengesindeki açık daha da büvür" dedi.
Türkıye'nin Avrupa Bırligi ile gümrük birliği
anlaşmasmı imzalaması sonucu ihracata
yapılan tüm parasal teşvıklere son verilirken
ithalattakı tüm mükellefiyetlerin
kaldınldığına dikkat çeken Cavit Ertan,
"Bunlara rağmen sabit kur politikası
uygulanabilir. Ama ne şekilde? L Ikcvi daha
çok dış borca ve kısa vadeli sermaye
hareketlerine mahkum ederek" dedı. Cavit
Ertan enflasyonu kontrol edecek temel fiyat
polıtikalannı uygulamadan kuru baskı altına
alarak fiyav artışlannı dengelemeyi
düşünmenin büyük hata olduğunu kaydettı.
"Dünvanın hiçbir yerinde kuru baskı altına
alma politikası başarüı olamadı. Enflasvonu
kontrol altına almadan kuria o> namak son
derece hatahdır" diye konuşan Merkez
Bankası Meclis Üyesi, bedelsız otomobil
ihracatının yıl sonuna kadar yetışeceğine
inanmadığını kaydetti.
Refah Partisi-Uluslararası Para Fonu pazarlığında memur maaş zammı için ortak nokta bulundu
Maaşlara yüzde 50 zamda ıızlaşddı
Başbakan Erbakan.
ANKARA (Cumhuri>et Bürosu)
- REFAHYOL ortaklannın
maaşlara gelecek yıl toplam
yüzde 50 oranında zam
>apılması ve bu çerçevede
bütçedekı personel ödeneğinın
700 trilyon lira arttınlması
konusunda uzlaştığı ögrenildi.
DYP Genel Başkanı ve
Başbakan Yardımcısı Tansu
ÇiHer'tn Uluslarası Para '_''"
l
Fonu'yla (IMF) anlaşmaya
gidileeeğini gerekçe göstererek,
Başbakan Necmettin Erbakan'ın
maaşlar için ıstedigi yüzde 80
oranındaki zammın düşürülmesi
yönünde görüş bildirdiği
kaydedildi. IMF'nın sabit kur
önerisi dogrultusunda gelecek
vılın hedefİennde 1 ABD Doları
ıçin ortalama 145 bin lıralık
düşük düzeyde artış öngören bir
tahmin yapıldığına da dikkat
çekildi.
Anayasaya göre en geç mali
yılın başlangıcından 75 gün önce
TBMM'ye sunulması gereken
1997 yılı bütçe yasa tasansı
üzenndeki çalışmalar hızlandı.
17 ekımde TBMM'ye sunulacak
, bütçe RP'nitı istemleri ile '
iMFnin önenleri arasında "
şekilleni^or. Önceki gün
toplanan Ekonomik Kurul'da
bütçenin genel dengelerinin
belirlendiği vebakanlıklara
kendilerine aynlan ödeneği
değerlendirmek üzere 10 günlük
süre tanındığı öğrenıldı. Bütçe
ayın 12"sinden sonra Yüksek
Planlama ICurulu'nda tartışılarak
Bakanlar Kurulu'na sunulacak.
Odenekler arttınldı
Alınan bilgilere göre. Başbakan
Erbakan. yaklaşık 8 katrilyon
lira olması beklenen bütçe
harcamalanndan yatınmlara 1
katrilyon Hralık. personele 2.5
katrilyon liralık ödenek
aktanlmasmı istedi.
1997bütçesinin yak!aşık3 " ''
katrilyon liralık bölümünün de
iç-dış faiz ödemeleri için
kullanılacağı ögrenildi.
İlk aşamada RP'nın istemleri
çerçevesinde memur maaşlanna
gelecek yıl yüzde 80 zam
yapılması hesabına dayandınlan
bütçe rakamlannın ABD'de IMF
ve Dünya Bankası'yla görüşen
Çiller'in önerileri dogrultusunda
değiştirildi.
ErbakanMa önceki gün yapılan
Ekonomik Kurul öncesinde
görüşen Çiller'in IMF'yle
anlaşma yapılması için maaş
zammı oranının düşük tutulması
yönündeki değerlendirmesi
üzerine, maaşlara gelecek yıl
toplam yüzde 50 oranında zam
yapılması konusunda uzlaşıldığı
ögrenildi. Bu çerçevede,
bütçedeki personel harcamalan
bu yıla göre 700 trilyon lira
arttınlacak. Çiller, IMF ıle
yaptığı görüşmelerde gelecek vıl
için maaş zammı oranının yüzde
30 düzeyini aşmayacağını
belirtmişti. Başbakan Yardımcısı Çiller.
Dış ticaret açığı 7 ayda 13 milyar, 1996 sonunda 25 milyar dolar
Ithalat îhracatla arayı açıyor
ESRAYENER
.\NKAR4- Dış Ticaret
Müsteşarhgı'ndan alınan
bilgilere göre, ıthalat ocak-
temmuz döneminde 27 milyar
dolara. dış ticaret açığı da 13
milyar dolara ulaştı. lthalatta
frenlenemeyen artış nedeniyle
dış ticaret açıgının yılsonunda 25
milyar dolara, cari işlemler
açıgının da 7 milyar dolara
çıkmasının beklendiği ögrenildi.
Merkez Bankası yetkilileri. cari
işlemler açığında risk sınırlannın
aşıldığına dikkat çektiler.
Devlet lstatistik Enstitüsü.
Gümrük Müsteşarlıgf nın
bilgisayar sistemindeki sorun
üzerine sektörel aynmlan
yapamaması nedeniyle dış ticaret
venlennin ancak ocak-şubat
dönemıni açıklayabildı.
Dış Ticaret Müsteşarlıgı'ndan
alınan bilgilere göre ıse. toplam
ıthalat ocak-temmuz döneminde
27 milyar dolara ulaştı. Aynı
dönemde dış ticaret açığı 13
milyar dolar oldu.
Ekonomi kurmaylannın son
veriler üzerine yaptıklan
hesaplamalara göre. geçen yıl
tehlikelı olarak değerlendirilen
14 milyar dolarlık dış ticaret
açıgının bu yılsonunda 25 milyar
dolara, 3 milyar dolarlık cari
işlemler açıgının da 7 milyar
dolara ulaşması bekleniyor.
Yetkililer. cari işlemler
dengesindeki ithalata dayalı
açığın gayri safı milli gelirin
yüzde 6-7'si oranına ulaştığına
dikkat çekerek, "Bu tehlikeli bir
orandır. Ne zaman açık bu düzeye
gelse Türkive'de sivasi rejinıde
dalgalanmalarvaşandı" dedı ler.
Tüketim ithalatı
Yetkililer şu açıklamavı yaptılar:
"Birçok Doğu Asva ülkesinin
cari işlemler açğı bu oranın
üzerinde. Ancak onlarda açığa
neden olan ıthalat yabancı
yatınm olarak girivor. O
ülkelerde GSMH üretinıe dayalı
artıyor. Ancak bizde ıthalat artışı
tüketime davalı yaşanıvor. GSMH
de tüketime dayalı artıyor. Bu gibi
büyümelerde cari işlemler açığını
fınanse eden dış kav naklar
çekilme eğüimine girer. Türkiye
bu gelişmeleri 3 kez yaşadı.
Üçünde de rejinıde dalgalanma
vasandL"
D1E verilerine göre yılın ilk 6
aylık döneminde ekonomi yüzde
8.6 tehlikeli olarak
değerlendirilen oranda büyüdü.
GSMH'deki bu artış hızına. en
çok yüzde 35.2 oranında artan
ıthalat vergilen ile yüzde 11.5
oranında yükselen ticaret hacmi
neden oldu.
Devlet Planlama Teşkilatı
tarafindan yav ımlanan son
konjonktür raporunda da.
ithalattaki artış egiliminin
temmuz-eylül döneminde
sürdüğü belırtıldi. Raporda.
ıtlattan alınan KDV'lerdikkate
alınarak yapılan hesaplamalara
ğöre süren ithalattaki artışın
tehlikeli boyutta oldugu
uvansında da bulunuldu.
İşverenlerden
işçiye erken uyan
ANKARA(ANKA)-
Türkive lşveren Sendi-
kaları Konfederasyonu
(TİS1C) 1997 yıh kamu
kesimi toplu iş sözleşmeleri istem-
lerini belırledi. TİSK. işçi ücret-
lerinin herkuruluş için ayrı oran-
da ve enflasyondan bağımsız ola-
rak belirlenmesini istedi.
TİSK. uyulmasını istedığı il-
keleri bıryazı ile DPT'ye bildır-
di. TlSK'in yazısında mevcut
ekonomik dengelerin duyarlılı-
ğına dikkat çekılerek. taraflan
anlayış ve işbirlığine çağırdı.
TİSK>azısında. 1996 vılı so-
nu itibanyla konfederasyona üye
412 işyerinde 160 bin işçıyi kap-
sayan toplu iş sözleşmelerinin bir
bölümünün yenilendiği. bağıt-
lanmamış bulunanların
ağırlığım ıse tekstil söz-
leşmelerinin oluşturduğu
belırtildi. Yazıda mevcut
ekonomik durum dikkate alındı-
ğında uyulması gereken genel il-
keler şöyle sıralandı:
- K.amutoplusözleşmelerinde
bugüne kadar uygulanan seyya-
nen ücret zammı esası terk edil-
meli, sözleşmeler ışletme bazın-
da ele ahnmalı, işletmenın özel
şartlanna göre değerlendirilme-
li.
- Ücret zamlannda enflasyon
degil. kuruluşun ekonomik du-
rumu esas alınmalı. zam ılımlı
seviyede tutulmalı.
- Yürürlük süresi 2 yıldan az
olmamalı
IŞÇtNÎN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Çoksesli
Meclis'in "çoksesli" açJışına Refah Partililerden
tepki geldi. Cumhurbaşkanhğı Senfoni Orkestra-
sı'nın konserini dinlememek için grup toplantısın-
dan namaza kadar çeşitli gerekçeler yaratan Refah-
lılar, simgesel bir ayrıntıda dahi ne kadar "katı, ilkel,
fahammü/süz" olduklarının sergilemesini yaptılar.
Istanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nın Kültür
Bakanlığı tarafından "parayok "gerekçesi ileyol mas-
raflan karşılanmadığı için, aylaröncesinden sözü ve-
rilmiş, programlanmış Polonya'daki festivale gön-
derilmemesi daha da çarpıcı. Suna Kan'ın solist ola-
rak katılacağı, biletleri satılmış konserin, festival ko-
mitesinin duyurusuna göre "Türkiye'nin mantıklı
açıklaması olmayan bir gerekçe ile katılmaması" rle-
deniyle iptal edılmesı, sadece bir ayıp mı? Refah-
yol iktidannca, Atatürk ve devrimleri ile Türkiye'ye
yerleştirilmesi için çok büyük çabalar verilmiş"ço/(-
sesli" küttürün bilinçli, kasıtlı olarak tümden red-
dedilişi ve yok edilmesi dogrultusunda atılmış önem-
li, cıddi adımlardan birisi mi?
Erbakan ın Bakanlar Kurulu üyelerinin tamanıı-
nın imzası alınmadığı için, yasal, resmi niteliği kal-
mamış, harcırah alınmaması gereken Afrika seferi-
ne, keyfı dış gezılerine, Çiller'in akıl almaz lüks
harcamalı Amerika seferine para bulan Türkiye
Cumhuriyeti Devletı, ülkesinin onuru niteliğindeki bir
konsere para bulamıyor Olacak iş mi?
• • •
Iktidara gelebilmek ve iktidarda kalabilmek için,
her tür hile yolunu kabul etmiş olsalar da, demok-
rasinin nimetlerinden sonuna kadar yararlanmayı en
iyi onlar becerseler de, şeriattan vazgeçemedikle-
ri ölçüde, tepki vermekten de kendilerini alıkoyamı-
yorlar.
Rize milletvekili Hizbullahçı "Allahın yolunda sa-
vaş verecek bir militan" olduğunu haykınyor. Kül-
tür Bakanlığı sadece çoksesli müziğı değil, çok-
sesli kültürü yok etmek yolunda adım adım gidiyor.
Eğitımin özgür düşünceden uzaklaştırılması, şeri-
atçı kadrolar yetiştirmek üzere düzenlenmesi için
önemli yeni uygulamalar gündeme geliyor. En son
hilelı yoldan orduya ımam-hatiplilenn sokulmasının
yöntemini buldular. Doğrudan Bakan Kazan eliyle
yargıya hile ile türbanlı hâkim ve savcı sokulması sağ-
landı. Sözde işçı, sendıkacı kökenli Çalışma Baka-
nı, çalışanlann haklarının peşinde koşacak yerde,
SSK'nin müritlere teslim edilmesinin savaşmı veri-
yor. Bir yandan da sessiz sedasız Refahlı belediye-
lerdesteğinde kendi çizgilerindeki işçi konfederas-
yonunun sendikalarını kamu işyerlerine sokmantn
yolları deneniyor.
Bırkaç aytık ıktidar uygulamasında Refah'ın şe-
riat düzeninden vazgeçtiği ve iktidara gelişini borç-
lu olduğu demokrasiyi evrensel ölçüleri ile benım-
sediği yolunda ortaya çıkmış ne somut bir adım, ne
de umut verici söz var. Tam tersi kotarılmak istenen
işler, Refah'ın radikal dincı akımlardan, demokrasi-
nin ve insan haklarının, laikliğin karşıtı şeriat düze-
ni iktidanndan vazgeçemediğini, bu doğrultudaki eği-
limlerin ağır bastığını göstenyor.
Çiller'in hükümet kurulur kurulmaz, yabancı ül-
keler elçilerıne verdiği sözün tam tersi, Türkiye'nin
yüzünün başka yöne çevrilmesinde, şeriata çekil-
mesinde engel, koalisyondaki varlığının güvence
olamayacağı da artık iyıce anlaşılmış bulunuyor. Bu
gerçeği Çiller'in en yakınları, DYP'liler de artık an-
lamış olarak kimi kararlara karşı çıkmak gereğini
duyuyorlar. Ancak bu saatten sonra ne yapacakla-
rını onlar da pek bilemıyortar.
• • •
işte böyle bir aşamada "çoksesli' simgesel açı-
lış töreni ile Meclis'e yenıden bir umut bağlanmış
bulunuyor. Meclis Türkiye'nin çoksesli kimliğinin
gelişmesinin bir güvencesi, umudu olabilecek mi?
Çok partili düzene geçişten bu yana, halkın din duy-
gulannı siyasi istismar aracı olarak kullanmış, an-
cak işı laikliğin karşıtı, şeriat düzeni özlemlerine var-
dırmamış siyasi kadrolar bile son gelişmelerin, olup
bitenin paniğinde.
Cumhurbaşkanı Demirel. ANAP lideri Mesut
Yılmaz bile simgesel "çoksesli" Meclis açılışı ile top-
luma mesajlar vermeye çalışıyorlar. Meclis içinde çı-
kış yolları bulunacağı, laikliğin, Atatürk devrimleri-
nin güvencede olduğunu söylüyoıiar. Sanki aske-
ri müdahaleye işi bırakmadan şeriat, laiklik tehdi-
dine karşı bir kıpırdanma, ciddi sivıl çözüm üretme
arayışları var.
Ne kadar ciddi? Meclis gerçekten sorumlulukla
ne ölçüde çözümler üretecek? Çok daha önemlisi
Meclis aritmetiği, pariamento içine bulaşmış her
tür yozlaşmanın boyutlan, siyasi partiler ve liderle-
rin aymazlığında, yeni yasama yılında Meclis'ten
çıkacak çözümlere bel bağlanabilir mi?
Geçmiş deneyimlerimize bakarak belki umutlu
olamıyoruz. Ama tehlikenin, tehdidin ciddiyeti kar-
şısında, bu kez vekilimiz olarak patiamentoya git-
mişlerin, en azından çözüm üretmek zorunluluğu-
nu duyacaklarına ve sonuç olarak çözüm üretebi-
leceklerine de inanmak ıstiyoruz.
Kimbilir belki de Meclis açılış törenine ilk kez
"çoksesli" müzik konseri ile başlanması, büyük bir
özlemin dile gelişi, Meclis'in önemli bir demokrasi
sınavından geçişinin önemli adımı olabilir.
ÇÜ'l'Çİ D O S T U / SADULLAH USUMt
Trakyalı çiftçi SEK'i kaybetmenin acısmı unutamıyor
K
öy-Koop Kırklareli Bırlıği'nin 20. kuruluşyıl-
dönümü kutlamaları. Trakyalı çiftçilerin
yüzünü güldürdü, dostlannı da seyindır-
di. Bırlik Başkanı Erdoğan Kantürer'ın
verdığı bılgıyegöre, kooperatıf 12 Eylül darbesın-
den sonra yaşadığı kötü koşullan artık geride bı-
raktı. Birliğin günlük satışlan 3 milyar liraya, 1995
yılı cirosu da 3 trilyon liraya ulaştı!..
Kısa süre içinde sağlanan bu gelişme çok önem-
li. Arna daha da önemlisi. ortaklann toplantıya gös-
terdikleri büyük ılgi. Binden fazla ortak çoluk ço-
cuöu ile şenliklere katıldı ve heyecan yarattı!..
Törene katılan Kırklareli Vali Vekili Y'lniaz Yol-
cu, mıiletvekili Necdet Tekin, Trakya Ünıversitesi
Rektörü Osman inci, Prof. Kaptan Kaptangil Türk
tarımı ile ilgıh görüşlerini açıkladılar. Rektör Inci'nin
bilimin de çiftçinin emrinde olacağını açıklaması her-
kesı duygulandırdı. Kaptangil kooperatifçiliğin ta-
rihi gelişimini ve yararlaunnı anlattıktan sonra. Tür-
kiye yi yönetenlere şu anlamh mesajı yolladı: "Ör-
gütlenme demokrasınin temelidir. Örgütlenmeyı
istemeyenler demokrasiyi de ıstemeyenlerdır."
Kaptangil bu sözleri ıle herhaldeTürkıye'nin için-
de bulunduğu çelişkiyı anlatmak istedi. Zira, 1980
yılından sonra iş başına gelen yönetimler, çıkardık-
ları anayasa ve yasalana demokrasiyi katlettiler.
Toplumun orgütlenmesini yok ettiler.
Kaptangil bir bilim adamı olarak doğruları söy-
ledi ama Türkiye'yi yönetenlere bu doğruları anla-
tabılmekoldukçazor. Zira, onlarçoktan yollannı seç-
mişler ve sömürü düzenine yeşıl ışığı yakmışlar.
Koy-Koop Trakya Birliği 1975 yılında kuruldu. Kı-
sa sürede gelıştı. Hemen bir süt fabnkası kurmak
için harekete geçtı. Temellerıni attı. Ancak tam çift-
çiyı koruyabilecek guce eriştiği zaman 1980 dar-
besi oldu. O günün hükümetleri ile bütünleşen özel
sektör, birtik üzerinde baskı oluşturmaya başladı.
Çeşitli tertiplerle kooperatıfin nefes alması bile en-
Köy-Koop Kırklareli Trakyalı çiftçinin yüzünü güldürüyor.
gellendi. Yatırımları önlendı, ekonomik gücü sıfır-
landı. Pıyasalar özel sektörün ınsafına terk edildi.
Ancak birliğin inançlı ortakları, kendilerine kuru-
lan tuzakları aştı ve 1988 yılında çevrelerine örülen
zincirleri kırdı attı... 1991 yılında ise Trakya bölge-
sine yeniden ağırlığım koydu.
Pekı... Bu birlik 1980 yılında neden yok edilmek
istendı... Hükümetler neden destek yerine köstek
oldu? Bu sorunun yanıtını doğru olarak tespit ede-
bilmek için kooperatifin neler yaptığına ve amacı-
nın ne olduğuna bakmak gerekir.
Birliğin görevi, kendısine bağlı kooperatiflerin
bulunduğu köylerdeki sütlerı en iyı şekilde pazar-
lamaktır. Toplu pazarlıklar daha ayantajlı olduğu
için üretici kazançlı çıkar. Kurduğu bir işletme ile or-
taklannın her türlü ihtiyaçlarını temin ederek köy-
lerine kadar taşır. Üretıcilere ücretsiz veterinerlik hız-
rnetlen venlir. Kurulan akaryakıt istasyonlanndan üre-
ticiler uzaklara gıtmeden yararlanabilır.
100 dekarlık arazı üzerine kurulan "Tanmsal Iş-
letmelerMerkezi" çokyönlü hızmet veriyor. 500 de-
karlık bir alanda "sertifikalı tohumlukbuğday" üre-
tıliyor ve çiftçilere dağrtılıyor. 1980 yılındayapımı en-
gellenen günlük 50 ton kapasiteli süt sanayinin te-
melleri atıldı. Kooperatif ortakları artık sütlerini pa-
zarlarnak ıçin zorlanmayacak. Bu işleri çevırebilmek
için bir süt, ıki de akaryakıt tankeri satın alındı. Bir
yandan da kültür ve eğitim amaçlı çalışmalar sü-
rüyor. Bu arada da kooperatif devlete milyarlarca
lira vergi odüyor. Ne güzel değil mi? Insanlarımız
köylerde bir araya geliyor ve önce kooperatif, ar-
dından da bırlik oluşturuyor. Hem kendilerini refa-
ha götürecek yolu açıyor... Hem de ülke ekonomı-
sıne katkıda bulunuyor!..Bu durumda ne beklersi-
niz? Devlet baba hemen ortaya çıkacak. Bu güzel
gelişmeleri destekleyecek. En azından bir "aferin"
diyecek... Moral verecek... Başka yörelerde de bu
tür kuruluşları teşvik ederek ülke kalkınmasına yar-
dımcı olacak!..
İşte ışin en acı yanı da burada! Zira, 1980'den
bu yana ış başına gelenler, bu iyi niyetlı beklentile-
nmizin tam tersıni yaptılar. Böylesine yararlı kuru-
luşlann kurulmasını engellediler. Var olanları da yık-
maya çalıştılar. Çiftçiyi sömüren bazı özel sektör ku-
ruluşlanna düşük faizli krediler yağdırılırken, ko-
operatifleri her türlü imkândan yoksun bıraktılar.
Topluma yaptığı hizmetleriballandıraballandıraan-
lattığımız Köy-Koop Trakya Bırlığı'ne de bugüne ka-
dar bir tek kuruş teşvik kredısı verilmedı.
Çiftçiyi çeşitli piyasa tuzaklanna düşürerek elin-
deki mali ucuza kapatan kişı ve şırketlere para
musluklarını ardına kadar açacaksın... Sömürülen
çiftçıye gelince yardım bir yana, tek kuruş bile kre-
di sağlamayacaksın!.. Dahası var. Bütün bunlar
yetmiyormuş gibi, bir de üreticınin tek koruyucu-
su ve güvencesi olan SEK'İ özel sektöre, değeri-
nin çok altında haraç-mezat satacaksın...
Böyle bir yaklaşımın iyı nıyetle ılgısı olabilir mı?
SEK'in satışını "özelleştırmenin başansı" olarak
göstermeye çalışan başbakanlar, yardımcıları, ba-
kanlar veya onlar gibi düşünenler... Gidip Türki-
ye'nin en gelişmiş yöresi olarak kabul edilen Trak-
ya'da SEK satıldıktan sonra çiftçinin ve hayvan
üreticisinin yaşadığı dramı görsünler...
Trakyalı hâla SEK'in üretici kooperatifleri yerine
özel sektöre satılmasını içine sındıremıyor. SEK'ı kay-
betmenin acısını unutamıyor! Zıraetıni, sütünü ger-
çek değerinin yarısına satmak zorunda kalıyor! •
Kaynakpaketi devreye sokuluyor
Içki-sigara ve maden
kaynakları devrede
• Tütün. tütün mamulleri ile her türlü alkoüü
içkilerin ithalinde ve tesliminde alınan
Sa\unma Sanayii Destekleme Fonu yüzde
5'den yüzde 10'açıkanldı.
ANKAR\ (Cumhuriyet
Bürosu) - Hükümet
öngördüğü yeni
kaynaklarîa ilgili yasal
düzenlemelen devreye
sokmaya başladı. Tütün.
tütün mamulleri ile her
türlü alkollü içkilerin
ithalinde ve tesliminde
alınan Savunma Sanayii
Destekleme Fonu yüzde
5'den yüzde 10'a
çıkanldı.
İşletme ruhsatı
feshedilmiş. terk edilmiş
maden sahalannın,
aramalara açık hale
getirilmesıne ilişkın
esaslar da bellı oldu.
Enerji veTabii
Kaynaklar Bakanlıgrnın
maden ihale yönetmeliği,
Resmi Gaz'ete'nin dünkü
sayısında yayımlanarak
yürürlüğe girdi.
Yönetmelıkle. herfîangi
bir sebeple "hiikümden
düştnüş, terkedilmiş,
feshedilmiş" ön işletme
ve işletme ruhsatlı
sahalarla. ön işletme ve
işletme ruhsatı
safhâsında işlemi eksik
kalan alanlar. ihaleye
çıkanlması gereken
sahalann. işletme ruhsatı
sonaeren sahalardan
çıkanlmış. fakat
satılmamış cev her. pasa.
bakiye yığınlan ile
cürufların "ihale
edilrnesine" ilişkin usul,
esas ve işlemler tespit
edildi.
Buna göre arama
ruhsatından düşmüş, terk
edilmiş ya da bu safhada
işlemi eksik kalan
alanlar. ilan suretiyle
aramalara açık hale
getırilecek.
lhaleler. "açık artırma"
usulü ilevapılacak ve
müracaatçılar. ihale
komısyonu önünde
teklıflerinı sırayla ve
sözlü olarak
belirtecekler.