Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
26EKİM1996 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
^f ürütmenin durdurulması için kanuni yollara başvuracaklannı söyleyen OSD Başkanı REFAHYOL'a çattı
4
Biz hancıyız oıılar yolcıı'CANANSOYSAL
Hiıkümet tarafındar hazirlanan bedel-
siz ithalat kararnamesinin Cunıhurbaşka-
»nı Sülevman Demirel tarafından onaylan-
mıası otomoiiv sanayıcilerini kızdırdı.
«Otomotıv Sana>i Derrıeğı (OSD) Yöne-
rtım Kurulu Başkanı Aülhsan İlkbahar.
Ifeararnamenin yeni degışikhklerle bile
^anayûeşmek isteyen birıilkeye yarar ve-
trine zarar getireceğini belirterek. Oniar
3.0İCU biz ise hanavız \t hanımıza sahip
Çiknoruz" dedi. /Jkbahar, yıirütmenin
tâurdurulması ıçin kanuni yollara başvu-
r~-acaklarını da söyledi.
OSD Başkanı Alı İhsan İlkbahar, dün
cSernek genel merkezinde yapılan olaga-
müstü loplantının ardından yaptıgı açık-
l.amada. kamuoyu. basın, sıvil toplamör-
tztitlen ve sendikalann verdiği büyiik
ci-estek sayesinde bedelsiz ithaJat karar-
r*amesının 1.5 ay gecikme ve bazı deği-
^ âkliklerle ımzalandığını hatırlatarak. hü-
kcumetın ısrarlı olduğu söz konusu ka-
rarnamey le birçok Tiirk insanının işıni teh-
lıkeye soktuğunu söyledi.
Sektöre destek yerine köstek
10 av önce gümrük birliği nedeniyle
yüzde 30 mertebesindeki vergilerin ani-
den sıfıra mdınldıgi birdonemde, bu sek-
tc»re de>tek yerine böv lebırdarbenın vu-
ruılmasının açıklanması güç bir da\ ranış
olduğunu kaydetti.
50 bın markın bir sene devlet banka-
lannayatınlması karşılıgTnda yüzde 12'lik
eK. taşıtalım vergisindeyapılacak>üzde
2O indirımin ıç talebi canlandıracağını
ıleri süren hükümetin görüşünü paylaş-
manın nıiimkiin olama>acagını da vur-
guiayan İlkbahar, sözlennı şöyle sürdür-
OSD Başkanı İlkbahar, kararnamenin yarar yerine zarar getireceğini belirtti.
çıkarmalar
Sabancı'dan bedelsize yumuşak tavır
Ekonomi Servisi - Bedelsiz
ithalat konusu gündeme
geldiğinde. karara biiyiik
tepkide bulunan Sabancı
Holding'e ait TovotaSA'nın
Genel Müdürü Hazım
Kantarcı, dün Brisa'nın
Avrupa Kalite Büyük
Ödülü'nü aldığı törende
gazetecilerin sorulannı
yanıtlarken. kararın
Cumhurbaşkanı tarafından
onaylandıgını, dolayısıyla
yapılacak bir şey
kalmadığını söyledi.
Kantarcı "Kararı en vüce
makam onayladıktan
sonra, yapacak bir şey
kalmamıştır" dedi.
Cumhurbaşkanı "nın
uvgulamanın haziran ayında
başlatılmasına ilişkin ek
karannı da olumlu karşılavan
ToyotaSA GeneJ Müdürü
Hazım Kantarcı,
"Bedelsizin satışlara
olumsu/ etkisi sonucunda
ihracata mı
yöneleceksiniz?" sorusuna
"Bizim zaten her zaman
amacımız budur" dıye
yanıt verdi.
Ekonomi Servisi- Bedelsiz ithalat
kararnamesinin Cumhurbaşkanı
Demirel tarafından onaylanarak
yüriirlüğe girmesine işçi ve işveren
sendikaları büyük tepki gösterirken.
kararnameyi >alnızca Hak-lş savundu.
Türk-İş Genel Başkanı Bavram Meral.
cidd: bir tedbir alınmaması halinde
bedelsiz ithalat u>gulamasından
çalışanlann son derece olumsuz
etkineleceğini \e işsizliğin artacağını
sövledi.
DİSK Genel Başkanı Rjdvan Budak.
ıstıhdam bıkıntısı çeken Türkıvede
bedelsiz ıthalatla birlikte yoksullugun
ve işsızüğın daha çok artacağını
belirterek, "Bu uvgulamavla kesinlikle
işçi tasfivesi
olacaktır. Bunlar geçici tedbirierdir. Bu
uvgulamanın faturası 1997 vılı
sonunda Türkhe'nin karşısına
çıkacr
aktır'\ekiınde konuştu.
TtSK Genel Başkanı Refık Bajdur
ise bedelsiz ithalat uygulama.sının
Türk otomotiv sanayiine büyük zarar
verecegini. 400 bin işçi \e bin 500
işletmenin bu karardan olumsuz
etkilenecegini ifade etti.
Baydur. bu işletmelerin kapanma
tehlikesiyje karşı karşı kalacagını
savundu. Öte yandan Hak-iş Sendikası
Genel Başkanı Salint (Jslu ise
uvgulamanın hem Türkiye'ye
finanasal girdi saglayacagını hem de
yerli otomotiv sektörünün rekabet
gücünü tahrik edecegıni öne sürdü.
dü: "Bedekiz ithalaf görüşmeleri vesile-
si üe görüşme firsatı buiduğumuz Sa>ın
BaşbakanıniLZ, sektöriin veniden canlan-
dınlnıası için Snerilerimizi isti'tnişk-rdL Bu
önerilerimLci J1 Ekinı 1996tarihindeken-
disine sunduk.
Bu öncrilerimi/jn dikkate alınmama-
sı ve kararnamenin istenilen önerilere
rağmen çıknıası bizicri hayal kınkJığına
uğratnnştır."
İlkbahar, Demirel tarafından kabul
edilen kararnamedeeski halinden farklı
olarak "mahdut miktarda" tabiri yeral-
dıgınadikkatçekerek, bu kavramla nean-
latılmak ıstendigj konusunda şüpheleri ol-
duğunu. fiili ithalatın I Haziran 1997'de
başlatılmasının ise daha önce yaptıkları
itirazlann dikkate alınmasıylaortav a çık-
tıgını sövledi.
OSD S'önetim Kurulu Başkamekili Zi~
ya Özkan ise kararnamenin sakat dogdu-
gunu \e hiçbir felsefesi olmadığını be-
lirterek. yapılan düzeltmelerin sakatlıgı
ortadan kaldırmayacagını ıfadeetti. Ken-
dilerının her türlü fedakârlıği yaptığını
kaydeden Özkan, "Kalksa\dı çok iyi
olacaktu(,-ünkütemeli>anlış"dıve konuş-
tu.
Bursa bedelsiz ithalat kararnamesiyle çalkalanıyor. Sektöriin merkezi konumundaki ilde tepki büyük
Otomotiv sektörünün kalbi sıkısüLEVENTCENCELLİ
BURSA - Cumhurbaşkanı Sülevman
Demiref ın beklettiği. ancak önceki gün ım-
zaladıgı bedelsiz ithalat karanıamesı. oto-
motiv sektörünün kalbı Bursa da şok et-
kisi yarattı. Dünküyerel gazetelertepkı-
leri manşettenduvurdular. Bursa Haberga-
zetesi. "Bursa'ncnidamfernıanınaonay"
başlıgını kullanırken bağımsız milletve-
kilı ve Demirel"e yakınlığıvla bilinen Ca-
>it ÇağJar'ın gazetesi Olay. gelişmeleri
"Çifte şok- DemireL bedelsiz ithalat karar-
nanıesini onayladı. Sanavici \e işçi şaşkın"
spotunun yanına. "A>rupa Paıiamento-
su. Türkive've yapılacak mali yardımları
asknaaldı" başlıgını da kullandı. DYP Bur-
sa Milletvekili veCüler'e sakınlıgıs la bı-
linen Bursa 2000'in manşeti. "Demirel
tartışmayı fazia uzatmak istemedi. Bedel-
sueökey" başlıklanyla duyurdu.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başka-
nı Celal Sönmez, yaptığı ilk açıklamada.
"Sektörü kötfi «kiİevmkOr. ÖzeüikieBur-
sa. bu durumdan körü etkilenecektir. Oto-
motiv sektörü tam canlanırken. kendisini
>enilerken bu kararname ivi dmayacak"
dedi.
TOFAŞ'ta çalışırken, Ali Rahmi Bo>-
raliilebirlikte DSPcien milletvekili seçi-
len HayatiKorkmaz'ın tepkısi çok sert ol-
du. Sektörü vakından tanıvan Korkmaz.
Tofaş üretime yine ara veriyor
BL'RSA (Cumhuriyet) - TOFAŞ
Otomobil Fabrikası'nda üretime 28
Ekim tarihinden itibaren 5 gün
süreyle yeniden ara verilecek. Artan
stoklar ve otomobil satışlanndaki
durgunluk nedeniyle 28 ekım-1
kasım tarihlen arasında üretim
durdurulacak. Bu süre ıçınde ışçiler
zorunlu ızne aynlacaklar.TOFAŞ
Otomobil Fabrikası'nda 1994 yılında
5 kez üretıme ara verilırken. otomobil
sektöründekı kriz gerekçe gösterılerek
3 bın 206 işçi ışten çıkartılmıştı.
Fabnkada. artan stoklar ve piyasadakı
durgunluk nedeniyle de |995yıh3O
Ocak-6 .Mart tarihleri arasında, 1996
> ılında ise 25 Eylül6 Ekim. 14-16
Ekım tanhleri arasında da üretime ara
verılmiştı. TOFAŞ Fabnkası'nda
vakiaşık 4 bin işçi çalışıvor. Bu arada.
Bursa'da kurulu Oyak Renault
Otomobil Fabrikası'nda ise üretıme
ara verilmesiyle ilgili bırkararın
bulunmadığı öğrenıldi. Oyak Renault
Genel Müdürlüğü yetkilileri,
fabrikada otomobıl üretiminin
planlandığı biçımde siirdiirüldüğünü
belirterek "Bedelsiz Otomobil
İthalat; Kararnamesi henüz veni
çıktı. L retimin durumunu talep ve
piyasa durumu belirleyecek"
dediler.
şunları sövledi: "Şu anda Türkiye'de30
nıilvardolarlık otomotiv jatınmıvar. Dev-
let,25-3 milvar dolarlık kav nak için bu va-
tınmları gözden çıkardı. Cumhurbaşka-
nı'nın karamamevi im/alamasını bekle-
miyordum. Bu durum, diizenin kokuş-
muşluğunun birgöstergesidir. Vinekapa-
lı kapılar ardında bir şeyler halledilmişn'r.'"
Türk-iş'ın Bursa'dakı en üst yönetici-
si 8. BölgeTemsilcısi Mehmet Kanca da,
kararnamenin, Türk sanayiine bir hançer
gibi saplandıgını. Bursa'nın bundan çok
-S«yük zarar görecegini söyledi.
'" *" Bedelsiz oto ithaline izin veren karar-
namenin imzalanmasına Bursa'dan tek
destek MÜSİAD Bursa Şube Başkanı
Mehmet Burkay'dan geldi Burkav. oto-
motiv sektörünün tatlı kârlara alıştığını
savunarak "Karanıamevlehükümeteka-
zanç sağlanacaknr. Ancak daha önemlisi
otomotiv sektörünün kendisine gelmesini
sağlavacaktır" dedi.
Ozal'ın bakanlarından Ahmet Kurtce-
be Alptemoçin ER-Kun Şirketler Grubu
adına yaptığı açıklamada. Türkiye'nin GB
sürecindeyaptıgı büyük pazarlıklarsonu-
cu elde ettiği kazanımları terk ettiğini sa-
vundu.
Rekabet Kurulu sonunda devreye giriyorANKARA (AA) - Sanayi ve Ticarei Bakanlıgı.
11 kişiden oluşacak Rekabet Kurulu"nun 9
üveliği için. 18 kişilik aday listesi hazırlayarak.
Başbakanlığa sundu. Bakan Yalım Erez ımza»ıyla
Başbakanhğa sunulan aday listesinden kimlerin
Rekabet Kurulu'nda yer alacağına. Bakanlar
Kurulu karar verecek. Serbest rekabet ortamının
konınması için
7
Aralık 1994'te yüriirlüğe giren
"Rekaberin Korunması Hakkında Kanun'un
öngördüğü Rekabet Kurulu'na. aradaıı szeçen
yaklaşık 2 vıllık sürede ışlerlık
kazandınlanıanıı^tı. Kanungereği V'argıtay.
Damştay. DPT, Ünhersitelerarası Kurul.
TOBB'dan birer, Sana>i Bakanlıgı"ndan 4 ve
Başbakanlık'tan 2 olmak üzere. başkan dahil 11
üyeden oluşacak Rekabet Kurulu ıçın.
Başbakanlığı temsil edecek üyeler dışında diger
kunımlardan gösterilen 18 ki^ilik aday listesi
şöyle:
- Vargıtay: Kemal Erol, V. Ünsal Sarıduman.
- Danıştay: İsnıet Cantürk. Erçetin
^brgancıoğlu.
- Devlet Bakanlıgı (DPT): Dr. Yavuz Ege,
Tandoğan Güçbilmez.
- Üniversitelerarası Kurul: Sadık Kutlu, Turgut
Yurdemi.
- TOBB. Necdet Karacehennem, Cemal Erol.
- Sana\i ve Ticaret Bakanlıgı: Ersen Yavuz,
Prof. Dr. Aydın Ayaydın, Prof. Dr. Tamer
Müftüoğlu! Selahattin Koçak, Salih Zeki
Bengii. Tuncer Lçarol. Sarpel Kartal. Mustafa
Şahin.
ÇIFTÇI DOSTU /SADLLL^H USUMI
İZMİR - Manisa, Aydın, Izmir, Denizli ve Muğ-
la'nın köy ve kasabalannda geçimini topraktan sağ-
layan çilekeş insanlarımızla tam 5 gün iç içe ya-
şadım. Gördüklenm ve dinlediklerim yürekleracı-
sı... Tarım kesimi büyük bir ekonomik bunal/m ge-
çiriyor. Işsizlik. parasızlık, açlık, umutsuzluk had
safhada. En varlıkh çiftçiler bile gelecek kuşkusu
içinde!..
Manzara. Istanbul ve Ankara'da gözüktüğü gi-
bi değil... Türkiye'nin en gelişmiş bö/gesı olarak
kabul edilen Ege'de artık karamsar bir hava esi-
yor. Gözümüze çarpanlar, devlet ve hükümet
adamlarımızın çizmeye çalıştığı 'pembe tablo'ya
hiç mi hiç benzemiyor!..
Atatürk'ün sevgilısi ve 'miiletimizin efendisi' de-
diği kırsal alan insanımız perişan... Bazı bölgele-
rimızde Afrika'nın ve Asya'nın en geri kalmış ül-
kelerinden farksız bir yaşam var... Hükümetlerin
yanlış uygulamaları yüzünden insanlanmız bir yan-
dan malını mülkünü, bir yandan da benliğini kay-
bedıyor. Bu arada da Türk tarımı elden gidiyor!..
Viılyonlarca pamuk üreticisi bu yıl darbe üstüne
darbe yedi. Geçmiş yıllarda verim düşük olursa,
r
iyat!ar yüksek olurdu. Veya tam tersi... Üretici ya
^aliteden ya verimden ya da fiyattan kendisini
çurtarabilirdi. Buyıl ise tutunacağı bir tek dal yok.
^ m verim hem de kalite düşük. Fiyatlar ise tam
jir rezalet.-.Daha da kötüsü yağışlar dinmek bil-
nıyor. Pamuk daha tarlada verim kaybediyor. Ka-
te bozuluyor. Hükümetin destek yerine köstek ol-
luğu TARİŞ peşin ödeme yapamadığı için tüccar
e sanayici bu fırsattan yararlanarak pamuk fiyat-
arını sürekli aşağıya çekiyor.
jükümet verdiği sözleri tutmâdT
Hukümet tarım kesimine verdiği sözlerin hiçbi-
nı yerine getirmedi. Aksine, TARİŞ, ÇUKOBİR-
İKveANTBİRLİKgibiüreticiyikoruyantanmsa-
ş kooperatifleri birliklerinin tüccar karşısında da-
a da güçsüz kalması ve rekabet ortamını yara-
ımaması için gereklı her türlü müdahale yapıldı.
retıcilerden yana olan yöneticiler değiştirildi. Ma-
kaynakları kurutuldu. Sanayiciye ve tüccara sağ-
Beyaz Pamukta Kara Gürıler
Tarım kesimi şu anda büyük bir ekonomik bunalım geçiriyor.
lanan kredilerden yararlandırılmadı. Böyiece pa-
muk üreticilerinın tek güvencesi olan kooperatif-
ler işlevlerini yapamaz haiegetirildiler... Parasızbı-
rakıldılar. Artıkpamuk piyasaları tamamen tüccar
ve sanayicinin eline kaldı. Şimdi tüccar ve sana-
yici istediği fiyattan, istediği kadar pamuk alıyor...
Aslında Erbakan ve Çiller'in de istediğt. piyasa-
yı sanayicinin ve tüccarın kontrolüne bırakmaktı.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez'in de bek-
lentısibuidi... Nitekim, istediklerideaynenoldu...
Milyonlarca pamuk üreticisi hem hava koşıilan hem
de sanayici ve tüccarın insafsız tutumu karşısın-
da çaresiz kaldı...
Hükümetin de desteğini arkasına alan tüccar
ve sanayici şimdı maliyeti 85 bin lirayı geçen bir
kilo pamuğu üreticinin elinden 60 ile 65 bin lıra ara-
sında satın alıyor... Üretici de TARİŞ'te pamuk fi-
yatları 77 bin lira olduğu halde. peşin pa'a öde-
yemediği için pamuğunu son derece düşük fiyat-
la da olsa tüccara vermek zorunda kalıyor.
Zira üretici borçlu. Ekim ayı sonunda bankala-
ra olan borçlannın vadesi doluyor. Eğer. ay sonu-
na kadar borçlarını kapatamazsa faizler ikiye kat-
lanacak.
Çiftçi kasten böylesine bir kıskaca sokuluyor.
Banka faizinden kurtulmak ısterse tüccar ve sa-
nayiciye soyuluyor... Tüccar ve sanayiciye diren-
meye kalkarsa bankalara gelirinın büyük bir bö-
lümünü vermek zorunda kalıyor!..
İki ucu pîs değnekT.
Bütün tuzaklar çiftçiye hazırlanmış. Her yıl he-
men hemen aynı oyunlar tezgâhlanıyor. Hep ka-
zanan tüccar ve sanayici, kaybeden de üretici
oluyor!.. 1996 yılı işlenmiş pamuk üretimi 800 bin
tona yakın bekleniyordu. Ama toplanan pamuk-
taki verime bakılınca rekoltenin 700 bin tonun al-
tında kalacağı anlaşılıyor. Bazı gözlemcilere göre
rekolte belki de 650 bin tonda kalacak. Aynca.
yağışlar da kaliteyi oldukça düşürdü. Örnegın 3
benekli pamuklar 52 ile 55 bin liraya müşteri bul-
maktazorlanıyor... Üretici elinde pamuk numune-
leri ile tüccar kapılarını aşındınyor. Ama sonuç de-
gişmiyor... Yaşlı ve tecrübeli üreticiler, belki de 30
yıldan beri böylesine bir facianın yaşanmadığını
ileri sürüyorlar.
Verilen bilgilere göre, bu yıl pamuk üreticileri-
nin en azından yüzde 80'i borçlarını ödeyemeye-
cek. Yüzde 10'u ise iflas edecek... Yüzde 5'inin
ise gelecek yıla kadar dayanma gücü kalabilecek...
Bu nedenle hükümetten umudunu kesen üretici-
ler daha şimdiden borçlarını kapatabilmek için
traktörlerini sahşa çıkardılar... Pamuk üretim böl-
gelennde şu anda binlerce satılık traktör var. Önü-
müzdekı günlerde binlercesinin daha satışa çıka-
rılacağı belirtiliyor...
Ancak. binlerce traktör birden satışa sunuldu-
ğu için fiyatlar da düştü. Örneğin, yenisi iki ile üç
milyar lira civannda olan traktöriere 300 ve 350 mil-
yon lira veren bile yok... Üstelik, alıcı da yok...
Milyonlarca üretici, bugüne kadar bir tek sözü-
nü yerine getirmeyen hükümetten gene de me-
det umuyor. Erbakan ve Çiller belki insafa gelir di-
ye düşünenler hâlâ var.
Ziraat Odaları, çiftçi birlikleri, tanm satış koope-
ratiflerinin yöneticileri hükümeti daha 3 ay önce
uyardı. Tüccar ve sanayiciye bol bol verilen dü-
şük faizli kredilerden üreticinin malı olan TARİŞ,
ÇUKOBİRLİK ve ANTBİRLlK'e de sağlanması is-
tendi. Pamuğa, 1994 yılında olduğu gibi prim ve-
rilmesi önerildi. Eğer, birliklere kredı sağlansaydı,
prim de verilseydı milyonlarca üretici böylesine pe-
rişan olmayacak hakkı olan parayı kazanacaktı...
Aynca, hem ülke ekonomisi, hem de devlet bu
işten kârlı çıkacaktı. Zira, prim olarak belki 35 ila
40 trifyon lira üreticiye dağıtacaktı, ama bunun
karşılıgında en azından 240 trilyon lira fazladan ver-
gi toplayacaktı... Hükümeti tekrar uyanyoruz. Za-
rarın neresinden dönülürse kârdır. Pamuk üretici-
lerini biraz olsun rahatlatacak önlemler acilen alın-
malıdır. Yoksa hem tarım, hem Türk ekonomisi
batacaktır. Pamukta da diğer birçok üründe olduğu
gibi dışa bağımlı hale geleceğiz.. •
IŞÇİMV EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Ayrıntılarda Saklı
Ünlü ülkücü lıder, hâlâ katıldığı kanlı suç eylem-
lerinin boyutlannın listesi çıkarılamamış Oral Çel/k,
Türkiye'ye geleli kaç ay olmuştu? Bayrampaşa Ce-
zaevi'ndeki son kanlı isyanın yöneticisi, en azından
elebaşılarından olduğu bildiriliyor. Bu kadar kısa za-
manda cezaevine nasıl bu kadar kolay egemen ola-
bildi? Anlayabılmek için, televizyonlarda gösterildi-
ğinden biraz daha yakından cezaevinin işleyişini. iliş-
kıleri yansıtabilmek gerek.
Dikkat ederseniz. bilmekten değil, yansıtabil-
mekten söz ediyorum. Hepimiz bütün kurumlann
yansıması. belki de en tipik aynası konumundaki ce-
zaevlerındeki çöküşü, resmı görevlilenn suçlularla
kirli ortaklıklarını uzaktan da olsa bilıyoruz.
Oral Çelik'in cezaevine gelışı olay olmuş, geldi-
ği günden itibaren bulunduğu koğuşa her gün ka-
salarla yıyecek, içecek. paketlerle giyecek armağan
olarak akmaya başlamıştı. Görüş günlerinde kapı-
ya müritler, heyetler yığılıyordu. Sanki cezaevinde
tutuklu sanık değil. özel bir tekkede koruma altına
alınmış bir tarikat iideri havası estiriliyordu.
Resmi ışlemde gidip gelen kâğıtlann üzerine pa-
raf yerine üç hilali çizen Oral Çelik'ten "büyüğümüz,
üstadımız" diye söz eden, hem de askeri gıysili gö-
revlilerin bulunduğuna tanık olduğum bircezaevi or-
tamında böyle bir sonuç kaçınılmaz değil mi?
• • •
Dün yapılan biryargılamanın tutanaklara geçmiş
sanık ifadelerinden kimi alıntılar...
"Ben Başbakan (Qza\) danışmanlığı bileyaptım.
Gönüllü olarak devlete hizmet ediyor, teknik danış-
manlık yapıyordum. Mali şubenin bundan önceki
iki müdürü çok yakın arkadaşlanmdı. Şimdiki yö-
netim, 10 müdür birden beni onlar a/eyhine ıfade
vermeye zorladı. Kabul etmeyınce bugün burada
olmama neden olan komplo düzenlendi. Bana ait
olmayan ıfade tutanaklannı düzenleyen iki polis ar-
kadaş, benim çalışmalarım sırasında tesadüfen
banka hesaplannı, yolsuzluklannı öğrendiğim iki in-
san. Kendilerini uyarmıştım. Şimdi bana tuzakkur-
dular. Diğer sanıkarkadaşları mali şubede tanıdım.
Teknik bilgilehnden devlet hizmeti için yararlan-
dım..."
"Nişanlıma benim yanımda cınsel tacizde bulu-
nuldu. Polis içinde kendiliğinden cinsel tacizde bu-
lunan polis hakkında soruşturma açılıp işten el çek-
tirildi. Benim de baskı ve işkence altında ifadem alın-
dı. Ancak ben devlete, polise saygılı olduğum için,
şikâyette bulunmadığımdan, işkence gördüğüme
ılişkin bir raporum yok..."
Bu ıfadelerin pek çok benzeri, pek çok mahke-
me tutanağına geçtiğı, özel bir olay nitelıgini yitirdı-
ği için ısimleri ve dava konusunu yazıya aktarmaya
gerek görmedım. Aynca sanıklann doğruyu söyle-
mediklerini de düşünebiliriz. Ancak bu kez onlann
suçladıklan polislerve müdürler değil, uğurlanna kur-
ban olduklannı söyiedikferi diğer polisler ve müdür-
ler sonuna kadar batağa saplanmışlar anlamına ge-
lebilir.
Kim bilir belki de, tencere dibin kara seninki da-
ha kara anlamına gelen bır tablo da söz konusu ola-
bilir. Yargılama sonunda gerçekler ortaya çtkar mı?
Çıkarsa ne çıkar? Boyutları nerelere uzanır?.. Tabii
ki bilemiyoruz. Ancak hiçbir şey çıkmasa da, polis,
ülkücüler. mafya, dolandırıcılık ilişkilerinin kirli ko-
kuları, bu kadarı ile bile ortalığa saçılmış bulunuyor.
• • •
Vehbi Koç'un mezannın kazılıp cesedinin ça-
lındığının haberinı duyunca ilk tepkıniz ne oldu? Na-
sıl bir senaryo yazdınız? Fazla mantıklı bir arayışa
girmiş olmalıyım ki, hastalıklı bır bilımsel merakla,
kadavra çalışmaları için hep kımsesizler mezarla-
nnda yapıldığı üzere, araştırma amaçlı olabileceği-
ni düşündüm. Belki de birileri Vehbi Koç'un aynca-
lıklı kişiliğinin, kemik yapısı ile ilişkisini araştırmaya
kalkışmışlardı.
Terör adına, hele de siyasi terör örgütleri adına
ya da aileden para sızdırma gibi amaçları düşüne-
medim. İnsani değerlerde yaşamakta olduğumuz çö-
küşün, birilerini mezardan ceset çıkartma noktası-
na getırmış olabileceğini akıl edemedim.
Birkaç gün önce arkadaşım Oral Çalışlar'ın kö-
şesinde vurguladığı. cezaevinde kendisi gibi tutuk-
lu, geçmişteki kavga arkadaşım en vahşi yöntem-
lerle öldürme noktasına varmış, birkaç ay öncesin-
de evli olduğu eşi ve aılesinden 10 kişiyi öldürebi-
len ortak, toplumsal cınnet halinı bıran ıçin atladım.
Kanlı reality şovların reating rekorlarını kırdığı bir
ortamda yaşıyoruz. Sıyasal. sosyal çözümsüzlük,
umutsuzluk. en tepeden, siyasetın ıktıdarından baş-
layan kokuşmuşluk. en aşagılara kadar, yaşamın her
alanınayansıyor. Gerçekler ayrıntılarda saklanıyor...
Brisa Avrupa Kalite Büvük Ödülü'nü Tiirkive"ve
getirdi. (Fotoğraf: AA)
Sabancı kalitenin
hakkım işçiye verdi
Ekonomi Servisi- Bn-
sa'nın Edınburgh'da ka-
zandığı Avrupa Kalite Bü-
yük Ödülünün Türkıye'ye
geririlmesi nedeniyle dün
Sabancı Center'da düzen-
lenen basın toplantısında
konuşan Brisa Yönetim
Kurulu Başkanı Sakıp Sa-
bancı. ödülü Brisa işçile-
rinin almaya hak kazandı-
ğını söyledi. Brisa yöneti-
cileri ve işçilerinin bir a-
raya geldiği sırada Saban-
cı'nın işçileri alkışlaması
üzerine. işçiler Sabancı\ı
havaya kaldırdılar.
Brisa Yönetim Kurulu
üyesi Hazım Kantarcı ta-
rafından getirilen ödülün
Sakıp Sabancı"ya verıldi-
ği törende bir konuşma ya-
pan Sabancı şunlan söyle-
di:
"Bundan yıllar önce
Lassa'vı kurmak üzere
yola çıktıgımı/da, L'niro-
val Genel Müdürü Ba-
umer "Sız bu işlerle hiç
uğraşmayın. sız Türkler un
fabrika v aparsınız. vağ fab-
rikası yaparsınız ama las-
tik fabrikası yapmak zor-
dur, başanlı olamazsınız"
diye bize akıl vermiştir.
Bu tavsiyeye uvrnamak-
la ne kadar isabet ettiği-
mizi bir kez daha görü-
vorum. Bugün Avrupa'da
en iyinin iyisi bir Türk
firması olmuştur. Geç-
mişte Türk işçileri. Türk-
ler için söylenenleri hatır-
lıyorum. Türkler Avru-
pa'nın İideri, baş öğret-
meni olmuştur. Bu ödül-
de alkıslanacak olan işçi-
ler ve Türkiye'dir. lş mü-
kemmeliğinin adresi Bri-
sa değil, Türkiye olmuş-
tur. Burnundan kıl aldır-
mayan, kendini çok be-
ğenmiş Fransızı. Alma-
nı, İngilizi sen benim ba-
şöğretmenimsin. gel bize
kaliteyi öğret demiştir."