Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 EKİM 1996 CUMARTESİ
12 BIR KONU BIR KONUK
'Şeriatkaduıhaklannıkısıtlıyor'Prof. Nancy Baker, Amerikalı bir siyaset bilimcisi ve medeni hukıık uzmanı. Ge-
çengünlerJe İstanbul'daydı.Özellikle kadın sonınlarına ilgi duyan Prof. Bakerpek
fy-m-T1* jY T{y çpk toplumbilimci ve hııkııkçuvia bir araya geldi; htanbıd
X l J f \ I y . \ Üniversiîesi Kadın Sonınlan Araştırma Enstitüsü Başkanı
3> Prof. Necla Arat'îa görüştü. Üniversite merkez binasında
Kadın ve Hukıık' komthı bir de konferans verdi. Prof. Baker 'la karşılaştığımızda
ona şehatçı ülkelerdeki kadınların hukuksal haklannı sordıık. Bize verdiği yanıt,
LEVLATAVŞANOĞLL
- Türkiye 'de İslam radikalizmi tehdidini nasıl değer-
lendiriyonunuz?
BAKER-Ben. Batılı. laıkbırkadın olarak Türkiye'de-
ki son gelişmeleri cıddi bir ka>gıyla izliyorum. Amabir
yandan da açık görüşlü olmava çalışıyorum.
Belkı kadınhr. islamda kcndılerine bir kimlik. siya-
set yapma ve orgütlenme ıçin bir çikış yolu buluyorlar-
dır. diye düşünmek ıstıyorum. Kendi Batılı düşüncele-
rimle önyargılı olmak istemiyorunı.
Ama Türkiye 'de kaldtğım süre içinde daha çok kişi ta-
nıyıp daha çok kışiyle konuştukça Türkiye'de laikliğin
kadm haklanna da bağiı olduğunu. laiklıkle kadınlann
demokratikbırpolıtik kültür edındikleriniöğrenivorum.
. Ben ABD'deki Hıristiyan köktendincı örgütlerden bi-
liyorum. Eğerdogru. Allah'tangelivorsa. artık konuşma-
ya.tartışmay ayeryokfur. Çünkü birtek dogru \ardır. Bu-
rada hıçbir değışıme. yenilige yer yoktur. Köktendincı-
ler. kadınlann başlıca görevinin evlenne. kocalarma. ço-
cuklarına bakmak olduğuna inanıyorlar. Hangi dinden
olurlarsa olsunlar. bu böyle...
- Sizee şeriatçı ülkelerde kadınlann hukuki durumu
nedir?
BAKER - Simdiye kadar okuduklanmdan ögrendı-
gim kadanyla kadınlann hukuki durumlannı şeriat dü-
zenliyor. Kısmen de gelenekler kadınlara kabui ettirili-
yor.
Fakat şunu söy leyebilirim: Şenatçı ülkelerde kadınla-
nn haklan son derece sınırlanmıştır. Açık açık. ya da ka-
labalık içinde konuşamazlar. Kadınlann bir şeriatçı ül-
kede genış halk yığınlarına hitap ettiklenni düşünün.
Otomatikınan kalabalık ıçındekı erkeklere cinsel açıdan
çekici gelecekler. onların bütün dikkatlennı kendi tistle-
rinde toplayacaklardır. 0 nedenle de susup oturmak zo-
rundadırlar.
Kadınlann durumu ülkeden ülkeye değişivor
Fakat. durum ülkeden ülkeye de degişıyor. Örrıeğin
iran'dabırAyetullah'ınkızıfelsefeöğretmeni. Çarşafgi-
yiyor. ama bunun yanında bir kamu göre\ine sahip ol-
ma hakkı da tanınıyor. Suudi Arabıstan'da ise kadınlar
iyıce kapalı. ü nedenle kadınlar için durumun ülkeden
ülkeye değiştiğme işaret etmek ıstedım. Ama geneldeşe-
riat. kadın haklannı iyice kısıyor.
- Peki sizce şeriat ve tesettürü benimseyen kadınlar
neden yüzlerini çağdas dünyuya dönecek yerde kendi-
lerine böylesine sınııiamular yasaklar getirmeyi yeğli-
yorlar?
BAKER - Bence modern dünya. bu kadınlar için teh-
ditdolu. sarsıeı bir yer. Sıze ABD'dekı Hıristiyan Koalıs-
yonu'nda bulunan köktendincı Hınstiyan kadınlardan
söz etmek ıstiy orunı. Bunlann çoğu profesyonel kanye-
re dayanan yaşam biçimınden çekiniyor. korkuyorlar.
Tehdit altında olduklarını duyduklan için de çareyi dıne
sıgınmakta buluyorlar. Böylece kendilerini güvende his-
sediyorlar. Bilmedikleriyle uğraşacak yerde bildikleriy-
le uğraşıyorlar. geleneklerine dönüyorlar. Türkiye'de ise
buna ek olarak Batı aleyhtarlığı ve Batı'dan gelen kültür
emperyalizmine karşı bir savunma biçiminde kendini
göstenyor. Onlara göre laiklik Batı işi oldugu için sömür-
gecilereait Devrimden önce tran'agitnııştim. Oradapek
çok kadının Şah ve SAVAK'ı protesto için çarşaf giydik-
lennigördüm. Buonlar için siyasi birsimgeydi. Batı kuk-
lası olarak göıdüklerı Şah'ın rejimini bu şekilde protes-
to ediyorlardı. Türkiye'de türban takan kadınlar da ben-
ce aynı duygular içinde. Batı emperyalizmini protesto-
nun simgesi onlar için türban takmak. Dedigim gibi bir
kısım kadın da modemleşmenin ekonomik ve sosyal pek
çok degişimleri getırdigı ve bu değişimlerın kendi özgü-
venlerini sarstığı düşüncesıyle Islam'a sıgınıyorlar. Ba-
tı'nın laik geleneğinin değerlere fazla önem vermedigi
düşüncesiyle Islam'ı birsığınak olarak görüyorlar.
Çiller, siyasi kariyeriyle ilgi görmüyor
- Peki, siz Batılı bir kadm olarak Tansu Çiller gibı bir-
kadımn REFAHYOL hükümetinde Bafbakan Yardım-
cısı ve Dısişleri Bakanı olmastnı nasıl değerlendiriyor-
sunuz?
BAKER - Tansu Çiller. kendi siyasi kanyenyle çok
fazla ilgili görünüyor. Ben dışardan bakan biryabancıgö-
züyle bunları söyİüyorum.
Dinci saga karşı. çok bilinçli bir politika izledıgini
gösteren davranışian var. Tansu Çiller. muhtenıelen la-
ik bir kadın. ama siyasi nedenlerle çok gelenekçı davra-
nıyor. Başbakan oldugu zaman medyanın önüne çıkmış.
"Bizim ailenin reisi kocamdır" denıişti de kocası. "Bi-
zim ailode öyle reislik fılan yoktur" diye bunu ınkâr et-
miş. kendisinin çok lıberal. laık bir koca olduğu görün-
tüsünü vermeye çalışmıştı. Ama Tansu Çiller. hâlâ din-
ci sagla iyi ilişkilerini götürecek bu siyasetinden vazgeç-
medi. Amerikalı bir siyaset bilimcisi olarak Tansu Çil-
ler'in böyle davranarak seçmenlerine hoş görünmeye ça-
lıştığını düşünüvorunı.
Yeniden seçiİmek isteyen bir siyasetçi olarak böyle
da\ranıyor. Kendi nıantığı içinde de dogrusunu yapıyor.
Seçım şansını kadın sorunlarına bağlamıyor. Ingilte-
re"nin eski Başbakanı Margaret Thatcber da öyle yap-
mıştı.
- Ama Thatcher'm siyasi kariyeri fîyaskoyla sonuç-
landı...
BAKER- Evet. ama siyaset sahnesinde de epeyce kal-
dı. Çiller de bu şekilde yerini sağlama alabilır. Bazı si-
yasetçi kadınlar. kadın sorunlarmı gözardı edebiliyor.
Bütün kadınlar kendi başlarınm çaresine baksın. görü-
şüyie öbür kadınlarla dayanışma içinde olmak gereğini
duymuyorlar. Onlar için kendi siyasi kariyerlerinden da-
ha önemli bir mesele yoktur. Bazı kadınlar idealist. ba-
zılan da oportünisttır. Kadınların çogunun erkeklerden
daha idealist olmalan bazen beni üzüvor. Bazılan da cid-
Prof. NANCY
BAKER
Kaliforniya'daSan Jose
Vniversitesi Gazetecilik
Bölümii 'nii bitirdi. Daha
sonra New Orleans
Tulane Üniversity de
sivasal bilgiler alanında
doklora yaptı. Şimdiki
halde New Mexko Slate
Üniversity nin öğretim
görevlilerinden. Siyasal
bilgiler ve hııkuk
komdarında pek çok kitap
ve makalesi var. Ayrıca
New Orleans Tulane
Üniversity de siyasal
bilgiler kurslan yönetti.
Gazetecilik ve gazetecilik
eğitimi alanında da geniş
denevimi var.
di oportünistler olarak karşımıza çıkabiliyor...
- REFAHYOL koalisyonunun kurulması üzerine Tür-
kiye 'de kadınlara karşı şeriatçı bir tehlike oluştuğunu
düsünüyor musunuz?
BAKER - Yıne bir siyaset bilimcisi olarak konuşmak
ıstiyorum. Bildiğim kadanyla Refah Partisi'nin oy ora-
nı yüzde 21 in biraz üsründe. Bu oyiann önemli bir kıs-
mının da öbür partilere güvensizlik duyan seçmenlerden
gelen protesto oylan olduğunu biliyoruz. Üstelik yüzde
21 in biraz üzerinde bir oran da yüksek degil. iran'la bir
kıyaslama yaptıgımız zaman Türkiye'de laiklik ve de-
mokratık degerler çok önemli. Ama yine bu da Ata-
türk'ün öğretisi ve başarısı. Bence laiklik ve demokra-
si. Türklerin ulusal kimliginin o kadar önemli bir parça-
sı ki bu degerleri yıkmak çok zor olur.
'Türkiye Libya'dan çok önemli bir ülke
Belki REFAHYOL hükümeti bazı kültür politikalann-
da degişiklik yapabilir. dış politikada da degişiklikler
getirerek bazı İslam ülkelerine daha yakınlaşabilir. Bu
da bence Türkiye için çok kötü olmaz. Ben ABD'deki es-
ki soguk savaş politikasına tamamıyia karşıvım. Bu po-
litikaya göre bir ülke. ABD'nin düşmanıyla dost oluyor-
sa o zaman o ülke de düşman sayılırdı. Çift kutuplu bir
dünyada bile o zaman bu politika çok mantıksızdı. Ama
yine de bunun nedeni biraz anlaşılabilirdi. Bugün ise
böyle saçma davranışlar hiçbir kalıba sığmaz. Dış poli-
tikanızda böylesine safdil olamazsınız.
Yani. "Türkiye yüzünii Dogu"yadogru çevirivorsa Ba-
tı'ya sırtınıdönüyor" diye düşünmek çok yanlış olur. A-
ma ben Türkiye'yle ABD'nin herzamanki güçlü baglar-
la dostluklannı sürdürmelerini istiyorum. Bu hem ABD
henı de Türkiye'nin yararına olur.
- Ama bu hükümetle böyle bir iliskinin sörebileceği-
ni düsünüyor musunuz?
BAKER - Bence çok zor olacak. ABD yönetiminde
pek çok insan Müslümanlık dendiği zaman tek boyutlu.
düşman bir yüz görüyor karşılannda. Tahran'da bir grup
şehatın kadınların hukuksal haklannı sınırladığı ve şeriatın demokrasiyle kesin-
likle bağdaşamayacağı oldıı. Bu arada REFAHYOL koalisyonundaki gahpliğe de
dikkat çekerek Necmettin Erbakan 'ın şeriata inanmasına karştn nasıl ohıp da ko-
alisyon ortağı Tansu Çiller 'le komışabildiğini merak ettiğine dikkat çekti. Refah
Partisi nin, kadınlan 'aksesuvar' olarak kullandığına inandığını söyleyen Prof.
Nancy Baker, "REE4HY0L koalisvonununömrünün fazla uzun olmayacağım ümit
etmek istiyorum " diye komıştu.
etmek istiyorum. Çünkü Türkiye'nin güçlü laik yolun-
da ve kadın haklan yönünde sağlam adımlarla ilerledi-
gini görmeyi diliyonum. Bazı bilim adamları lslam'ın
kadın haklannı korudugugörüşünü savunuyor. Ama ben
aynı fıkirde değilim. İslam. demokratik degerler ve ka-
dın haklan hiçbir zaman bir arada değerlendirilemez.
Kadın haklan açısından Türkiye'de hükümetın en kı-
sa zamanda değişmesini ditiyorum. Cstelik bakın. Re-
fah Partisi. kadın haklannı savunuyorsa neden bir tek ka-
dını bile seçimlerde aday göstermedi? Kadın haklan böy-
le mi savunulur? Anladığım kadanylapartinin kadın ko-
misyonlan var ve kadınlar bu komisyonlarda etkin ola-
rak çalışıyorlar. Ama Meclis'e alınmıyorlar. Bu aynmı
yapmalan beni hiç şaşırtmıyor. Kadınlan. Meclıs'te ken-
di parti üyeleriyle yan yana nasıl oturtacaklardı?
RP Çiller'i bir aksesuvar olarak kuUanıyor
Amerikalının bir yılı aşkın zaman rchıııe tutulnulannı
unutamıyorlar.
Beyaz Saray "dakiler işe belki pragmatik yönden baka-
bilirler. Ama Vleclis üyeleri \e sıradan Amerikan \atan-
daşı radıkal Islamın şıddet e\ lemlerınden çok korkuyor-
lar. Islamın ABD'\e düşman. Amerikalılara derin kız-
gınlık içinde olduğunu düşünüyorlar. Bu nedenle de iiiş-
kilergerginlcşebilir. Kongreüyelerinindcdıgıgibi İslam
ülkelenne karşı da ön yargılan olabilir. Beyaz Saray o|a-
ya ne kadar pragmatik bakarsa baksın. kongrede işlerzor-
laşabilir.
- Erbakan 'ın Libya ziyareti ve Koddatî nin Türkiye
hakkmdaki hakaret doltı sözlerini sesini çıkarmadan
dinleyişini nasıl karsıladımz?
BÂKER- Bu Türkiye've çok ciddi bir hakaretti. Türk-
lerin. bu olaya kızmakta çok haklı olduklarını düşünü-
yorum. Bence Başbakanınız Erbakan o sözler üzerine
derhal ayaga kalkmalı. ~l Ikenı hakkında bu şekilde ko-
nuşmak son derece uygunsuzdur. Bu nedenle toplantıyı
terk ediyonım" demeli ve dışan çıknıalıydı. Türkiye.
Libya'dan çok daha önemli bir ülke. Erbakan'tn Libya'da
Türkiye aleyhinde bu biçimde konuşulmasına izin ver-
mesi beni çok şaşırttı.
Onun orada yapması gereken kaba bir davranış degil-
di. Insanlan yerli yerine oturturken son derece kibar da
olabilirsiniz. Bu tür sözleri daha fazla dinleyemeyecegi-
nizi söyler \e dışan çıkarsınız. Iş bu kadar basit.
Erbakan eger duydugu sözlerden çok şaşınp da konu-
şamadıysa hemen bir şeyler düşünüp orayı terk etmeliy-
di. Çünkü biliyorsunuz. sükût her zaman ikrardan gelir.
Erbakan orada kalmakla Kaddafı'nm o sözlerini kabul-
lenmiş oldu.
Hükümet kısa zamanda değişmeli
- Bir siyaset bilimcisi olarak REFAHYOL hükümeti-
nin ömrünii ne kadar süreli görüyorsunuz?
BAKER-Aslında bu konuda fazla yorum yapmak is-
temem. ama ömrünün fazla uzun olmayacağım da ümit
Prof. Nancy Baker: Ben, Batılı, laik bir kadın olarak Türkiye'deki son gelişmeleri ciddi bir kaygıvla izlt-
yorum. Ama bir yandan da açık görüşlü olma\a çalışıyorum.
Öğrendigim kadarıyla başörtüsü ya da türbanla da
Meclıs'te milletvekili olarak oturulamıyor. Aslında ba-
şörtüsü ya da türbanm kadınlar için ne kadar itici bir kı-
lık olduğunu düşünüyorum. Hıristiyan köktendincilerde
kadınlar öyle kısd etek, dekolte kıyafet filan giymezler,
ama yine de başlannı saçlan görünmeyecek biçimde sı-
kı sıkı kapayarak itici bir görünüm almazlar. Bu durum
bana çok garip geliyor. Bir yandan tesettürlü kadın, par-
ti kadın örgütünde etkin olarak çalışıyor, bir yandan da
bir yana itilmişligi yaşıyor. Bu bir çelişki degil mi? Bir
de bana garip gelen Erbakan'ın bir kadın olan Çiller'le
ortaklığı. Arada bir baş başa görüşmeleri de gerek. Bu
nasıl oJuyor. Demek Çiller'le bir kadın olarak görüşmek-
te hiç zorlanmıyor. Partisi de hiç tepki göstermiyor. A-
ma hiç kuşkusuz Refahlılarbu koalisyona 'çıkarevliliğf
gözüy le bakıyorlar. Çiller. Dışişleri Bakanı olmasına kar-
şın. ona danışmadan kendi dış politikasını izliyorsa. bü-
yükolasılıkladaha fazla destekalmak içinÇiller'i bir ak-
sesuar olarak kullanıyor.
- Isterseniz biraz da sizin ABD 'de epeyce uğraşttğınız
işyerinde cinsel taciz konusuna gelelim. Kadınların iş
yerlerinde cinsel tacize uğramalanna karsı ne gibi ça-
lışmalar yapıyorsunuz?
BAKER - Bu dehşet verici bir olay. Kadnlann iş yer-
lerinde cinsel tacize ugramalan, ABD hukukunda hâlâ
yeni bir alan.
Birkaç yıldır bu konuda çok önemli davalar açıldı.
Şimdılerde şirketler de sorunu çok daha eiddiye alnıaya
başladılar. İş yerinde cinsel tacizin önüne geçnıek için
yeni egitim programlan başlatıldı.
Biliyorsunuz ABD'de 1W2 seçinıleri 'Kadınlann \t-
lı'olarak nitelenmişti. Çünkü 50 kadın kongreye gınne-
yi başarmıştı. Böylece Tenısilciler Meclisi'nde kadm
temsilci oranı yüzde 6.7"den birden yüzde 11 e fırladı.
Türkiye'de kadın haklan
O dönemde Yüksek Mahkeme üyeligine aday göste-
nlen Clarence Thomas'ın bir kadın profesörü taciz etme-
si yüzünden patlak veren olayı hatırlayacaksınız. Kadın-
cagız Çumhuriyetçiler'in sözlü saldırılarına ugrarken
Demokratlar tarafindan da hiç savunulmadı. Thomas da
seçildi.
Ama bu olay, benzer tacizler başlanndan geçmış olao
kadınlan harekete geçirdi. Daha önce bunu yapamamış-
lardı. Çünkü cinsel tacize ugradıklarını söyleyerek dasa
açsalar. adları çe\resinde türlü spekülasyonîar yapıla-
cak. mahvedileceklerdi. Ama artık durum öyle degil.
Böyle bir suç cezayı gerektiriyor.
- Türkiye 'de kadınların yasal haklanyla ABD'de ka-
dınların yasal haklan arasında bir kıyaslama yapabilir
misiniz?
BAKER - Gördüğüm kadanyla Türkiye. kadınlara
özellikle çocuk bakımı konusunda ABD'den önce yasal
haklartanımıştır. ABD'de ise konu yeni yeni tartışılıyor. j
Üstelik devlet. bu işe egilmiş durumda değil. Şirketler
ve kişiler bazında sorunun çözülmesine çaiışılıyor.
ABD'de kadınlar bugün bir baskı grubu olarak hamile-
lik ve sonrasındaki yasal haklannı almak ve bunu bir dev-
let politikası halinegetirebilmek için çalışıyorlar. llk kez
durum 1988'de ortaya çıktı. Kadınlar. tam da örgütlüol-
mamalanna karşın Bill Clinton'ın kendilerine yasal gü-
\ enceler \ erme sözüne güvenerek 1992 seçimlerinin so-
nuçlannı oylanyla değiştirdiler.
Bu kadınlar. Demokrat Parti'yi tuttuklan için parti ve
Clinton'a oy vermediler. Oy vermelennin nedeni. C'lın-
ton ve partinin kendilerine yasal haklan için verdikleri
M)zdü. Aynca saglık. sosyal yardım ve çevre konusunda
da Demokrat Partinin politikasını destekliyorlardı. Bu-
nun dısında kadınlar tabii ki nükleer silahlann denetim
altına alınması. kürtaj kotiusuna da çok önem verdiler.
Gazetelerde Türkiye fazla yer almıyor
Clinton 1992 de. kadınlardan çok oyaldı. Buyılkise-
çımler de zaten kadınların seçimleri olacak.
Burada. Cumhuriyetei aday Robert Dote çok ilginç
bir politika izliyor. Kadınlann çamur atma ve karalama
kampanyalanndan hiç hoşlanmadıkları ve böyle kam-
panyaların sonundaki seçimlerde oy verme oranlarının
düştügünü bildiği için kampanya boyunca böyle bir po-
litika izledi.
- Peki, bizim Başbakan Yardıması Tansu ÇUler'in
ABD 'deki imajı nasıl?
BAKER - Çok rahat konuşuvor, medyayla son derece
rahat. Onu birkaç kez televizyon programlannda izledim.
Tabii Türkiye. böyle bir kadın başbakan ve şimdi başba-
kan yardımcısına sahip olduğu için de gayet modern bir
ülke izlenimi veriyor. Amerikalılar olaya sadece dış gö-
rünüşten baktıkları için böyle görüyorlar. Ama Türki-
ye'nin politikasını hiç bilmiyorlar. Gazetelerde de Tür-
kiye fazla yer almıyor. Türkiye'nin dünyada oynadığı
önemli rolü çok az işliyorlar. Örtalama Amerikan vatan-
daşı Türkiye'nin pek de farkında degil. Onu sadece gü-
venilir bir NATO müttefiki olarak tanıvor.
Trakya ve istanbul için yeni tehlike
1ŞIKÇAĞPAŞ *
Ülkemizde son ayiarda elektrik kesintileri uygula-
malan giderek artmaya başladı. Artan nüfus ve sana-
yileşmeye baglı olarak. var olan elektnk enerjisi santral-
lannın yeterli olmaması nedeniyle yeni iki ayn elektrik
santralı gündemegetirilmeyebaşlandı. Birincisi Silifke
Akkuyu Nükleer Enerji Santralı iken ikincısi şu anda
sessizce yürütiilen ve Trakya'nın Yıldız (Istıranca)
daglannın orman âlanı içinde o\anın başlangıcı yakının-
da, İstanbul il sınırının on kilometre batısında kurulma
projesi tamamlanmış \e ihale aşamasına gelinmiş olan
Sefaalan Kömürlü Tennik Santralı"dır.
Kömürlü termik santralîar. doğal olarak yeraitı kömür
yataklarının bulunduğu yere yakın dağlık orman alan-
îarına kurulmaktadır. Bu santralların ülkemize ge-
tirdikleri ve götürdükleri hakkında. kurulacak bu
santralla birlikte çalışmakta olan santrallarla ilgili ver-
ileri değerlendirerek bunun üzerinde düşünelim.
Santral İstanbul'a çok yakın
Istanbul'dan TEM oto yolu üzennden ayrılıp
Edirne'ye doğru yola çıktıgınızı düşünün. Çatalca ya da
ardından Çerkezköy yol ayrımında durup otoban yoldan
aynlın ve bunlann birisinden devam edin. Çatalcadan
elli kilometre. Çerkezköy'den on kilometre sonra bu
santralın bulunduğu alana vanrsınız. Çatalca"dan sonra
Istıranca orman alanı içinde gittiğinizde ise İstanbul il
sınınnı geçtikten on kilometre sonra Sefaalan köyüne
ulaşırsınız. Işte bu köyün az ilerisinde, Trakya'nın
Istıranca orman alanı içinde kurulacak olan yeni kömür-
lü tennik santralın alanına vanrsınız.
Bu santralın İstanbul il sınınna çok yakın bir yerde
yapılma nedeni. bu alanda geniş linyit kömürü yatak-
lannın bulunmasıdır. Bu alanda altmış milyon ton kadar
linyit kömürü rezervleri bulunmaktadır. Bu nedenle
elektnk enerjisi gereksiniminin bu rezervlerden
karşılanması karanna vanlmıştır.
Ülkemızde nüfus artış oranı ortalaması yüzde 2.5
dolayında iken Trakya yöresinde 1970'lerde başlayıp
hızla büyüyen sanayileşme nedeniyle hızlı nüfus artışı
da oluşmuş ve bu örtalama degenn üzerine çıkılmıştır.
Ülke genelinde elektnk enerjisi tüketimi y ıllık artışı ise
yüzde 7 dolayında iken. bu yöredeki artış yukandaki ne-
denlerle ortalamanın üzerinde olmaktadır.
Bu nedenle artan tüketim ile var olan elektrik ener-
jisi santrallannın iiretim güçlerinin üzerineçıkma sonu-
cuna vanlmıştır. Erken önlem alınmaması nedeniyle
elektrik kesilerek. tüketimin belli sürelerle kaldırıl-
masına başlanmıştır.
Evet bir tarafta 12.09.1996 tarihinde, önceden Aydın
Idare Vlahkemesi tarafından çalışmaları durdurulan
Gökova. Vatagan. Yeniköy Termik santrallan. durdur-
ma süresinin bitiminin hemen ertesi günü bakanlık
karan ile çalıştınlma karan almıyor, diğer taraftan bu
kez Trakya Ovası'nın hemen başlangıcına yakın bir
yerde ve bu da orman içinde yeni bir termik santral pro-
jesi tamamlanıyor ve ihaleye verilme aşamasına geti-
nliyor.
Trakya'nın doğal yapısı
Trakya: Karadeniz, Marmara \e Ege Denizleri
arasında kalan bir yanmadadır. Kuzeyinde Karadeniz
kıyısında Yıldız (Istıranca) Dagları. güneyinde ise Mar-
mara \e Ege kıyılannda Işık (Ganosi Dağı ile Koru
Dagı \ardır. Bu dağlarm arasında ise İç Trakya (Ergene)
O\ası bıılunur.Genelde kuzeydeki dağlardan akanakar-
su kollan önce Ergene Irmagı'nda birleşip sonra da
Meriç Nehri'ne ulaşırlar.
Iklim yapısı. bu dağlar nedeniyle ovada kara iklimi
olmasını zorunlu kılar. Trakya'nın yüzde 57 kadan tanm
alanı, yüzde 26.6 kadarı ormanlık ve yüzde 5.3 kadan
da otlaklarla kaplıdır. Dağlık yöreler \e Çatalca
yanmadası ormanlık alanı içerir.
Ova alanında genelde buğday. ayçiçeği. mısır. yulaf.
arpa. tütün ilesebzecilik yapılır. Bunlarla birlikte kavun,
karpuz üretimi ile üzüm baglan da zengindir.
Trakya Ovası'nın başlangıç yöresinde, Istıranca Or-
manlan'nın bitiminden hemen sonra başlayan sana-
yileşme günümüze dek bu alanda büyümesini
sürdürdüğü gibi giderek ovanın içine dogru yayılmaya
devam etti. Bu hızlı sanayileşme Trakya Ovası'nda hızlı
bir nüfus artışını da oluşturdu.
Sanayileşmenin toplum yapısında yarattığı değişim
insanlann değeryargılannı da yeniledi. Toplum. tanm-
la ugraşan köylü yapısıyla. aile bireyleri hem tanm hem
de fabrikada işçi olarak çalışan kişiîerden oluşan kesim
ve sadece işçi olarak çalışan kesimden oluşan yeni bir
yapıya dönüştü.
Sanayileşme bununla birlikte havanın \ e suyun ekolo-
jik dengesinin bozulmasına da neden olmaktadır. O-
vanınortasında 1986yılında kurulan Hamitabat Doğal-
gaz Termik Santralf nın da ekolojik yapıdaki bozulma
üzerine etkinligi olmuştur. Iklim yapısında sanayinin
oldugu gibi bunun da olumsuz degişiklikler getirdigi
görülmektedir.
* Elektronik Yüksek Mühendisi
Sürecek
POLİTİKA VE OTESİ
MEHMED KEIVL4L \
Beyoğlu'ndan Geçerken
Yedek subayın 31 'inci mi, 32'nci mi dönemlerin-.
den birinde gayrimüslimlere de (öyle deniyordu) su-
baylık vermişlerdi. Ne kadar lise mezunu asker ka-
çağı varsa hepsi yedek subaya doluşmuştu. Bun-,
lar çoluk çocuğu olan meslek sahibi kişilerdi. Içle-
rinde müsteşarlığa kadar gelmiş memurlar vardı.
Attilâ llhan'ın yazılarında adını sık sık andığı Ha-
san Tannkut da bu dönemdendi. Hasan'ı, Hilmi Zi-
ya Ülken'in asistanı olduğu için içişleri Bakanlığı
Müsteşarı Haluk Nihat Pepeyi uzaktan korurdu.
Hasan bu yüzden çavuşluktan kurtuldu.
Koca koca adamlar arasında akşam olunca ko-
ğuşlara çekilince bir hırra gürradır giderdi. İstanbul
özlemiyle tutuşurlardı. Tünel'den başlayıp Tak-
sim'de biten dükkân adı sayarlardı. Bankalar daha
bi cadde üstünü yeterince istila etmemişler, hemen
hep meyhaneydi.
Şurada Saray Sineması vardı. ;
Şura Petrograt, şurası da Moskova Pastanesi...
:
Salâh Birsel ustamızın dediği gibi, "OyıllarBeyoğ-
lu 'nun en eli açık yıllandır".
Galatasaray'da, şurada Postane... Onun üstün-
de Parizyen... Daha üstünde Tokatlıyan, hele biraz
ötede Tünel'de, Viyana ne güne duruyor. Asmalı
Mescit var. Tuna Birahanesi ne güne duruyor. Bu
Tuna Birahanesi'nin bir özelliği de bilardolarının olu-!
şuydu. ;
Nisuaz'la Petrograt'ın ardında Orman vardı. Sah-'
ne Sokağı'nın başında da Nektar salınırdı. Bir mi-
nareye çıkarmış gibi Nektar yükselirdi.
ÇiçekpasajınayapışıkgibiduranDegüstasyon...
Orhan Veli'nin Çiçek Pasajı'nı ve Degüstasyon'u
içeren bir şiiri cepte bulunurdu.
)
Canan ki Degüstasyon 'a gelmez ',
Balıkpazan'na hiç gelmez
Bu dizelerin biraz Ahmet Haşim koktuğu belli de-
ğil mi? Ahmet Haşim de şöyle diyordu: ;
Canan ki gündüzleh gelmez ;
Akşam görünür havz üzerinde ;
Vaktin birinde bir gece Çiçek Pasajı çöktü, bir
yerden duvarları aşağı oturdu. Yıllarca kapalı kaldı.
Sonra onardılar. Her yanı onanldı, bir Degüstasyon
kapalı kaldı. Şimdi de önden yarısı kapalıdır. Bir tür-
lü de açılmaz. Neden kapalı olduğunu bir bilen yok- \
tur. !
Bu Beyoğlu konusunu birçok yazar ele almış,
geçmişine ışık tutmuştur. Bu ustaların başında Sa-
lâh Birsel usta gelir.
Su Terazisi Sokağı'nda ünlü tiyatro sanatçısı Ra-
şit Rrza'nın "Bizim Lokanta "yı işlettiğini kaç kişi bi-
lir? Tünel'den Galatasaray'a gelirken sol kolda,
Emin Nevruz Çıkmazı'ndaydı. Burada bir Rejans
vardır (Cahit Sıtkı'nın sık sık geldiği yer).
Anlaşıldı. Bu seyrek satır yazmakla baş edeme-
yeceğiz, iyisi mi kopya çekelim de yerli yerine otur-
sun:
Meşrutiyet Caddesi'nde Lala, yanında Emperyal
Oteli var, onun yanında Safa Meyhanesi (burayı da
Cahit Sıtkı üstadımız sık sık teşrif eder).
Beşir Fuat Sokağı'nda Poharon; Acaron Soka-
ğı'nda Bohem; Namizadende Sokağı'nda ünlü Lef-
ter bulunur. Bu Lambo'nun şöhreti ahım şahım bir.'
yerolduğundan değil, züğürt şairlerin gelmesinden !
ve hesabı takmasındandır. Hiristaki Pasajı'nda Sev-,'
iç de ünlü büyüklerdendir. :
Özcan Lokantası Cumhuriyet'ten geri kalmaz,'
oraya yenilerden ziyade eskiler gelir; ünleri epeyce
yayılmıştır, devlet katında değerleri vardır. Neyi so-
rarsan bulunur. Gelenler Nizamettin Nazif, Fikret
Adil, Naci Sadullah, ressam Salih Urallı, Hakkı
Anlı, Cevat Dereli, Edip Hakkı, bazı kereler ÇaJ-
h... \
Bir yedek subay öyküsünden nelere gelinir. '
Müşerref Hekimoğlu nun dün bu sütünda ya- '<
yımlanan yazısı Mustafa Ekmeçi adı ile çıkmıştır.'
Okuriarımızdan ve yazarlarımızdan özür dileriz.
BLT^MACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5SOLDAN SAĞA:
1/Balıkesır'in Av-
valık ilçesi yakın-
lannda turistik bir
yöre. 2/ Eski Mı-
sır'da güneş tann- 3
sı... Kaliforniya'da
yetışen büyük bir
onmanagacı.3/Hi-
zip... Hayvanlann
kışhk yemi. 4/ Ki-
b
mi kuşlann başın- j
da bulunan yelpa-
ze biçiminde tepe- 8
lik... Belırtı. 5/Bır g
köleyi azat etme..-.
Su. 6/ Büyük savaş davu-
lu... Aruz ölçüsünde uzun
okunması gereken bir he-
ceyi kalıba uydurmak için
kısaltma. 7/Peygamberleri 3
Hud'u dinlemedikleri için 4
Tann tarafından yok edilen c
kavim... Otlak. 8/ Ağırlık
kaldırma aracı. 9/ Keman
yapımıyla ünlü bir ltalyan 7
ailesi... Kadastro haritala-
nnda parseller topluiuğu.
YLKAR1DAJN AŞAGI-
VA: 1/ Kuzey kutup bölgesı. 2/ Çocugun egitim \ e öğreti-
miyle ilgili erkek bakıcı... Kimi hastalıklarda yüzde. eller-
deayaklarda_görülen yangısız şiş. 3/Gözün renkli bölümü...
Birnota. 4/0lenlerin kılınmamış namazlan ve turulmamış
oruçlan için venlen sadaka... Çelikçomak oyununa ve bu
oyunda kullanılan değnege \enlen ad. 5/Bir soru sözü... Saz
ya da kamıştan örülmüş büyük sepet. 61 Volga'nın başlıca
kolu olan ırmak... lcar II "Vurgun. kâr" anlamında argo
sözciik... Yanılgı. 8/ Rumların kutsal saydıkları kaynak ya
da pınar... Y'anarken güzel koktuğu için tütsü olarak kul-
lanılan bir ağaç. 9/ Bağışlama... Harman yerindeki tahılın
taş ve toprakla kanşık kalıntısı.
BAŞBAK4NLIK
GÜMRÜK MÜSTEŞARLIĞI
Gümrükler Genel Müdürlüğü
İstanbul Gümnikieri Başmüdürü
Sayı: B.02.01 GÜM.4.06.10. 09.HİK.
Konu: 092, 10.'51970-8298 (34 SR 698)
istanbul I. ASır Ceza Mahkemesi'nin Esas 1991 105.
Karar: 1992 75 sayılı. 28.02.1992 günlükaran uyannca ida-
remize 13.083.000 TL. para cezası ödemeye yükümlü Or-
han Kayhan, kararda belirtilen adresinde buîunamadığından
mezkûrpara cezası tahsil edilememektedir.
Tebligata esas olacak başkaca bir adresi bi I inmediğinden
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28. \ e 29. maddelerine ı:ö-
re İLANEN TEBLİĞİNE karar verildi.
Tebligat yerine kaim olmak üzere tebjiğ olunur
Basm: 113057