24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 EKİM 1996 CUMA HABERLER Sağlar'dan Çiller'e soru onergesi • ANKARA (Cumhurhet Bürosu) - CHP tçel Milletvekili Fikri Sağlar. Ba^bakan Yardımcısi \e Dışişlerı Bakanı Tansu Çiller'e ABD pasaportıı taşıvıp ta^ımadığı \e Türkıve karşıtı görü^lerivle bthnen Ingıliz Da\ıd Barchard'ı neden danışmanı olarak atadıâı konularında TBMM Başkanlığı "nabır soru önergesı \erdi. Sağlar. Çiller'in vazıJı olarak vanıtlamasını ıstedığı soru önergesinde $u soruları gündeme getırdr "ABD Başkanı Bıll Clınton'ın siyası stratejıstı olarak çahştıklan bılınen Jav Krıegel \e Bob Squıre ile yaptığınız bır sözleşnıe var mıdır'.1 ABD pasaportu taşıyor musunuz1 .'. Da\ ıd Barchard hâlâ Ba^bakanlık Basın-Yavın Enfornıasvon Genel Miidürlüğü kadro;.unda bıılunmakta mıdır'.'" Milli Bağımsızlık ve Sıvas Kongresi • ANKARA (Cumhurhet Bürosu)-Sıva.slılar Kültıir \e Davanı^ına Derneği yarın saat 15.OO"tc Çankaya Beledivesi Konferans Salonu'nda "Milli Bağımsızlık \e Sı\as K.ongresı" konulu bir panel düzenledı. Panele konu^macı olarak SBF ögretim üvesı Prof. Dr. Sına Akşın. gazetemız yazarı Mustafa Balbay. Oğretmen Düma.M dergisınden öğretmen-vazar Zekı Sarıhan \e Avdınlık Dergisi Genel Yavın Vönetmenı Hasan Yalçın katılacak. Paneli Sıvashlar Kiiltür ve Davanı^ma Derneği Genel Başkanı A\ukat Hüseyin Gökçear.slan vönetecek. Kazan'ın kadro atağı sürüyor • ANKARA (Cumhurhet Bürosu) - Adalet Bakanı Şe\ket Kazan'ın, mahkemeler ve cezaevlerınden sonra şimdi de icra miidürlüklerine daha çok RP'ye yakın fcadroları atadığı ıleri sürüldü. Eski Adalet Bakanı Mehnıet Moöultav döneminde açılan 384 kişilik icra ve ıfla* miidürlüğü ile müdür yardımcılığı sınavı. Şevket Kazan'aşaradı. Moğultav zamanında vazılıvı kazandıklan halde. bır v ılı aşkın süredır mülakaiları yapılıp da göreve başlatılmavan I14ükı%ı. Kazan'ın bürokratları tarafından elendı. Mülakatı kazanan ve önümüzdekı günlerde çeşıtlı adlıvelerde icra müdürü ve müdür yardımcısı olarak göreve başlayacak olan 384 kı^ınin çoğunluğunun RP yanlısı olduğu ılerı sürüldü. Hükümete görev çagrısı • ANKARA (Cumhurhet Bürosu) - Özgürlük v e Dayanışma Partısı (ÖDP). RE'FAHYOL hükümerinin Iran ile vaptığı güvenlık anlaşmasıvla "iıısaııa ne derece değer verdığının ortayaçıktığını" savunarak. ölüm orucunun 32. gününde bukınan Iranlı siğınmacıiar için hükümetı szöreve çağırdı ÖDP Genel Başkanı Yıldırım Kava. dün vaptığı açıklanıada. De\ let Bakanı Abdullah Gül\e RP Milletvekili Şevki Vılmaz'ın İranlı sığınmacılar içın. ""tran'la girişilen ilişkide bu insanlan takas olarak kullanacaklarını" açıkladıklarını anımsattı. 'Demokratik Susanlar PartfeT DSP'de üyeliğinin tehlikeye girmemesi için uyulacak tek kural susmak ve genel merkezin emirlerine sonuna kadar uymak. Bu kural, sadece sıradan üyeler için değil aynı zamanda yöneticiler ve milletvekilleri için de geçerli. Milletvekillerinin basına açıklama yapması. genel başkandan izin almadan kendi adına Meclis kürsüsünden konuşması ve örgütle ilişki kurması yasak. MIYASE ILKMJR •D DSP'de parti içi tasfiye, ağırlıklı olarak yönetim kademelerınde göre\li üyeler üzennde yoğunlaşıyor. Bir başka deyişle DSP'de sıradan bır ılçede bile olsa yönetici sorumluluğu almak sırat köpriisünden geçmekle eşdeğer. Nitekim partide biryandan vasal zorunluluk olduğu için örgütlenme çalışmaları sürerken öte vandan ıl ve ilçe vönetinıleri görevden alınıyordu. Orgütler mümkün olduğunca az üye yapıyor ve genel merkez onavlayıncaya kadar üyeliği askıda tutuyordu. Bu siireç. >ani genel merkezin üvelığı yasalla^tınncaya kadar geçen süre aylan hatta yılları buluyordu. DSP'de lider \e lıalk ara.sinda ara katman olarak örgütün girmesi istenmıyordu. 1987 yılı ara seçımleri öncesınde İstanbul örgütünün \atan Caddesi'nde düzenlediği mıtıng sırasında Bülent Ecevit. vaptığı konuşma ile kafaMiıdaki örgütlenme anlas,ı\i:>ını net bır şekılde ortaya koyuyordu. O gün bazı kö^e yazarları DSP'nin örgütü bulunmadığını. örgütsüz bir partının başarı şansının bulunmadığını ve örgütlenırken aydınların dışlandığını yazmışlardı. Ecev it. çok kızdığı bu ele'jtınlere şu yanıtı vermişti: "Bugün bazı çok bilmiş köşe \azarlan DSP'de örgüt bulunmadığını. örgütsüz bir partinin başanlı olamavaeağını >azmışlar. Şimdi s'ue soru\orum, si/leri buraya örgüt mü topladı?" Hindistan'daki Kongre Partisi'nin örgütlenme modeline benzer şekilde örgütlenen DSP. dışa çok kapalı olmasına karşın yine de çıkan avkırı sesler bir türlü susmak bılmedi. İkinci Kurucular Kurulu toplantısında genel saymanlık görev ınden alınan Celal Kürkoğlu. örgütlenme çalışmalarını bizzat yüruttüğü Günevdoğulu delegelerle DSP'yı epey uğraştıracak bir muhalefet hareketi başlattı. Celal Kürkoğlu ve Akdeniz örgütlenme sorumlusu Nuri Özdemir. kendilerıne yakın kuruculardan olağanüstü kurultay için imza toplamaya ba^ladıİar. Bir süre sonra Celal Kürkoğlu. 233 kurueıı üyeden imza toplayarak olağanüstü kurultavın İ4 Haziran 1987 tarihinde toplanacağını duyurunca. genel merkez daha erken birtarih belirleyerek kurultavı 31 Mayıs 1987'de yapıverdi. Bu kurultaya 233 kurucu üye çağnlmadığı gibi haberalıp salona girnıek ısteyenler de engellendi. Muhalefetın düzenlediği olağanüstü kurucular kurulu i.se 14 Haziran 1987 tarihinde toplandı ve Celal Kürkoğlu genel başkanlığa seçildi. O tarihten sonra bır süre DSP çift başlı \e çift genel merkezli bir parti durumuna geldi. Ece\itlerkanadı "GerçekDSP biziz" derken Kürkoğlu \e arkadaşları da kendılerını "Öz Hakiki DSP" olarak tanıtıyorlardı. Kısa süre sonra Ece\ it yönetimi, 233 kurucu ü\eyi ihraç etti. Ancak Anayasa Mahkeme^i. 233 kurucunun kaydının sılinmesi işlemini usülsüz bularak ü>elik haklarını gerı \erdı. Ama Kürkoğlu \e arkadaşları. bir süre sonra pes ederek tabanın kafasını karıştıran bu iki başlı duruma son verdiler. Ecevit genel başkan Eski parti liderlerıne 12 EylüTün getirdiği yasaklama karan. referandumla ortadan kalkınca DSP'nin doğal lideri DSP'den milletvekili seçildikten sonra CHP'ye geçen ve bir süre Sanayi Bakanlığı yapan Hasan Akyol. "Bize konuşmamız ve örgütle ilişki kurmamız yasaklanmıştı. Eğer bu yasaklara uymazsak sert bir şekilde uyanhrdık. Şimdi CHP"den DSP"ye geçen milletvekillerine bakıp gülüyorum. CHP'de iken sürekli konuşan arkadaşlarımız orda nedense birden bire susuverdiler." öğrenince karanmı >erdim. Ben genel başkanım, benim göriişüm büe alınmıyordu. P.M'nin göriişü sorıılmuvordu. Bu nedenle istifa etrim. Herkes sanır ki, biitün olumsuzluklann kav nağı Rahşan Ecevit'ir. Ha> ır, yanlış. Bülent Kcev it Rahşan Ecev it'i paratoner olarak kullanıyor. DSP bir politikacı mezariığıdır. DSP'de \aşanan antidemokratik uvgıılamaları anlatmava kalksak ciltlerdoldurur." 16Ocak 1989'da "umumi arzu" üzerine Ecev it yenıden eski görev ine döndü. Haluk Özdalga ve Necdet Karababa bir süre sonra partiden aynldılar. Özdalga CHP, Karababa da SHP'ye geçti. Partinin kuruluşundan itibaren görev yapan Sırma E\can da daha fazla dayanamayıp partiden ayrıldı. Yerel düzeydeki kurucu üye, il başkanı, milletvekili adayı ve diğer yöneticileri saymaya ise bir haberin sınırları içinde olanak yok. DSP'de il ve ilçelerden istifalar. görev den almalar sürüp giderken İstanbul ve Antalya'da başlatılan "Ret Cephesi" adı altındaki muhalif hareket de diğerleri gibi pes etmek zorunda kaldı. Uzun süre DSP İstanbul İl Başkanlığı yapan .Mehmet Sevigen, 1991 seçimlerinde DSP'den milletvekili seçildi. Ecev itler'e yakınlığı ile tanınan Sev igen de dönem sona ermeden .soluğu CHP'de aldı. Sev igen gibi. Hasan Basri Eler ve eski Sanayi Bakanı Hasan Akyol da. DSPyi terketti. 1991 seçimlerinde Ecevıtler'in prensi olarak basında sık sık yer alan MYK üvesı ve milletvekili aday ı Ali Dönmez de şimdi partiyle bağını koparıp kendisini ışine vermiş durumda. Bu arada SHP'den kopup DSP'yi seçen Te%fıkÇavdar, Ertuğrul Günay v e Güneş Gürselergibi isimlerde kısa süre sonra partiyle bağlannı fiılen kesmek zorunda kaldılar. çile çiçekleri' 'Rahşan Hanım, Ecevit'in paratoneri' DSP'nin iiçüncü Genel Başkanı Nectlet Karababa, Ecevitler hakkındaki görüşlerini şöyle özetli>or: Herkes sanar ki, biitün olumsuzluklann kav nağı Rahşan Ecevit'ir. Hayır, yanlış. Bülent Ece\it, Rahşan Ece\it'i paratoner olarak kullanıyor. DSP bir politikacı mezaruğıdır. DSP'de >aşanan antidemokratik uygulamalan anlatma>a kalksak ciltler doldurur. Bülent Ecev it dc 13 eylül kurultay ıııda partısinin basına geçti. Ancak tartışnıalar bu kurultay da da bitmedi Bülent Ecev it'in başa geçmesınden sonra muhalefetın sesi. kımi üyelerin tek tek istifası ve istifa sonrası yaptıkları açıklamalarla görece cılız bir şekilde sürdü. istanbul İl Başkanlığf na atanan iktisat doktoru Seyfettin Gürsel. ü>e kayıtlarında ve ılçe atamalannda görüşünün alınmadığı. istediğı çalışma yöntemini genel merkeze kabul ettiremediğı için görev ınden istifa etti. Gürsel ve arkadaşları bir süre sonra da SHP'ye geçtiler. Parti kurulduktan sonra HP'den ayrılarak DSP've TBMM'de grup kurma olanağını sağla\an 24 milletvekili de genel merkeze sokulmadıklarından. genel başkanın kendileriyle konuşmadığından yakınarak seslerini yükselttiler. 1987 genel seçimlerinde bu millervekillerı listelerde seçilemeyecek yerlere yerleştırıldi. Seçımle birlikte onlar da DSP'nin müteveffa politikacıları arasına katıldılar. Ancak ilk sıraya konulsalardı da yapabilecekleri fazla bir şey yoktu. Çünkü DSP baraja takılmıştı. Genel Başkan Bülent Ecev it bile seçim bölgesinde en çok oyu almasina karşın parlamcntoyd gıremedi ve 30 Kasım 1987 tarihinde genel başkanlıktan istifa etti. 7 Mart I988'de DSP I. Olağan Genel Kuruîu yapıldı \e Ecevit görevinı Necdet Karababa'ya devretti. Kurultay da. Ecev it'ın avukatı ve parti tüzüğünün yazmanlarından Hasan Bıyıklı, Hasan Erdem ve Mustafa Lluba> da aday oldular. ancak Ecevıtın konuşmasında adres gösterdiği Karababa. genel başkanlığa getırildi. Karababa'nın genel başkanlıktaki ömrü çok uzun sürmedi. Bır süre sonra genel başkanlıktan istifa etti. Karababa. genel başkan olduğu süre içerisınde yaşadıklarını şöyle özetledı: ~Ece\it'in ısrarı sonucu genel başkanlığı kabul etmiştim. Ancak kabul ederken örgütlenme konusunda işime kesinlikle karışılmaması konusunda söz de almıştım. Bana >erilen bu söz bir süre sonra unutuldu. Bir hafta sonra Rahşan Ece\it. kendisine bir oda hazırlatarak gelip yerleşti. Ardından da Bülent Ece\it için a>n bir oda tahsis edildi. Örgütler göre%den alınıvor. yerine venileri atannor>e benim haberim olmmordu. En son İstanbul örgütünün Rahşan Ece\ it'in emriyle göre\den alındığını \e yerine venisinin atandığını Şimdi de Ecev ıt'e uzun süre yakın olan ve birçok görev den alma ve atama kararında imzası bulunan Erdal Kesebir ve arkadaşlarının muhalefeti gündemde. Tabii onun da sonu ötekılerden farksız oldu. partiden ihraç edildi. Diğer arkadaşları da görev lerınden istifa etti. Birzamanlar il ve ilçeyönetimlerinı görev den almaya gelirken "Ece\ itler ne karar alırsa doğrudur. Benim göre\im bu karan uygulamaktır" diyen Kesebir'e DSP Grubu'ndaki arkadaşları sahip çıkmadı. Ancak onların da DSP'deki gelecekleri belirsiz. DSP'den milletvekili seçilip daha sonra CHP'ye geçen ve koalisyon hükümetinin son döneminde Sanayi Bakanlığı görev inde bulunan Hasan Akyol. CHP'den eski partisi DSP'ye geçen milletvekili arkadaşlanna güldüğünü belirterek şunları söylüyor. "CHP'de iken her fırsatta konuşan, her şe> i ele$tiren ve basına vaptiğı eleştirilerle parti içindeki olumsuzlukları gözler önüne seren arkadaşlarımız DSP'ye gidince dut yemiş bülbüle döndüler. Hani eleştirmek demokrallığın gereğivdi. Şimdi de orda konuşsaiar \ a. Ama konuşamazlar. Çünkü DSP'de konuşmak, basına demec vermek ve örgütle ilişki kurmak yasaktır. Aksi takdirde kjrmızı kalemle isinıleri çizilir." BİTTİ BİR BAKIMA • SERVER TANİLLİ | Bir Sonbahar Gününde... : Farkına varmaz olur muyum sonbahann? Günferın kısalmakta oluşundan anlıyorum; kirru bahçelerde gözüme ilişiyor, "ayva sarı nar kırmı-, zı" artık ve nereye baksanız rüzgârda uçuşan yap-J raklar... i Ne diyordu Baki Efendi? , Bakı çemende hayli perişan imiş verak > Benzer ki bir şikâyeti var ruzigârdan ; Yalnız yapraklar değil, ben de şikâyetçiyim rüz- gârdan; başta da politik yaşamımızın üzerinde esenlerden. Çünkü olumlunun, iyinin, bereketin, rüzgârı değil bu. Havayı bır toz bulutu ile doldu- rup gözlerin önüne bir duman perdesi çeken; at- mosferi zehirleyıp ciğerleri bir zifirle doldurarak yakan: soluk kesicı. boğucu bir şey bu. ' Hiç böyle olmamıştı bildim bileli... \ Şu haberlere bakınız: Yaşar Kemal'in cezası; Yargıtay'ca da onaylanmış; Şanar Yurdatapan tutuklanmış; Muzaffer Erdost, kitabından dolayı sorguyaçekilmiş: Ragıp Duran, yazılarındanötü-; rü içerı ha alındı ha alınacak. Çetin Altan, "devJ letin oturacağı yeri" gösterdi diye ağır cezada yar-^ gılanacak... Belli, hapishanedenıcedirçiledoldu- ran Ismail Beşikçi'ler, Işık Yurtçu'lar ve daha başkaları yetmiyor; zindan karanlığını doldurmak, gerek, liste ne denli uzarsa ondan medet uman- lar var. Neyi önlemek içindir bu estirilen rüzgâr? ; Tartışmayı kesmek, düşünceleri dile getirmenin, önüne duvar çekmek için. Peki demokrasi başta bunlar adına değil mi? i Silaha, şıddete tenezzül etmeden fikrini yazı- sıyla, kıtabıyla ortaya koyan aydınların önüne ÇK kar v/e hapishanenin kapılarını gösterirseniz, de^ mokrasiyı başta sizin istemediğinizi tanıtlamış oP maz mısınız? Çok söylendi bunlar, ama hâlâ anlamayanlar var. Niçin bu gecıkme? Hayır. şikâyetim var rüzgârdan! • Benim Yüzyılların Gerçeği ve Mirası'nm, 19. yüz- yılı anlatan beşıncı cıldınin düzeltmeleriyle uğra- şıyorum. Yakında okuyucuların önüne çıkacak ki- tabın bır yerinde, şu satırlara takılıyor gözlerim: • "Biryüzyılın sonuna gelinmiştir; ve kim bilirAv- 1 rupa, ıhtiyaçlarından daha fazlasını istemiştir o yüzyılda belkı. Claude Bernard'/ar/n ve Berthe- lot lann arkasından Bergson'lar ve Einstein'/ar çıkar gelirler. Keşiflerin, hatta ilerlemenin anlamı-, nı yeniden düşünme zamanıdır." • Tarihte böyle "yeniden düşünme" anları olur. [ Ama biz, o yüzyılda ihtiyacımızdan fazlasını da istemiş değiliz. Gecikerek gelip girdiğimiz uygar- lık yolculuğunda. "çürüyüp dökülen "i atarak, bi-< limin. tekniğin, felsefenin yemişlerini devşirmek isıiyorduk. t 20. yüzyılda Cumhuriyet Devrimî bu atılımın do-ı ruğudur. Demokrasi, ona yeni boyutlar getirecekti. Getirmemiştir. Çünkü, "halkın, halk tarafından, halk için yönetim!", ufuksuz politikacıların elinde, kendi süfli çıkarları adına, halkı aldatmanın, vic- danlan sömürmenin, şaşırtmaca verip gözler önü- ne bir "duman perdesi" çekmenin bir aracı ola- rak görülmüş; tarihin karşımıza çıkardığı nadir bir fırsat çıkmazlar içine sokulmuş, soluksuz bırakıl- mıştır. O ufuksuz politikacı kafilesinin son temsilcisi ise, tüy dikmiştir her şeye. Salı günkü Mılliyet'in ilk sayfasında, yukarda sol köşede başörtülü bir kadının fotoğrafı belki de iliş- 1 miştir gözünüze. Dışişleri Bakanımız Tansu Çil- ler'di bu. Istanbul'da düzenlenen 2. Avrasya is- lam Şûrası'nda besmele çekerek bir konuşma. yapmış ve bir yerinde de şöyle demişti temsilci- lere seslenerek: "Gelin, bilim çağında Islam ken-> di damgasını vursun!" Ne bu? Anlamı ne bu sözlerin? Deli mi bu ka-{ dın? ( Hangi tezgâhta neyi dokuduğunun farkında mı? İslam ve bilım: Keyfe göre yan yana getirilecek kelimeler midir bunlar? Rastlantıya bakınız, yine salı günü. gazetemizirç ikıncı sayfasında Hüseyin Batuhan'ın Islam ve Bi- lim adlı yazısını okumuş olsanız gerek. Her şey| yerli yerine oturtup kavram karmaşasına son ve- ren bu yazıyı. o başörtülü tezgâhtara ve onun gi- bi nicesine nasıl olmalı da okutmalı? < Ama okursa anlarlar mı? Anlayıp da uygulamaz-^ larsa neden? «' Hayır, şikâyetim var rüzgârdan! ! • ; Güzel şeyler de oluyor tek tük. istanbul Barosu'nun pazar günkü seçiminde,' Yücel Sayman seçilmiş başkanlığa. Sevındirici. Başarılar Yücel Sayman'a! Bu muhalif rüzgârların estiği şu nankör dönem- de barolar önemli; İstanbul Barosu özellikle... ' UZ Z4Z//ORR4N BİRGİT Türkiye Büyük Millet Meclısi. dün Osma- niye'nin il yapılması ile ılgili yasayı çıkarttı ve 5 Kasım'a kadar sürecek bır tatile girdı. Meclis'in tatil karan alması, milletvekilleri- nin 3 Kasım'da yapılacak yerel seçımler için serbestçe çalışmalarını amaçlıyor. 76 bin 500 seçmenli Osmaniye'nın MHP il Be- lediye Başkanı birtrafık kazasındaölünce, boşalan başkanlık için yılın kasım ya da ha- ziran aylarında seçım yapılmasını zorunlu kılan yasa uyarınca, Güney Anadolu'nun bu şirin ve tarihsel yöresınin politik önder- leri, ilçenın kapısına kadar gelen şansı lyi kullanıyor ve seçime katılan tüm partilere resti çekiyorlar: "Ya Osmaniye'yi il yapar- sınız, ya da hiçbinnıze bizden tek oy bile çıkmaz." Parlamentonun, öncekı gün ve dün üst üste iki birleşım yaparak oybirlıği ile yasalaştırdığı Osmaniye'yi il yapan tek- lifler, bu reste dayanıyor. 3 Kasım'da 2 ılçe ve 10 beldedekı 397 sandıkta oy kullana- bilecek seçmen sayısı 110 bın 602. Yenı bir nüfus sayımı yapılmadığı için ülkenin elde bulunan seçmen sayısı ise 34 mılyon 658 bin 508. Bakınız, 3 Kasım'da tüm seçme- nimizın on bınde üçu oranındakı yurttaşla- rımızın oylarını alarak bu seçimde en başa- Tabelacılann Gözü Aydın! rılı parti olduklanna önce kendilerini, daha sonrada kamuoyunu inandırmayı amaçla- yanların marifetleri nelerdir? Önceki gün Denızli H.H.A. muhabıri Osman Nuri Bo- yacıoğlu'nun bildirdiğine göre Denızli'nın Kızılcabölük beldesindekı 3 bin 378 seç- menin oyunu alabilmek için 6 trilyon lıralık vaat paketi yapılmış. Boyacıoğlu, "Belde, seçım yüzünden şantiyeye döndü. Sözler yerine getirilirse, 1 oyiçin 1.5 mılyarlira ve- rilmiş olacak" diyordu. Kimi partiler, 3 Ka- sım'da kullanılacak oyların en çoğunu ala- rak. kimi on iki seçım çevresinde en fazla başkanlık sandalyesini alarak öne çıkmayı hesaplıyor ve bu hesaplarla, ülke genelın- de bir güç gösterısi yapmayı amaçlıyorlar. Seçmen de bu hesaplan çok lyı bıldığinden beldesi için istediği hizmetlerin faturasını polıtıkacılardan tahsıl etmek içın güçbirlıği yapıyor. O güçbırliği de pragmatik hesap- larla ıbrenin daha çok ıktıdardakı partilere doğru çevrilmesine neden oluyor. Seçmen bir tür güçbirlıği içinde. kendi arasında beldenin yaran doğruItusunda ge- çici ittıfaklara gırıyor. Hele az sayılı seçmen- lerin katıldığı yanşlarda. bazen iktıdarda ol- mayan partinin belde adayınm aılesı bile. gerçekçi oy kullandığı için, adayı yapayal- nız bırakmış olmaktan kaçınmıyor. • • • Dünkü "Hürriyef'te. YalçınBayerınsü- tununa konukolan Tarsus Beledıye Başka- nı Burhanettin Kocamaz, kendısınden daha kıdemlı ve rütbeli politikacıların du- daklarını uçuklatacak bir formül ile ilçesın- deki çeşitlı partilere mensup hemşehrıleri ile birlikte yaptığı güçbırhğinı açıkiıyordu. MHP'lı belediye başkanı, Tarsus Beledıye Meclısfnin. Tarsus II Genel Meclısı üyele- rınin, muhtarların. oda başkanlarının ve sı- yasi partılerin başkanlarının ilçelerını kes- tırmeden il yapabılmek içın topluca istifa karan verdiklerıni. Bayer'ın "Neduruyorsu- nuz? Sız de istifa etsenıze" çağrısının ya- nıtı olarak söylüyordu. Bu açıklama. bence Türkiye Büyük Mil- let Meclısı'nde var olan partüeri hemen ha- rekete geçırmelı ve yılda iki kez yerel ara se- çımler yapılması zorunluğu gibi artık Türki- ye'de bir seçım kornedyası halıne gelen oyunun yerıni gerçekçi bir düzenlemenin almasına olanak tanınmalıdır. Ne oldu? Kı- lis, Yalova ve Bartın ıl yapıldı da, buralarda oturan yurttaşlanmız sürekli hizmete ve mil- li gelırden artan bir paya mı kavuştular? Yoksa eski ılçelerdeki kaymakam beyier. yenı ıllerin vali vekılı olarak. değişen plaka- ları takan otomobillerine mi binmeye baş- ladılar? Olan, sadece ilçelerde var olan da- ıre müdürlüklerinin tabelalannın bırer nu- mara büyütülerek yeniden yazdırıfmasıdır. Çankaya da ılçe.. Beyoğlu da, Eminönü de. Yenı Mahalle ya da İzmir Konak da... Buralarda oturanların ıl olma diye bır heve- sı nıye yok? Çünkü hizmet kapılarının önü- ne kadar geliyor. Ama Şırnak ya da Iğdır kendi sorunları- nın ancak il olunca çözüleceğıne inanmış- lar. Parlamento. bu inanç büyütecinin arka- sından sorunlan ele alır ve ara seçim ko- medyasına bır çözüm ararken, lütfen yedek mılletvekıllığı kurumunu da göz ardı et- memelıdir. TEŞEKKUR Vakitsiz ölümü ile bizleri acılar içinde bırakan, dost olmanın tarifi mümkün olmayan örneği. ağabeyimiz, 18. Dönem Kars Milletvekili VEDAT ALTUN'un vefatı dolayısıyla taziyetlerini bildirenlere, telefonla arayanlara, faks çekenlere, cenaze törenine ve evine gelerek acıniızı paylaşan herkese ve ayrıca ameliyatmda insanüstü gayret gösteren Dr. Bingür Sönmez'e en içten teşekkürlerimizi sunanz. Dr. GÜRBÜZ ÇAPAN ERDAL DÖNMEZ FUAT KESKİN ARMET ORl ÇOĞLU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle