25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sakibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı Orhan EnnçO Genel Yayın K.oordınatörü Hikmet Çetinkaşa # Yazıışlerı Müdürlerı fbrahim Vıldız (Sorumlu), DinçTayanç # Haber Merkezı Müdürü- Hakan kara # Görsel Yönetmen: Fikret Eser Dış Haberler: Şinasi Danışoğlu • Knhbarat Cengiz Yddırım • Ekonomı Bülent kııanlık # Kültıır Handan Şenköken # Spor Abdülkadir Yücelman 9 Makuleler Sami Karaören 9 Diızeltme Abdullah ^ azıcı # Fotoerat Erdoğan Köseoğlu • Bügı-Belge Edibe Suğra 9 Yurt Habcrlen Mehniet Faraç Yjvın Kurulıı tlhan Selçuk ( Orhan Erinç. OMa\ kurtbokt HikmetÇetinka>a.ŞükranSoner. Ergun Balcı, Dtnç Ta\anç, İbrahim \ıldız. Orhan Bursalı, Mustafa Halbav Hakjn Kara. Aııkara Temsılcısı Mustafa Balba\ # Haber Muduru. Doğan Akın Atalürk BuKan No: 125. Kaı 4. Bakanlıklar-AnkaraTel' 4195020 P hat). Faks -119502? • Izmır Temsılcısr Serdar Kızık, H Zıva BU 1352 S. 2 3 Tel 4411220. Faks 44191 P 9 Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu. InönuCd 119 S. No 1 Kaı 1. Tel. 3522550. Fak.> 35225T) Muessese Müdiini Erol Erkut A Koordınator Ahmet Korulsan 9 \fuhasebe. Bülent \ ener 9 Idare Hüse>in Gürer 9 t^letnıe Önder Çelik 9 Bılgı-lslem \ail İnal 9 Bjlghsavar Sısıem Mürihet Çüer MED\ \ C: 9 >onetım Kurulıı Başkanı - Genel Mudur Gülbin Erduran 9 Koordınator Reha Işıtman 9 GCÎKI Mudur Yardımcısı. Mine Akdağ Tel 514 0^ 53 - 5İ3 95SO-513 8460-61. fals-5118466 \ı>ımU)an *e BasM: \ fi Gjn Haber \un=ı. Ba- TiAov.ciiL.-d ")J t a i . d'ı 34314 l.[ PK 246 I jn \e 'l a>ıncıhk -\ Ş tanbul f d ıll 212ı 512 <ı5 05 (20 hat) Falo 2 5 E K İ M 1996 İmsak: 5.55 Güne>: 7.20 Öğle: 12.55 İkindi: 15.48 Akşam: 18.17 Yatsı: 19.37 Esenler'deki 'namus katliamı' üzerine kadın örgütleri yasalarda düzenleme yapılmasmı istediler 'Kacbna yönelik şiddet korunuyor' Soğuk havalar için giysiter • Haber ıMerkezi - Escada Sport'un 96 97 >onbahar- kış için lıazırladığı koleksıyonu. tiiketıcilerin beğeni-.ine sunuldu. Giin içinde çok amaçlı kullanılabilecek. içleri tüylendinlmıs pamuklar. çift \ üzlü ha\ lu kazaklar. jarse \ e angora \ ün ka$mir dokulu trıkolar. ipek jarse iistlerden oluşan koleksiyonda rahatlığın önplanda tutulduğu bildirildi ÖSYM Başkanı istîfa etti • ANKARA (Cumhurhet Bürosu) - Öğrencı Seçme \e Yerleştirme Merkezi (ÖSVM)Prof. Dr Eres Söylemez, göre\ inden istifa etti. Sö> lemez'in yerine eski ÖSY.VI başkanlanndan Dr. Fethi Toker atandı. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Eres Söylemez, 1 Kasım 1996 tarihınden geçerlı olmak üzere göre\ ınden istifa etti. Söy lemez'in yenne atanan Fethi Toker'in. göre\ ı bu tarihten ıtibaren de\ralacagı belırtildı. Söylemez. göre\ı süresince öğrencilenn mağdur olmama.si için ellerinden geleni \aptıklarını belirterek istıfayı kendisinın ıstediğini söyledı. Bayram tatili 4gün • ANKARA (Cumhuri\et Bürosu)-Başbakan Necmettin Erbakan. dün yayımladığı genelgeyle kamuda çalışan meınur. işçi \e diğer personelin. 28 ekitn pazartesi günü yanm giin idari izinlı sayılaeaklarını bıldirdi. Genelgede. bu >üre içinde göre\li olanlara. herhangi bir fazla ödemenin yapılmayacağı kaydedıldi. Öğretmenlikte başvuru fazlası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Milli Eğitim BakanlıgYnın açtığı lObin öğretmen kadrosıı için eğitim fakültelerinden yeterli ba>Mirunun alındığı, pedagojik formasyonu olmayan iiniversite mezıınlarının atanmasına gerek kalmayacağı bildirildi. Bakanlık yetkililen. atamalarda öğretmenlik bölütnü mezunlarına öncelik verileceğini kaydederek "Şu ana kddar yapılan işlemlerde eğitim fakiiltesi mezunlannın aşağı yukan kontenjanı doldurduğu belirlendi. Bir değişiklik olmaması durumunda. diğer üni\ersite mezunlannın atanmasına serek kalmayacak" dediler. Türk Kalp Vakfı seçimleri • İstanbul Haber Servisi - Türk Kalp Vakfı Mütevelli Heyetı \e \'önetim Kurulu Başkanlığfna Cetin \'ıldınmakııı yenıden seçildi. Çetin Yıldırımakin, toplumun yüzde 11 'inin derhal teda\ ı gerektirecek ağırlıkta kalp hastası olduğunu. ölüm nedenlerinin yüzde 60"ının genelde kalp hastalıklanndan meydana geldiğini sö\ ledi. Ressam Erel'in sergîsi • Haber Merkezi - Ressam İsmet Erel'in 15. kişisel resım sergisi. Beylerbeyi Akbank Sanat Galerisi'nde busün 18.00'debirkokteylle başlayacak. Sergi. \alıboyu Caddesi 74 numaradaki galeride 13 kasıma kadar sürecek. ECE TEMELKURA.N ANKARA - İstanbui-Esenler'de 10 kişinin ölümüyle sonuçlanan namus katliamr kadın örgütlerini harekete geçirdi. Örgütler. olayı "klasik birai- le içi şiddet vakası" olarak nitelerken yasalann namus cinayetlerini ve kadı- na yönelik şiddeti koruduğunu savun- dular. Kadın örgütleri toplantı düzenleye- rek. Cumhurbaşkanı Sülevman Demi- rel. Başbakan Necmettin Erbakan. Adalet Bakanı Şevket Kazan ve Dev- let Bakanı NamıkKemalZe>bek"e faks çekip. kadına yönel i k şıddete karşı ye- ni düzenlemeleryapılmasını istediler. Abdullah Aydın'ın boşandığı eşini ve e\dekidiğer9kişiyi. "âlem vapıldığı" gerekçesiyle Kalaşnikof tüfekle tara- ması. kadın örgütlerinin tepkisıne ne- den oldu. İstanbul'da dün bir toplantı düzenleyen Gaziantep Kadın Platfor- mu, Eşitlik tzleme Komitesi. Kadının tnsan Haklan Projesi \e MorÇatı Ka- dın Sığınağı Vakfı temsilcileri. Cum- hurbaşkanlığına ve hükümete faks me- sajlan gönderdiler. Hazırlanan metinde. "Hergecengün artan namus cinayetlerini kadına öde- ten bu toplumu kınıvoruz" denıldı. Cumhuriyet'e aktanlan ıletide istem- ler şöyle sıralandı: ~Kadına şiddet uygulayan kişinin, birçok ülkede olduğu gibi, kadının evi ya da işyerine yakJasmasını ve şiddete yönelikdavranışlarda bulunmasını > a- saklayan "Koruma Emri' uygulaması- nın bir an önce başlatılmasını. kadına şiddet u> gulanacağına dair ipuçlan bu- • Kadın Dayanışma Vakfı Başkanı Meray Epikman, olayın "Dul kadın orospudur" anlayışıyla ilgili olduğunu vurgulayarak. "Böyle cinayetlerde kadınlar zaten baştan 'Dullar fuhuş yapar' damgasını yemiş oluyorlar" dedi. nı yanıtlarken. katil zanlısı Abdullah Aydın'ın eşinden ayrıldığına dikkat çekti \'irmıbeşlıoğlu. "Erkek. kadını kendisinın bir uzantısı olarak gördüğü için aralanndaki sözde namus bağlan- nsı boşandıktan sonrada kesilmiyor. Ka- dın erkekten boşanmakla kurtulanıt- yor, çünkü erkekler. kendilerinde ka- dının hayatını sonuna kadar belirieme hakkı görüyortar" diye konustu. Kadının İnsan Haklannı Koruma Projesi Koordınatörü Pınar tlkkara- can da olayın "klasik bir e\ içi şiddet vakası" olduğunu belirterek. "Anka- lunduğu takdirde saldırgamn polis ta- ranndan gözaltına alınmasını.aileiçi şid- dette kadının sııçdu\ urusunda bulun- masına gerek kalmadan savcılık tara- fından suç du> urusunda bulunulması- nı ve bunun bir kamu da\ ası olarak gö- rülmesini talep ediyoruz." k Devlet, sorumluluğunu kabul etsin' Namus davaları konusunda araştır- malaryapan Gaziantep Kadın Platfor- mu Başkam Vildan Virmibeşlioğlu. Cumhuriyet'ın olaya ilışkın sorulan- ra'da kadınlann yüzde 2'si kocalan ta- rafından ölümle tehdit edilmiş ve silah- lı saldıma uğramış. Bu kadınlar belki öldürülecek \e biz öklükleri zaman öğ- reneceğiz. Burada önemli olan. de\ie- tin sorumluluğunu kabul ernıesi. Çün- kü yasalar \e devlet. kadının öldürüle- ceği kesinleştiği zaman bile bir şe\ yap- mıyor. Kadınlaröldürülünce de herkes ayağa kalkıyor. Bu, ikiy ü/Jülüktür" de- d'i. 'Dul kadın orospudur' Kadın Dayanışma Vakfı Başkanı Meray Epikman da. olayın "Dul kadın orospudur" anlayışıyla ilgili olduğu- nu v urgulayarak. tepkisini şöy le dile ge- tirdi: "Bu olaylar ve alınan tavır, kadınla- nn kocalanndan orospuluk yapmak için boşandıklan anlaj ışına davanıyor. Bö>le cinayetlerde kadınlar zaten baş- tan Dullar fuhuş yapar' damgasınıye- miş oluyorlar." Kadın örgütleri basının olaya karşı tutumunu kınarken. dün bazı gazete- lerin birinci sayfalanndaki "Bardağıta- şıran son damla! Zaten eşleri hakkın- da fuhuş dedikoduları ayyuka çıkmış- tı. Bir de çocukiarının gözleri önünde alem yapıldığını duyduklan an kan be- \inlerine sıçradı. Silahlanarakyoia ko- yuldular" ıfadeienne tepkı gösterdiler. Kadın örgütleri. namus cınayetlerinde katil erkeklenn yüceltildiklerini savu- nurlarken. "Basın\aroşlardakiçarpık ahlak anla> ışını besliyor. Gazeteler ar- tık insan haklarının mı, yoksa \ahşetin ıni yanında olacaklanna karar verme- liler" dediler. Dokuz Eylül Üniversitesi'nde dekanlar seçiliyor İZ.MİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Dokuz Ey- lül Üniversitesi'nde seçım- le gelen yeni yönetimin oluş- turdugu demokratık ortam- da. fakültelerde dekanlık se- çimlen art arda yapılıyor. Bugüne kadar üniversıtenin beş fakültesinde dekanlık için seçim yapıldı. Dokuz Eylül Üniversıte- si'nde Demokrasi Platfor- mu'nca gösterilen rektör adayı Prof. Fethi İdiman'ın seçımi kazanarak yönetıme gelmesiyle başlayan dernok- ratikatıİımlarsürüyor. Cni- versiteye bağlı Buca Eğitim ve Iktisadi İdan Bılimlerfa- kültelerinde. süresi dolan dekanlann yerine yeni dekan adaylannın belirlenmesı için seçim yöntemine başvurul- muştu. Y'ine istifayla boşalan Tıp Fakültesi Dekanlıgı içinöğ- retiın üyeleri arasındaoyla- ma yapılmıştı. YÖK. oyla- ma sonucu bildirilen üçer aday arasından en fazla oy alan Prof. Emin Ahcı'yı Tıp Fakültesi'ne, Prof. Hüseyin Alkan'ı da Buca Eğitim Fa- kültesi'ne dekan olarak ata- dı. İktisadi İdari Bilimler Fakültesi'nde yapılan se- çimde en çok oy alan Prof. Meryem Koray'ın ise YÖK tarafindan atanmasının bek- lendiği belirtildi. Öte yandan yöneticıleri- ni seçimle beürlemek iste- yen öf retim üyelerinin bas- kısıyla bazı fakültelerde de- kanİar istifa etmeye başladı. Mühendislik Fakültesi'nde istifa eden Prof. Kutlu Zo- ral'ın yerine yeni dekan adaylannın belirlenmesi için yapılan seçimde Prof. Halil Köse 49, Prof Ömer Alku 41, Prof Tülay Harzadın 34 oy aldı. Güzel Sanatlar Fa- kültesi'nde de Dekan Prof. Murat Tuncay. dekan ola- rak atanmasının üzerınden çok az bir süre geçmiş olma- sına karşın."güven tazele- mek" amacıyla öğretim üye- lerinin oyuna başvurdu. Oy- lamada. dekanlık için aday- lığını açıklayan Prof. Fanık Kalkan 23'. Dekan Prof. Tuncay 12 oy aldı. Oylama- nın sonucu üzerine Dekan Prof. Tuncay'ın istifa edece- ği öğrenilirken. Prof. Kal- kan"ın dekan adayı olarak YÖK'e bildirileceği belir- tildi. 'Kürkü var, güzel mi güzel' Yeni Zelanda'nın AuckJand kentinde yolun or- tasında park etmiş peliiş kaph araba, nıinik kö- pek ve sahibinin ilgisini çekmiş olnıalı ki ikisi de durup bu tuhaf kürklü yaratiğı şaşkınlıkJa izli- yoriar. San rüyleriyle. plakasında yazan kivi kuşuna ben/etilme>e çalışılan araba. yağmurJu günlerde cazibesini büyük ölçüde kaybediyor. (Fotoğraf:RE(JTERS)" Velilerden boş derslere çözüm: Ucretli öğretmen YUSUFZtVAAY Yeni öğretim y ılınm baş- lamasının ardından bir a>- dan fazla zaman geçmesine karşın. Istanbul'daki ilk \e ortadereceli okullarda 3 bin 600 öğretmen açığı bulu- nuduğu belirlendi. Eylül ayında İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü"ne öğretmenlik için baş\ uran 4 bin 500 ada- yın atamalannın kasımda yapılacak olması. tstan- buii'daki yaklaşık 2 bin okul- da birçok dersin boş geç- mesine neden oluyor. Bazı okullarda. derslenn boş geç- memesi için \elilerce ~üc- retli öğretmen" çalıştırıldı- ğı belirtildi. İstanbul ll Milli Eğitim Müdürlüğüyetkılıleri.Tür- kiyegenelindeki 10 bin öğ- retmen açığının kapatılma- sı için 21 ey lüt ile I ekim ta- rihleri arasında kabul edılen baş\ uruların ardından. ata- malann kasım ayında yapı- lacağını ifade ettiler. İstanbul'dahalen I300'ü sınıf. 2 bin 300'ü branş ol- mak üzere toplam 3 bin 600 öğretmen açığı bulunduğu- nu vurszulavan vetkililer. y aklaşık 2 bin okulda birçok dersin boş aeçtiöini söyle- dıler. 1996-97 öğretim yılının başında İstanbul'da 6 bin öğretmen açığı bulunurken. bugün bu sayının 3 bin 600'e indigıni belırten İl Milli Eği- tim Müdürlüğü yetkililen, şunlan söyledı: "İstanbul'da öğretmen açığı nedeniyle birçok der- si boş geçen okullar \ar. Bu okulların sayısı \aklaşık 2 bin. Son öğretmenlik baş- vurulamla ilgili atamalar en erken kasım ayında ya- pılacak. Atamalariçin deger- lendirnıe işlemleri zaman alıyor. İstanbul'da bu du- rumdan olumsuz etkilenen bazı okullar, derslerin boş geçmemesi için >elilerin eko- nomik desteği ile ücretli öğ- retmen çalıştırıyor. Bazı okullar ise önlenı olarak sı- nıf birleştirme yoluna gidi- yor. Milli Eğitim Müdürlü- ğü olarak. atamalar ya.pi- lıncaya kadar şu anda ya- pabiİeceğimiz fazla birşe> \ok. Bakanlık, atamalarda İstanbul'a gereken önemin gösterileceği yönünde bize söz \erdi." İmam-hatiplere zorunlu eğitimde koruma sağlanmak isteniyor Eğitinule 'kesinti' tarbşması EMİN'E KAPLAN ANKARA -Zorunlu eğitimin, imam- hatiportaokullannınilköğretimedev- redilmesi koşuluyla kesintisiz olarak 8 yıla çıkanlması yönündeki 15. Mil- li Eğitim Şûrası karan. Milli Eğitim Ba- kanlığfnca hazırlanan "ŞûraÇahşma Planı"nda değişikliğe uğradı. Planda. şûrada alınan "kesintisizlik ve bütün- lük" ilkesine y er verilmezken. yalnız- ca "zorunlu eğitim 8 yıla çıkanlacak- tır"denildi. Milli Eğitim Bakanlığı'nca 15. Mil- li Eğitim Şûrası'nda alınan kararlann yaşama geçirilmesi için hazırlanan "Şûra Çalışma Planı", imam-hatip or- taokulları \e Kuran kurslannın konu- mu nedeniyle 23 yıldır yaşama geçi- rilemeyen 8 yıllık zorunlu eğitim tar- tışmasını yeniden gündeme getirdi. Bakanlık birimlerince hazırlanan ilk plan taslağında. 8 yıllık zorunlu eği- timin bütünlük ıçerisınde yaşama ge- çirilmesi \e 8 yıllık eğitimden sonra tek diploma \erilmesine ılişkin şûra ka- •Milli Eğitim Bakanlığfnca 15. Milli Eğitim Şûrası"nda alınan kararlara ilişkin hazırlanan çalışma planında, 8 yıllık zorunlu eğitimle ilgili alınan kararda değişiklik yapıldı. Planda, şûrada alınan "kesintisizlik ve bütünlük" ilkesine yer verilmedi. rarına aynen yer verildi. Talim \e Ter- biye Kurulu'na son olarak sunulan tas- lakta ise Milli Eğitim Şûra Yönetme- liği'he aykın olarak kararda değişik- lik yapıldı. Planda. zorunlu eğitimin yaşama ge- çirilmesinde uygulanacak "bütünlük ve kesintisizlik" i Ikesine yer v eri 1mez- ken. "Zorunlu eğitim 8yıla çıkanlacak- tır. 2 yıllık okul öncesi eğitim de yakın bir gelecekte ilköğretim bünyesine alı- nacak, 9. sınıfın ise rehberiik \e yönel- me basamağı olmak üzere uzun \ ade- de 11 yıllık zorunlu öğretime geçile- cektir" denildi. Talim ve Terbiye Kurulu'nda geçen hafta görüşmeye açılan plan. kurul üyeleri arasında yoğun tartışmalara neden oldu. G'yelerin bir kısmı ••bü- tünlük ve kesintisiz olması" koşulu- nun korunması gerektiğini savunur- ken, bazı üyeler de karşı görüş belirt- tiler. Plan. uzun tartışmaların yaşan- ması ve üyelerin görüş birliğine \ara- maması üzerine gündemden geri çe- kildi. Zorunlu eğitim konusundaki ka- rar, Milli Eğitim Bakanı MehmetSağ- lam'ın inisiyatifine bırakılırken. pla- nınSağlam'ıngörüşüalınarak yeniden düzenlenmesi kararlaştınldı. Bakanlık yetkilileri, Milli Eğitim Şûra Yönetmeliği uyarınca bakanın istediği kararı yüriirlüğe koymayetki- si olduğunu. ancak alınan kararlann içe- riğinin degiştirilemeyeceöini belirtti- ler. >'önetmeliğin 19. maddesi. "Ka- rarlann hangiîerinin yürürlüğegirece- ği bakan onayı ile kesinleşir. Şûra ka- rarlan önem \e önceliğinegöre bakan- lık icra planlarında yer aür" hükmü- nü içeriyor. SÖYLEŞİ ATTİU İLHAN Üç Misâk-ı Miltî... CHP'den yasa önerisi ^Zorunlu eğitime tek diploma verilsin' e-posta : tan (« vol. com. tr ANK.ARA (Cumhuriyet Bürosu)-CHPlzmir Milletvekili Birgen Keleş. zorunlu eğitimin kesintisiz olarak \e tek diploma verilmesi koşuluyla 8 yıla çıkanlmasına ilişkin yasa önerisi verdi. Yasa önerisinin gerekçesinde. 15. Milli Eğitim Şûrası kararlanna karşın "5+3" modelinin geliştirildiğine dikkat çekilerek. "Önemli olan 8 yıllık zorunlu eğitim değil, 8 y ıllık zorunlu temel eğitim verilmesidir" dendi. Başkanlığa sunuldu CHP Mılletvekıli Birgen Keleş. Milli Eğitim Temel Yasası'nda değişiklik yapılarak zorunlu eğitimin 8 yıla çıkarılmasına ilişkin yasa önerisini. TBMM Başkanlığı'na sundu. Yasa önerisinde. ilköğretim kurumlannın en az 8 yıl süreli bağımsız kurumlardan oluşması \e öğrenciy e bir bütün halinde okuduğu bu okullann sonunda tek bir diploma verilmesi öngörülüyor. Yasa önerisinin gerekçesinde, Türkiye'nin. zorunlu temel eğitimin beş yıl olduğu az sayıda ülke arasında yer aldığı kaydedilerek. "15. Milli Eğitim Şûrası kararlan çok net olduğu halde, uygulamada çarpıtılmak istenmekte ve 5+3 modeli geliştirilmektedir. Oysa, önemli olan yalnızca 8yıllık zorunlu eğitim değil, 8 yıllık zorunlu temel eğitim verilmesidir. 8 yıllık eğitimin zorunlu temel eğitim olarak gerçekleşmesi için teknik okullara, meslek okullarına. genel resmi ve özel liselere bağlı ortaokul ve ilkokullann söz konusu olan bağlantılarının kesilmesi gerekir" denildi. Tuhaftır, ama öyledir: Hangi öğrenciye 'Misâk- ı Milfî'yi sorsan Anadolu dikdörtgenindeki Türkiye Cumhuriyeti'nin, o ateş, kan ve barut yıl- larındankesinleştirilmiş, 'toprakbütünlüğünü'an- lar. OysaGazi Mustafa Kemarin inkılap idrakinde, üç 'Misâk-ı Millî' birbirini tamamlıyor; böylece, cid- di bir 'uluslaşma' sürecini başlatıyor: İlk 'Misâk-ı MillT Anadolu'nun toprak bütünlüğü, 'Osmanlı mülkünün' nihayet, üzerinde yaşayanlara bir 'yurt' ya da 'vatan' olmasıdır; ama bu yetmez. O yurtta yaşayan halkın 'millete' dönüşmesi, vazgeçilmez bir şarttır; bu şartın gerçekleşebilme- si ise diğer iki -ve nedense es geçilen- 'Misâk-ı MillTye bağlıdır: llki Sa'y (Emek) Misâk-ı Millî si', ikincisi 'Maarif Misâk-ı Millî si'! Mustafa Kemal, ilkinden Izmir iktisat Kong- resi'nde adlı adınca söz etmiştir; ikincisi, Tevhid- i Tedrisat Kanunu ile gerçekleşiyor. Sa'y Misâk-ı Millisi... 1980 sonbahan, gergin sonbahar. Ankara. 'Han- giAtatürk'e bir önsöz yazıyorum: kalemimin ucu- na, şu satırlar, adeta kendiliğinden geliyor: "...anti/emparyalizmin 1920'ler aşamasmda, Mustafa Kemal, 'Mazlum Milletler'cte sınıfsalçe- lişkinin ikinci plana itilebileceği kanısında, Sultan GaliyefVe beraberdir; nasıl ki Tiirkiye'deki sınıf- sal durumun irdelenmesinde Dr. Şefik Hüsnü ile beraberse! 1920'ler Türkiye's/nde gayrimüslim ve komprador burjuvazi tasfiye edilir; Rum, Er- meni, tüccar ve ağalannın Anadolu'da bıraktığı mal mülk ahaliye paylaştırılırsa, (ki öyle olmuştur) sı- nıfsal bir karşıtlıktan söz edilebilir mi, şüpheli..." "...Mustafa Kemal, BaUkesir'deki birsöylevin- de, siyasal partilerin, gerçekte sınıfsal çıkarları temsilen kurulduklannı belirtmiş, Anadolu'da, bu bağlarnda çıkarlan çatışan toplumsal sınıfların tam anlamıyla olmadıklarını, bu yüzden de hepsinin 'halk' kavramının kapsamı içinde düşünülebilece- ğini varsaymıştır. Başka deyişle-emperyalizme kar- şı 'Ulusal Kurtuluş Cephesi'y/e kazanılan siyasal ba- ğımsızlık savaşından sonra, Ulusal Emek (Sa'y) Cephesi (Sa'y Misâk-ı Milfîsi) ile ekonomik ba- ğımsızhk savaşına yönelmek istemiştir..." ('Hangi Atatürk', 3. Basım. s. 21. Bilgi Yayınevi. 1996) Yanılmıyorsam, bu 'program'm adını, Gazi, Iz- mir iktisat Kongresi'nde koymuştu: "...program- dan söz edildiği zaman adeta denilebilir ki bü- tün halk için bir 'Sa'y Misâk-ı Milfîsi'dir; ve böy- le bir 'Sa'y Misâk-ı Fvlilfîsi' etrafında toplanmak- tan hasıl olacak siyasi şekil ise alelade birpar- ti niteliğinde düşünülmemek lazım gelir." (Şu- bat, 1923) Son cümle, hiç kuşkusuz, CHP'yi 'alelade', hat- ta 'enayi' bir parti haline düşürenler için, yaman bir 'f/rça'dır. Maarif Misâk-ı Millisi.. Tam bağımsız, laik ve demokratik cumhuriye- tin kültürpolitikasında, aynı 'ulusalcephe'Tev- hid-i Tedrisat (Öğretimde Biriik) Kanunu ile oluş- turuluyor. Neden öğretimde birlik?Tanzimat sonrası Os- manlı'sı, ciddi. üstelik birbirine karşıt, bir kültür 'ikiliği' yaşıyor: Biryanda mahalle mektepleri, tek- ke, medrese ve zaviyeler, harıl harıl, 'ümmet ay- dını' yetiştiriyorlar; bir yanda, ecnebi dille öğretim yapan çeşitli Hıristiyan tarikatlarının 'misyoner' okulları, harıl harıl, 'komprador' aydın üretiyorlar. Bunların ilki, Osmanlı'yı geleceğine değil, geçmi- şine çekmek meraklısıdır; ikincisi ise geçmişi 'kül- liyen' reddedip, Batı'lı 'metropol' ülkelere benze- meyi marifet sanıyor. Osmanlı'nın son ikiyüz yılı, Tanzimat ve Meşrutiyet, çağdaş ve ulusal kültür sentezini başaramamış bu iki aydın türünün çatış- masıyla geçmiş; neticede Devlet-i Aliyye batmış- tır. 'Sistem' bu çatışmayı hem tahrik ediyor, hem de hınzırca kullanıyordu. Tevhid-i Tedrisat Kanunu bu zararlı 'ikiliği'^ tas- fiye edecekti: ulusal. demokratik ve lâik cumhuri- yetin, bu vasıfları taşıyan çağdaş aydınlarını yetiş- tirmek için tasarlanmıştı: medrese, tekke ve zavi- yeler kapatılıyor; bunların yerine 'münhasıran' din adamı yetiştirecek imam/hatip 'meslek' okullarının kurulmasını öngörüyordu: onun dışında, cumhu- riyetin 'kültür kaleleri' liseler, çağdaş Türk toplu- munun aydın fidelikleri olarak eğitim tarihimizde- ki şerefli yerini alıyordu. Türkiye 'Sistem'e alındıktan sonra (1950 son- rası) merkez sağ/merkez sol yönetimleri. mes- lek okulu seviyesindeki imam/hatip okullarını 7/se- leştirmekle'cumhuriyet öğretiminin 'birliğini' boz- muş. yeniden formasyonu 'şeriat' olan 'ümmet aydınlan' üretmeye başlamıştır; bu yetmezmiş gi- bi, Osmanlı'yı batıran kültür 'ikiliğini' (karşıtlığını) özellikle istermişçesine, devlet liselerinde ecnebi dille öğretime geçerek, o liseleri bir zamanların 'misyoner' okullarına çevirmiş; eskiden olduğu gi- bi, ülkesine ve kültürüne 'yabancılaşmış' kozmo- polit aydınlar sürü sepet ortalığa salıverilmiştir. Epeyce bir zamandır bu iki -ulusal ve çağdaş ol- mayan- aydın tipi, eskiden olduğu gibi birbiriyle da- laşıyor; daha da acısı, aralanndaki hırgürü 'siyaset yapmak' sanıyor; iki taraf da birbirinden şikâyetçi, halbuki asıl cevabı aranması gereken soru şu: cumhuriyet aydınlannın yerini, tekrar Osman- lı'nın batış dönemi aydınlan alıyorsa, bunun vebali kimin boynundadır? Neden hiç kimse Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nu 'delerek', 'Maarif Misâk-ı Millî si'ni devreden çı- karan sorumluları aramıyor? Aramaya kalkışırlarsa, yoksa kendilerini mi bulur- lar? http:// www. vol. com. tr/ A İLHAN http://www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.html
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle