Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
22EKİM1996 SALI CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
OSD Genel Sekreteri Tezer belirsizliğin sektöre bedelsiz ithalat kadar darbe vurduğunu söyledi
Otomotiv durma noktasındaSEDAOĞIZ
Başbakan ıNecmettin Erba-
kan'a son olarak üretımedavalı 7
mıhardolarlık kaynak önerilerini
içeren ıkineı raporu ıleten ve Baş-
bakan dan ikinci rande\ulannı bek-
leyen otomotiv sanav, ieilen. karar-
narne> le ılgıli belirsızligin pi> asa-
daki "ucuz kullanılmış otomo-
biP beklentisini köriiklediğıni \e
bedelsiz ithalat uygulamava gir-
meden de sektörii durma noktası-
nagetırdigıni kaydedıyor. Üretici-
ler. satışlann son iki aydırdıbe \ ur-
ması nedenivle fabrikalann kapan-
ma aşamasına geldiğını belırttiler.
Türkive'deki otomobi! üretıci-
lenni temsil eden Otomoti\ Sana-
yii Demeğınin( OSD) Genel Sek-
reteri Prof. Dr. Ercan Tezer, bedel-
siz beklentısı nedenıyle temınuz
ayından bu vana satışlann hızla
düşüş sürecine girerek haftalık 2 bin
adede gerilediğini. avrıca yüzde
30-40oranlanndaki fiyat düşüşle-
ri nedeniv le ikinci el piyasanın da
ortadan kalktığını kavdetti.
Otomotiv sektörüniin I994vıh
krizini aşamadığı 1995 vılının ay-
nı dönemınde bile haftalık 4-5 bin
adetlik üretim gerçekleştirildığini
hatırlatan OSDGenel Sekreteri Er-
can Tezer "2 bin adetlik rakam.
satışlann dibe vurduğunun net
göstergesidir. Bu, tamamen be-
delsiz ithalatın tüketicide \arat-
• Hükümetin yurtdışmdaki Türklere Ziraat Bankası'nda döviz hesabı
açmalan karşılığında bedelsiz otomobil ithali olanağı tanıyan kaıarnamesi
ile ilgili belirsizlik. piyasada "ucuz kullanılmış yabancı otomobil"
beklentisini körükledi. Bir yandan fiyatlarda yüzde 30-40"lıkdüşüşler
yüzünden ikinci el piyasa ortadan kalktı. diğer yandan satışlardaki düşme
nedeniyle aylık 4-5 bin adetlik yerli üretim 2 bin adede geriledi.
Son bir yıllık otomobil üretimi
25000
20000 -
OSD GenelSekreteriTezer.
tığı beklentinin sonucudur. Haf-
tada roplam 2 bin adetlik satı$,
>ılda 90-100 bin adede gelir ki,
bu Tiirkhe'nin 550 bin adetlik
toplam üretim kapasitesinin beş-
te birinin kullanılması demek-
tir. Beşte biriik kapasitelere ine-
rek vıllık 50-60 bin adetlik üre-
tim rakamları>la bu işin de\am
etmesi mümkün değil" dedi.
Otomobil üretim rakamlannın
u
bıçak sırtına dayandığım" ve
fabrikalann çok uzun süreli üreti-
Ocak Şub Mart Nıs. May. Haz
Bedelsiz oto ithali genelgesi üretimin 4-5 bin adetten 2 bine geriJemesine vol açtı.
mı durdurnu ıiüktasına geldiğini
belirterek, "Kararname beklen-
tisi bitsin, bu iş sonuçlansın ar-
tık" dıven Ercan Tezer. kararname-
nin onaylanması durumunda ken-
dileri için hayati olan bu konuda.
uygulamayı engellemek için ge-
rekli çalışmaları yaptıklarını da
söyledi. ancak bu konuda detay
vermedi.
Tezer. kararnamenin onaylan-
maması durumunda bile. sektörün
iki-üç ayda toparlanamavacağını
da belirtti.
Ercan Tezer şunlan söyledi:
"Ciddi hazırlıklar sonucunda
hazırladığımız raporları. konuy-
la ilgili bütün >etkililere ilettik.
Kaynak, borçlanarak değil üre-
timle sağlanır. Hâlâ ısrar var. Biz
sektör olarak güçlihüz. Bu işte
inatlaşmanın yarar getireceği ka-
nısında değiliz. Sivasette inatlaş-
ma olmaz. Bedelsiz u\ gulaması-
nı engellemek için idari nıahke-
melerde yargı yolu da dahiJ olmak
üzere, ne gerekirse yapacağız .
Çünkü. bedelsiz ithalat > ü/ünden
1984 vıiında MAN fabrikasının
kapanmasmı unııtnıadık. Aynca.
Türkive'nin Avrupa BirliğVnden
kullanılmış otumobil-makine it-
haliyle ilgili elde ettiği tavizin ge-
ri verilmesine izin veremeyiz."
Tezer. bedelsiz ithalatı Bakan-
lar Kurulıı kararnamesi yoluyla çö-
zemeyen REFAHYOL'hükümeti-
nin tebliğ çıkaramayacağını da v ur-
aulavarak "Bedelsiz ithalat ka-
rarnamesinin yürüriüğe girme-
si için C ıımhurbaşkanı'nın onay-
lanıası ve Resmi Gazete'de ya-
vımlanması gerekir. Bunun baş-
ka bir \olu yoktur. Kararname-
nin uvgulamasına ilişkin detay-
ları gösteren tebliğin ise, yüzde
vüz kararnamenin esasına uy-
ması gerekir. Bedelsiz ithalat ka-
rarnamesinin esası değiştirildiği
için, tebliğ ile düzenleme yapıla-
maz. Ancak >eni bir kararname
çıkarılması gerekir" dedi.
Zorunlu tasarruf tasarısının Çankaya'dan dönmesinden sonra kesintiyi durdurma girişiminde bulunulmadı
Veto REFAHYOL'ım işbe geldiCANAN SOY SAL
Cumhurbaşkanı Süleyman De-
mirelin zorunlu tasarruf kanun ta-
sansını geri çev irmesiyle ortaya çı-
kan belirsizlik veçalışanlann buna
yönelik tepkileri devam ederken.
REFAHYOLbu belirsizlik ortamı-
nıaşmak içinhernangi birçabasar-
fetmiyor. Bir yandan yasa Mec-
lis'tengeçtigi tarihte450trilyon li-
ra civannda hesaplanan fonda bin-
ken paranın geri ödenmesıni gecik-
tiren hükümet. diğer yandan zorun-
lu tasarruf kesıntısinın durdurul-
masındakigecikme nedeniyle çalı-
^anların sırtından 50 trilyon lıra da-
ha topladı.Eski uygulamanın de-
vam etmesi nedeniyle şu anda Zo-
runlu Tasarruf Fonu'nda toplandı-
ğı hesaplanan parada 500 trilyon li-
raya ulaştı.
Çalı^ma Bakanlığı Müsteşan Ali
Toptaş hükümetin gündemindeye-
ni bırkanun tasansı hazırlığı olma-
dığını belirterek. konuvla ilgili ın-
ceîemelerin Malıve Bakanlığı \e
Hazine Müste^arlığı tarafından\a-
pıldıgını kaydetti. Ote yandan çalı-
şanlarözellıkle Devrimcı I^çi Sen-
dikaları Konfederasvonu (DİSK)
\e Kamu Emekçilerı Sendikası Kon-
federas\onu (KESK) önderliğinde
önümüzdeki günlerde de nema ey-
lemlerine devam edecekler.
DİSK Genel Başkanı Rıdvan Bu-
dak. Cumhurbaşkanı Demırel'in
haklı vetosuyla ortava çıkan yasal
boşluğun sürdüğüne dıkkat çeke-
rek. hükümetin Meclis'ten yeni bir
kanun taslagı geçirebileceğini an-
cak parayı ödemeye niyetleri olma-
dıgı için bunacesaretedemedikle-
rini söyledi. Budak. hükümetin şu
anda çare olarak uvgulamava eskı
haliyle devam etme taraftarı oldu-
ğunu kaydederek. böylece kavnak
sıkıntısının hafifleyeceğini ve hü-
kümetin bu fonu istediğı gibı kul-
lanma ımkânının doğduğunu söy-
ledi. Budak. aynca fonun vönetımı-
nın kamu ve devlet gözetimı altın-
da sendikalara verilmesi gerektiği-
nı de savundu.
Türk-lş Araştırma Müdürü Oğuz
Oyan ise hükümetin şu anda bir ey-
lemsizlık içinde olduğunu belirte-
rek. eylül a>-ı sonu ıtıbarıs le biriken
paranın 475 trilyon lıra civannda
olduğunu. ekim ayı sonunda ise söz
konusu paranın 500 trilyon liraya
ulaşmasmın beklendiğini ifade et-
ti. Oyan. belirsizortamın hüküme-
tin ışine geldiğini vurguladı.
Petrol-lş Sendika.si Genel Baş-
kanı Bayram Yıldınm ise zorunlu
tasarrufun bugünden sonra nereye
kullanılacağının da beîlı olmadığı-
nı belirterek. binkimin iyi değerlen-
dırilmesi gerektiğını söyledi. Zo-
runlu tassaruf alacaklannın normal-
de 1.5 katrilyon olması gerektiğini
ifade eden Yıldınm. paranın bugü-
ne kadar kavnak belirtmeden har-
canması nedeniyle 500 trilyon lira-
ya kadar düştüğünü kaydetti. Yıl-
dınm "Bu para bundan sonra ne-
rede kullanılacak? L'ygulanma ko-
nusunda kim karar terecek? Bi-
rikmiş nemalann iç borçödemesij a
da sanav jci\i" kredi olarak verilme-
sine karşıyız" dedi.
Kamu Emekçılen Sendikası Kon-
federa>>onu Genel Başkanı Si>a-
mi Erdem ise hükümetin nemala-
nn üzerine yatmak istediğini belir-
terek. bugüne kadar çalışanlarüze-
rindeyapılan fonkesintisınintuzak
olduğunu. hak gaspını oluşturmak
ıçın bövle bir ortam oluşturmaya
çalışıldığını ifade etti. Hükümetin
yenı bırtaslak hazırlamaya cesaret
edemedığını ifade eden Erdem. ne-
ma kesintilerınin sürmesinin de
aleyblerine olduğunu söyledi.
Kamu açığı Hindistan'dan da yükse
Türkiye dünyanın
en hesapsız ülkesi
Rusya ve BDT'de oluşan talep, atölyede üretim yapan sektörüyaîırıma yöneltti
Ayakkabı bavula girdi sanayileşti
NEVV\ORK(AA)-Kal
kjnmakta olan ülkelerarasın-
da Türkiye'nin. kamu açığı
en fazla ülkelerarasında yer
aldığı bildirildi.
The Economist dergisi
tarafından izlenen ülkeîeri
kapsayan incelemede. Tür-
kive'de kamu açıkları dik-
kate alındığında. geçen yıl
itibanyla söz konusu açığın
milli gelire oranını yan-
sıtan kamu kesimi
borçlanma
gereğinin
yüzde
11.9'aulaş.-
tığı belirtildi.
The Econo-
mist'in incelemesinde, kal-
kınan ekonomilerde kamu
finansmanının genelde sağ-
lıklı olduğuna dikkat çekilir-
ken incelemeye alınan 15
ülkeden 13"ünde. bütçele-
rin ya fazla verdiği ya da
açıklann milli gelirin yüzde
3'ünün altında kaldığı vur-
gulandı.
Economist, bu kuralın dı-
şına çıkan iki ülkenin, Hin-
distan ve Türkiye olduğunu
kaydetti. lnceiemeye göre.
Türkiye'deki yüzde I2"ye
ulaşan kamu kesimi borç-
lanma gereği.
Hındistan'da
yüzde 9.1 ler
civannda bu-
lunuyor.
Derginin ince-
lemesine göre, kamu-
nun gelir-giderdengesi açı-
sından fazla verdiği ülkele-
rin başında Singapur geli-
yor. Bu ülkede kamunun
fazlası. ulusal gelirin yüzde
10'u dolayında. Bu ülkeyi
sırasıyla Şili ve Tavland iz-
iiyor. Filipinlerde bütçesi. az
da olsa fazlalık veren ülke-
ler arasında.
A\akkabı sektörü BDT'ye açılacak.
HÜLYA GENÇ
5 Nisan Kararlan sonrasında birçok firma ka-
panma noktasına gelirken küçük atölvelerde üre-
tim yapan ayakkabıcılık sektörü. bavul ticareti sa-
yesinde ayakta kaldı. Dogu Bloku ülkelerinin da-
ğılmasıyla gelişen bavul ticareti. avakkabı üreten
küçük ve orta ölçekli işletmeleri sanayileşme ata-
ğına kaldınrken. Rusya pazannm cazıbesine kapılan
ayakkabı sektörü bu ülkede yatırıma soyunmaya
başladı..
Rusya Federasyonu'nca bavul ticaretinesınırla-
ma getirilmesinın vıllık 350 milvon doları bulan
kavıtdışı avakkabı ihracını engellemeyeceğini vur-
gulayan pivasa çevrelen. bavul ticaretinin Bulga-
ristan üzerinden sürdüriildüğüne dikkat çektiler.
19901ı yıllann başında küçük ve orta ölçekli
atölvelerde üretim yapan ayakkabı üreticilerinın,
bav ul ticareti sayesınde kazandıklan paralan yatı-
nmadönüştürdüklerini bıldiren Ayakkabı Sanayi-
cileri Derneği Genel Koordinatörü Le>entÖztürk.
Rusya'nın en büyük pazarolduğunu söyledi. 1994
yıiında yasal yollardan yapılan toplam ihracat için-
de Rusya'nın yüzde 36.6Tık bir paya sahip oldu-
ğunu bildiren Öztürk, 1993 yılına göre yüzde
22.9'lukbirartışsağlandığını açıklavarak "Rusya
pazan 1996yıiında \eilerikiyıJlarda onenıli bir pa-
zarolma özelliğini koruyacaktır" dedi. Bav ul tica-
rethacmininüçtebinnin ayakkabı sektöründenel-
de edildiğini hatırlatan Öztürk. ayakkabı üretici-
lerinin bavul tıcaretinden elde ettikleri geliri yatı-
rım olarak Istanbul dışına çıkardıklannı. Gazian-
tep'te 20'den fazla işletme bulunduğunu belirtti.
Ruslann bavul ticaretine sınıriamalar getirme-
sinin ayakkabı sektörünü etkilemeyeceğıni bıldi-
ren. AYMAKOP Onursal Başkanı \e Devran AŞ
Yönetim Kurulu Başkanı Osman Deveci. bavul ti-
careti için gelen Bulgarlar'ın Rusya'va mallan gö-
türdüğünü açıkladı. Bulgarlann satın alma gücü-
nün Ruslara göre daha dü^ük olduğunu söyleyen
Deveci. "Bulgariar aracıhkyapıyorlar" dedi.
Ayakkabı üretıcileri. taleppatlamasıyaşanılan
Rusya ve BDT'de mevzuatoturmadığı için yatınm
yapılmasını sakıncalı bulurken Desmaş AŞ,
Rusya'da yatınma hazırlanıyor.
Ruslarla birlikte ortak ayakkabı fabrikası kurma
projesinin gelecek ay sonuçlanacağını anlatan
Desmaş AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Turhan
Deveci. 3 milvon dolarlık yatınm >apmayı
planladıklannı. fabrikadaçalışacak 50personelin
Türkiye"den götüriileceğini söyledi. Deveci. bav ul
ticaretinin birkaç v ıl sonra tamamen yok olacağını
ifade ederek "Bunedenle Ruspazannayatınmla
girmek gerekir" dedi.
ONUK YAZAR / ŞEVKET SAYILGAN Smai Vanm,, re Kredi Bunkcsı iküsat uzmom
21. Yiizyıla Gîrerken Türkiye
9
nîn Sosyoekonomik Analizi
K
ültürel değerler. insanlarageçmiş kuşaklar-
dan miras kalan değer. norm. düşünce bi-
çımlen. dünva göriişü ve dav ranış kalıpla-
nnı kapsar. fnsanlar sahip olduklan kültür
normlanndan kola\ kolay vazgeçemezler. Ancak top-
lumsal gelişmede insan. tüm kültürdeğerlerini değiş-
tirmek zorunda değildir. Batı uygarlığı. RÖnesans'tan
sonra her şeyin akıI sözgecınden geçirildiği a> dınlan-
maçağı ve pozitiv izm düşüncesinden geçerek bilim-
sel düşüncevi keşfetmiştir. Büimsel vaklaşımda; ol-
muş bir olav ın. nedenlerinin açığa çıkanlması ve ola-
yı meydana getiren "neden-sonuç" analizlerinin
mantıksal tutarlılık içinde sunularak açıklaması ya-
pılır. Batı uygarlığının ve sanayi toplumunun teme-
linde yatan bu özelliktir.
Türk toplumunda ise temel dünya görüşü. olayla-
nn bilimsel açıklanmasına da\ah olmayıp olaylann
"yorumlanmasına" dayalı birdüşünce kalıbına otur-
maktadır. Türk insanı karşılaştığı olay ve olguyu ken-
di iç dünyasında hissederek kendi düşünce v e değer-
lendirmesı objektif değil. aksine değerlendiren kişi-
nin değer yargılanna dav alı subjektif bir ifade olarak
karşımıza çıkar.
Dünya yeni bir çağa girmekiedir. Bilgi ve ileri
teknoloji ağırlıklı olacak olan bu çağda kendi bilim
ve teknolojisini üretemeyen ülkelerin bağımsızlıkla-
nnı korumalan mümkün olamayacak ve bağımsız
bir ülke olduklanm ileri sürmeleri bir iddiadan öte-
ye geçemeyecektir. Bilimsel ve teknolojik gelişme-
yi tekeline almış ülkeler. bilim ve teknolojisini üre-
temeyen. geri kalmış ülkeîeri bu güçlerin baskısı ile
her zaman kontrollü şekilde idare edip yönlendire-
cekierdir. Açıkça bilinmektedirki, ülkelerin gelişmiş-
likleri ile bilim ve teknolojideki yerleri arasında çok
sıkı bir bag bulunmaktadır.
Teknoloji yanşında öne geçen ülkeler hem haîkı-
na refah sağlamış hem de önümüzdeki yüzyıl için id-
dıasını sürdürebıimıştır. Türkiye önümüzdeki 15-20
yıl ıçinde bilimsel ve teknolojik gücünü. çağın geliş-
n>e hızına uyduramadığı takdırde ileri ülkelerle ya-
nşmak şöyledursun. onlann bugünkü seviyelerineda-
hi yaklaşma fırsatını kaçırmış olacaktır.
Dünyanın yakın geleceğinin oluşmasındaki temel
unsurun. bilimsel ve teknolojik araştırma geliştirme
(AR-GE) olacağı açıktır. Bunu temin etmek için ça-
ğa uygun bilgi ve beceri açısından veterli düzevde ve
sayıda eleman yetiştirilmesi ve AR-GE için gerekli
kaynağın avnlması gereklidir.
AR-GE've yapılan harcamalann milli gelir için-
deki payı Japonv a'da yüzde 2.91. ABD'de yüzde 2.86.
A!manva'davüzde2.83'tür. Bunakarşılık buoran Yu-
nanistan'da yüzde 0.37. Türkive'de vüzde 0.13'tür
(1995 yıiında). (DPT. "1995 Yılı Kaîkınma Plam".
Ankarâ. DPT yay.. 1990. s. 211).
Altıncı Beş Mllık Kaîkınma Planı'nda ülkemiz-
de AR-GE 'yeaynlan payrn GSMH'nin yüzde biri ol-
ması ve araştınnacı sayısının 10 binde 15 olması he-
deflenmiştir. Bu hedeflerinçerçekleşme oranı AR-
GE için 1993'teyüzde 0.54. 1994"te vüzde0.5 araş-
tırmacı sayısında ise 1993'te 10 binde 7. 1994'te 10
binde 7.5 olarak gerçekleşmiştir (Age. s. 213).
Bu oranları karşıiaştırdığımızda gelişmiş ülkele-
rin niçin gelıştiğine dair bir gösterge sağlanmış olur.
Nitekim. çağımızda AR-GE harcamalannın boyutu
gelişmişlik göstergesi olarak kullanılmaktadır.
Türkiye'mn sanayileşmesine bakıldığında v an sa-
nayileşmiş bir toplum olduğu. sanayileşmeyi ithal
teknolojinin bugünkü aşamasına ulaştırdığı görül-
mektedir. Halbuki bugünkü sanayileşmış ve bilgi top-
lumuna girmiş v eya girmek üzere olan toplumlara ba-
kıldığında. hepsinın teknoloji üretebilir bir konunı-
da olduğu görülebılir.
Teknoloji üretmek. yenilikgetirmek demektir. O>-
sa Türk toplumunda. yenilik peşinde. varatıcılık pe-
şinde koşma ve başan rekabetıne yönelme olmadığı
görülmektedir Bunun sebebı teknolojivi vebilgiyi üret-
menin ön şartlannın hazırlanamamış olmasıdır. Tek-
nolojik değışim için düşünce kalıplan ve dünya gö-
rüşünün değişimi yeterlidir; bu özellik ayrıca strate-
jik öneme sahıptir. Clkemizde teknolojik açıdan ge-
ri kadnmasının temelinde taklitçilik üzerine kurulan
kültürel gelişmeyatmaktadır.
Dünyada araştırma geliştinne konusundaki vapı-
lan harcamalann toplamını 100 kabul ettiğimiz tak-
dirde. bunun yüzde 72'si gelişmiş ülkelerde. vüzde
21 'ı Avrupa fopluluğu'nda. yüzde 13 kadan da Ja-
ponya'da vapılmıştır. Doğu Avrupa ülkelerinin payı
ise yüzde 24"tür. Diğer taraftan gelişmekte olan ül-
kelerin pav ı sadece yüzde 3. l'dir (Ü'orld Dev elopment
Report. 1994. Published forthe \\brld Bank).
AR-GE, gelişmişlik göstergesi
Dünyada bilim ve teknolojide gelişmişliğin-gös1
tergeleri arasında; AR-GE harcamalannın milîi ge-
lir içındeki yeri yanında. çalışan nüfus içindeki bilim
adamı. mühendis ve teknisvenlerin savısı da vardır.
Bu bakımdan yapılan birkıyaslamaya göre. gelişmiş
ülkelerde bir milvon nüfus içinde araştırma geliştir-
me konusunda çalışan bilim adamı ve mühendisle-
rin savısı 3000. buna karşılık gelişmekte olan ülke-
lerde I30ci\arındadır.
AR-GE çalışmalannın finansmanında kamu veözel
sekjörün paylan da önemlı birgöstergedir. Gelişmiş
ülkelerde bu harcamalar çoğunlukla özel sektör ta-
rafından yapılmaktadır. Nitekim, Japonva'da araştır-
ma geliştirme harcamalarının yüzde 98"i. Avrupa
Topluluğu'nda yüzde 84'ü. Almanya'da yüzde H2'si
özel sektör tarafından yapılmaktadır. ABD'de isedu-
rum biraz daha değişiktir. Bu harcamaların yüzde
35'i kamu tarafından. yüzde 65"i özel sektör tarafın-
dan karşılanmaktadır.
Araştırma geliştirme harcamalannın ülkemizde sa-
nayi kollanna göre dağılımı ilginç bir tablo oluştur-
maktadır. Bu harcamalann yüzde 22 si elektrik ma-
kineleri ve araçlan sanayii kolunda. yüzde 17 si kim-
ya sanayiinde. yüzde 16'sı mekanik sanav linde. yüz-
de 15'i de havacılık sektöründe vapılmaktadır. En az
araştırma geliştirme harcaması madenler konusunda
vüzde 4"!ük bir oranla yapılmaktadır (Iktisadi Kaî-
kınma Vakfı Yay. 21. Yüzyıl Başlan Sanayi Yapısı Ne
Olabılır. Aralık 1993. >. 44).
Görüldüğü gibi geü^me ve kaîkınma hamasi nu-
tuklar ve popülist politıkalarla gerçekleştirilemeye-
cek kadar ciddi ve kompleks bir vapıdır. Ancak ne
yazıktır ki. Türk toplumunda temel dünva göriişü. olay-
îann bilimsel açıklanmasına dayalı olmavıp olayla-
nn "yorumlanmasına" dayalı bir düşünce kalıbına
oturmaktadır. Türk insanı. karşılaştığı olay ve olgu-
yu kendi iç dünyasında hissederek kendi düşünce ve
değerlerinin birparçası yaparak. onu hissedip duva-
rak yorum getirir. Böyle bir değerlendirme objektif
değil. aksine değerlendiren kişinin değer yargılanna
dayalı subjektif bir ifade olarak karşımıza çıkar.
Türk insanının eğitımı aileden başlayarak üniver-
sitesonuna kadarduygu vedüşünceleri pekistirici yön-
dedir. Anrie ve baba nedenlerini açıklamadan iyi ve
kötüyü çocukîanna aktanr. okulda öğretmen dersi
ezberletir. üniversitede tek kitap veya tek yolu em-
poze eden bir sistem izlenır. Sonuçta. olaylara kendi
inanç ve değerlerinin gözlüğü ile bakan ve bu değe-
leri mutlaklaştırmış insanlar ortaya çıkar. Daima üst
otontenin değer ve inanç kalıplanna ve emirlerine bağ-
lı olan bir insan. kendi başına aklını kullanarak ve ba-
ğımsız karar verememekte. inisiyatifkullanamamak-
ta. yeniliğe ve yaratıcılığa yönelememekte ve gele-
neksel düşünce kalıplan içinde kalmaktadır.
Bu düşünce kalıplan içinde aydın geçinen insan-
lar. sadece kendi inanç ve ideolojilenne taraftar ka-
zanmaya çalışmaktadırlar. Çünkü amaçları insanla-
ra bilgi ve bilim aktarmak değil. kendi değerlerini sat-
maktır. Türk avdını entel olurken entelektüel olama-
mış. Tanzimat'tan beri ılerici-gerici, sağcı-solcu. la-
ik-antilaik gibı duygusal ve yüzeysel kavgalarla bi-
lim ve bilgi üretmeden vaktini hep boşa harcamıştır.
Türk toplumundaki bu darboğaz. olav ve olgulara bi-
limsel bazlı düşünce vedünva göriişü açısından çözüm
aramaya çalışan bireğitinı aisteminin kurulmasıvia
aşılacaktır.
Sonsöz: Inanmadan güven. çalışmadan başan ol-
maz.
IgÇEVINEVRENINDEN
ŞÜKRAN SONER
Çökertmek
Bir yerden mi duymuştum, satır arası haberier
arasında mı görmüştüm anımsayamıyorum. Aylar
öncesi parasının ödenmemesi nedeni ile üniversi-
te hastanelerinde telefonların kesildiğini öğrenmiş-
tim. Kargaşada, politik kaosta tamamen unutup
gitmişim.
Her şeye alışmanın, tepki duymamanın, merak
etmemenin, gazetecilik alışkanlığına rağmen ne
kadar etkili, herkes için geçerii olduğunu, dün bir
dostum telefonla arayınca bir kez daha algıladım.
ÇapaTıp Fakültesi'ndeki sorunun en azından bir
biçimde çözümlendiğini düşünüyordum. Öğretim
üyesi arkadaşım, bizim dışandan kendilerini araya-
bileceğimizi, ancak telefon borçlarının ödenme-
mesi nedeni ile onların telefonları kullanamadıkla-
rını söyleyince sizlere aktarmak gereğini duydum.
Istanbul'un göbeğinde, en köklü üniversiteleri-
mizden birinin en yerleşik fakültesinde borç nede-
ni ile bilim insanları aylardır telefon kullanamıyor-
larsa eğitim ve sağlık alanına yönelik aksamaların
boyutlannı varın siz bir düşünün.
Yıllardır parasızlık nedeni ile üniversitelerimizde
bilimsel çalışmalar için en sıradan. gerekli kaynak-
ların harcamasının yapılamadığını sadece duyu-
yor, buna toplum olarak hiçbir tepki göstermiyo-
ruz. Özal mucizesi(l), üzerine tuz biber eken Çil-
ler'in krizden kurtulma, tasarruf(!) önlemleri yıllar-
dır kamu harcamalannın, en alt sınırda cari gıder-
ler için bile çok yetersiz kalmasını, yatırımların ne-
rede ise kurutulmasını getirdi. Sonuçta, bütün ka-
mu kurumlannda gelişme şöyle dursun, var olanı
korumanın olanağını yok etti.
Kurumların içeriden çökertilmesinin sonuçları
artık dışandan da görünüyor. Yıllarca onarılamamış
binalar, bozuk araç gereçler, kırık dökükler, geriye
gidişin simgesel görüntüleri oluyor.
Kamu kuruluşlarında işin rezaleti o boyutlara
vardınldı ki, bozulan bir makinenin komik fiyatlar-
daki yedek parçası alınamıyor; üretim, çalışma ta-
mamen duruyor. Devletin kıt kaynaklarından sonuç
olarak çalışanlara ücretleri bir anlamda boşuna
ödenip boşa büyük harcamalar yapılıyor, komik
kalan yatınm yapılamadığı için çok büyük rakam-
lar olabilecek gelir kapısı kapatılıyor. Ya da devle-
te, kamuya maliyeti çok yüksek, bilim için yapılmış
çok boyutlu asıl harcamalar, eklerin yapılmaması
nedeni ile sokağa atılmış oluyor.
Üniversitelerde binalarda oturabilmek, dersleri
sürdürebilmek için bile dışarıdan para bulmanın
çareleri aranıyor. Dekanlar, öğretim üyeleri çalışma-
larını bilime değil, en sıradan gereksinimler için,
özel sektörden adeta dilenci gibi para toplamaya
ayırmak zorunda kalıyorlar.
İşte böyle bir tabloda REFAHYOL iktidarının ye-
ni müjdeli(!) bütçesi ortaya çıkıyor. Uzmanlar, cum-
huriyet tarihinin bilinen en hayalci-denk(l) bütçesi-
nin anlamının kamu harcamalannın bugüne kadar
yaşanmamış boyutta kısıtlanması olduğunu ayrın-
tıları ile anlatıyorlar.
Uzmanların ayrıntılı açıkladıklarına göre, baştan
sona rakamlarla oynanarak hazırianan hayali büt-
çe. eskisinden çok daha ağır olarak, yatınm ve ge-
lişme için gerekli harcamalann yasaklanmasını ge-
tirecek.
Kamu kurumlan yatınm ve gelişme için gerekli
harcamalar yapılmaksızın bir yıl, iki yıl, üç yıl, dört
yıl.. dayanmaya çalıştılar. Önce gelişme durdu, son-
ra olanı korumak güçleşti.. derken geriye gidiş baş-
ladı. Gedikler, açıklar büyüdü. Şimdi çok daha bü-
yükleri gündemde. Adaletten üniversiteye, eğiti-
me, sağlık kurumuna, her tür kamu kuruluşuna
uzanan halkada üretim, hizmetlernasıl yürüyecek?
Devlet işlevlerini, sorumluluklarını nasıl yerine
getirecek?..
Bir bilen var mı?
ŞIRKETLERDErV HABERLER
• SABANCI Holdıng'in yıllık kârının yüzde 3'ü
Vaksa'ya hayır ışi için devredilecek. Sabancı Ailesi
sosyal alanda 22 yılda verdiği 99 eserden sonra
şimdi de Sabancı Üniversitesi'ni kuruyor.
• CAPİTOL'de Dünya Standardları Haftası
düzenlendi. 14 Ekim Dünya Standardlan Günü
nedeniyle 14-21 Ekim tarihleri arasında düzenlenen
haftada. Capitol-TSE ve Istanbul Büyükşehir
Belediyesi işbirliği ile tüketiciyi bilinçlendirmeye
yönelik bir dizı etkinlik gerçekleştirildi.
• EPSİLO.N Danışmanlıkça düzenlenen 2.0retim
Kaynak Planlaması vvorkshop çalışması düzenlendi.
VVorkshop'ta hizmet ve ürün sunan yazılımdonantm
ve danışmanlık firmalan ile. bu hizmet ve
ürünlerden yararlanan ve yararlanacak olan imalat
sanayiinin ilgili yöneticileri biraraya geldi.
• ATA Menkul Kıjmetler'in veni hizmet birimi
Kadıköy Şube'nin açılışı. İMKB Başkanı Tuncay
Artun tarafından gerçekleştirildi. Yedi şube. beş
acenta ve üç irtibat bürosu ile toplam 15 birime
ulaşan Ata Menkul Kıymetler, merkez ve
bm'mler arasında real time-on line bağlantılı
çalışıyor.
• KOMPASS Türkiye Rehberi. endüstriyel ve
ticari tanıtımda bir dünya sistemi olan Kompass
International'ın Türkiye temsilcisi AGT A.Ş.
tarafından yayımlandı. 89 sektörde 15.000 firmanın
bilgilerinin yer aldığı rehberin yurtiçinde ve dışında
dağıtımına başlandı.
• İŞ BANKASI'm ziyaret eden
Özbekistan sermaye piyasalan yetkililerine
banka tarafından brifing venldi. Heyet
özellıkle Interaktif Bankacılık Sistemi'ne
ilgi gösterdi.
• EGE FACTORİNG, 1968 yıiında Amsterdam'da
kurulan ve çalışmalarını 46 ülkeye yayan
""Uluslararası Faktörler Birliği" üyeligine kabul
edildi.
• TARAL Tanm Makine ve Aletleri Sanayi TSE-
ISO 9002 belgesini aldı. Türkive'de tanmsal
mekanizasyon araçlannın öncülerinden biri olan
Taral'ın. tanm makineleri sektöründe ISO 9002
Kalite Sistem Belgesi'ni Türkive'de almaya hak
kazanan ilk firma olduğu bildirildi.
•RAY SİGORTA. Elementer ve Hayat
baranşlannm yanısıra sağlık sigortalannda da •
müşterilerine hizmet vermeye başladı. Ray Sigorta
bu yeni atılımıyla "Sağ kalmak değil, sağîıklı
yaşamak" slosanıyla hizmet vermeyi amaçlıyor.
• TETR.A BRİK Aseptik Ambalaj, Türk
Standartlan Enstitüsü Altın Ambalaj Ödülü'ne layık
görüldü. Tetra Brik Aseptik ambalaj bu yarışma
sonucunda. her yıl Dünya Ambalaj Teşkilatı (WPO)
tarafından düzenlenen \Vorldstars for Packaging-
1996 yanşmasına katılmaya hak kazandı.
• DİGİTAL TÜRK/YE, JSKt'nin ihalesini kazandı.
Toplam tutarı yaklaşık birmilyon dolarolan ihaleyle
Digital. ISKİ've biradet AlphaServer 840u ve bir
adet AlphaServer 2100 ve netvvork donanımı satarak,
Türkiye'nin en büyük ATM ağını kurma işini
üstlendı.