27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22EKİM1996 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI OSD Genel Sekreteri Tezer belirsizliğin sektöre bedelsiz ithalat kadar darbe vurduğunu söyledi Otomotiv durma noktasındaSEDAOĞIZ Başbakan ıNecmettin Erba- kan'a son olarak üretımedavalı 7 mıhardolarlık kaynak önerilerini içeren ıkineı raporu ıleten ve Baş- bakan dan ikinci rande\ulannı bek- leyen otomotiv sanav, ieilen. karar- narne> le ılgıli belirsızligin pi> asa- daki "ucuz kullanılmış otomo- biP beklentisini köriiklediğıni \e bedelsiz ithalat uygulamava gir- meden de sektörii durma noktası- nagetırdigıni kaydedıyor. Üretici- ler. satışlann son iki aydırdıbe \ ur- ması nedenivle fabrikalann kapan- ma aşamasına geldiğını belırttiler. Türkive'deki otomobi! üretıci- lenni temsil eden Otomoti\ Sana- yii Demeğınin( OSD) Genel Sek- reteri Prof. Dr. Ercan Tezer, bedel- siz beklentısı nedenıyle temınuz ayından bu vana satışlann hızla düşüş sürecine girerek haftalık 2 bin adede gerilediğini. avrıca yüzde 30-40oranlanndaki fiyat düşüşle- ri nedeniv le ikinci el piyasanın da ortadan kalktığını kavdetti. Otomotiv sektörüniin I994vıh krizini aşamadığı 1995 vılının ay- nı dönemınde bile haftalık 4-5 bin adetlik üretim gerçekleştirildığini hatırlatan OSDGenel Sekreteri Er- can Tezer "2 bin adetlik rakam. satışlann dibe vurduğunun net göstergesidir. Bu, tamamen be- delsiz ithalatın tüketicide \arat- • Hükümetin yurtdışmdaki Türklere Ziraat Bankası'nda döviz hesabı açmalan karşılığında bedelsiz otomobil ithali olanağı tanıyan kaıarnamesi ile ilgili belirsizlik. piyasada "ucuz kullanılmış yabancı otomobil" beklentisini körükledi. Bir yandan fiyatlarda yüzde 30-40"lıkdüşüşler yüzünden ikinci el piyasa ortadan kalktı. diğer yandan satışlardaki düşme nedeniyle aylık 4-5 bin adetlik yerli üretim 2 bin adede geriledi. Son bir yıllık otomobil üretimi 25000 20000 - OSD GenelSekreteriTezer. tığı beklentinin sonucudur. Haf- tada roplam 2 bin adetlik satı$, >ılda 90-100 bin adede gelir ki, bu Tiirkhe'nin 550 bin adetlik toplam üretim kapasitesinin beş- te birinin kullanılması demek- tir. Beşte biriik kapasitelere ine- rek vıllık 50-60 bin adetlik üre- tim rakamları>la bu işin de\am etmesi mümkün değil" dedi. Otomobil üretim rakamlannın u bıçak sırtına dayandığım" ve fabrikalann çok uzun süreli üreti- Ocak Şub Mart Nıs. May. Haz Bedelsiz oto ithali genelgesi üretimin 4-5 bin adetten 2 bine geriJemesine vol açtı. mı durdurnu ıiüktasına geldiğini belirterek, "Kararname beklen- tisi bitsin, bu iş sonuçlansın ar- tık" dıven Ercan Tezer. kararname- nin onaylanması durumunda ken- dileri için hayati olan bu konuda. uygulamayı engellemek için ge- rekli çalışmaları yaptıklarını da söyledi. ancak bu konuda detay vermedi. Tezer. kararnamenin onaylan- maması durumunda bile. sektörün iki-üç ayda toparlanamavacağını da belirtti. Ercan Tezer şunlan söyledi: "Ciddi hazırlıklar sonucunda hazırladığımız raporları. konuy- la ilgili bütün >etkililere ilettik. Kaynak, borçlanarak değil üre- timle sağlanır. Hâlâ ısrar var. Biz sektör olarak güçlihüz. Bu işte inatlaşmanın yarar getireceği ka- nısında değiliz. Sivasette inatlaş- ma olmaz. Bedelsiz u\ gulaması- nı engellemek için idari nıahke- melerde yargı yolu da dahiJ olmak üzere, ne gerekirse yapacağız . Çünkü. bedelsiz ithalat > ü/ünden 1984 vıiında MAN fabrikasının kapanmasmı unııtnıadık. Aynca. Türkive'nin Avrupa BirliğVnden kullanılmış otumobil-makine it- haliyle ilgili elde ettiği tavizin ge- ri verilmesine izin veremeyiz." Tezer. bedelsiz ithalatı Bakan- lar Kurulıı kararnamesi yoluyla çö- zemeyen REFAHYOL'hükümeti- nin tebliğ çıkaramayacağını da v ur- aulavarak "Bedelsiz ithalat ka- rarnamesinin yürüriüğe girme- si için C ıımhurbaşkanı'nın onay- lanıası ve Resmi Gazete'de ya- vımlanması gerekir. Bunun baş- ka bir \olu yoktur. Kararname- nin uvgulamasına ilişkin detay- ları gösteren tebliğin ise, yüzde vüz kararnamenin esasına uy- ması gerekir. Bedelsiz ithalat ka- rarnamesinin esası değiştirildiği için, tebliğ ile düzenleme yapıla- maz. Ancak >eni bir kararname çıkarılması gerekir" dedi. Zorunlu tasarruf tasarısının Çankaya'dan dönmesinden sonra kesintiyi durdurma girişiminde bulunulmadı Veto REFAHYOL'ım işbe geldiCANAN SOY SAL Cumhurbaşkanı Süleyman De- mirelin zorunlu tasarruf kanun ta- sansını geri çev irmesiyle ortaya çı- kan belirsizlik veçalışanlann buna yönelik tepkileri devam ederken. REFAHYOLbu belirsizlik ortamı- nıaşmak içinhernangi birçabasar- fetmiyor. Bir yandan yasa Mec- lis'tengeçtigi tarihte450trilyon li- ra civannda hesaplanan fonda bin- ken paranın geri ödenmesıni gecik- tiren hükümet. diğer yandan zorun- lu tasarruf kesıntısinın durdurul- masındakigecikme nedeniyle çalı- ^anların sırtından 50 trilyon lıra da- ha topladı.Eski uygulamanın de- vam etmesi nedeniyle şu anda Zo- runlu Tasarruf Fonu'nda toplandı- ğı hesaplanan parada 500 trilyon li- raya ulaştı. Çalı^ma Bakanlığı Müsteşan Ali Toptaş hükümetin gündemindeye- ni bırkanun tasansı hazırlığı olma- dığını belirterek. konuvla ilgili ın- ceîemelerin Malıve Bakanlığı \e Hazine Müste^arlığı tarafından\a- pıldıgını kaydetti. Ote yandan çalı- şanlarözellıkle Devrimcı I^çi Sen- dikaları Konfederasvonu (DİSK) \e Kamu Emekçilerı Sendikası Kon- federas\onu (KESK) önderliğinde önümüzdeki günlerde de nema ey- lemlerine devam edecekler. DİSK Genel Başkanı Rıdvan Bu- dak. Cumhurbaşkanı Demırel'in haklı vetosuyla ortava çıkan yasal boşluğun sürdüğüne dıkkat çeke- rek. hükümetin Meclis'ten yeni bir kanun taslagı geçirebileceğini an- cak parayı ödemeye niyetleri olma- dıgı için bunacesaretedemedikle- rini söyledi. Budak. hükümetin şu anda çare olarak uvgulamava eskı haliyle devam etme taraftarı oldu- ğunu kaydederek. böylece kavnak sıkıntısının hafifleyeceğini ve hü- kümetin bu fonu istediğı gibı kul- lanma ımkânının doğduğunu söy- ledi. Budak. aynca fonun vönetımı- nın kamu ve devlet gözetimı altın- da sendikalara verilmesi gerektiği- nı de savundu. Türk-lş Araştırma Müdürü Oğuz Oyan ise hükümetin şu anda bir ey- lemsizlık içinde olduğunu belirte- rek. eylül a>-ı sonu ıtıbarıs le biriken paranın 475 trilyon lıra civannda olduğunu. ekim ayı sonunda ise söz konusu paranın 500 trilyon liraya ulaşmasmın beklendiğini ifade et- ti. Oyan. belirsizortamın hüküme- tin ışine geldiğini vurguladı. Petrol-lş Sendika.si Genel Baş- kanı Bayram Yıldınm ise zorunlu tasarrufun bugünden sonra nereye kullanılacağının da beîlı olmadığı- nı belirterek. binkimin iyi değerlen- dırilmesi gerektiğını söyledi. Zo- runlu tassaruf alacaklannın normal- de 1.5 katrilyon olması gerektiğini ifade eden Yıldınm. paranın bugü- ne kadar kavnak belirtmeden har- canması nedeniyle 500 trilyon lira- ya kadar düştüğünü kaydetti. Yıl- dınm "Bu para bundan sonra ne- rede kullanılacak? L'ygulanma ko- nusunda kim karar terecek? Bi- rikmiş nemalann iç borçödemesij a da sanav jci\i" kredi olarak verilme- sine karşıyız" dedi. Kamu Emekçılen Sendikası Kon- federa>>onu Genel Başkanı Si>a- mi Erdem ise hükümetin nemala- nn üzerine yatmak istediğini belir- terek. bugüne kadar çalışanlarüze- rindeyapılan fonkesintisınintuzak olduğunu. hak gaspını oluşturmak ıçın bövle bir ortam oluşturmaya çalışıldığını ifade etti. Hükümetin yenı bırtaslak hazırlamaya cesaret edemedığını ifade eden Erdem. ne- ma kesintilerınin sürmesinin de aleyblerine olduğunu söyledi. Kamu açığı Hindistan'dan da yükse Türkiye dünyanın en hesapsız ülkesi Rusya ve BDT'de oluşan talep, atölyede üretim yapan sektörüyaîırıma yöneltti Ayakkabı bavula girdi sanayileşti NEVV\ORK(AA)-Kal kjnmakta olan ülkelerarasın- da Türkiye'nin. kamu açığı en fazla ülkelerarasında yer aldığı bildirildi. The Economist dergisi tarafından izlenen ülkeîeri kapsayan incelemede. Tür- kive'de kamu açıkları dik- kate alındığında. geçen yıl itibanyla söz konusu açığın milli gelire oranını yan- sıtan kamu kesimi borçlanma gereğinin yüzde 11.9'aulaş.- tığı belirtildi. The Econo- mist'in incelemesinde, kal- kınan ekonomilerde kamu finansmanının genelde sağ- lıklı olduğuna dikkat çekilir- ken incelemeye alınan 15 ülkeden 13"ünde. bütçele- rin ya fazla verdiği ya da açıklann milli gelirin yüzde 3'ünün altında kaldığı vur- gulandı. Economist, bu kuralın dı- şına çıkan iki ülkenin, Hin- distan ve Türkiye olduğunu kaydetti. lnceiemeye göre. Türkiye'deki yüzde I2"ye ulaşan kamu kesimi borç- lanma gereği. Hındistan'da yüzde 9.1 ler civannda bu- lunuyor. Derginin ince- lemesine göre, kamu- nun gelir-giderdengesi açı- sından fazla verdiği ülkele- rin başında Singapur geli- yor. Bu ülkede kamunun fazlası. ulusal gelirin yüzde 10'u dolayında. Bu ülkeyi sırasıyla Şili ve Tavland iz- iiyor. Filipinlerde bütçesi. az da olsa fazlalık veren ülke- ler arasında. A\akkabı sektörü BDT'ye açılacak. HÜLYA GENÇ 5 Nisan Kararlan sonrasında birçok firma ka- panma noktasına gelirken küçük atölvelerde üre- tim yapan ayakkabıcılık sektörü. bavul ticareti sa- yesinde ayakta kaldı. Dogu Bloku ülkelerinin da- ğılmasıyla gelişen bavul ticareti. avakkabı üreten küçük ve orta ölçekli işletmeleri sanayileşme ata- ğına kaldınrken. Rusya pazannm cazıbesine kapılan ayakkabı sektörü bu ülkede yatırıma soyunmaya başladı.. Rusya Federasyonu'nca bavul ticaretinesınırla- ma getirilmesinın vıllık 350 milvon doları bulan kavıtdışı avakkabı ihracını engellemeyeceğini vur- gulayan pivasa çevrelen. bavul ticaretinin Bulga- ristan üzerinden sürdüriildüğüne dikkat çektiler. 19901ı yıllann başında küçük ve orta ölçekli atölvelerde üretim yapan ayakkabı üreticilerinın, bav ul ticareti sayesınde kazandıklan paralan yatı- nmadönüştürdüklerini bıldiren Ayakkabı Sanayi- cileri Derneği Genel Koordinatörü Le>entÖztürk. Rusya'nın en büyük pazarolduğunu söyledi. 1994 yıiında yasal yollardan yapılan toplam ihracat için- de Rusya'nın yüzde 36.6Tık bir paya sahip oldu- ğunu bildiren Öztürk, 1993 yılına göre yüzde 22.9'lukbirartışsağlandığını açıklavarak "Rusya pazan 1996yıiında \eilerikiyıJlarda onenıli bir pa- zarolma özelliğini koruyacaktır" dedi. Bav ul tica- rethacmininüçtebinnin ayakkabı sektöründenel- de edildiğini hatırlatan Öztürk. ayakkabı üretici- lerinin bavul tıcaretinden elde ettikleri geliri yatı- rım olarak Istanbul dışına çıkardıklannı. Gazian- tep'te 20'den fazla işletme bulunduğunu belirtti. Ruslann bavul ticaretine sınıriamalar getirme- sinin ayakkabı sektörünü etkilemeyeceğıni bıldi- ren. AYMAKOP Onursal Başkanı \e Devran AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Deveci. bavul ti- careti için gelen Bulgarlar'ın Rusya'va mallan gö- türdüğünü açıkladı. Bulgarlann satın alma gücü- nün Ruslara göre daha dü^ük olduğunu söyleyen Deveci. "Bulgariar aracıhkyapıyorlar" dedi. Ayakkabı üretıcileri. taleppatlamasıyaşanılan Rusya ve BDT'de mevzuatoturmadığı için yatınm yapılmasını sakıncalı bulurken Desmaş AŞ, Rusya'da yatınma hazırlanıyor. Ruslarla birlikte ortak ayakkabı fabrikası kurma projesinin gelecek ay sonuçlanacağını anlatan Desmaş AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Turhan Deveci. 3 milvon dolarlık yatınm >apmayı planladıklannı. fabrikadaçalışacak 50personelin Türkiye"den götüriileceğini söyledi. Deveci. bav ul ticaretinin birkaç v ıl sonra tamamen yok olacağını ifade ederek "Bunedenle Ruspazannayatınmla girmek gerekir" dedi. ONUK YAZAR / ŞEVKET SAYILGAN Smai Vanm,, re Kredi Bunkcsı iküsat uzmom 21. Yiizyıla Gîrerken Türkiye 9 nîn Sosyoekonomik Analizi K ültürel değerler. insanlarageçmiş kuşaklar- dan miras kalan değer. norm. düşünce bi- çımlen. dünva göriişü ve dav ranış kalıpla- nnı kapsar. fnsanlar sahip olduklan kültür normlanndan kola\ kolay vazgeçemezler. Ancak top- lumsal gelişmede insan. tüm kültürdeğerlerini değiş- tirmek zorunda değildir. Batı uygarlığı. RÖnesans'tan sonra her şeyin akıI sözgecınden geçirildiği a> dınlan- maçağı ve pozitiv izm düşüncesinden geçerek bilim- sel düşüncevi keşfetmiştir. Büimsel vaklaşımda; ol- muş bir olav ın. nedenlerinin açığa çıkanlması ve ola- yı meydana getiren "neden-sonuç" analizlerinin mantıksal tutarlılık içinde sunularak açıklaması ya- pılır. Batı uygarlığının ve sanayi toplumunun teme- linde yatan bu özelliktir. Türk toplumunda ise temel dünya görüşü. olayla- nn bilimsel açıklanmasına da\ah olmayıp olaylann "yorumlanmasına" dayalı birdüşünce kalıbına otur- maktadır. Türk insanı karşılaştığı olay ve olguyu ken- di iç dünyasında hissederek kendi düşünce v e değer- lendirmesı objektif değil. aksine değerlendiren kişi- nin değer yargılanna dav alı subjektif bir ifade olarak karşımıza çıkar. Dünya yeni bir çağa girmekiedir. Bilgi ve ileri teknoloji ağırlıklı olacak olan bu çağda kendi bilim ve teknolojisini üretemeyen ülkelerin bağımsızlıkla- nnı korumalan mümkün olamayacak ve bağımsız bir ülke olduklanm ileri sürmeleri bir iddiadan öte- ye geçemeyecektir. Bilimsel ve teknolojik gelişme- yi tekeline almış ülkeler. bilim ve teknolojisini üre- temeyen. geri kalmış ülkeîeri bu güçlerin baskısı ile her zaman kontrollü şekilde idare edip yönlendire- cekierdir. Açıkça bilinmektedirki, ülkelerin gelişmiş- likleri ile bilim ve teknolojideki yerleri arasında çok sıkı bir bag bulunmaktadır. Teknoloji yanşında öne geçen ülkeler hem haîkı- na refah sağlamış hem de önümüzdeki yüzyıl için id- dıasını sürdürebıimıştır. Türkiye önümüzdeki 15-20 yıl ıçinde bilimsel ve teknolojik gücünü. çağın geliş- n>e hızına uyduramadığı takdırde ileri ülkelerle ya- nşmak şöyledursun. onlann bugünkü seviyelerineda- hi yaklaşma fırsatını kaçırmış olacaktır. Dünyanın yakın geleceğinin oluşmasındaki temel unsurun. bilimsel ve teknolojik araştırma geliştirme (AR-GE) olacağı açıktır. Bunu temin etmek için ça- ğa uygun bilgi ve beceri açısından veterli düzevde ve sayıda eleman yetiştirilmesi ve AR-GE için gerekli kaynağın avnlması gereklidir. AR-GE've yapılan harcamalann milli gelir için- deki payı Japonv a'da yüzde 2.91. ABD'de yüzde 2.86. A!manva'davüzde2.83'tür. Bunakarşılık buoran Yu- nanistan'da yüzde 0.37. Türkive'de vüzde 0.13'tür (1995 yıiında). (DPT. "1995 Yılı Kaîkınma Plam". Ankarâ. DPT yay.. 1990. s. 211). Altıncı Beş Mllık Kaîkınma Planı'nda ülkemiz- de AR-GE 'yeaynlan payrn GSMH'nin yüzde biri ol- ması ve araştınnacı sayısının 10 binde 15 olması he- deflenmiştir. Bu hedeflerinçerçekleşme oranı AR- GE için 1993'teyüzde 0.54. 1994"te vüzde0.5 araş- tırmacı sayısında ise 1993'te 10 binde 7. 1994'te 10 binde 7.5 olarak gerçekleşmiştir (Age. s. 213). Bu oranları karşıiaştırdığımızda gelişmiş ülkele- rin niçin gelıştiğine dair bir gösterge sağlanmış olur. Nitekim. çağımızda AR-GE harcamalannın boyutu gelişmişlik göstergesi olarak kullanılmaktadır. Türkiye'mn sanayileşmesine bakıldığında v an sa- nayileşmiş bir toplum olduğu. sanayileşmeyi ithal teknolojinin bugünkü aşamasına ulaştırdığı görül- mektedir. Halbuki bugünkü sanayileşmış ve bilgi top- lumuna girmiş v eya girmek üzere olan toplumlara ba- kıldığında. hepsinın teknoloji üretebilir bir konunı- da olduğu görülebılir. Teknoloji üretmek. yenilikgetirmek demektir. O>- sa Türk toplumunda. yenilik peşinde. varatıcılık pe- şinde koşma ve başan rekabetıne yönelme olmadığı görülmektedir Bunun sebebı teknolojivi vebilgiyi üret- menin ön şartlannın hazırlanamamış olmasıdır. Tek- nolojik değışim için düşünce kalıplan ve dünya gö- rüşünün değişimi yeterlidir; bu özellik ayrıca strate- jik öneme sahıptir. Clkemizde teknolojik açıdan ge- ri kadnmasının temelinde taklitçilik üzerine kurulan kültürel gelişmeyatmaktadır. Dünyada araştırma geliştinne konusundaki vapı- lan harcamalann toplamını 100 kabul ettiğimiz tak- dirde. bunun yüzde 72'si gelişmiş ülkelerde. vüzde 21 'ı Avrupa fopluluğu'nda. yüzde 13 kadan da Ja- ponya'da vapılmıştır. Doğu Avrupa ülkelerinin payı ise yüzde 24"tür. Diğer taraftan gelişmekte olan ül- kelerin pav ı sadece yüzde 3. l'dir (Ü'orld Dev elopment Report. 1994. Published forthe \\brld Bank). AR-GE, gelişmişlik göstergesi Dünyada bilim ve teknolojide gelişmişliğin-gös1 tergeleri arasında; AR-GE harcamalannın milîi ge- lir içındeki yeri yanında. çalışan nüfus içindeki bilim adamı. mühendis ve teknisvenlerin savısı da vardır. Bu bakımdan yapılan birkıyaslamaya göre. gelişmiş ülkelerde bir milvon nüfus içinde araştırma geliştir- me konusunda çalışan bilim adamı ve mühendisle- rin savısı 3000. buna karşılık gelişmekte olan ülke- lerde I30ci\arındadır. AR-GE çalışmalannın finansmanında kamu veözel sekjörün paylan da önemlı birgöstergedir. Gelişmiş ülkelerde bu harcamalar çoğunlukla özel sektör ta- rafından yapılmaktadır. Nitekim, Japonva'da araştır- ma geliştirme harcamalarının yüzde 98"i. Avrupa Topluluğu'nda yüzde 84'ü. Almanya'da yüzde H2'si özel sektör tarafından yapılmaktadır. ABD'de isedu- rum biraz daha değişiktir. Bu harcamaların yüzde 35'i kamu tarafından. yüzde 65"i özel sektör tarafın- dan karşılanmaktadır. Araştırma geliştirme harcamalannın ülkemizde sa- nayi kollanna göre dağılımı ilginç bir tablo oluştur- maktadır. Bu harcamalann yüzde 22 si elektrik ma- kineleri ve araçlan sanayii kolunda. yüzde 17 si kim- ya sanayiinde. yüzde 16'sı mekanik sanav linde. yüz- de 15'i de havacılık sektöründe vapılmaktadır. En az araştırma geliştirme harcaması madenler konusunda vüzde 4"!ük bir oranla yapılmaktadır (Iktisadi Kaî- kınma Vakfı Yay. 21. Yüzyıl Başlan Sanayi Yapısı Ne Olabılır. Aralık 1993. >. 44). Görüldüğü gibi geü^me ve kaîkınma hamasi nu- tuklar ve popülist politıkalarla gerçekleştirilemeye- cek kadar ciddi ve kompleks bir vapıdır. Ancak ne yazıktır ki. Türk toplumunda temel dünva göriişü. olay- îann bilimsel açıklanmasına dayalı olmavıp olayla- nn "yorumlanmasına" dayalı bir düşünce kalıbına oturmaktadır. Türk insanı. karşılaştığı olay ve olgu- yu kendi iç dünyasında hissederek kendi düşünce ve değerlerinin birparçası yaparak. onu hissedip duva- rak yorum getirir. Böyle bir değerlendirme objektif değil. aksine değerlendiren kişinin değer yargılanna dayalı subjektif bir ifade olarak karşımıza çıkar. Türk insanının eğitımı aileden başlayarak üniver- sitesonuna kadarduygu vedüşünceleri pekistirici yön- dedir. Anrie ve baba nedenlerini açıklamadan iyi ve kötüyü çocukîanna aktanr. okulda öğretmen dersi ezberletir. üniversitede tek kitap veya tek yolu em- poze eden bir sistem izlenır. Sonuçta. olaylara kendi inanç ve değerlerinin gözlüğü ile bakan ve bu değe- leri mutlaklaştırmış insanlar ortaya çıkar. Daima üst otontenin değer ve inanç kalıplanna ve emirlerine bağ- lı olan bir insan. kendi başına aklını kullanarak ve ba- ğımsız karar verememekte. inisiyatifkullanamamak- ta. yeniliğe ve yaratıcılığa yönelememekte ve gele- neksel düşünce kalıplan içinde kalmaktadır. Bu düşünce kalıplan içinde aydın geçinen insan- lar. sadece kendi inanç ve ideolojilenne taraftar ka- zanmaya çalışmaktadırlar. Çünkü amaçları insanla- ra bilgi ve bilim aktarmak değil. kendi değerlerini sat- maktır. Türk avdını entel olurken entelektüel olama- mış. Tanzimat'tan beri ılerici-gerici, sağcı-solcu. la- ik-antilaik gibı duygusal ve yüzeysel kavgalarla bi- lim ve bilgi üretmeden vaktini hep boşa harcamıştır. Türk toplumundaki bu darboğaz. olav ve olgulara bi- limsel bazlı düşünce vedünva göriişü açısından çözüm aramaya çalışan bireğitinı aisteminin kurulmasıvia aşılacaktır. Sonsöz: Inanmadan güven. çalışmadan başan ol- maz. IgÇEVINEVRENINDEN ŞÜKRAN SONER Çökertmek Bir yerden mi duymuştum, satır arası haberier arasında mı görmüştüm anımsayamıyorum. Aylar öncesi parasının ödenmemesi nedeni ile üniversi- te hastanelerinde telefonların kesildiğini öğrenmiş- tim. Kargaşada, politik kaosta tamamen unutup gitmişim. Her şeye alışmanın, tepki duymamanın, merak etmemenin, gazetecilik alışkanlığına rağmen ne kadar etkili, herkes için geçerii olduğunu, dün bir dostum telefonla arayınca bir kez daha algıladım. ÇapaTıp Fakültesi'ndeki sorunun en azından bir biçimde çözümlendiğini düşünüyordum. Öğretim üyesi arkadaşım, bizim dışandan kendilerini araya- bileceğimizi, ancak telefon borçlarının ödenme- mesi nedeni ile onların telefonları kullanamadıkla- rını söyleyince sizlere aktarmak gereğini duydum. Istanbul'un göbeğinde, en köklü üniversiteleri- mizden birinin en yerleşik fakültesinde borç nede- ni ile bilim insanları aylardır telefon kullanamıyor- larsa eğitim ve sağlık alanına yönelik aksamaların boyutlannı varın siz bir düşünün. Yıllardır parasızlık nedeni ile üniversitelerimizde bilimsel çalışmalar için en sıradan. gerekli kaynak- ların harcamasının yapılamadığını sadece duyu- yor, buna toplum olarak hiçbir tepki göstermiyo- ruz. Özal mucizesi(l), üzerine tuz biber eken Çil- ler'in krizden kurtulma, tasarruf(!) önlemleri yıllar- dır kamu harcamalannın, en alt sınırda cari gıder- ler için bile çok yetersiz kalmasını, yatırımların ne- rede ise kurutulmasını getirdi. Sonuçta, bütün ka- mu kurumlannda gelişme şöyle dursun, var olanı korumanın olanağını yok etti. Kurumların içeriden çökertilmesinin sonuçları artık dışandan da görünüyor. Yıllarca onarılamamış binalar, bozuk araç gereçler, kırık dökükler, geriye gidişin simgesel görüntüleri oluyor. Kamu kuruluşlarında işin rezaleti o boyutlara vardınldı ki, bozulan bir makinenin komik fiyatlar- daki yedek parçası alınamıyor; üretim, çalışma ta- mamen duruyor. Devletin kıt kaynaklarından sonuç olarak çalışanlara ücretleri bir anlamda boşuna ödenip boşa büyük harcamalar yapılıyor, komik kalan yatınm yapılamadığı için çok büyük rakam- lar olabilecek gelir kapısı kapatılıyor. Ya da devle- te, kamuya maliyeti çok yüksek, bilim için yapılmış çok boyutlu asıl harcamalar, eklerin yapılmaması nedeni ile sokağa atılmış oluyor. Üniversitelerde binalarda oturabilmek, dersleri sürdürebilmek için bile dışarıdan para bulmanın çareleri aranıyor. Dekanlar, öğretim üyeleri çalışma- larını bilime değil, en sıradan gereksinimler için, özel sektörden adeta dilenci gibi para toplamaya ayırmak zorunda kalıyorlar. İşte böyle bir tabloda REFAHYOL iktidarının ye- ni müjdeli(!) bütçesi ortaya çıkıyor. Uzmanlar, cum- huriyet tarihinin bilinen en hayalci-denk(l) bütçesi- nin anlamının kamu harcamalannın bugüne kadar yaşanmamış boyutta kısıtlanması olduğunu ayrın- tıları ile anlatıyorlar. Uzmanların ayrıntılı açıkladıklarına göre, baştan sona rakamlarla oynanarak hazırianan hayali büt- çe. eskisinden çok daha ağır olarak, yatınm ve ge- lişme için gerekli harcamalann yasaklanmasını ge- tirecek. Kamu kurumlan yatınm ve gelişme için gerekli harcamalar yapılmaksızın bir yıl, iki yıl, üç yıl, dört yıl.. dayanmaya çalıştılar. Önce gelişme durdu, son- ra olanı korumak güçleşti.. derken geriye gidiş baş- ladı. Gedikler, açıklar büyüdü. Şimdi çok daha bü- yükleri gündemde. Adaletten üniversiteye, eğiti- me, sağlık kurumuna, her tür kamu kuruluşuna uzanan halkada üretim, hizmetlernasıl yürüyecek? Devlet işlevlerini, sorumluluklarını nasıl yerine getirecek?.. Bir bilen var mı? ŞIRKETLERDErV HABERLER • SABANCI Holdıng'in yıllık kârının yüzde 3'ü Vaksa'ya hayır ışi için devredilecek. Sabancı Ailesi sosyal alanda 22 yılda verdiği 99 eserden sonra şimdi de Sabancı Üniversitesi'ni kuruyor. • CAPİTOL'de Dünya Standardları Haftası düzenlendi. 14 Ekim Dünya Standardlan Günü nedeniyle 14-21 Ekim tarihleri arasında düzenlenen haftada. Capitol-TSE ve Istanbul Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile tüketiciyi bilinçlendirmeye yönelik bir dizı etkinlik gerçekleştirildi. • EPSİLO.N Danışmanlıkça düzenlenen 2.0retim Kaynak Planlaması vvorkshop çalışması düzenlendi. VVorkshop'ta hizmet ve ürün sunan yazılımdonantm ve danışmanlık firmalan ile. bu hizmet ve ürünlerden yararlanan ve yararlanacak olan imalat sanayiinin ilgili yöneticileri biraraya geldi. • ATA Menkul Kıjmetler'in veni hizmet birimi Kadıköy Şube'nin açılışı. İMKB Başkanı Tuncay Artun tarafından gerçekleştirildi. Yedi şube. beş acenta ve üç irtibat bürosu ile toplam 15 birime ulaşan Ata Menkul Kıymetler, merkez ve bm'mler arasında real time-on line bağlantılı çalışıyor. • KOMPASS Türkiye Rehberi. endüstriyel ve ticari tanıtımda bir dünya sistemi olan Kompass International'ın Türkiye temsilcisi AGT A.Ş. tarafından yayımlandı. 89 sektörde 15.000 firmanın bilgilerinin yer aldığı rehberin yurtiçinde ve dışında dağıtımına başlandı. • İŞ BANKASI'm ziyaret eden Özbekistan sermaye piyasalan yetkililerine banka tarafından brifing venldi. Heyet özellıkle Interaktif Bankacılık Sistemi'ne ilgi gösterdi. • EGE FACTORİNG, 1968 yıiında Amsterdam'da kurulan ve çalışmalarını 46 ülkeye yayan ""Uluslararası Faktörler Birliği" üyeligine kabul edildi. • TARAL Tanm Makine ve Aletleri Sanayi TSE- ISO 9002 belgesini aldı. Türkive'de tanmsal mekanizasyon araçlannın öncülerinden biri olan Taral'ın. tanm makineleri sektöründe ISO 9002 Kalite Sistem Belgesi'ni Türkive'de almaya hak kazanan ilk firma olduğu bildirildi. •RAY SİGORTA. Elementer ve Hayat baranşlannm yanısıra sağlık sigortalannda da • müşterilerine hizmet vermeye başladı. Ray Sigorta bu yeni atılımıyla "Sağ kalmak değil, sağîıklı yaşamak" slosanıyla hizmet vermeyi amaçlıyor. • TETR.A BRİK Aseptik Ambalaj, Türk Standartlan Enstitüsü Altın Ambalaj Ödülü'ne layık görüldü. Tetra Brik Aseptik ambalaj bu yarışma sonucunda. her yıl Dünya Ambalaj Teşkilatı (WPO) tarafından düzenlenen \Vorldstars for Packaging- 1996 yanşmasına katılmaya hak kazandı. • DİGİTAL TÜRK/YE, JSKt'nin ihalesini kazandı. Toplam tutarı yaklaşık birmilyon dolarolan ihaleyle Digital. ISKİ've biradet AlphaServer 840u ve bir adet AlphaServer 2100 ve netvvork donanımı satarak, Türkiye'nin en büyük ATM ağını kurma işini üstlendı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle