Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SA/FA CUMHURİYET 22EKİM1996SAL
OLAYLAR VE GORUŞLER
Islam ve Bilim ı
HUSEYIN BATUHAN
G
azetelenn yazdığı doğruy-
sa Erbakan, Kuala Lum-
pur'daki Islam Üniversite-
sı'ndekı bir konuşmasında
şöylebuyurmuş: "Modern
bilimin temelinde Islam
ilirru'rinin buluşlan yatıyor. İnsanlar ra-
kamları bilmezlerdi. Bu buluşlar için Ba-
tı'daı patep; hakkı istense ayaklanndaki
donlın kalınaz. Bugün BatıülarAy'a gidiyor.
ama nasıl? NASA'daki âlimler Kuran dersi
aüyor. En miikemmel teleskopları yapmış,
uzav ın sırlarını çözemenıişler. Biri,'Kuran 'a
bjkıt'' demiş, o zaman çözmüşler."
Eâsr bu sözleri kara cahil bir cami hoca-
sı sö} lenıiş olsa. güler geçerdim. Zira bun-
lar ek ştirıye bile değmeyecek kadar saçma-
Scpar sözler. ama bunlan söyleyen kişi vak-
tiyle fTÜ'de yıllarca ders vermiş bir "profe-
sör". Üstelik ?u anda Türkiye'nın "başba-
Ivanı". dolayısıyla söylediklerinde gerçek
psyı olduğunu düşünenler bulunabilir. bu
neiierle hem sözlerinin düpedüz birer "he-
zeyan" olduğunu göstermek hem de bu ve-
sile ile bazı aklı başında kişilerin bile düş-
riiğü "önyarguara" parmak basnıak istiyo-
rum.
Gerçi 9-12. yüzyıllararasında Islam dün-
v asında da birçok filozof ve bılim adamınm
ç/ikttğını. bunlann özellikle matematik. ast-
ronotni ve tıp dallannda zamanlannın bili-
mine önemli katkılarda bulunduğunu bütün
bilim tarihleri yazıyor. Ancak Erbakan ın
bundan kalkıp. "Modern bilimin temelinde
İslam âlimlerinin buluşlan yatıvor" deme-
sieiddıvealınamayacak kadar gülünç bir ıd-
dia. Herkesin bildiâi gıbi modern bilim Enk-
lides'lenn. Archimedes. Hippokratesve Pto-
lemaios'lann başiarmrş olduklan bir araş-
tırına geleneâini devam ettiren Copernicus,
Galileo. Harvey. Kepler ve \ewton gibı bi-
lim adamlannın eseri.
"Insanlar rakamlan da bilmezJerdi" ıd-
dıasına bir anlam vermek çok güç. Rakam-
lar sayıların sembollen olduguna göre yazı-
nın keşfiyle birlikte rakamîarın da .ortaya
çıkmış olduğu apaçık. Yok, savın profesör
"smr" sembolünün ilkin Islam matematik-
çileri tarafından kullanılmış olduğunu kas-
îediyorsa, son derece yanılıyor. (*)
Patentkonusundasöylediklerinihiçkim-
senin ciddiye alacağını sanmıyorum. Ancak
Batılılann Ay'a gitmek için "Kurandersiai-
dıklarTnı söylemesi psikiyatri kitaplanna
geçecek bir "hezeyan" ömeği olsa gerek.
Lzayınsırlannıdateleskoplarladeğil. "Ku-
ran okuyarak" çözmüş olduklan ıddiası da
bundan gen kalmaz. Meğerbizokullanmız-
da boşuna yere Newton'un hareket ve çekim
yasalannı. Kepler'le Galileo'nun astronomi
buluşlannı okuturmuşuz. Baksanıza. bütün
bu bilgiler Kuran "da varmış da tam 14 yüz-
yıl boyunca bundan -"Müslüman" bilim
adamlan da dahil- kimsenin haberi olma-
mış!
Şaka bir yana, benim bu yazıyı yazmak-
tan amacım elbet akıllıca bir ortaokul ögren-
cisinin bile derhal görebileceği bu tür saç-
malıklan sergilemekdeğil. Asıl amacım, bu
vesileyle, yalnız Erbakan gibi her türlü bi-
lim ve din kültüründen yoksun kişilenn de-
ğil. bazı "okumuş" kişilerin de kafasında
yer etmiş oldugundan kuşkulandığım ön-
yargılaradeginmek.
Bunlardan biri din ile bilimin "bağdaş-
maz"oldugu inancı. Bu. dinden ve bilimden
ne anladığımıza baglı. Bence soyut biçim-
de "din"den ve "bflira'den söz etmek an-
lamsız. Tek tek din ve bilim adamlannın dü-
şünüş ve davranışlanna bakmak en doğru-
su. Tarihe baktıgımızda. filozof ve bilim
adamlan arasında pek çok "dindar", din
adamlan arasında da birçok ün yapmış bi-
lim adamı oldugunu görürüz. Öte yandan.
dıni inançlannı bilimsel görüşlerle uzlaştı-
ramayan. hatta bilime düşman olan dindar-
lar olduğu gibi. aynı nedenle dini küçümse-
yen. hatta tümüyie yadsıyan bilim adamla-
n da var.
Dindarlar arasında, Erbakan gibi. kutsal
kitaplarda her türlü bilginin "gizli" oldugu-
na inananlar da var Bunların. peygamber-
lerin "herşeyi bilen" insanlar olması gerek-
tiğini düşündükleri anlaşılıyor. Oysa hiçbir
peygamberin böyle bir iddiası yok. olamaz
da. zıra onlann amacı insanlara bilgi iletmek
değil. bazı ahlak kurallan koyarak onlann
birbirlerine karşı "insanca" davranmalannı
sağlamak. Gerçi kutsal kitaplarda evrenin.
dünyanın, insanın ve öteki canlıların oluşu-
mu ile ilgili bazı "teoriler'* de yer alır. ama
bunlar halkın hayal-gücünün yarattığı fan-
teziler. bugünkü deyişle, "myttios"lardır. İlk
açıklama denemeleri sayabilecegimiz bu
"j'aratılış'' mythoslannın modern bilimin
açıklamalanyla bağdaşmadığını biliyoruz.
Nitekim. kutsal kitaplarda anlatılanlann
yanlış olamayacağında ayak direten bağnaz
din adamlan. bunlarla ters düşen görüşleri
savunan (G. Bruno ve Galileo gibi) bilim
adamlannı bazen acımasızca kov uşturmus-
lardır. Onlann bu tutumunu onaylamasanız
bile. "tutarlıuğından'" ötürü anlayışla karşı-
layabilirsiniz: ama bu gerçekler ortada du-
rurken. Erbakan gibi kalkıp. modern bilimin
bütün buluşlarının -hiç değilse nüve halin-
de- Kuran'da var olduğunu iddiaya kalkar-
sanız. bu yaptığınıza düpedüz "dini şarla-
tanük'denır. Peygamberleri "bilim adamı"
kılığına sokmak. aneak "cahil" hocalarda
bağışlanabilecek bir aymazlıktır.
Bir başka önyargı da. "İslam bilinıi" ve-
ya "Müsiüman bilim adamı" deyimlennde
geçen "İslam'" veya "Müsiüman" sıfatları-
nın görevini yanlış yorumlayıp "İslam dini"
ile "bfliın'' arasında bir tür göbekbağı oldu-
ğunu sanmaktan kaynaklanıyor. Oysa birbi-
lim adamı Müsiüman olabileceği gibi. Hı-
ristiyan. Muse\i de olabilir; "dinsiz", hatta
"ateist"de. Nitekim. Eski Yunan'da filozof-
larla bilim adamlannın eziciçoğunlugu din-
siz. bir kısmı da ateist idi. Bugün de öyle.
Ancak bir bilim adamı "dindar"" olduğu za-
man bile bilim yaparken "dinsizmîş gibi"
da\ranmak. yani dini inançlannı bir yana
bırakmak zorundadır. Bu dediğim İslam bi-
lim adamlan ıçındegeçerli. N'itekim "fslaın
bilinı adamlan" "Vlüslüman"olduklan. ya-
ni Kuran'da yazılanlara inandıklan için de-
ğil. dinsizmiş gibi davrandıklan ve davrana-
bildikleri ölçüde. bilime karkıda bulunabil-
nıişlerdir. Erbakan'ın yaptığı gibi. modern
bilimin Kuran'dan kaynaklandığını iddia et-
mek. Einstein'ın bilunsel başarılarını "Mu-
sevi" olmasmda aramak kadar gülünçtür.
Binncimaddedebelirtmeyeçalıştıgım gi-
bi. bilimle dinin "uziaşamaz" olduğu inan-
cı daha çok dini dogmalara körü körüne bağ-
lanan ("bağnaz" dedigimiz) din adamlany-
la "dinsiz" veya "ateist" bilim adamlarının
uzlasmaz tutumlanndan kaynaklanıyor Bu
iki insan tipi arasında bazen düşmanlığa ka-
dar \ aran bir antipati olduğu apaçık. Ancak
dini inançlannı bilimsel fikirleriyle uzlaştı-
rabilen insanlar da var. Demek ki herşey so-
nunda bir "mizaç" (temparement) sorunu.
Bu ikinci tip insanlararasından bazen bü-
yük bilim adamlannın çıktığını görüyoruz.
Ancak insanı asıl şaşırtan bunlardan bazıla-
rının"bilimiyayma"misyonunudayüklen-
mis olmalan. Bunun Batı dünyasında Aböe
Nollet ve Abbe Pluchegibi birçok örneklen
var. Ama bence en ılgınç örnekler İslam
dünyasından çıkmıs. Aklıına ilk gelenler El-
Mansur, Harun Reşit \ e oğl u El-Memun ad-
larındaki halifeler. Asıl görevi Islam dinini
yasatnıak. hatta "jajmak" olan bir dini li-
denn bu görevlennden daha çok kendisini
felsefeyle bilimin tanınmasına \erebilmiş
olması ilk bakışta çok şaşmıcı. Herhalde
adını saydığım bu halifeler. felsefeyle bili-
me içten bir merak duymuş olmalılarki.çe-
\iri bürolan kurup Eski >'unan filozoflan-
nın belli başlı eserlerini (Yunanca asıllann-
dan veya Sünaniceçev irilennden) Arapça-
ya çevirtmişler ve bu sayede Batı dünyası
Eski Yunan felsefesini tanıma fırsatı bul-
muş!
9-12. yüzyıllar arasında Arap ülkelerin-
de yaşanan "İslam Rönesansı"nı bu aydın
kafalı halifelere borçlu olduğumuz bence
şüphe götürmez. Ancak burada geçen "İs-
lam"sıfatınabakıpbuRönesans"ı "İslamdi-
ni"ne mal etıneye kalkmak, ancak Erbakan
gibilerin tenezzül edebileceği bir aldatma-
ca örneği! Tekrar ediyorum: Hiçbir kutsal
kitap insanlara "bilgiiietmek"amacıyla ya-
zılmamıştır, peygamberlerin de böyle bir id-
diaları yoktur. Nitekim. Islam filozoflan da
Eski Yunan (kısmen de Roma) düşünürleri-
nin eserlennı okuduktan sonra çogu zaman
bu eserleri yorumlamakla yetinmişler. Ba-
zen de bunlara orijinal katkılarda bulunmuş-
iar. Islam filozoflan arasında^lslamın dog-
malannı felsefi ve bilimsel görüşlerle uzlaş-
tırmayı deneyenler de olmuş. ama bunlar ne
Isa'ya varanabilmişler ne Musa'ya. En so-
nunda İmam Gazaliadında bir ilahiyatçı çı-
kıp "insan aklının yanlışlann ka> nağı oldu-
ğunu". doğruya ancak "ûnan"la (yani Ku-
ran'la) varılabileceğini iddia etmiş ve bu
görüşün İslam fikir dünyasma egemen ol-
masıyla birlikte aydın kafalı halifelerin öna-
yak olduğu "İslam Rönesansı" da tarihe ka-
rışmış.
Türkiye'nin "makûs talihi"ne bakın ki.
bugün hükümetin başında İmam Gazali'ye
kırk defa rahmet okutacak bir "profesör"
bulunuyor. imam Gazali bilimin gereksiz.
hatta tehlikeîi bir uğraş olduguna inanıyor-
du. Bizim sayın profesörümüz ise o kadar
gen kafalı degil: ama son derece becerikli.
zira şapkanın içinden canlı bir tavsan çıka-
rıveren sihirbaz gibi. Kuran'dan modern bi-
limin bütün bilgilerini şıp diye çıkanvenyor.
"\e sihirdir, ne keramet, el çabukluğu ma-
rifet" diye asıl buna denir işte!
PENCERE
Devlet?..
(*) Bu konuyu merak edenler 31 Agusios
W% tarihlı Bılım Teknık Ekı'nde çıkan Sayın
Ömer Aslan'ın 'Sıfırı Kim Buldu?" bashklı
yazısına bakabılirler. (Sayı 493. s. 101
Besledikleri Karga...
MURTAZA DEMİRPSAKD Gend
Y
ine kandınyorsunuz. tıpkı bugüne de-
gin kandırdığınızgibi... Din işleri. ka-
musal bir alan degildir. Laik de\let.
yurttaşlann din ve vicdani sorumlulu-
ğuna müdahale edemez. yönlendire-
mez. Kendisine böyle birgörevyükle-
yemez. Refah Partililerin "dininemrindedevkt"istenı-
İeri (talepleri) \ardır. Yani niyetlen bellidir. Var olma-
ları ve varlıklannı de\ am ettinneleri. bu istemlerinde ıs-
rariı ve tutarlı olmalanna bağlıdır. Cumhunyetin kaza-
nımlanyla iktidar olanlann ihanetleriyle oluşan ve
RP've altın tepsi içinde sunulan şenatçı altyapının. RP
tarafından siyaseten kullanılmasını yadırgamanın hak-
lı bir gerekçesi olamaz. En azından bu olanagı yaratan-
lar için öyledir.
Yıllardır RP ile anti-laik yasalann çıkması için yan-
şanların ve oınuz oınuza kavga verenlerin gelinen nok-
tada onlara yönelttikleri "seriatçı suçlaması" inandın-
cılıktan ve samimiyetten uzaktır. Liberal ve muhafaza-
karlann RP'ye yönelttikleri başka bazı suçlamalar gibi
"takj>yecüîk" suçlaması da doğru degildir. Esas takıy-
Başkanı
yeciler bugünlerde "laikliği deldirtmem"diye ortaya çı-
kan laiklik havanleridir. Bu bakımdan muhafazakâr ve
liberallerin laiklik feryatlan, ikiyüzlülük vesahteciliğin
ta kendisidir. Şenatçılığın kazandığı boyurtan rahatsız-
mış gibi görünmelerinin temel nedeni. besledikleri kar-
ganın gözlerini oyması ve iktidar olanaklarınm bir da-
ha gelmemek üzere ellerinden kaçmasıdır. Yani inanç-
lan kullanmak dün sizler için ne kadar meşru ise bugün
RP'nin kullanması da o kadar meşrudur.
Erbakan'ın MNP. MSR RPsiyle din sömürüsü için
yanşarak onu bugünlere taşıyan muhafazakâr ve libe-
rallerin hükümet ettikleri dönemlerde onlarca yıl yatı-
nm yaptıkJan din sömürücülüğü. ülkemizi şeriatçı RP
gerçeği ile karşı karşıya bırakjrııştır. Liberallerin. kul-
landıklannı sandıklan siyasal Islamcılar, şimdi dogal
olarak gemiyi tek tek terk ederek rotalannı kendi "öz"le-
rine çeviriyorlar. Abdülkadir Aksu'dan. Korkut Özal'a.
Burhan (Matura'dan bilmem kime değin binlercesinin
kendine dönmesi: liberalleri. Cumhurbaşkanı'nı. Ke-
nan Evren'i. Mesut Ydmaz'ı, Genelkurmaj'ı ve Aö-
riirk'ü tabu haline getiren. onu anlamakta, ısrar eden
sahte Atatürkçülen fena halde telaşlandınyor... "Laik-
lik yok edfliyor" diye bas bas bağınyorlar. Laiklik kal-
mışgibi!.. Dün sorumluluğun faturası. bir bütün olarak
sola kesildiği gibi bugün de yok ettikleri laikligin fatu-
rasını Erbakan'a keserek başka bir "işin"gerekçesini
hazırlamak çabasındalar... Tıpkı 12 Mart'lar 12 Ey-
lül'lergibi... Oysa Erbakan'ın onlardan tek farkı. ne is-
tediğini açık söylemesidir. 12 Eylül darbesiyle temel
hak ve özgürlükleri yok ederek zorunlu din dersleri gi-
bi antik-laik ıstemleri yasalaştıranlar. 163. maddeyı kal-
dırarak şeriatçı çabalan suç ohnaktan çıkaranlar ne ka-
dar laikse, Erbakan da o kadar "laiktir." 581 imam oku-
lundan 350'den fazlasını tek başına açarak anti-laik in-
san potansiyelinin temelini atanlar ne kadar laikse. Er-
bakan da o kadar laiktir. Yani kısacası: tohumunu atan.
üreten sizsiniz. Hasadı yapacak biri gerekiyordu, o da
bu işinjşerçek sahibi Erbakan'dır. Bundan doğal ne ola-
bilir? Öyleyse toplumun. bu telaşa ve "laikçi" söylem-
lenn samimiyetinç inanması beklenilmemelidir.
Laikligin lafını edip, gününü gün edenler, laik dev le-
tiohışturamazlar.Laik devlet, aynı anlayıştaki bireyler-
le oluşturulur. Bu konuda konuşan zevat. teşhis ve te-
dav i ortaya koymaktan kaçıyor. Teşhis ve tedaviyj orta-
ya koymadıklanna göre toplumu kandınp. oyalamaya
de\am ediyorlar. Aslında "dn"i şişeden çıkardılar. şim-
di ondan korkuyorlar. Oysa "korkunun ecele faydası
yoktur.." Veşil bay rakjılar. Aczmendüer, sahte peygam-
berler, cuma namazından çıkıp şeriat isteyenler, kendi-
liğinden ortaya çıkmadı.Zorunlu din derslen. lüzumun-
dan fazla olan imam okullan. denetimsiz Kuran kurs-
lan. Diyanet işlen Başkanlıgf nın cahil kadrolan ve
benzen kurumlar. RP'nin yan kurumları ve şeriatın ba-
taklıklandır. Bubatakhklan devlet bütçesinden siz finan-
seedivorsunuz. "Laikliği deldirtmem'derken bırönlem
olarak şenat bataklığının bütçesını mi keseceksinız. Ya
da şeriata altyapı sağlayan bu kurumlan kaldırmayı mı
düşünüyorsunuz? Ülkemizingetinldiği bu konumakar-
şın. herhangi bir çözüm önermeden, "laikliği deldirt-
mem" diye nutuk atanlara soruyorum. Tann aşkına la-
ikligin. neresini deldirtmeyeceksiniz?! Delinmemiş bir
yeri kaldı mı ki.' Bu halinizle. "Türkiye laiktir laik ka-
İacak" diyen sosyal demokratlara benziyorsunuz. Gö-
zünüz aydın! Sayenizde milyonlarca insan laikligin ru-
huna bir güzel fatiha okuyor. İnanmazsanız Sayın S«\-
fiOktay'ın CHP Grup Bas.kanlıgı'na verdiği 56 sayfa-
lık "Şeriat RaponTnu okuyun.
-Ah..ah..
- Ne var?..
- Şu devlet yok mu?..
- Hangidevlet?.. Fransız, ingiliz, Alman devletimi, Osman-
lıdevleti mi?..
- Yok canım TC. .:
- TC'ye ne olmuş?..
- TC olmasa her şey düzelecek...
- Yok canım...
Zamane muhalefeti kafayı TC ile yedi; Türkiye'de artık ne
sermaye sınıfı iktidan var, ne siyasal parti, ne Meclis, ne hü-
kümet, ne politikacı... ;
VarsayoksaTC...
•
Eskiden bir başyazann, gazete sahibinin ya da gazetecinin
siyasal iktidar sahipleriyle sıkı fıkı görünmesi kadar ayıp şey
yoktu!.. Gazeteci, başbakanla ya da bir bakanla yakın ilişkiler
içinde görünmekten kaçınıröı. Şimdi gazeteci denen kişi, hem
devletin başındakilerle al takke ver külah hem de eline kalemi-
alıp veryansın ediyor:
"Devleti düzeltmek gerekiyor; faili meçhul cinayetlerin suç-*
lusu devlettir."
Allahaşkına kim bu devlet?..
Şu ya da bu başbakana övgüler düzdükten sonra devleti
eleştirmek ne gibi bir şey?..
• :
j
Son kitabı nedeniyle Muzaffer Erdost'u DGM'de sorguya
çektiler, Şanar Yurdatapan'ı tutukladılar, Yaşar Kemal'in ce^;
zasını onayladılar, Ertugrul Kürkçü ve Ayşe Nur Zarakolır
yayın yoluyla suç işledikleri savıyla yargılandılar; bütün bunlaf
bir gazetenin günlük haberleri... '
Peki, kim yapıyor bu işleri?..
Devlet!. .
işin kolayını bulduk; gazeteci başbakanla sıkı fıkı, başbakarf
yardımcısıyla içli dışlı, hükümetle al takke ver külah; sonra eli-
ne kalemi alıyor; cümlesini es geçerek utanmadan yazıyor: ,.
"Devleti düzeltmeli..." '
Kim düzeltecek devleti?..
Gazeteci bu gidişle pek yakında Başbakan Erbakan'la di2'
dize oturup devleti çekiştirecek:
- Sayın Başbakanım, bu TCyokmu!.. Vaktiyleyanlışkurul-^
muş, bu yüzden çekiyoruz...
Ya da:
- Sayın Çiller, siz çok iyisiniz, hoşsunuz; ama, bu devlet yok,
mu...
Siyasal iktidarı eleştirmeyi bir yana bırakıp devleti çekiştireriı
gazeteci PKK'nin TC'ye karşı açtığı propaganda savaşımının'
içine düşmekle kalmıyor; devlet, hükümet, Meclis, egemen- i
lik, iktidar, muhalefet kavramlarından nasibi olmadığını da ser-
giliyor. Kafa karmaşasının nedeni de bilisizlik...
Yani cehalet!..
Devlet gökten zembille inmez, insanın kurduğu bir örgüttür,,'
insan işidir.
insanın dışında bir devlet yok!..
BaşlcaPEN^clo yok
PİJVIAPEN'de var!
PİMAŞ İuoHi
Pencere alırken
bu imzayı mutlaka arayın.
Çünkü bu imzanın
arkasında 35 yıllık PİMAŞ
TECRÜBESİ, PİMAŞ
GÜVENCESİ var.
Dışa Afilan
KİIiHI Kapı: Isteğe bağlı
olarak dışa açılması gereken
kapılarda içten cam çıtalı
çözümüyle fam güvenlik
sağlayan, güvenli
olduğu kadar esfetfk bir
PİMAPEN AYRICALIĞI.
Gizlenmiş
Cam Contası:
Dı^ efkenlere karşı
contanın deformasyonunu
ve degredasyonu önleyen
ve contoyı gizleyerek
doğramanın estetik
görümünü arttıran
PİMAPEN ÜSTÜNLÜĞÜ.
Menoblok/ÇMl Kanat Profllh
PİMAPEN'in mimari anlamda "klasik"
pencereler için gelişh'rdiği monoblok (binili)
profil. Sağlamlığı, estetikle buluşh/ran
çağdaş PİMAPEN çözümlerinden biri.
Havalandırna
Bandı: Iç mekanlarda nemin
artması sonucu terleme oluşumunu
önleyen, ayrıca sigara dumanı ve kötü kokuları
dısarı atorak doğal havalandırma sağlayan
PİMAPEN FARKI.
wwı - ; . ^ 11
...Tüm bunlar ve daha pek çok aynntt tabii ki sadece PİMAPEN'de var. Çünkü PtMAPEN Türkiye'de PVC Pencere Sistemlerinin öncüsü, lidetidir.
Bugün tüm Türkiye PVC pencereyi PİMAPEN adtyla tammtş, benimsetniştir. (PÎMAPEN bir ENKA kuruluşu olan PlMAŞ'tn ürünüdür.) Tüm
yenilikleri, öncülükleri PİMAPENgeliştirmiş, başkalart onu izlemiştir.
Bu dün de bb'yleydi, bugün de böyle... Yarın da böyle olacak.
Ücretsiz Tüketici Dantşma Hattt: 0800 211 41 55
I>İI*I/UF>EI1Î
PVC PENCERE SISTEMI
TAM
FIRSATI!