Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 EKİM 1996 PAZARTEÎ
HABERLER
Gürkan'dan
demokrasi
uyarısı
• ANKARA (ANKA)-
TBMM Başkanvekili Uluç
Gürkan, son zamanlarda
'siyasette kirlenme" adı
altında mılletvekiltenne
yönelik yoğun bir eleştiri
bombardımanının
yapıldığına dikkat çekerek
bu eleştirilerin hedefınin
vedozunun iyı
ayarianmaması nedenıyle
demokrasınin yara
alabileceğı uyarısında
bulundu. Mülervek.illerinin
kendi hataları nedenıvle
eleştırilebıleceğini belirten
Gürkan. genel olarak bütün
milletvekillerınin
yolsuzluk yapıyormuş ya
da aldıklan parayı hak
etmiyormuş gibi
gösterilmesinden yakındi.
Metin Göktepe
davası
• ANKARA (AMCA) -
CHPlzmirMilletvekilı \e
TBMM İnsan Haklan
Komısyonu üyesi Sabn
Ergül. Adalet Bakanı
Şevket Kazan'ı ağır bir
dille eleştirerek Metin
Göktepe davasının
Istanbul'dan Aydın'a
alınmasının yargının işini
güçleştirerek polisleri
aklamaya yönelik bir
hareket olduğunu sa\ undu
Davanın Aydın'a Adalet
Bakanı Şevket Kazan'ın
isteğiyle. kendisinın
başkanlık ettiği Hâkimler
ve Savcılar V'üksek
Kurulu'nda temsil edilen
Yargıtay tarafından
almdığma işaret eden Sabn
Ergül, yargı
bağımsızlığının
zedelendiğine işaret
ederek. "Kazan, yargıyı da
kendisine benzetti" dedi.
Okuyan'dan
bütçe suçlaması
• ANKARA
(Cumhuriyet Bümsu) -
ANAP Genel Sekreteri
Yaşar Okuyan. Başbakan
Necmettin Erbakan'ın
kamuoyuna \e Uluslararası
ParaFonu'na(IMF)iki
ayn bütçe sunduğunu
savundu. Okuyan. dün
düzenlediği basın
toplantasında IMF"ye
sunulan bütçenin.
TBMM'ye gönderilenden
farklı olarak 2.4 katrilyon
liralık açık öngördüğünü
söyledi. Okuyan, Başbakan
Erbakan ile Dışişlen
Bakanı Tansu Çillerin
Türkiye'yi yönetmekten
uzak olduğunu da savundu.
DP'nin olağan
kongresi yapıldı
• ANKARA (AA)-DP 9
Olağanüstü Kongresi. dün
parti genel merkezınde
yapıldı. Yüksek disiplin
kurulu üyelerinın seçimi
için yapılan kongreye
çeşitli ilierden 60 dolayında
delege katıldı. Kongrenin
açılışında konuşan
Demokrat Parti (DP) Genel
Başkanı H.Murat Uzman.
DYP'den istifa eden ve
"muhalifler" olarak
adlandınlan
milletvekillerini "baba
ocağY'nda siyaset yapmaya
çagırdı. Uzman. 9 ay önce
yapılan olağan kongrenin
ardından. parti içinde 6-7
kişinin "ipe sapa gelmez"'
konular ortaya atarak
DP'nin önünü tıkamak için
çeşitli çalışmalar yaptığını
öne sürdü. Uzman.
istikrann şağlanması
amacıyla bu kongreyı
düzenİediklerini kayderti.
"Gensoru bîzî
bütünleştiPdi'
• ANKARA
(Cumhuriyet Biirosu) -
DYP Genel Başkan
Yardımcısı Mehmet
Gölhan. dün düzenlediği
basın toplantısında gensoru
oylaması sonucunun
REFAHYOL hükümetini
bütünleştirdiğini
belirtirken. "Iki parti
birbirine daha çok yapıştı"
dedi. Muhalefetin
hükümeti düşürme çabalan
için "Kurtlarsisli. puslu
havayı sever" benzetmesi
yapan Gölhan. •"Hükümeti
düşürmek hayaldir" diye
konuştu.
Orman
Yasası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Anayasa
Mahkemesi, Orman
Yasası'nın. 1983 yıJında
değiştirilen 93.
maddesinin. orman
alanlannın tahrip edilmesi
durumunda öngördüğü
yaptınmlann
"caydırıcılıktan uzak
olduğu" savıyla yapılan
iptal başvurusunu reddetti.
Dünya Tabipleri Birliği'nin gündemi, Türkiye'de 12 kişinin yaşamını yitirdiği ölüm oruçlan
Dünya Türlriye'yi taröşacakANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dün-
ya Tabipleri Birliği'nin/WMA) Güney Af-
rika'da yapılacak 145. konsey toplantısın-
da, gündemin önemli bırbölümü, Türkiye
cezaev lerinde 69 gün süren ve 12 kişinin
yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan ölüm
oruçlarına avrıldı. "Ölüm oruçlan ve Tür-
kiye deneyimûıin" tüm yönlerıyle ele alına-
cağı konsey toplantısında. Türkiye örneğı-
nin sonuçlanna dayanılarak. ölüm oruçla-
rı ile ilgili hekim tavn \e tıbbi etik konu-
sunda yenı düzenlemeleregidilmesi bekle-
niyor
Dünya Tabipleri Birliği'nin 145. konsey
toplantısı. 22 ekimde Güney Afrika Cum-
huriveti'nin Cape Prov ince kentinde başla-
yacak. Hekim sorumluluguvesağlıkkonu-
sunda en önemii kararların alındığı toplan-
tılardan bırısi oJan WMA konsey toplantı-
sında. gündem maddelerinden biri. Türki-
ye 'de 69 süren v e 12 kişinin y aşamını yitir-
mesiyle sonuçlanan ölüm orucu eylemine
ayrıldı.
Dünya Tabipleri Birliğı'nin gündeminde.
Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) cezaev le-
• WMA'nın Güney Afrika'mn Cape Prov ince kentinde
yapılacak 145. konsey toplantısında. Türkiye örneğinin
sonuçlarına dayanılarak ölüm oruçları ile ilgili hekim ta\rı ve
tıbbi etik konusunda yeni düzenlemelere gidilmesi bekleniyor.
rindeki açlık gre\ i \eölümorucuna ilişkin
çalışmalannagenişyeraynldı. Programda.
Türkiye'deki cezae\ lerinde vaşanan ölüm
orucu eylemlerine gönderme yapılarak.
"TTB, açlık grevinde bulunan rutuklu \e
hükümlülerin sağlık durumlanyla ilgilen-
mesi için Adalet Bakanlığı'na baş\ urdu. an-
cakbureddedildi"dendı. TTB nin başvu-
runun reddedilmesi üzenne Dünya Tabip-
leri Birliği'nin Tokyo \e Malta dekleras-
yonlanna dayanarak kampanya ba^lattığı
kaydedilen programda. şöyle devam edil-
di: "Bu kampanya sırasında TTB, açlık
grevlerinin tedavisi. bu özel durunıla ilgili
fizyoterapist doktor ilişkisi ve e> lemin sona
ermesinin ardından ne gibi bir tedavi izle-
neceğine ilişkin bir dizi bilgiyi doktorlara
dağıttı. TTB, geniş bir insan grubunca uzun
süreli besleme Ue ilgili geniş bir bilgi topla-
dığını rapor etti. ITB. açlık grevleri ile ilgi-
li olarak ayrıntılı bir etik tartışması olması
gerektiğini belirterek. Dünya Tabipleri Bir-
liği'nin bu konu hakkında bir çalışnıa gru-
bu oluşturmasını önerdi. DTB Genel Sek-
reteri TTB'yi konu hakkında detaylı ince-
lemek için davet etti."
"Olümler örgüt infazT
Türkive cczae\lerinde siya>ı suçlar ne-
denivlc bulunan tutuklu \e lıükümlüler
İçi^lerı Bakanı Mehmet Ağar'ın. Adalet
Bakanlığf na getırılmesının ardından \a-
yıınladığı 6-8-10 mayis genelgelerini pro-
testo etmek amacıyla siiresiz açlık grevi
başlatmı^lardı. Adalet Bakanlığı'nın istenı-
lerini siya.sı olarak niteleverek kabul etme-
mesi üzenne. e> lem ölüm orııcuna dönüş-
turufmuştii.
REFAHYOL hükümetınin kurulmasının
ardından Adalet Bakanlığı'na getirilen Şev-
ket Kazan. ölüm orucu eylemini çözeceği
yolundakı açıklamaJarına karşm. çıkardığı
9 temmuz tarıhli genelgey le tutuklu \e hü-
kümlülerin tepkilerine hedef olmuştu.
"Ölüm olayıyaşanacağını sanmıyorum,giz-
ligkliyivoriar"demeçlerı ile tutuklu \e hü-
kümlülerin e> lemlerinde samimi olmadık-
lannı öne süren Kazan. ilk ölümlerin vaşan-
masının ardından "Ölümler örgüt infazı"
değerlendırmesini yapmıştı. Kazan. 26
temmuzda düzenlediği basın toplantısında
eylemcilere ölüm orucunu bitirmeleri. ak-
si takdırde müdahale edileceği uyansında
bulunmuş. aydınlann devreye girmesi ve
Kazan'ın "kandilgeeesinevükJediğiniaçık-
ladığıönem" nedeniy le ölüm orucu ey lemı
sona erdirilmiştı.
Türk Tabipleri Birligi, eylemin sona er-
mesinin ardından cezae\ lerinde ölüm oru-
cu eylemine katılan herkesi muayene et-
mek istediğini bildirmiş. ancak bu istem
Adalet Bakanlığı tarafından kabul edil-
memişti.
'Olümün eşiğinden döndüm'69 gün süren ölüm orucu eylemine katılan Hatice Güden, diğerleri gibi kalıcı sağlık
sorunlanyla karşı karşıya. Güden, 'Bu süreçte en yakın arkadaşım ölümdü' diyor
HULVA TOPCU
Hatice Güden. 69 gün süren ve
12 kişinin yaşamını vitırmesiyle
sonuçlanan ölüm orucuna yatan
tutuklu \e hükümlülerden yalnız-
ca biri. Ankara Merkez Kapalı
Cezaev i'nden geçen hafta tahliye
olan ve tedavi görmek amacıyla
İstanbuJ'a gelen Güden. ölüm
orucunu "Sadeeeyaşamımızlade-
gil, ölümümüzle de insanlara bir
şeyter kazandırdığınuz bir ey lem
biçimiydi*' diye tanımlıyor.
Cezaevlerındekı yüzlerce tu-
tuklu ve hükümlünün eskı Adalet
Bakanı Mehmet Ağar'ın "6 ma-
yısgenelgesi" nedeniyle başlattık-
iarı ö]üm orucunun bıtmesinin
üzerınden yaklaşık bir buçuk ay
geçtı. Ölüm orucu sonrasında cid-
di »ağlık sorunları yaşayan tutuk-
lu ve hükümlülerden biri olan 32
yaşındaki Hatice Güden. yargı-
İandığı Ankara DGM'de 16 ekim-
de yapılan duruşmada tahliye
edildi. Ölüm orucu sırasında yak-
laşık 20 kilo \eren ve sonrasında
girdiği koma nedeniyle bir süre
Ankara Numune Hastanesi Yo-
ğun Bakım Servısi 'nde tedavi gö-
ren Güden'le tahliye sonrasında
geldiği İnsan Haklan \aktVnm
Istanbul şubesinde görüştük. Ey-
dığını görmüştüm. Ölüm orucun-
da olmavan arkadaşianmız için du-
runı daha zordu. Çünkü her gün
laııı başlanndaki arkadaşlannın
ölünıe biraz daha yaklaşuğını görii-
yorlardı" dıyor.
Evlem biçimi olarak ölüm oru-
cunu değerlendiren Hatice Güden.
ölüme çok yabancı bir ülke olma-
dığmıızı sav unuyor. Ülkemızde ın-
sanca biryaşamı talepetmenin in-
sanı bazı durumlarda ölümle karşı
karşıya getırebildiğini ifade eden
Hatice Güden. olümün bu süreçte
kendisine yakın bir arkadaş oldu-
ğunu belırtıvor. "Ölümüylesonuç-
lar almak her insana mahsus bir
deger yargısı değildir'" diyen Gü-
den, yaşama sadece varlığı ile de-
ğil, ölümüyle de anlam katabilme-
nin önemli olduğunu öne sürüyor.
Birçok insan için ölüm orucu ev -
lemini anlamanın zor olduğunu
vurgulayan Güden. kendisinin de
1984 yıîında yapılan ölüm orucu-
na katılan Aysel Zehir'le görüştü-
ğünde bu duyguvu yaşadığını be-
lirtiyor. Ölüm orucu sonrasında
Ankara Numune Hastanesi"nekal-
dırıldığını belirten Hatice Güden.
burada bir hafta yoğun bakımda
kaldığını ancak tedavısi yapılma-
dan cezaev ine geri döndü'ğünü an-
latıyor. Hastaneye kaldınlan rüm
ölüm orucu eviemcilerinin özel birlem sırasında olümün eşiğinden _ w ı ı ı w ı < w _ w u ı ı
dönen Güden. yaşadığına ve tah- Olüm orucunu 'sadece yaşamla değil. ölümle de insanlara bir şeyler kazandıran eylenı bi(,i/ııi" di\e ta- bakıma gereksinim duyduğunu
liye olduğuna hâlâ inanamıyor. nnnlavanGüden'in, her ölüm orucu eyletncisi gibi onanlmazsağİıksorunlan var. Vemekyiyemiyor, ha- anımsatan Güden. buna karşın ko-
Tahliye olduğu gün cezaev inde fiza kavbı ve kolav unutkanlık bunlardan bazılan.
kendisi için düzenlenen törenin o
güne kadardüzenlenenierin en iyisi olduğu-
nu söylüvor.
Hatice Güden. bugün birçok ölüm orucu
eylemcisi gibi onanlması güç sağlık sorun-
lanyla karşı karşıya. Yürümekte. görmekte
\e duymakta zorlanan Hatice Güden. söy-
leşimiz süresince alçak sesle konuşuyor.
Çünkü en ufak gürültüye bile tahammülü
yok. Güden'in bunun dışmdaki en büyük
sorunu. yediği heryemekten sonra kusma-
sı. Ölüm orucunun kendisinde bıraktığı en
önemli izlerden bırisi ise hafıza kaybı ile
kolav unutkanlık. Ölüm orucu sürecinden
anımsadıkları çok fazla değil. Aylardır bir-
likte cezaev ınde yattığı arkadaşlarının da
birçoğunun adını anımsamıyor.
1996'nın 6 Mart'ında Emekçi Kadınlar
Birliği'nin birtoplantısı sonrasında gözaltı-
na alınan Güden. Ankara DGM'de MLKP
(Marksist Leninist Kurtuluş Partisi) üvesı
olduğu iddiasıyla yargılanıyor. Cezaev inde-
ki koşulların giderek kötüleşmesi üzerine
başlatılan açlık grevmi ölüm orucuna dö-
nüştürme kararı aldıklarını anlatan Güden.
"Ölüm orucuna başlamak için tüm arka-
daşlar birbiriyle yanşa girdi. Bir arkadaşı-
mı/ın evlemde olmadığı için gizli gizli ağla-
madan çıkar çıkmaz kendisine ma-
karna yedinldiğinı söylüvor.
Cezaev indeki arkadaşlannın İstanbul Tıp
Fakültesi'ne kaldınlan rutuklu ve hükümlü-
lerin tedavisi hakkında bilgi edinerek ken-
dilerine uyguladığını anlatan Güden, ~Ko-
ğuş arkadaşlanm, Çapa'da tedavi görenlere
M'rilfn ilaçlan u> uvgulanan besin yolunu
uygulamaya çalıştılar. Hastant-de veterli ba-
kım yapılmadığı için benim gibi birçok in-
sanda kalıcı ranatsı/lıkJar oluştu" diyor.
Çiller'in 'DGM suçlannda gözaltı süresini kısaltacağız' açıklaması samimi bulunmadı
6
Olsa olsa işkence süresi kısalır
9
ALİER
Başbakan Yardımcısı Tansu Çil-
ler'in. "DGM kapsamına giren
suçlaria ilgili gözaltı süresini kısal-
tacağız" açıklaması inandırıcı bu-
lunmadı. Istanbul Barosu eski Baş-
kanı Av ukat Turgut Kazan. temel
haklar konusunda Çıller'i hiçbir
şekilde ciddiye almadığını belirtir-
ken. eski Içışleri bakanlarından
Hasan Fehnıi Güneş de "gözaltı sü-
resinin kısalnlması olsa olsa işken-
ce süresini kısaltır" dedi. Uluslara-
rası Af Örgütü. işkencenin önlene-
memesini. "işkeDcecilerin cezasız
bırakümasına" bağlamıştı.
Başbakan Yardımcısı Tansu Çil-
ler'in Türkiye'deki insan haklan ih-
lalleri iddiaİanna son vermek ama-
cıyla hazırladıklannı açıkladıklan
paketi gazetemize değerlendiren
Turgut Kazan. "Temel hukuk ku-
rallan ve insan haklan konusunda
Çiller'in hiçbir açıklamasını ciddi-
ye almıyorum"dedı. Kazan. "Çil-
İer, başbakan olarak insan haklan
konusunda vapacağıııı sö>ledikleri-
nin hangi birini vaptı da. Dışişlen
Bakanı ve hükünıetiıı küçük orta-
ğı olarak söylediklerini vapsın" di-
ye sordu. İşkencenin Osmanlı dö-
nemi de dahil tüm anav asalarda ya-
saklandığını da anımsatan Kazan.
"Önlemek isteyen bunu u>gulama-
sıyla gösterir. işkence \apan görev-
liyi eezalandırarak gösterir" diye
konuştu.
Eskı tçışlen Bakanı, Hasan Feh-
mi Güneş ise gözaltı süreMnin kı-
saltılmasının işkencenin önlenme-
sinde v eterli bir önlem olamayaca-
ğını vurgulavarak "Bu uygulama
olsa olsa işkence süresini kısaltır"
değerlendirmesıni vaptı. Güneş. iş-
kencenin önlenmeNİ için önerileri-
nı şöyle sıraladı:
**- Sanığın sorgusu sadece >argıç
ve savcı sınıfindan biri tarafından
yapılmalıdır.
- Lzunyıllardır kuruhnasi gerek-
tiği konuşulan "adli kolluk' bir an
önce kurulmalfdır.
- Savcı veya hâkim karan olma-
dan hiç Idmsegözaltına abnmama-
hdır.
- Adlive büıalan dışında hiçbir
mekânda sorgu vapılmanıalı ve
sorgusu yapılan sanık pofi.se gön-
derilmemeüdir.""
ŞIFIgNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr
Yaşar Kemal'i mahkûm et,
Şanar Yurdatapan'ı tutukla,
sonra da basın toplantısı dü-
zenle ve Avrupa Birliği'ne gir-
mek için yasal değişiklikler ha-
zırladığını söyle.
Metin Göktepe'yi öldüren
polisler. her şey ortalığa çıktığı
halde elini kolunu sallaya sal-
laya dolaşıyor. mahkemeye bi-
le gelmeye gerek duymuyor.
Bağımsız Türk yargıçları da on-
ların adam öldürdükleri halde
mahkemeye gelmelerini talep
etmiyor ve ifadelerinin talimat-
la alınmasını kabul ediyorlar.
Aynı bağımsız Türk yargıçla-
rı, devleti eleştirdiği. barışı sa-
vunduğu için Şanar Yurdata-
pan'ı sokak ortasında yakala-
yıp apartopar Ankara'ya götü-
rüyor ve tutukluyor. Yargılama
hukukunda tutuklama bir ön-
lem. Sanığın kaçma ihtimali
varsa. delılleri yok etmesi söz
konusuysa tutuklanabileceği
belirîilir.
Herkesin tanıdığı, herkesin
bildiği, devletin istediği zaman
ifadesine kolayca başvurabile-
Yaşar Kemal, Şanar ve Metin Göktepe
ceği Yurdatapan tutuklanıyor.
gazeteci Metin Göktepe'yi dö-
verek öldürenler ise mahkeme-
ye göre kaçma şüphesi olma-
dığı için tutuklanmıyor, yargı-
cın onları görmesi bile gerek-
miyor.
Yaşar Kemal, düşündüğünü
yazdığı için mahkûm ediliyor.
Üstelik apar topar bir yargıla-
ma ile bu karar veriliyor. Yaşar
Kemal'in avukatlan. duruşma-
lı bir Yargıtay savunması yap-
mayı talep ediyorlar. Yargıtay
8.Dairesi bu talebi kabul etrrıe-
diği gibi bir celsede kararı
onaylayıveriyor.
Yaşar Kemal'in mahkûm
edilmesini, Şanar Yurdata-
pan'ın tutuklanmasını, Metin
Göktepe'nin katillerinin ellerini
kollarını sallayarak dolaşması-
nı, kimse Türkiye'de bağımsız
yargı var. adil yargı var diye
açıklamaya kalkışmasın. insa-
na gülerler.
Polisler. gazeteci Metin Gök-
tepe'yi döverek öldürürken
Manisa'da başka polisler, yaş-
ları 14-18 arasındaki lise öğ-
rencilerine akıl almaz işkence-
leryapıyorlardı.
Bu işkencelerın sonunda
Manisalı çocuklar. duvarlara
yazı yazdıkları için gördükleri
ağır işkencelerın ardından iz-
mir DGM tarafından tutuklan-
dılar. Çoğunluğu aylarca tutuk-
lu kaldı. 14 yaşındaki M.G., 9
aya yakın özgürlüğünden oldu.
Hâlâ Manisalı çocukların bir
kısmr içeride.
14 yaşındaki çocuklar, delıl-
leri yok edecekti. Onlann kaç-
ma olasılığı vardı, Metin Gök-
tepe'yi öldürenlerin ise böyle
bir şey yapması söz konusu
değildi. O yüzden kıçlarına cop
soktuğumuz küçücük çocuk-
larımızı cezaevıne yollayacak-
tık. gazeteci katillerinı ise koru-
yacaktık.
Size göre Türkiye demokra-
tik bir ülke mi? Yargı adil çalı-
şıyormu? Yasalarımız. demok-
ratik bir ülkenin yasaları mı? ik-
tidardaki politikacılarımıza gö-
re evet. O zaman bu yapılanla-
rı Avrupa'da nasıl açıklayacak-
lar, onlara kım inanacak?
•••
Yaşar Kemal'in mahkûmiye-
tinin onaylanmasından sonra.
iki gün önce basın toplantısı
düzenleyen Tansu Çiller'in
söylediklerini anımsadım. Ba-
zı yasa değişikliklerı yaparak
Avrupa Birliği'ne girmeye ha-
zırlandıklarını anlatıyordu. Bir
ülkenin vicdanını, bir ülkenin
onurunu. bir ülkenin uluslara-
rası alandaki en etkili ismini sırf
düşüncelerini söylediği için
mahkûm edeceksin, sonra da
Avrupa'nın kapısına dayana-
caksın. Bu kadar pişkinliğe de
pes doğrusu.
Türkiye, bu anlayışla Erba-
kan'ın yönelimıni haklı çıkarı-
yor. Adam ne yapsın Avru-
pa'da. Orada insan haklarının.
demokrasinın hesabını soru-
yorlar. Nijerya'da, Libya'da,
Mısır'da. Iran'da. Singapur'da
böyle bir dert yok. Zaten hep-
si birbirinden özürlü. Onlar bi-
le zaman zaman. bazı konular-
da uyarılar yapıyorlar. Kadda-
fi bile Kürtlerin haklanndan söz
ediyor.
Yaşar Kemal'i mahkûm e-
den, Şanar Yurdatapan'ı tutuk-
layan, Manisalı liseli öğrencile-
ri aylarca tutukevinde yatır-
maktan vazgeçmeyen, gaze-
teci katillerini kollayan bir sis-
tem, Güneydoğu'da süren sa-
vaşı da bitirmez.
Bu sistem çürüyor, bu ülke
batıyor. Iktidarda RP de olsa,
DYP de olsa, ANAP da olsa,
CHP de olsa değişmiyor. Bu
partiler, savaşa boyun eğmiş-
ler. Bu partiler, şiddet yanlısı bir
siyasetin yedek lastiği haline
gelmişler.
Erbakan doğru söylüyor.
Türkiye'nin yeri Batı demokra-
sileri değil, Asya despotlukla-
rı.
Yolunuz açık olsun.
BK BİZE
ERDAL ATABEK
Bize Uyar.• ••
Hayatımız hoş bir hal aldı. Yaşadığımız olaylaı
bizleri öyle şeylerle karşılaştırmaya başladı ki, ister
istemez kalender olmaya başladık. Bir olayla kar-
şılaştığımız zaman öncelen "Hadıcanım, böyle şey
olurmu?" derken şimdi, "Boşver, o da öyle olsun"
demeye alışıyoruz. Kalenderlik iyidir de sonunda
derbeder olmak da vardır. Nice olay yaşıyoruz ki,-
sonunda "Bize uyar, bizde olur" demekten başka
söyleyecek söz kalmıyor.
Büyük Millet Meclisimizin doktoru Levent Yıl-
dız, görevinden istifa etti. Nedeni de onaylamak zo-
runda kaldığı tedavi giderlerinin, öğrendiği tıp bil-'-
gilerinin de geçerlı kuralların da dışına taşması. Ye-r
ni eski milletvekillerı, kendilerinin ve yakınlarının
hastalıklarını tedavi ettirip raporlannı Dr. Levent Yıl-j
dız'a getiriyorlar. O da bu raporları onaylayınca te-*
davi giderleri Meclis bütçesinden (yani bizim kese>
mizden) ödeniyor. Dr. Levent Yıldız'ın önüne gelen^,
raporlar içinde "prostat hastalığından tedavigören '
kadınlar" oluyormuş. Başka bir rapor, zayıflama kü-
rüne giren bir milletvekili kızının tedavi giderlerine-
ilişkinmiş. Doktor artık dayanamamış. "Bukadanda
olmaz, ben istifa edıyorum" demiş. Ama bu dok-
tor kardeşimiz iyi yapmamış. Bu davranışıyla kural
hatası yapmış, çünkü bizde kural şudur: "BİZE U-'
YAR, BİZDE OLUR." Bizde "icabında" kadında"
prostat da olur. zayıflama da tedaviye girer. Anlaşı-"
lan sevgili doktorumuz bizim eskımiş değer yargı-'^
larımıza sahip çıkıp "Böyle şey olmaz" türünde baş-;'
kaldırılara kendinı kaptırmış. Oysa kalender olup'
da "Boş ver, o da öyle olsun" deseydi görevine güfi
gibi devam ederdi. Neyse.
• • • i
Çiller'in tarlasında villalar yükselmiş. Şimdi, ne»
varmış bunda? Kuralı unutmayalım: BİZE UYAR,*
BİZDE OLUR. Demek ki elinde bir marifet var. Ne-..
ye dokunsa ya arsa oluyor ya da ev. yalı, villa. Ba-.
kıp bakıp "Maşallah maşallah, nazardeğmesin, ne,
marifetliel" diyeceğımıze kimi kıskançlar bunu ha- -
ber yapıyor. Ayıptır ayıp. biz kendi kendımizı balta—
lıyoruz. Bunu dert edineceğinıze ablanıza koşun da ;
size de el versin. Siz hiçbir şeye el süremiyorsanız"
kabahat başkalarında mı? Demek ki sizin elinizde'
bir sakarlık var. Dönüp kendi elinize bakacağınıza'
gözünüzü marifetli ellere dikıp yakınıyorsunuz. Yap-^
mayın kardeşlerım, etmeyin vatandaşlarım. Baş-
kasının malına göz dıkmek uğursuzluk getirir. Ka-
lender olun. "BİZE UYAR, BİZDE OLUR" deyin, •
kendi işınize bakın. /
• • •
Aslan Galatasarayımız burnu büyük Fransızları'
evire çevire yendı de içimızın Avrupa şışıni biraz in- •
dirdi. Doğrusu çok gururlandık. Içimiz içimize sığ-
madı, ama sokaklara çıkmayı göze alamadık, hat-:
ta evimizde her zaman oturduğumuz koltuklarda da ,
oturamadık, salonun kuytu bir yerine sığınıp kutla- ,
maların bitmesinı bekfedik. Zira maç biter bitmez.
çevrede silahlar atılmaya başlandı, hatta makineli
tüfek tarrakaları duyuldu. Ertesi gün de bir kız ço-.
cuğunun vurufduğunu. üç kişinin de aşırı hızjdar^.
araba kazasında öldüğünü öğrendik. Bunuda "not-i
mal" sayıyoruz. Her zaferin bir bedeli vardır, bu ga-;
libiyetlerin bedeli de bu. Şimdi kimi korkaklar, "A- *
man, bizim takımlarbu maçları kazanmasınlar" di- î
yesiymiş. doğrusu çok ayıp. Hem yeneceksin hem
silah atacaksın hem de vuracaksın. :
Şaşacak. kızacak, dövünecek bir şey yok: BİZE '
UYAR, BİZDE OLUR. :
• • •
Çorum'da yapılan konutlara ilişkin törende Refah
Partili Bakan Mehmet Altınsoy, bu konutlann "ha-
remlik-selamlık" esasına göre yapıldığını söylemiş.,
Törende bulunan Başbakan Erbakan da büyük bir,
keyifle dinlemiştır. Artık evlerde de erkeklerle kadın-.
lar ayn yerlerde yaşayacaklar demektir. Cemaat si- '••
teleri, cemaat semtlerı, cemaat kentleri derken "ha- '-
remlık-selamlık evlerı", uygun bir gıdış olmuyor"'
mu?
Ümmetten millete, milletten ümmete gelip gider-','
ken kalender olmalı; BİZE UYAR, BİZDE OLUR. :
Yaşar Kemal'in düşünce suçu cezası onaylan-'.'
mış. ;
BİZE UYAR, BİZDE OLUR.
Şanar Yurdatapan tutuklanmış. i
BİZE UYAR. BİZDE OLUR.
Metin Göktepe davasının duruşmasında sanık 5
polisler yokmuş. „•
BİZE UYAR, BİZDE OLUR. <*
••• s
Şaşacak, kızacak, dövünecek bir şey yok.
Ama düşünecek çok şey var.
Hele de yapacak daha da çok şey var.
CHP, Diyarbakır
raporunu açıklıyor
ANKARA(ANKA)-Dı-
yarbakır E Tipı Ceza-
ev ı 'nde 24 eylül günü mev -
dana gelen ve \0 tutuklu-
nun ölümü. 23 tutuklunun
da yaralanmasıyla sonuç-
lanan olay lan yerinde in-
celemekle görev h CHP he-
yetinin raporu bugün açık-
lanıyor. Rapordj. "Kinı
olursa olsun cezaevindeki
tutuklu vehükümlüler dev-
letin güvencesindedirler,
onlann güvenlik içinde yar-
gılanmalannı veya cezala-
rını çekmelerini dev let sağ-
iamakla \ ükümlüdür" de-
nıldı.
Raporu. üç kı^ılik CHP
heyetınin başkanı PM üye-
si ve Bursa Milletvekilı
\ahya Şimşek. Bursa CHP
il merkezinde düzenleye-
ceği basın toplantısıvla
açıklayacak. CHP rapo-
runda. Diyarbakır'dakı
olaylann vaşanan bir psı-
kolojik gerilim sonucu
mevdana geldiği belirtildi
ve özel timin ihmalı bulun-
duğu ifade edildi. Raporda
30 tutuklunun etkısız hale
getirilemedigi bunun yen-
ne ölümle sonuçlanan mü-
dahalede bulunulduğu. bu-
nun Türkive'nin dünvada-
ki itibannı zedelediâi bildi-
rildi.
CHP raporuna göre./
Cumhurbaşkanı Süleyman •
DemirerinGüneydoğuge- <
zısi nedeniv le özel tım gö- )
rev lıleri cezaevindeki olay-
ları bastırmak için Diyar- ''
bakır'a sevk ediidi. "^
CHP raporunda Diyar-'/
bakır Cezaev i'nde üç grup
tutuklu \ e hükümlü bulun-i
duğu. olaylann kaynaklan--'
dığı 29. ve 18. koğuşlann^
dağ grubu olarak adlandı-,'
rılanPKK'lilerinbanndığı •
koğuşlar olduğu belirtildi. ,
Diğer koğuşlarda ise ıtiraf-'^
çılâr ve yardım-yataklık,*.'
edenlerin ayn ayn bulun-.'"
duğu ifade edilirken olay- ',
lann tesadüfen görüşe gi-'
den dağ grubundan P- r
KK'lilenn diğer kof uş zi-"
yaretçilerinden yiyecek ve,','
İeğen istemeleri üzenneJ.
çıktığı bildirildi. ^
Raporda. gardiyanlarla ^
çıkan tartışma sırasında iti-"
rafçılarla dağ grubu arasın-
J
da kütürleşmeler yaşandı- ,'
ğı da kaydedildi. Ötopsi ra-,'
porunda 10 tutuklunun ka- '
falarına aldıklan darbeler'
nedenivle travmadan ö\-Ci
dükleri bildirilmişti. ''