24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 EKİM 1996 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Esen Çamurdan 'Çağdaş Tiyatro ve Dramaturgi' kitabında dramaturgi kavrammın tanımlamasını yapıyor 'Dramaturglıık laıruııdaşanıaclf Esen Çamurdan, kitabında dramaturgun veri \e işle\ ini dekonualı\or. DİKMEN GÜRÜN L'ÇARER De\let Tıyatrosu drama- turglanndan Esen Çamur- dan, "Çağdaş Tiyatro \e Dramaturgi" kitabında tı- y atro sanatının \ azgeçılmez bırparçası olan "dramatur- gi" kavramının tanımlama- >ını yapıyor. Dramaturgi \e dramaturgun işlevinı belir- lıyor. Çamurdan, 4 bölüm olarak hazırladığı kıtabına çağdaş tiyatro anlayışının kı^a bır tanlıçesını vcrerek gırivor. Çağdaş tiyatronun bıçimlenmesindeetkılıolan kuramlara değinıvor \ e dra- maturgının e\nmı üzerınde duruvor. Kitabın son bölü- ınü ise dramaturgun yerı \e ışlevıneyönelıkbirçalış,ma. "Çağdaş Tiyatro \e Dra- maturgi" dramaturgi \e dra- maturg kavramlarının bır kez daha irdelenmesı ve bu alanda yaşanan karmaşayı noktalaınak y olunda dikkat- leokunmasi gerekenbırya- pıt. - Kitabınızda ülkemizde dramaturgi \e buradan yola çıkarak dramaturg anlayıs- lannda bir belirsizlik > asan- dığını. bunun da bir ka> ram karmaşasına neden olduğu- nun altınıçiziyorsunuz. Han- gi bağlamda olu>or söz ko- ÇAGDAŞ 1ÎYATO • "Günümüzde dramaturgi çalışması metnin sınırlarını aşmış durumda. Dramaturg da metin ile sahne arasında köprü kuran ya da oyunun yazın dilinden sahne diline aktarılmasında etken olan uzman kişi olarak tanımlanmakta. Yalnız dramaturgi değil. genelde tiyatro eğitimi tiyatro olgusunu, modern sanata damgasını vuımuş olan öteki bilim \e sanat dallarıyla kurduğu ilişkiler bağlamında ele aldığında, çağdaş tiyatro düşüncesini daha iyi aktarabilecek." nusu belirsizlik: Yönetmen- dramaturg ilişkisinde mi, dramaturg iie >önetim ara- sında mı. yoksa tiyatronun tümünü kapsavan bir sorun mu bu? - Çağdaş tıyatro anlayı- şından. çağdas. tiyatroya ba- kiş açısından kaynaklanan bır sorun bu bence ve doğa) olarak yalnızca dramaturg- yönetmen ya da dramaturg- yönetımveyabenzen ılışkı- lcrı değıl. tıyatronun biitü- nünü kapsıyor. Aslında Istanbul Beledı- >esı Şehır Tıyatroları'nda olsun Devlet Tiyatroları'nda olsun. ödeneklı tıyatroların kadrolarında yıllardır dra- maturg olarak çalışan bır ke- sım \ar. amabunların ısle\- lerı genelde oyun okumak \e rapor >azmakla sınırlan- dırılmış. Sonyıllardaprova- lara gırdikleri de oluyor, ne kı >aptıklan ya da onlardan beklenen dıyelım. daha çok bır yapım asistanının yapa- cağı türden işler. Her ikı ku- rumda da çalışmış biri ola- rak hakkı verilerek gerçek- leştırılen bır dramaturgluk çalışmasına tanık olmadığı- mı iöyleyebilirım. - Semih Fırıncıoğlu'yla birlikte çalıştığınız 1991 İs- tanbul De\let Tiyatrosu ya- pımı Büchner'in "Dan- ton'ıın Ölümü" >argaliba. - E\et. ama onu özel bır durum olarak degerlendiri- yorum Semih'le daha önce Adana Devlet Tiyatrosu'nda yaptığımızbırsemınenn so- nucunda "Danton'un ÖUi- mü~nü hazırlamayı düşün- dük Genei müdürlük sun- duğumuz tasarıyı onayla- yınca kollan sivadık ve or- taya, tam anlamıyla birlikte kotarılmış ilginç birçalışma çıktı. Semih bu ış için New York'tan gelmışti \e oraya döndü. Bir daha da benzeri bir çalışma fırsatı olmadı. Oldu. ama hep yabancı yö- netmenlerle. Diyeceğim. dramaturgluk uğraşı ülke- mizde ne yazık ki kurumla- şamadı. - Dramaturgi konusunu biraz daha açsak... - Aslında dramaturgi kav- ramı çağlarboyunca hep var \e gerek izlediğı çızgi ge- rekse yüklendığı anlamlar. değişen tiyatro düşüncesine koşut gıtmış. Yanı herdöne- min dramaturgi anlayışı o dönemin tiyatro düşüncesi- ni yansıtmakta. Orneğin klasık dramaturgide tiyatro daha çok bir yazın sanatı olarak ele alınmakta ve bu- Aydoğdıf nun resim diliyle sunduğu bir var oluş hesaplaşması Ankara Halk Bankası Sanat Galerisi'nde Böyle gelmiş., böyle gitmez Günümüz ınsanı. boyutlan gıttıkçe genışleyen bıryalnızlık seten ıçıne gırmış görünüyor. Basmakalıp düsunceler. normlar. bir örnek davranişlar ıçınde Mkışıpkalmış; merkezkaç mekânlarda ayaklarmdan bağlı sankı! İnsan mı kuş mu bunlar'.' Habip Aydoğduya >ormalt. Konva'nın Aydoğnıus. köyünden Ankara'ya. Ankafa'dan Anadolu'nun dığer kentlenne sonra da yundisina kadar. sonsuz bılınen karanlıkiardan. aydınlıklara açılan bır iş,ıktır Habıp Aydoğdu'nun resımlerı. Sanatçı, e\ rensel ınsan soruıılarını kendıne özgü stılıvle durnuksızın ırdelemekıedır. 8-26 ekıni tanhlerı arasında Ankara Halk Bankusi Sanatj Galemı'nde A>doğdu'nun resim dılıyie ».unduğu bır \ar oluş hesaplaşmasını ızleyeceğız. Ve bu bıtmez tükenmez hesapla^ma yurtıçınden yurtdışına surecek: Pekını Antalya Orkun Sanat Galerısı. aralıkta Istanbul Mıllı Reasürans Sanat Galerisı tanıklık edecek bu coskulu ıçrel gerçeklığın ıfade bıçımıne. Sonra mart - nısan verelını Stuttgart. ma>ısta da Berlın. Re^ım uMalarıııdan Antoni Tapies deneınelerındc. re->samın da ınsancı! bovutta felscfı bıraltvapıja gereksınımı olduğundan MZ edıvor Ressamın ıçrel coşkulannı ve hesapLı^malannı vükledığı vapıtın entelektüel dısıplınlennden (telsete. bılım. polıtık) avnlamavacağı, >anatç.nın ıdeoloıı.sme ılı^kın izler taşıvacağı bır gerçek. Bu anlanıda sanat bır bılgı ka>nağıdır dnebılınz. Tıpkı bılım \a da febefe mbı. Sanatçı. ıçındekı kaosu ko>movı dönti^türürken venı perspektıflere deolanak hazırlavacaktır Habıp Avdoğdu'nun teknığı bu açıdan sövlemek ıstediklernle bütünle^ıvor. Köy-kent çaprazının çalkantılarında tuzağa düşmeden hem de se) ircıve gırış kapıları bırakarak kaosu cvrene dönüştürüvor. Artık \orumsal yanı ağır ba;>an enerjık bır mekând.ısınız. k.u^ değıl. insan bunlar Tu\alle bir iç hesaplaşma İıısanların. gıderek kaotık nıtelıklı "Ne olacak bu halimiz" sorusuna Habıp Aşdoğdu'nun çoğu bu\ük bo\. >enı resımîerı "Bö\ le gelmiş. bö> le gitmez" yanıtını vemorgıbıdır. Daha oncekı yapıtlannda. elı-kolu bağlı. hapısteymiş felenımı veren suskun ve valnız ınsan, tuvalın dıvalektığınde yenı bır sentez sergılı>or Resmın sol vanından sağ vanına e'nenık. etkın bır hareket: adeta bırpatlama! Bu. Habıp Avdoğdu'nun tuvalle bir ıç hesaplaşması ve tüm ınsanlara ılışkın bir cağrısıdır. 198^"ye kadar elverişh olmayan koşullarda çalışan sanatçı. bugün artık kendi atölvesinde bır bınavı ınşa eder gıbı büyük bir özv eriyle. "Bö\le gelmiş. böyle gimıez" mesajını venrıektedır Nietzche "Tan Kızıllığı" vapıtının son bölümünde "Bütüngözüpekkuşlar. uçabildiğince uzağa uçacaklardır. Başka Luşlar. daha da uzağa uçacaklar" dı\ordu va. Bızlere de yol göründü artık. Heidegger'ın bo^luğa fırlatılmış ınsanı yok artık. Gezegenlerı anımsatan boşluğa ılışkın timutsuzluğa da veda bundan bö\le Ozan Ahmet TelÜ "Küçük Vüdızın Son Baladı"nda "E\ren umııtlardan da küçükmüş / Mutsuzluk daha büv ükmüş" dıvor. Avdoğdıı. eskıdcn olsa doğrulardı bu şiin. Ama jrtık alabıldığıne ıımutlu sanatçı. Kınnızı. ortak umudun rengıdır onda. Dennlıklen vankılardolu. Paul Eluard'ın, uvuvakalmi'î erkeklerın ve kadınlann dünvasını terk eden güneşi gıbı hareket etmıvor. "Ha>di uvanın! Çapraşık bir diinvanın. a> rıntıda dehşet. \eren ilişkilerine ka\ gı ile baknıa\ ın artık. O/giirsünü/ \e özgürlüğünüzü diğerierivle pa>laşın. ses >erin. Bö\le gelmiş. bmle gitmez" dıvor. Bu ıçten çağnva katılmaz mısınız? ecameron TürkçedeKültür Senisi - 14. vüzulın ünlü Italvan\azarıGio\anniBoc- cacio'nıın 1349-1353 vıllan ara- sında >azdığı başvapıtı "Decame- ron' Rekin Teksoj çev ırisıv le ek- sıksız ve sansursiiz olarak Oğlak Yavınlan'ndan vavımlandı. Dönenıın Italva'sında dın kıs- v esı altında dönen dolaplan v e al- datmacaları açığa vuran kıtapta. Boccacıo'nun kaleme aldığı 100 6>kü bulunuşor \eba salgının- dan kaçnıak uzere bır ara\ a gelen \edı kadııı ve üç erkeğın on gün bovunça bırbırlerıne anlartıklan hıkâveler. sevenlerın.özellıklede seven kadınlann acılarını konu alıvor Her günü bır kral va da kralıçenın vonettığı toplantılar ılk günlerde Fıesole dola> larında bır evde. daha sonra ıse bir şatoda yapılır. İşlerı nedenıvle sık sık ıızak ülkelere gıden kocalannın dönüşünü beklemekle ömür tü- keten kadınlara ıthafen yazılmış Decameron'un. dılı ise bugünkü Italyancadan farklı dönemin La- tınee ile kanşmıj halk dılı Öncekı gün İtalyan Kültür Merkezfnde kitabın tanıtımı ıçın düzenlenen programda Deniz Türker: Burhan Şeşen ve Büleııt Ergüder'ın müziklerı eşlığınde Decameron'dan üç övkü okudu. Program sonunda Boccacıo ve Decameron üzerıne konuş,tuğu- muz Rekın Teksoy çevınnın ıkı vılda tamamlandığını sövledı Bugünkü Italyaneadan son dere- ce farklı birdille yazılmış kitabın çev rılmesiyleılgilı olarak: "Boc- cacio"\u çevirirken. onun kullan- dığı kelimclerin bugünkünden farklı olarak başka anlamlannı içeren bir sözlükten vararlan- dım" dıyen Teksov. kitabın öne- ıııını: "Kitabın önemi bence şun- dan kavnaklanıvor: Boccacio.ça- ğının otoritesi kiliseve başkaldın- >or. Bir süre sonra gelecek olan mdınlanmamnöncülüğüninapt- >or dKebiiiriz. \'e çok geniş bir in- san>elpazesini ele alı\or. Kilisenin din kisvesi adı altında nasıl insan- ları sömürdüğünü gösteriyor. Bence özellikle ülkemizin içinde bulunduğu koşutlaria paraiellik kurmaya kalkışırsanız. Bocca- cio'nun Decameron'da dedikleri son derece önemli. Isrivorum ki. özellikle genç kuşaklar Decame- ron "u okusunlar" sözlenyle dıle getırdi. Deniz Türker'in başanlı vorumu ve Burhen Şeşen ile Bû- lent Ergüder'ın müziklerınden oluşan program. 10 kasım günü saat 17.30'da Atatürk Kültür Merkezfnde tekrar edilecek. Muazzez Kurdoğhı yaşamıni yitirdi Kültür Senisi- Thatro oyuncusu \e Sinama sanatçısı IVluazzez Kurdoğlu. teda\i gördüğü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde \efat etti.Kurdoğlu. sanat >aşamı bovunca Elekrra-Antigone, Otelci Kadın. Cadı Kazanı gibi 90'ın üzerinde oyunda rol aldı. Sanatçı, Kültür Bakanlığı ve Devlet Bakanlığı'ndan çeşitli ödüUerie onurlandınldı. Sanatçı için 21 ekim pazartesi günü Istanbul Devlet Tivatrosu Taksim Sahnesinde bir tören düzenlenecek. Sanatçının cenazesi Erenköy Galippaşa Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra İçerenköy Mezarlığında toprağa verilecek. 'İznikMaşrapa' altı milyara alıcı buldu Kültür Ser- visi - Antik Eş- ya Müzayede Organizasyon- ları ve Tıcaret Anonim Sirke- tî'nin 180. mü- zayedesi dün saat 14.00'te Svvissotel Balo S a l o n u ' n d a gerçekleştı. Her bırı eks- perlerce seçi- len çok değerli 250 esenn satışa sunuldu- ğu müzayedede en yüksek fiyatla alıcı bu- lan eser 'İznik Maşrapa' oldu. Altı milya- ra satılan 16. yy. İznik Maşrapa. Kütahya- lı Ibrahım diye adlandırılan mavi-beyaz İz- nik seramığı. ŞefFaf sır altı, boyun bölü- mündekı ıkı sıra sülüs. şışkın gövdesini sı- nırlandıran zerecek bordürlerı ve rumıli sti- lize bitkisel motıflerle dıkkat çeken maş- rapanın benzerleri Sevres Seramik Müze- si. Londro Victoria \e Albert Museum, Topkapı Sarayı Müzesi ve Sadberk Hanım Müzesfnde bulunuyor. Kısa bır süre önce kaybettiğimiz sanat- çı Zeki Müren'in ressam İbrahim Safi ta- rafından tu\ale aktarılan gençlik dönemi portresı ıse müzayedede 550 mılyona alıcı buldu. radan yola çıkarak oyun ya- zarlığı ile drama sanatının kurallan üstündedurulmak- tadır. Sahneleme çalışma- sında da metne baglılık aranmaktadır. O>sa modern tiyatro anlayışıyla birlikte oluşan çağdaş dramaturgide ağırlık metinden sahneye doğru kaymış, yazınsallığın yerini tiyatrosallık almıştır. Yine aynı bağlamda, eski- den "oyun yazan" demek olan dramaturg sözcüğü çağdaş dramaturgi anlayı- şıyla birlikte yeni işlevler üstlenmiştir - Peki ya seyirci? - Dikkat edilecek olursa, tiyatro sanatının gelişimi her zaman seyircinin gelişimine koşut gitmiştir. Öyle ki Fransız araştırmacı Bernard Dort, başta Fransa olmak üzere Avrupa ülkelerinde iz- lenen yeni tiyatro düşünce- sinin doğuşunu seyircinin nitelik ve niceliksel olarak gelişmesine bağlar. Bir baş- ka açıdan bakacak olursak dabenzerbirdurumlakarşı- laşınz: Modern tiyatroyu hazırlayan yapısal sahne de- ğişimleri seyircinin varhğı- nı, buradan yola çıkarak da onun bakışının dikkate alın- masıyla gerçekleşmeye baş- lamıştır. Eskiden bir nokta- da, sahnede odaklanan ba- kış, sahne sınırlannın kaldı- nlmasıyla.yani sahnenin sa- lona taşması ya da dışanya çıkmasıyla tiyatro uzamın- da gezinmeye başlamıştır. Öte yandan değişen tiyatro anlayışıyla birlikte seyirci- den daha bilinçli olması. sahnede olup bitene katkıda bulunması beklenmektedir artık. Çağdaş tiyatroda se- yırciden tüketici dcğil. üre- tıci olması istenir. Oyun se- yircı için vardır, ama onun- la birlikte oluşmaktadır. - Kitabınızın bir yerinde çağdaş tivatroda metnin sah- neden so\utlanamayacağını söv lü\or. ardından sahnenin de tiyatro olgusundan, yani tiyatro binasının mimarisin- den. sahne biçiminden,oyun- culuk biçeminden. seyircinin yapısından soyutlanamaya- cağını ekliyorsunuz. \e tiyat- ro tarihinde dramadan tivafc, roya geçişin tiyatro düşünce- sinin evriminigöstermesi ba- kımından önemini \-urgulu- yorsunuz. Drama ile ti>îitro- nun ayıncı özeüikleri neler- dir ve söz konusu evrimde nasıl bir rol oynamışlardır? - Az önce değindiğım gı- bi modern tiyatroda sahne sı- nırlannın aşılması ve seyir- ciyi de kapsayan geniş bir alanauzama yayılması. bir bakıma sahneysalon işbirli- ği, kanımca drama ile tiyat- ronun en önemli ayıncı özel- liğini oluşturur. Keir Elam, "The Semiorics of Theater and Drama" adlı kitabında dramanın sahneyle yani sah- nedeki kurgu ve onu olu$tu- ran tüm öğelerle sınırlı kal- dığını belirtirken, tiyatronun seyırciyı. gıderek metni *ti- yatrolaşüran" tüm iç ve dış öğeleri içeren bir olgu oldu- ğunu belirtir. Elam'm dra- madan tiyatroya geçiş olarak degerlendirdiğı olgunun sahneden tiyatro uzamına geçiş olarak ortaya çıktığını düşünüyorum. - Bizde durum nasıl? Mo- dern tiyatronun bu açılımı bizde nasıl gerçekleşiyor? - Bizde son yıllarda özel- likle genç topluluklann, sah- nenin smırlannı zorlayan ye- ni bir tiyatro dili anlayışına gırdikleri görülüyor. Ne ya- zık ki bunlann çoğu bir bi- çim arayışınm ötesine gide- miyor. Değişik yerlerde de- ğişik uzamlar yaratılmaya çalışılıyor. İtalyan sahnenin boyutlanyla oynanıyor, ama bunlar dediğim gibi çoğun- lukla biçimsel düzeyde kalı- yor. Metin uzama eşlik et- mekle yetiniyor sanki. Mo- dern tiyatro arayışı denilince bizde akla ilk ve hatta tek ge- len, biçim arayışı. Bu yakla- şım bir bakıma doğru, ama eksik; yeni bir biçim, ileti- siyle birlikte varsa bir anlam kazanır, öteki türlü biçimsel- likten kurtulamaz ve tiyatro gıderek kendi kendinın ama- cına dönüşür. Işte bu noktada oyun met- ninin, onu okumayı bilrne- nin önemi ortaya çıkıyor. Ül- kemizde bu, genellikle pek de önemsenmeyen ve daha çok oyunun konusunu anla- mak. sahnede ne olup bittı- ğini saptamak için yapılan bir eylemdir. Oysa bır tiyat- ro metnini doğru olarak oku- ma onu dogru bir biçimde sahnelemenın ilk %e vazge- çilmez koşuludur. Yabana atılacak bir iş değildir, cıddi bir uğraş gerektırir. tnsanın tüm bilgi ve birikimini sefer- ber ettiği, oyunu kendi için- de ve sahne bağlamında çö- zümlemeye başladığı ilk ba- samaktır, sonuç olarak bi- linçli bir dramaturgi çalış- ması ıster. BUAŞAMADA ŞÜKRAN KURDAKUL Zorunlu Yinelemeler Mevlânâ olumsuzluklar karşısında duyduğu tep- kiyi geleceğe yansıtma gereksinimini duyduğu za- man, onun sevdiği deyimle yazayım, "kükreyen bir arslan gibi" meydan okur Mesnevfde: "Söz söylemen senı hapse tıktı." (C.l. sf. 146).. "Ama söyle.. Söz ayıp olmaz. Ayıptan başka şey görmeyenlere ayıptır.." (C.l. sf.159) Yeryertanım getirmekten de alamaz kendini: "Herkesin doğruyu işıtmeye kudretı yoktur. "(C.l. sf. 221) Yaratma veyasak.. Bu iki gerçek birbirlerine karşın var olma savaşı- mı verdi yüzyıllar boyunca. Bizimkiler yaratmayı sürdürdüler, onlar yasakla- mayı. Bizimkiler geleceğe doğruydu. Onlar tarihin çöplüğüne. • • • 1876'dan itibaren bu ülkenin aklı başında insan- ları anayasalardan eksik olmayan şu hükümle sus- turulmak istendi: "Matbuat kanun dairesinde serbesttir." Böylece Hüseyin Rahmilerden, Halikarnas Ba- lıkçılanndan itibaren yuzlerce yazarımız, edebıyat adamımız bu "kanun dairesinde serbestlik" nede- niyle ya sıkıyönetim mahkemelerine çekildiler, ya ağır ceza yargıçlarının karşısına. Ittihat ve Terakki'den günümüze kaç dönem. Bugün de düşünmeyı ve düşündüklerini açıkla- mayı insanoğlunun birincil niteliği sayanlarımıza düşman gözüyle bakıyoruz. • • • Çağdaş bilim, yargıyı, yasamanın güdümüneal- mayı amaçlayarak hukukun kendi çıkar düzenleri- ni koruma duruma getirilmesini "hukuk makinesi" olarak adlandırıyor. Yakın tarihimizde unutulmaması gereken olaylar yaşadık. Osmanlı'nın son döneminde Mustafa Kemal ve arkadaşlarını, Kürt Mustafa Divan-ı Harbi olarak anılan asken mahkemede ıdama mahkûm ettiler. Divanı oluşturan kışilerin verdiği bu karar da elbet bir yasaya dayanıyordu. Âma istem, emperyalizmın ikinci sınıf kumanda- larına boyun eğen Osmanlı devletlilerinden geldi. Uygulama "hukuk makinesi"nden. • • • • Attilâ llhan, Izmir Savcılığı'na götüruldüğünde on yedisine basmıştı henüz. Adı Demokrat olan Parti'nın egemenleri, halkçj gazetesindeki yazılarından ötürü Hüseyin Cahrt Yalçın'ı cezaevine gönderdiklerınde seksen yılı ge- ride bırakmıştı. Attilâ hangi açıdan bakıyordu dünyaya.. Hüseyin Cahit hangi açıdan. Yıllaryılıdünyagörüşüayırtetmeksizin.dededen toruna düşünürlerin karşısında yer aldı düşünmez- ler ordusu. Loncamızın kürtür mirasına dokunamadılar ama. Yasak mı tanır insanoğlunun düşünme gücü.. Iştetoplum, iştesiz. Doğru bulmuyor musunuz? Varsa, karşıt düşün- ceniz ne güne duruyor? • • • Türkiye Büyük Millet Meclisı'ne egemen olan par- tilerin düşünebilen üyelerine sorma hakkımı kullan- mak istiyorum: Yaşar KemaFin o yazısından sonraki tartışma ortamı mı demokrasiye yakışıyordu.. Türkçemizin en güzel romanlarını yaratan yazarımızı Devlet Gü- venlik Mahkemeleri'nde yargılamak, cezalandır- mak, verilen cezayı onamak mı?.. Sajjlıklı Beslenme Karikatiir Yarışması •Kültür Senisi - Karikatürcüler Derneği ve Abbott tlaç Firması'nın Naturel dergısının katkısıyla düzenlediği 'Sağlıklı Beslenme Kankatür Yanşması'nın sonuçlan açıklandı. Mustafa Eremektar (Jürı Başkanı). Kankatürcüler Derneği adına Necati Abacı ve Erdoğan Bozok, Kadir Doğruer. Mahmut Akgün. Kâmıl Yavuz. Abbott şirketinden Alper Kazanoğlu, Özlem Kuşçu ve Mehmet Kıraç'ın oluşturduğu jüri büyük ödülü Behıç Yalçın Ayrancıoğlu'nun karikatürüne verdi. Başan Ödüllerı, Mehmet Kahraman. Mümin Durmaz ve Cemalettın Güzeloğlu'nun olurken Jüri Özel Ödülleri'ni Ismail Biret. Raif Gökkuş ve Vl.Yiğit Özgür'ün çalışmaları kazandı. Denizli Plastik Sanat Kolonisi •Kültür Senisi -1. Lluslararası Denızlı Plastik Sanat Kolonisi, 29 ekime dek süriiyor. Avrupa'nm kendi dallannda uluslararası üne sahip 13 plastik sanatçısı ve ülkemizin tanınmış ressamlannın yer aldığı etkınliklerle Türkıye'nın ilk plastik sanat kolonisi kurulması amaçlanıyor. Makedonya'dan 5, Japonya'dan 1. Bulgaristan'dan 2, Yugoslavya'dan 2. Sırbistan'dan 2, Italya'dan 1 ve Türkiye'den Şekip Oğuz. Nihat Kahraman. Metin Yurdanur, Yaşar Çallı. Mustafa Dinletir, Celal Günaydın, Emın Güler ve Alı Baloğlu'nun katıldığı kolonı çalışması uluslararası kardeşlik. dostluk ve banş duygularını yeşertmek amacını güdüyor. British Council'dan sinema densleni • Kültür Senisi-BrıtıshCouncıl'ın 1996-1997 yılı ders programı 24 ekım'de başlayacak.Bu yıl, geçen yıllarda verilen 'Kadın Çalışmalan ve Sinema'nın yanısıra 'Popüler Müzık ve lletışim' başlıklı derslerde programa katıldı.Sinema derslerini. Cem Taylan. Selım Eyüboğlu ve Tül Akbal-Sualp. Popüler Müzik ve tlettşım dersini ise Feza Tansuğ v erecek. Aynca programda başanlı olan öğrencilere tngıltere'de araştırma bursu venlecek. Sekız hafta sürecek olan derslerle ilgıli olarak aynntılı bilgi sahibi olmak ısteyenler. British Council'e (252 74 74) başvurabılirler. MSU'de şenlik vap •KültürSenisi-MimarSman Lniversıtesi Fen- Edebıyat Fakültesi"nde 23 ekım çarsamba günü saat 13.0O-18.0O arasında Fen- Edebıyat Fakültesi Kültür ve Sanat Kulüplerınin açıhş şenlığı yapılacak. Şenlıkte, Kumdan Kaleler. Muammer Ketençoğlu. Mask, Komeçia ve Denız'in Klasık müzik Gıtar Resitalı dinlenebilecek.Şenlik ücretsız olarak ızlenebılecek. Mattepe'de karma sergi • Kültür Sen'isi - Ressam Ahmet Arıf Kızılyalın'la, ağaç işlemecısı Sevim Acım'ın ortaklaşa düzenledikleri karma sergı. yann Maltepe Belediyesi Dr. Füsun Kahveci Sanat Galerisi'ndeaçılıyor. 3 kasıma kadar sürecek sanat etkınlığınde emeklı Emniyet Müdürü Ahmet Arıf Kızılyalın'ın yağlıboya tablolan ile mimar Sevim Acıman'ın ağaç oyma eserleri sergilenecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle