27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Î6 EKİM 1996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Birleşmiş Milletler'e sunulan Dünya Yoksulluk Günü ile ilgili rapora göre 20 milyon nüfıısun karnı doymuyor Türkiye'ııin üçte biri yoksul Yoksul nüfusun; Sektörlere göre; tarımla geçtnen tanm-drçı nOfusun oturuyor. yoksul. Yoksul nüfusun bölgelere göre dağılımı Karadeniz Akdeniz Doğu, G.Doğu AnadoJu • "İnsan Kaynaklan Gelişim Raporu 1996" adlı raporda, ulaşım. barınma gibi diğer zorunîu giderlerin dışında gıda için aylık harcanabilirgeliri 27.30 doların (bugünkü kurla yaklaşık 2.5 milyon lira) altında kalanlar "'yoksul" sınıfına giriyor. Bu ölçüte göre. Türk vatandaşlannın yiizde 29"u. yoksul sayıhyor. Ekonomi Servisi- Nüfusu 60 milyonuaşan Türkiye'de, herüçva- tandaştan biri yoksul. Ekonomik \e siyasi açıdan Avrupa Bırliği ile bü- tünlesmenin hedeflendiği bu dönem- de. Türkiye'nın yoksulluk oranı Bre- zilya, Iran. Panama gibi ülkelerle aynı sınıfa giriyor. Birleşmiş Milletler Uluslararası Kalkınma Örgütü"nün tanımlama- sına göre 20 milyondan fazla Türk vatandaşı. günde 2450 kalori ala- madığı i«^in 'yoksul' tanımlamaM içinde yer alıyor. Birleşmiş Milletler rarafından I 7 ekim olarak belirlenen "Dünya Yok- sulluk Günü'" ile ilgili olarak \a- ymlanacak "Human Development Report 1996" (İnsan Kaynaklan Gelişimi Raporu 1996) adlı araştır- manın. Türkiye Ekonomik \e Sos- yal Etüdler \'âkfı (TÜSES) tarafın- dan hazırlanan bölümünde Türki- ye'dekı yoksulluğun boyutları ile il- gili oldukça carpıcı bir tablo ortaya konuldu. Raporda. 1987 fiyatlannı baz alan değerlendirmeve göre. ula- şım. barınma vb tiim zorunlu gider- lerçıkarıldıktan sonragıda için har- canabilir aylık gelirı 27.30 doların (bugünkü kurla vaklaşık 2.5 milyon lira) altında kalanlar "yoksul" sını- fına giriyor. BM tarafından yapılan hesapla- ma.kişinin bir gün içinde almasıge- reken gıda miktarı ölçüt alarak ya- pılıyor. Bu ölçüte göre. Türk vatan- daşlannın yüzde 29u. yoksul ta- nımlamasına giriyor. Ancak BM bu tanımlamayı \aptiktan sonra, "Ki- şinin yoksul olduğu belirlenebilir. Ancak bu kişinin ne kadar fakir olduğunu. bu fakirliğin derecesi- ni tespit etmek mümkün değil" itirafında bulunuyor. BM'nin bu tanımlaması. De\let Planlama Teşkilatr'nın sınıflandır- ması ile çelışiyor. DPT. yoksulluğu kişi başına düşen Gayn Safi Milli Ha- sılamiktannı ölçüt alarak hesaplıyor. Bu ölçütten yola çıkan DPT. topl'am nüfusun yüzde 14.2'sinin yoksul ol- duğu sonucunu \anyor. Bölgeler arası sıralama TÜSES tarafından Birleşmiş Mil- letler adına gerçekleştirilen araştır- ma. yoksulluğun bölgeier arası da- ğılımı hakkındadadikkatçekici so- nuçlara \arı\or. Araştırmaya göre yoksulluk. Güney \e Doğu Anado- lu'da odaklanıvor. Yoksulluk içinde yaşayan vatandaşların yüzde 30"u Güney ve Doğu Anadolu Böl.ge- si'nde, yüzde 19.7"si Akdeniz Böl- gesi 'nde. yüzde 16. l'i de Orta Ana- dolu Bölgesi'nde yaşıyor. Fakirlik. tanmla uğraşan aileler- de daha çok rastlanıyor. Tanmsal fa- aliyetlerle geçinen kesimın yüzde 70'i fakir. Buna karşın tanm dışı ke- simin yüzde 25'i. ticaretle uğraşan kesimin de yüzde 20 si yoksulluk sı- nın içinde bulunuyor. Oneriler Birleşmiş Milletler'in araştırma- sında yoksulluğun önlenmesi için de\ letin uyguiaması gereken başlı- ca iki politika öneriliyor: - Yeni istihdam olanakları yara- tılmalı. Kendı işini kurmuş kişilere daha fazla kaynak desteği \erilme- li. Me\ cut işgücünün yetenekleri ar- tırılmalı. - Yoksulluk sınınndaki vatandaş- lann alım güçleri devlet tarafından artınlmalı. De\let. yoksullara doğ- rudan yivecek. giyecek. konut. yar- dımında bulunmalı. Sosyal güven- lik politikalan. yoksulları korumay ı hedef almalı. Libya hükümeti, Türk müteahhit alacağına 60 milyon dolar ödeme talimatı verdi Kaddafi'den sürpriz CANAN SOVSAL Başbakan Necmettin Erbakan'ın olaylı Libya gezisi \e kamuoyunun gösterdigi tepki üzerine alacaklanndan umudunu kesen Türk müteahhıtler Kaddafi'nın sürprızı ile karşılaştılar. Libya Devlet Bakanı \e Libva-Türkiye Karma Ekonomik Konsevi (KEKl Eşbaşkanı Matuk Muhammed Matuk'Ia aörüşen Lıbyada Tşyapan Müteahhıtler Birlıği Genel Sekreteri Cem Aktamar. Lib\a Merkez Bankasfna ödeme talımatımn dün yapıldığını belirtti. Aktamar'ın .. yaplığı açıklamaya göre daha önce 40 milyon dolar (yaklaşık 12 milyon dinar) olarak açıklanan tutar. buradaki 25 Türk fırmasına verilecek olan 20 milyon dolarlık (yaklaşık 6 milyon dınar) iç ödemeyle birlıkte 60 mılyon dolara ulaşiı. Aktamar. \asal prosedürün dün tamamlandığını \e Libya Merkez Bankası ile Hazine Nİüsteşarlığı arasında yapılacak görüşmelerden sonra ödeme takvımınin bellı olaeağını kaydererek. "Gerekli ödeme bügün de yapüabilir yann da. Herşey iki kurum arasındaki görüşmenin sonucuna bağlı" dıye konuştu. Aktamar. 60 milyon dolardan 40 mılyonunun Hazine Müsteşarlığf na transfer • Yasal prosedür dün tamamlandı ve Libya Merkez Bankası ile Hazine Müsteşarlığı arasında yapılacak görüşmelerden sonra ödeme takvimi belli oJacak. edıleceğtnı. gen kalan 20 milyon dok'nn ise burada iş yapuıı Türk fırmalannm hesaplarına 'Libya dinarı' olarak yatınlacağını ifade etti. Ödemenin gecikmesi konusunda Libya'dan yapılan açıklamaya da deginen Aktamar, iözlerıni şöyle sürdürdü: "KEK Eşbaşkanı Matuk. ödemcdeki gecikmenin Türk firmalannın borçlarından kaynaklandığını söyledi. Libya hükümeti, buradaki firmalann borçlannı a\ıkladıktan sonra. hangifirmaya ne kadar para ödenecefini hesaplamış. Alacağı borcundan fazla olan tüm firmalara ödeme yapılacağı garantisi verildi." Aktamar. Erbakan'ın Libya gezisi sırasında Kaddafi'nin yaptığı açıklamalar ve buntın sonucunda kamuoyunda oluşan tepkiler nedeniyle Türk müteahhitlerin ödemeler konunusunda umıjtsuzluğa düştüğünü hatıriatarak. "Alınan bu karar bize yeniden umut verdi. Ayrıca 40 mihon dolar olarak açıklanan ilk ödemenin 20 mihon dolar daha arttınlması gelecek için umutlarımızı daha da arttırdı. Arzumuz. \atinnilanmizi kaldığımız yerden sürdürmektir." Dünya Bankası nakit kredi yerine, kredibilitesi düşük ülkelere kefil oluyor Riskli ülkelere 6 güven kredisi' Ekonomi Ser\isi- Az gelış- miş ülkelerde siyasi istikrarsız- lık nedeniyle yatınmdan kaçan özel girişimcileri harekete ge- çirmek isteyen Dün>a Banka- sı, 'projelere doğrudan kredi vermek' şeklindekı geleneksel politikasını değiştinyor. Banka bunun yenne. söz konusu ülke- lerde özel sektörü yakından et- kileyen belli başlı polıtikaların bel Ii bir \ adede değişmeyeceği- ne kefil olmaya başlıyor. Dünya Bankası. Ortadoğu \e Kuzey Afrika Bölgelerinden So- rumlu Başkan Yardımcısj Ke- mal Deniş, projenın ilk etapta Afrika ülkelerini kapsayacağını ancak gelecekte Türkiye'nin de yararlanabileceöini söyledi. Der- v iş bunun Türkiye için de uygu- lanması halinde özel sektörün su dağıtımı. enerji \e telekomi- nikasyon sektörlerine yatırım yapmaşabaşlayacağını söyledi. Dünya Bankası ve Avrupa Birliği tarafından ortaklaşa dü- zenlenen 'Ortadoğu >e Kuzev Afrika'da Özel Sektör ve kamu Sektörü" adlı konferansta. Dün- ya Barkası tarafından geliştiri- len yeni proje tartışmaya açıldı. Dünya Bankası Başkan Yardım- cısı Kemal Derviş.yeni projeyi. şöyle özetledi: "Özel sektörü.- yannm \apmaktan kaçıran siya- siriskleringerçekleşmeyeceğine kefil oluyoruz. Hükünıete gü- venmeyen özel sektör bizim ke- falttinıizi görünce yatınma \ö- nelecek." Den iş, kefil olacakla- n politikalara yönelik şu örnek- leri verdi: - Fiyat politikasında istikrar - Dö\ iz kurunda aşın dalga- lanmalara izin v ermemek Dünya Bankası \e AB'nin ortak düzenlediği •Ortadoğu \e Kuzey Afrika'da Özel Sektör \e Kamu Sektörü' adlı konferansta. Dünya Bankası'nca geliştirUen yeni projeyi Başkan Vardımcısı Kemal Derviş ıçıkladı. Erdoğan y dan Boğaz y a tüp geçit sözü Ekonomi Servisi- İstanbul Büyükşehir Başkam Recep layyip Erdoğan Başbakan Necmettin Erbâkan tarafından açıklanan 2. Kaynak paketinde yer alan istanbul Boğazı'na Tüp Geçit projesinin yanı sıra, tstanbul'da trafik sorununu çözecek projelerin tamamlandığını söyledi. Dünya Bankası tarafından düzenlenen toplantıya katılan Erdoğan, şu çalışmalara yönelik çalışmaların bittiğini söyledi: • Sarayburnu'ndan Harem'e tüp geçit. • Taksim. 4. Levent arasındaki metronun Yenikaprya bağlanması. • Tuzla ile Harem arasında hafif rayiı sistemin inşası. • Esenler-Güngören-Bağcıîar-İkitelii'yi kapsayan hafif rayiı sistem inşası. Tayyip Erdoğan. "İstanburda biiyük aftyapı >atınnılanrıa girmek çin yerli \e yabana şirketferle ortaklık etmeye hazır olduğumuzu huzuriannda ifade ediyorum" şeklinde konuşarak Dünya Bankası yetkililerinin dikkatini çekmeye çalıştı. Projenin ilk etapta kendi gö- re\ alanı olan Ortadoğu \e Ru- zey Afrika ülkelerinde u\gula- nacağını \ urgulayan Kemal Der- viş. projenin uygulanabilırliği görüldüğü takdirde Türkiye'nin de bu taktikten faydalanabile- ceğine dikkat çekti. Kuzey Af- rika ve Ortadoğu ülkelerinin özel sektörle Türkiye "den çok daha geç tanıştığı için bu ülkelere ön- celik verildiğini \ urgulayan Ke- mal Den ış. şunlan söyledi :"*Özel sektörü büyiik a/t yapı yatınnı- larına nasıl çekebileceğimizi dü- şünerekyolaçıktık. Adı geçen ül- kelerde özel sektör tarafından yapılan yıUık alt yapı yatınmla- rı 200 milyon dolar düzeyinde. Bunu 3 miKardolara çıkartma- > ı hedefliyoruz. Bu sayede bu ül- kelerde bin 200 dolar olan kişi ba- şına düşen milli gelir de 20 yıl içindeiki bin yıizdolara çıkacak." BENCE Macar Özelleştirme îdaresi Türkiye'deilan yoluyla müşîeri arıyor Macaristan KİT'leri Türkiye'de 'görücüye' çıkacak Ekonomi Seryisi-Macaristan Özelleştınrıe Idaresi Türkiye'de gazete ilanlan ile KlTlerine müşterı arıvor. "Macaristan ekonomisi yabancı yatırımcılara kucak açtı" dı\e gazete ilanlan \eren Macaristan Özelleştirme îdaresi Genel Müdürü Bela Künszler, 100"den fazla tesısin satışa çıknğını duyurdu. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in konuğu olarak bugün Türkiye"ye resmi bir ziyaret \apacak olan Macaristan Cumhurbaşkanı Arpad Görecz \e berabenndekı heyet yeni ış imkânlarını araştıracak. 35 firma temsilcisınin yer alacağı Macar heyetinde Budapeşte Ticaret \e Sanaşi Odası Başkan Yardımcısı. Macaristan Eximbank \e Kalkınma Yatınm Bankası ve çok sayıda firmanın üst düzey temsilcisinin yanı sira Özelleştirme İdaresi Genel Nfüdürü Bela Künszler de bulunuyor. Türkne'dekı temaslarından önce basına ılanlar \ererek Türk işadamlarına ulaşmaya çalışan Künszler. "Sadece Macar bankalan değil çok büyük endüstri ve alt >apı çalışmalannda bulunan kuruluşlar da kendilerine yabancı ortak anyorlar. Örnek olarak Türkiye pazanmnyakından tanıdığı Ikanıs'u gösterebiliriz. Yine geçen yıl 1 mihon 200 bin yolcu taşıyan uluslararası ha\ayollan Slalev Rt de bir diğer kuruluşu" diyerek kurumlann özellıkleri hakkında da bilgı \erdi. Orta ve Doğu Avrupa'ya vapılacak özelleştirme yatınnılarını çekıci kılan tek öğenin v üksek kaliteli yönetim teknıkleri olmadığını ifade eden Künszler ilanda şu açıklamalara \ er \ erdi: "Macar işgücünün kalitesi \e düşük ücret se\ iyesi de cazibesini arttınyor. Bu faktörier. yatınmcılara iyi planlanmış yatınmlann \ üksek kâr sağlayacağını garanti edi>or. Generai Electric, Pepsi Cola \e Generai Motors gibi firmalann Macaristan'da >atınm yapmalan kaza değil bilinçii tercihtir." The Hungarian Economy is Open to Foreign Investment 7 ~ * r . .. Ses çıkaran koltuğun akıbeti bilirkişiye bağlı HULYA C3ENÇ Cumhuriyet Gâzetesi TurKocagı Cad 39y*1 Cağ3loQlw'ISTANBUL TEL. 512 OS O5 FAX. 514 O7 51 Y ataş Bursa bayiinden haziran ayında Amerikan stili yataklı bir koltuk aldım. Yaslanıldığında koltuğun sırt alt bölgesinden ses gelmesi üzerine bayiye şikâyetimi ilettim. Bunun üzerine İstanbul ana bayiinin denetim elemanları gelerek koltuğa müdahalede bufundular. Sorunu giderdiler ama koltuk orijinal bombeli görünümünü kaybetti. Ertesi gün arayıp, hatalarını telafi etmelerini istedim. Bakım için gelen servis yetkilileri, koltuğun sağlam olan tarafını da hatalı bölüme uydurmaya çalıştılar. Yeni aldığım koltuğun arka bölümünde farklı deformasyonlar meydana geldi. Bu durumu Bursa bayiine aktararak, benden kaynakfanmayan bir hata yüzünden koltuğu kullanamayacağımı ve değiştirilmesi gerektiğini söyledim. Onlar ise yapılacak bir şey olmadığını söylediler. Bunun üzerine İstanbul'daki ana bayi ile temas kurdum. Bana elemanların verdiği bilgi dahilinde sorunun giderildiğini ve koltukta hiçbir şey olmadığını söylediler. İlgisiz yaklaşım sonucu Kayseri'deki Yataş fabrikasını aradım. Beni kısa bir süre sonra arayacaklarını söylemesine karşın, hâlâ bir cevap alamadım. Defalarca aramam sonunda, İstanbul ana bayiinden aldığım yanıtı yinelediler. Anlaşılan bunlar bir oyalama taktiği idi. Yataş'ı tüketici bu şekilde maddi-manevi anlamda zor durumda bıraktığı ve duyarsız kaldığı için kınıyorum. Nihal Türkmen/BURSA Elsa'nın jesti sevindirdi Çamaşır makinemizin eskiyen atık su hortumunu Elsa AŞ'nin ürettiği hortumla yeniledim. Fakat hortumdaki gözte görülemeyecek kadar büyüklükteki bir delikten fışkıran su, makinentn motorunun yanmasına neden oldu. Makinemizi tamir ettirdikten sonra. üretici firrnanın adresini bilmediğim için ürünü pazarlayan fırmaya şikâyetimi ilettim. Pazarlama şirketi sayesinde ulaştığım üretici firma, masrafım olan 4 mityon 250 bin lirayı çekle ödedi. Gösterilen duyarlılık için Elsa AŞ'ye teşekkür ediyorum. Ali Adnan Feyizoğlu T üketici Yasası, tüketicilere ayıplı bir malın değiştirilmesi. tamir edilmesi ya da paraşının iade edilmesi hakkını veriyor. Üretici ve satıcı firmalar ise garanti süresi içinde bulunan bir ürünün ücretsiz tamir edilmesini tercih ediyorlar ve değiştirme kararına sıcak bakmıyorlar. Okurumuz Nihal Türkmen'in başına gelen olay da buna güzel bir örnek. Herhalde hiç kimse yeni satın aldığı bir koltuğun arkaya yaslanıldığında garip sesler çıkarmasından hoşlanmaz. Avuç dolusu para ödeyerek satın aldığı yeni bir ürünün tamir edilmesini tüketici kabul edebilir, ama koltuğun ses çıkarmasını engellemek amacıyla "orijinallığinin bozulmasına" tahammül etmesi beklenemez. Okurumuz Nihal Türkmen'in şikâyetini ilettiğimiz Yataş Müşteri Hizmetleri Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada, koltuktaki sesin giderilmesi için yapılan bakımın orijinal dizaynı bozmayacağı iddia ediliyor. Kottuğun arka kapak perçinlerinin açıldığını söyleyen yetkililer, "sesin" yay karkasın iki ucunun birbirine sürtünmesinden dolayı çıktığını hatırlatarak, "Yayları birbirine îutturan naylon iplerden bir tanesi 10 cm kesilmiş. Kesilen ipin yerine ev sahibinden alınan ip bağlanmış. Bu işlemlerin koltuğun genel dizaynında herhangi bir deformasyon veya şekil bozukluğu yapması söz konusu değildir" diye konuştu. Okurumuzun koltuğu başka bir desenle değiştirmek istediği için "Koltuğun orijinalliği bozuldu" şeklinde açıklamalar yaptığını iddia eden Yataş yetkilileri, olaya iyi niyetle yaklaştıklarını ileri sürerek, "Eğer müşterimiz kabul ederse tarafsız bir bilirkişi tespiti yaptırıp, alınacak karara uyacağız" şeklinde açıklama yaptılar. Koltuğun akıbeti bilirkişi tarafından verilecek rapora bağlandı. • İZZETTİJN ÖrVDER Kimin Çıkarına Hizmet! Geçen cumartesi günü Aliağa'da. Petrol-lş'in ter- tiplemiş olduğu çok anlamlı bir toplantıya katıldım. Toplantıda Ankara'dan Ayfer Eğilmez ile Prof. Dr. Mümtaz Soysal da bulunuyordu. Güzel bir cu- martesi günü, toplumsal sorunlaraduyarlı, kendi hak- larına saygılı ve coşkulu bir topluluk önünde. özel- leştirme ve PETKİM'in özelleştirilmesi konularını tartıştık. Topluluğun bilinç düzeyi ve bize verdiği des- tek, bizlerin Aliağa'dan tazelenmiş bir güçle ayrıl- mamıza neden oldu. Türkiye petro-kimya sanayiine ilk girmek istedi- ğinde. böyle bir projenin karşısına Batılılar çıkmış ve bizim böyle bir sanayi dalına girmemizin çok er- ken olduğunu bize telkin etmeye çalışmışlar. Aynı oyun demir-çelik tesislerinin kuruluşunda da Tür- kiye'nin başına gelmiştir. Bu oyunlara rağmen PET- KIM, 3 Nisan 1965 yılında, TPAO ve Emekli Sandı- ğı Ortaklığı olarak kurulmuş ve halen SASA ve DTM üretimi dışında, Türkiye'nin yegâne entegre petro- kimya ürünleri üretim ünitesi oiarak faaliyet göster- mektedir. Görece eski Yarımca, oldukça yeni Ali- ağa entegre tesisleri, petro-kimyasal ara ve son ürün- leri üreten, tekel niteliğinde dev kuruluşlardır. Bugün 3 trilyon TL ödenmış sermayesi bulunan 7 bin 620 kişiyi barındıran ve yirmi dolayında temel ürün çeşidi ile üretimini sürdüren PETKİM'in, 1995 yılı itibariyle 1994 yılına göre mali göstergeleri şöy- ledir: - Net sat/şlar %115 oranında artarak, 55.2 tril- yon TL'ye yükselmiştir. - Diğer faaliyet gelirleri % 1489 oranında artarak, 15 trilyon TL dolayına ulaşmıştır. - Finansman giderleri %81 azalarak 765.5 mil- yar TL'ye gerilemiştir. - Yaklaşık 13.3 trilyon TL vergi ödenmiştir. - Net dönem kârı %479 oranında artarak, 22.7 trilyon TL'ye yükselmiştir. işte böyle bir PETKİM. iç talebi karşıladığı gibi ihracat da yapmaktadır. Ne var ki, aynı PETKİM. han- gi akla hizmet ve hangi yasaya sığıyor ise, 9 yıldır özelleştirme kapsamında tutulmaktadır. Bu yönde ilk adımın da 1990 yılında, hisselerin %7'sinin, yak- laşık 125 milyon ABD Doları karşılığında satılarak atılmış ölmasına karşın, sonradan KOİ hisselerinin bir bölümünü geri almış ve bugün özel mülkiyet ora- nı %4 dolayına gerilemiş bulunmaktadır. • • • Özel sektör açısından düşündüğümüzde, gel- miş geçmiş tüm iktidarlara niçin kızıldığını anla- makta zorluk çekmeyız. Zira bu muazzam tekeli ele geçirmek fena mı olur! Bu alanda temel ürün olan plastik tüketimi, Türkiye'de fert başına 15 kg.'dir. Bu miktar Yunanistan'da 32 kg., Almanya'da ise 70 kg.'dir. Mevcut tüketim düzeyinin en düşük oldu- ğu Türkiye'de talep artış hızı diğer tüm ülkelerden yüksektir. Bu hız ABD'de %3.3, Japonya'da %3.2 iken. Türkiye'de %8.7'dir. Kısacası, bu kuruluşu alan inanılmaz bir avantaja kavuşacağı gibi. böyle dev bir kuruluşun özel kesime geçmesi ile sendi- kalar ve sosyal güvenlik kurumları da yara alaca- ğından dolayı, bundan tüm özel sermaye yarar sağlayacaktır. • • • Toplum çıkan açısından konuya yaklaştığımız- da ise, aynı verileri çok farklı değerlendiririz. Bu ve- rilerle PETKİM, kamu kes'ımı ve toplum üzerinde bir yük değildir, fakat sermayenın iştahını kabartan bir avdır. Bu devin özelleştirilmesi halinde, yerli veya büyük bir olasılıkla yabancı özel mülkiyet altında fev- kaiade güçlü bir özel tekel oluşacak ve bunun de- netimi olanaksızlaşacaktır. Üretim denetimi yanın- da. Türkiye için bir ölüm-kalım savaşı niteliğinde olan teknolojik atılım açısından önümüzde çok acı bir NETAŞ örneği duruyorken, aynı hatayı PET- KİM'de de yinelemek. ülke çıkarına değil yerli ya da yabancı özel çıkara hizmet etmek anlamına ge- lir. • • • Eski devlet fabrikalannın korunması bir amaç olamaz. Bunların satılması ya da kapatılması, bu- radaki yaklaşımım açısından, bir özelleştirme uy- guiaması olamaz. Özelleştirmeyi basit bir politika aracı gibi görmek ve göstermek ya yanlış ya da ka- sıtlı bir yaklaşımdır. Özelleştirme bir teknik uygula- ma olduğu kadar, arkasında çok derin bir felsefe ve amaç saklamaktadır. Özellikle de Türkiye gibi pe- riferik konumundaki ülkelerde özelleştirmenin te- mel amacı; ekonomik kararlarda dış ve iç serma- ye çevrelerinin çıkarını emekçilerin ve toplumun çı- karının önüne koymak ve yaratflan değerin gide- rek büyük bölümünü giderek daralan çıkar çevre- lerinin hâkimiyeti altına almaktır. Bu birincil temel felsefe yanında, kamu kesimınin elinden güçlü üre- tim araçlannı alarak. faktör ve ürün piyasalarında topluma karşı, baskıcı ve rakipsiz sermaye dikta- toryası (sermaye dili ile. 'sermaye liberalizmi') ya- ratmak da yer almaktadır. Toplumun bilincinden ka- mu işletmeciliği silinerek kamusal kaynakların kre- di olarak sömürülüp sermayeye yeni kâr alanları aç- mak da bu felsefe içindedir. Türkiye'de bugün bölgesel dengesizlikle müca- dele: özel sektörün başaramadığı teknolojik atılımı gerçekleştirme; demokrasinin temeli olan örgütlü ve sosyal güvenceli bir toplum yapısı oluşturma ve toplumsal kaynaklan toplumsal tercıhlerdoğrultu- sunda mobilize etme amaçları, kamu işletmeciliği- nin kaçınılmazlığını ortaya koymaktadır. Ekonomi- nin hâkim olduğu günümüz dünyasında devletin de temel görevi ekonomiktir. Özel sermaye, rekabet- çi piyasadan uzaklaşarak güçlendikçe, devletin toplum lehine düzenleme yapma gücü zayıflamak- ta. dış sermayenin iç sermaye ve devlet üzerinde- ki hâkimiyeti artmaktadır. işte bu tür nedenlerle iç ve dış çevreler özelleştirmeyi dayatmaktadır. Bu da- yatma, açıktır ki ülke ve toplum yararına değil, ken- dilerinin doymak bilmeyen sömürücü iştahlarına hizmettir. ABMen salçaya güınrük birliği engeli İSTANBUL (ANKA)- Türkiye'nin 1994 yılında çı- kardığı rekabetin korunması hakkındaki yasa uyannca rekabet kurulunu henüzoluşturamamasınm faturası şim- dılik Türkiye'nin AB'\e yönelik salça ihracatına çıktı. AB'nin Türk salçasına yüzde 16.8 oranında gümrük vergisi uygulamaya başlamasının. rekabet kurulunun oluşturulamamasından kaynaklandığı bildirildı. AB. bu yılkı kota dolduğu gerekçesiyle Türkive'den ithal ettiği salçaya yüzde 16.8 oranında gümrük vergisi uygulamaya başladı. lktisadi kalkınma Vakfı Başkam Meral Gezgin Eriş, konuvla ilgili olarak >aptığı değer- lendirmede. Türkiye'nin 1994 yılında çıkardığı rekabe- tin korunması hakkındaki kanunda öngörülen rekabeti koruma kurulunu oluşturmadığı sürede bu tür antidam- ping ve kota kararlanyla karşılaşrnasının kaçınılmaz ol- duğunu ifade etti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle