Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 EKİM 1996 ÇARŞAMBA
12 DIZIYAZI
2 Temmuz 1993; Madımak Oteli'nde 33 aydın diri diri yakılıyor
Sıvaskıyımıunutulmadı
o
_u Tâ JJJİÜI
Or. Şükrü Günbuluî
tuz üç insan yakılarak
öldürüldü...Yakımdan sonra da şöyle
söylendi: "Tahrik olduk..." O gün biz
de Sıvas'ta Madımak Oteli'ndeydik.
Hiç kimsenin ağzından dinlere saygısız bir
sözcük çıkmamıştı. Ama ruhçu, içten içe
slam, kendi içinde azıcık bilimle uğraşan
herkesi mahkûm etmiştir. İbni Sina, Farabi,
İbni Rüşt ve binlercesi. "Öldür" emirlerinin
bizdeki uygulamalarına gelince
1974'te Kırıkkale Bozkurt Obası'nda farklı
düşünenlerin beyni çıkarılır. 1978'de,
Kalaycı Şah İsmail'in farklı düşünen
• ^
biliyordu oteldekilerin kendisinden farklı
düşündüğünü. Ve yalnızca bu farktan tahrik olup beyni baltayla parçalanır. Bacısının
yakabiliyordu bunca aydını. Bir kentin ortasında memeleri kesilerek öldürülür. Kâfirlerin
ve iki bine beş kala... gözlerine şişeler sokulur.
^^"^W rtadoğu dınlerinde oldu-
£ B fu
S'b' dığer dinlerde de
m m farklı düşünceler, saygı-
m m sızlıkgibialgılanır. Onîa-
I ^p ra "saygrnın gereğı gıbi
^^*^r yapılır. Eski Türkler'in
dını Şamanizmdirve ne ganptir ki o dinın
tanrılan da hep aynı şeyi buvururlar: El
ayak kes. öldür...
"Tann buyurduğu için babam. ellikri
elsiz ko> muş" 111. "Tanrı iradesiv le ilk gü-
nii Çinlilerden 37.000 asker öldiirdüm. 23
şehirharapedildi."(2)
Görüldüğü gibı değişik düşünenler hep
"Tanrı bujruğu" ileöldürülmektedır. Bir
farkla kı Şamanızmde kesım ve öldürü-
mün \akıt \e strası bılinmezken "tekamül
etmişdinler"de bunlarbir.sıraya. töreye ve
adaba bağlanmış. işler Allah'ın koyduğu
birnizam \e intızaın içindeyürütülmüştür.
Oğuz Destanı'na göre Şaman dinıne
inanan Türklerın tütemi kurttur. Bu kurt
savaşmak içın Türkleri lıil \e Sind'e gö-
türüyor. Çünkii ttıl veSındhalkı.başkato-
temlere inanmaktadır(3).
Ortadoğu'dakı bütün dinlerin anası olan
Musev ilik de başka dınlerde, onların öldü-
riilmesinı emrederek i>e başlıyor. Hz.ı\fu-
sa'nın rabbı. Musa dininden olmayanlara
savaşaçılmasınıöğütlüyor(4). Musatara-
fındaki ler "*„ her erkeği öldürihor ve için-
de oturdukları bütün şehirleri ve bütün
obalannı ateşle yakıyorlar*" (5). Hz. Musa
şu emri verıyor "Ve şimdi çocuklar ara-
sındaki her erkeği öldürün ve erkekle yat-
mış olarak erkek bilen her kadını öldürün.
Diğerlerini kendiniz için sağ bırakın" (6).
"Dinde zorlama"
"Dinde zorlama yoktur" \ s diye laflar
dolaşır ortalıkta. Dinde zorlama olup ol-
madığı Kuran ayetlerinden \e dinlerin bin
yıllar boyu yaptıklanndan zaten bellıdir
Çoğu müminin evınde bulunan ve bana
bedava gelen bir takvımde şöyle yazıyor:
"Müslümana zorlama var mı? Evet. Müs-
lümana kulluk görevi hatırlatılır ve gerek-
liğinde cezalandırılır. IMesela namazı kıl-
ma>ana kılması emredilir. Müslümana
zorlama vardır."!
7
)
Demek Müslümansan zorlama var. de-
gilsen yok. Peki. Müslüman olmayanlara
karşı dinlediğimiz bunca cıhad çağrısı ne
oluyor? Küffara karşı yürümeler... Din sa-
vaşları... Kuran'ın hükümleri: Müslüman
olmayanlarla savaşın sözleri... Darül harb.
şehitlik vs. Bunlar nedir? Yoksa Kuran'ın
cihadedin. savaşındediği ülkelerde Müs-
lümandı da onun ıçin mi zorlamyorlardı?
Arap ozanı Kab, Hz. Peygamber'ı eleş-
tirivordu. Hz. Pevgamber. **Bu adamı öl-
dürebilecekkimsevarmrdıve.sordu. So-
nuçtaozanın kafası kesilerek Hz. Peygam-
ber'e getirildr (8).
Meme kesimi
Türklerin dışındaki lslam dünvasında
sindirilen. öldürülen ozan. diişünür. sanat-
çı ve bilginin adı tek tek yazılacak olsak
kitaplara sığmaz. Zaten bu adların çoğu da
karanlıkta kalmıştır. Ancak aydınlann da
bir Mra ve düzen içinde öldürülmeleri ge-
rektığini Sıvas aydın yakımı sıraMndaöğ-
rendik. Nasıl el ayak kesimi birtöreye bir
nizamabağlanmış iseaydmyakımı ve ke-
simi de bir nizama bağlanmıştı. Ruhçular.
Sıvas'ta 33 insan yaktıklarında Islanı ute-
ması şöyle dedi: "İsfam'da adanı vaknıa
yoktur." Bir bölüm ulema buna karşı çık-
tı: "Adanı oldürüp. azası parçalandıktan
sonra vakılması caizdir." Gerçekten
780lerde, Abdullah bin Mukni. farklı dü-
şündüğü için önce bütün azaları parçalan-
mış. sonra fırında yakılmıştır (9). 922'de
Hallacda farklı düşündüğünden. önce el-
leri. ayaklan ve başı kesılmiş: gövde. usu-
lünce muntazam parçalara ayrılmış. daha
sonra yakılıp dumanı hav aya sa\ rulmuştur.
tslam. kendi içinde azıcık bilimle uğra-
şan herkesi mahkûm etmiştir. İbni Sina.
Farabi. İbni Rüşt ve binlercesi.
"Öldür" emirlerinin bizdeki uygulama-
lanna gelince 1974'te Kırıkkale Bozkurt
Obası'nda farklı düşünenlerin beynı çıka-
nlır. 1978'de. Kalaycı Şah İsmail'ın farklı
düşünen oeynı baltayla parçalanır. Bacısı-
nın memeleri kesilerek öldürülür. Yörük
Selim mahallesinde farklı düşünen kadın-
lann memeleri kesilir ve öldüriilürler. Al-
tı aylık çocuklar. kâfir çocuğu ve hamile
kadınlar da kâfir oidukiarı için kurşunla-
Madımak kıyımından zor kurtulan Aziz Nesin için dinciler ölüm fetvası vermişlerdi.
• "Uyuz bir köpek, mahallede masum insanlara havlayacak,
saldıracak, mahallenin huzurunu kaçıracak, birisi bu köpeği şu veya
bu şekilde susturunca Vay hayvan hakları' diye kıyamet kopacak" -
diyen bir zihniyetin, kendisinden farklı herhangi bir düşünceyi
"hayvanlık" diye niteleyen bir anlayışın, eleştirileri "saygısızlık" olarak
görmesine de şaşmamak gerekir.
narak öldürülür. Kâfirlerin gözlerine şişe-
ler sokulur. Kol vebacak kesimleri ıse Ku-
ran'da emredildıği gibi çaprazına yapılır
1970"li vıllarda Erzincan. Malatva. Sıvas
ve Çorum'da da Kuran'ın v e Hz. Peygam-
ber'inemırlerı verinegetirilerek insan kat-
ledılir. Mahkemelerdeki iddianameyegö-
re iMHP'lıler. bu dönemde 682 cinayet iş-
lemışler... Cınayetlenn gücünü nereden al-
dıklannı bılnıek için Sıvas'ta 2 Aralık
1978'dedağıttıklan "Müslüman Gençlik"
ba^lıklı bildirılerine bakmalıv ız: "Müslü-
man durma! Hiç durma. ilerie. Ölüm seni
şehit olarak bulsun."
Aziz Nesin
1993 vılının 2 temmuzunda bir halk
ozanını anmak amacıv la Madımak Ote-
li'nde toplanan kişiler. farklı düşündükle-
ri için dinciler tarafından sorgusuz sualsiz
yakıldı. Otuz üç insan yakılarak öldüriil-
dü... ^'akımdan sonra da şöyle söylendi:
"Tahrik olduk..." O gün biz de Sıvas"ta
Madımak Oteli'ndeydik. Hiç kimsenin ağ-
zından dinlere saygısız bir sözcük çıkma-
mıştı. Ama ruhçu. içten içe bilivordu otel-
dekilerin kendisinden farklı düşündüğü-
nü. Ve yalnızca bu farktan tahnk olup ya-
kabiliyordu bunca aydını. Bir kentin orta-
sında ve ikı bine beş kala...
Kendilerınden avrı düşünüvor diye en
büv ük Türk v azarlarından \aa Nesin'ı öl-
dürmek için epeyi gayret göstermişlerdi.
Zaten Madımak'ta da en büyük hedef oy-
du. Madımak katliamından zor kurtulan
Aziz Nesm için önüne gelen ruhçu ölüm
fetvası vermiş. Aziz Nesin'in kellesine pa-
ra koymuştu (Mehmet Ali Şadoğlu vs.)
Neyse ki Aziz Nesın çabuk ölerek ellerin-
den kurtuldu.
Cuma adlı bir dergının Aziz Nesin üs-
tüne v azdıklanndan ruhçulann insan hak-
ları. düşünce özgürlüğü ve karşılıklı say-
gı üstüne görüşlerini öğreniyoruz: "L'jiız
bir köpek. mahallede masum insanlara
havlavacak. saldıracak. mahallenin huzu-
runu kaçıracak. birisi bu köpeği şu veya bu
şekildesusturunca"vay hav van hakları"di-
>ekı\amet kopacak Havvan hakları uğru-
na ihlal edilen insan hakları. Fu't beıler.
havlamak. havvan hakkı ise onu sustur-
mak bir insanhk hakkıdır." (10)
Milletvekilı ve Büyük Millet Meclisi
Başkan Yardımcısı Sasin Hatiboğlu da
"Hicrete Bakış" töreninde İslamı sistem-
den konuşurken "Sistemi kimi havvanlar
anlamıvor"dıvor (11).
Günümüzde bu saygı yeniden nük.set-
mış gıbidir. Kuran. kâfıri nerede bulur»an
öldür dıyordu. Ve burada ana. baba. bacı.
kardeş avrımını da vapnııvordu. 1990lı
vıllarda Ankaralı Mustafa Dilmen bıçağa
sanlarak kansını vekızmı kesıyor. \eden?
Çünkü buniar .Müslüman gibi düşünüp
duymuyor. yani kâfırdir.
I7yaşındaki Vanlı ŞirinTekindehangi
düşüncesiy le dine sag\ ısizlık ettiy se 198^
Mavısı'ndaelli kişilık ruhçu grupça öldü-
rülüvor(l2). Neyın savgısızlık olduğunu
kestirmek de bir sorun. 1969 şubatında
gençler. Amerikan Altıncı Filosu'na kar-
şı yürüyüş yapıyorlar. Bu. dıne,sagyısız-
lık olarak algılanıyor. Ruhçular inciniyor.
Topluluktan ıkı genci öldürüverıyorlar
(13). Ovacık karayolu üstündekı ormanda
piknik yapan iki kişi de onları gizlice göz-
leyen ruhçuyu incitip "tahrik edhor." Gız-
li gözetleyen kışi. nedense dine sagyı.sız-
lık kokusunu aldığından. onları orada he-
nıen öldürüveriyor.
Aydınlar
!970"lerden sonra Müslüman gibi dü-
şünmediği için öldürülen aydınlann adla-
n da burada tümüyle sayılamaz. Öylesıne
çokturlar. birkaç örnek: Turan Dursun.
Bedrettin Cömert, Carina Thuijs, Lğur
Mumcu. Abdi İpekçi. Metin Altıok. Ca\it
Orhan Tütengil. Çetin Emeç. Erdal A>-
rancı. Bedri Karafakioğlu. Asım Bezirci.
İmit Doğanav. Asaf Koçak, Set rnç Özgü-
ner. Nesimi Çimen. Doğan Öz, Hasret Gül-
tekin. Bahriye İ'çok. Muhlis Akarsu. Mu-
ammerAksoy, L ğur Ka> nar. Emin. Anter,
AliGündav veSnas Madımak'ta vakılan
aydınlar Ruhçu eğılımliler tarafından öl-
dürüMüğü sanılan binlerce faili meçhulü
de eklersek kanlı tablo az çok gözümüzün
önünde belırir.
"Bunlarhaksız>ereöldürüldü"diyemı
düşünüvorsunuz? Din. bu düşüncenıze bi-
le saygı göstermediği gibı onu. kendısine
saygısızlık olarak alır. Cezası: Ölüm. Bu.
en büyük bilginlerımizden Şcyhülislam
Ebussuud Efendi'nın fetv asında böy ledır:
"Soru: Eskilerden Oğlan Şe>h dedikle-
ri kişi zalimce öldürüldü di>ene ne gerekir."
Cev ap. ~O da öldürülür" (14).
Hoşgörü ayı
Söy lendiğine göre İslamın en hoşgörü-
lü ay ı ramazandır. Bu ay da insan dövmek.
öldünnek v s haramdır. Bir de yaşama ba-
kalım. Önce bir fetva. Ebussuud Efen-
dı'den: "Ramazanda oruç yhenin. rama-
zanı kabul enne\enin öldürülmesi gerekir"
115)
Ebussuud Efendi'den dört \üz yıl son-
ra l96S'de bir Alevı köyünde hoca şöyle
vaaz etmektedir: "Oruç tutmayanın katli
\aciptir. Onu öldürengazi.öldürürken ölen
şehittir. Şeriat böj le emreder. Biz Müslü-
manız. şeriat hükümlerinegöre hareketet-
memiz şarttır" (16).
Bu hoşgörü ay ında, kendisı gibi düşün-
meyenlere müminin saygı örneklerinden
debırkaçını veriyoruz. 1960'ta bir lisenin
yatakhanesine "namaz kılmayan burada
\atamaz" yazılıyor (17). 1994'te Çorum.
Eskiceköy muhtarı teravihte dışarı çık-
makla dine saygısızlık yapanlarm göbek
altından vurulacakları fetv asım veriyor.
Kadir Öner diye bir vatandaş, akşam dı-
^arı çıkıyor. Göbek altından "saygı" kur-
şununu yiyor. İnsan özgürlüğüne on para-
lık saygı yok. Ama sen dine saygılı olacak-
sın. Hem de ruhçunun emrettiği her bi-
çimde.
1994"te Çorum. Milönü mahallesinde
arabalarla gezen bazı oruçlular. kaldınnı-
da yürüyenlere: "Allahsız komünistler.
Oruç tutmayın bakalım. bunun hesabını
vereceksiniz" diyorlar (18).
1993 Ramazanfnda veznedar. .Musevi
hastaya şöy le diyor: "Ramazanda Muse-
vilere hizmet edilmez" (19).
1995 Ramazanı da kanlı geçıyor' Oruç-
lular. Marmara Üniversitesi yemekhanesi-
ni vekantinini basıyorlar. Oruç tutmayan-
ları demirdeğneklerledövüyorlar(20). ts-
tanbul Cniversitesi Siyasal Bilgiler Fakül-
tesi kantinini basıp oruç tutmayan öğren-
cileri bıçaklıyorlar. Ankara, Dil ve Tarih
Coğrafya Fakültesı'nde aynı görev leri ya-
pıyorlar (21). Ankara Bağdat'ta bir lokan-
tay ı tahrip ediy orlar. Sıvas'ta. Maraş'ta lo-
kantalar basıp yolda yürüyen oruçsuzlann
ensesıne satır v uruyorlar.
Mezhepler arası saygı
Dinier, farklı düşüncede olanlara öldür
emrı veriyorsa dinlerin içindeki mezhep-
lerin de aynı yolu ızlemeleridogaldır.
Diyelim .Müslümansınız ve Müslüman-
lığın Sünni bölüğündensiniz. Öyleyse di-
ğer bölük Müslümanlar farklı düşündük-
lerı için ateşe atılacaktır. Bunu da Hz. Pey -
gamber söylemış: "\etmiş üç bölük ki iç-
lerinde Sünni bölüklerden başkası ateşte-
dir"(22)
En büy üğünden bir emri alan Vavuz Se-
lim'in ettiklerıni biliyoruz: Elli bin Aie-
\i'nin öldüriilmesı ve kövlerin yakımı...
'ı'avuz'un müftüsü Hanı/a Efendi. şu fet-
vay ı veriyor: "İslamsultanınınonlarınka-
sabalarındaki bütün insanları öldürüp
mallannı. miraslarını. evlatlarım afma
hakkı vardır. Onların tö\ besine inanma-
malı. hepsini öldürmelidir. Onların evliliği
haramdır. İstanbul'da onlaria birlik olan
herkes öldürülmelidir. Hem kâfir hem
imansız ofdukfanndan öldürülmeleri va-
ciptir. Onlarcehenneme. öldürenlercenne-
tegider"(23)
Kanunı'nin Şeyhülisiamı Ebussuud
Efendi. "Ale\ilerin ötdürülmesi en büyük
<Jin>fl>aşKhı veenhuyıikşehttliktir..,Brnı-
ların fcsatlannı \e kendilerini jenüzün-
den kaldırmak gerekir" diye fetva venyor
(24). Bu bağnazlıgın uygulamasını Sı-
vas "ta. Elbıstan'da. Maraş'ta görüyoruz.
Alev iler ise ellerinde öldürme gücü ol-
madığından farklı düşünenlere nefretleri-
ni şıirle anlatıyorlar:
"Varma vezidin yanına
Kokusu siner canına"
Ahmedı tarıkatındaki aydınlar, "İslam
hünmetkâr dindir. İslam'da öldürme yok-
tur" vs diye bütün dünvada propaganda
yapıyorlar. "karşılıklı anlayış. birlikte ya-
şama" vs'den söz ediyorlar. 1903'te iki.
1924'teüçüyeleri Islamaaykırıhktan taş-
lanarak ölüm cezasına çarptırıldı. İlk taşı
da büyük devlet adamları attı. Hindıstan
Müslümanları. telgraf ve basın yoluyla bu
katliamı alkışladı (25).
İhsan Ozanoğlu'nun araştırmalanna gö-
re diyelim Müslümansınız ve Müslüman-
lığın Kurcu bölümündensinız. Öylej se di-
ğer bölüm Müslümanlar. farklı düşündük-
len içinöidürülmelıdir. "Nurcuolmayanın
kanı.canı. malı helaldir" (26).
Yarm. Bilim kimseyi
öldürmemiş. Din ?
(II kıılıığın Anıtı I.D 15
12) Tonuıkıtk Amıı IV.S3.1ICI
til Ozıııııu 1963 156 Tiirkne Tanhı. lsıunbııl.
Hu\at
14) Tevrul. "Sayılar" 31 • -.
<5lTeırar. "Sayılar"3! ~.lt).
(6) Ttvnu "Sayılur"31- 1
7
.1H.
ı') Hu ı vı Tuk ı ımı I Eylül IW5.
IX) Bııhuıı CıhuJ 15 1
l9j Cıimı 1945 36 Bahunslun. Ankara. \IEB
{Il))Salvıh:i 2 1992
ıl 1/ Cıımhurıvfi 21 9 1W6
II2) Dursun !VW. 51. DınBııl. Ankara. Kaynak.
Iİ3) DIIIMM 1WI). 51
(14ı Bınlogaıı !W4 X2 "tslamlıktü Aulınlıgı
)uk Eınıe fanln vadu Snas a Gnlen Yollaı 5ı-
ı as Kıhıbı Ankara. EJebıyatçıtar Denıegı
Iİ5) A\tlııı 1994 211. \asıl Uıisluman Olduk
Ankunı. Başuk.
(16/Ak}am 20 Aralık 1 M,V 4.
(l7
/ Ûzek. 2^2. Türkive'de Gerıcı Akıııtlar
ılX, Hiiırncf. 1~2 1W4.
(ly/Avmgazete 5.3 1993.
(2(1) AymgazeK. 23 2.1995.
(21/ A\ııı aazetc
(22/Bınlogun IW4- "V5.
(23ı E Avdın 1994 210
(24/ Bırdoğan 1994: ~6.
{25ı hlumolugıe 1964 6~'lt. Birkurulcahazırlun-
ıniflır Bc'Miıl, 1964
(26) \fıllı Folklor 4ra)tırmu Datresı Belgehğı. 1
Ozanoğlu devlemelerı
ÇALIŞANLARIN SORULARI / SORUNLARI YILMAZ ŞIPAL
Alnıanya'da öğrencilikte geçen süreler
Soru: 1959 doğumluyum \e 1971 'den bugiine kadar.Almama'da ya-
şamaktayım. Bu/aman içinde Alnıanva'da ünhersiteöğreni-
mi bitirmiş bulunuyorum. Şu an Türkhe'de serbest meslek
sahibi olarak pasaportumu öldürmeden çalışmak istivortını.
1977'den 1983'ekadarişçi olarak çalıştım. 1983-1993 arası li-
se ve üniversite öğrenimini bifirdim. Alnıama bu dönemi,
emeklilik sigortasına geçerii zaman olarak kabul etti. Sosyal
Sigortalar Kurumu'na emeklilik için başvuruda bulunacak-
tım. fakat SSK sadect çalıştığım zamanı kabul ediv or. Alıııan-
ya ayrıca 1975-1977 arasındaki ortaokul dönemini de kabul
etmiş bulunuyor. Böylece, benim 12 yılım kaydolmuş oluyor.
Ay nca, 1994'ten 1996'ya kadar Almanya'da emeklilik sigor-
tasına prinı ödemeden part-timeçalıştım. Bunu Almanya ver-
gi karnemle kanıtlayabilirim. ^'ukarıda belirttiğim zamanlar
için berçlanmak istivorum. (H.E.)
YAMT: Yurtdışında çalışan vatandaşlanmızın sosyal güvenlikle-
rini sağlamayı amaçlayan 3201 sayılı yasada. borçlanma kapsamına
alınan süreler. yasanın I. maddesinde belirlenmiştir. Bu belirleme-
de:
"18 yaşını doidurmuş Türk vatandaşlarının yurtdışında geçen ve
belgelendirilen çafışma süreleri, bu çalışma süreleri arasında veya so-
nunda her birinde bir > ıla kadar olan işsizlik süreleri ve yurtdışında
ev kaduıı olarak geçen süreleri" borçlanma kapsamına almnııştır.
\asada. yurtdışında öğrencilikte geçen sürelerden söz edilmemiş-
tir.
3201 sayılı yasa hükümlerine açıklık getiren uygulama yönetme-
liğinde de yurtdışında öğrencilikte geçen sürelere deginümemiştir.
"Bu yönetmeliğin amacı. Türk vatandaşlarının, ş urtdışında geçen
\e belgelendirilen çalışma süreleri ile bu çalışma süreleri arasında ve-
ya sonundaki işsizlik sürelerinden her birinde bir v ıla kadar olan kıs-
mının \e v urtdışında e\ kadını olarak geçen sürelerinin talepleri ha-
finde borçlandınlarak sosyal güvenlikleri bakımından değeıiendiril-
mesindeki usul \e esasları düzenlemektir.
Bu sürelerin 18 yaşından önce geçen kısmı değerlendirmede
dikkate alınmaz."
Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü'nün. 18. 10.1985
günlü 3439 sayılı yurtdışı hizmet borçlanmalarına ilişkin genelge-
sindede yurtdışında ve öğrencilikte geçen sürelerin borçlanma kap-
samında olmadığı görülmektedir.
"Vatandaşlanmız,yurtdışında geçen ve belgelendirilen fliliçalışma
süreleri ile bu çalışma süreleri arasında veya sonundaki işsizlik her bi-
rinde bir yıla kadar olan kısmını borçlanarak sosyal güvenlikleri açı-
sından değerlendirebileceklerdir."
Gerek 3201 sayılı yasanın. gerekse uygulama yönetmeliğinin ve
gerekse SSK genelgesindeki anlatımlardan yurtdışında geçen ögren-
cilik sürelerinin borçlanma kapsamına almmadığı anlaşılmaktadır.
Kısaca. y urtdışında öğrencilikte geçen süreler ıçin borçlanma ola-
nağı taııınmamıştır.
POLİTİKA VE ÖTESİ
MEHMEDKEMAL
Sosyal Demokratlar...
Çoktandır böyle konferanslara gitmiyordum. Tür-
kiye Sosyal. Ekonomik, Siyasal Araştırmalar Vak-
fı'ndan (TÜSES) böyle bir davetiye alınca gideyim
mi, gitmeyeyim mi diye bir kuşkuya düştüm. Ma-
dem çağ/nyorlar, gideyim dedim. Konferans dış
kaynaklı idi, Alman Friedrich Ebert Vakfı'yla birlikte
düzenlenmişti. Uluslararası bir konferanstı, dış ağır-
lıklıydı.
Oktay Kurtböke'ye "Gidelim mi?" dedim. O da
çağrılıydı:
"Gidelim."
Fakat son dakikada Oktay'ın bir sağlık işi çıkmış-
tı, gidemedi.
Ben cuma sabahı erkenden yola koyuldum. Kon-
ferans The Marmara Oteli'nin Balo Salonu'nda idi.
SaatO9.15'ten itibaren salonu aramaya koyuldum.
Şurası, burası derken salonu buldum. Birkaç yol
gösterici kızdan başka kimsecikler yoktu.
Kitap sergilemişlerdi. onlara baktım.
Derken eski dost Osman Nuri Torun görünün-
ce bir 'oh' dedim. "Çelebi böyle olur, bızde konfe-
rans dediğin, saatı gelir de kimseler gelmez."
Eski planlamacı Osman Nuri Torun'la ayak üstü
konuşuyoruz. Aradan 30 yıl geçmiş. hâlâ biz plan-
lamadayız. Şevket Süreyya'nın kadrosuyla plan--
lama arasında da bir 30 yıl var. Toplumlar geç uya-
nıyorlar. Orhan Pamuk'un babasıyla tanıştım. Ge-,
mi yükünü yavaş yavaş almaya başladı. Deniz Bay-
kal geldi, Erdal inönü göründü. CHP'nin ünlüleri
de sökün ettiler. Salon dolmaya başladı. Aşinalar
çoğaldı.
Saat 10.00'a doğru Prof. Dr. Taner Berksoy, kon-
feransın sunuşunu yaptı. CHP Genel Başkanı De-
niz Baykal açılış konuşmasına geçti. Konuşma bit-
ti.
Alman Magdelana Hoff tebliğıni okudu. Tebliğ-
den önce Alman Magdelana Hoff'un unvanlarını sı-
ralayalım: Avrupa Parlamentosu üyesi. Avrupa Sos-
yalist Partisi Meclis Grubu Başkan Yardımcısı, Dış
flişkiler Komisyonu üyesı. Tebliğin içeriği de şöyle:
Değişen politik, ekonomik ve sosyal koşullarda
sosyal demokrat politikaların rolü.
Konuşmasının sonuna doğru Kürt ve Kıbrıs so-
runlanna değınmesi biraz serin karşılandıysa da
Nejat Erder'in açıklamaları konuyu ısıttı.
Derken kahve arasına sıra geldi. Onu kısa tartış-
malar izledi. Başkan da acıkmıştı, öğle yemeği ara-
sı geldi. Kalabalık yavaş yavaş dağılmaya başladı.
Herkes bir yana gidiyordu. Ben de Emre Kongar
ve Nejat Erder'e takıldım, geniş merdivenli bir yo-
kuşu çıkmaya başladım. Yokuş gibi bir merdiven.
Sofra, self servisti. Ben de tabağımı aldım. Bana
bakıyorlar gibi geldi, bir terslik vardı. Nejat Erder'in
masasına oturdum.
Emre Kongar, İnönü'lü masadaydı.
Bir aksilik vardı ama neydi, hâlâ çıkaramıyorum.
Öğleden sonraki tartışmalar. Türlü ulusların tartış-
macıları arasında geçti. Alman, Italyan. Ingiliz, Ma-
car.. her ulustan sosyal demokratlar tartışıyorlardı.
Öğleden sonra tartışmalara Prof. Emre Kongar
başkanlık etti. Unvan olarak "Eski Kültür Bakanlığı
Müsteşan"n\ kullanıyordu. Kıvrakzekâsı, incenük-
teleriyle bulunanları kırdı geçirdi. - .* •• ^ " - «
Yerli sosyal demokratların kökeni belli ki CHP kö-
kenliydi. Konuşmalan onlar dolduruyordu. Çözüm
getirirken yararlandıkları kaynak CHP'ydi. Deniz
Baykal'ın, Erdal inönü'nü'n, bulunan milletvekilleri-
nin, bilim adamlarının çözüm önerileri CHP koku-
yordu.
Yanımda oturan şairŞükran Kurdakul, "BirCHP
kongresi gibi değil mi" diye sordu.
Aranan, sosyal demokraside yenı perspektifler-
di. Her konuşmacı perspektiflen arıyordu. Çözüm
yolları, çözüm önerileri...
Sanayi toplumu döneminde bunlar bulunama-
mıştı. Şimdi Refah toplumu dönemıne girilmış, ik-
tidar yolları bulunamamıştı. Zaman zaman iktidar
otunmuştu, ama bu sürgit olamamıştı. İki gün sü-
ren konferansta iktidarın yolları aranmıştı.
•
Dışarda RP'nin kongresi vardı. Yedek bir parti ile
iktidarın yollarını bu parti açmıştı. Bir de takıyye ya-
parak Atatürkçü ve laik olmuştu. Böylece işin k o -
layını bulmuştu. Bir partinın amacı iktidar olmak de-
ğil mi, bu ha takıyye ile olmuş ha takıyyesiz... Biri
spor salonunda. biri balo salonunda kararlar alı-j
yordu. Hangisi daha gerçekçi? \
Herkesin bir yolu yöntemi vardır. !
B U L 3 1 A C A SEDAT YAŞAYA \
SOLD4N SAĞA:
1/ Antık çağlarda
Antalya Körfezı
ileTorosIararasm-
da kalan bölgeye
verilen ad. 2/ E-
dat... Anlati:jyolu.
3/ Bir nota... Do-
kumacılıkta atkı
ıplığını sıkıştır-
mak içın kullanı- "
lan. demirden ya 7
da ağaçtan yapıl-
mış dışlı ağaç. 4/ 8
Düşünce... Evcı! g
bir geyik türü. 5/
Giyiminde. tavırlannda.
beğenilerinde aşırı bir
1 2 3 4 5 6 7
1 2
özentı içinde olan erkek...
Ispanya'da Bask böfgesi- ^
nin bağımsızlığı ıçin sava- 3
şım veren gızlı örgüt. 6/ 4
Köpek... MetinTokertara- c
fından yayımlanmış hafta-
hk haber'dergisı. II V'ıla-
6
yet... Ankara'nınbirılçesı. 7
8/SinaYanmadası'ndaya- g
şamışacayiplikleriyieünlü q
kabile.9/Makbulbırsıcak
ülke meyvesi... Bir soru ekı.
V1 K.ARIDAN AŞAĞIVA:
1/Antik çağlarda Anadolu'nun Göller Yöresı'ni kapsayan
kesimine verilen ad. 2/Açı ölçmeye yarar dönme harek'etli
bir çeşit cenel... Tarla sının. 3/ Magnezyum elementınin
simgesi... Havyanlara vurulan damga... Cstü kapalı olarak
anlatma. -4/Ayırma. kaldııma... Bir yapının dış kapısıyla
odaları arasındaki geçit. 5/ Yatak doldurmaya yarayan yün.
pamuk. kıtık gibı şeyler... Lantan elementınin simgesi. 6/
Bir nota... Aynakda denilen. uzun bacakiı \e knnk gagalı
bir kuş. 7/Tekdüze. 8/Bayagı. sıradan... Yaprakların yay-
van bölümü. 9/ Yırtıcı bir kuş.
TÜRK EĞİTİM DERNEĞİ (TED)
KORUNMAYA MUHTAÇ ÖĞRENCİLERİN
ÖĞRENİMLERİNE KATKILARINIZ İÇİN
ÇELENK BAĞIŞLARINIZI BEKÜYOR.
Tel: (312) 418 06 14 - 417 42 02
Faks:(312)417 53 65