Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyefİmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yonetmenı Orhan Erinç 9
Genel Yayın Koordinatörû Hikmet
Çetinkaya 0 Yazıışlerı Mudürlcrı
Ibrahim Yıldız (Sorumlu), DinçTayanç
# Haber Merkezı Müdüru Hakan kara
0 Görsel Yönetmen Fikret Eser
Dij Hjbcrler Şinasi Danışoğlu • Utıhbarat.
Cengii Yıldırım # Ekonomı Bülent Kı/anlık
9 Kultür: Handan Şenköken # Spor:
Abdülkadir \ ücelman • Makaleleı Sami
Karaören 0 Dıizeltme Vbflullah Yazıcı
0 FotoJrat' Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge
Edibe Buğra 0 Yurt Habet len Nlehmet Faraç
Ya\m Kurulu
Orhan Erinç. Oktav Kurtböke.
Hikmet Çerinka> a. şükran Soner,
Ergun Balcu Dinç Ta> anç. İbrahinı
V ıldı/. Orhan Bursalı. Muşlafa
Balhav Hakan Kara.
AnkaraTeni;>ı!ctM MustafaBalbav 0 Haber Müduru Doğan
\kın Ataturk BuK an No. 125. Kal 4. Bdkanhklar-Ankara Tel
4N5O2II r hatı. Fak-M 4195027 0 Iznıır Temsıleısı
Serdar Kızık. H Zı\a Bh. 1352 S 2 3 Tel 4411220.
Fakv 44191 1" 0 Adana Temsıleısı Çetin Yiğenoğlu.
Inonıı Cd. 119 S. \ o I Kal 1. Tel: 3522550. Faks 35225"()
Mues^e>e Muduru Erol Erkut 0
Koordınatör Ahmet korulsan 0
Muha^ebe Bülent \ ener 0 tdare
Hüseyin Gürer 0 Uletme Önder
Çelik 0 Bılgı-Ulem. Nail Inal 0
Bılgısa\ar Sisteaı Mürihet Çiler
MEDV-V C: • Yonetım Kurulu
Ba^kJnı - Oenel \iudur Gülbio
Krduran • Kınırdınatür Reha
Işırman # Genel Mudur Yardımcısı
Mine Akdağ Tel 514 (T 53 -
\ a\ımla^n *e Basan: > enı G^n Haber Aıansı. Basin \e >'i\mti3ık A S
TurM.H.3üı C tc 'W4|(/-Mİoi>İJ 34334 İM PK. 246 Utanhul fel (0 : i 2 r 5 i : 05 05 <20han Kak> (O 212 • 5 L 14EK.IM 1996 tmsak:5.43 Günes: 7.07 Öğle: 12.57 Ikindi: 16.01 Akşam: 18.33 Yatsı: 19.52
Altın Koza
Festivali
• ADA.NA(AA)- Altın
Koza rvültür ve Sanat
Festıvali etkinlikleri
kapsamında düzenlenen
ıızun mctrajlı fılnı
yan^masinın sonuçlan
açıklandı. Ödül dağılımı
şövleoldu: En lyi Film:
Sende Gitnıe. En İyi 2.
Film: Mum Kokulu
Kadınlar. En lyi 3. Film:
DüşGereek Birde
Sinema. En İyi Yönetmen:
Tunç Bas,aran. En lyi
Kadın Oyuncu: Yasemin
Alkaya. Ofivia Bonamy,
En lyi Erkek Oyuncu:
Halil Ergün. En lyi
Yardımcı kadın Oyuncu:
Sanenı Çelik. En İyi
Yardımeı Erkek Oyuncu.
Kenan Bal. En İyi
Senarvo: Aykut Kutlu.
Tıınç Ba^aran, Macit
Koper. En İy i Görüntü
Yönetmenr Aytekin
Cakmakçı. En lyi Film
Müziği: Can Hakgüner. En
İyi Stüdyo: Sinefekt. En
İyi Kurgu: Hilmi Güver.
Yılmaz Gûney Özel
Ödülü: Rulıı Sarı. Türkân
Şoray Özel Ödülü: Hande
Ataızi. BilüeOluaçÖzel
Ödülü. Reis C elTk. ÇGC
Özel Ödülü: Sen de Gıtme.
Radikal yayın
hayatına başladı
• İstanbul Haber Servisi -
Doğan Grubu'na ait
günlük Radikal gazetesi
yayın bavatına dün başladı.
Fiyatı 10 bın lıra olan
gazele 24 sayfa çıkıyor.
Gazetenın Genel Yayın
Yönetmeni Mehınet
Yılmaz. gazetenın ilk
sayısmda çıkan
makalesinde. Radikal'in
Türkiye'de lemsil edılen
her görü^e eşit uzakhkta
olaeagını belırterek. aynı
zamaııda her görüşün de
gazetede yer alacagını
\urguladi. Radikal'in
kadrosunda göre\ alan
bazı ısımler ıse şöyle:
Sorumlu Yayın
Koordinatörû: Salim
Alpaslan. Yazıişleri
Müdürü: Yeş.im Denizel
Bedük. Idari Editör: Zerrin
Yavalı. Görsel Yönetmen:
Esen Karol. Haber
Müdürü. Reha Mağden.
Boğaz'da ulaşım
6 saat durdu
• İstanbul Haber Sen isi -
Sılivrı'deki doğalgaz
araıııa çalisinalarında
kullanılnıak üzere
L'krayna'dan kiralanan
"Fortuna" adlı de\ petrol
platformunun geçirilişi
nedemyle Istanbul
Boğazı'nda ulaşım 6 saat
bovunca tüm denız
araçlarına kapatıldı.
Römorkör eşliğinde
Ukrayna'dan Utanbul
Boğazı girisine kadar
çekilen ""Fortuna'" adlı 26
metre genisliğinde \e 53
metre uzunluğundaki dev
petrol plattbrmu, 07.30"da
Marmara Denizı'ne
geçinlmek üzere Boğaz'a
ahtıdı. Plattbrm 13.30'da
Boğaz'dan geçişini
tamamladı.
Meryem Ana
heykeli Efes'te
• SELÇLK
(Cumhuriyet) -Amencan
Socıety of Ephesus \akfı
tarafından >aptırılan \e üç
metrelık kaıde üzerıne
oturtulan Meryem Ana'nın
beş metrelik bronz heykeli
dün Efe.s'te Tunznı Bakanı
Bahattin Yücel'in de
katıldığı törenle açıldı.
Yücel. törende yaptığı
konuşmada. "İnsanlığın
orîak zenginliklenni
önümüzdekı binvıla
de\ redecek kuşağın
temsılcısi olduğum için
mutluyum" dedı.
Rene Lacoste
öldü
• RARİS (AA) -
Fransızların. 1920 ile 1930
yıllan arasinda. büyük
başanlara inıza atmış ünlü
tenisçisi \e tekstilcisi Rene
Lacoste. 92 >aşında öldü.
Tenis kariyerinde iki
\\imbledon. iki ABD Açık
\e üç kez Fransa Açık
Tenis TurnuN'ası
şampivonluğu bulunan
Lacoste. Fransa'nın Davis
Kupasi'nı 5 kezarka
arkaya almasındaki
baijannın arkasındaki isim
olarak tanınıvor. St. Jean
De Luz'dakı bır hastanede
önceki gün ölen Lacoste,
hayatının kalan kısmında
kurduğu tekstıl işiyle, tenis
saye.Nİndeadını
duyuramadığı kitleye, ünlü
"Lacoste" markasıyla
ulaşmıştı.
Istanbul'da düzenlenen ve iki gün süren toplantıda 'köktendincilik ve kadmlar' konusu ele almdı
Kacloı önce hakkını isti> orBERAT GÜNÇIKAN
Etnik ya da dini baskılar, çatışma-
lar, darbeler ve savaşlar için kadın hem
taraftar hem de kurban. Ataerkil yapıy-
la siyasi sistem arasında kendi hakla-
n için başkaldıran kadın. yönünü bul-
makta zorlanıyor. Kadmlar. dilini. kül-
türünü. haklannı ya dine ya da sıyaM
sisteme karşı savunurken benzeracı-
lar yaşıyor. Cezayır. İran, Pakistan.
Özbekistan. Filıstın. Hindistan, Bang-
ladeş. Türkiye'ninbatısı.Güneydoğu-
su. kültür \e siyasal sistemin farklılı-
ğına rağmen aynı şe\i istiyor, "Önce
kadın haklan..."
Aynı istekte buluşan. Müslüman ül-
kelerin \a da çoğunluk \e azınlık di-
ni İslam olan bu ülkelenn kadınları İs-
tanbul "da iki gün süreyle bir aray a gel-
dı. Heınrıch Böll Vakfı ve Kadının in-
san Haklan Proje.si'nin düzenlediği
"Sınırlar Ötesi Kadın Dayanışması"
konulu toplantı Richmond Hotel'de
yapıldı.
Toplantının ilk konu^macısı Ceza-
yirli MariemeHelie Lucas. Müslüman
kanunlan altındayaşayan kadınlarara-
sında olu^turulan ağı anlattı. Fransa da
yaşayan Lucas. "Ramazandabirioruç
tutarken diğerinin yemek yediği ço-
cukluğumun Ceza\ir'i artık >ok" de-
di. İslam ülkeleri arasında farklılıkla-
ra. bir üikede kadın peçeyle gezerken
diğerinde göğsünü açıkta bırakan giy-
silere büründüğüne dikkat çeken Lu-
cas. Cezay irli kadınlann ikinci durum-
da olduğunu. her zaman bir \elisinin
bulunduğunu söyledı. Doğum kontro-
lü \e kürtajda hâkim sınıfların \e hü-
kümetın belirleyıci olduğunu. kadının
malzeme edıldiğini. Hindistan ve Bang-
lade^'te de bunun hak olarak verilme-
diğini. kısırlaştırmayla birlikte zorla
yaptınldığını anlattı.
Sınırlar Ötesi Kadın Dayanışması toplantısını. Heinrich Böll \akfı \e Kadının İnsan Haklan Projesi düzenledi.
Ceza>irli Marieme Helie Lucas.
Siyasi değışımlere göre fetvaların
çekmecelere konulduğunu ya da çıka-
rıldığını doğum kontrolü uygulama-
lanyla örnekleyen Lucas. "Allah böy-
le istiyor" diye day atılan kararlardan da
söz ederek. "Doğuya ve batıya da bak-
mak gerekiyor. Nasıl olu>or da her yer-
de tannnın buvruğu a>nı ıngulanmı-
yor"diye sordu. Çe>ıtlilıkle ilgıli bıl-
gileredınerekdayatmalann "Allahke-
lamrolmadığınıngösterilebıleceğmı
de \urgula\an Lucas. a^ırı sağcıların
da dini kullandığını. bunun sadeee İs-
lamiyette değil. diğer dinlerde de gö-
rüldüğünü vurguladı.
Türkiye'deki durumu özetleyen Fat-
magül Berktay geleneksel kültürledin-
sel kültürün ıç ıçe geçtığini ve ikisıni
ay ırmanın çok zor olduğunu v urgula-
dı5ı konuşmasında. İslamın homojen
olduğunu reddetmenin bır değil. bır-
çok İslam olduğunun v urgulanmasının
önemine değindi. Din ve devletin ay-
rı olması nedeniyleTürkive'nin diğer
toplumlardan t'arklı olduğunu anlattı.
Şerıata bağlı Osmanlı ataerkil toplu-
munun uygulamalannı özetleyen Berk-
tay. Jön Türkler döneminde canlı bır
kadın hareketinın olduğunu. Osmanlı
aile yapısına başkaldıran reformcu er-
keklerin kadınları da yanlarına almak
istediğini söyledi.
Cumhuriyet döneminde çıkarılan
yasalaradeginen Berktay. ataerkil top-
lumun dine başvurmasının da önüne
geçıldiğıni. ancak muhaletetle karşi-
laşıldığını özetledi.
Pakistan'ı. Ziya ül-Hak ve demok-
rasi sonrası olarak iki ayn donemde de-
gerlendiren Farida Shaheed ise nıilli-
yetçilerle temtnistlerarasındaki daya-
nısmanın bağımsızlık öncesinde bazı
haklarkazanılmasını sağladığını söv-
ledi. 1977"ye kadar yönetimin dıkta-
törolsun. demokratikolsun kadın hak-
larından yana çıktığını. bu tarihte ya-
pılan anayasanın eşıtlık sağladığını.
kadınlann hükümet kuruluşlarına ka-
tılabildiğini vurgulayan Shaheed Zı-
şa ül-Hak'ın askeri rejimle bir gün
ıçinde bütün haklan gen aldığını anım-
sattı. Ziya ül-Hak'ın uyguladığı İsla-
mizasyonun öncelerı dikkate alınma-
dığını. kaçınldığı mı, yoksa zina mı yap-
tığı belirlenenıeyen bir k.zın yüz kır-
baç cezasına çarptırılmasından sonra
kadınlann bir araya geldığini. sıkıyö-
netim koşullarında platform oluştu-
ruldusunu sövledi.
Hındistan'da kadın hareketinın sü-
rekli evrim geçirdiğini belirten \ahi-
daNainar. hareketinyüzyıllık tarihi-
nı özetledi. Bağımsızlık öncesinde
Müslüman kadmlar arasında birçok
kadın hareketinin bulunduğunu söz-
lerine ekleyen Nainar. tavizler almak
için cemaatıni birleşmisgöstermek is-
teyeıı Müslüman topluluğun kadınla-
ra basv urduğunu ve bu nedenle Müs-
lüman kimlık kazanmanm önplana
geçtiğini anımsattı. Bu sırada Müslü-
man kadınlann diğer cemaatlere göre
daha büvük haklar kazandıklarını ve
söz hakkı elde ettiklerini de söyleyen
Nainar. aynlıkçı sıvasetle birlikte ka-
dın hareketinin de ivme kaybettiğini
v urguladı. Naıııar söy le konuştu:
hatmagül Berktın. TürkiuM i aıılattı.
"Dinin tehdit altında olduğunu dü-
şiinenler. kadınlann haklarını da Müs-
lüman erkekler olarak sav unacaklan-
nı sövlediler. Konu seküler \e kökten-
dincilik arasında tartişmaya dönüştü.
Köktendincilik kadın haklarını sınır-
la\an bir hareket olarak değerlendiril-
di. Müslüman kadmlariki kötülük ara-
sında kaldılar. Müslümarılar getto ha-
line gelince kadmlar kendi kimlikleri-
ni değil, dini kimliklerini gündeme ge-
tirdiler. Son v ıllarda ise düşünme süre-
ci başladı. Medeni kanunda eşitlik is-
tendi. Müslüman kadmlar \enidcnor-
gütlenmek zorundalar; ama bu. kadı-
nın yeniden eve kapatıldığı bir donem-
de oluyor."
-Müslüman toplumun daha yoksul-
lastığı. kadınlann kontrol altında tutul-
duğu bir ülke Filistin." Manar Hassan
böyletanımlıyor. Israilli üstdüzey ka-
dınlann mücadelelerinı ve edindıkle-
ri haklan "erkek egemen topluluklann
tekran" olarak kullanmalarını eleşti-
ren Hassan. İsrail egemenliğindeki biöl-
gelerdekı kadınlann durumunu söyle
anlattı: "Çocuk >aşta ve aile içi e\len-
dirmeler sürüvor. Kocası ölen kadın
onun kardeşiy le e\ lenmeye zorlanıyor.
Bede\ ikadınlardasiinnet sürüvor. Po-
lis. ailesinden kaçan genç kadınları he-
men geri getirebiliyor. Ama bu konu-
larda suskunluk var. Oslo anlaşması-
na rağmen eğer bir İsrailli erkekle e\-
li olsakda oradayaşamamız mümkün
değil. Ama Hıristivan bir kadın, İsra-
illi bir erkekle ev lenirse hemen vatan-
daşlığa alınıyor. Bıırada Filistinli kadın-
lara yönelik bir avnmcılık var."
Kadınların bağımsızlık ve demok-
rasi mücadelesiyle haklannı alabilece-
ğııiı" ınanan Hassan. "Başka milletle-
rin haklarını vermek/orundayı/. Eğer
benim haklanmı. milletinıin bir parça-
sı olına hakkımı reddediyorsa ben onun-
la dayanışamam" dedi.
SovvetlerBirliği'nindağılmasından
sonra cumhuriyetlerinkendilerineye-
nı bır kimlık aradıklannı anlatarak söz-
lerine baslayan Özbekistanlı Marfiıa
Tokhtakhod/haeva ise Sovyetler'ın
Müslümanlıktan uzaklas,tırma ideolo-
jılerini anımsattı. Buna tepki olarak
geleneklerin daha önplana çıkarıldı-
ğını vurgulayan Tokhtakhodzhaeva.
kırsal kesimde kadınların uzun saçla-
n ve geleneksel gıy sileny le ulusal kim-
liği tasidıklannı anlattı. 60'lardan son-
ra Türk ve Mısırıilmleriylegençlerin
Batılılaştırıldığını da sözlerine ekle-
di. Sovyetler'ın adaletsizliğine karşı
tepkinin Müslüman kimlikle de gös-
terildiğıni. yeraltında İslami grupların
oluştuğunu ve bu kımliğın özelhkle
kadmlar arasında gelışmeyebaşladığı-
•Cezayir, İran. Pakistan,
Özbekistan, Filistin.
Hindistan, Bangladeş.
Türkiye'nin batısı,
Güneydoğu su. kültür ve
siyasal sistemin farklılığına
rağmen aynı şeyi istiyor:
'Önce kadın haklan.' Aynı
istekte buluşan. Müslüman
ülkelenn ya da çoğunluk ve
azınlık dini İslam olan bu
ülkelenn kadınları
Istanbul'daki iki gün süreyle
bir araya geldi.
nı söyleyen Tokhtakhodzhaeva şöyle
konuştu:
-Kadınların hareketi bu dönemde
Sovyet anlayışıntn etkisi diye eleştirhe
uğradı. Bu v üzden hareket, Müslüman
kimliğe kaydırıldı. 1993'ten sonra bü-
tün Orta Asya'da İslami kadın bilinci
gelişti. Pazar ekonomisinden sonraki
kimlık arayışında feminizm ve İslami
kadın hareketi kendi adımlannı atnıa-
ya başladı."
Filistinli Mannar Hassan.
Kanada'da sosyolojı profesörü olan
ve İran ile Iranlı kadınları anlatan Ho-
ma Hoodfar,s.ah döneminde seçme se-
çilme hakkını alan. dini grupların tep-
kilerine rağmen peçe takmayan. aile ka-
nununa kavuşan on binlerce kadının
dev nme katıldığını anımsattı. O dönem-
de peçe takmanın "Biz komünist de-
ğUiz" mesajı taşıdığını. muhalefet mi-
tinglerine katılan kadınlann bu hare-
ketın dini yönünü göremediBini
**Şah'tan kurîulalım, ondan sonra.."
dedıklerini anımsatan Hoodt'armolla-
lann da kadınlann haklannı geri alma-
ına sözü verdiklerine değindi.
Humcvni'nın döndükten iki hafta
sonra 'Aileyi Koruma Kanunu'nu kal-
dırdığını. seçmeyaşını 16'yadüs.ürdü-
ğünü. peçeyi zorunlu hale getirdiğini
sözlerine ekleyen Hoodfar buna kar-
şın kadınlann %
*A>'etullah'ın Kızlan"adı
altında örüütlenerek "İslam adaletini
başımıza bunlar gelsin diye mi istedik.
bunun için mi uğraştık. Bu erkekler iyi
Müslüman değil" dıv e somıaya ve eleş-
tırmeve başladıklarını vurguladı. Hü-
kümetlerin kadınlann taleplenni dik-
kate almaya başladıklarını. ev lihk ak-
dine kadınların çıkarlarını koruyacak
maddelerin eklendiğını, boşanmada
mal varlığının ortak paylaşılmasının
sağlandığını belirten Hoodfar şöyle
konuştu: "İslamla İslamın ataerkil yo-
rumu arasında av nm vapmalıy ız diven
kadmlar. İslamın tartışılmaya açılma-
sını istediler. Ömeğin kadının çalı$mak
zorunda olmadığını. kocanın kadının
bakımını sağlaması gerektiğini söy ledi-
ler. kocaları oıılara para vırmelivdi,
Allah böyle istemişti. Erkekler bunu
yapmayarak İslama karşı çıkıyor ve
onlarısömürüyoıiardı. Bövledivorlar-
dı. Böylece evde çalışan kadmlar da
ücret almaya başladı. Kadmlar artık
mollalann iervalannı dinlenıivor. Ken-
dilerinegüvenmeye başladılar. Peçeso-
runu şu an sorgulanmıvor. Diğer hak-
lan daha önemli kadmlar için. Hükü-
mete karşı çıktıklarmda büsbütün si-
yah giy ini>oriar."
Türkiye'nin laikliği konusuna dade-
ğinen Hoodfar, "l'nuhnaym"dedi "şe-
riat tepeden inme. kararnamelerle ol-
du. İran'daki kadmlar buna ha/ır ol-
say dı. cinshetlerine ait talepleri dile ge-
tirseydi bu kadar acı olmazdı. Dört yıl
acı çektikten sonra haklannın bir kis-
mını geri alabildiler. Şeriat kitapta \a-
zılı olmak zorunda değil. Sizde de İs-
tanbul, An kara gibi kentler dışında şe-
riat vaıiığını koruyor. Hâlâ çokeşlilik
geçerli. Eğer İslam geleneği ataerkil ni-
telikleri sorgulama/sa gerive dönüş ka-
çınılmaz değil."
İHDGenel Yönetim Kurulu üyesi ve
Doğu-Güneydoğu Bölge Koordinatö-
rû NebahatÂkkoçıseyaşanan sava§ın
veaşıretlerinetkılerine değindi. Töre-
lerin ağırlığından yakınan Akkoç. dı-
liııi konu>amayan kadının vaşadığı ıle-
tişımsizlıği. eğitımsizliği. kendi tlılın-
de eğitim yapma hakkı olmadığı için
süren sorunlan aktardı. 1980darbesiy-
le bölgede binlerce erkeğin öldürül-
düğünü. tutuklandığını. kay bedildiği-
ni; bu v üzden binlerce kadının sokak-
latanıştığını anımsatan Akkoç. bunun
genel yaşamlannda değişiklığe vol aç-
madığını, ataerkil yapının korunduğu-
nu vurguladı.
Bangladeşli Sultana KamaL, dinın
köleliği daha güçlü kıldığını v urgula-
dı. Kadın kurtuluşunun dinle karıştı-
nlmamasını isteyen Kamal. farklı bas-
kılardan söz ederken bağımsızlık sa-
vaşını örnekledi. 1975 ten sonra savaş
sırasında Pakistan'la işbirliğı yapan
köktendinci grupların iktidan ele ge-
çırıp sosyal adalet ve adil düzeni sa-
vunduklarını anımsatan Kamal, bu-
nun kadın hareketini etkilediğini. an-
cak yıne de kadınlann devletle dinin
bütünles,mesine karşı çıktıklarını söy-
ledi.
S e m p o z y u m d a K a r a d e n i z i n d u r u m u e l e a l ı n a c a k
Patrîkhaneden çevreye destek
LEVLA TA\ ŞA.NOGLL
Fener Rum Ortodoks Patriğı Bart-
holomeos ve Avrupa Konseyi Başka-
nı JacquesSanter'inhimayelerındeil-
gınç bir çev re sempozyumu düzenle-
niyor. Düny anın çev re kirliliğinden en
çok zarar gören yerlerınden Karade-
niz'ın durumu ve nasıl kurtanlacağı-
nın konu alındığı sempozyum.
1997'nin eylül ayında bir gemide ya-
pılacak.
Sempozyum. yapısı itibariyle 1995
Eylülü'nde yine bir gemide, Patrik
Bartholomeos ve Edinburg Dükü Prens
Philip'in himayesinde düzenlenen çev -
re sempozy umuna çok benziyor: üs-
telik de onun devamı niteliğinde.
"Sempozyum II: Karadeniz Krizde"
başlığı altında yapılacak sempozyuma
bütün dünvadan 150'den fazla bilım
adamı, din adamı ve düşünürün katıl-
ması beklenıyor. Sempozyum. 20 Ey-
lül 1997 günü Trabzon Linıanfndan
kalkacak bir gemide başlavacak ve ge-
mınin uğrayacağı Batum. Gelencik.
Sulina. Varna. İstanbul ve Selanik li-
manlan boyunca devam edecek. Ko-
nunun sadeee Karadeniz'in kirliliği
olmasına karsın gemininyolculuğunun
Selanik'te bitmesinin nedeni. bu şeh-
rin 1997'de Av rupa Kültür Başkenti ilan
edilmiş olması.
Bilim, din ve çevre
Bu çev re sempozy umunda da bilim.
din ve çevre unsurları işlenecek. Av-
rupa'dan pek çok siv il toplum kurulu-
şu temsilcısinin hazır bulunması da
bekleniyor. Sempozy umun şeref ko-
mıtesı Bartholomeos ve Santer dışın-
da şu isimlerden oluşuvor:
Rus Patrıği Aleksios, Canterburv
Başpiskoposu Dr. GeorgeCarey,Gür-
cistan Patriği Elias.\'atikan Temsilci-
si Kardinal Roger Etchegarav, Dünya
^ahudi Kongresi'nden Haham Dr. Art-
hur Hertzberg. Bulgaristan Patriği
Maksimos. Şey h Tantav i El Azar, Ro-
manya Patriği Teoctist, ABD Başkan
Yard'ımcısı Al Gore. BM Genel Sek-
reterı Butros Gali. Prens Sadreddin
Ağa Han.Cousteau Vakfı Başkanı Jac-
ques-Yves Cousteau. Turmepa Başka-
nı işadamı RahmiKoç. Uluslararasi Bi-
lim Cemıyetleri Konseyi Başkanı Dr.
Julie Morton-Lefe> re, Max Planck
Enstitüsü Başkanı Prof. Carl Fried-
rich von \\eizsacker. Düny a Bankası
Başkanı James NVolfensohn.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
Yanlış Muhalefet
Yenişans oyunu:
SayısalLoto
e-posta : tan (a vol. com. tr
ANKARA(AA)-MilhPi-
yango (MP). Türk insanını
venı bırşansoyunuyla. "Sa-
yısal Loto" ile tanıştırma ha-
zırlıklarını sürdürüyor. Yeni
şans oyunu. katılımcıların I
ile 49 ara.sındaki savı küme-
sinden çekilişje belirlenecek
olan 6. 5. 4 veya 3 sayının
doğru tahmin edilmesine da-
y anıyor.
MP Genel Müdürü İlham
Küsmenoğiu. vaptığı açıkla-
mada. yeni ovunun bazı alt-
yapı eksiklikleri bulunduğu-
nu. bunların tamamlanma-
sından sonra muhtemelen ka-
sım ayında Türkiye'nin ye-
ni oyunla tanışacağını söy le-
di. Küsmenoğiu."'Altyapı ile
ilgili sorunlan çözme uğraşı
içerisindev iz. Bu sorunlarçö-
züldükten sonra Sayısal Lo-
to'yu muhtemelen kasım
ayında piyasaya sunabiliriz.
Ancak. vine de bir kesinlik
söz konusu değil. Erteleme
olabileceği için kamuoyuna
zaman konusunda net bir
açıklamayapamıyoruz" de-
di. Loto Daire Başkanlığf nca
hazırlanan oyun plan taslağı.
Yönetim Kurulu tarafından
onay lanarak yürürlüğe gire-
cek. Oyun planında. "çekiliş
günlerî. kaç adet numara üze-
rinden ov nanacağı ve kaç nu-
maranın doğru tahmin edil-
mesi gerektiği, bir kolonun
fiv an. dağıtılacak toplam ik-
ramiyenin hasılata oranı ve
doğru tahmin edilen numa-
ralara ödenecek toplam ikra-
miyenin hangi oranlarda pa>-
laştırılacağı'"veralacak. Ku-
ponların ön yüzünde. kolon
sav ı.sı kadar sav ı kümesi. ar-
ka yüzünde ise oyuıuın ov-
nanmasi ve ikramiye öden-
mesine ılişkin açıklamalar
yeralacak. Biletin ön yüzün-
de iseenaz. iştirakçininseç-
tiği say ılar. barkod ve bilet gü-
v eıılık numarası. arka yüzün-
de ise bilet seri numarası ve
ıdarece gcrekli görülen açık-
iamalar bulunacak.
Sayısal Lotooyununu. 18
vasından küçükler oynaya-
mavacak.
Eskiler öyle dememiş midır? "Huy canın altın-
dadır, can çıkmayınca huy çıkmaz". Şimdi şu
'tesbiti' okur musunuz?
"... halktan kopukturya, bileğine güveneme-
diğinden mi ne, Türk aydınlarının çoğu sıkıştı
mı, Batı'ya parmak kaldırır; hak hukuk hık mık
diyerek, ülkesini şikâyet eder; AT'ye girmemi-
ze, Avrupa insan haklan standartlarının Türki-
ye'de gerçekleşeceği ümidiyle yandaş olan az
değil, demekaynı mantık işliyor Haklanmızı Ba-
tı'lılar alıverecek!.."
"... yahu nedir? Tanzimat'ı unuttuk mu? Ona
bu adın verilmesine sebep, Osmanlı iktisat, ti-
caret ve hukukunun, Düvel-i Muazzama'nın
(yâni Batı'nın) istekleri / çıkarları doğrultusun-
da 'tanzim edilmiş' olması idi: Sözde hak eşit-
liği, teşebbüs özgüriüğü, estek köstek; netice-
de: devlet'i Âliyye, sizlere ömür!..." (Aydınlar
Savaşı', III. Basım, s. 79. Bilgı Yayınevi 1996)
Bu satırları 10 Mayıs 1987'de Milliyet te yazmı-
şım. o günden bu güne aydınlarımızın tutumunda
ne değişti? Hiç! Merkez Sağ / Merkez Sol'un söz-
cüleri, onların media'daki hınkdeyıcileri, aynı şe-
yı tekrarlayıp duruyor. Batı'ya parmak kaldırıp şi-
kâyet etmekle, Refah ağırlıkıı koalisyona karşı şid-
detli muhalefet yaptıklarını sanıyorlar. Karanlıktan
korkan çocukların ıslık çalması gibi bir şey değil
mi bu?
Batı'yı ilgilendiren sadeee çıkarları, onlara do-
kunulmadığı takdirde kim gelmiş kim gitmiş umu-
runda mı: Kuveyt'in. Suudi Arabistan'ın Şeriat ül-
keleri olduklarını ne çabuk unuttuk; maaşallah, gül
gibi geçiniyorlar. Dahası, 'radikalliği' Sistem'le
düşmanlık mertebesine çıkaran ülkeleri -meselâ
Iran'ı, Sudan'ı, Libya'yı- doğru yolagetirmek için.
'Sistemin -hiç değilse VVashington ın- Anka-
ra'daki 'ılımlı islâm' koalisyonundan medet umma-
dığı. ne malûm?
Yanlışın birisi, bence bu: islâm'a, daha doğrusu
Şeriat'a karşı Batı'dan destek hayali kurmak!
Fatura' kime çıkıyor?...
Ayrıca. halka yâni seçmene 'Şeriat gelır bal'
baskısı, iktidara karşı. geçerli muhalefet zan-
nediliyor. Neresinden bakılsa yanlış! Böylesi kor-
kutmalar etkili olabilseydi. RP oy yüzdesini bu ka-
dar artırabilir miydi? Merkez Sağ / Merkez Sol yıl-
lardır 'şeriat öcüsü'nü kullanıyor, Refah hareketi
buna rağmen yükseliyor: o halde, asıl bu yükseli-
şin sebebıni gerçekçi olarak araştırmak lâzım. Ol-
dum olası söylerim, Türkiye'de Refah'a oy yığıl-
masının nedeni ideolojik değildir, politiktir; ak-
si halde dinsel platformu olan media'nın -tv ve
basının- çok daha yoğun bir alâka çemberi
içinde olması gerekirdi; öyle olmadığı gibi, alâ-
kayı artırabilmek için bazılan lâikleşmeyi de-
niyorlar. Neden? Seyırcı, -yâni halk. yâni seçmen-
şeriata angaje değil de. ondan! Peki, siyasi düzey-
de seçmenlerı Refah'a götüren nedır. bu araştınl-
mamalı mı?
12 Eylül sonrası iktidarları. hep görüyoruz, ba-
şarısız iktıdarlar; bırakın icraat düzeyindeki başarı-
sızlıklarını, 'rüşvet, irtikâp, ırtişâ' paçalarından akı-
yor: her türlü reziliiğin ve yolsuzluğun danıskasını
yaptılar: jet/sosyete numaraları. seks ve uyuştu-
rucu skandalları. borsa vefinans mafia'ları hep on-
ların marifeti: neticede ahlâkın çöküşü, halka,
-yâni seçmene- elbette bu iktidarların başarı-
sızlığı olarak yansıyor; bence sorunun püf nok-
tası da burada, zira Merkez Sağ / Merkez Sol
koalisyonu, lâik; en azından kendisini böyle ta-
nımlıyor; o yüzden de halkın önemlice bir kıs-
mı toplumsal çözülmenin faturasını lâikliğe çı-
kanyor.
iş buraya dayanınca, 'şeriat öcüsü' etkili olabi-
lir mi? Tam tersine. Refah bır 'sığınma limanı' iz-
lenimi veriyor. ikinci yanlış da bu!
Yalnız din-i mübin' mi?...
Muhalefetin. bu izlenimı silebılmesi için. iktida-
rın temel denklemini inceleyip ortaya koyma-
sı şart! Refah Partisi, sadeee 'din-i mübînin selâ-
meti' için mi faaliyettedir? Her parti. ekonomik ve
sosyal bir çıkarlar 'manzumesinin' siyasi ifadesi ve
örgütüdür: Türkiye'nin gelişmesinde. Rafah Par-
tisi, hangi aşamayatekabül ediyor: bunu bilemez-
sek, yâni muhalefetimiz. temeldeki nedenlerı sap-
tayamazsa, seçmen kalabalığını etkıleyebilir miyiz?
Asla! Hele Refah Partisi, birçeşit müslüman sos-
yaldemokratlık kamuflajını kullanır, ezilenlerden ya-
na olmak gibi sloganların arkasına saklanırsa! işe.
memura. işçiye, dargelirliye zamla başlarsa!...
Refah Partisi'ne muhalefet, belki de önce onun
iddiaettiği gibi 'islamın kılıcı'olmadığını göstermek-
le başlamalıdır. Bunun için 'Sistem'le ilışkileri de-
şilmeli. uluslararasi ilişkilerınin gerçek mahıyeti
araştırılmalıdır. Daha da önemlisi, ülkemizde ik-
tidar olmasının, iktidar denklemini halkın lehi-
ne değiştirmediğini kanıtlamak! Bu da önce o
denklemi formüle bağlamayı, sonra da tartışmayı
gündeme getiriyor.
Ne dersiniz, deneyelim mi?
http:// www. vol. com. tr/ A İLHAN
http://www.ada.com.tr./-bilgiyay/yazar/ailhan.html