Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14EKİM1996PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Arto Tunç, pop müziğin halkın isteklerine göre şekillendiğini söyledi
'Sezen'e îş yaparken ona
Za\vuıııl gibi balayorum'
T^vop market müziği; yaparken
A-^halkın isteklerini düşünüyorsun.
JL ona göre şekillendiriyorsun.
Cazda ise satmak için bir şey
yaptığında yaşamdan uzaklaşıyorsun,
ancak Sezen'e iş yaparken ona
Za\vinul gibi bakıyorum ve popta da
en iyisini yapmaya çahşıyorum.
Yazın Night Ark grubu> la İstanbul Caz Fes-
tivaJi'negelince Onno'nun parçalanndan iki.
üç tanesini de çalacağu. Sezen Aksu misafir
sanatçı olarak bi/e katılacak.
(Fotoüraflar: DEVRİM BARAN)
Alman Komedileri gösterisi
Kiiltür Senisi - Alman Kültür Merkezi. •AJman
Komedileri/ Doğu Batı ile Karşılaşıyor" adı altında
ikisı kisa fılmden oimak üzere ~ fılmden oluşan bir
toplu gösteriyı. 14-17 ekim tarıhleri arasinda Anka-
ra Alman Kültür Merkezı'nde. 21 -27 ekim tarihlerin-
dc ise Istanbul Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkc-
zi'nde gerçekle^tırecck.
20. \ üzv 111n en büyük felaketlerınden İkınci Diin-
ya Savaşı sonrası yenilgıden öte bölünmey ı yaşamak
zorunda kalan Almatıya'nm Berlın Duvarı'nın yıkıl-
masıy la yaşadığı so->yal. polıtık değışımlen yansıtan
toplu gösteri kökeni ay nı olmakla bırlıkte farklı dün-
yalarda yaşayan m.sanlann öykülerını anlatıyor.
Toplu gösterıde PeterTimm'ın. en tazla gişe geli-
"Iki kere \alan sö\le\en"'
ri elde eden 'Go.TrabiGo" Federal Alman Film Ödii-
lü'nü aldı. Filtn. du\ar yıkıldıktan sonra y ıllardır sü-
ren yabancı ülkede tatil özlemiyle Demokratik Al-
man) a'nın efsanev i halk arabası 'Trabi'ye binip İtal-
ya'ya doğru yola çıkan bir ailenin başına gelen ko-
mık ola\ ları konu alıyor.
Manfred Stelzer'in "Selanı Yoldaş' i>e bir öğrenci-
sini ıhbar eden öğretntenin öyküsü. Vladim Gkm-
na'nın 'Lokına', Bertram \on Bo\berg'ın 'İki Kere
Yalan SmlejeıT \e Detle\ Buck'un 'Başka Türlii dc
Yapabiliriz' filmlerı de topiu gösterımde yer alıyor.
Fılmlenn ortak özelliklerı. kahramanlarının her iki
toplumda saklanmaya çalışılan ve ortaya çıkmaması
gerektiğine inanılan gerçeklerin \arlığını vurgula-
malarında yatıyor.
Jochen Kuhn'un
değişik kolaj teknık-
lerı ile hazırlanmış
kolaj filmi 'Günah
Çıkarma' ve Riki
Kalbe'nin. 'İkiye Bir'
toplu gösterıde yer
alan iki film. Göste-
rimler Ankara Alman
Kültür Merkezi'nde
saat 18.30'da. istan-
bul Tank Zafer Tuna-
ya Kültür Merke-
zi'nde ise 15.30 ve
19.00 seanslarında
gösterime sunuluvor.
Ucretsiz olan göste-
riler, Alman Kültür
Merkezı \e Avrupa
Fılmleri Festi\ali'nin
lîbırlığiyle Türkçe
elektronik altyazı ile
aösterilecek.
s.
CIMHLRCANBAZOGLL
Önce temmuzda tstanbul Caz Festıvali'nde
Joe ZawinuJ'la çaldı ardından süper basçılar-
dan Mare Johnson ve VVolfgang Muthspiel'le
Akbank Caz için geldi Arto Tunç. Ünlü Ore-
gon grubuyla stüdyo kayıtlarını bitiremeden
apar topar Istanbul'a koşmuştu. Buradan da
Yunanistan'a gidip albüm kaydına başlayacak-
tı. Bıı yoğun trafik arasında bir fırsatını bulup
Tunç'la uluslararası caz panoramasındakı ye-
rıni. projelerini konuşma olanağı bulabildık.
- Petr'OM'leTürkiye'y i Euro\ision'da temsil
ettikten sonra ismini/ pop dünyasında duyul-
maya başlamışken ABD've gidip bambaşka bir
kulvar seçtiniz. Bövlesine kökten değişime ne-
ler itti sizi ?
ARTO TINÇ-İçımde farklı bir müzik ıs-
teği vardı. Bunu dışarıya çıkartamayınca ha-
fif hafif zehırlenmeye başlamıştım Etrafım-
dakilerin çoğu. yaptığının karşılığını alamay ıp
küsmüşlerdi. O dönem burada bıreysel çalış-
malara uygun ortatn da yokru; kalktım Ame-
rika'ya gittim. Hiçbir zaman onlara uymayı
denemedim. çünkü orada birbirine benzeyen
bınlerce müzisyen vardı. Amerıka'da üç şey
öğrendım; müzikte bir kıstas olmadığına göre
kimseyi eleştirmemek. insanların ürettiklerine
saygjlı olmak \e sabretmek.
- Llke dışında önplana çıkan cazcılarımız ge-
nelde \urmalılarla uğraşan müzisyenler. İşin
sım bizim ritinılerde mi ?
Da\ul değıl arkasındakı
önemlı. Bızde üç da\ ulu yan
yana kullanan grup göremez-
sinız. anıa dışarıda dolu. Bın-
lerce ıvi da\ ul çalan Afrikalı
\ar; bence ışın sıhri dürüstlük
vehavatabakıştasaklı. İnsan-
lara yaptıklarınızı anlamadı-
lar dıye kızmayacaksınız. sa-
bırla devam edeceksınız.
- Pekiyi Joe Zawinul binler-
cesinin arasından neden sizi
seçti ?
Çalarken yanında hayal et-
tığı tıpe uyuyorum herhalde.
Batfda müzısyenler ıvıy e ula-
s.abilmek ıçın muhakkak ha-
yal ettıklenni arıyorlar. takli-
diyle yetinmek ıstemiyorlar.
- Sürekli çeşitli gruplar içinde proje üretmek
yerine neden solo çalışma yapmıyorsunuz ?
\'alnız da çalanm ama nasıl yalnız yaşama-
y ı se\ mıyorsam, sahnede de yalnız olmayı se\ -
mıyorum. V'alnızçalmak aynada kendine bak-
maya benziyor. Benım için önemli olan ses:
projeyi ses yaratıyor, beni diğer ınsanlara yö-
neltiyor. Onlarla çalmaya başlarken herşey
sürpriz. Sahnede bırbırınize çok şeyler sunu-
yorsunuz. ögretiyoısunuz^ğreniyorsunuz.
- Batı, müzikte tıkanıklık yaşayınca gözünü
Doğu'va çevirdi. Bu trafiği tersine qe\irmede
sizin ne gibi katkını/ olabilir ?
Ufak ufak Anadolu'yu taşıyorum, daha faz-
lası da yapılmalı ama ben daha kendimi Ba-
tı'ya tam anlamıyla götüremedim.
- Bizim cazcılar uluslararası piyasada neler
yapabilir?
Caz ııluslararası alanda tehlikelı bir yerde:
herkes başka şekılde yorumluyor. Acid-caz di-
yorlar, çalmak için ılla acıd mı almak gerekı-
yor. Örneğin Amerıka'da bir sürü çocuk cazı
dondurmayaçalışıyor: 1940'larda. 50'lerdekı
gibi giyinmeve. çaimaya özen gösterıyor. Oy-
sa o yıllarda caz yapanlar yaşadıkları hayatın
sesinı \eriyorlardı, çaldıkları kendilerıvdı, ama
ize burada neler
çalındığını saysam
piyasanın yarısı yok olur.
Yalanın üzerine kurulan
bir düzen muhakkak
eninde sonunda
çuvallayacaktır. Anadolu
bir müzik hazinesi;
herkese hayat var ama
hırs ve tüketim, kısa
sürede köşe dönme işleri
berbat ediyor.
şimdı onlar gibi yaşamıvor ki insanlar. Caz
bence bugünü anlattığında cazdır. Bizde de
standartcılar hâlâ eskisi gibi, Amerıkalı gibi
çalmaya cabalıyor. ama yaşadıkları yer fstan-
bul. Aslında adamlara kızmak yersiz: ulusla-
rarası piyasada nasıl karşılanacâklannı zaman
gösterecektir zaten.
-Cazın en ünlü isimlerini getirme> e başlavan
yerli caz festivallerini nasıl değerlendirivorsu-
nuz ?
Psikolojik olarak ünlüleri dinlemeye ihtiya-
cımız vardı. Adam, 'HerbieHancock'ubende
gördüm.dinledim'. dıyebildi: iyi mı. kötü mü
kendi kararverebildi. Böylebirdeneyiminçok
faydası oldu, ama nerede keseceğini iyi bilmek
gerek. çünkü filmin sonunu bilmeye benzer
ünlü cazcıları dinlemek. Bundan sonra ilginç
adamlarla deneysel yola ufak ufak sapmak ge-
rekiyor artık. Cazcılardan İstanbul'a gelmek
isteyenler çok. çünkü burada ortam sıcak.
Yurtdışındaki sistem ise şöyle; 'Sanapara ver-
dik. zamanında gel, çal se git".
- Yerti pop camiasında da arada sırada ismi-
niz geçiyor. Pop için yaptığınız işler içinize sini-
vor mu ?
Pop market müziği; yaparken halkın istek-
lerini düşünüyorsun. ona göre şekillendiriyor-
sun. Cazda ise satmak için birşey yaptığında
yaşamdan uzaklaşıyorsun. ancak Sezen'e ış
yaparken ona Zavvinul gibi bakıyorum ve pop-
ta da en iyisini yapmaya çalışıyorum.
- Poptaki çalma. çırpmaya
ne diyorsunuz ? Özellikle Er-
meni parçalarının büy ük bö-
lümii yeni bestedi> e halka su-
nuluyor...
Size burada neler çalındı-
ğını saysam piyasanın yarısı
yok olur. Yalanın üzerine ku-
rulan bir düzen muhakkak
eninde sonunda çuvallaya-
caktır. Anadolu bir müzik ha-
zinesi. herkes araştırmalar
yapıp iyi şeyler üretebılir.
Adamlar kendi müzıklerinı,
danslannı temsil etsin. sen de
onlardan yararlan. Anado-
lu "da herkese hayat var ama
hırs ve tüketim. kısa sürede
köşe dönme ışlerı berbat edi-
yor.
- Türkiye'de popun bu hale gelmesinde işi
başlatanlardan biri olan Onno Tunç'un payı
\ar mı sizce ?
Onno ile ben aynı noktadan başladık. fark-
lı yoilardan aynı yere gtdiyorduk. O. 'Ben sa-
natımdan fedakârlıkta bulunacağım \e iyi ya-
şayacağım ama bir noktaya getince sanatı iste-
diğim gibi vapacağım', dedı. Ben de. 'Sanatım-
dan fedakârtık etmeyeceğim, makarna yiyece-
ğim ve çabalayacağınT. dedim. Sonunda aynı
noktada buluştuk. Onno'nun kurduğu Karma
adlı şirkette geçen şubatta onun bestelerını
kendi isteğimize göre kayıt edecektık. O şır-
ket, klasikleryapacaktı. yetenekli gençlereyol
açacaktı. ancak tam işe başlarken her şey bit-
tı.
- Onno Tunç'un bu bestelerini değerlendir-
meyi düşünüyor musunuz ?
S'u anda böyle bir planım yok ama yazın
Night Ark grubuyla İstanbul Caz Festıvali'ne
gelınce Onno'nun parçalanndan ıkı, üç tane-
sini de çalacağız. Sezen Aksu mısafir sanatçı
olarak bize katılacak. Buradan Yunanistan'a
gidiyorum, orada vapacağım beş albümden bi-
rinde Onno için yazdığım bir beste de yer ala-
cak. Onno'yu bu şekılde anacagız.
New London Consort ile altın çağdan müzikler
Kültür Servisi - Philip Pickert \ öneti-
mindeki Ne\\ London Consort toplulu-
ğu. soprano Catherine Bott ile birlıkte
BritishCouncil'ındavetlısı olarak 14-17
ekim tarihleri arasında Türkıye'ye geli-
yor. Ortaçağ. rönesans ve barok müziği
alanlarında dünya çapında >öhrete sahip
olan topluluk Tiirkiye'y ı ilk kez zıyaret
ediyor.
Ingıliz topluluk. Cemal Re^it Rey
Konser Salonu. Sevda Cenap And \ak-
fı. Izmır Kültür Sanat \ e Eğıtim \ akfı v e
EskışehirFesmalı'nı kapsayan birturne
gerçekleştirecek.
Düny anın ileri gelen erken dönem mü-
zik topluluklarından olan Philip Pic-
kett'ın New London Consort topluluğu
çok renkli ve geniş kapsamlı bir ortaçağ.
rönesans \e barok dönem repertuvarını
araştırarak dikkatîe hazırlaması \e mü-
zik bilimı ile eğlencenın en iyisini bir
araya getırme?.iyle tanmıyor.
Her biri kendi alanında tanınmiş so-
listler olan \ew London Consort üyele-
ri. az rastlanır bir atnaç ve stil uyıımunu
sergıledıklennden. sanatçı lık. yetenekve
virtüözlük alanında tartı^ılmaz bir üne
sahıp.
Türkiye'de vereceklerı konserlerde
topluluğa e^lık edecek ünlü soprano Cat-
herine Bott. erken dönem müzığın en
önemli yorumculanndan biri. Sanatçı.
1988 vılında İngiliz restorasyondönemı
tıvatrosundan \lad Sını^s aıul Sccnus.
Ne\\ London
Consort
topluluğu çok
renkli ve geniş
kapsamlı bir
ortaçağ,
rönesans \e
barok dönem
repertmannı
araştırarak
dikkatîe
ha/ırlaması ve
müzik bilimi ile
eğlencenin en
iyisini bir araya
getirmeshle
tanınıvor..
Purcell şarkılarından oluşan Sueeter
rlıun Ro<es ve 17
. yüzyıl Italyan virtüöz
aryalarından oluşan bir resitalın kaydı-
nı. DECCA ilegerçekleştirdi. Dünyanın
birçok yerınde konserler veren sanatçı-
nın Nev\ London Consort ile de bir çok
kaydı bulunuyor.
New London Consort ve Musiciansof
the Globe topluluklarının yönetmenı
Philip Pickett. programlannı müzik bi-
lımı. eğitım v e eğlencey i bir araya getir-
mey ı sağlayaeak şekilde planlıyor. Pıc-
kett'in. erken dönem müziğinin sunul-
masında sürekli yeni yollararayışı için-
de olması geleneklere karşı çıkan bazı
deneylerlesonuçlanıyontiyatroögeleri-
nın konserlerde yer almaya başlaması.
erken dönem liriklerinin daha modern
Ingilizce çevin ile sunulması. müziğin
dans ve mim ile bir araya getirilmesi.
konser öncesındehokkabazlık. sihirbaz-
lık. ateş yeme. gezici şairler ve dans eden
ayılar gibi fuaye etkinlıklerinin sunul-
ması bunlardan bazılan.
Topluluk. konser ve kayıt çalışmala-
rında hem yayımlanmamış. bilınmeyen
ya da rekonstrüksyonu yapılmış eserle-
rin ilk seslendirilişlerini gerçekleştir-
mekte. hem de daha tanınmış eserlere
yeni yorumlar getiriyorlar.
Son yıllarda Almanya. Belçika. Fin-
landiya. Fransa. Hollanda. Hong Hong,
Ispanya. Israil. İsviçre. İtalya. Latin
Amerika. SSCB. Yunanistan ve Yugos-
lavya'dabelli başlı festival ve konser sa-
lonlarında konserler veren topluluk. tn-
giltere'ninbelli başlı festivallerinede sü-
rekli olarak katılıyor. Topluluk aynca Er-
ken Dönem Müziği Organizasyonu'nun
ülke çapında beş turnesini aerçekleştire-
cek.
/. Elisaheth ve //. Philip dönemlerin-
den tngilız ve tspanyol müziği. Cenun-
tes. Shakespeare ve İspanyol Armadası
zamanından madrigaller. solo şarkılar,
tiyatro müziği. taverna şarkılan. lavta ar-
y alan, baladlar. romanslar. danslar. solo
enstrüman için müzik ve v irtüöz enstrü-
mental müzikten oluşan repertuvannın
neredeyse tamamı BBC Radyo 3 tarafın-
dan kayıt edildi. Topluluk televizyon ala-
nında da birçok yapıma müzikleriyle
katkıda bulunuyor. Bunların arasında
Mıısic in Time dizisi ile Hamlet, Lady
Jane, Robin Hood Prince ofThieves, A
\tanfor all Seasons ve Nostradamus gi-
bi Shakespeare uyarlamalan bulunuyor.
Topluluğun bu alanda yaptığı son çalış-
malar ise Brother Cadfael \e A Kid at
the Court of King Arthur
Nevv London Consort' un şu ana kadar
yapılan kayıtlan arasında Michael Pra-
etorius'un Daııces from Terpsichore.
1988 ve 1990 yıllannda Edison Ödülle-
ri 'ni kazanan orijinal Carmina Burana el
yazmasının bütün şarkılan, Biber ve
Scmelzer'in Tnımpet Music (1993 Rit-
mo Ödülü) ile Susato'nun Danse-
reve 'sinin (1993 Ritmo ve Diapason
D'or ödülü) kaydı sayılabilir.
Japon sanatuıdan önemli bir kesit: Japon bebekleri
Kültür Servisi - Japon \akfı öncülüğünde ve
Japon Konsolosluğuaracılığıy la İstanbul'a gelen
•Japon BebekleriSergisi", 15ekımgünü İstanbul
Menkul Kıvmetler Borsasi Sanat Galerisi'nde
sanatseverlerle buluşacak.
74 Japon bebeğinden oluşan bu sergıde Japon
ananesini. kültürünü ve sanatını izleme olanağı-
na kavuşacak sanatseverler. Tarihi Kabuki tiyat-
ro fıgürlerınden. samuraylara. Japon kadınınııı
saç şeklınden pırıltıh kostümüne. imparator ai-
lesi gıysı ve takılarına kadar her şeyi ince ınee
işleyen 'Japon Bebekleri Sergisi' 1 kasinid dek >ü-
recek. Japon bebeklerinin başlangıci IÖ 3000y ı-
lına. Jamon dönemine rastlıyor. Edo döneminden
sonra ise bebekler. değişik şekil ve amaçlaredi-
nıyor Polıtık savaşlardan uzak. istikrarlı birçağ
olarak nıtelendınlen bu dönemde bebekler, mis-
tik amaçlardan çok. teşhir ve zevk için kullanıl-
miş. Böylece günümüze dek uzanan zengin be-
bek kültürünün temellen atılmış.
Japon bebekleri ahşap. kâğıt. bez \ ey a çamur-
dan yapılıyor. Dingin bir ifade güzelliğı ve zen-
gin renkleryaratnıak için çeşitli teknikler kulla-
nılıyor.
Çocuk oyuneağı olmanın ötesınde. sanatsal
değertaşıyan veel sanatları arasında önemli bir
yer edinen 'Japon BebekJeri" ciddi bır becerinin
ürünü olarak karşımıza çıkıyor.
Gosho Ningyo ya da imparator sarayı bebek-
leri. kiiçük çocuklann hatlarını betımliyor. Kıme-
komı bebekleri. tahtadan oyulduktan sonra 'giy-
diriliyor". Kostüm bebekleri ise boyanmış ya da
öriilmüş kumaşlarla bezenmiş. teşhir amaçlı.
Birbebeğinyapımınapekçok kişı katkıda bu-
lunuyor. Çamur bebekleri çoğu ateşlenmiş ça-
murdan kalıba dökülüvor. daha sonra boyanıyor
v ey a istiridye tozuyla kaplanıy orlar. Her y örenin
kendine özgüzevk ve renklerini vansıtan bebek-
lerin sanatsal dünyasına. onların geleneksel ve
günümüz Japonyasfndaki önemli rollerine bak-
mayı amaçlayan sergı. Japon sanatından önemli
bir kesiti de sanatseverlere sunuvor.
r-.
:
ı
BUAŞAMADA
ŞÜKRAN KURDAKUL
Bende Yaşayan Cahit
Sıtkı Şiiri
Cahit Sıtkı Tarancı'nın şiiri, yarım yüzyılın birik-
tirdiği anılarla birlikte yaşar bende.
Gençler için tarihten bir yaprak.
20'sine varmamış şair adayları, başka Cahit Sıt-
kı'ların dizeleriyle kendileri arasında buluşma mut-
lulukları buluyor şimdı.
Zaten, bızim belleğimizin kuytu köşelerinde giz-
lenen yakın geçmiş, gençler için tarih olmuyor mu...
Kim biliyor ki eski yaratılar hangi özellikleriyle ya-
şanmakta olanı etkilemektedir. hangi özellikleriyle
kopup gitmiştir yaşanmakta olandan.
Cahit Sıtkı'nın ilk şiirleri. 1930-33 yıllarında Ser-
vet-i Fünun, Muhit ve Varlık dergılerinde çıkmıştı.
Nâzım Hikmet in. Necip Fazıl'ın, Ahmet Ham-
di Tanpınar'ın kendilerinden öncekilere de sonra-
kilere de şiirlerini kabul ettirdiklerı yıllar.
Onun kişiliğini arayış dönemi.
Necip Fazıl ve Ahmet Hamdi'nın şiirlerinde sıkça
kullandıkları sözcüklerı seviyor bu döneminde Ca-
hit Sıtkı.
Sonra bir açılma var.
Ben bu açılma yıllarında tanıdım Cahit Sıtkı'nın şi-
irini. Kimilerini istanbul (1943-46) dergisınde gördü-
ğümüz bu yeni dönem ürünlerinde çağdaşlarını et-
kılemeyen duyarlıklarayengin şairgittı, dünyanın bir
parçası olduğunu algılayan Cahit Sıtkı geldi.
"Yaşadığım iyi kötü günleri
Değişmem hiç bir cennet masalına."
Hele Yaratış'ta birdenbire karşımıza çıkıveren
"Garip Kişı"öe gerçeğini şiirinden gızlemeyen Ca-
hit Sıtkı.
"Bu akşam ilk olarak ağladım
Bekar odamm penceresinde..
Hanı ev bark, hani çoluk çocuk
Ne geçti elime bu hayatın
Meyhanesinde, kerhanesınde..
Yatağım her gece böyle soğuk,
Saadet bu ömrün neresinde?.."
1944 desek. 52 yıl bitiyor Bu yarım yüzyılı aşkın
zaman diliminde 1892-1944 arasındaki 52 yıla gö-
re şiirimizin açılımlarını, kazandığı değerleri demok-
ratikleşme savaşımının utkularından biri olarak dü-
şünmeliyiz.
•
Cahit Sıtkı. 13 Ekim 1956'da, 46 yaşındayken
göçtü dünyadan. Yetiştiği yıllar, gençlıği ve sonrası
"Tek Parti Dönemi"nin çalkantılannda geçmişti.
Belki, ileri-geri çatışkılarından uzak kaldı yaşamı
boyunca. Ama uygar ınsana özgü erdemlerı yitirme-
di hiç.
1950'de "Nâzım Hikmet'i Kurtarma" eylemine
katkısı ve okuyacağınız dizeleri özgür insan kimli-
ğinın tanığıdır bence.
"Birşey daha var yürekler acısı
Utandırır insanı, düşündürür,
öylesine başka bir kalp ağrısı,
Alır beni tâ Bursa'ya götürür.
Yeşil Bursa 'da konuk bir garip kuş
Otur denmiş, oracıkta oturmuş,
Ta yüreğinden bir türkü tutturmuş,
Ne güzel şey dünyada hür olmak, hür.
Benerci, Jokond, Varan 3, Bedrettin
Hey kaphe felek, ne oyunlar ettin,
En yavuz evladı bu memleketin,
Nâzım ağabey hapislerde çürür."
Kıbrıs'ta uluslararası şiir şöleni
ANKARA (AA)-Türkıye Yazarlar Bırhğı'mn
düzenlediği. bu yıl dördüncüsü yapılacak olan
'Türkçenin Lluslararası Şiir Şöleni'nin Kıbrıs'ta
yapılacağı açıklandı. 16-22 Ekim tarihleri arasında
gerçekleştınlecek olan şölene. Türk dünyasından yırmiye
yakın ülkeden yüzü aşkın şair katılıyor. Lefkoşa Atatürk
Kültür Merkezı'ndekı açılış törenı iîe başlayacak olan
şölen kapsamında. Türk Dünyası Yazarlar Bırlığı
başkanları. 22 ekim salı günü Ankara"da toplanarak
Türk Dünyası Yazarlar Zırvesi' başlığı altında
uluslararası bır buluşma gerçekleştırecekler.
İFSAK1. Dia Gösterisi Yarışması
• Kültür Servisi-İFSAK tarafından kasını ayında
gerçekleştırilecek 12. İstanbul FotoğrafGünleri'nın
hazırlıklan sürüyor. Bu yıl gelenekselleşen etkinliklerın
dışında Türkiye'de ilk kez gerçekleştirılecek dıa gösterisi
yarışması. Fotoğraf Günleri kapsamında yeralacak. Son
katılım tarihınin 15 kasım olduğu yarışmanın seçici
kurulunu Nevzat Çakır. O. Cem Çetin. Atillâ Dorsay.
Hilmi Etıkan, Kamil Fırat, A. fhsan Gökçen, AIi
Üstündağ ve İbrahim Zaman oluşturuyor. ^'arışma
hakkında biigi ve katılım formları İFSAK'tan
edinilebilir. Ayrıntılı bilgi için tel: 212 243 14 01.
Markopaşa elli yaşında
• Kültür Servisi - Bundan elli y ıl önce. 24 Kasım
1946'da. Türkiye'nin gülmece ve siyaset tarihi
Markopaşa'nın yazın dünyasına gırmesıyle yeni bir
boyut kazanmıştı. Markopaşa'nın ellıneı yıldönümü
nedenıyle Rıfat llgaz Kültür Merkezi ve Nesın YakfVnın
ortak katkılarıy la Türkiye'nin (946-50 dönemine
(Markopaşa. Merhumpaşa. Malumpaşa. Ali Baba.
Geveze, Medet. 7-8 Paşa. Öküz Mehmet Paşa. Bızim
Paşa. Başdan. Yeni Baştan gazetelennm çerçevesınde)
ışık tutacak bır kitap hazırlanıyor. Dönemle ilgıli anı.
belge ve fotoğrafların kendılerıne ulaştırılmasını isteyen
Rıfat llgaz Kültür Merkezi ve Nesın Yakfı. 7 kasım
tarihinde TÜYAP Kitap Fuan kapsamında paneller
düzenliyor. Filiz Ali, Aydın llgaz. Alı Nesın. Şükran
Kurdakul ve Mete Tunçay'ın İconuşmacı olarak
katılacakları panellerin yanı sıra fuarda ıkı kuruluşun
ortak katkılarıyla hazırlanan Markopaşa'nın binnci
sayısının tıpkıbasîmı ziyaretçilere armağan olarak
sunulacak. Elinizdeki belge. anı ve fotoğraflan
ulaştırmanız için Rıfat llgaz Kültür Merkezi
(Küçükparmakkapı Sokak. No. 23. Beyoglu Tel: 293 23
99), Nesin Vakfı (PK 5, Çatalca)
Akbank 6. Uluslararası Caz
Festivali sona erdi
I Kültür Servisi- Akbaak'ın. "Sıyah adamlann beyaz
kanatlı kuşu şimdi İstanbul'da' sloganıyla başlattığı 6.
Uluslararası Caz Festivali öncekı gece Abdullah ftrahim
Trio ve Benny Golsonın CRR Konser Salonu'nda
verdikleri konserlerle son buldu. Kapamş konserlerınde
Modern Caz'ın önemli isımlennden Güney Afrikalı
pıyanist Abdullah İbrahim "'Yarona" adını verdiği
üçlüsüyle Batılı caz standardlannı ülkesınin müzik
geleneğiyle harmanlayan bir konser sundu. Özgün
çalışmalannı seslendiren İbrahim. duru. akıcı müzik
diliyle ilgi topladı. Festıvalin son konuğu ise
cazseverlerin İVhisper \ot adlı bestesınin caz
standardları arasına katılışının 40. yılını kutlayan Benny
Golson'dı. Ünlü besteciye vokalde Jon Hendricks
eşliketti.