25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Ya\ ın Yonetmenı Orhan Erinç • Genel Yayın Koordınatdnı Hikmet Çetin- kava 0 Yazıışlen Mudurlerı İbrahim Yıldız (Sonınılu), DinçTajanç • Ha- ber Merkezı Mudurir Hakan Kara # Gor- iel Yonetmen Fikret Eser Dı$ Haberler Şinasi Damşoğlu # Utıhbarat Cengiz \ ıldırım 0 Ekonomı Şülent Kızanlrk 0 Kultur Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir \ ücelman 0 Makaleler Sami Karaören 0 Duzekme Abdullah Y azıcı 0 Fotoârjf Erdoğan Köseoğlu 0 Bıigj-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen Mehniet Faraç Yasınkunılu İUıanSelçıık|Ri>kaııı. Orhan Erinç. Okta> kurtboke. Hikmet Çelinka\a. Şükran Soner. Ergun Bakı, Dinç Ta\ anç, İbrahim ^ ıldız. Orhan Bursalı. Mustafa Balba\. Hakan Kara. AnkdraTemMİciM Mustafa Balba\ • Haber Muduru Doğan Akın Atarurk Bulv an No 125, K.at 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 C 1 hat). Faks 4195027 0 lzmır Temsılcısı Serdar Kızık, H Zıva Bl\ 1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks 4419117 0 Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu. tnönuCd 119S No 1 Kat l.Tel 3522550. Faks 3522570 Muesse^e Muduru Erol Erkut 0 Koordmatör Ahmet Korulsan 0 Muhasebe Bülent Y ener 0 Idare Hûseyin Gûrer 0 l^letme Önder Çelik 0 Bılgı-tşlem Nail İnal 0 BılgısayarSıstenr Mürihet ÇUer M E D \ A C: • Yonetını Kurulu Başkanı - Genel Mudur GülbiR Erduran 9 Koordınator Reha Işıtman 0 Genel MudLir Yardımcısı Mine JVkdağ Tel 514 07 53 - 5139580-5138460-61.Faks 5118466 \aMmla\an \e Basan: Yenı Gun Haber AjanM. Basın \e > 3>mcıhk ^ $ TurkocafıCad '941 O&Jİoâlu 34334 Ut PK 246 Istanbul f el (0 2i:ı 5 \2 05 05 |2() ha'ı Falo (0 2I2ı M3 S5 13EK.İM 1996 tmsak:5 42 Güneş:7.06 Ögle-12.58 Ikindı: 16.02 Akşam. 18 35 Yatsı: 19.54 Hilal güneş' • Haber Merkezi - Dünyanın Kuzey Yanküresı'nin gündüzü yaşavan bölgelerinde gözlenebilen güneş tutulması dün gerçekleşti. Yaklaşık yanm saat süren tutulma sırasında havanın bulutsuz olduğu şanslı yerlerden biri de Polonya'nın başkenti Varşo\a'ydı. Avrupa'dan son 35 \ ıldır gerçekleşen en büyük kısmı güneş tutulmasına tanıklık eden kentın üzerinde güneş. aya bakarken görmeye alıştıgımız "hılal" şeklinde ınsanların karşısına çıktı ÇYDD, çocuk korosu kuruyop • İstanbul Haber Servisi - Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Çocuk \e Gençlik Korosu kuruyor. Çocuklardakı müzik kültürünü geliştirmeyi hedefledıklerini belırten dernek vetkılıleri. koronun Ankara De\ lel Konser\atu\an mezunu Evlın Bahçevan tarafından yönetileceğıni kaydettiler.'ÇYDDFatih Şubesi de yetışkinlere ikı aşamalı okuma-yazma kursu açıyor. 14ekimde başlayacak olan kurslara katılmak ısteyenlerın "0 212 521 08 0V" numaralı telefona başvurabilecekleri belinildı. Yelken Dünyası dergisi • Haber Merkezi - Yelken Dünyası dergisi. ekim ayında 150. sayısına ulaştı. Avlık yayımlanan dergı yeken sporları. yatçılık. yat turizmi gibi konulardaki haber ve değerlendirmelerin yanı sıra Osmanlı deniz tarihıne ılişkın araştırmalara da yer \erı\'or. Pazarın fıkrası Temel bir hemşerisinı yaralamış. Mahkemede yargıcın huzurunda: Yargıç "Arkadaşını yaralamışsın, ikı tane de görgü tanığı var" deyince, Temel, "Ama atmış beş mılyon da görmeyen var haçim bey, iki kişiye mi inanacaksın yoksa atmış beş milyona mı?" demiş. Yabancı sözcükler üzerine... Nüzhet Konyalı adlı okurum "Yabancı Kelimelere Karşılıklar" adlı bir kıtapla 6 eylül tarihli Cumhuriyet'i işaretleyerek göndermiş ve "Bu DERBİ nefesleri kesecek" başlığını ayraç içine almış. Diyor ki: "Yazılannızda dilimizin kullanımıyla ilgili bölümler beni çok sevindiriyor. Ancak gazetemiz Cumhuriyet'te zaman zaman günün moda akımına uyarak kullanılan yabancı sözcükler (üstelik bir de manşette geçmişse) sinirlerimi tepeme çıkartıyor." Hiçbir yorum yapmadan bu okurumun satırlarını buradan aktarıyorum. Kendimizi eleştirmeyi biliyoruz. Bu da hoşuma gidiyor. Neyzen Tevfik iki gözü görmeyen bir arkadaşı Neyzen'e sormuş: - Memleketin durumunu nasıl görüyorsun ? Neyzen "karanlık" diyememiş. arkadaşına bakmış bakmış ve: - Valla, senin gördüğün gibi, demiş. Londra'da düzenlenen 'Sultan' kod adlı Türk müzayedesinde 40 kadar resimden sadece 8'i yine Türklere satıldı Türk resmi Avnıpa'da ilgi görmediÖZGEN ACAR ANKARA - Sothebv s Müzayedeevfnin 250 yıllık tanhınde ılk kez cuma günü Londra'da düzenlenen 'Sultan' kod adlı 'Türk Müzayede- si'nde Türkler. Türk eserlerini alabilmek ıçin kendı aralannda kıran kırana kapıştılar. En önem- li birkaç eserı kapan Batılılar, çağdaş Türk res- mıne değil ügı duymak, bu eserlenn satıldıgı ıkin- ci oturuma katılmadılar bıle Müzayede katalo- ğunda 1500-15 bin sterlın arasında değişık de- ğerler bıçılen 40 kadar çağdaş Türk resminden sadece 8 tanesının 420 ıle 2 bın sterlın arasında yine Türklere satılması 'skandal'olarak tanım- İandı. Önceden düzenlenen tanıtım kokteyline ka- tılanların çoğunluğunu Türklerin oluşturması. müzay edenın yine Türkler arasında geceçeğinin bir göstergesı olarak kabul edılmıştı. Nıtekım öy- le de oldu. Kokteyl ve müzayedeye katılan Türkler ara- sında Çiğdem Simavi ressam Mehmet Güleryüz, Ahmet Çuhadaroğlu, Semiramis Pekkan, Dr. Cengiz Aslan. Ali Çingillioğlu, Tanju Köseoğlu, Cem l zan. Alinur Yelidedeoğlu gibi adlar dik- katı çekıyordu. İstanbul müzayedelenndealicılan kapıştıran Antik AŞ'nın furgay-Nurcan Artam'lan ve Maçka Mezat'ın 'Sakallf Ahmet Ltku'sudabu kez kıran kırana yanşan alıcılar arasında yerle- nnı almışlardı. Londra müzayedelennin alışıl- mış ısimlennden A>şegül Nadirortalıkta görün- mezken adı bir ara Lady Di ıle çıkan ve Ayşe- gül Nadır'ın sevgılısı olarak tanımlanan Oİiver Hoare'un kokteyle katıldığı. arttırmava ıse te- lefonla girdığı b'elırlendı. Batı müze ve galerılerinden British Muse- um'dan bir iki uzmanın yanı sıra Türk halı ve Osmanlı eserleri konusunda uzman, yazar. ga- len sahıbı Yannis Petsepoulos da önemlı ahcı- lardan bın olarak yennı almıştı. Günün ilk sürp- rızini. 19. vüzyılda yapılmış elmas. altın ve al- tın simlı birvazı takımı yaptı. 7-9 bin sterlin ön- görülen bu vazı ta- kıma Ahmet Ut- ku'nun. (yüzde 10 komisvon \e yüzde 15"likkDVdışında) 33 bin sterlin (yakla- şık 4.7 mılyar lira) verdiği anlaşıldı. 'Koç Kardeşler'in müzayede salonun- da bulunmamasına karşın. telefonla ve temsilcılen aracıhğı ile özel- lıkle Iznık tabaklara ilgı gösterdiklerı haberi sa- londa dolaştı. Bu çerçeve ıçinde 1575"te vapıl- mış bir Iznık tabak 25-35 bın sterlın yenne 66 bin sterline (yaklaşık 9.4 milyar lira). 30-35 bin öngörülenbırbaşkası ise52 bin sterline (7.3 mil- yar lira) satılarak Iznik eserlerine ilginin sürdü- günü kanıtladılar. Hıç kuşkusuz günün en il- gınç satışı Sunye'den gelmış ve 1800'lerde ya- pılmış çok renkli ve yaldızlı bir Osmanlı ahşap odası idi. 60-80 bın sterlın beklenen bu odaya bir İtalyan çıftınin 180 bın sterlın (yaklaşık 25.4 mılyar lira) ödediklerı belirlendi. Öngörülen değerler üzenne çıkma başansını bazı Osmanlı tekstıl parçalan gösterdı. Bunlar- dan 17. vüzyılda keten kumaş üzenne ıpek ış- lenmişbirbohça 112-15binsterlinbeklenirken 17 bin sterline (yaklaşık 2.4 milyara) satıldı. Yine ay nı yüzy ılda keten üzenne ipek işleme- li bir yorgan yüzüne beklenen 18-22 bıne kar- şıiık alıcısı 30 bin sterlın (4.3 milyar) ve ekle- Ootheby's Mûzayedeevi'nde ilk kez düzenlenen 'Türk Müzayedesi'nde Batılı alıcılar en önemli birkaç eseri aldılar. Çağdaş Türk resimlerinin müzayedesine ise hiçbir Batılı koleksiyoncu ya da Batılı galeri sahibi katılmadı. Böylece çağdaş Türk resminin Avrupa kapılannı açacağı iddiası boşa çıktı. nnı ödemeyı kabul edınce tokmak ındı. Müza- yede öncesınde Refahlı Külrür Bakanlığı'nın dikkatini çekerek Islamıyetın üç kutsal türbesin- den biri olan Eyüp Sultan'da 1900"lerde kaçı- rılmış sekizparçalık 1680yapımı Iznik çini pa- nonun satışa çıkacağını duyurmuştuk. Öngörülen 50-70 bin sterline alınan bu pano- nun satışını Londra daki Türk Büyükelçilıgı dıp- lomatlan izlemekle yetindiler. Çünkü kendile- rine bu parçanın müzayededen çekilmesinin saglanması ya da el altından satın alınması yo- lunda bir talımat venlmemişti. Müzayedenın öğleden sonraki oturumu resme aynlmıştı. Bu oturumun da kendı ıçinde ikı bölümü vardı. Bi- rincısı Batılı 'Orientalist-DoğusakrressamJa- nn tablolan. ıkincısı ise çağdaş Türk ressamla- nnın eserlen ıdi. 1761'de fsvıçreli Jean Etien- neliotard'ınyaptıgı 'ÇubuklaS^araİçenTürk Ciysili Centilmen' tablosuna 200-300 bin ster- lin bekleniyordu. Alıcılar. fıyatı 170 bın sterlın- den yukan çıkmadıklan için tokmak. tablonun satıştan düştüğünü ilanetti.Butablodan önce Fransız Atoine de Farray'a atfedılen yabancı büyükelçile- rin sarayda kabulüne ifişkın ikı tabloya 60- 80 bin sterlin veren çıkmayınca satış 52 bın steriinde iken dur- duruldu. Fransız Adolphe Yvon'un 18. yüzyılda yap- rıgı 'İstanbuJ'da Bir Sokak' tablosu öngörülen yüzde 50 fazlasına 90 bine ve Pasdarofça An- laşması'nın imza töreni ıle ilgili üç parçalık İtal- yan sanatçılann yaptığı tablolar ise 80 bin ster- line satıldı. Bu üç parçaya 80-100 bin sterlin bek- leniyordu. Belçıkalı Julius-Josephus-CaspardStarck'ın 'Türk Kahvesi' ıse öngörülen değerin dört bın fazlasına 34 bin sterline alıcı buldu. Bu tür mü- zayedelerin başa güreşenlerinden olan Ayva- novski'nın bir tablosu satıştan çekılırken. 'Bo- ğazda Mehtap' adlı ıkinci tablosu öngörülen de- gennı 29 bın sterlınden buldu. 150 bın steriin beklenen Leon Cogniet'ın bir tablosu ancak 68 bıne kadar çıkınca satıştan dü- şürüldü. Leon Adolphe Auguste Belh/nınk Cey- lan A\ı'na beklenen 80-120 bın sterlını kimse- nın vermeyeceğı anlaşılınca başlangıçta satış- tan çekildı. Erol Aksoy'ın 14 bıne aldığı söylenen Os- man Hamdi'nin 'ÇöMe'adlı tablosuna 20-30 bın sterlin öngörülmüştü. Şeker Ahmet Paşa'nın yaptığı kesın olmayan bir tabloya 30-50 bın bek- lenirken alıcısı ancak 27 bın sterlin ödedı. 80- 100 bın sterlinle rekor kıracağı umulan İbrahim ÇaüVnın 'MahmutPaşaTürbesi'tablosuna ön- görülen değenn verilmeyeceği anlaşılınca satış- tan cekıldi. Fahr'ul Nissa Zeyd'in tablosu 10 binden alıcı buldu. Çağdaş Türk ressamlanndan Fikret Mual- la'nın bir resmı alıcı bulmazken, birdiğeri 1.400 sterline. Selma Gürbüz'ün 2 bin sterlın bekle- nen 'Kedili Kadını' 1.400'e. 5 binlik Elvan Al- pay'ın 'Çiçek Gücii' 1 500"e. Bubi olarak ta- nımlanan David Ha\"on'un 'Adsız' esen 1.500 ye- nne 420 sterline, 2 binlik TtırkanÖzgüçPirinç- çioğlu'nun 'Pahaço'su 1.300'e. Serdar Arat'ın 3 binlik resmı 2 bıne. Benice Gümrükçüoğ- lu'nun bın sterlinhk 'Adsız'ı 650'ye. buna kar- şılık Jak Ihmal>an'ın 'Bir Köylüsü' öngörülen 1.500"ün üzerine çıkarak 2.400'e satıldı. Modacılar şaşırdı Modacılann 1997 yılı ilkbahar->az se/onu kreasvonİarinı tanıtmak amacıyla düzenlenen defileler sürüyor. Önceki gün sıra Fransız modacı Jean- Paul Caulrier'devdi. Önü kapalı olarak hazıriadığı gelinlik. izleyenleri şaşırtîtı. Çünkü bu gelinliğin arkası tamamen açıktı. Caultier'nin öteki iki gece elbisesi de çok alkış aldı. Bunlardan biri (iistte, solda) çok renkli suryen ve balık ağından yapılan kırmı/ı tayttı. İngiliz manken Stella lennant'ın sunduğu san-siyah çizgili ceket- pantolonu ise kırmı/j, bevaz. siyah çizgili velek ve ince bir kravat tamamhvordu. (Fotoğratlar: REUTERS) HILL Mİ, MLLENEUVE Mİ KAZANACAK? Formula-1 kralını anyor ALPGUNYARAN Dünya'nın en pahalı sporu olma özellı- ğini açık ara ile sürdüren Formula-1 ara- ba yanşlannda, 1996 sezonu bu sabah ya- pılacak JaponyaGrandPri\'sı ıle sonaen- yor. Formula-1 Şampiyonasfnın 16'ncıveson ayağı olan Suzuka Pisti'nde koşulacak Ja- ponya Grand Prix'sinde V\illiams Rena- uh'nun ikı pılotu Ingılız Damon HiU ve Kanadalı JacquesViIleneuveşampiyonluk mücadelesi venyor. Damon Hill, 15 ayak- ta topladığı 87 puan ıle sıralamada binnci sırada bulunuyor. V'illeneuve'ün ıse 78 pu- anı var. Formula-1 yanşlannda birinci olan pi- lot 10, ıkinci 6, üçüncü 4, dördüncü 3. be- şinci 2 ve altıncı 1 puan kazanıyor. 16 ayak sonunda pilotlann topladığı puanlar eşit olursa daha fazla yanş kazanan pılot şam- piyonluğa ulaşıyor. Bu durumda rakibinin 9 puan önünde olan Hill'e altıncılık ya da V'illeneuve'ün birinci olamaması yetiyor. Eğer Villeneuve birinci ve Hıll altıncı olur- sa ikı pilotun puanlan eşıtlenecek ve 15 ayakta 7 birinciligi bulunan Hıll, 4 birin- ciliği bulunan Villeneuve'ün önünde ha- yatının ilk Formula-1 şampiyonluğuna ula- şacak. Pilotlann son yanşlarda gösterdikleri performanslan değerlendirdığimizde Da- mon Hill'ın son 4 yanşta birinciliğe ula- şamadığını görüyoruz. son olarak Porte- kız'de yapılan Gran Pnx"de Villeneuve, Damon Hıll'in önünde binnci oldu ve umutlannı Japonya'ya taşıdı. Japonya'da dün vapılan sıralama turla- nnda da Villeneuve yapabıleceğinın en ıyisini yaptı ve l:38.909"luk derecesı ve 213.432 km saat'lik hız ortalaması ıle ya- rışmaya "pole position" konumunda başla- mayı başardı Damon Hıll ise 1:39.370'lik derecesi ile Kanadalı takım arkadaşının hemen ardında start alacak ve kendısı ıçın çok yakın gibi gözüken şampiyonluğa ulaş- mak ıçin yanşı ılk 6 arasında tamamlama- ya çalışacak. Takım sıralamasında ıse 15 yanş sonun- da 165 puan toplayanVVillıamsRenault'nun ardında 65 puanlı Benetton Renault ve 64 puanlı Ferrari bulunuyor. Babalanndan miras 25 yaşındaki Jacques V'illeneuve'ün hem de 36yaşındaki Damon Hill'ın babalanda Formula-1 pilotuydu. Kanadalı pılot, ba- basını 1982 Monaca Grand Pnx'sınde ge- çirdiği kazada kaybederken Damon Hill'in babası Graham Hill. yanş hayatına son verdikten bir hafta sonra geçırdiğı uçak kazasında yaşamını yitirdi. SAK ÜSTÜNDE MÜJDATGEZEN Türk tiyatrosu Akıl kurnazlığı bozar. Bizi yıllarca Batı tiyatrosunun üçüncü sınıf işleriyle uyutup durdular ve Türk tiyatrosunun gelişmesini engellediler. Düşünün, kısa bir süre öncesine kadar Türk yazarlarının oyunlarıyla konservatuvar sınavlarına girilemezdi. Geçen yazılanmdan birinde, bundan böyle Türk tiyatrosunun geleceği konusunda yazacaklarım olduğunu söylemiştim. Batı hayranı tiyatrocularımız bu işten pek hoşlanmayacaklar, bunu biliyorum, ama biz, Haldun Taner'in sürekli vurguladığı gibi "Bizım Tıyatromuz"ü var etmek istiyoruz. Hedefimiz budur. Ötekıler kötü taklitlerden başka bir şey değil. Tüm dünyayı dolaştım. Her gittiğim ülkede, o ülke tiyatrosunun örneklerini izledim. Onlar kendi oyunlarını bizden çok daha başanlı sahneliyorlar. Zaten bundan doğal ne olabilir ki?.. Yabancı tiyatro taklitçiliği amigoluktan başka bir şey değildir. Tamam, kültür bir alışveriştir, ama biz sadece alış-alış üzerine yürüyoruz. Gelecek hafta tiyatromuz nereye, nasıl varabilir konusunu tartışalım. Düşüncelerinizi KADIKÖY-İSTANBUL adresine yazabilirsiniz. Soyadımızın hakkını vermek At binmek Bir ara sinirlerim iyice bozulmuştu. Seksenli yıllar. Doktora gittim. Ata binmemin iyi bir rehabilitasyon olacağını söyledi. Sıpahi Ocağı'na giderek at binmeye başladım. Gerçekten sinirlerime iyi geliyordu bu iş. Atın üzerindeyken başkaca bir şey düşünmüyorsunuz. Aynı doktor bana balık tutmamı da salık vermişti, ama ben, o işin bana göre olmadığını söylediğimden atta karar kılmıştık. iki değişik canlı arasında yapılan tek spor bu at binmek. Sait'ti atımın adı. Yaşlıca bir hayvandı ve uysaldı... Gerçekten hayvanlar, insanları çok rahatlatıyor. Bir köpeğim, bir papağanım, birçok güvercinim var. Onlarla mutlu oluyorum. Çünkü onlar gözümün içine baka baka yalan söylemiyorlar. Sahtekârlık etmiyorlar. Politikayla uğraşmıyorlar. Amcam çok gezdiği için, soyadı kanunu çıktığında, Almanlar amcama, "Sen Gezen soyadını al, çok geziyorsun, bak şu anda bile Almanya'dasın" demişler. Amcam soyadını Gezen olarak almış. Babam da onun küçüğü olarak aynı soyadını benimsemiş. Ben de babamın oğlu olduğum için soyadım Gezen olmuş. ilk gezişim 6O'lı yıllarda tiyatro turneleri ile başladı. Hiç durmadan 1996 yılına kadar geldi. Ağustos ayı ortalanndaTrabzon'a, oradan İstanbul'a, oradan Bursa'ya, oradan tekrar Trabzon'a ve oradan İstanbul üzerinden tekrar Bursa'ya.. Bursa'da 22 ekimde "Hamlet Efendi" prömiyerini yapıp istanbul'a kesin dönüş... Eskiden bireski model otobüs tepesinde aylarca Anadolu'yu dolaşır, günde iki oyun oynar, gene de bana mısın demezdik. Şimdi yoruluyorurn. Yaşlandık mı ne?.. Yok canım. Daha 29 Ekim'e var. O gün 53 yıl geride kalacak. Benim doğum günüm 29 Ekim. Gericiler bu tarihte doğmuş olmama bozulsalar da benim doğum günüm bu tarih... Soyadımın hakkını vererek dolaşıp duruyorum işte. Bu gezilerin sonunda Türk tiyatrosu ıçin bir şeyler yapabilmiş isem, kendimi mutlu hissedeceğim. Kararı önce Bursa ve Trabzon seyircisi, turneye çıktıklarında ise diğer yöre izleyicileri verecekler. Ama iyi bir iş yaptıgıma inanıyorum ve mutluyum. Bu da bana yeter. Parayı daha sonra kazanırız. Ya da kazanmayız. Boş ver.. Okur mektupları 'Pazarlık ve duvarlık sözler: Laik olmaya layık değilsiniz. imza: FAİK... Hiç olmazsa Cumhuriyet okuyanlar daha fazla yaşasın (Sigaraya son) OKUYUN: Atasözlerimiz / Özgül Yayınevi. İZLEYİN: TRT 2 (Sanat Programları). SEVİN: Öğretmenler. ZONGULDAK'tan öğretmen Muhittin Ünlü / Bursa Devlet Tiyatrosu'na postaladığınız mektubunuz elime geçti. AVP Tiyatrosu'nun oynadığı "Hamlet Efendi"aû\\ oyunun kitabı var. Mitos Yayınları'ndan. Onun içinde bir de "İstanbul Müzıkali" adlı bir oyun var, onu oynayabilirsiniz. Sevgiler. MERSİN'den Kübra Karaer/ Mektubunuz elime geçti. Keşke tüm işlemlerinizi tamamlayıp MSM'ye gırebilseydiniz. Seneye bekleriz. Ama tüm evrakınız tamam olarak. Sonra yol olur... Yol olur fıkrası Nasrettin Hocamızındır. Hoca, bahçesını ekmış evıne gırecek. Bir küçük çocuk ektiği yerlere basa basa bahçeden geçmiş, evine kısa yoldan ulaşacak. Hoca yakalamış çocuğu ve başlamış dövmeye. "Yahu Hoca küçücük çocuğu ne dıye dövüyorsun. sana yakışırmı?" diye sitem etmiş komşulan. Hoca, "Bahçemden geçti" demiş. "E, ne olur bahçenden geçtiyse?" "Yol olur" diye yanıtlamış Hoca. Şarkılarımız türkülerimiz Bu hafta Türk sanat musikisınin ünlü bestekârlarından ismail Hakkı Bey'in devr-i hindi makamındaki bir şarkısının sözlerıni irdeleyeceğiz. Değil ismail Hakkı, telif hakkı bile söz konusu olsa ben bu şarkıyı gene tiye alınm. Çünkü artık demode. Çağdışı kalmış hiçbir şeye tahammülüm yok. Türk müziğini ne kadar seversem seveyim şunları anlayamıyorum: Şûle endâzı zemin oldu bu şeb mehtabımız Sahâ-i gülzar-ı tenvir etti hep mehtabımız Vuslat dildâre oldu çün sebep mehtabımız Böylece emsali olmuş mu acep mehtabımız. Bunda anlaşılmayacak bir şey yok. Güftekâr burada Şule'nin endazı zemin olduğundan mehtabın da bu arada şeb olduğunu anlatmak istiyor. Ve haliyle bu durumda elde olmadan, vuslat tabii ki dildare olmuş oluyor mehtapta. Böylece de mehtabın emsali olmuş mudur acep diye haklı olarak soruyor. Bu hafta bu şarkıyı size açıklamış olmanın gönül rahatlığı ile iyi bir pazar diliyorum. Tabii siz de haklı olarak bu şarkıların yerine "Onun arabası var güzel mi güzel"\ dinliyorsunuz genç okurlarım. Suç bizdeanlargibiyim... Zaman zaman iyi, zaman zaman kötüye dayanabilirim. Ama sadece kötüye asla. Türkiye'nin şansı Erbakan'ın Afrika gezisi; Mısır'da bayrak fiyaskosu, Libya'da da Albay Kaddafi'nin Türkiye'ye hakaretleriyle noktalanmıştı. Muhalefet kanadı veryansın etti. Erbakan'ın masaya yumruğunu vurup orayı terk etmesinden tutun, Kaddafi'nin suratına tükürmeye kadar işi götürdüler. Oysa Erbakan bunların hiçbirini yapmamıştı. Allah Türkiye'ye acıdı valla. Düşünün; Erbakan gerçekten masaya yumruğu atıp kalksaydı veya Kaddafi'nin yüzüne tükürseydi, bugün bütün Türk halkının sempatisini kazanacak ve ilk seçimlerde tek başına iktidar olacaktı... Oysa Hoca'nın, değil dış politikadan, diplomasiden de hiç nasibi yok. Bu görüldü. Hoca'nın Kaddafi'den azar işitmesi Türkiye'nin şansıdır. Hoca gidicidir. Ama Çiller onu kolay kolay bırakmaz. Çünkü çamaşırlar meydana dökülecek o zaman. Düşünüyorum: Gerçekten bunlara layık mıyız acaba?.. ! Bir sürü oyunuz otsa birini de Refah'a verir misiniz?.. (İyi düşünün)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle