28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 EYLÜL 1995 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Ortaöğretimde zorunlu olan din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin kaldınlması için imza kampanyası başlatıldı Zoruıılu din dersine protestoİZMfR (Cumhuriyet Ege Bürosu)- Alevi- Bektaşi Temsilcileri Meclisi, or- taöğretimde zorunlu olan din kültürü ve anlak bilgisi dersinin kaldınlması için imza kampanyası başlattı. Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal BaL din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin seçmeli olmasını istedi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Bor- nova Şube Başkanı Kanm Ceylan. 15 ağustosta Hacıbektaş ilçesinde Genel Başkan AH Rıza Gûlçiçek'in başkanh- ğmda toplanan 40 kişilik Alevi-Bektaşi Temsilciler Meclisi'nin, TBMM'ye su- nulmak üzere bir imza kampanyası açtı- ğmı açıkladı. İmza kampanyasının tüm demokrasi ve insan haklanndan yana olan kişi, kurum ve kuruluşlar tarafindan • Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Bornova Şube Başkanı Kazım Ceylan, 15 ağustosta Hacıbektaş ilçesinde Genel Başkan Ali Rıza Gûlçiçek'in başkanlığında toplanan 40 kişilik Alevi- Bektaşi Temsilciler Meclisi'nin, TBMM'ye sunulmak üzere bir imza kampanyası açtığını açıkladı. destekleneceğini ve milyonlan bulacağı- nı beiirten Ceylan, şunlan söyledi: "Türkiye düzeyinde başlatılan imza kampanyası İzmir'de bulunan Alevi- Bektaşi Temsilciler Meclisi'nin üyesi olan Pir Sultan Abdahe Hacı Bektaş Yeli kül- tür derneklerince de yürütülınektedir. Laik. biiimsel ve çağdaş eğitimden yana olan herkesi bu kampany avı destekleme- ye ve imza atmak için demek şubelerine çağuıyoruz. 1 eylülde başlartığımı/ kam- panyaya büyük ilgi var. Şu ana kadar sa- dece Izmir genelinde kampanvamıza on- binlerce kişi imza atarak destek \erdL Toplanan imzalan TBM.M Başkanh- ğı'na göndereceğiz.'* TBMM"ye sunulmak üzere imzaya açılan metin şöyle: "Laik ve demokratik bir sistemle yö- nerilen bir Türkiye'nin yaratılmasını is- teyen bi/ler. demokrasi ile idare edikliği iddia edilen Türkiye"de inanç gruplan arasındaki eşitliğin ortadan kaldırılma- sına yol açan, resmi din anlayışının yer- leştiıilmesine hizmet etmekten başka hiç- bir amacı olmavan okullardazorunlu din dersleri uygulamasımn kaldırılmasını. çağdışı eğitime verilen devlet desteğinin kesilmesini, eğitim ve öğretimdeki gerici veşeriatçı kadrolaşmanın ayıklanmasını talep ediyoruz." Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Bal, anayasada zorunlu hale getirilen din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin. çocuk- tan birinci derecede sorumlu olan ailesi- nin seçimine bırakılması gerektiğini söy- ledi. Bal. bu konudaki görüşlerini şöyle açıkjadr " Ülkemizde çokdeğişik insanlar yaşa- maktadır. Okullarımızda okutulmakta olan din kültürü ve ahlak bilgisi dersin- de, daha çok bir dinin ve özellikle de o- nun bir mezhebi yorumıınun bilgilendi- rilmesi öneçıkarümaktadır. Bugün ken- di inançlannı açıkça ifade edebilme du- rumuna gelmiş olan Alevilerin bu talep- lerini ve buna benzer inanışlardaki in- sanlann istemlerini olumlu bir adım ola- rak değertendiriyorum. Anayasada zo- runlu hale getirilmiş olan bu dersin, ço- cuktan birinci derecede sorumlu ailenin seçimine bırakılması doğru olacaktır. Böylece inanç özgürlüğüne de müdaha- le edilmemiş olacaktır. Çocuğun özgürce gelişerek aklı erdiği yaşta inanma terci- hini kendisine bırakmış oluruz. Bizce doğru yöntem de budur." İstanbul Milli Eğitim Müdüru Saraçoğlu'ndan okullara 'bağış' baskını İstanbul Haber Servisi - îstanbul Milli Egıtim Müdü- riı Metin Saraçoğlu, "zorun- lu bağış"a suçüstü yaptı. Sa- raçoğlu. Bakırköy Ticaret Meslek Lisesi'nde, istenılen bağışı zamanında getireme- diği için çocugunu kaydetti- remeyen Yusuf Kılıç adlı ve- liyle okul mudüninü ve kayıt görevlilennı yüzleştirdi. Çapa Ortaokulu'nda " kendi istekleriyle" bağış ya- pan veliler, çocuklarına, ya- pılan bağış miktarına göre seçmeli ders verildigini söy- ledıler. Süreklı "önce kayıt sonra istenirse bağış" diyen, bu ko- nuda okul yönetimlerini sık sık uyaran Milli Eğitim Mü- dürü. dün "zorla bağış ahndı- ğtna" ilişkın ıhbarlann alın- dığı Çapa Ortaokulu ve Ba- kırköy Ticaret Meslek Lise- sı'ne gazetecilerle birhkte baskın yaptı. llk durak, Çapa Ortaokulu idi. Bu okulda velilerden, "zorla bağış" alındığına iliş- kin bir kanıt yoktu. Veliler. "kendi isteğiyle'' yazılı bağış makbuzlan gösteriyor ve bu konudan pek yakınmıyorlar- dı. Yakındıklan. seçmeli derslenn bağış miktarlanna endekslenmişolmasıydı. Ve- lilerin anlattıklanna göre, üç milyonun altında bağış ya- panlar, "resim, karton işJeri". üç-beş milyon arasında ba- ğış yapanlar tngilizce. beş milyonun üstünde bağış ya- panlar ise bilgisayar dersi alacaklardı. Okul yöneticile- ri bu iddialan reddettiler Sonrakı durak. Bakırköy Ticaret Meslek Lisesi oldu. Kayıt ve demek odalan yan yana olan okulda, kayıt gö- revlisi öğretmenler velileri önce, "zarf almak" için der- nek odasına gönderiyordu. Dernek odası önünde kuynık olan velilerin, 50 bin liralık Emlak Bankası Eğitime banka desteği İstanbul Haber Ser- visi - Türkıye Emlak Bankası AŞ tarafindan yaptınlan Bahçeşehir Atatürk Lisesi ile Mi- maroba Ahmet Sadık ve Sinanoba Yalçın Çiftçi- oğlu ilköğretim okulla- n törenle Milli Eğitim Bakanlığı'na devredil- di. Okullann Milli Eği- tim Bakanlığı'na devre- dilmesi ile ilgili proto- kol İstanbul Milli Eği- tim Müdürü Metin Sa- raçoğlu ile T. Emlak Bankası AŞ Yönetim Kurulu Başkanı ve Ge- nel Müdürü Prof. Dr. Ayduı Ayaydın arasında imzalandı. İmza törerinde konu- şan Emlak Bankası Ge- nel Müdürü Prof. Dr. Aydın Ayaydın. "Bugü- ne kadar Milli Eğitim Bakanlığı'na 19u ilköğ- retim okulu olmak üze- re 23 okul binasını ta- mamlayarak devrettik- lerini" söyledi. 15 okul binasının yapımının de- vam ettigiru de açıkla- yan Ayaydın, "Aynca çeşitli projelerde ilköğ- retim, lise, kreş olarak 35 okulun yapunmı da planlayarak Türk eği- tim sistemine 73 okui kazandıracağız" dedi. zarf almalan epeyce uzun sü- rüyordu. Bu odada zarf al- manın yanı sıra bağış pazar- lığı yapıldığını, durumu biz- lere ve Milli Eğitim Müdü- rü'ne anlatan velilerden öğ- rendik. Bu velileTden Yusuf Kılıç anlatıyor: "Çocuğumun diploma or- talaması 3.72. Yani kesin ka- yıta hak kazandı. 28 ağustos tarihinde kayıt için geldim. kayıt odasından demek oda- sına gönderdüer. Burada üç milyon lira bağış yapmam is- tendi. Paramın ıılmadıgını. aybaşından sonra getirebile- ceğimi söyledim. Kayıt yap- madılar. Müdüre çıktım. Müdür. 'Kaydını yapın" ya- zısıyla beni kayıt odasına gön- derdi. Yine y apılmadı. Para- yı sağladım. kayıt için bugün geldim. Kayıt bitti" dediler." Müdür Mehmet Kulak, Saraçoğlu'nun. "Kayıttan önce bağış istiyor musunuz" sorusuna "hayır" yanıtını verdi. Ancak, Yusuf Kılıç'ın yüksek ortalamaya sahip ço- cuğunun kaydı, okul müdü- rünün "Kaydını yapm" yazı- sına karşın yapılmamıştı. Saraçoğlu, Müdür Meh- met Kulak'ı da kayıt görev- lisi öğretmenlen de sert dil- le eleştırerek "Kapıcı 'Be- nım param yok' diyor.Çocu- ğunun kaydını yapmıyorsu- nuz. Müdür." Kaydını yapın' dhor, \apılmıyor. Bu çok yanhş. Devletten aldığımız parayı hak etmemiz lazım. Veliden yardım alınacak. a- ma bunu eğitime katkı payin- dan ayırmak gerek. Eğitime katkı pavının nasıl alınacağu yönerge>le beliıiendi. Bağış ise velinin isteğine bağhdır" dedi. Milli Eğitim Müdürü Sa- raçoğlu. Yusuf Kılıç'a yapı- lan haksızlığın giderileceği- ni söyledi ve bu okuldaki sorunlann çözümü için Meh- met Kulak ile görüştü. Işporta, dar gelirlinin kurtarıasıYeni öğretim vıünın heyecanı öğrencileri sararken, veliler kâbus dolu günler vaşıyor. Okul ka>ıt parasının ardından, bu kez de kırtasi>e giderleri gündeme geli>or. Bu soruna da her zaman olduğu gibi işporta yetişiyor. Kırtashe dükkânlannın yanına yanaşama>an ögrenci \elileri. işporta tezgâhlanndan kak'm. silgi, çanta, önlük ihti\açlannı karşıbyor. Caddcler. sokaklar, bayram ha>asına bürünmüş. fşportacılar, yüksek sesle müşteri çagınrken, öğrenciler, sokak ortasında önlükierinin, avakkabdarınm prmasını yapryor. Veni okula başlayacaklann yüzünde ilk heyecanuı kı\ıkımlan çakârken, palazlanmış öğrencilerin biraz sıkınülı olduğu göriilüvor. \eiiler ise yasadıklan ekonomik sıkıntm çocuklanna yansıtmamak için çe\reyezoraki gülücükler dağıtıyor. Bazı öğrenciler de, rengârenk işporta tezgâhlannın karşısında, seçün yapmakta zorlanıyor. Mahmutpaşa'da, işportacılann sesierine, yeni bir yıhn hevecanını vaşayan öğrencilerin sesi kanşıyor. (Fotoğraf: KUBİLAY TÜNTÜL) PROF. DR. SÜLEYMAN ÇETİN ÖZOĞLU, YENİ EĞİTİM StSTEMİNİ DEĞERLENDİRDİ 4 Eğitiıne yeni bir yama eldendi' EMtNE KAPLAN ANKARA-Milli Eğitim Bakan- lığı'nın (MEB) ders geçme ve kre- dili sistemin kaldınlmasının ardın- dan iki ay gibi kısa bir sürede yeni bir sisteme geçmesi, 'eğitimin gele ceği' tanışmalannı da beraberinde getirdı. Uzmanlar. son yıllarda siyasi ka- rarlarla eğitımin geleceğinin belir- lendiğini, yeni sistemle de eğitime yeni bir yama eklendiğini savunur- ken bakanlık yeni sistemle ilgili ça- lışmalanna hız verdi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bi- limleri Fakültesı öğretim üyesi Prof. Dr. Süleyman Çetin Ozoğlu yeni sınıfgeçme sistemini Cumhu- riyet e değerlendirdi. Ders geçme ve kredili sistemin derslik yetersizliği. öğretmen dağı- lımındaki dengesizlik ve danışman- lık hızmetlerinin verilememesı ne- deniyle uygulanamadığına dikkat çeken Özoğlu. altyapı sorunlan çö- zülmeden yeni bir sisteme geçildi- ğine işaret etti. Özoğlu, yeni sıstemde de benzer sorunlann yaşanacağmı savunarak. şu göriişleri dile getirdi: "Kredili sistemde öğrencilerin boş zamanının şiddete neden oldu- ğu ileri sürüldü. Oysa ki. eskiden dersyükündenwöğrencininkendi- ne ayıracak zamanının bulunma- masından yakınüıyordu. Kredili sis- tem, çağdaş eğitim anlaynşına uy- gun, yenilikleri gündeme getiren. öğrencinin kendi yaşamına ilişkin kararlanıu kendisinin verebilmesi- ni öngören bir modeldi." Yeni modelın eğitimi basit bir ya- pıya indirgediğinı savunan Özoğ- lu. sistemin getireceğı olumsuzluk- lan şöyle sıraladı: - Lise l'de bfltün öğrenciler ayTiı kalıp içine sokuluyorlar. Ağırlıklı Sınıf tekrarına 1 yıl koşulu getiriliyor Devamsızlık sınıfta kalma nedeni ANKARA-Milli Eğitim Bakanhğı'nca uygulamaya konulan yeni sınıf geçme sistemine göre, öğrenciler 3 yıilık okullan 4 yılda, 4 yıllık okullan da en fazla 5 yılda tamamlayabilecekler. Ögrencilere yalnızca bir kez sınıf tekran hakkı %'erilirken. sımf tekrannda da başansız olan öğrenci hangi smıfta olduğuna bakılmaksızın örgün öğretimin dışma çıkantacak. Ara sınıflarda "devamsıZHk* sınıfta kalma nedeni sayıîırken, yazılı kâğıdım vermeyen, kopya çeken ya da sınava özürsûz olarak girmeyen ögrencilere **sıfirw notu verilecek. Milli Eğitim Bakanhğı'nca 1995-1996 öğretim yılmdan başlayarak uygulamaya koyulan yeni sınıf geçme sistemi, başansız olunan ders sayısına bakılmaksızın ögrencilere ağırlıklı not ortalamasıyla doğrudan sınıf geçme ya da sorumlu sınıf geçme olanağı verirken. ögrencilere yalnızca bir yû smıf tekran hakkı taruyor. Öğrenciler. 3 yıllık okullan 4 yılda, 4 yılhk okullan da en fazla 5 yılda tamamlayabilecekjer. Öğrenciler, yalnızca bir yıl sınıf tekran yapabilecek. Buna göre, birinci smıfı tekrar sonucunda başaran bir öğrencinin, ileriki sınıflarda "okula de\ r am" ilkesine dikkat etmesi gerekecek. 20 günden fazla herhangi bir gerekçe göstermeden okula devam etmeyen öğrenci sınıfta kalırken, smıf tekrarlama hakkını birinci smıfta kullandığı içm, örgün öğretimin dışma çıkanlacak. Bakanlık, sınav kâğıdım vermeyetı. boş kâğıt veren ya da özürsüz olarak sınava gırmeyen öğrencilere (1) notu verilmesi uygulamasından vazgeçerek, bu durumdaki ögrencilere (0) verilmesini kararlaştırdı. Sınav kâğıdım n değerlendirmesinde 0-24 arasında puan alan bir öğrenciye de sıfir verilecek. Yönetmelikte sıfir notu "etkisiz'' olarak adlandınlırken, birinci dönem notu sıfır olan bir öğrencinin smıf geçebilmesi için ikinci dönem notunun en az 3 olması koşuiu aranacak. Öğretmenler, yazılı sınav sonuçlanna göre öğrencilerin hangi konularda \ e ne derecede başanlı olduklannı belirleyerek, ilgili konulan yeniden işleme ve alıştırma yapılması yönünde bazı önlemler alacak. Yazılı sınav sonunda. öğrencilerin çoğunluğunun başansız olması durumunda, başansız öğrenciler için bir sınav daha yapılabilecek. Bu sınava, isteyen başanlı öğrenciler de katılabilecek. not ortalaması uygulamasına göre, sınıfgeçmek çok kolay laştınldı. An- cak, çok başansız olan öğrencileri sistemin dışma irmek hedefleniyor. Burada bütün yük öğrencinin omuzlanna yıkılarak, öğrenciden verilen eğitim ne olursa olsun başa- nlı olması bekleniyDr. - Lise 2 ve 3'teki sorumlu geçme ılkesiyle, bütün derslerinden başa- nsız olan bir öğrenciye bile sınıf geçme olanağı verilecek. Matema- tik 2'den başansız olan bir öğrenci. matematik 3'ten başanlı olursa so- rumluluğu kalkacak. Bu mantığı anlamak mümkün değil. - Yeni sistemin 1995-1996 öğre- tim yılında bütün ortaöğretim ku- rumlannda uygulanması da eğiti- min geleceğJ açısından sakıncalıdır. Kredili sistem birden ülke genelin- de yay gınlaştınklığı için eleştirildi \e altyapı yetersiz kaldığı için uygula- namadL Bu sistem de ilk asamada pilot olarak uy gulanmazsa, ay nı so- runlar yaşanacaktır. Özoğlu, ders geçme ve kredili sistemi getirip, ardından kaidıran ve yeni sistemi hazırlayan Talım \e Terbıye Kurulu'nun yapısının de- ğiştirilmesi gerektiğini savunarak, "Kredili sistemi getirenler de onlar, kaldıranlar da. Kurula iş güvencesi olan insanlar getirilmelidir. Bakan sistemin değişririlmesini istiyor, on- lar da hiç itiraz ermeden kabul edi- yor. Direnseler bile iş kaygısı nede- niyle emirleri uygulamak zorunda kalıyorlar" diye konuştu. MEB yetkılılennın 'sistemin her keshndetartısıkbğr'yolundaki açık- lamalannın da gerçeğı yansıtmadı- ğını savunan Özoğlu. "Yeni sistem, yalnızca milli eğitim müdürierinin bulunduğu bir toplantıda tartışıkü. Orada da karşı çıkan bir müdür bi- le çıkmadı. L nhersitelere bile görüş sorulmadı" dedi Sınav zorunluluğu MEB okullann açılmasına kısa bir süre kala yeni sistemle ilgili ça- hşmalannı hızlandırdı. Yeni siste- me ılışkın ders dağıtım çizelgeleri- nin hazırlanarak illere gönderildiği- nı de açıklayan bakanlık. iddıa edıl- diğı gibi herhangi bir gecıkme ve- ya aksamanın olmayacağını belirt- ti. Konuyla ilgili olarak yapılan açıklamada yeni öğretim yılında 9. sınıftan başlayarak yeni sisteme aıt ders dağıtım çizelgelerinin okul tür- lerine göre ayn ayn hazırlandığına dikkat çekılerek şöyle denildi: "MEB. ders dağıtım çizelgeleri ile birlikte yeni sınıf geçme yönetmeli- ğinden de ilk etapta İ 0 bin adet bas- tırarak illere göndermiştir. Yeni sınıf geçme modeli, ders ki- taplanna herhangi bir değişiklikge- tirmeyecektir. Halen satışına de>-am edilen ve okullarca seçilmiş olan ders kitaplan yeni sistemde de oku- tulmaya devam edflecektir." Ortaöğretim kurumlan sınıf geç- me sisteminde yapılan değişiklikle "Bir okulda aynı programlan oku- tan öğretmenierin ortak değerlen- dirme yapabilmelerine olanak ver- mek üzere, yazıb sınav lann en az bi- ri birlikte düzeıuenir'" hükmü geti- rildi. Ortak sınavlar. o dersı okutan öğretmenler tarafindan ortak soru- lar v e cevap anahtarlan hazırlanarak yapılacak Karşılaştırmalı sınav ay- nı çevredeki ayn okullar arasında da gerçekleştırilebılecek. tl veılçe Mıl- lı Eğitim müdürlükleri tarafindan düzenlenecek sınavla okullar ara- sındaki eğitim sevıyelen farklılıkla- n belirlenecek. Sınavlarda alınacak puanlarortalamayakatılacak ve eşit şekılde değerlendırilecek. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Ecevit'te Değişen ve Değişmeyen... Ecevrt değişti mi? Bana en çok sorulan sorulardan birisi de bu... So- ranların çoğunluğu, Altıok'lu bayraklar altında düş kı- rıklığına uğrayanlar. Kimisınin, partisine bağladığı umu- du azaldıkça, Ecevit'e kızgınlığı artıyor. Kimisi ise, yıl- lar sonra "yeniden" Ecevit'e dönmek istiyor, ama içi ra- hat değil!.. Ecevit'te değişen de var, değişmeyen de. • • • Ecevit'ın ideolojik çızgisi değışmedi. 1930'lann ilkelerini "ortanın solu'na ve giderek "de- mokratik sol"a taşıyan Ecevıt, bugün de 21. yüzyılın ko- şullarına taşımaya çalışıyor. "Ecevit sağa kaydı" diyenler haksız! 1970'lerde "halklara özgürlük" diye bağıranlan CHP binalanndan atan, alanlarda kovalayan Ecevit ile bu- gunkü Ecevrt farklı mı? O zaman. bu topraklar üzerin- de yaşayan herkesi -"ırk" ve "inanç" aynmı yapmak- sızın- "aynı ulusun bıreyi" sayarken Atatürkün ulusçu- luk aniayışını savunuyordu da. şimdı farklı bir şey mi yapıyor? 1970'lerde "din"\e ilgili sozleri köy kahvelerinin du- varlarını susleyen; ezan okunurken konuşmalannı ke- sen; Dr. Lütfü Doğan gibi, Gani Aşık gibi aydın din adamlannı partisine kazandırmaya çalışan; TBMM'de- kı odasında Islam Enstıtülu ger.çlerle söyleşi toplantı- lan düzenleyen; toplumsal konumlan sola gelmelerini gerektiren bazı kesimlerdeki, CHP'ye yönelik önyargı- lan yok edebilmek için, Erbakan ile ortak hükümeti bir fırsat sayan; "dindar" ile "dinci" aynmını yapmaya özen gösteren Ecevit ile bugünkü Ecevit farklı mı? Ecevit haşhaş tarlasında, Ege kıta sahanlığında, Kıb- rıs'ta solcuydu da; bugün "ulusal ve ulusalcı sof'u sa- vununca sağcı mı oldu? "Yurt" bir topraktır, onu da daha çok sağcılar kutsal- laştınrlar. "Ulus" ıse, o topraklar üzerinde yaşayan in- sanlardır. Ve sol için, ınsan topraktan önce gelır. Atatürkün ulusçuluk ilkesini atıp, yerine "yurtsever- lik" koymak isteyen Livaneli solcudur da; "Ulusu sev- meden yurdu sevmenin bir anlamı yoktur" diyen Ece- vit mi sağcıdır?.. Yeri geldikçe hep söylüyorum: Din herkes için bir gereksınmedir; ama düzenden - yani bu dünyadan- umudunu kesmiş kitleler için daha büyük bir gereksinmedır... Ulusçuluk, aynı topraklar üzerinde ortak. koşulları paylaşan herkes için, bir "da- yanışma" gereksinmesıdir; ama kendini toplumda güç- süz ve yalnız hıssedenler için, daha büyük bir gerek- sinmedır. Peki, çoğu emekçi, ışsiz ya da yan işsız olan ve so- lun doğal tabanını oluşturması gereken bu kitlelerı sa- ğa terk etmek midır solculuk? Ulusçuluk bayrağını MHP'ye, dine saygı bayrağını RP'ye terk etmek midir solculuk? Solculuk toplum için mıdir, yoksa "entel" doyum için midir? • • • Ertuğrul Günay, geçenlerde şöyle diyordu: - Soluyeniden kıtlelerle banştırabitecek tek ısim Ece- vit'tir! Evet, Ecevit'in ideolojik doğrultusu değişmedi. Ve doğrultusu da, söylemi de "doğru", tutarlı... Ama Ece- vit'te değişen bir şey var. Parti içi tutumu değişti ve "yanlış", tutarsız! Sadece eşine ve eşinın güvendiklerıne güveniyor. CHP'de partı içi demokrasiyı işletirdi, şimdi işletmi- yor... Kurullara saygısı vardı, şimdi yok... Her görevliye yetki ve sorumluluk alanı tanırdı, şimdi tanımıyor... Yetenekli, dürüst insanlara destek olur, onlan öne çı- karmaya çalışırdı; şimdi yapmıyor... SHP aşın çokseslilikten battı. DSP aşın teksesliliğin tehlikelerini geleceğe ertelemiş durumda. Ecevit Van'a gıdiyor, yanında tek bir milletvekili yok. Cevdet Selvi, Uluç Gürkan, Ertuğrul Günay, iste- mihan Talay, Nami Çağan gıbı tanıdığımız isımler ve Ecevit'in sözünü ettiği "tanımadığımız" değerier, nıçin vitrıne çıkanlmazlar? Bir genel sekreter, TV'de elinde- ki metni okumak zorundaki bir müsamere öğrencisi konumuna niçin zorlanır? "DSP'nin de, Ecevit'in temsil ettiği doğrultuyu tu- tarlı bir bıçimde savunacak yeterii ve yetenekli kadro- lan var" mesajının verilmesinden niçin kaçınılır? Bosna'ya giden aydınların başında, "DSP'Iİ Ertuğrul Günay"\r\ olduğunun söylenmesinin bile, partiyekamu- oyunda puan kazandırdığı niçin görülmek istenmez? CHP'den umutlannı kesenler, bu görünümdeki bir D- SP'ye kolaylıkla gelebilırler mi? • • • Dost acı söyler! Acı eleştirileri, ŞHP ve CHP için yaptım ve yapıyo- rum... Ama DŞP için daha da özenle yapmak gereki- yor. Çünkü birinci parti ve iktıdar olma şansı var. Hemen her kesimde, "Gönûl rahatlığı ile olmasa da, oyumu mecburen DSP'ye vereceğim" diyenlerin sa- yısı hızla artıyor... Peki DSP bugünkü yapısı ile iktidara gelirse ne olur? Her yönetim hata yapar, ama mutlak yonetım mut- laka hâta yapar!.. Tutariılık iyidir, ama tekseslilik kötü- dür! Seçkinciliğe karşı olmak iyidir, ama birikimlerden ya- rarlanmamak kötüdür! Güçlü önder iyidir, ama "te/c adam"lık kötüdür!.. GENEL KURUL İLANI GENEL MADEN İŞÇİLERİ SENDİKASI GENEL BAŞKANLIĞI'NDAN Sendıkamızır 5. Donem Olağan Genel Kurulu, 29 Eylül 1995 Cu- ma günü saat 14'ten 1 Ekim 1995 Pazarsaat 17ye kadarZongul- dakll Merkezı'ndekı sendikamız Konferans Salonu'nda. aşağıdaki gündeme gore yapılacaktır. llk toplantıda yeterlı sayı sağlanamaması halınde, ikinci toplantı 6-7-8 Ekım 1995 Cuma, Cumartesı ve Pazar gunu aynı yer ve saat- te. ayjıı gündeme göre yapılacaktır. GUNDEM: I - Yoklama ve açılış, 2- Dıvan seçimi, 3- Saygı duruşu, 4- Konuklann takdımı ve konuşmalan, 5- Yönetim ve Denetleme Kurulu raporlannın okunması, müza- keresı, dilek ve temennller, 6- Tuzük değışıkliğı teklifinın karara bağlanması, 7- Şube ve Sendıka Genel Kurullan Yönetmeliğı ile Delege Se- çtm Yönetmeliğı değişiklik teklıftennin karara bağlanması, 8- Tahmını Bütçenın okunması, müzakeresi ve oylanması, 9- Yönetim Kurulunun eleştinlere yartıt veımesı, Yönetim ve De- netleme Kurullan ile raporlannın aklanması, 10-Seçimler A- Sendıka Yönetım Kurulu Asıl Üyeteri: a) Bir Genel Başkan. b) Bir Genel Başkan Yardımcısı (Basın-Yayın-Araştırma ve Mev- zuat) c) Bir Genel Başkan Yardımcısı (Organizasyon-ldari) d| Bir Genel Sekreter. e) Bir Genel Mali Sekreter, fı Bir Genel Teşkılatlandırma Sekreteri, g) Bir Genel Eğitim Sekreten, B- Sendıka yonetım Kurulu Yedek Üyeien (Yedı yedek üye) C- Sendika Denetleme Kurulu Uyelen (Uç asıl, üç yedek) D- Sendika Disiplın Kurulu Üyelerı (Beş asıl. beş yedek) E- Ust Kurul Delegelerı. I1 - Kapanış 2821 Sayılı Sendıkalar Kanunu uyannca ilan olunur Şemsi DENİZER Erdem ERCAN Genel Başkan Genel Sekreter GENEL MADEN İŞÇİLERİ SENDİKASI GENEL BAŞKANLIĞI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle