Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CumhuriyeC
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yaym Yönetmenı: Orhan EriaçO D
's Haberler Ergıın Balcı • Istıhbaraı: Valçın Yaym Kunılu hhanSelçuk(Ba^kan).
Genel Yaym Koordinatoru Hikmet Çakır • Ekonomı Bilent Kızanlık • Kükür Orhan Erinç, Oktaj Kurtböke.
Ç e t i n k a v a 9 Yazıişlerı Müdürlerı HandanŞenköken • Spor Abdülkadir Yücelman Özgen Acar, Hikmet Çetinkaya,
Ibrahim YlldlZ .Dinç Tayanç (Sorumiu) • Makaleler Sami Karaören #Çe\ırı Se\fettin Şûkran Sontr, Ergun Bakı. Dinç
• Haber Merkezı Müdurü Hakan Kara Turhan • Düzeltmc Abdııllah V azıcı • Bılgı-Bd- Tayanç, Ibrahim VıMız. Orhan
0 Gorsel Yonetmeir Fikret Eser ge Edibe Buğra • Fotoğrai Erdoğan Köseoğlo Bursalı. MusrafaBalba>.
•\nkara Temsılcısı Muslafa Balba) • Haber Müdürü: MuesseseMıidunı ErolErkut#Ko- MEDYA C: • Yönetım MEDYA G: •
Doğan Akın Ataturk BuKarı No. \25. Kat 4. Bakanlıklar- ordmatör Ahmet Korulsan • Kurulu Başkam-Genel Ycnetım Kunılu
AnkaraTel 4]95020(7haı). Faks.4195027»lzmırTem- Muhasebe: BfiJeot Yentr •_Jdare: Mudür GSIbin Erdoran Başkam - Genel
sılcısı.SerdarKızık,H.ZıyaBlv. 1352 S 23Tel 4411220, Hüseyin Gürer • Işletme Önder • Koordınator Reha Mıidur Üıtün Ak-
Faks-4419117#AdanaTemsılcısı:ÇetinYiğenoflu.tnönü Çelik#Bılgı-lşlem:Naillnal#Bıl- I?ıtman • Genel Müdur men • Murahhas
Cd. 119 S No:l Katl.Tel 3522550. Faks 352257
0 gısayar Sıstem: Mürüvet Çiler Yardımcısı MiiKAkdıg ûye BoraGöneoç
> a>ımlı>aıı \e Basan: Yenı Gun Haber Ajansı Basın \e Yaytncıhk A Ş
Turk^-aiı Cao
-
W 41 CagaloŞlu 34334 Ist PK 246 ktanbul fei (0.212i 512 05 05 120 hal) Faks (0 212) 5 1 ' 85 "»5 22EYLLLI995 Imsak. 5.18 Güneş: 6.44 Öğle: 13.04 İkındı: 16.28 Akşam 19.10 Yatsı: 20.30 .MEDYACTel 51407 53 - 513 95 80 - 513 8460-61. Faks 5118466
Mağaza açılışı
için defile
• İstanbul Haber Servisi -
Erkek giyim Tnodasının
önde gelen isimlerınden
Faruk Saraç, Svvissotel'de
açtığı mağazasının
tanıtımını düzenledigı mini
bir defileyle yaptı. Mahzun
Kırmızıgül. Mustafa
Yolaşan, Edip Akbayram,
Burhan Çaçan'ın da
aralannda bulunduğu birçok
sanatçı açılış töreninde hazır
bulundu
kıterstar, Kablo
TV'de
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara 1. Asliye
Ticaret Mahkemesi,
tnterstar'ın yenıden kablolu
tele\ izyon şebekesinden
yayın yapmasına karar
verdi. Mahkeme. davalı
Türk Telekom AŞ'nin. dava
sonuçlanıncaya kadar
doğabilecek zararlannın
karşılanması amacıyla,
tnterstar tarafından 2 milyar
Hra temınat yatınlmasını da
kararlaştırdı. Öngörülen
teminat tutannın yatınldığı.
mahkeme karannın da dün
akşam saatlerinde Türk
Telekom AŞ'ye bildirildiği
öğrenildi. Interstar. dün
yenıden kablo televızyon
şebekesinden yayın
yapmaya başladı.
MEB öğretmen
alacak
• İskanbul Haber Servisi -
İstanbul Mıllı Eğıtim
Müdürlüğü'nden yapılan
açıklamaya göre. yoğun
ihtiyaç duyulan okullarda.
300 kadroya ilk defa.
açıktan kurumiçi ve
kurumlar arası öğretmen
alınacak. Yapılan
açıklamada. formlann,
Kadıköy ve Beşıktaş Millı
Eğıtim müdürlüklerinden
temın edılebilecegi ve
müracaatlann 1 ekime kadar
süreceği bildınldi
Öğretmen alımı yapılacak
branşlarşöyle: Sınıf
öğretmenliği. Türkçe. Türk
4lı \e edebıyatı. Ingılizce
olarak matematik, fizik.
kimya. bıyoloji ve elektrik,
elektronik. bilgısayar,
mobilya.
Habitat-2
konferansı
• İstanbul Haber Servisi -
Türkiye'de yapılacak olan
ve 20. yüzyılın en büyük
katılımlı konferansı Habitat-
2 için hazırlıklar devam
ediyor. Mimarlar Odası
İstanbul Büyükkent
Şubesı'nın düzenlediği
"Cuma Söyleşileri'nin
bugünkü tartışma konusu,
"Habitat-2'ye doğru"
olacak. Mimarlar Odası
İstanbul Büyükkent Şube
. Başkanı Oktay Ekinci'nin
yöneteceği oturuma.
Başbakanlık Toplu Konut
Idaresi Habitat-2
Koordinatörü Dr. Gürel
Tüzün konuşmacı olarak
katılacak. Yıldız Sarayı Dış
Karakol Binası Konferans
Salonu'nda yapılacak
oturum. saat 18.30'da
başlayacak.
Türkiye'tfe ölüm
nedenleri
• İstanbul Haber Senisi -
Türkıye'de ölüm nedenleri
arasında travma ve kazalar
birincı sırada geliyor.
Travmalar. her yıl ortalama
10 bin insanın ölmesine, bır
o kadar insanın da sakat
kalmasına neden oluyor.
Tra\malara bağft ölümler
konusunda bilimsel ve ıdari
çözümler üretebılmek
amacıyla Prof. Dr. Ömer
Türel başkanlığında
yapılan 1. Tra\ ma ve Acil
Cerrahi Kongresi. 20
eylülde S\vissotel'de
başladı. 23 eylülde sona
erecek olan kongreye, binin
üzerinde Türk hekimi ve
30"un üzennde yabancı
hekım ile AET ülkelerinin
önde gelen sağlık
kuruluşlanndan Avrupa Acil
Cerrahlar Birliğı (EAES) de
katılıvor
Çin'de düzenlenen kadın konferansmın ardmdan
Gökyüzünü katlnılar tutuyor havada• 400 dönümlük bir alan düşünün. Üstünde de sariden
kimonoya, ehramdan şorta, Afrika togolanndan melon
Peru şapkalanna kadar akla gelebilecek her türlü
giysileriyle kadınlar. Çocukken çiçek dürbünü dediğimiz
kaleydoskoplan anımsıyorum. Hareket halinde binlerce
renk ve figür.
• Çin yönetimi için foruma herkesin katılabilmesi,
lezbiyenlerin, fahişelerin, sistem muhaliflerinin kente
dolmasıyla eşanlamlıydı. Bütün bu gruplann her gün
Tienanmen Alanrnda gösteri yapması, çıplak kadmlann
ortalıkta dolaşması (!) olasılığı, tüylerini diken diken
ediyordu.
• Bir grup Kıbnslı Türk ve Rum kadınm 5 yıldır
sürdürdükleri bir çalışma var. Bu kadınlar her iki
toplumda da banş isteyen, yakınlaşma isteyen gruplann
bulunduğu görüşünden hareketle başlatmışlar bu
çahşmayı. Once her iki toplumdan 10'ar kadın varmış.
Şimdi sayılan 300'e çıkmış.
ZLLAL KILIÇ
B
eıjing'den (yani Pekin) döndüğümde
arkadaşlanm. "Anlat bakalım". diyor-
lar •'nasri geçti konferans, kimler katıl-
dı. sen söz aldın mu ne gibi karaıiar benimsen-
di, basından izlediğimiz kavgalara sen de katıl-
dın mı, bir sonraki konferans ne zaman?"
Uluslararası bır toplantıya katılmış birine so-
rulacak doğal sorular.
Bense. biraz da utanarak. "Tam da kimin ka-
tıldığını bilmiyorum", dedim "karar filan alın-
madı. Zaten benim gittigim. konferans değil
forum. Ben de birkaç yerde konuştum. ama
yaphğun herkes gibi tartışmalara katılmaktan
fazla bir şey değildi... Kavga mı? Ben kavga
görmedim. Bir daha ne zaman > apdacağı, hat-
ta yapılıp yapılmavacağı da belli değil." Boşa
gitti galibabunca zaman vebuncaparader gi-
bi baktılar yüzüme.
Ama Pekin'i yaşamış olmak, beni gördük-
lerimi. duyduklanmı elimden geldiğince ak-
tarmaya, başkalanyla paylaşmaya itiyor.
Basında kavgalı gürültülü bir toplantı izle-
nimi veren Pekin Forumu'nda gerçekte yaşa-
dığımız. elle tutulacak -hana benim gibi son
yıllarda iyıce kuşkucu olmus binnde bile umu-
du yeniden filizlendirecek- kadar somut bir
dayanışma, kararlılık. banş ve dostluk havasıy-
dı.'
ICimi Batılı kadınlann (bu arada Hillary
Clinton'un) Çin'e karşı olumsuz tutumları,
Amerikalı ünlü feminıst ve senatör Bella Ab-
zug'u bile, "Biz buraya kadın sorunlannı mı
taraşmaya geldik, yoksa Çin'i eleştirmeye mi"
diye soracak kadar sınırlendirdı.
Kışla kasabasına sürülen forum
Kuşkusuz Çin'in konferansla ilgili olarak
eleştirilecek turumlan da vardı. Bunlann ba-
şında önce Pekin'ın içınde yapılması kararlaş-
tınlan forumun. Pekin'ten 60 kilometre uzak-
lıkta bir kışla kasabası olan Huairou'ya sürül-
mesiydi. 2000 yılı olimpiyatlannı kaçıran Çin
yönetıcileri,4. Kadın Konferansı"nın Pekin'de
yapılmasından çok mutlu olmuşlardı. Ama bu
konferansın bırde takıntısı. yani forumu var-
dı. Çin yönetimi için foruma herkesin katıla-
bilmesi, lezbiyenlerin. fahişelerin, sistem mu-
haliflerinin kente dolmasıyla eşanlamlıydı.
Bütün bu gruplann her gün Tiananmen Ala-
nrnda gösteri yapması, çıplak kadınlann or-
talıkta dolaşması(!) düşûncesi tüylenni diken
diken ediyordu. Bunun birde geçen ilkbahar-
da Kopenhag'da yapılan sosyal zirvedeki fo-
rumda Çin başbakanının yuhalanması ekle-
nince, Kadın Forumu'na Huairou adlı basit
bir kışla kasabasına doğru yol görünmüştü.
tşte ilk günlerde yaşadıklanmız:
İlk sürpriz: Aynı zamanda kayıt yaptırmış
olmamıza karşın benim dışımdaki üç kişinin
kartlan bulunamıyor. Huairou'da olduklan
söylenıyor. Kartlann yokluğuna çok fazla al-
dırmıyoruz. Nasılsa foruma gittiğimizde alı-
nz. Gerçi ertesı günkü açılışın nerede olaca-
ğını da tam olarak öğrenebilmiş değiliz. ama
daha vakıt var. Akşam saat 10"a doğru nere-
devse sürünerek otelımize ulaşıyoruz.
Ikinci sürpnz: Otele alınmıyoruz. Sivil po-
lisler otel resepsiyonuna el koymuş, foruma
katılacaklann kayıtlannın yapıİmasını engel-
liyorlar.
Daha sonra bunun başka otellerde, başka
ekiplerin başına da geldiğini öğreneceğiz. Pe-
ki, ne yapacağız? Huairou'ya gidin, diyorlar.
Ama biz de bu yaştmıza kolay gelmedik. ne
ihtilallerden, ne sivil polislerden geçtik. Pabuç
bırakmaya niyetimiz yok, Çantalanmız, torba-
lanmız ve resimlerimizle lobiye yerleşiyoruz.
Rehberler sürekli polis ve otel yönetimiyle pa-
zarlık halindeler. Biz ise içki içiyor, dansedi-
yoruz. Geceyansı her nasılsa polis iknaedili-
yor ve o gece kalmamıza izin veriliyor. Otel
idaresinden ayn bir haber geliyor, ertesi gün
sanki çıkıyor gibi yapacağız, ama başka oda-
lara taşınarak otelde kalabileceğiz. Tek koşul
konferans kartlanmızı. torbalanmızı filan gös-
termemek. Sonunda günde 90 dolar verdiği-
miz otelde ancak illegal kalabiliyoruz. Talih iş-
te...
Asıl forum çalışmalan 31 ağustos-8 eylül ta-
nhleri arasında olacak. 31 agustos sabahı er-
kenden kalkıyor. nereye gittiğimiz belli olma-
sın diye otelın dışından bir taksiye biniyor ve
Işçi Stadyumu'na gidiyoruz.
400 dönümlük bir alan düşünün. Bunun üs-
Forumda siyahlara bürünmüş kadınlar, hemcinslerinin omuz omuza savaşa karşı çıkışlannı simgelediler.
BM KADIN KONFERArSSLARINIJN GEÇMÎŞİ
Kadın hakları insan haklandır
B
irleşmiş Milletler Birinci Kadın
Konferansı. BM'de gözlemci
sıfatına sahip bir grup derneğin
önensiyle Dünya Kadın Yılı ilan edilen
1975 yılında Meksıko'da yapıldı (BM
jargonunda bızım demokratık dernek
dediğimiz örgütlere hükümet dışı örgüt,
lngilizce baş harflenye
44
NGO*'adı
veriliyor). Bir yıl önce BM'de başlatılan
bır uygulama çerçevesinde resmi devlet
delegasyonlannın katıldığı bu konferansa
paralel olarak da NGO temsilcılerinin
katıldığı bır forum düzenlendi.
Meksiko'da kabul edilen bir deklarasyonla
1976-1985 Kadın Onyılı ilan edildi.
deklarasyonun yaşama geçirilmesi için bir
Dünya Eylem Planı benimsendi. 1980
yılında Kopenhag'da yapılan 2.
konferansın amacı onyılın ortasında
gelişmeleri değerlendirmekti. Bu
konferans daha gelıştirilmiş bir eylem
programını ve Kadınlara Karşı
Aynmların Tüm Biçimlerinin Ortadan
Kaldınlması İçin Konvansivonu
benimsedi. Kadın Onyılı'nın son
konferansı (3. konferans) 1985'te
Kenya'da düzenlendi. Nairobi'deki
foruma 15 bin kadın aktı dünyanın her
yerinden. Bu kez çoğunluğu. başta Afrika
olmak üzere 3. Dünya kadınlan
oluşturuyordu ve bu forum konferans
üstünde ağırlıgını çok daha fazla
hissettırdi. Konferansta "tleriye Yönelik
Stratejiler" adlı birbelge benimsendi ve
forumun önerisi üstüne 10 yıl sonra
Pekin'de bir izleme toplantısı yapılması
kararlaştınldı. Çin'deki resmi konferansa
(4-15 eylül) 5000, foruma (30 ağustos-8
eylül) ıse yaklaşık 30 bin kişi katıldı. Bu
kez resmi toplantıda benimsenecek olan
eskilerine göre çok daha geniş ve
kapsamlı belgenin adı "Eyiem
Platformu" Pekin deklarasyonunun ana
belgisi ıse "Kadın haklan insan
haklandır".
Organizasyondaki aksaklıklar can sıkıcıydı, ama Çinii kadınlann folklor ağıriıkian bu sıkmülan unutturdu.
tünde 7-8'i tamamlanmış, biri de inşa halinde
binalar var. Aynca büyüklü küçüklü yüzlerce
çadır ve yiyecek, hediyelik eşya. vb. satılan sa-
yısız stand. Toplantılar bu bina ve çadırlarda
yapılacak. Bu alana yayılmış sariden kimono-
ya, ehramdan şorta, Afrika togolanndan me-
îon Peru şapkalanna kadar akla gelebilecek
her türlü giysileriyle 30-35 bin kadın.
Forumda gün beş dilirne aynlmış. Saat
09'dan itibaren iki saatte bire başlayıp iki sa-
ate yakın süren 'Morkshop'lar (tartışmalı top-
lantılar) halinde sürüyor çalışmalar. Kayıt sı-
rasında elimıze verilen program tam 200 say-
fa. Paneller 2 bin kişilık kongre merkezinde
yapılıyor ve bırkaç dile çeviriliyor. Açılış ko-
nuşmalannın yapıldığı birinci günden sonra
bu salonda "Politik katıiım. Banş ve güvenii-
ğin önündeki engeller. Ekonomikgloballeşme-
nin sorunlan. Her biçimde tutuculuğun yük-
selişi. Ytedya, külrür ve iletişim" konulan tar-
tışıldı.
Forumda çevreme bakınırken hep aynı söz-
cük geliyor aklıma: Çocukken çiçek dürbünü
dediğimiz kaleydoskop. Her an hareket halin-
de binlerce renkli ve değişik parça. İnsan ba-
şını her çevırdiğinde farklı bir sahneyle karşı-
laşıyor.
Bakıyorsunuz Nijeryalı ve Perulu iki kadın
başbaşa vermiş, programın sırlannı çözmeye
çalışıyorlar, öte yanda Avrupalı bir kadın ken-
dini dans ederek ifade ediyor. Vıetnamlı bir ka-
dınm sergilediği hasır işlerini seyrederken ya-
kanıza bir Kosta Rika rozeti takılıveriyor. Bir
an Çinli bir folklor grubunun ıçinde buluyor-
sunuz kendinizı. elinize tutuşturulan kırmızı
eşarpla dansediyor, sonra özürlü kadınlann
gösterisine katılıyor. "Acuna değil, hak" is-
temlerini desteklıyor, yanınızdan geçen Asya-
lı kadın yürüyüşçülerle "Banş istiyonız" diye
bağınyorsunuz. Bir duvarda "Dünyanın tüm
kısır kadınlarını birleşmeye" çağıran ilanı me-
rakla incelıyor, yanında" asılı olan üstünde
"Dünyanın tüm sorunlan bundan kaynaklanı-
yor" yazılı erkek donuna gülüyorsunuz.
Bütün bunlann ortasında kadınlar çok cid-
di sorunlan"tartışıyorlar, son 20 yılın ama özel-
likle de Nairobi'yi izleyen dönemin değerlen-
dinnesini yapıyorlar.
Pekin'e kadar gelip de foruma pek uğrama-
yan Türkiyelilerden bin, birkaç gün sonra bir
arkadaşa sordu: "Siztoplantılaragiripçıkıyor-
sunuz, nasılmış kadınlann durumu?" Gel de
yanıtla. Bilgisayara "Nevarneyok''demek gi-
bi bir soru. Arkadaş, "VaDa kötüymüş" dedi.
Ne diyebilirdi ki?
Şaka bir yana, kadınlann büyük bir çoğun-
luğunun durumunda ciddi kötüleşmeleroldu-
ğu bir gerçek. Forumda en çok duyduğumuz
sözcüklerden biri "SAP" - yapısal uyum po-
litikalannın fngilizce baş harfleri-, Asya. Af-
rika, Latin Amerika, Okyanusya'dan öfİceli ka-
dınlar IMF ve Dünya Bankası'nın dayattığı
ekonomik yeniden yapılanmayı eleştiriyorlar.
Tayland'dan bir kadın. ülkesinin dev dış borç-
lannın ancak seks turizmi sanayiinde kadın ve
çocuk sömürüsüyle karşılanabildiğini anlatı-
yor. îhracata yönehk büyüme politikasında her
şeyin satışı mübah. Malezya ve Filipinler'de
kadınlann 1. Dünya Ülkeleri'ndeki seks çift-
liklerine başlıca "flıracat" metalan haline gel-
diği bildiriliyor. Hintli kadınlar iktidardaki
Kongre Partisi üyesi müteşebbis işadamlannın
"gJobaüeşme" politikasına uygun olarak por-
no ticaretine giriştiklerini söylüyorlar.
Benim en merak ettigim konulardan biri de
eski sosyalist ülkelerdeki kadınlann durumu
ve onlann yeni gelişmeler hakkındaki düşün-
celeri. Sonunda "Devrimimizi neden ka>bet-
tik" başlıklı bir vvorkshop'ta Dogu Alman ka-
dınlannı buluyoruz. Birleşmeyi "sömürgeleş-
tirme" olarak tanımlayan kadınlar, DDR dö-
neminde isteklerinin var olan düzeni yıkmak
değil iyileştirmek olduğunu anlatıyorlar. Bu
amaçladaha 1970'lerdenbaşlayarakoluşturu-
lan küçük kadın gruplan 1988 yılında büyük
gösteriler düzenleyecek kadar güçlenmişler.
Yığmsal eylemlerin başmı çekecek kadar güç-
lenen kadın hareketini baltalayan faktörleri sa-
yarken, "Güvenlikli diye toplantılanmızı yap-
nğımız kilise meğerse devletle işbiıiiği içindey-
miş" diyorlar,
u
Basın ise her şeyi çarpıttı. Ör-
neğin, 'biz halkız', dedik, oniar 'biz tek hal-
kız' diye değistirdiler'' 1990 'dan sonra kadın-
lann yüzde 50'sinin işini kaybettiğini, dogum
oranının bugün 1988'tekinin beşte birine in-
digini anlatıyorlar. Hedefleri eski Doğu Al-
manya'nın bağımsızlıgına kavuşamasa bile hiç
değilse özerkliğini kazanması.
Sivahlı kadınlar
Pekin'de yaşanan en güzel olaylar kadınla-
nn savaşa karşı ortak çıkışlanydı. İlk gittiğim
toplantılardan birinde Bosnalı bir kadın yıllar-
dır yaşadıklannı aktanyordu. Yanında Sırp,
Hırvat ve Sloven kadınlar vardı. Sırp kadınla-
n "siyahh kadmlar" adlı bir gruptandılar. On-
lar da savaşı protesto için nasıl her çarşamba
günü siyahlar giyerek Belgrad'ın ana meyda-
nına çıktıklannı anlattılar. Bir Rus kadın iki yıl
önce bu banş eyleminı desteklemek için Belg-
rad'a gittigini anlattı. "O zaman". dedi, "sa-
vaşın bizim ülkemize de gelebileceği aklunın
ucundan gecmezdL Ama geldi ve Çecenya'da-
ki savaşı kınamak için biz de onlardan örnek
aldık. siyahlar giyip Moskova alanianna çık-
tık"
Benim için yeni bır haber -aralannda eski
dostlann da bulunduğunu sevinçle gördüğüm-
bir grup Kıbnslı Türk ve Rum kadınm 5 yıl-
dır sürdürdükleri çalışma oldu. Bu kadınlar
ülkelerinde "her iki toplumun da savaşın kur-
banı olduğu vefarklı zamanlarda se\dikleri in-
sanlan vitirdiği, yerinden yurdundan olduğu",
ama gene her iki toplumda da banş isteyen, ya-
kınlaşma isteyen gruplann bulunduğu görü-
şünden hareketle başlatmışlar bu çalışmayı.
önce her iki toplumdan 10'ar kadın varmış.
Uzlaşmazlıklann çözümü denilen bir yöntem
uygulamış, savaşın kendi yaşamlanndaki etki-
lerini incelemekle işe başlamışlar. Hiç kolay
olmamış ilişki kurabilmeleri. Her iki toplum-
dan da "vatan haini. işbirlikçi" gibi suçlama-
lar olmuş. Daha sonra BM Kalkınma Progra-
mı onlan desteklemis, yeşil hattaki Ledra Pa-
las'ta buluşmalanna olanak sağlamış. Şimdi
sayılan 300'e çıkmış. Hepsinin üstünde anla-
şabilecekleri ortak bir vizyon belirlemişler ge-
leceklerine ilişkin.
Pekin'de bu yaz kadın sorunlanna ilişkin i-
ki toplantı yapıldı, biri resmi, biri gaynresmi.
Sanılanın tersine kadınlann -hatta dünyanm-
geleceği açısından bunlardan çok daha önem-
lisi kadınlann gerçek gücünü yansıtan forum-
du. Pekin'in her yanında Başkan Mao'nun şu
sözleri yazılıydı: "Gökyüzünün yansını ka-
dmlar tutuyor havada".
Bence yandan da fazlasını...
Türkiyeli kadınlar da vardı, ama...
P
ekın'deki resmi konferansa katılan
Aysel Baykal başkanlıgındaki dele-
gasyonun 49 kişi olduğu söyleniyor-
du. Gene söylentılere göre 30 kişinin katıl-
ması düşünülürken son anda (hatır için?)
eklemeleryapılmıştı. Aysel Baykal, herhal-
de CHP kurultayı yüzünden konferansta
çok az kaldı. Bir gün de forumun yapıldığı
Huairou'ya geldı.
Bizim delegasyonla foruma Türkiye'den
katılanlararasındaki ilışkı bildiğimizkada-
nyla bakanın otelınde yapılan kısa bır gö-
rüşmeyle sınırlı kaldı. Bu görüşmenin ama-
cı da pek anlaşılamadı.
Ücra ve asude bir köşe
Foruma katılanlar da kendi aralannda bir
iletişim sağlayamadıklarından sayılannı be-
lırlemek zor.
Bizim hesapladığımıza göre, Kadın Eme-
ğini DegerlendirmeV'akn'ndan4. Hanımlar
Him ve Kültür Vakfı'ndan 4, Kadın Daya-
nışma Vakfi'ndan I. Gaziantep'teıı 1, Vlor
Çatı'dan 1. Pazartesidergisinden l.Çağdaş
Hukukçular Demeği'nden 1, çeşitli üniver-
sitelerden3-4. benim gibi kişiscl katılan 4.
yurtdışından kutılan 7-8 ve Kadın Demek-
İeri Federasyonu'ndan 19 kişi olmak üzere
50'ye yakın kadın gelmiştı Huairou'ya. Bu
son grup yan-resmi bir heyet gibiydi. Baş-
• Türkiye'yi tanıtma çalışmalan çerçevesinde forum alanının
'ücra' dolayısıyla da 'asude' bir köşesinde bir stand açtılar.
Standda ne yazık ki öğretim üyesi bir hanımın sağladığı el işi
örnekleri dışında pek bir şey yoktu.
bakanlık Turizm ve Tanıtma Vakfı 'ndan (n-
vayete göre 100 bin dolar tutannda) parasal
destek almış, Dışişleri Bakanlığı'nda Tür-
kiye'nin Kıbns ve Kürt politikalan konu-
sunda brirıngten geçmişlerdi.
Türkiye'yi tanıtma çalışmalan çerçeve-
sinde forum alanının "ücra" dolayısıyla da
"asude" bir köşesinde bır stand açtılar.
Standda ne yazık ki öğretim üyesi bir hanı-
mın sağladığı el işi örnekJeri dışında pek bir
şey yoktu.
Kadın Dernekleri Federasyonu'na (Ka-
DeFe) üye olup olmadığı anlaşılamayan a-
ma onlarla birlıkte gelen Evrensel Kardeş-
lik ve Bilşelik Derneği (isimleri talihsiz bir
çeviriylelngilizce'de "erkekkardeşlik" ol-
muştu) üyeleri bu grubun en aktif kadınla-
n gibi görünüyorlardı.
Banş üstüne Vorkshop'
Forumun ıkinci günü barış üstüne bir
'Horkshop'düzenlediler. Dernek uyeleri her
karşılaştığımızda sevgiden ve bilgelikten
söz ettıkleri. ismi de bende biraz dinsel çağ-
nşımlar yarattığı için merak edip katıldım
bu toplantıya.
Yanılmışım, aslında banşçıl biryaklaşım
içindeymişler. Dünya banşı üstüne uzun (a-
ma hiçbir şey söylemeyen) bir söylev din-
ledik.
Sonra anlaşılan benimle aynı yanılgıya
kapılan Bahai. Quaker gibi dinsel gruplar-
dan konuşmacılann da katılırruyla, hatta
Türkiye'nin Çin büyükelçisinin de bir ara
uğradığı huzurlu bir vvorkshop oldu.
Dünyada bir ilk
İki gün sonra programda KaDeFe (Kadın
Dernekleri Federasyonu) tarafından düzen-
lendiği yazılı bir diğer vvorkshop'a gittiği-
mizde itic toplantıdaki disiplinli hanımın ge-
ne yönetici olduğunu görüp biraz şaşırdık.
Aynı banş konuşması yinelenmeye başla-
yınca şaşkınlığımız artıp, sabnmız azalma-
ya başladı.
Meğerse birinci toplantı öylesine başan-
lı bulunmuş ki, "umumi arzu" üzerine (de-
vamına da değil) aynen yenilenmesine ka-
rar verilmiş (herhalde bu forumlarda bir il-
ki biz başardık). Bu kez huzur, bir katılım-
cının "dünya banşuıdan söz edip de Türki-
ye'de banşın sağlanması için neler yapüabi-
leceğinden neden bahsetmedikleri" soru-
suyla bozuldu.
Soruyu soranın adını ve ülkesini belirt-
mesi istendi, Fransa'da yaşayan bir Kürt ol-
duğunu söyledi. Yönetici buna, "Ha,Türk-
sünüz" diye yanıt verdi. Kadın ancak ısrar-
lı çabalar sonucu milliyetini Kürt olarak
yazdırabildi. (Gene de ben daha sonra söz
aldığımda kendisine Kürt kadını olarak de-
ğindığimde, yönetici tarafından Türk kadı-
nı diye düzeltildim.)
Türkiyeli örgütlerin Huairou'daki diğer
etkinlikleri arasında Kadın Emeğini Değer-
lendirme Vakfı'nın "kadın ve Islarru tann-
çalarve kadınlar,toplumun gelişmesindeta-
ban örgütlerinin katkısı ve işte Uerkmede
kadınlann önündeki engeller", Mor Ça-
tı 'nın "Türkiye'de kadın örgütlerinin sorun-
lan ve stratejileri", Ankara Dişhekimleri
Derneği 'nin "kadın ve diş sağuğı" konulu
vvorkshop'lan da vardı.
Uluslararası Kadın Araştırmalan Derne-
ği'nin davetlisi olarak gelen Necla Arat bu
derneğin düzenlediği panelde Türkiye'de
kadın araştırmalannı anlattı. Şefika KufJuer
de bir flüt konseri verdi.