28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22EYLÜL1995CUMA 14 KULTUR 8.Ankara Uluslararası Film Festivali 15-24 mart günleri arasında yapılacak Nesm ve Kutlar için ödül verilecekANKARA (Cumhurivet Bfirosu) - Dünya Kitle Iletişimi Araştırma \'akfı tarafından düzenlenen Ankara Uluslararası Film Festivali'nin seldzincisi 15-24 mart tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Asya ve Avrupa sinemalannın buluşacağı testıvalde bu yıl. "Aziz Nesin Emek Ödülü" ve "Önat Kutlar Senaryo Ödülü" devenlecek. Vakif Başkanı Mahmut Taü Öngören festivalin ön çalışmalan hakkında dün bir basın toplantısı düzenledı. Sinemanın 20. yüzy ılda taşıdığı önemi 21. yüzyılda teknolojinin gelişmesiyle, şekılde bir değişıklik yapmasına karşın yitirmeyeceğine işaret eden Öngören, festivalin asıl amacının Türk sinemasına katkıda bulunmak olduğunu kaydetti. Gelenekselleştirilen Ankara Uluslararası Film Festivali'nın. başta kısa film ve •canlandırma film dallanna bir ıvme kazandırdığına dıkkat çeken Öngören. bu yıl bazı dallarda ısım değışıklıği yaptıklarını \urgufadı: "Yürütme Kurulu, her yıl verilen Emek Ödülü'nün adını 'Aziz Nesin Emek Ödülü' olarak degisrirmis ve bu ödülü. Türk sinemasına uzun yıllardır yapmış olduklan katkılardan doiayı değerli sinema tarihçisi Nijat Özön ve yinc sinetna tarihçisi Gıovanni Scognamıllo'va vermeyi kararlaştırınıştır. Festivalin yanşmalı dört bötümünden biri olan Ulusal Uzun Metrajlı Film Yanşması'nın ödüllendirilmesinde bazı değişiklikler yapılmıştır. Kn İyi Yönetmen Ödülü çıkanlarak En İyi Film Ödülü, \ önetmen ve Yapımcı olmak üzere iki ay n kişi ya da D, kuruma verilecektir. En iyi Senaryo Ödülü ise bundan böyle "Onat Kutlar Senaryo Ödülü' olarak adlandınlacaktır." Festivalin başlangıcından bu yana ulusal sinemaya katkıda bulunan \e yeni sinemacılan desteklemek amacıyla düzenlenen Ulusal Kısa Film Yanşması. dramatik. deneysel \e canlandırma olmak üzere üç dalda yapılacak. 1 Ocak 1995 ile 10 Ocak 1996 tarihleri arasında \apılmış filmlerin katılacağı Ulusal Kısa Film Yanşmasfnın son başvuru tanhı 10 ücak 1996. Kültürel, siyasal, toplumsal olgulann sinema yoluyla belgelenmesinı özendırmek \e beleesel sinemanın ünya Kitle Iletişimi Araştırma Vakfı tarafından dü zenlenen Ankara Uluslara rarası Film Festivali Yöne tim Kurulu, her yıl verilen Emek Ödülü'nün adını 'Aziz Nesin Emek Ödülü' nün adını değiştirdi ve bu ödülü bu yıl Nijat Özön ve Giovanni Scognamillo'ya vermeyi kararlaştırdı. En 1yi Senaryo Ödülü de bundan böyle 'Onat Kutlar Senaryo Ödülü' olarak verilecek. sanatsal gelişimıne katkıda bulunmak amacıyla düzenlenen Ulusal Belgesel Film Yanşması'nın son başvuru tarihı de 10 Ocak 1996 Uluslararası Canlandırma Fılmleri Yanşması ise, bu yıl dört yaşına basacak. Ulusal Kısa Film Yanşması Canlandırma Dalı binncisi, uluslararası yanşmada Türkiye'yi temsil edecek. Avrupa ile Asya buluşacak Festivalin yanşmasız gösterim bölümlerinden "Düma Sinemasından Örnekler" bölümündeki fılmler "Asya Avrupa Buluşması" başlığı altında göstenlecek. Programda, Asya ve Avrupa sınemabinın yenilikçi yönetmenlerinin tanıtılmasına ağırlık verilecek. Gazetemiz sinema yazan ve festival program sorumlusu V'ecdi Sayar, festivalin bu yıl Avrasya ülkelenne özel birönem verdiğini söyledi. İki ülke sınemalan için çok dinamik bir ortam bulunduğunu anımsatan Sayar, Avrupa'da sanat sinemasının ayakta durdugunu, Asya ülkelennde de çok iyi ustalann örünlerinın bulunduğunu dıle getırdı. Sayar, bu çerçevede Macaristan'ın konuk ülke seçilerek. Macar sinemasının önemli 10 yapıtınının sanatseverlere sunulacağını söyledi. "Belgesetin UstalarT adlı bölümde belgesel sinemanın çarpıcı örnekleri yer alacak, "Ustalann Kısalan" başlığını taşıyan bölümde ise usta yönetmenlerin kısa film çalışmalan göstenlecek. Asya ve Avrupa sinemasının yenilikçi yönetmenlerinin tanıtılmasına ağırlık verilecek programda, "Avrasya" ülkelerinin sinemalannın yer aldığı bu özel bölümde "Avnıpa'nın Genç Yarancılan". "Doğunun Gizemi", "Bir l stanın Anısına" gibi bölümler bulunacak. Festıvalin T ü r k Sineması Tarihinden" bölümünde ana tema olarak "Türk Kısa Film Tarihr belirlendi. Bu kapsamda. aralannda Altan Yalçın'ın yönettiği "Haliç", AhmetSoner'in yönettiği "Asayiş BerkemaT ve Türk belgeseline ilk uluslararası ödülü kazandıran Aziz Albek, Mazhar Şevket tpşiroğlu ve Sabahattin Eyuboğlu'nun imzalannı taşıyan "Hitit Güneşi" filmleri gösterilecek. Öte yandan. Dünya Kitle lletişim Vakfı'nın 3 haziranda yaptığı Olağan Genel Kurul'da vakfın yeni yöneticileri belirlendi. Buna göre, gazetemiz yazarlanndan Mahmut TaH Öngören Vakıf Başkanı. İbrahim Demirel ile Ömer Tiıncer de Yönetim Kurulu üyeliklerine getirildi. Sinema alanındaki çalışmalanyla da tanınan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. OğuzOnaran Festival Yürütme Kurulu Başkanı olurken. Aysan Sümercan, Füiz Akar, Musa Aydoğan, Hacer Koç, Be> han Büyükyıldiz. Hasan Gören, Faruk BUdirici v e Zeynep Atakan festival yönetiminde görev aldılar. Aziz Nesin ilk kez İsveççede GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM - .Aziz Nesin'i lsveçliler ad olarak biliyorlar ama. henüz hiç okumamışlardı. Şimdi artık bu şans ellerine geçti. Usta yazanmızın Isveççedeki ilk yapıtı. "Satiriska Sagor"(Taşlamalı Masallar) adıyla Lindelövv Yayınevi tarafından yayımlandı. Masallan Türkçeden Claire Kaustell çevirdi. Kaustell'e Anne-Marie Özkök yardımcı oldu. Kitapta özenle seçılmiş 20 masal yer alıyor. Yazar ve eleştirmen Gabi Gleichmann. E\pressen gazetesınde "Soytarının Akşam Duası" başlığı altında kıtabı tanıtan biryazı yayımladı. Gleıchmann. Nesin'in. ölene dek "Türkiye'nin cntelektüel ve ahlaki bilinci olarak yaşadığını" belirtıyor. geçen yıl Hiroşima Banş Ödülü'yle "hoşgörü ve hümanizm için verdigi uğraştan ötürü" ödüllendırildiğını anımsatarak şöyle yazıyor: "Ne var ki bir yazar olarak kendisinin bizim gözümüzden kaçmış olması, çok garip bir gerçek. Bu bakımdan kendisini nihayet İsveççede görebilmek, sevinç verici bir dunım. (...) Nesin'in ilginç yönü. yalınlığının birçok yönde mey>e vermesi. Sanatçı olarak çizgisi şu: Anlattığım gerçek mi değil mi. önemi yok. Önemli olan. inandıncı bir şekilde anlatılması. Bu amaca ulaşmak için çok çeşitli anlatım tekniği kullanıyor, halk masallarından esinleniyor. Yine de anlatım biçemi değil beni en çok etkileyen: fantezinin yardımıyla gerçeği akla gelmeyen boyutlara ulaştırması. Israrla. defalarca yaratıcı görüntüler çizerek Müslümanlığa özgü değerlerle belirli bir yaşam biçirninin yeniden kazandırdığı ve yapıtlarına damgasını vıırduğu özgürlüğün çatışmasını sergiliyor. Yerel renkleri hiçbir zaman y itirmeden. basitleştirilmiş genellemelerin ufkunun ardında yatanlan yazıyor. Öykülerinde hemen her şey var: Sevinç ve çaresizlik, sakinlik ve öfke, aşk ve nefret, akıl ve gizem. Ama belki de en çok. mizah. Ezilenierin yanında yer aldığı uzun ve uğraş dolu yaşamında anarşist güldürücü Nesin, zayıfin en önemli silahının mizah olduğunun bilincinde." Önümüzdeki günlerde İsveççede Aziz Nesin'in öyküleri de yayımlanacak. "Sizin Memlekerte Eşek Yar mı?"adı altında Leander ve Malmsten Yayınevi'nce yayımlanacak olan kıtabın redaktörü ve çevirmeni UUa Lundström. Öyküler, Nesin'in isteği doğrultusunda, araya üçüncü bir dıl sokmadan Türkçeden çevrildi. Otuz ülkeden, bilim adamlannın katıldığı' lO.Türk Sanatlan Kongresi' Cenevre'de sürüyor saııadaıi tiiııı nLsanhsa aittir9 Kültür Servisi- Otuz dolayında ülkeden ıkı yüzden fazla bılım adamının yüz kadar tebliğ ile katıldığı -lO.TürkSanatlan Kong- resi"pazartesi günü çalışmalanna isviç- re'nin Cenevre kentınde başladı. Altı gün süren kongrenin açıhş konuşmasını yapan Kültür Bakanı tsmail Cem. "Osmanlı Dev- leti'nin 700.yıldönümünün Kültür Bakanlı- ğı tarafından bir Bati Avrupa başkentinin evsahibi olacağı büyük bir Tarihsel ve Çağ- daş Türkiye sergisiyle ve çeşitli etkinlik- lerle kutlanacağını" açıkladı. Kültür Ba- kanlığfnın. Osmanlı Devleti'nın 1299'da- ki kuruluşunun 700.yıldönümünü, hem geç- mişe hem de çağdaş Cumhuriyet Türkiye- si'ne birsaygıtıın ıfadesi olarak. uluslarara- sı etkinliklerledeğerlendireceğinı söyleyen Cem. "1999, bizim ülkemizinr700 yıîlık ta- rihiyle ve çağdaş Cumhurivetiyle evrensel kühiire ve sanata bir katkısı olacakhr"dedı. Cem. kongrenin büyük bir ılgiyle karşı- landığını ve yaptığı temaslarda kongreye katılan yabancı temsilcilerle görüşmelen- nin sonucunda. temsilcilerin ortak bir görii- şü olarak, 1999 yılı için düşünülen sergi için geç kalındığını bıran önce harekete ge- çılmesi gerektiğini söyledi ve Kongreye ka- tılan yabancı temsılcilenn de kendı ülkele- nnde butür etkinliklerdüzenlemekistedık- lerini belırtti. Bakan Cem. kongrenin açış konuşmasın- da Türk sanatlannın büyük özelliğine. hat- ta büyük ayncalığına değinerek. "Hem öz- gün olmak, bizim cıtğrafyamı/a özgü olmak, hem de Orta Asya'dan. Ege kıv ılanna. Bal- kanlara. Orta Av rupa 'ya uzanmış daha bii- y ük bir coğrafyanın kültürel ifadesi, diyalog ve etkileşim köprüsü. bazen sentezi olabil- mek...(ıünümüzün Cumhuriyet Türkivesi. kendicoğrafiasındayeşermiştüm küttüıie- rin tarih bovutundaki taşıyıcısı ve femsilci- sidir"dedi. İsviçre gibi Türkiye'nin hukuk vedemokrasi tarihinde önemli yeri olan bir ülkede bu kongrenin toplanmasının anlam- lı olduğunu v urgulayan Cem. Türk sanatla- nnın bir özelliğınin de, sadece Türkiye'ye değil, tümüyle insanlığa ait olan, tümüyle ınsanlığın gelişimini. güzellığini etkileyen bir kültür boyutu taşıdığını belirtti: "Öncelikle bizim coğrafyamızın iirünü olan sanatlar. bir yandan kendi çe\ remizde- ki ve geçmişimizdekt kültürierden etkilen- miştir. Bir yandan da. kendi çevresindeki kültürleri etkilemiştir. Gerçekten, Cumhu- riyet Türkiyesi'nin özelliği, bir büyük kül- türiin. hem evrensel hem de ulusal nitelikte- ki bir kültürün taşıyıcısı olmasıdır." Kendi coğrafyamızda yaşamış bütün kül- türlerin; Iyonya'dan, Roma'dan, Bizans'tan, Orta Asya'dan ve Anadolu'dan. Selçuklu- lardan, Osmanlılardan yola çıkıp, nihayet. cumhuriyette son ifadesini bulmuş büyük bir kültürün bir Mfadesi'oldugumuzu söyle- yen Cem. Türkiye'nin insanlan, tarih süre- cinde bütün bu kültürleri etkiiediğini, bi- çimlediğini ve böylelikle günümüz Cumhu- riyet Türkiyesi 'nin kendi coğrafyasında ye- ^ermiş tüm kültürlerin tarih bovutundaki ta- -ıyıcısı ve temsilcisi olduğunu yineledı. Tarihin incelenmesinin, sözgelimı sosyal tanhin, sanat tarihinin irdelenmesinin tek başına geçmişin araştınlması olmadığını sa- vunan Cem, bunun aynı zamanda, gelece- ğin biçimlenmesi olduğunu da sözlerine ek- leyerek, kongrenin güzel birdünyaya, mut- lu birgeleceğe ve çocuklann yannlanna bir katkı olduğunu da vurguladı.Cenevre'den sonra Türk-Amerikan Dernekleri yıllık kongresine katılmak üzere Amerika'ya gi- decek olan Kültür Bakanı Ismail Cem, cu- martesi günü kongreye konuşması olarak katılaçak. Kongrenin bu yılki teması "Hoş- görii Clkesi Türidye". Konuşmasında bu te- manın kültürel boyutuna değinecek olan ls- mail Cem. kongreden önce cuma günü Amerikan Kongresi"nden temsilcilerle ça- lışma yemeğı çerçevesinde Türk-Amerika ilişkileri hakkında konuşacak. Milan Kundera'nın yeni kitabı, Batı kültürüne ilişkin gözlemlerini içeriyor 6 Yazar, modern çağm en önemli figürii' Kültür Servisi-ÜnlüÇekoslovak yazar Mi- lan Kundera. önümüzdeki günlerde "Testa- ments Bertrayed" adını taşıyan yeni bir kıtap- ia okurîannın karşısına çıkacak. 9 ay rı dene- meden oluşan kıtap. yazann Batı kültürüne yönelık gözlemlennı içeriyor. Roman sana- tının Batı kültürünün aynlmaz birparçası ve "yazar-ın. modern çağın en önemh fıgürü oİduğunu sav unan Kundera. romanın tanhce- sinı ıkı ayrı dönemde ıncelıy or. 19. yüzy ıl on- cesı romanını "cesur ve deneyci" olarak ta- nımlayan yazar. Balzac ve Scottgıbi tsımler- le doruğa çıkan "nanıralizm"i yatınyor ma- saya... Modern roman ise etik kaygılann ra- fa kaldınlıp, düş gücünün ön plana çıktığı "tam bir görecelik karnavalı". Yapıtlanyîa köktendıncılenn şımşeklenni üzerine çeken Salman Rüşdi'yı bu aianda bir öncü olarak görüyor Kundera. "Teokrasi. modern çağ ile olan savaşında. silahlannı modemizmin en önemli kalelerinden birine. yani romana çe- virmişdurumda". Kundera'nm. kımı Müslü- man ülkelerde yazarlara uygulanan baskılar ve sürgünde yaşayan yazarları da konu alan kitabını ilk olarak Ingiltere'de Faberand Fa- ber Yayınevi yayımlayacak. Yazann. bu kitap- ta yer alan bir yazısı geçen hafta The Guar- dian'da yayımlandı. Salman Rüşdi'yı konu alan bu yazıdan bazı bölümler sunuyoruz: "*Rüşdı, 1980'lerde, ilk romanı "YİkJnights Children'(Karanlığın Çocukları) ile Avrupa edebıyatına başarılı bir gırış yaptı. Yazann. 1988'de yayımlanan Şeytan Ayetleri de müt- hış ılgi topladı Humeynı'nın yazar hakkında verdiğı ölümemrı Rüşdıyeolan ilgıyı azalt- madı. aksıne çoğalttı Hatta kıtap pek çok ül- kede daha yayımlanmadan müthış skandalla- ra yol açtı. Fransa'da Rüşdi için verilen ölüm fetvasının hangı nedenlere dayandığını göb- termek amacıy la gazeteler, kitaptan kımı bö- lümiereyer verdılersayfalannda... Ancak bu taraflı bir tutumdu. Henüz yazann kendısı hiçbir açıklama yapmamışken kitap üzenne çok şey yazılıp. söylenmış oldu. Bu tip krı- tiklerin edebıy atın önemli birparçası olduğu- nu yadsımıyorum. Ama gözden kaçınlan bir şey var, o da bir yazann kendısi ile ilgılı tar- tışmalann dışında kalmasının ne denli haksız bırtutum olduğu. Bu konu. eleştiri mekanız- masının artık gerçek amacından sapmış oldu- ğunu göstenyor bızlere. Toplumun ıçinde bu- lunduğu değişım rüzgârlannı da işin ıçine ka- tarsak. edebiyat eleştırmenlıgınin yazın dün- yasından haberler veren bir kuruma dönüştü- ğünü söylemek yanlış olmaz. Peki, işin sanat yonü nerede kalıyor? Yapıtın bir sanat değe- n taşıyıp taşımadığı neden kapsamlı bir şe- kılde ıncelenmıyor? Kıtap çıktıgtndan bu ya- na herkes "diişünceyi ifade etme özgürlü- ğü'nden söz edıyor. Entelektüeller. yazın adamlan, düşünürler Rüşdi adına. hersavun- manın altına imza koyarken ne gülünçtür ki kıtabı okuyup okumadıklannı soranla- ra'Okumak??? Ne yazık ki henüzvakit bula- nıadım" yanıtını venyorlar. Neyin savunucu- luğunu yapıyoruz? Sanatın mı yoksa insan haklarınm mı? Aklıma ister istemez 16. yüz- yıl Sorbonne teologiannm. yaşamını zında- na çevırdıklen düşünür Rabelaisgeliyor. Bu yobaz dın adamlarından kaçmak zorunda olan Rabelaıs'eyardımelimuzatandönemın güçlü ısımleri. Kardinal du Bellay, Kardinal OdetveFransaKralıl.Françoisolmuştu. Bu adamlan düşünüre yardım etmeye yönelten neydı? İfade özgürlüğünü savunmalan mı?.. Hiç sanmıyorum. Bu insanlar edebiyatın. sa- natın geleceğinı düşünüyorlardı. Günümüz- de ne yazık ki bu amaçla hareket eden kımse kalmadı. Bu gıdişle bir zamanlar 'romanın beşiğT olan Avrupa'da artık roman sanatından söz edılemevecek bile*'. Milan Kundera YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... YENt BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR... Cesur Yürek-Braveheart Yönetmenliğini Mel Gibson'un yaptığı filmin başrollerini Mel Gıbson. Sophie Marceau, Patrick McGoohan ve Ian Bannen paylaşıyorlar. Filmde. Iskoçya'nın bağımsızlık mücadelesi. iskoç tarihinin en büyük kahramanlanndan bin olan YVilliam VV'allace'ın (Mel Gibson) yaşamı ele alınıyor. Ingıltere kralı I. Edvvard (Patrick McGoohan), Jskoç kralının ölümünden yararlanarak. İskoç tahtını ele geçinr. Böylelikle Iskoçya. Ingıltere'nin denetimi altına alınmış olur. Wallace önderliğınde birleşen fskoçlar. ülkelerinin bağımsızlığı için. Ingiliz ordusu ile karşı karşıya aelır Stırling Savaşı'nda İskoçlar. Ingilizleri bozguna uğratırlar. Bu beklenmedik olay karşısında 1. Edvvard oğlu Prens Edvvard'a güvenmediğinden, gelini Prenses fsabelle'i (Sophie Marceau). VV'allace'la anlaşma yapması için göndenr. Filmin senaryosunu yazan Randall \Vallace. William VVallace hakkındaki efsanelerden yola çıkarak filmin senaryosunu oluşturdu. İskoç milli kahramanı hakkında yeterli bilgı bulunmadığından, filmin senaryosunu yazmaya. 1740 yılında Iskoçca yazılmış efsaneleri okuduktan sonra. koyulmuş. "Cesur Yürek", tskoçya'nın bağımsızlık mücadelesi tarihinı yansıtmasının yanı sıra, 13. yüzyıldan kesitler sunan. ustalıklı görsel düzeyi ve kalabalık savaş sahnelerinin etkiliciliğiyle ilgıyle izlenen, uzun ama başanlı bir destansı film. Tehlikeli Tür - Species Başrollerinı Ben Kingsley, Michael Madsen, Alfred Molina ve Forest VVhitaker'in paylaştığı filmin yönetmeni Roger Donaldson. 1974 yılında dünya ve ınsanlık hakkında bilgiler içeren bir mesaj dünyanın en büyük radyo teleskobundan galaksinin her yerine geçilir. Tam yirmi yıl sonra mesaja cevap gelir. Dostça yazılmış bu cevapla bırlikte bir DNA hücresi de bizimkiyle birleştirilmesi isteğiyle gönderilmiştir. Bu DNA hücresi, yüzyıllardır süren merakımızı giderebilirdi. DNA'nın incelenmesi görevi bilim adamı XavierFinch'e (Ben Kingsley) verilmiştir. Kendi kendine büyümeye başlayan DNA hücresi haftalar geçtikçe normal görünümlü bir kız çocuğu gelişimi gösterir ve çocuğa "Sıl" adı venlir. Gözlemler, çocukta anormal bir büyüme göstermeye başlayınca yaratığın yok edılmesine karar venlir ancak Sil. önce çöle kaçar. oradan da Los Angeles'ageçer... Hendrix hayranına para cezası OXFORD(REUTER)-Efsanevi gitarist Jimi Hendrix'in ölümünün 25. yılına rastlayan içinde bulunduğumuz hafta içerisinde İngiltere'nin Oxford şehrinde ilginç bir olay yaşandı. Hendrix hayranlanndan Robert Horrex adlı bir genç. ünlü gitarist için kendi çapında bir anma günü düzenledi. Gitanyla Jimi Hendrix parçalan çalan Horrex. komşulannın şikayeti üzerine gözaltına alındı. Polıs gerekçe olarak. genç adamın yüksek dozda gürültüye yol açarak çevre sakinlerinin huzunınu tehdit etmesini gösterdi. Horrex. 75 poundluk kefalet ücretini ödedikten sonra serbest bırakıldı. TÜRSAKtan gala geceleri Kültür Servisi- TÜRSAK(Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı), sinemanın 100. yıl etkinlikleri çerçevesinde ve 1995-96 sinema sezonu süresınce "Dünya Sinemasının Seçkin Örnekleri" dizisi adı altında Gala Geceleri düzenliyor. TÜRSAK'ın bu projesi kapsamında Teo Angelopoulos'un "Ulis'in Bakışı", Emir Kusturica'nın "Yeraltı" ve Christopher Hampton'ın "Carnngton" filmleri bulunuyor. Gala gecelennın programındaki ilk film, 26 eylül akşamı gösterilecek olan Ken Loach'un "Ulke ve Özgürlük" (Land and Freedom) adlı filmi. Piyanoda Türk ANKAR4 (AA) - Italya'nın Milano kentinde yapılan piyano yanşmasında, Türk piyanist Kamerhan Turan üçüncü oldu. 4-11 eylül tarihleri arasında 16 ülkeden 40 yanşmacının katılımıyla gerçekleştirilen "19. Ettore Pozzoli Uluslararası Piyano KonkunT'na Türkiye'den Kamerhan Turan katıldı. Birincilik ödülünün verilmediği yanşmada. Ukraynalı Dmitry Knvonos ikinci, Turan üçüncü, Italyan Maria Clementı ise dördüncü oldu. 1965 yılında Ankara'da dogan Kamerhan Turan'ın 1990 Moncalieri 5. Avrupa Müzik Yanşması, 1992 Senegallia 21. Uluslararası Piyano Yanşması ve 1993 Ibla Granda Pnze UluslararasıPiyano Yanşmasında dereceleri bulunuyor. Türk bale sanatlan Japonya'da ANKARA (ANKA) - Ankara Devlet Opera ve Balesi'nin solist dansçılan Arzu Dirin, Ayşe Fidanlık. Vblkan Ersoy ve Özden Aktürk "7. Masako Ohya Bale Yanşması "na katılmak üzere Japonya'ya gidiyor. Beş, yılda bir düzenlenen ve tüm dünya ülkelennin davetlisi olduğvi yanşmanın galası 3 ekimde Tokyo'da yapılacak. Arzu Dirin ile Volkan Ersoy'un. Ayşe Fidanlık ile Özden Aktürk'ün çift olarak katılacağı yanşmada sanatçılar. Don Kişot. La Corsaire, Coppelia. Uyuyan Güzel, Paris Alevler ıçinde balelerinde dans edecekler. Young Tunks, Bursa'da büro açıyor BURSA (AA) - Merkezı ABD'nin Nevv York eyaletinde bulunan Genç Türkler Kültürel Yardımlaşma Derneğı (Young Turks), Türkiye'deki ilk bürosunu Bursa'da açacak. Bursa temsilcisi Nejdet Şengül. ABD'deki Yunan, Rum, Ermeni ve Yahudı lobilerinin Türkiye aleyhine başlattıklan lobicilik hareketine karşı, 1992 yılında kurulan derneklerinin, Türkiye'nin sesinin dünyaya daha fazla duyurulması için Atatürk ilkeleri doğrultusunda faaliyet gösterdiğıni bıldirdi. "Sessiz Ev" Hollandacaya çevrildi AMSTERDAM(AA) - Orhan Pamuk'um Sessiz Ev adlı romanı Hollandacaya çevrildi. Kıtabın tanıtım toplantısı nedeniyle Hollanda'ya giden Pamuk, pazar günü Hollandah okuyuculanyla sohbet edecek. Pamuk'un "Beyaz Kale" adlı romanı da daha önce Hollandacaya çevrilmişti. Öte yandan. Nâzım Hikmet'in aynı adlı yapıtından sahneye uyarlanan "Şeyh Bedrettin Destanı", Tuncel Turtiz tarafından Hollanda'nın çeşitli kentlerinde sergilenecek. Rotterdam'daki Türk sanat kurumu "Sahne"nin çağnsı üzerine Hollanda'ya gelen Kurtiz ve ekibi. bu hafta sonu, Enschede, Utrecht ve Rotterdam'da izleyici karşısına çıkacak. Belediye sanatçı yetiştirecek ANKARA (AA) - Çankaya Belediyesi Türk Sanat Müziği Amatör Korosu'na. yetiştirilmek üzere smavla eleman alınacak. Koroda yer almak isteyenlerin 1 adet vesikalık fotoğrafla, 30 eylül tarihinde, sınavın yapılacağı Çankaya Belediyesi Konferans Salonu'nda hazır bulunması gerekiyor. Öte yandan. Çankaya Belediyesi Halk Danslan Topluluğu Hoy-Tur da halk oyunlan kursu açıyor. Türkiye ve dünya birinciliği bulunan Hoy-tur bünyesnde halk danslan eğitimi almak isteyen gençler, başvurulannı, 425 53 00 numaralı telefona yapabılirler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle