28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
22 EYLÜL 1995 CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 V-f Sİl snedik dönüşü ayağımızın to- zuyla çıkardığı- mız Istanbul'un sinema harita- sında. öyle aman aman dedir- terek bize çekici gelen film ya da filmlere rastlamadık pek. Ortalık inişli çıkışlı, bol çeşitli ve engebeli bir görü- nûm arz ediyor yeni mevsi- rnin eşiğinde. Son iki haftanın Istanbul'da gösterime çıkanl- mış 'yeni vizyon' fîlmlerine şöy le bir ba- kıldığında, doğrusu her tûrden bol çeşit, ama bu çeşitliliğe pek paralel gitmeyen bir kalite düşüklüğü (ya da en azından, yeterince doyurucu olmama durumu) göze çarpıyor, 'Miami Rhapsody-Aşk Oyunlan'ndan 'Böcek'e ve 'Johnny Mnemonk'e kadar. Kentimizin sinema coğrafyasına ve iklimine vakıf, eski ku- lağı kesikleri pek kesmeyip heyecanlan- dırmasa da "yarasanın kanatiannda ma- ceraya uçabileeeğiniz Batroan"den Hollywood'un alışıldık, beylik Paris kli- şeleriyle donatılmış, sinir Billy Crys- tal'in hem güzel Debra Winger'la başro- lûnü üstlendiği hem de yönettiği, bir ka- lemde es geçilecek 'Forget Paris-Aiı Pa- ris'e kadar her cinsten ve rürden, yeni mevsim bereketini örnekleyen bir dizi fılm gösterimde yine de. SevimJi bir fok- la bir kız çocuğunun dostluğunu hayli dokunaklı tarafından hikâye eden, Geor- ge Miller'ın 'Andre'sinden, canlandır- ma sinemasından da öte, normal film tekniğiyle hayaletleri kaynaştıran, yeni teknoloji gösterisi niteligindeki. aileye yönelik tezgâhlanmış. sevimli bir yar- dımsever hayaletin serüven- leri üstüne kurulu 'Casper'a kadar gidip görmek zahmeti- ne katlanmadıklanmızın ya- nı sıra, seyredip keyif aldık- lanmız da oldu tabii... D'Antagnan'ın D'Artagnan'm kızmdan yarasanm kanadarma... zofu D'Artagnan (eşsiz bezersiz Phiüp- pe Noiret), Paris'teki amaçsız yaşlıhk gûnlerinde. birden çoktan unuttuğu kı- zıyla karşılaşınca, gecikmiş tarafından babalık triplerine giriyor. Zevzek dört- lükler döktüren. çelimsiz muhalif, hım- bıl sokak şairi Quentin La Missere'i de (Nils Tavernier) âşık olup peşine takıldı- ğı, enerjik, dediğim dedikçi, atılgan Elo- ise'ın, ne yapıp edip tacın tehlikede ol- duğu konusunda bıçkın babasını ikna et- mesiyle devreye D'Artagnan'ın eski ar- kadaşları. meditasyon yapan, zarif Ara- mis (Sanü Frey tam roiünü buimuş,), ka- fayı ıyice yemeye takmış, obur Porthos (Raoul Billerey) ve mezardan çıka ge- len(!) bilge ve gözüpek Athos (Jean-Luc Bideau) da giriyor çok geçmeden. Yaş- lanmış, göbeklenmiş, kılıçlan körelmiş- tir. ama yıne de efsanevi, o eski üç silah- şorlerdironlar... "Cyrano"dan "KraBçeMargof''ya ka- dar, son yıllann namlı Fransız tanhsel yapımlan arasında. bildik kılıçlı-kos- tümlü çağ filmi klişelerini yineleyen hız- lı, sürükleyici anlatımı ve dozunda bıra- kılmış humoru, oyunculuğu, müziği vb. tiğj" gibisinden Makyavelist mesaj ımızı da alarak çıkıyoruz, daha bir hin oğlu hinleşip hınzırlaşarak. Kulaklann pasını silen. PhilippeSardeimzalı müziğindes- teğinde meraklısına gerçekten şen sak- rak ve eğlenceli seyirler vaat eden, Ta- vemier'nin bu hafıf, esnek ve sürükleyi- ci, tarihsel "actkm" denemesi, üç silah- şörler çeşitlemesinin keyfini kaçıransa, bizim seyTettiğimiz sinemadaki kopyası- nın sonderece kötülüğü oldu! Biryılön- ce yurtdışında seyrettiğim filmın pınl pı- nl görüntülerinin yerini göz tırmalayan. karanlık ve neredeyse çizik çizık görün- tülerin aldığı "D'Artagnan'ın KızTnın. çevrilmeyen konuşmalarla eksik altyazı- larla içine edilmiş ne yazık ki. Kralın da- nışmanı iktıdar dizgınlerini ele geçırmiş. ltalyanasıllı kardinal Mazarine rolünde- ki Luigi Pnoietti'nin oyununun da filme çok şey kattığını unutmadan eklemeli. Evlilik Rüyası Babasınca süreklı işe yaramaz diye hor görülen, evde oturup pembe TV di- zileri seyrederek, Abba grubunun ro- mantik şarkılannı dinleyerek beyaz atlı sıkıntıya bıraktığı, kendi kaderinin akı- şını eline alan Muriel'in değışımini hi- kâye ediyor "Evlilik Rüyası" özetle. Avustralya sınemasının tanınmış yapım- cı-yönetmenlerinden Jocdyn Moorno- use'un kocası J. P. Hogan'ın ilk yönet- menlik denemesi olan bu "sıradan in- sancıklann" hikâyesi, duygusal ve iç- tenliklı tonlardan ses veren, yalın ve do- kunaklı. hoş bir filmin etkileyıciliğine ulaşıyor yer yer. Muriel"den tiksinen, Ab- ba şarkılannı da demode bulan, tam ya- laka arkadaşlannın tersine, kıza cesaret verip kendi ayaklan üstünde dikılmesi- nı, iş bulup çalışmasını sağlayan ve kö- rürüm olma belasıyla yüz yüze kalan ha- yat dolu. ama bahtsız arkadaşı Rhon- danın (Rachel Griffiths) yardımıyla ya- şamını ve kışiliğinı değiştirmeye soyu- nan mutsuz ve içli, şişman kızın masalı- nı görüntüleyen, yönetmeni P. J. Ho- gan'ın "Kendi kendine sa\gı ve bir baş- kası olma arzusu üstüne bir film" diye nı- telediği "•Evlilik Rüvasır , seyirciyi ince gözlemleri ve esprileriyle her an gülüm- seterek kolayca tüketiliveren, tıkınnda ve alçak gönüllü bir duygusal güldürü kı- Bunlann başında, eleştir- menlikten geçtiği sinemada, son 20 yıla damgasını vuran 'Que la Fete Commence', 'Yargıç ve Katil', 'Coup de Torchon', 'Kırda Bir Pazar", 'Autour de Minuit-Geceyan- sına DoğnT, 'La Passion De Beatrice', 'La Vıe et Rien D'Aırtre', '627 Numaralı Ya- sa' ve geçen yıl Berlin Festi- vali'nde Altın Ayı 'yı kazanan 'L'Appat-Yem\vb. gibi fılm- leriyle sivrilmiş, Fransız si- nemasının usta yönetmenle- rinden Bertrand Tavemi- er'nin son eseri 'D'Artag- nan'ın Kıa' geliyor. Çoktan ununu elemiş, eleğini asmış, artık 80'li yaşlannı süren es- kilerden Rkcardo Freda'nın yıllanmış, tozlanmış birtasa- nsından yola çıkıp biraz da Hollywood sinemasının 1993'teki en son Alesandre Dumas uyarlaması olan. Stephen Herekin, Chris O'DonneU (D'Artagnan), Ki- efer Surherland (Athos). Charüe Sheen (Aramis), Oli- ver Pratt (Porthos) ve Rebec- ca DeMornay'i (Milady) yönettiği o ke- paze "Üç Sılahşör" filmine (bir Fransız olarak) duyduğu tepkiyle harekete geçe- rek, ünlü A. Dumas klasiğine sahip çık- mak tavnyla kollan sıvamış Bertrand Ta- vernier, kılıçlı kostümlü, vurdulu kırdılı silahşör Fîlmlerine nazire yaparcasına, etki ve esin kaynağı bol. heyecanlı. zevk- li ve incelikli bir Fransız eğlenceliği ko- tarmış: "La Füle de D'Artagnan-D'Ar- tagnan'ın Km". Vaktiyle Dumas babanın "Üç Silaşör- ler"ini (ve devamı "20 Yıl SonnTsını) okuyup tadına ve keyfine varan. bizim kuşaktan, kafa dengi sinemaseverler için nefis bir seyirlik niteligindeki "D'Ar- tagnan'ın KÖa", 17. yüzyıl Fransası'nda- ki soluk kesici bir insan avı sahnesiyle açılıyor. Entrikacı dük Crassac'lar (Gör- meyeli epey yaşlanmış Claude Rkh yi- ne de çok iyi bu rolde) kırmızı giysili Leydi Eglantine (Chariotte Kady) ve adamlan. ormandan bir manastıra kadar kovaladıklan bir zenci kölenin işini biti- rirlerken, gaddarca başrahibeyi de öldü- rüyorlar, filmin tanıtım yazılan (jenerik) akıp geçerken. Ve Dumas'ın yazdıklanna evrim yap- tınp çağdaş ve çağcıl gödermelerle do- lu, mizahi bir çizgide gelişen, çeşitli yan- lış anlaşılrnalara ve hınzırhklara dayah. kurgusu sağlam çatılmış, ustalıklı bir ta- rihsel serüven filmi senaryosunun içine dalıveriyoruz. Meğerse gençken başı be- ladan kurtulmayan. tehlikelerin peşini bırakmadığı D'Artagnan. "Hepimiz bi- rimiz, birüniz hepimiz için!'"ci üç silah- şör yoldaşıyla (Atho, Porthos, Aramis) birlikte, kanlı potitikacı ve din adamla- nyla Milady gibilerine karşı Fransa tah- tını ve kralhğını, düşmanlanndan koru- yan serüvenleri sırasıda. sevgilisi Cons- tance'dan olma küçük kızı Eloise'ı, sağ- salim büyüsün diye öldürülen başrahibi- ye emanet ederek bu manastıra vermiş vaktiyle. Eloise da yetişip gelişmiş, tıp- kı babası şövalye D'Artagnan gibi, anın- da öfkesi parlayan, serüvenkeş, duygu- sal, tutkulu, delidolu ve çekici, güzel bir genç kadm oluvermiş. tşte kaçan köleyi korumak isterken kılıçlanan asil başra- hibe-annesinin intikamını almak ve ge- leceğin Fransa kralı olacak, güzel kadın- laradüşkün, anasmın gözü, genç 14. Lo- uis'ye (Stephane Legros) sözümona dü- zenlenmiş birkomployu açığa çıkarmak üzere Paris'e yollanan, genç ve yırtıcı Eloise D'Artagnan'ın (SoptueMarceau), göğüsleri giysisinden taşarak kılıç salla- yan, adam döven. beylik "sertkadın*'ri- pini tazeliyor, performansı ve fiziğiyle serüvenlerini iki saatliğinegörüntülüyor, aynntılı, hayli özenilmiş, kalabalık düel- lolann, adeta koreografîk düzenlenmiş, şamatalı dövüş sahnelerinin gırla gittigi bu şirin Fransız seyirliği. Feleğin çembe- rinden geçmiş, kralın silahşörlüğünden emekli olmuş, sık sık kafaya alıp parası- nı çarptıgı eski at uşağı sayesinde yaşa- mını sürdüren. nice izzet ikbal görmüş, ama çulsuz, mülksüz, bıkkın, hayat filo- D'Artagnan'ın Kızı (La Fille de D'Artagnan) Yönetmen: Bertrand Tavernier/ Senaryo: A. Dumas'nın romanına ve Riccardo Freda'ın bir fikrine dayanarak, Michel Leviant, Jean Cosmos, B. Tavernier / Kamera: Patrick Blossier / Müzik: Philippe Sarde / Oyuncular: Sophie Manceau, Philipe Noient, Claude Rkh, Sami Frey, Jean-Luc Bideau. Raoul Bülerey, Nils Tavernier, Chariotte Kady, Luigi Proietti, Jean-Paul Rousellon / 1994 Fransız yapımı (Film Pop-WB) özellikleriyle seçkinleşen "D'Artag- nan *ın Keı"nda. entrikayı büsbütün ko- mediye yıkmamakla iyi eden Tavernier. uyumlu bir ikili oluşruran Philippe No- iret'yle Sophie Marceau'nun canlandır- dığı baba-kız ilişkisini de vurgularken, kılıç kullama becerisinin ayyuka çıktığı. kalabalık dövüş-kavga sahnelerinde de umulmadık bir başarıya erişiyor genel- de. RichardLester'ın unutulmaz "ÜçSi- lahjörler" (1974) versiyonundan Sam Peckinpah'van ağır çekim şiddet sahne- lerine kadar uzatılabilecek etkiler içeren filme gülmece öğesi de ustaca yediril- miş. Malum kişiliklerinin mizahi biçim- de betimlendigi kahramanlanmız, za- man zaman olaylann gidişi hakkında se- vimli yorumlar yapmaktan, günümüze şirin göndermelerde bulunmaktan da ge- ri durmuyorlar onca patırtı gürültü ara- sında. Silahşörlü-korsanlı serüven filmleri türüne nostaljik selamlann da sarkıtıldı- ğı "D'Artagnan'ın Kızı"ndan kahraman silahşörlerimizden "kazanmanın en ryi yolunun her zaman hile yapmaktan geç- prensini bekleyen, 25 yaşlanndakı biraz gerzek ve tombul genç kız Mariel Hes- lop'un (Toni Collette) hikâyesini anlatan. son aylann en çok sözü edilen Avustral- ya filmlerinden "Muriers Wedding-Ev- lilik Rüyasrnı da şu sıra lstanbul sine- malannda gösterilen sevimli ve seyre- değer filmlerden biri olarak salık vere- biliriz gönül rahatlığıyla. Şişman ve ro- mantik bir "Dancing Queen" olarak. yosma ve züppe arkadaşlannca sürekli horlanıp aşağılanarak taşranın sıkıcı ve sıradan bir tatil kasabasında. ailesiyle birlikte. kendi halindeyaşayan. çevrenin tutucu ahlak değerleriyle kıskıvrak kıs- tınldığı tekdüze çemberinden yırtmaya çabalar durur Munel'cik biteviye. Ge- linlik düşleriyle Abba müziğinden, şiş- man ve mütevekkil kansının üstüne bir de "prezantabrmetres edinmiş, rüşvet- çı. paragöz ve zorba. politikacı babası- nın (Bill Hunter) zulmünden. bunaltıcı aıle ortamından ve küçük, muhafazakar kentın daraltıcı atmosferinden kaçıp öz- güriüğünün tadını çıkaracağı Sydney'in "parlak ışıklanna dogru" yola çıkarak vamına enşiyor. genelde. Avustralya si- nemasından 1990'larda yetişen yeni ku- şağın imzasını taşıyan bazılannı seyret- tiğimiz "Stricth Ballroom" ya da "The Adventures of Priscilla, Queen of the De- sert" vb. gibi son donemin ılginç film- leri arasına rahatlıkla katabileceğimiz. asıl guzellik dış görünüşte degıl, yürek- tedır, ektiğini biçersin ya da azmeden ka- zanır gibisinden beylik özdeyişlenn dü- men suyıında gıden bu sevimli Avustral- ya filmini, öncelikle "4 Nikâh 1 Cena- ze" benzeri güldürülere ayılıp-bayılanla- ra öğütleyebiliriz sonuçta. Duygu Geçidi Filmleri) le sıkç? karşılaştığımız. za- manımızın Bette Davis'ı olmaya dogru hızla yol alan. in gözlerini devire devire rol keserek olgunluğunun bahannı sü- ren, Hollywood'un yaşlandıkça rağbet gören yıldızı Susan Sarandon'un yine "Oscar'lıkbiroyıın''sergılediğı. Robert AUen Ackerman'ın "Safe Passage-Duy- gu Geçidi". boylu poslu, akıllı uslu, efen- diden tam 7 delikanlıyı doğurup yetıştir- Duygu Geçidi (Safe Passage) Yönetmen: Robert AUen Ackerman / Senaryo: Deena Goldstone / Kamera: Ralf Bode/ Müzik: Mark Isham / Oyuncular: Susan Sarandon, Sam Shepard, Robert Sean Leoard,Sean Astin, Nick StahL Matt Keeslar, Philip Basco, Marcia Gay Harden, Jason London/1994 ABD yapımı (UlP-UmutSanat) Evlilik Rüyası (MurieTs Uedding) Yönetmen, senaryo: P. J. Hogan / Kamera: Müzik: PeterBest/ Oyuncular: Toni Collette, Bill Hunter, Belinda Jarrett, Rachel Griffiths, RosaJind Hammond, Pippa Grandison, Chris Haywood/1995 Avustralya yapımı (WB) Duygu Geçidi miş. fazlasıyla anaç bir ka- dınla. 25 yıpratıcı evlilik yı- lından sonra kapıya koydu- ğu, 8. oğlu olan kocası Sam Shepardın ilişkisini eksen alıyor. "Puşt". Bush'un ABD başkalığı döneminde. Ku- veyt'in denize açık bir böl- gesine zorla el koyan Sad- dam'ın Irak'ına haddini bil- dirmek üzere, başlatılan TV ekranmdan gecelerboyu izle- mek bahtma erdiğimiz(!) 5 yıl öncesinin elektronik Körfez Sava- şı'na katılıp Sina Yanmadası'ndaki, kal- dığı kışlanın bombalanması sonucunda, ölüp ölmediği belirsiz, askeroğullannın olası ölüm acısıyla yeniden bir araya ge- len sorunlu kan-kocanın ve çocuklan- nın acıklı öyküsünü aktaran film, geçmi- şe ilışkin anılarla küllenmiş aşkın yeni- den alevlenişini, Amerikan sinemasına özgü, aileye övgü düzen bir yaklaşımla gözümüze sokuyor. Savaştaki en büyiik oğullannın "Başına bir şey gekli mi gel- medimi?"kaygısına kapılan ailenin. do- kunaklı ve bayat-tarafından, duygu ve gözyaşı ağırlıklı, bekleme sürecini bey- lik motiflerle hıkâye eden yönetmen Ro- bert AUen Ackerman "Safe Passage- Duygu Geçidi"ni süreklı sevgi teması- nın \ urgulandığı, aileyi yücelten, sade ve duygu yüklü, sıcak ama sıkıcı olmak- tan da sıynlamayan bir "kutsal aile öv- güsüne" dönüştürüyor giderek. Ralf Bode'nin görüntülerinden Mark Ishamın müziğine kadar belirgin bir us- talığın eseri olan. ayrıca oyunculuguyla da göz alan "Duygu Geçidi". EUyn Ba- ache'nin romanından senanst Deena Goidstone eliyle uyarlanmış. Vesveseli, \ıdı vıdıcı, huysuz, sıkçagözleri nemle- nen. her bunalım anında da volümü so- nuna kadar açarak Mussorgski dinleye- rek sakinleşebilen, terörist bombasıyla gelen sorunlu büyük oğullannın ölüp öl- mediği haberiyle, geçici körlük nöbetle- rine uğrayan. yumuşak ve çocuksu koca- sına da yeniden gönlünün (ve evinin) ka- pılannı açan Susan Sarandon'un oyunu- na doğrusu diyecek yok. Ama sonuçta çokçabirkıymeti harbiyesi bulunmayan, baştan sona parlak biroyunculuk göste- nsi halinde sürerek mutlu sona bağla- nan, Amerikan usulü bu "panoramik ai- le manzaralan" filminden. tutkun bir Susan Sarandon ya da Sam Shepard hay- ranı değilseniz eğer, kolayca uzak da du- rabilırsınizbızce Batman Daima Belirgin finans \e teknolojik üstünlü- ğüyle dünyayı ele geçırmiş, sürekli göz boyayıcı ama akıl yaşı biraz kıt ve sığ filmler (mamüller) üreten. her şeyin mü- kemmel ve devasa boyutlarda olduğu, parlak Amerikan sinemasının en tanın- mış süper kahramanlanndan, Süper- man'in de ezeli rakibi olan Batman haz- retleri bir kez daha karşımızda! Başrol oyuncusuyla yönetmeninin bu kez de- ğişmesınden öteye pek yeni bir şey yok Batman ve Gotham City cephesinde. Ilk iki Batman filminde kasvetli ve gotik bır dünya kuran Tim "Ed VVood" Bur- ton'dan sonra seyrettığimiz üçüncü Bat- man'i aslında "Sonun Başlangıcı"ndan bu yana doğru dürüst bir şey yapmamış Joel Schumacher yönetmiş. Gündüzleri bir eli yağda öteki eli balda, varlıklı bir milyoner, geceleriyse tüm kötülerin be- lalısı yarasa adam olarak Gotham kenti- nin karanlık sokaklannı arşınlayan kah- ramanımz (Michael Keaton'dan Bat- man'liğı devralan Val Kilmer kuşkusuz çok daha çekilirbiroyuncu), Batman'den öç almaya yeminli ve kimliginı ortaya çı- karmaya kararlı iki yenı amansız düşma- nıyla, onu hilkat garibesine dönüştüren kazadan kahramanımızı sorumlu rutan. eski dava vekili iki Surat -Tommy Lee Jo- nes ve E, Nygma (!) adıyla tanınan, bil- gısayartutkunu, tehlikeli üçkâğıtçı, bil- mececi -Jim Carrey'le mücadele ediyor bu kez. sonradan Batman'in gözünü bu- daktan esirgemez çırağı olacak. yüreğı- ni fki Surat'tan alacağı intıkamın ateşi sarmış. genç bir akrobatın, Robin Chris O'DonneU'in yardımlanyla. Aynca. ya- rasa adamımımızın öteki benliği olan. hayırsever milyarder kahramanımız da Batman'e hayran-tutkun, sanşın afet. psikolog Dr. Chase. Nkole Kidmana körkütük gönlünü kaptırmaz mı bu ara- da... Çizer Bpb Kang'in fırçasından doğ- muş, çeşitli Batman tiplerini sergileye- cek seyirciye İki Surat'la Bilmececi gi- bi iki uçuk kaçık düşman. kahramanımı- zın gönlünü dolduracak yeni biraşk. gü- zel ve çekici bir sanşın dilber ve kendı- ni derhal Batman'in suç ve kötüler dün- yasına karşı açtığı mücadeleye kaptır- mış, canbaz bir delikaniı sunan filmin bütün o gözalıcı, parlak teknolojik cila- sına karşın, iki bovoıtlu çizgi-roman yü- zeyselliğinden pek öteye geçtiği ileri sü- rülemez yine de. Genelde özel efekt teknolojisinin ku- lu kölesi durumuna indirgenmiş, daha çok gişeye yönelik bir zihniyetin ağır bastığı günümüz Amerikan sinemasına özgü bu cümbüşlü eğlenceiik, bizim bu- run kıvırmamıza karşın. bir kez daha al- gılanmamızın üstünden silindir gibi ge- çen, devasa birgörsel-işitsel fantastik şa- mata! Baştan sona şenlikli bir "efekt cambazhğı" gösterisi, gözalıcı biroptik ve bilgisayar efektleri sihirbazlığı! Üç Batman filminin belki de en eğlencelisi. Meraklısının ilgisiz kalamayacağı filmin 'soundtrack'ı da cabası. Tommy Lee Jo- nes durumu idare ederken, dizginlerin- den boşanarak yine şaklabanlığı ele al- mış, fırlama Jim CarrE>f 'nin gittikçe çe- kilmezleşen zırzopluklanyla süregelen "Batman Daima"da, Nıcole Kidman'ın yanı sıra Drev* Barry More, Debi Mazar gibi Hollywood tazeleri de boy gösteri- yor tabii. Batman Daima (Batman Forever) Yönetmen: Joel Schumaher / Senaryo: Lee Batchler, Akiva Goklsman, Janet Scott Batchier / Yönetmen: Stephan GokJbatt / Müzik: EiliottGoMenthal/ Oyuncular: Val Kilmer, Tommy Lee Jones, Jim Carrey, Nicole Kidnıan, Chris O'DonnelL Michel Gough, Pat Hingle /1995 ABD yapımı. fWB) KEDİ GOZU VECDİ SAYAR Ne Kaldı Geriye? Mahallenin tüm kedileri heyecan içindeydi dün ak- şam. Her akşamki "mutad" toplantımız olmasına karşın herkeste farklı bir hava seziliyordu. Bir gün içinde olup bitenler hemen herkesi etkilemişti. Daha toplanma saati gelmeden, birer ikişer sökün etti bü- tün arkadaşlar. Kedi milletinin ne kadar politize ol- duğunu görüyor musunuz? Kütüphanecinin kedisi -aramızdaen "enfe/"geçi- nen odur, her zaman- ilk sözü aldı: "Oh be!" dedi, "nihayet kimliğimize kavuşuyoruz." Çoğunluk bu sö- ze katıldı: "Doğru, doğru" diye söylendiler, "hiç ol- mazsa artık kim olduğumuzu, nerede olduğumuzu inkâr etmeyeceğiz: Muhalefette miyiz, iktidar mıyız biletim." Bakkalın kedisinin küçük oğlu bu konuşmalara hiçbir anlam veremedi. "Vallahi, beni hiç ilgilendir- miyor bu konuştuklannız" dedi. "MirkelamV/7 yeni kasetini dinleyeniniz var mı?" Dişi kediler, yeni liderin konuşmasjndan pek etki- lenmiş görünüyorlardı. "Vallahi, pek deyakışıklı, ya- şını da hiç göstermiyor" diye dedikoduyu koyufttu- lar. Içlerinden en politize olanı bıyıklarını titreterek "Ben, Tomris Hanım konusundaki tavnna katılmı- yorum, ama" demez mi? Saatlerce bu konuyu tar- tıştık ve tabii her zaman olduğu gibi iki kampa ayrıl- dık. Biz tartışaduralım, aramızdaki bazı tasmalı kediler (toplantılanmıza genellikle pek iltifat etmezler ama, bu kez nasılsa tam takım gelmişlerdi) düşünceli, dü- şünceli kaşınıyorlardı. "Cihangir" kedi hiç kaçınrmı, "Süt dökmüş kedilere bakın" diye uzaktan bir laf at- tı. Tabii, hiç kimse üstüne almadı bu sözleri. Aramızda en "sivil toplumcu" geçinen, boş vakit- lerini dernek toplantılannda geçiren "örgüfçü'tekir, bumundan soluyordu. "Bakalım bundan sonra yü- zümüze nasıl bakabilecekler" diye söylendi, pençe- lerini yalayarak. "Iktidarianndan başka bir şey düşün- dükleri yoktu, ama ona da sahip çıkamadılar." Mahallenin en uslu kedilerinden (ne de olsa bir memur ailesinin evinde yaşıyor) Sarman söze kanş- tı: "Ama, siz de haksızlık ediyorsunuz, hiç mi bir şey yapmadı yani bu adamlar?" Tabii, ortalık karıştı. Hırlamalar, miyavlamalar gır- la. Kurultayda bile bu kadar hır çıkmamıştı. Kütüp- hanecinin kedisi "Ben onu bunu anlamam arkada- şım, sanat alanında hangi kalıcı işe imza attıfar, han- gi alanın kurumsallaşması için çaba gösterdiler" di- ye pişmiş aşa su katmakta gecikmedi. Onu duyan tüm sokak kedileri bir ağızdan bağırmaya başlama- sın mı: "Kendi reklamlanndan başka ne düşündüler ki?" Aramızdaki en yaramaz kedilerden biri olan Maç- ka (Macarca "kedi" demekmiş) yerinde duramıyor- du. "Şimdi görürler bakalım, yeni geleceklerin nasıl kararlı vedisiplinliçalıştığını. Kendiarkadaşlannı na- sıl tuttuklannı, kendi ideolojileri doğrultusundaki pro- jeleri nasıl hayaîa geçirdiklerini." En küçüklerimizden "Kara Kız" lafa karıştı: "Zaten bizimkilerin en büyük kusuru kararsızlıkları, ne yapacaklanna bir türtü ka- rar veremiyoriar.' Devletin kültür politikası olmaz 1 de- yip işin içinden sıynlıveriyorlar." "Olmaz olur mu, bal gibi de olur" dedi, o ana ka- dar suskun duran kasabın kedisi. "Mesela bizim dük- kânın "maaşh" yedi tane kedisi var. Bütün etleri on- lara verirseniz. bu bir politikadır; yok, eğer bu etleri mahallenin öteki kedilerine paylaştırmaya kalkarsa- nız bu da bir politikadır". Her zamanki köşesinden bu tartışmayı sessizce iz- leyen Ecevit'lerin emektar kedisi halinden pek mem- nun görünüyordu. Tek kelime etmeden bizi dinleme- yi sürdürdü. Grubumuzun en ağırbaşlı üyelerinden "Haspa" dayanamadı: "Doğrusu hiç yakıştıramıyonım sizle- re'diye söylendi. "Gidenin ardından konuşmak çok ayıp." Hemen o da taraftar buldu: "Doğru yahu, adamlar zaten düşmüş. Düşene vurulmaz." "İyi ama, hep böyle oluyor!" diye patladı bizim "Çiroz", "biz ayıp olmasın diye ağzımızı açmıyoruz, sonra tarih tekerrür ediyor." (Tarih bilgisini gözler önüne sermekten geri durmuyordu gene Çiroz, ama biz ona da alışkındık.) "Işte, bir dönem daha kapandı" diye içini çekti o ana kadar hiç konuşmayan Ankara kedisi, "kapan- dı da, geride ne kaldı?" Köpek havlamaları (yoksa kurtlar mı) giderek yak- laşıyordu. "Gene, köpek gezdirme saati geldi. Şim- di mahallenin tüm köpekleri sökün eder" diye söy- lendi çok bilmiş "Pırtık". Ne de olsa. profesör kedisi. Birbirimize iyi geceler diledik, evlerimize dağıldık. ADO'den Rutıi Su'yu anma gecesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Halk türkülerinin büjTİk yorumcusu Ruhi Su. ölümünün 10. yıldönümünde, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) tarafından düzenlenen bir geceyle. Ankara'da da anılacak. Selim Sım Tarcan Spor Salonu'nda yann yapılacak "Ruhi Su'yu anma gecesi "de. ozanın eşi Sıdıka Su ile gazetemiz Yayın Kurulu Başkanı Ilhan Selçuk ve ADD Başkanı Suphi Gürsoytrak birer konuşma yapacaklar. Rüştü Asyalı, Cahit Berkay, Cem Karaca. Tomris Çetinel, Yıldız Ibrahimova, Uftık Karakoç. Hüseyin Başaran, Erdal Küçükkömürcü, îhsan Benier. Üğurum Özorhan, Alper Uslu, Özgür Ürencan, Pir Sultan Abdal Derneği Ankara Şubesi Semah Ekibi ve Ruhi Su Dostlar Korosu da geceye, şiir, müzik ve gösterileriyle katılacaklar. Domuztepe Höyüğii'nde 7 bin yıllık eserler GAZL4\TEP (AJİ) -Kahramanmaraşta'ki Domuztepe Höyüğü'nde yapılan kazıda, 7 bin yıllık mimari kalıntılar ve eserler bulundu. Caiifornia Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Elizabeth Carter başkanlığındaki 11 kişilik ekibin sürdürdüğü kazıyla M. 5000 yılına ait Halaf kültürüne ilişkin bulgular elde edilmesi hedefleniyor. 3 yıl süren yiizey araştırmalannda elde edilen bulgular sonucu, höyüğün yamaç ve tepesindeki iki noktada 15 gün önce başlatılan kazı çalışmalannın bu yılki bölümü tamamlandı. Çahşmada, Halaf kültürüne özgü, yuvarlak şekilli mimari kalıntılarla boyalı çanak çömlekler ve mühürler bulundu. Elde edilen bulgular ve değerlendirme çalışmalannın devam ettiği, eserlerin Kahramanmaraş Arkeoloji Müzesi'ne teslim edileceği bildinldi. Dünya Kitap 3. Şiir Ödülü Kültür Servisi - Dünya Kitap 3. ŞiirÖdülü'ne katılım süresi, ılan edilen sürenin dolmasına rağmen yoğun olarak süren başvurular nedeniyle 30 eylüle kadar uzatıldı. Şiir ödülü yanşmasına katılmak isteyenler, daha önce belirtildiği gibi beş adet şiirleri, fotoğraflı özgeçmişleri ve katılım formuyla, elden ya da postayla derginın adresine ulaştırabilirler. Yanşmanın son finalistleri derginin ekim sayısında duyurulurken , ödüle değer bulunan şair kasım ayında Dünya Kitap dergisinde açıklanacak. Kazanan şairin kitabı basılacak, kitabın tüm basım ve dağıtımı Dünya Kitap tarafından karşılanırken kitap sahibine de yüzde 20 telif ödenecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle