09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 MART 1995 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER İnsan haklanndan sorumlu Devlet Bakanlığı'nın îstanbul olaylarına ilişkin raporu: ERGL'N AKSOY ANKARA - Îstanbul Gaziosmanpaşa ve Ümraniye semtlerinde meydana gelen oiay- larla ilgili ınsan haklanndan sorumlu Dev- let Bakanlığı'nca hazırlanan raporda, em- niyet güçlerinin tutumunu protesto anla- mında bir tepkinin ortaya çıktığı bildirildi. Polisin, olaylar sırasında, karşısmdaki top- luluğu 'hasun gibi' gören tutumundan ötü- rü, havanın daha da gerginleştiğine dikkat çekilen raporda,"Polisin yaralı vatandaşla- n yerde siiriikJemesL tansiyonu yükseltmiş- tir" görüşü sa\ıınuldu. Raporda. "Kendilerini emniyet güçleri- nin dışında göstermeye çalışan, ama \ ine de polislerlt biıiikte hareket eden silahlı bir grubun hedef gözeterek ateş ertiği iddialan mevcuttur" denildi. Istanbul'daki olaylar ile ilgili tartışmalar sürerken. insan haklanndan sorumlu Dev- let Bakanlığı'nca oluşturulan 5 kişilik bir heyet, Gaziosmanpaşa ve Ümraniye'de yap- tıkları ıncelemeyı tamamladı. Nurettin Ay- dın, Necati Yenrürk, Halil Güngör, Kasun Koç \'e Asgar Barut'tan oluşan heyet. ha- zırladığı 5 sayfalık raporda. "Bu olay, bir GAZİOSMANPAŞA Olaylardan zarar gören esnafa kredi İstanbul Haber Servisi - Îstanbul Valisi Hayri Ko- zakçıoglu, Gaziosmanpaşa'dakı olaylarda zarar gören- lerin sorunlannı tartışmak amacıyladün Gaziosmanpa- şa Kaymakamlığı'nda bölge esnafı ve vatandaş temsil- cilerivle topiantı yaptı. İstanbul Emniyet Müdürü Nec- det IVIenzir. İTO Başkanı Anlay Şahinoğlu. Halk Ban- kası tstanbul Bölge Müdürü İlhan Sinenden ıle beledı- ye yetkilılennin de katıldığı toplantıda konuşan Kozak- çıoğlu. "Hiç kimseye bu tiir bir oiaydan dolayı, 'Git ba- şının çaresıne bak'demeyeceğiz*' dedi. Menzirde polis- le halk arasında iyi ılişkiler kurulmasını amaçladıklan- nı belırrti. Gaziosmanpaşa Kaymakamı Orhan Kıriı ıse konuşmasında polis \e halkın kucaklaşması gerektiğı- ni kaydettı. Sinenden, isteyen bölge esnafına uygun ko- şullarda kredi vermeye hazır olduklannı açıkladı. Alevi-Sünni çatışmasını başlatmak amacı> - la çıkanlmtş olsa bilc. sonraki gelişmeler bu beklentiyi gerçekleştirmemiştir'" görüşüne yer venldi. Kahvehane ve pastanenin taran- masından sonra giderek büyüyen kalabalı- ğın kitlesel protestoya uygun bir topluluk haline geldiği vurgulanan raporda, şöyle dendi: "EdiniJen bügilere göre, emniyet güçleri olay yerine. haberdar olduktan sonraki 20 dakika ile 50 dakika arasında gelebilmişler- dir. Polislerin gelişiyle, toplananlann ügisi onlann üzerinde yoğunlaşmış \e emniyet güçlerinin olaylar sırasındaki tutumunu protesto anlammda bir tepki belirmiştir. Bu tepkinin, mahalle dışından gelenlerce daha da yükseltildiği iddia edilmektedir. Polisin, karşısındaki topluluğu hasun gibi gören ru- rumunun tepkinin büyümesûıe ve giderek kontroiden çıkmasına neden olduğu iddia edilmektedir. Bu sırada, Mehmet Gündüz adlı vatandaşımız, polis panzerinden açdan ateşle öldürülmüştür. Polisin yarah vatan- daşlan sürükleyerek oradan uzaklaştırma- ya çahşması gibi tutumlar, emni>et güçleri ile topluluk arasındaki havayı daha da ger- ginleştirmiştir.*" Raporda, ola> ı yapanlann niyetleri ve kimlikleri ile il- giİi olarak farklı değerlendir- meler yapıldığına dikkat çe- kilerek, resmi çevrelerin, bu olayı çıkaranlarla olay yerin- de toplananlar arasında bir bağ kurduklan vurgulandı. Resmi çevreler tarafindan ilen sürülen bu bağ kurma olayına katılmadıklannı be- lirten heyet üyeleri raporla- nnda, *Bu yoruma temel aü- nan otgu, kalabaiığın kısa sü- redetoplanmışolmasıdır" sa- \ını vurguladılar. Ümraniye'deki olaylar sı- rasında. emniyet güçlerinin kalabaiığın üzenne ateş etti- ği yönünde yoğun ıddıalar bulunduğu savunulan rapor- da. açılan ateş sonucu 5 va- tandaşın yaşamını yitirdiğı, 22 kışinın de yaralandığı kavdedildi. İTL 'DE EYLEM - İstanbul otaylan dün İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi öğrencilerinin aJtematif Nev- ruz etkinliğinde protesto edildi. İTÜ İnşaat Fakültesi'nin Maslak'taki üniversite kampusu içerisinde dün öğrenci- ler yakaklan ateş etrafında halay çektiler. Gazi MahaUesi \e Ümraniye'de onlarca kişinin ölümü ve yaralanması ile sonuçlanan olaylar da, kutlamalar sırasında atılan çeşitli sloganlarla protesto edildi (Y1LMAZ KARABACAK) Gaziosmanpaşa'da 35 kişi kayıptstanbul Haber Servisi - Gazı Mahallesı'nde Alevi yurttaşlanmızın gıttıği dört kahvehane ve bir pastanenin taranmasıyla başlayan olaylardan sonra 35 kişınin halen kayıp olduğu öğrenildi. Olaylarda polisin açtığı ateş sonucu yaralananlann tedavileri ise çeşitli hastanelerde sürüyor. Yaralılann hastane masraflan da Saglık Bakanlığf nca karşılanacak. Gazi Mahallesi Cemevi yetkilileri, bölgelenndeki olaylarda kesin olarak 15 kışinın öldüğünü tespit ettiklerini söylediler.Cemevi yetkililen. öldüğü behrtılen Hüseyin Bilal ve Mehmet Ozgül adlı kişilerin aılesi veya yakınlanndan kendilerine başvuru olmadığı içın durumlannı net olarak bilmediklerinı söylediler. Ölenlerin ve kayıplann isimleri şöyle: Ölenkr: Halil Kaya, Mesut Efe, Fadime Bingöl, Hasan Gürgen. Zeynep Poyraz, Mümtaz Kaya. Mehmet Gündüz, Sezgin Engin, Ali Yıldınm, Dınçer Yılmaz, Fevzi Tunç, Dılek Sevinç. Reis Kopal, Hasan Sel, Hasan Ersizer. Kayıplar: Arzum Ocak, Anız Ege. Bülent Sabun. Bekir Banş, Canan Özdemır, Cem Karayalçın. Düzgün Baykal, Erdal Gümüşsoy, Fatma Çiçek, Feray Özdemır. Hüseyin Koç, Hatun Aman. lbrahim Ceyhun, lbrahim Karaboğa, Ismail Uçar, lbrahim Kızgın. lsmaıl Ülgen. Le\ent Duran. Mustafa Ergün, Ozan Ali, Oğuz Gönülcan. Özcan Yıldınm, Şehnban Şahir. Vedat Kopan. Seyıt Gürsoy. Hasan Güngör, Hasan Çetiner. Memet Günboy, Necmertin Ozgür. Ziya Tunç, Hüseyin Gürsoy, Malik Kaya. Ali Sever, Kemal Deriz ve Hüseyin Gence. Cemevi yönetıcileri ölen ya da kayıp olan bu kişilerin dışında yakınlannı kaybedenler varsa kendilerine başvuru yapmalannı ıstedıler. Sadri Alışık, Emek Sineması'nda, son kez sahnedeydi. (Fotoğraflar: HÜLYA TOPCU) Sadri Baba 'yı uğurladıkİstanbul Haber Seryisi - Türk sinemasının 'Turist Ömer'i Sadri Alışık, dün Zıncırlikuyu Mezarlıgı'nda toprağa verildi. Cenaze törenine katılan Kültür Bakanı Tlmurçin Savaş. Alışık'ın 'örnek sanatçı" kımlığini yaşatmak için çalışacaklannı söyledi. Uzun süredir tedav i görmekte olduğu Amenkan Hastanesf nde geçen cumartesi günü yaşamını yıtıren Sadri AJışık'ın cenaze törenine. ailesi. Kültür Bakanı Savaş. tstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ANAP İstanbul ll Başkanı Mükerrem Taşçıoğlu ile çok sayıda sanatçı da katıldı. Alışık içın ilk tören Beyoğlu Emek Sineması'nda yapıldı. ÇASOD. SESAM. SODER. Fılm-Yön \e Sine- Sen tarafindan gerçekleştirilen törende konuşan Timurçin Savaş, Alışık'ın insan sevgisini, yardımlaşma duygusunu ortaya çıkaran bir sanatçıolduğunu söyledi. Yönetmen Ya\ıız Ozkan ıse Alışık'ın hayata çok geniş pencereden bakan bir sanatçı olduğunu belirterek. yerinin doldurulamayacağını söyledi. Ardından bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Törene katılanlar sonra da sahnede bulunan Alışık'ın cenazesı önünden tek tek geçerek, son kez önünde saygıyla eğildiler. Sanatçının eşi Çolpan Dhan'ın bu sırada eğilerek, tabut üstündeki eşinin fotoğrafinı öpmesı törene hüzün kattı.Törene katılanlar. daha sonra Alışık'ın cenazesiyle birlikte Taksim'e kadar yürüdüler. Teşvikiye Camiı'nde öğleyin camide kılınan cenaze namazının ardından da Alışık'ın cenazesı, Zincirlikuyu Mezarlıgı'nda toprağa verildi. Çolpan İlhan. 36 yıllık eşini son yol- culuğuna uğurlarken, zaman zaman gözyaşlannı tutamadı. SORUMLU HÜKÜMETTİR^ DİYEN AZİZ NEStN: Bu miflet Çiüer'e nasıl tahammül ediyor? •Istanbul'da son yaşanan olaylan değerlendirirken bu olaylann asıl sorumlusunun parlamento ve hükümet olduğunu vurgulayan Nesin, 'Vatan, millet, bayrak, sancak, Kuran ve Allah diyen Başbakan da yalan söylüyor' dedi. EVİNGÖKTAŞ ANK.4R.4- Yazar Aaz Nesin, Başbakan Tansu Çil- ler' in 'vatan, millet, bayrak, sancak ve Kuran'la bir ıluı- sinin olmadığinı söyledi. îs- tanbul'da yaşanan olaylan değerlendiren Nesin, böyle bir iktidar ve parlamento ış- başında olduğu sürece. bu tür gencilik olaylannın her gün daha beterlerinin yaşa- nacağını belirtti. İstanbul'da yaşanan olay- lan Cumhuriyet'e değerlen- diren Aziz Nesin, Başbakan Çiller'in, olaylar karşısında 'umursamaz bir tavır' ser- gilediğini öne sürerek, "Va- tan, millet, bayrak, sancak ve Kuran diyen Başbakan da yalan söylüyor. Bunlan soyİeyen bir insan, gider Amerika'da mal sahibi olur mu? Bu millet Çillcr'e nasıl tahammül ediyor anlamıyo- rum" dedi. 'Felaket tellalı 'Felaket teüalı' olmadığı- nı kaydeden Nesin, Sıvas ve Istanbul'da yaşanan gerici- lik olaylannın bitmeyeceği- ni ve gelecekte daha beter- lerinin meydana geleceğini öne sürdü. Nesin, şöyle de- \am etti: "Bu hadiseler bitmeye- cektir. Daha da büyüyerek gelisecektir. Çünkü Meclis bu yasaian çıkardıkça, hü- kümet bu yasaian uygula- dıkça, bu gerküik devam et- tikçe daha kötü olacaktır. Taksim'de 150 bin kişi Şeri- at isteriz' diye bagırdı. Sı- vas'tan daha da vahim bir hadiseydi. Hükümet aldır- madu polis aldırmadı. 'Gericilik hükümette^ Bugün gericilik hüküme- tin içine girmişfir, gericilik parlamentodadır. Bugün parlamentonun yansından çoğu gericidir. Gitgide kötü- ye gidiyor, gidecektir de. Türkiye felakete gidiyor, ön- lem almak ise ayduılara dü- şüyor. Onlar da teker teker bir şeyler yapmak istiyoıiar, amayapamıyorlar. Birgrup yüreksiz ay dın. Onlar da ge- rekeni yapamıyoriar. Mem- lekeri felakete götüren, par- lamento ve hükümettir." Bu parlamento, bu hükü- met ve bu seçım sıstemiyle demokratikleşmenın müm- kün olamayacagını savunan Nesin, "Kırk-eîh yıldan be- ri bu üikede hiç iyi şey yapıl- dı mı, gördünüz mü" diye sordu. "Eskiden komünist-anti- komünist vardı. şündi de Ale\i-Sünni çıkardılar" di- yen Nesin, şunlan söyledi: "Her zaman bu tür olay- lan çıkaracaldardır. Bunu çıkaran hükümet ve paıia- mentodur. Bu işi onlar yapı- yor. Bunu kendimiz yapıyo- ruz. Bu yasalar yapıldıkça. kalkan yasalann yerine da- ha ağırlan kondukça, her yönden daha kötüye gide- cektir memleket. Kötüyegit- mesini istemiyorum, ama gerçek olan bu. Başta seçti- ğimiz hükümet, Başbakan ve Cumhurbaşkanı yapıyor bunu. Başbakan her yerde Kuran, peygamber ve Al- lah 'tan bahsederse, kendisi bunlann hiçbirini uygula- mazsa, bu kadar insanı ena- yi yerine koyarsa, bu insan- İardan başka ne beklenir? Bu hükümetle demokratik- ieşme asia olmaz. Tarihüniz- de iyi olan Köy Enstitüleri vardı, Halkevleri vardı, >ık- tüar. Yedek subay ögretmen- liği vardt kaldırdılar. İyi şey- leri rastlantı eseri yapıyorlar, 'yanlış yaptık" dije daha sonra pisliyortar. Bu memle- ket bitti, battı: hâlâ nereden battı diye uğraşıyorlar."* NÂZIM HİKMET KÜLTÜR VE SANAT VAKFI Bulutlar geçiyor; haberlerle \iiklii, ağır. Buruşuyor hâlâ gelmeyen mektup avııcumda. Yürek kirpiklerin ucunda uzayıp giden topmk uğurlanır. Benim bağırasım gelir: "Pirâye, Pirâye!...''diye... PİRÂYE ALTIINOGLU'nu saygıyla uğurluyoruz. BAŞSAĞLIĞI Gazetemizın yazarlanndan Memet Fuat'ın annesi PİRAYENDE ALTINOĞLU'nun vefatını üzüntüyle öğrendik. Kendisine rahmet, ailesi ve yakınlanna başsaglıği dileriz. CUMHURİYET OLUM Altunizade ailesinden merhume Nurhayat Sayıt ile merhum Muhtar Sayıt'ın kızlan, merhume Fahamet Başar'ın kızkardeşi. merhume Selma Sayıt'ın ablası, Suzan Yasavul ile Mehmet Bengü'nün annelen, Metin Yasavul ıle merhume Izgen Bengü'nün kayınvalıdeleri. Faik Başar'ın teyzesi. Coşkun Altınoğlu ıle Edvar Taşkın Taşçıoğlu'nun halalan. merhum Nurettin Altınsop'un, merhum Muhteşem Öksüzcü'nün. merhume Gökmen Öksüzcü'nün. Altan Balta'nın, Tuna Baltacıoğlu'nun teyze kızlan, Türkay Öksüzcü'nün. Ulcay Öksüzcü'nün, Mecdı Öksüzcü'nün büyük halalan, Feyha Çelenk ile Feyza Güven'ın teyzeleri, Nurhayat Aydın, Mehmet Ali Yasavul, Kenan Bengü'nün büyükanneleri, Oktay Aydın, Cahıde Yasavul, Nurdan Bengü'nün büyük kayınvalıdeleri. Deniz Kılınç ile Arda Bengü'nün nenelen PİRAYENDE ALTINOĞLU vefat etmıştır. Cenazesi 23 Mart Perşembe günü öğle namazından sonra Altunizade Camıi'nden kaldınlaracaktır. Dost ve akrabalara duyurulur. Çıçek gönderilmemesi, Darülaceze Vakfı'na bağışta bulunulması nca olunur. AİLESİ Gözaltuıda iki kişiden haber ahnamıyor İstanbul Haber Servisi - Gözaltında kayıp iddialanna biryenisi daha eklendi. Ankara Sağlık- Sen'in kuruculan arasında y_er alan Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunu Ayşenur Şimşek'ten 28 Ocak 1995 tarihinden bu yana haber alınamadığı bildirildi. Kardeşinın, devrimci bir kişiliğe sahip olduğunu belirten abla Fatma Şimşek, Ay şenur Şımşek'in bu nedenle polisler tarafindan gözaltına alınarak kaybedildiğini öne sürdü. Kardeşı kaybolmadan kısa süre önce polislenn aılesıni iki kere karakola çağırarak, "Onu bulun yoksa sonu kötü olur" dediğini iddia eden Şimşek. aılesinın karakola çağrılmasının bir senaıyo olduğunu ileri sürdü. Şimşek. o dönemde tehdit telefonlan aldıklannı da sözlerine ekledi. Kardeşinin Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nden 1991 yılında mezun olduğunu dile getiren Şimşek. Ayşenur'un öğrencilik yıllannda da gözaltına alındığını, bu nedenle polis tarafindan bilinen bir kişi olduğunu vurguladı. Kardeşıni bulmak için Amasya ve Ankara emniyeti ile savcılıklara başvurduklannı. ancak olumlu bir yanıt alamadıkJannı söyleyen Şimşek, tutuklanmış olabileceği varsayımıyla cezaevlennı de aradıklannı belirtti. 28 ocaktan bu yana kardeşinden haber alamayan abla Şimşek, duyarlı olan herkesi gözaltında kayıplara dur demeye çağırdı. Öte yandan. geçen hafta içerisinde Ankara'da. Gazi Mahallesi'nde yaşanan olaylan protesto gösterisine katılan Atılım gazetesi okuru İlhan Karatepe'den de o günden bu yana haber alınamadığı bildirildi. Konuya ilişkin olarak Atılım gazetesinden yapılan yazılı açıklamada, İlhan Karatepe'nin görgü tanıklannın ifadelerine göre Ankara'da Emniyet Müdürlüğü'nde olduğu iddia edildi. Ankara Emniyeti'nın Karatepe'nin gözaltında olduğunu kabul etmedıği belirtılen açıklamada, ınsan haklan kuruluşlan ve avukatlarca yapılan bütün başvTirulann sonuçsuz kaldığı dıle getirildı. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Gençliğe Mektup 21 mart salı günkü yazımda Dreyfus davasıyla il- gili olarak Emile Zola'nın "Fransa'ya Mektup"unu yayımlamış ve aynı konuyla ilgili olarak gençliğe yaz- dığı bir mektup olduğunu belirterek, "Belki de ileri- de bir gün yayımlanm" demiştim. Salı sabahı 09.30'dan itibaren okuldaki telefonum çalışmaya başladı. Okurlanmdan önemli bir bölümü, "Gençliğe Mektup" başlıklı broşürden de bir şeyle- ri özetlememi istiyoıiar. Ve sonunda ben de bu ya- zımı, o mektuba ayırmaya karar verdim. Iç ve dış po- litikamızdaki çok önemli gelişmeler konusundaki dü- şüncelerimi de biraz "serinlemeye" bıraktım. Bu mektupla ilgili olarak önce şunu söyleyeyim ki Zola'yı, bu broşürü yayımlamaya zorlayan husus, Yahudi düşmanlığı ve Fransız militarizminin başlan- nı döndürdüğü kimi gençlerin, Dreyfus'a karşı olan tutumlan olmuştur. Zola, burada da (önceki mektu- bunda olduğu gibi) "olanı" değil, "olması gerekeni" ele almakta ve yüceltmektedir. "... Sokaklarda çeteler halinde koşuşup duran, öfke ve heyecanlanmız adına göstenler yapan, te- dirgin vicdanlarınızın haykmşlannı duyurmak gere- ğini hisseden gençler; nereye gidiyorsunuz? Öğren- ciler; nereye gidiyorsunuz? Nüfuzunu kötüye kullananlan mı protesto ede- ceksiniz? Politik uzlaşmalardan ve yaşamın günlûk alçaklıklanndan habersiz, deneyimsiz ruhlannızda yanan gerçek ve adalet ateşini küçümseyen mi ol- du? Toplumsal bir haksızlığı mı düzelteceksiniz? Coş- kulu gençliğinizle protestolar yağdırarak mutlulann ve bu dünyadan nasibini alamayanlann yazgılannı bu denli yanlış tartan teraziyi mi kınayacaksınız? Insan soyunun hoşgörüsünü, bağımsızlığını doğ- rulamak adına özgür kafalannızı, bilimin iflasını ilan ederek eski yamlgıya sürüklemek isteyen kimi dar kafalı yobazlan ıslığa mı tutacaksınız?.. ... Ben gençliğimde Ouartier Latin'in (üniversite bolgesi T.A.), gençliğin yüce tutkulanyla, özgühûk aşkıyla, beyinleriezen ve ruhlan baskı a/tına alan ka- ba güce karşı duyulan kinle titrediğini gördüm. Im- paratohuk yönetimi altında gençliğin haksızhklara mertçe karşı koyarak görevini yerine getirdiğini, hat- ta kimi zaman haksız bile olsa, özgürlük için her za- man savaştığını gördüm... Gençlerdeyirmiyaşın o güzel çılgınlığının kutsal ateşiyanıyordu. Tüm umut- lann gerçek sayıldığı, yannın kusursuz bir düzenin zafer günü olarak görüldüğü yaştı o. öğrenci gençliği ayaklandıran bu soylu tutkulann öyküsünü başlangıcından ele alacak olursak görû- rüz ki gençlik, haksızlıklar karşısında her zaman çi- leden çıkmış; horlananlann, yüzüstü bırakılanlann, mazlumlann yaranna, zalimlere ve güçlülere karşı her zaman coşmuştur. Ezilen halklar için göstenler yapmıştır... ... Tüm acı çekenlerin, bir kalabaiığın ya da zor- banın zulmü altında inleyenlerin savunmasını üstlen- miştir. Ouartier Latin'in coşup ayaklandığı söylen- diği zaman, işin arkasında gençliğin adalet ateşini yaktığından emin olabilirdiniz. ölçülü davranmak kaygısından uzak, coşkuyu bir yürek ödevi haline getiren bir ateşti o. Ve o ne içten coşku, sokaklar- dan akan o ne taşkın ırmaktı! Bugün de yurdun tehlikede olduğu, Fransa'nın bir hainler çetesi tarafindan galip düşmana terk edildi- ği bahanesinin ortaya atıldığını biliyorum. Ancak so- ruyorum: Gerçek olanı, haklı ve akla uygun olanı or- taya çıkaran o içgüdüsel sezgiyi, berrak önseziyi ta- ze ruhlarda, politikaya yeni atılan gençlerde bula- mazsak kimde bulabiliriz? O gençler ki sağduyula- rını henüz hiçbir etken karartmamış olmalı. Entrika yıllannın bozduğu politikacılar, mesleklerinde birta- kım uzlaşmalaria yollanndan sapan gazeteciler, en çirkin yalanları kabul edebilirier; göz kamaştıncı ay- dınlıklara gözlerini kapayabilirier. Onlann bu davra- nışlarınıanlamak, nedenini açıklamak kolaydır. Ama akıl almaz yanılgılann ortasında gençliğin tertemiz kalmaması, namus ışığıyla aydınlanan açık gerçe- ğe dosdoğru yürümemesi için hiçbir neden göre- miyorum. Aksi takdirde gençlik kangren olmuş de- mektir... ... Ey gençlik! Sana yalvanyorum; seni bekleyen büyük ödevi düşün. Sen, geleceğin kurucususun. önümüzdeki yüzyılın temellerini atacaksın. O yüz- yıl ki sona ermekte olan çağın ortaya koyduğu ger- çek ve adalet sorunlannı çözecektir... Gençlik! Babalannın çektiği acıyı anımsa. Şimdi senin yarahandığın özgüriüğü elde etmek için on- lann kazanmak zorunda kaldıklan kori<unç savaşla- n düşün... ... Gençlik, gençlik! Her zaman adaletten yana ol. Kafanda adalet düşüncesi kararsa tüm düşünceler karşına çıkacaktır... Adaletin yerine getirilmesini sen kalkıp istemezsen kim isteyecektir? Sen kibizim ki- şisel kavgalanmızın dışındasın. Sen ki henüz hiçbir karanlık işe kendini kaptınp lekelenmedin. Sen ki ter- temiz ve iyi niyetli sesini yükseltebilirsin. ... Gençlik, gençlik! Insancıl ol, yüce gönüllü ol...' TREN ALTINDA KALAN ENFLASYON CANAVARI ÖLDÜ (!) Göç'ün de Gecekondu'nun da Enflasyon'un da çözümii yurdun demir ağlaıia örülmesidir. Halı ile ilgili problemlerinizin çözümü ise bizimledir GEMİLER, VAGONLAR, UÇAKLAR OTELLER, OFİSLER ve EVİNİZ İÇİN TİCARET VE SANAYİ A.Ş. ULUS KAVŞAĞI MERMERLER SİTESİ D BLOK, 80620 LEVENT-İSTANBUL Tel: 278 71 11 - 282 64 50 - Faks: 279 47 00 Ankara Şube: 0312 - 441 48 02 - 03
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle