Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
> MART 1995 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI 19
PENCERE
• Baştarafı 2. Sayfada
Aradan bif ftafta şeçmedenr ^u-kez ^ i e ^ F y
lahlı Kuvvetleri 35 bin kişiyi kapsayan bir harekâtla Kuzey
Irak'a giriyor; olay dünyanın gündeminde ilk sıralan tutu-
yor. Ne olacak?.. "Türkiye Kuzey Irak'ta kalıcı mı" sorusu
dış çevrelerde tartışılmaya başlanıyor.
Her iki olayın kökeni çağdışıdır Biri mezhep çatışması,
öteki etnik kavga...
Etnik kavga bizi sınır ötesinde askeri hanekâta zortayan
bir içerik kazanmış...
Ancak siyasal yaşamda, yaşanan olaylarla orantılı bir
ciddiyet yok!.. Partiler ufalanmış, sağ sağla, sol solla kav-
galı!.. Şeriatçılık almış başını gidiyor, hükümet pazarlıklan
sürüyor, Bakanlar Kurulu bile belli belirsiz...
•
DSP Genel Başkanı Ecevit'in konuya yaklaşımı çok il-
ginç boyutlar taşıyor.
Sayın Ecevit diyor ki:
"Irak yönetimınin gönüllü onayı alınmak koşuluyla Ku-
zey Irak'taki otorite boşluğu bolgesıni Türkiye geçici o/a-
rak kendi sorumluluğu içine almalıdır"
Kıbns'tan sonra Milli Misak sınırları dışında ikinci "so-
rumluluk alanı" anlamına gelen bu kararı verirken en
önemli soru şudur:
Türkiye bölgede otoriteyi sağlayabilecek midir? Yoksa
bir batağa mı çekilecektir?..
ABD ne düşünüyor?..
Bağdat, Kuzey Irak'a egemen değil. Bölge terör ve sa-
vaş bataklığına dönüşmüş. Körfez Savaşı döneminde
karşı durduğumuz tuzağa bu kez kendi kendimize düş-
rneyelim?..
Işin kötüsü, Ankara'da olayları enine boyuna düşünüp
tartacak ve geçmişinı gelecegini hesaplayacak bir hükü-
metin yokluğudur. CHP'nin iç yapısındakı sorunları, ko-
alisyonun topal ayağını oluşturuyor. Başbakan Çiller'i gü-
düleyen hırslann nitetiği ise artık aşikâr...
•
Dönüp dolaşıp aynı yere geiiyoruz: 1) Başbakan'ın kişi-
liği biliniyor. 2) Koalisyon hükümeti kendi içinde pazarlık-
larla uğraşıyor. 3) Meclıs bütünlüğü diye bir kavram unu-
tulmuş gibidir. 4) Bölük pörçük partiienn, olayları geniş
açılı bir yaklaşımla tartmalan olanaksız...
Geriye ordu kalıyor.
Ordu böyle bir harekâtı gerekli gördüğünden, sonucu
serinkanlılıkla beklemek durumundayız.
Ancak 60 milyonluk bir ülkede var olan güçleri dağıtıp
bölen, parçalayıp ufalayan siyasal karmaşada, Türki-
ye'nin ' M I Misak' sınırlan ötesıne çekilmesi ilginçtir? As-
ker mantığıyla sivil mantığı her zaman bir olamaz. Devlet
kimi zaman asker mantığını öne çıkarmak zoaında kala-
bilir. Bu bir karardır. Ancak askeri gereklerin ağır bastığt
konuları daha geniş ufuklu bir süzgeçten geçirebilecek
devlet yönetiminin eksikliği bugün açık seçik göze çarpı-
yor. +
Amerika. Saddam'ı devirmek amacını güderek Güney-
doğu'dakı Çekiç Güç'le destektenen bir planı uyguladı;
Kuzey Irak'ta Bağdat'tan bağımsız bir bölge ve bir devlet
çekirdegi oluşturuldu; bu 'o/duö/tt/'nin arkasından Türkiye
bataklık bölgeye doğru itiliyor veya çekiliyor.
"Türkiye, Kuzey Irak'ta kalıcı mı" sorusu irdelenirken
yalnız bugünü değil, yarını da düşünmekte yarar var!..
Kuzey Irak'a gırmek kolay; ama, kalırsak çekilmek koiay
olacak mıdır?..
POUTIKADA
SORUNLAR
ERGUN BALCI
I Baştarafı 11. Sayfada
Harekâtın seyri konusunda ise hükümetle Genelkurmay
Başkanlığı'nın açıklamalan arasında çelişki olduğu dikkati
çekiyor. Milli Savunma Bakanı Mehmet Gölhan önceki
gün yaptığı açıklamada ilk 2 günde 200 dolayında PKK'li-
nin öldürüldüğünü bildirirken Genelkurmay'ın açıklamasın-
da 24 PKK'linin cesedinin bulunduğu belirtildi.
Operasyonun sürpriz saldın olduğu ve PKK'nin gafıl av-
landığı yolundaki açıklamalar da yabancı ajanslann verdiği
haberlerie pek uyuşmuyor. Reuter, önceki gün geçtiği bir
haberde PKK'nin harekâtın yapılacağını önceden tahmin
ederek kamplan terk ettiğini ileri sürüyordu. Ajans, Anka-
ra'da adının açıklanmasını istemeyen bir Batılı diplomatm
şöyle dediğini bildıriyordu: "Türkler günlerdir Irak sınınna
yığınak yapıyortardı. Bir harekâta hazırlandıklan anlaşılıyor-
du. Bizim gözümüzden kaçmayan bu gelişmenin PKK'nin
gözünden kaçmış olması düşünülemez."
Eğer PKK, gerçekten kamplan önceden boşaltmışsa ve
harekâtta örgüt militanlarının büyük bölümü imha edile-
mezse o zaman Türk ordusunun kısa süre içinde geri çe-
kilmesi bekleoemez. Zaten hükümetin açıklamalanndan da
biriiklerin Kuzey Irak'ta bir süre kalacaklan anlaşılıyor.
Sayın Bülent Ecevit, Türkıye'nin Kuzey Irak'ta bir "gü-
venlik kuşağı" oluşturmasını öneriyor. Ecevit. Bağdat'a Öa-
nıştıktan sonra kurulacak olan bu "güvenlik kuşagV'nın,
Irak'ın toprak bütünlüğü tekrar sağlanıncaya kadar devam
etmesini istiyor.
Soruna salt askeri açıdan bakıldığında Ecevit'in önerisi
mantıkltdır. Ecevit'in de belirttiği gibi, geçmişte düzenlenen
operasyonlarda Türk ordusu geri döndükten birkaç ay
sonra PKK kamplan yeniden kurulmuştur.
Ancak siyasal açıdan böyle bir güvenlik kuşağını, Bağ-
dat kabul etse bile Batı'ya kabul ettirmek zor olabilir. Tep-
kiler giderek sertleşebilir, Türkiye yeni bir suçlama kam-
panyasına hedef olabilir. Nitekim BM Mülteciler Yüksek
Komisertiği, Türk birtiklerinın Kuzey Irak'ta bazı köylerde
arama yaptığını, bazı sivilleri Türkiye'ye götürdüğünü iddia
etmeye başladı bile.
Ankara'nın bu sıkışık durumda Batı'yı, özellikle Hazar
petrollerini nakledecek boru hattı için tercihini Bakü-Cey-
han güzergâhı lehine yapan ABD'yi karşısına alması her-
halde zor olur.
Bu bakımdan Türkiye, sadece askeri alanda değil, diplo-
matik alanda da çetin mücadele vermek zorunda kalabilir.
OLAYLARIN
AKD1NDAKİ
GERÇEK
• Baştarafı 1. Sayfada
kavganın bedelini ödüyorlar.
Silahlı Kuvvetlerimizin ha-
rekâtı, Kuzey Irak'ta PKK yu-
valanna yöneliktir.
Ancak bataklık daha ge-
niş.
Bir de taşeronluk konusu
var. Öteden beri, Türkiye'de-
ki muhalefet, Ortadoğu'nun
evrensel boyutlardaki öne-
mini vurgulayarak uyarıyor:
Türkiye bölgede Amerika'nın
taşeronluğunu üstlenmekten
kaçınmalıdır; çünkü kaş ya-
payım derken göz çıkarılabi-
lir.
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
neTeriğibt dagıtmış dururndalar. ~
- Şu aşamada bir sızma yok-
tu. Ama nisanda planlıyorlardı.
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'in Italya Cumhurbaşka-
nı Scalfaro onuruna Köşk'te
verdiği yemek öncesi sohbet et-
tiğimiz Karadayı, operasyonun
içerideki halkasının da dikkate
alındığını vurguladı.
TSK, gücünü, yeteneğini sap-
tamtş ve bu çerçevede harekete
geçmiş. Karadayı'ya göre, böyle
bir operasyonu dünyanın pek az
ordusu gerçekleştirebilir.
Başbakan'ın operasyona iliş-
kin düşüncelerini bir kez de par-
tisinin grup toplantısında dinle-
dik.
Çiller'e göre operasyonun te-
mel nedeni, Kuzey Irak'ta ortaya
çıkan otorite boşluğu. TSK, böl-
geyi temizledikten sonra geri
dönecek.
Operasyonun siyasi sorumlu-
su Çiller ve askeri sorumlusu
Karadayı, şu noktamn altını
özenle çiziyorlar:
- PKK temizlenince Kuzey
Irak'tan aynlacağız. Zaman ve-
remeyiz.
Dün başkent kulislerinde ko-
nuşulanlar ise bunlardan larklıy-
dı. Milletvekilleri, askerler, bü-
rokratlar her kesimde farklı de-
ğerlendirmeler vardı. Pek çok ki-
şiye ilk bakışta cazip gelen DSP
lideri Bülent Ecevit'in, "Irak'ın
toprak bütünlüğü sad/anana
dek ordu orada kalsın ' değer-
lendirmesiydi. Kuzey Irak'a daha
önce pek çok kez "sıcak takip"
espnsi içinde operasyon yapıldı.
Son olarak iki yıl önce yine bu-
günküne benzer büyük bir ope-
rasyon gerçekleştirildi. O giri-
şimler istenen sonucu vermiş ol-
saydı, bugünkü, Kıbns'ı gö(gede
bırakan bir harekât planlanmaz-
dı.
Şu an 35 bin askerimizin bu-
lunduğu Kuzey Irak'taki duru-
mumuz ne olacak? Şimdiden
tampon bir bölge kurulması ya
da belli bir gücün bölgede tutu-
larak "banş gücû" görevini üst-
lenmesi tartışmaları var. Planla-
Senaryolar DemetL.
nan yakın hedef gerçekleşme-
den, bu konuda yapılacak bütün
yorumlar erken.
Dün günlük gelişmelere de
kaia yoran eski bir askerle gö-
rüştüm, değerlendirmesi kısa ve
özdü:
- Zamanlama ve planlama
çok iyi görünüyor. Uluslararası
destek de var. Sadece ABD'nin
desteği bile yeterli olabilir. Işimi-
zi yapar dönersek tamam. Aklı-
mıza; kalmayı, Kerkük'ü Musul'u
getirirsek batağa saplanmz.
Sözünü ettiğım kişi son bir
not daha düştü:
- Amerika niçin bu kadar yü-
rekten destekliyor, henüz an/a-
madım. Çünkü bir şey almadan
vermez.
Pek çok kişinin kafasına takı-
lan da bu. Bir yorum, "ABD, Ku-
zey Irak'ta kendi politikalannı
yaşama geçiremedi. Barzani /7e
Talabani yı bile idare edemedi,
birbirlerine düştüler. Bölgedeki
düzeni Türkiye'ye sağlatacak"
yönünde. ABD'nin polıtikasını
hep değişık biçimlerle vurgula-
maya çalıştık. Işine gelen ülkeyi
kaldırıp dikiyor, gelmeyeni yatı-
np.yok ediyor.
Ozal'ın Körfez Savaşı sırasın-
da, "Hedef Kerkük-Musul" na-
raları attığı sonradan birkaç
ağızdan doğrulandı. Bugün dev-
letin üst noktalarında bu çılgın-
lıkta kişilerin olmadığını umuyo-
ruz.
Kuzey Irak'a 1992 yılında
Bağdat'tan çıkmıştım. Yol boyu
asker ve milis silahlı güçlerin
arasından geçtik. Bizi Kerkük'te
karşılayan Türkmenler, birer bar-
dak çay içtikten hemen sonra
kültür merkezlerine götürdüler.
Oynayacaklan yeni oyunun pro-
vasını izlettiler. "Eksikliğini çekti-
ğiniz bir şey var mı?" sorusuna
verdikleri yanrt, " Derman fılaç)
yoktur, çocuklar ölirler..." oldu.
Kalesiyle, evlerivle tipik bir Türk
yerieşim yeri. Kerkük'ten akşam
üzeri çıkarken dev petrol baca-
larından çıkan alevler ortalığı ay-
dınlatıyordu.
Kerkük-Musul yolu ise olduk-
ça sorunluydu. Gece yolculuk
etmek tehlikeliydi. Yol boyunca
birkaç kilometre önümüzde bir-
kaç kez karşılıklı silah atışıyla
karşılaştık.
Musul'da biraz daha kanşık
bir yapı dikkati çekiyordu. Ken-
tin bir yöneticisi arazi paylaşımı-
nın hâlâ Osmanlı'dan kalma dü-
zenlemelerle yapıldığı ve Os-
manlı kayıtlannın geçerli olduğu-
nu söytedi. Her iki kentin kaset
dünyasını ise Türkiye'den geten
kamyon şoförleri beliriiyor. Ferdi
Tayfur, Sibel Can, Orhan Gen-
cebay ve Emrah iik sıralarda
geliyordu. Körfez Savaşı sonra-
sında Türkiye'yle bağın büyük
ölçüde kesilmesi. bölgede haya-
tı yüzde 60 durdurmuştu. Mu-
sul'da Türkiye'ye otobüs seferi
düzenleyen 4-5 fırma var. Gazi-
antep'e, Mardin'e, Diyarbakır'a
her gün sefer varmış. Ancak
Körfez savaşı bu bağı koparmış.
Bölgenin bir diğer gerçeği de,
o küçücük coğrafyada neredey-
se bütün büyük dinlerden ve
onu aşkın farklı etnik yapıdan in-
sanın oluşu.
Buradan Bağdat'a dönüş öy-
kümü daha önce yazmışttm. An-
cak, bölgenin gerçeğini ortaya
koyması bakımından bir kez da-
ha aktarmak istiyorum. Bağ-
dat'tan tuttuğumuz taksinin şo-
förü Araptı, Kerkük'ten valiliğin
yanımıza verdiği görevli Türk-
mendi, Musul Valiliği'nin verdiği
görevli Süryani idi. Yolculuk bi-
raz uzun olunca müzik dinlemek
istedik. Şoförümüz Arapça ka-
setini koydu. Ama diğerleri de
kendi müziğini dinlemek istiyor-
du. Sonunda işi sıraya bindirdik.
Bir Arapça, bir Kürtçe, bir Türk-
men kaseti, bir Süryani kaseti...
Mezopotamya'nın bereketli
ovası, insan yapısını da etkile-
miş. Bu kanşık coğrafyada ulus-
lararası hukukun onaylamadığı
bir girişim, içinden çıkılması ola-
naksız sonuçlar doğuracaktır.
Çeldç-örs taktiği
• Baştarafı 1. Sayfada
n Bakanı Murat Karayalçın. Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Kuzey
Irak'ta yüriittügü harekâta Bağdat
yönetiminin şu ana kadar sessiz kal-
masında, Türkiye ve Irak arasında
başlatılan yeni dönemin payı bulun-
duğunu söyledi.
Curahurbaşkanı Süleyman Demi-
rd'ğı.de, Ijran'.a olası kaçışlara kar-
şı"Currihurbaşkanı Haşimi Rafsan-
cani'nin Türkiye'ye güvence verdi-
ğini açıklamasma işaret edildi.
Irak'ın da, TSK'nin harekâtına şu
ana kadar tepki vermemesi, harekâ-
ta karşı çıkmadıgı şeklinde yorum-
lamyor Taktiğin, "sandviç operas-
yonu" anlamına gelmediği. sadece
Iran ve Irak'ın, TSK operasyonun-
dan kaçan terör örgütü üyelerine ge-
çit vermeyerek "duvar" oluştura-
caklan kaydedildi. Harekâtın sonuç-
lanna göre, Kuzey Irak"ta banşın ku-
rulması ve Irak otoritesınin yeniden
tesis edilmesine kadar TSK'nin,
Türkıye'nin sınırlannın etkin korun-
ması çerçevesinde, Kuzey Irak'tabir
tampon bölge kurması ya da banşı
koruma görevi yapması senaryolan
tartışılıyor.
Çekiç-örs
Askeri uzmanlar, Cumhuriyefe
yaptıklan değerlendırmede, ilk kez
bölgede çok geniş bir alan üzerinde
basjatılan harekât sırastnda, hava in-
dvrme birliklerinin terör kamplan-
nın hemen dışında konuşlandmldı-
ğını, zırhlı biriiklerin de karşı taraf-
ta cephe alarak teröristleri sıkıştmp
çevreleyerek kaçacak bir boşluk bul-
malannın önlendiğini anvmsattılar.
TSK harekâtı düzenli bir orduya kar-
şı değil de terönstleTe karşı gerçek-
leştirilmekle beraber, uygulanan
stratejinin "çekiç-örs" savaş taktiği
olduğu bildirildi.
Türkiye, TSK'nin başlattığı hare-
kâta karşı tepkîsizliğini sürdüren
Bağdat'ın işbirliği ile teröristlerin
güneyden Irak tarafından sıkıştınl-
dıklan yolunda gizli bir anlaşma ya-
pıldığı iddialannı yalanlıyor.
Ancak Irak yönetimine altematif
olarak çıkan Irak Ulusal Kongresi
(INC) dün yaptığı yazılı açıklama-
da, Irak ordusu ile 36. paralel çevre-
sinde karşılıklı ufak çaplı çatışmatar
olduğuyolunda haberlerverdi. Kay-
naklar, Irak'ın, TSK harekâtının kat-
kısıyla kendi toprakbütünlüğünü de
tehdit eden Kürt gruplannı güney-
den sıkıştırma olasılıgının göz ardı
edilmemesi gerektiğinin altını çizdi-
ler. Bu çerçevede TSK'nin, 40 kilo-
metrelik alan içinde PKK kamplan-
na karşı sürdürdügü hava destekli
harekâtta uygulanan çekiç-örs savaş
taktiği. teröristlerin seçilen alan dı-
şına çıkmalan hahnde yine çevril-
melen'şekHnde üçlü bir çekiç-örs
stratejisinı gündeme getirdi. Askeri
uzmanlar, TSK harekâtında ikinci
bir değişik taktik uygulamasının,
1992 harekâtında izlenenin tersine,
Kuzey Irak'taki ana Kürt gruplan ile
işbirliği yapılmayarak gerçekleşti-
rildiğine dikkat çektiler.
Tampon bölge senaryolan
TSK harekâtının sonuçlanna gö-
re bölgede banşın tesis edilmesine
değin Türk ordusunun, ileriye dö-
nük sızmalan önleyerek etkin sınır
güvenliği içm Kuzey Irak sınırlan
içinde bir alanda tampon bölge ku-
rabileceği ya da banşı koruma göre-
vi üstlenebileceği senaryolan da
gündeme geldi.
Ancak askeri uzmanlar. gerek böl-
ge ülkeleri. gerekse ABD gibi güç-
lü devletlerin, Türkiye'nin, ne kadar
süre devam edeceği bilinmeyen ha-
rekâtın ardından tampon bölge kur-
ması ya da banşı koruma görevi yap-
masına gösterebilecekleri olumsuz
tepkilere dikkat çektiler.
TSK'nin Kuzey Irak'ta sürdürdü-
gü harekâtın. *adam öldürmekten
çok,terörörgütünün yülardır bölge-
de oluşturduğu yapılanmayı tama-
men ortadan kaldırmaya" yönelik
olduğuna dikkat çekildi. Harekâtın
başan kazanmasının. Irak'ın parça-
lanmışlığına uzun vadede çözüm ge-
tirip getirmeyeceği de soru işaretle-
ri arasında. Türkiye'de tüm muhale-
fete rağmen vazgeçilemeyen Çekiç
Güç'ün, harekât ile varlık nedeninin
ortadan kalkması olasılığı yakın bir
ıhtimal olarak görülmüyor.
Üst düzey bir hükümet yetkilisi,
müttefıklerin Irak'ın toprak bütün-
lüğünün yeniden sağlanmasına izin
vermeleri konusunda karamsar bir
ifade kullanarak "Ben onlantı tavn-
nı pek olumlu görmüyonım. Daha
bir süre Irak üzerindeki etkilerini
sürdürüp bugünkü (Irak'ın parça-
lanmışlığı) konumu muhafaza ede-
ABD ile Türkıye'nin Orta-
doğu'daki çıkarlan kimi za-
man çakışmakta, kimi za-
man da çatışmaktadır. Ame-
rika'ya körgüdüyle bağımlı
bir Türkıye'nin bölgede zor
durumlara düşebileceği he-
saplanmalıdır.
Bütün bunların ötesinde
Kuzey Irak harekâtının başa-
nsı, PKK sorununu çözmede
etkili olacaktır. Gerçi ortada
iki eşit kuvvet yoktur; Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin yaptığı,
bir savaş değil, bir temizlik
harekâtıdır; ama vur-kaç
taktiğini uygulayan terörist-
ler, operasyon sırasında çe-
kilip saklanarak harekâtın et-
kisini azaltabilirler.
Bu bakımdan alınacak so-
nuçların değerlendirilmesi,
operasyonun sonunda ve
önümüzdeki günlerde sağ-
lıklı biçimde yapılabilir.
• • •
Bu kız öimedi
AHMETŞIK
Gazi Mahallesı'nde yaşanan olaylar
sırasında, polislerin yerde baygın hal-
de yatarken sürükteyip tekmelerle agır
yaraladığı genç kızölmedı. Bazı gaze-
telerde "müzakereci kız" olarak ad-
landınlan ve öldüğü haberleri yazılan
20 yaşındaki Ö.T., olaydan sonra kal-
dmldıği hastaneden, arkadaşlan tara-
fından gözaltına alınmasm dıye başka
bir hastaneye götürüldü. Kurşun yara-
sı bulunmayan Ö.T.'nin yüz ve vücu-
dunun yediği darbeler sonucu tanın-
mayacak hale geldiğı, bu nedenle cer-
rahi ve estetik operasyon gördüğü öğ-
renildi.
Ö.T. ile görüşme isteğimize karşı
çıkan annesi. olaylardan sonra gazete
ve televızyonlann mağdurlan suçlu gi-
bi gösterdiginı ve güven duymadığını
belırterek, "Korkumuz polisten değiL
ama polislerle işbirliği içindeki bu
MHP'liter gelip çocuklanmı öldürür-
ler.Tekkorkum bu. Kınmın tekrarga-
zetevetelevizyonlara çıkıphedefolma-
sını istemKoruın'' sözleriyle kaygısı-
m dıle getirdi.
Ö.T.'nin ağabeyi M.T. Gazı Mahal-
lesf nde pazartesi günüöğle saatlenn-
de büyük birkıtleyle yürüyüş yapılma-
ya başlandığını anımsatarak "Kızkar-
deşimve Ud arkadaşı da evden çüap >1i-
rüyiişe katıklı. Karakolun bulunduğu
yerin yakınlanna kadar geldik. Çok
kalabalıktı, daha sonra kardesimigör-
medim. Taşh sopaü saldınlarla gecen
birkaç saatten sonra çevik kuv'vet po-
lisleri havaya ateş etmeye başlamtştı.
Bu sırada, gazetenizdeateşederkenfo-
toğrafi yer alan kottakımu shil polisin
de bulunduğu birgrup polis. çevikkuv-
vetin arkasından çıkarak hedef göze-
tip ateşetmeye başladı. Bunun üzerine
bütün polisler halkın üzerine ateş aç-
ö" dedı.
Yaylım ateşi sırasında çok sayıda ki-
şinin vurulduğunu söyleyen M.T., po-
lislere ölü ve yaralılan aldıktan sonra
geri çekileceklenni, polislerin de ızin
verdıklerini söylemesi üzenne yerde
yatan ınsanlara yardım ettiğım belir-
cekkr $bi geliyor bana*değerlendir-
mesini yaptı.
Kimi yetkililer. harekâtı, PKK'nin
temizlenmesine yönelik olarak nite-
lendirirken, bazı yetkililer de. zaman
zaman çatışan taraflann, bazen de
PKK'nin Kürtleri koz olarak kullan-
dığını anımsatarak "Harekâtın bir
yan ürünü olarak PKK'nin temiz-
ienmesi halinde bölgeye gelebilecek
sükûnet ınMU Küı Ocı ite trakyöne-
timi arasındabir uzlaşmaortanu do-
ğurabilir" değerlendirmesi yapıyor-
lar.
Çekiç Güç'ü etkilemez
Murat Karayalçın, Cumhurt-
yet'in, TSK harekâomn Çekiç
Güç'ün varlık nedeninin ortadan
kalkması yolunda uzun aşamalı bir
planın parçası olup olamayacağı yo-
lundaki sorusu üzerine "Bu harekâ-
ön Çekiç Güç üzerinde olumlu y^ da
olumsuz etkisi bence söz konusu de-
ğil. Doğnısu bö> le bir bağlantıyı çok
dolaylı olarak kurabilirsiniz. Ama
dolaylı bir bağlantıdır. Bu harekâtın
kendi amacı >ar, bu da resmen açık-
landı. Kuzey Irak'ta kakş süresini de
bu amacın gercekleştirilınesi belirle-
yecek" açıklamasını yaptı.
Karayalçın, Kuzey Irak'taki otori-
te boşluğunun PKK tarafından dol-
durulduğuna dikkat çekerek "Böl-
ge>i,Türkiye'ye yönelikckldibir teh-
dit üssü haline getirdi Amacunız bu
tehdidin ortadan kaldınlması. Bu
tehdit ortadan kaldınldıktan sonra
güçlerimiz doğal olarak geri döne-
cektir" dedi.
Genelkurmay Başkanlığı, hükü-
met ve Dışişleri Bakanlığı arasında
son harekâtla ilk kez yüksek düzey-
de bireşgüdümün gerçekleştiğini de
vurgulayan Karayalçın. harekâtın,
bir askeri operasyonun, kendi man-
tığı içerisinde elvereceği ölçüde
"saydam" olduğunu belirtti.
Karayalçın, Irak'ın sessiz kalma-
sının operasyona destek verdiği an-
lamına gelip gelmediği sorusu üze-
rine, şunlan söyledi: "lîmarun öy-
ledir. Aslında Irak ile yeni bir ilişki
dönemini başlattık. (Irak Dışişleri
Bakanı El-Sahaf'ın Türkiye ziyare-
ti.) Çok geniş kapsamh değerlendir-
meler yapma olanağını bulduk. Irak
ile başİatnuş okluğunıuz bu yeni iliş-
kîlerin ya da bu yeni dönemin de
bunda kuşkusuz bir payı vardır."
terek "Bizyarah veölü arkadaşlannu-
u kaldınrken polis. PTT binasının
önünde bulunanlara tekrar ateş aço.
Birçok insan bu sırada öldü. Bizkr de
kurtarabUdigimiz yaralılan alıp kaç-
nk. Kardesimi ise hiç görmedim" de-
dı.
Bu olaylar sırasında arkadaşlanyla
biriikte halkın arasında bulunan Ö.T.
de kaçmaya çalışırken kafasına aldığı
bir darbeyle bayılıp yüzükoyun yere
düştü. Baygın halde yerde yatan
Ö.T.'yi fark eden polisler, bırer ikişer
gelip tekmelemeye başladı. Askerler
gelip de polisleri uzaklaştırrnayı
başanncaya kadar tekmelendı Ö.T.
Sonra da birkülçe gibi yolun kenarına
bırakıldı. Bir süre sonra da bir am-
bulansla hastaneye gönderildi.
Ö.T."yi arkadaşlan, gözaltına ahn-
masın diye hastaneden alıp başka bir
hastaneye götürdü. Vüeudunun bel-
den yukansı morluklar içinde olan
Ö.T.'nin yüz bölgesı de darp izlenyle
dolu. Ö.T., cerrahı ve estetik operas-
yon görüyor.
markaların
kalitesi
tartışılmaz •
KIRLAHGICD o ğ a d a n s ü z ü l e n s a ğ l ı l c