Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 MART 1995 PERŞEMBE
14 KULTUR
TEB
ktanbul
Odülleff
Kültiir Servisi- Tiyatro
Eleştırmenleri Birliği'nin
1993"-94 tstanbul ödülleri
Küçük Sahne'de Tiyatro
Stüdyosunun "Çöplük" adlı
oyunun gala gecesinde
sahıplerini buldu. Bu yılın
ödülleri "Çöplük"
oyununun yönetmeni Işıl
Kasapoğluv e Zeliha
Berksoy'a venldi.
Türkiye Eletırmenler Birliği,
her yıl tiyatroya herhangi bir
dalda hizmet etmiş birine,
bir oyuncuya, bir
yönetmene. bir ışık
tasanmcısına, bazen de bir
prodüksiyon ya da
topluluğun tümünü ödüle
layık buluyor. Sanatçılara
ödüllerini vermek üzere
sahneye çıkan TEB Başkanı
Zeynep OraL tek ölçütlerinin
ülkedeki tiyatro sanatını bir
yerden alıp bir ıleri yere
götürmüş olmak olduğunu
belırttı. Oral, Zeliha
Berksoy'u 'birsemt
tiyatrosunu bir metropol
tiyatrosuna dönüştürmesi,
tutariı repertuvar seçimi,
genç kadrolara olanak
tanıması ve tüm bunlann
sürekliliğini sağlamak adına
verdiği onuıiu savaşım', Işıl
Kasapoğlu'nu da 'böige
tiyatrolan yaklaşunına
özellikie Dharbakır ve
Trabzon tiyatrolannda
sahnelediği oyunlarla
kurumsal bir kişilik
kazandırarak gerçekleştiren,
evrensel ve çağdaş tiyatro
coşkusunu Anadolu'ya
taşıyan çalışmalanndan'
dolayı ödüllendırdıklerini
söyledı Zeliha Berksoy
'kadirbüirtiğinden ötürü'
TEB'e. Işıl Kasapoğlu da
'onlar sayesinde tiyatro
yapabiliyoruz' dediği
izleyicılere teşekkür etti.
Oldukça renkli geçen
gecede. Ahmet Levendoğlu
ve Zutıal Olcay. aralannda
Halil Ergün, Füsun DemireL,
Gülrâ Sururi, Necef Uğurtu,
Cüneyt Türei, Aliye
Uzunatağan, Osman
Şengezer, Hami Çağdaş, Fıüz
Ali, Dikmen Gürün Uçarer,
Turhan Ilgaz, Candan
Sabuncu gibı isımlerin de
bulunduğu kalabalık davetli
toplulugunu kapıda
karşıladı.
Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü'nü kazanan Ali Cengizkan'a göre şiir;
Yaşamm her alamyla ilgileıımektir
Ali Cengizkan
YUSUFOZKAN
ANKARA-Koca bırdünya... Kocadünyanın Tür-
kiye derlerbir ülkesı.. Türkıye'de, bir "düşler ken-
ti" Ankara. Ankara'da bir şaır; Ali Cengizkan.
"Mektuplan yakmalı, se\güerden yoruldum" de-
se de. ınanmay ın sız.y üreğı hâlâ sımsıcak. hâlâ sev -
melerle dolu bir ozan. bir sevme ustası Ali Cengiz-
kan. "Küçük şeyleri sevmekle" başlamış, Ceyhun
Ahıf dedesı öğütlemış. "simitvemeyi.y üriirkensev-
digini sokakta öpmeyi, bir çiçek dunışunda dimdik.
kavgada ön safta gitmeyi"hep sevmış.
Gün gelmış, gönül düşürmüş. düşlerın ve umut-
lann yenı yetme kızı şııre. sevgıvle karmış şiirınin
hamurunu "Düşler, umutlar, sevgiler ve aşk delileri,
mal delileri, göz delileri,yorgun yüzler, melekler. kör-
ler, sağırlar. dilsizler. sıkmabaslar. açık bacaklar. şa-
şılar, uy gun adımlar. bey inse>erler. topatanlar, ay ran
kanlılar. koltukçular. yanm papuçlar. zenneler, kınk
boyunlular, boksör köpekleri. telli bardaklar, yavlı
saziar.dost ölülcri vediğerleriadına veonlariçin yaz-
mış"Ali Cengizkan. şıınnı...
\'e kendisıne sevgıyı öğütleyen "Anadolu gerce-
ğinin ozanı" Ceyhun Atuf Kansu anısına bu y ı! 10.'su
verılen şıırödülünün sahıbı olmuş. Künyesınde *An-
karalı bir ozan' diye yazıyor. ODTÜ Mımarlık Bö-
lümü Başkanı. 1954'dedoğmuş Ali Cengizkan.
'Susarak belirlerim söyiediğimi*
" lyi birozansan,yaşamın ozanı/Şiiryazmaya vak-
tin kalmamair dıyor bir ikılıgınde. Ve şıinnı doğ-
rularcasına bir yoğunluk ıçınde koşuşturuyor, mı-
marlık. şaırlık, çevirı, dernek yönetımı. bir de büyük
kent yaşamının temposunun yarattıgı tepkı... "Za-
man yaratamıyorum doğrusu, şiire" diyor ve tüm
bunlara karşın çok az çalıştığından vakımyor.
Ali Cengizkan'la, şıırleri, sevdalan. hüzünleri,
umutları. düşleri yatınyoruz masaya ve doludızgın
bir söyleşı başlıyor.
"Kekeme bir şiir" Ali Cengizkan'ınki; "Söyledi-
'Kocaman yüreği var Mengü'nünKühür Servisi- "Çizgiııin şiiri peşinde koşan" af ıs
sanatının büyük ustası Mengü Ertel ıçın öncekı ge-
ce Taksım Sahnesı'nde bir "Saygı Gecesi" düzen-
lendı. Istanbul Devlet Tıyatrosu sanatçıları'nın
Mengü Ertel'ın yaşamınından kesıtler sunduğu ge-
ceye. sanatcının dostian katıldı. Senaryosunu Gök-
han Akçura'nın yazdığı geceye "Zen" grubu da
müzıklenyle eşlik ettı. Mımar Sınan Ünıversıtesı
Grafik Tasanm Bölümü öğjencılen de hocaları Sa-
dık Karamustafa öncülüğünde bir sürpnz hazırla-
mıştı Mengü Ertel'e. Bu sürpnz; "Mengü Ertel İçin
Yelek Projesirl
ydı. Genç grafıker adayları ustayla
bütünleşen bu giysı aracılığıyla ona beyazperdeden
saygılannı sundular. Ve ardından bu projeyi ustala-
nna hediye ettıler.
Afiş tarihinin temel taşlanndan
Ardından dostian anlattı Mengü Enel'ı. Seramık
sanatçısı FüreyaKoraL "40 yıUıkdoshı" Mengü Er-
tel'ı anlatırken. öncelıkle onun gıbı bir dosta sahip
olmanın mutluluğunu dile getirdi: "40yılbkdostna-
stl olur? tşte ancak bu yaşa gelince olur. Bu zaman-
da Mengü gibi bir dosit bulmak gerçekten çok zor.
Onun en güzel tarafı dostluğu. Kocaman bir yüreği
var Mengü'nün. Mengü. inşallah kırk yıl daha ya-
şarsın"
tlhan Selçuk ise "sanada derinliğe ulaşabilmiş
ender sanatçdardan biri" olarak tanımladı Mengü
Ertel'ı. Afış sanatımnın gızemını keşfettiğınde
Mengü'nün Mengü'leştığıne değınen Selçuk, onun
afişlennde düşüncenın önemını vurguladı.
Ertel"ın Akademı yıllarından arkadaşı seramik
sanatçısı Sadi Diren, "aTış tarihinin temel taşlann-
dan" Mengü Ertel'ın, Türkıye'de 1969 yılında ılk
afîş sergısi açan sanatçı olarak çok önemlı bir rolü
olduğunu vurguladı. Ertel'ın gençlik yıllanndaki
yürüyüş arkadaşı gazetecı- yazar Çedn Ozlanm ıse
o günleri anlattı. Sınema, tiyatro, müzık. resım gı-
bi tüm sanat dallanna aynı derecede tutkuyla bağlı
olan bu gençler zaman zaman Aksaray'dan Mas-
lak'a, hatta Emirgan'a uzanan yürüyûşler yaparlar-
mış. Bu yürûyöşler boyunca hızlı tarttşmalara gı-
rer, türküter söylerlermış. Özkınm şu sözlerie an-
lattı Mengü Ertel'ı: "Mengüdünyatatiısı.dünyaşe-
•Çizginin şiiri peşinde koşan' Mengü Ertel için savgı gecesi düzenlendi.(K.\AN SAĞANAK)
keri bir insandır. Mengü çok iyi bir aktördür. Onun
en önemli özelliklerinden biri de dostiuğudur. Dost-
lannı birbirineyaklaşbran insanlardandır Mengü".
t
Bevaz düşlerin OtheUo'su'
Mengü Ertel bir yandan akademıye devam eder-
ken bir yandan da Muhsin Ernığnıl'un yanında, ti-
yatro marangozuna asıstanlık yapar. O yıllarda en
büyük rutkulanndan bırı de tıyatrodur.
Mücap Ofluoğlu'ndan kendılenne yardım etme-
sıni nca eder. Birlıkte "Köşebaşı'
<
nı sahnelemeye
başlarlar. ancak provalaryarım kalır. Ertel'in Lam-
bo'dan arkadaşı Mücap Ofluoğlu 18 yaşındakı genç
Mengü'yü şu sözlerle anlatıyor: "Hoş, kumral, ya-
kışıklu kirmızı yanakh Mengü Çiçek Pasajı'na 18 ya-
şında girdi. Ona. 'Bu yanaklar solar. dıkkat et' de-
dik" Mücap Ofluoğlu konuşmasının yanısıra Men-
gü Ertel'e hoşbir sürpriz de yapti. Elinde büyük bir
tablo ıle sahneye çıkan sanatçı. 25 yıl önce Mengü
Ertel'in yaptığı bir afiş tasanmını ustaya hediye et-
ti. Tablnnun anısını şöyle anlattı Ofluoğlu: "25 yıl
önce sanatçjlann çoksevdigi bir doktor arkadaşımız
ölmüşrü.
Onun anısına bir sergi düzenlendi. Mengü'nün de
bir yapıtı o sergide yer aiıyordu. Biz eşimle biıiikte
onun yaptığı tasanmı çok beğendik ve satın aldık.
Mengü'nün içi gitti tabii. Ionesco'nun "Sandalye-
ler" adlı oyunu için hazırianan bu afiş tasanmını
Mengü'ye geri vtriyorum."
Program sona erdığinde Mengü Ertel herkese te-
şekkür edıyor. özellikie gençlenn gülerek bakabıl-
melennm kendısıni çok sevındirdıgını vurguluyor-
du. Yapıtlanyla genç kuşaklara da sanat sevgısını
aşılayan. Ülkü Tamer'in şıinnde de söyledığı gıbı
"Beyazdüşlerin Othello'su" Mengü Ertel'e. De\let
Tiyatrolan adına Handan Ertuğrul bir plaket ver-
dr. Enlaltnönü ıse göndcrdiği telgrafla saygılannı
sundu büvük ustava.
Sanatçılar Kurultayı 27-28 martta
Kültür Servisi - "Sanatta Özerk Yapılanma ve Yarat-
ma Ozgüriüğü" başlıklı Sanatçılar Kurultayı, Türkiye"de
ilk kez otuz üç örgürün katılımıyla 27-28 mart tarihlenn-
de tstanbul'da, Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleşıyor.
Özellikie son yıllarda, sanat ortamını ve sanatçılann ya-
ratma özgürlüğünü tehdit eden olumsuz gelişmeler. tüm
sanat örgütlerini harekete geçirdi. Türkiye'de ilk kez si-
nema, tiyatro, müzik, fotoğraf, edebiyat. karikatür. plas-
tik sanatlar. mimarlık gibi sanatın çeşitli dallanndan otuz
üç örgüt "Sanatta Özerk Yapılanma ve Yaratma Ozgür-
lüğü" başlıklı kurultayda bir araya gelerek. sorunlannı
tartışacaklar ve ortak çözüm yollan önerecekler. Kurul-
tay 27-28 mart tarihlerinde 10.00-18.00 saatleri arasmda
gerçekleşecek. Sanatçılar Kurultayı "run organizasyon so-
rumluluğunu ve sekreteryasını Uluslararası Plastik Sa-
natlar Derneği. mali sorumluluğAınu ise TOBAV üstlen-
di. UPSD Başkanı Hüsamertin Koçan. Türkıye'de sanat
alanında ilk kez yaygın bir dısıplinlerarası etkinlik sag-
landığını belirterek. "Kurultay, sanatçılann daha sağlıkfa
bir sanat ortamı oiuşturma yönündeki kararlılığının sonu-
cudur, sanatta özerk yapılanma ve yaratma özgüriüğü ko-
nulannda 'çözümler kurultayı' olacaktır" dedi.
Aydınlık bir gelecek için
ayncalığı.
1995 -1996 ÖGRETİM YILINDA
5. VE 6. DÖNEMİ OKUYACAK LİSE ÖĞRENCİLERİ,
• 8 Nisan 1995'ten önce MEF (Modern Eğitim Fen) Dershanesi
şubelerine başvurarak kaydınızı yaptırabilirsiniz.
• Dershanemizde, belirtilen tarihe kadar kaydını yaptırmış olan
öğrencilere, 8 Nisan 1995 tarihinde MYT (MEF YETENEK TESTİ)
ve DÜZEY BELİRLEME SINAVI uygulanacaktır.
MODERN E.GİTİM FEN DERSHANESİ
GENEL MÜDÛRLÜK (Beçlkta?) Serencebey Yokuşu No : 4 Tel: 259 74 26 (4 Hat)
ŞUBE I (Beşiktaş) Barbaros Bulvarı S. Bağcı işhanı No:56-58 Tel: 258 43 46 - 258 43 47 - 260 72 00 (4 Hat)
ŞUBE II (Kadıköy) Kuşdili Caddesi Sevımli işhanı B Blok Tel: 346 27 58 - 346 27 62 - 349 32 82 - 349 63 88
ŞUBE III (Bakırköy) İstanbul Caddesi Kirmızı Şebboy Sokak Gürdamar iş Merkezi Tel: 542 33 80 - 542 37 77
Görünmez
ışılda yolculuk
Kültür Servisi - Fotoğraf sa-
natçısı Reha Akçakaya'nın si-
yah-beyaz çalışmalannı bir
araya toplayan "Görünmez
Işıkla Yokuluk" adlı albüm,
Hil Yayınlan tarafından ya-
yımlandı. Türkçe ve lngilızce
olarak hazırianan albümde.
Akçakaya'nın son dört yılda
kızılötesi teknikle gerçekleş-
tirdiği 73 peyzaj fotoğrafı yer
alıyor.
Kitapta. sanatcının 1991-93
yıllan arasında açtıgı sergiler-
de yer alan bazı fotoğraflann
yanı sıra Türkiye, ABD ve İn-
giltere'de çekilmiş ve hiç ser-
gilenmemiş yapıtlan da bulu-
nuyor. Fotoğrafla 1981 yılında
ilgılenmeye başlayan Reha
Akçakaya, 1983'ten itibaren
çeşitli ulusal ve uluslararası
yarışmalarda ödül aldı; ABD,
Arjantin. Kanada, Singapur,
Belçika gibı ülkelerde sergıle-
re katıldı 1989'da cam bilimi
eğitimi için ABD'ye giden sa-
natçı, Istanbul'da Türkiye'nın
ilk kızılötesi sanat fotoğrafı
sergisi olma niteliğini taşıyan
ilkkışısel sergisinı 1991 yılın-
da açtı.
Roland Barthes ın "Came-
ra Lucida" ve Susan Sontag'ın
"On Photography" kitaplannı
Türkçeye çeviren Akçakaya.
fotoğraflannda insan gözünün
duyarlı olmadığı kızılötesi ışı-
ğı kullanıp sanat fotoğraflann-
da sıkçakullanılanözel bir fil-
me kaydederek tanıdık nesne-
lenn gerçeküstü betimlemele-
rini. alışılmış siyah-beyaz fo-
toğrafta bulunmayan gri ton-
lan ve masalsı bir anlatımı el-
de ediyor.
Türkiye'nın kızılötesi fotoğ-
raf tekniğıne aynlmış ilk port-
folyosu olan albüm, 23x30 cm
boyutlannda ve 104sayfa.
ği yerini bulsun ister." Kekeme bir ınsan, sözcük se-
çımınde nasıl tıtızse ve o titızliğın karşılığmda söz
bir kere seçildığinde. yanlış anlamalara yol açmadan
doğrudan bir anlam hedefliyorsa, onun şiiri de aynı
şeyi hedeflıyor. Şıınn, "biryogunlaşmışduyguvedii-
şünce birikimini aktarması gerektiğini'" düşünüyor
ozan ve şiinn çok önemlı bir sanat dalı olduğu-
nu...Ama yine de en önemli sanat dalı, ona göre, "Ya-
samasanaü" Bunun içindirkı, "Susarakbelirlerim
söylediğinii/ En büyük sözümsöylenmemistirn
dıye-
bılıyor. En büyük sözün ınsan yaşamının tamam-
lanması olduğunu söylüyor, yaşama sanatının çok
önemli olduğunu:
"Çevremizde belki azalarak da otsa. süren insan
tipleri var. Onlar sadece sanatolarak üriin vermiyor-
lar belki, şiir yazmıyoriar, hey kel yapmıyorlar ama,
yasamlan ile -kendi yaşamlannı scrgikyerek- sanat-
çılıklannı kanıttıyorlar."
Cengızkan'ın şıır serüvenı 1970'lere dayanıyor.
İlk yapıtı olan "Senlere" de, dönemin izleri olduk-
ça belırgin. ama bir farkı da var. Ali Cengızkan'ın
şiirı "delilergibiâşıkolan" yanını korumuş sürekli,
bıreysellığı katmış şıınne ve politık ortamda yer alan
kavgacı bir kışilığın âşık olmasını da...Çünkü, ya-
şamın bir bütün olduğunu düşünüyor Cengizkan,
"Dolayısıyla, herhangi bir şey gibi politikanın da,
günlük yaşamın da, özel ilişkilerin deşüre girmesi ge-
rektiğini düşünüyorum hâlâ" dıyor. Son şiırlennde
daha oturmuş kendı yolunu bulmuş, ve söyleyeceğı
sözü belırlemış bir görünüm çızıyor Ali Cengizkan.
Şiir ve mimartık birbirini tamamlıyor
Genişbırkaynaktan besleniyor Ali Cengizkan'ın
şıın. Nâzım'dan başlayıp, Ceyhun Atuf Kansu'ya,
oradan Cemal Süreya ve İlhan Berk'e. halk şıınn-
den. Batı şıınne kadar uzanan bir kaynak Bu kay-
naktan aldığı "vitaminleri", biraz kavga, bıraz umut,
bıraz sevgi. bıraz doğa, bıraz mıman katıp, yüreğı-
nm imbığmden süzerek, okura sunuvor. Sözcükler-
le sevışıyor durmadan. sözcüklerle oynuyor. Anası.
dedesı Nığdelı Alusta, tenekecı Etem usta, elti, am-
coğlu, bacanak, baldız. ak percemlı. genış omuzlu
sevgililer. Bebçet ve Vletin Abi, tümünün bir sesle-
nışi var şiırinde.
Behçet ve Metın Abı dedık de. sevgıvle. özlemle
anmadan geçmek olur mu hıç, Behçet Aysan ile Me-
dn Altıok u
1
Ikisı de dostu, arkadaşı İlk kez 1993
Nısanı'nda görmüş Sıvas'ı Ali Cengizkan. çok da
sev mış. Mimar gözüyle, şaır gözüy le baktığı Selçuk-
lu yapıtlanna doyamamış, yaz tatilinden sonra ye-
nıden gıtmeyi koymus kafasına. Gel gör kı, 2 Tem-
muz I993"te,ateşlerdüşmüşcığenne. Behçet'ı. Me-
tın Abi'yı bir bir sürü güzel dostu yıtırmenın acısıy-
la, küsmüş Sıvas'a, "Artık görmek istemiyorum.
Belki çok duygusal bir tavır bu ama, insan kendini
alamıyor" dıyerek, şıırlere döküyor acısını.
Şıinnde mımarlığın ızlenne sıkça rastlamak ola-
sı Ali Cengızkan'ın, özellikie de Ceyhun Atuf Kan-
su Şiir Ödülü'nü kazandıran "Sürek Avında Dünya"
adlı kitabının ılk bölümündekı "Ostia Antica" şıır-
lerinde bu çok güçlü bıçimde görülüyor. Şıir ve mi-
marlık birbinni tamamlayan ıkı sanat dalı ona göre.
yaşanılan ikı sanat dalı. "Yaşamın tanıklığı" ve ıde-
olojik bir ürün olarak görüyor hem mımarlığı hem
şıin: "Doktriner vçdoğrudan politikanlamdadegil
ama, yaşadığımız yani yaşamın aslında ideolojik bir
süreç olduğunu düşünüyonım. Mimanm biliyorsu-
nuz. mimarlık için de aynı şeyi düşünüyonım. Yani
dotaylı olarak, sonuç da yaşamın tanıklığı oluyor. Dü-
şündüğümüz bir şeyi eğer duygulanmızla bagdaşd-
ramıyorsak, ya da bir süreküMk ve tutarlılık kuranı»-
yorsak, gidip bir duvara tosluyoruz. Bazen bir kişi
olarak yapıyoruz bunu, bazen toplum olarak.. Ama
ondan kaçınmanın yolu. ideolojik olarak. hem ken-
dimize, hem topluma bakabilmek gibi geliyor. Son çö-
zümde yaşama bir anlam yüklemiyorsa, yazdıklan-
mıza bir anlam yüklemiyorsa. her şeyin boş olduğu-
nu düşünüyonım. Yazdıklanmızdald anlamı. yasan-
tımızdaki anlamla bütünleştiremiyorsak, çaba gös-
termeye gerek olmadıgını düşünüyonım. Tutarlılık
çok önemli. Yazarken kişinin kendi benine karşı da
dürüst olnıası gerekir. Şiirin ideolojik olmasının ikin-
ci önemli yanı da bu."
"Ali Cengizkan'a göre nedir şiir. neyi anlattronun
şiiri?"Gülümsüyor. "\'aşamın her alamyla ilgilen-
mektir şiir"dıyor ve sürdürüyor sözlennı
"Şiir aslında paylaşmak için yazılıyor. kişi kendi-
sini sergilemek için y azıyor. savlannı kanıüamakiçin
yazıyor, aklındakileri gerçekleştirmek için yazıyor.
Pay laşılmasa bile, kendisini ifade etmek için yazıyor
yine de. Ben. öy le düşünüyonım. Yani dışandan bir
takım görevler yüklenmemesi gereldr diye düşünü-
yonım. Çünkü şiire. belli öncelikler de konmaması
gerektiğini düşünüyonım. HanL,önce şiir olmau. on-
dan sonra bir amacı olmalı ya da konusu, misyonu
olmah gibi, öyle de düşünmüyorum."
Yaşamın kendisi başlı başma şiir
Inanç düzeyındekı düşünce sistemlerının çözül-
mesınden sonra toplumlardaki savrulmalardan, bu
savrulmalarla başka ınançlann. düşüncenın yerini
tutmasından söz edilıyor."Çok acı bir tabk)"diyor
Ali Cengizkan. "Hele sanat kcsimini doğrudan ilgi-
lendirmesi nedeniyle, Sıvas'ta yaşananlan. Örneğin
Behçet pek çok arkadaş gibi, bir inanç sisteminin
dünyaya hâkim olma çabasının kurbanı Mu. Düsün-
me ve düşünme bilinci çok önemli. Düşüncenin ya-
şamımızda çok önemli yeri olması gerekirken, biz
çok hafıfe ahyoruz."
Gençlığın çok az okuduğuna getinyoruz sözü, çe-
vıriden konuşuyoruz Ali Cengizkan'la ve noktayı
klasik bir soruyla noktalıyoruz:
"Bundan sonrası?"
"9.ve 14.yüzyılarası Anadolu'dakiuygarhğuıçok
önemli bir uy garlık olduğunu düşünüyonım. Ye onu
şür yoluy la daha yoğun olarak, dah doğru olarak, elj-
mizdeki görece az verüere dayanarak, nasıl ortaya çı-
kannz diye düşünüyonım. Bu konuda çahşmalara
devam ediyorum, ama nasıl bir şey çıkar bilemiyo-
rum. Daha tema ağıriıkh konulara doğru kayıyo-
rum. Bunun yanında Ostia Antica ya da 'Ötağ-
lar..Odalar..Odlar' gibi uzun soluklu şiirier devam
edecek gah'ba."
KÜSAV'dan 'Özel
Mobilya Müzayedesi'
Kültür Servisi-Kültür ve Sanat Varlıklannı Ko-
ruma ve Tanıtma Vakfı tarafından düzenlenen
özel konulu müzayedeler, bu pazar yapılacak
"Özel Mobilya Müzayedesi" ile devam edıyor.
Beşiktaş KÜSAV Müzayede Salonu'nda ger-
çekleştirilecek olan müzayede saat 14.00'te baş-
layacak.
Yaklaşık 60 parçanın satışa bunulacağı müza-
yedede 19 yüzyıl sonundan başlayan orijinal ya-
zıhane. tuvalet masası. dolap. virrin. koltuk, ha-
zeran iskemle. büfe, sehpa gibi mobilyalarile hat
yazı, mangal. şamdan, aplik. ibrik ve yağlıboya
tablolar yer alıyor.
Müzayedede aynca Fransız ressam Jean Arp'a
ait orijinal iki adet ipek baskı bulunuyor.
Müzayedenin diğer önemli parçalanndan biri
ise İstanbul işi sedefli oda takımı.
19.yüzyıl sonu Osmanlı sedef ışçiliğınin nadir
örneklerinden birını oluşturan takım bir kanape.
ıki koltuk ve altı sandalyeden oluşuyor.
GütePken
Düşünmek' konuhı
mizah söyleşisi
• Kültür Servisi-Özel
Rng3?içi 1
düzenlediği 4. Kültür ve
Kitap Günleri, okulun
Maslak'taki konferans
salonunda 31 marta dek
sürecek. Bu kapsamda yann
saat 13.30'da mizah yazan
Cihan Demirci ile Mert Ali
Başanr "Gülerken
Düşünmek" konulu mizah
söyleşisine katılıp daha
sonra da kitaplannı
imzalayacaklar.
Aksanarta
'Salome'
• Kühür Servisi - Richard
Strauss'un "Salome" adlı
tek perdelık operası yann
saat 12.30'da Aksanat'ta
lazerdiskten büyük ekranda
sunulacak. Cumartesi günü
saat 15.00'tedeyine
lazerdiskten, büyük ekranda
Tına Turner konsen
izlenebilir. Bılsak Tiyatro
Atölyesı ise Sevım Burak'ın
yazdığı 'lşte Baş Işte Gövde
tşte Kanatlar" adlı oyun
yann ve cumartesi günü
19.00'dasahneliyor.
'Zaman İçmde
Müzikli Bir
Yolculuk'
• ANKARA(AA)-
Müzikolog ve yazar Evin
llyasoğlu, cumartesi günü
Atlantis Müzikevi'nde
"Zaman Içinde Müzikli Bir
Yolculuk" başlıklı söyleşide
okurlanyla bir araya
gelecek. llyasoğlu, Atlantis
Müzikevı tarafından
sürdürülen kültürel
etkınlıkler çerçevesinde
düzenlenen söyleşiden sonra
kitaplannı ımzalayacak.
Triada Art
Cafe'de üç
söyleşi
• Kültür Servisi -Kadıköy
Tnada Art Cafe'de cuma
günü Aydın Hatipoğlu, bir
söyleşı verecek.
Hatıpoğlu'nun kendı şiirinin
kökenlennı anlatacağı
"Çoğul Tekil" başlığını
taşıyan şıir akşamı, saat
19.00'da başlayacak. Gürkal
Aylan'ın "Bu, bu, nedir bu?
Pardon yani..." başlığını
taşıyan "RekJamcılık
Dünyasında Gezintıler"
konulu söyleşisi. cumartesi
günü saat 16.00'da, Esra
Kazancıbaşı'nın
"Günümüzün Gözde
Mesleği: Gazetecilik"
konulu söyleşisi de pazar
günü saat 15.OO'te
gerçekleştirilecek. (Caferağa
Mah. KadifeSok.No:18
Kadıköy-418 02 77)
Talat Enlil'in
resim sergisi
• Kühür Servisi -Talat
Enlil'in resim sergisi. TEM
Sanat Galerisı'nde açıldı.
1956 yılında Ankara'da
doğan Enlıl, TED Ankara
Kolejf nden mezun olduktan
sonra, üniversite eğitimine
çeşitli üniversıtelerde devam
etti. Fotoğraf ve resim
çalışmalan yapan Enlil,
1986-87^ıllan arasında
Oregon Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi'nde
Kenneth O'Connel
atölyesinde litografi ve
gravür çalıştı.
1985 yılından beri kişisel ve
karma sergi lerle
çalışmalannı
sergileyen Talat Enlil'in
resim sergisi, 15 nisana
kadar açık kalacak.(247 08
99)
Yeni bir edebiyat
Çakıltaşı'
• Kühür Servisi - Yaym
hayatma yeni başlayan aylık
edebiyat dergisi
Çakıltas,ı'nın ilk sayısı çıktı.
Siyasal Bilgiler Fakültesi
bazında yayımlanan tek
edebiyat dergisi olan
Çakıltaşı'nın ilk sayısına
Ozdemir Süleyman, Izzet
Ulvi Yönter, Serdar Akpınar,
Kayhan Yüzbaşıoğlu, Ali
Erhan, Zakkum. Fatih
Zengın. tsmail Mercan,
Aytaç Karasu, Çağatay
Aydın, Selenge, Ersoy Hür,
Kemal Yaman. Samiye
Abitağaoğlu, Özlem
Kanarya, Deniz Sönmez,
Müge Sezgin, Cemil
Pekmezci, Metın Keçeci,
Erdal Karakuşoğullan,
Murat Engizek, Ali Eylem,
Ömer Gökhan, Özdemir
Süleyman, Ercan Çavuşoğlu,
Hakkı Şenol. Mehmet
Kerem, A. Hamit Güneş,
Erden Or, Nihat Özden,
Mehtap Aydemir, Emel
Özdemir ve Şencay
Yenerrürk yazı ve ürünleriyle
katkıda bulunuvorlar.