Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
13 TEMMUZ1992 PAZAATESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Demir çeliğe
• KARABÜK (AA) •
Türkiye Demir Çelik
Isletmeleri'ne baglı Karabük
ve Iskenderun Demir Çelik
Fabrikalan'nda üretilen
ûrünlere yapılan yüzde 6 ile
9 arasındaki zam, bu
sabahtan itibaren
uygulanmaya başlanacak.
Edinilen bilgiye göre son
yapılan zamdan sonra
OrOnlerin eski ve yeni
fıyatlan söyle:
E*l 1 W
8 mm teMk
8 mm kangal
10 mm kangal
14-22 mm yuvariak
Profil demir
Nervüriü öerm
Kûşebent demir
Kûtûk derrar
Pik demir
Dflfcüm kok '
Cevizkok
Saf pul naftalin
2.133 2.261
2.020 2.142
1394 2.114
1369 2.088
2146 2.275
2.057 2.248
1394 2.114
1.717 1.820
1.272 1.374
854 908
702 745
4.854 5.146
arö?
•ANKARA (AA)-Ydm ilk
5 ayında ücretlilere 2.9
trilyon lira vergi iadesi,
ihracatçıya ise 732.6 milyar
lira KDV iadesi ödendi. Yüın
ilk beş ayında ücretlilere
ödenen vergi iadesi, geçen
yılın aynı dönemine göre
yüzde 96.3 oranında artarak
2 trilyon 910 milyar 965
milyon liraya yükseldi.
Bankatardaki
Haztaekajjıdan
•ANKARA (AA)-
Bankalardaki devjet iç
borçlanma senetlerinin
miktan 35 trilyon 670 milyar
liraya ulaştı. Merkez Bankası
verilenne dayanarak yapılan
hesaplamalara göre
bankalann elindeki tahvil ve
bono miktan haziran ayının
ilk üç haftasında 798 milyar
liraarttı.
70mflyomınayak
sesi
• ANKARA (ANKA)-
Türkiye'de, beraberinde
birçok ekonomik ve
toplumsal sorunu da getiren
yüksek nüfus artış hıarun
aynen devam etmesi
durumunda, ûlke nüfusunun
2000 yılında 70 mılyonu
aşacağı tahmin edildi.
GSD'den
açıklama
• Ekonomi Servisi -
Turkıye Gıyim Sanayicileri
Derneğı'nden yapılan
açıklamada, tekstil ve hazır
giyim sanayi temsilcilerinin
i temmuz carşamba günü
iüzenledikleri ortak
:oplantıyla ilgi basında
^kan haberlerin
toplantının asıl gündemini
jştığı belirtilerek,
"Toplantıda yalnızca
sektörümüzün güncel
problemleri ötesinde çeşitli
kuruluşlann aralanndaki
diyaloğu, tûzel kişilikleri ve
amaçlanndan taviz
verilmeksizin ne tür bir
yapılanma içinde
İarttırabilecekleri
îtartışılmıştır" denildi.
iAnkapa'daekmek
boykotu
[UANKARA (AA)-
tAnkara'da fınncüann ekmek
ifiyannı bin 500 liraya
^karmasından sonra
tBakkallar Odaa'nın fınnlan
jprotesto için aldığı 3 günlük
boykot karan yann
uygulanmaya başlıyor.
Boykot süresince bakkallann
Ankara dışından ekmek
'jgetirerek bin liradan
'satacakJan bildirikü.
Asgari ücretle
sonturtar
•ANKARA (AA)-Asgari
Ücret Tespit Komisyonu,
yann alüncı kez toplanarak
çalışrnalannı sürdürecek.
Komisyonun bu
toplanüsında, asgari ücretin
sendikalaşmamış
işyerlerinde daha yüksek bir
'oranda uygulanması ve
jasgari ücretin
belirlenmesinde aik
• faktörünün ele alınıp
j ahnmaması konulan
taruşılacak.
Doktorlardan
narin protesto
•ANKARA (ANKA)-Türk
Tabipleri Birligi Merkez
JKonseyi, hekimleri, 15
Itemmuz günü saat 09.30 ile
• 10.00 arasında "Nasd
•geçineceklerini düşünme"
•eylemineçağırdı. Türk
jTabipleri Birligi Merkez
IKonseyi'nden yapılan
laçıklamada, temmuz
jzamlannın belirlenmesinden
[beri Türkiye'dekı bütün
•hekimlerin derin bir hayal
ıkmkhğı yaşadığı belirtikli.
Ankara-İstanbul yolculuğunu 2 saate indirecek yeni demiryolu, 2000'li yıllarda hizmete gjrebilecek.
Hızlı tren üç ııallabîr atakaldı• Yapımı 1976 yılında başlayan yeni demiryolunun bitirilmesi • 10 kilometrelik Ayaş tünelinin yaklaşık 2,5 kilometrelik bölü-
için 20 trilyon liraya gereksinim var. Ancak proje için 1992 mü bitirilemezken projenin 175 kilometrelik Çayırhan- Arifiye
yılında aynlan ödenek yalnızca 151 milyar lira. bölümündeki çaüşmalara hiç başlanmadı.
SERTUĞÇÎÇEK
HALUK GERAY
ANKARA - İstanbul-Anka-
ra arasındaki tren yolculuğunu
yaklaşık 3 saate indirecegi ön-
görülen hi^jı tren, ancak 20001i
yıllarda hizmete girebılecek.
Projeyi eleştiren uzmanlar, bazı
ekakfikler nedeniyle, hızlı tre-
nin öngörüldüğü gibi hızlı işle-
meyeceğini savunuyorlar
Yapımına 1976 yılında başla-
nan "yüksek standartlı demir-
yolu"nun tarnamlanabılmesi
için 20 trilyon liraya gereksinim
var. 1992yılı yatınm programı-
nda 151 milyar lira aynlan pro-
je kapsamındaki 10 kilometre-
lik Ayaş tünelinin 1976'da baş-
layan inşaatı halen tamamlana-
madı. Yeni demiryolunun 175
kilometrelik Çayırhan-Arifiye
bölümünün yapımına da hıç
başlanmadı.
Konuyla ügili uzmanlar. pro-
jenin sonuçlanması durumun-
da bile bazı önlemler alınmaz-
sa, hızlı trenin beklendiğı gıbi
hızlı işlemeyeceğini savunuyor-
lar. Bunun en önemJi nedeni
olarak projenin Arifıye-Sincan
arasındaki hatün hızlı trene uy-
gun yapümasına karşılık, îstan-
bul-Arifîye ve Sincan-Ankara
bağlantılannın gözardı edilme-
a olduğunu bildiriyoriar. An-
kara'dan Arifiye'ye yaklaşık
2-2,5 saatte gidiJse bile Arifiye-
İstanbul arasının, trafıkteki
sıkışıklık nedeniyle en azından
bırkaç saat alabüeceği ıddia
ediliyor. DLH yetkilileri konu-
da proje revizyonu yapılması
gerektiğinı ifade ediyorlar.
Uzmanlar, hattın da yanlış
seçildiğini bildiriyoriar. Projeye
göre seçilen hat üzerinde top-
lam 77 kilometrelik tünel açıl-
ması gerekiyor. Demiryolcu-
lukta en mafiyetli işlerden bıri-
nin tünel açmak olduğunu bıl-
diren uzmanlar, bu kadar fazla
tünel açılması gereken bir
hattın seçılmemesi gerektiğinı
ifade ederek sadece 10 kilomet-
relik Ayaş tünelinin yülardır ta-
mamlanamadığına dikkat ceki-
yorlar.
Ankara-tstanbul Yüksek
Standartlı Demiryolu Prpjesi
kapsamındaki inşaatlar, kay-
nak yetersizliğı nedeniyle "kap-
lumbağa hızıyla" sürüyor. De-
mir, Liman ve Hava Meydan-
lan lnşaaü Genel Müdürlüğü'-
nden (DLH) edinilen bilgüere
göre projenin tamamlanabil-
mesi için 4992 fiyatlanyla 20
trilyon liralık kaynağa gereksi-
nim var. İlk kez 1975 yılında,
yatınm programına alınan pro-
je için şimdiye dek toplam 1 tril-
yon 805 milyar lira harcama
yapıldı. Fînansmanı genel
bütçeden karşüanan projeye,
1992 yatınm programında top-
lam 151 milyar lira ödenek
aynldı.
DLH yetkilileri, projenin 85
kilometrelik Sincan-Çayırhan
kesiminde şimdiye kadar yüzde
75 oranında fiziki gerçekleşme
sağlandığını bıldirdiler. 7100
metrelik Çayırhan tüneli ile
toplam 3000 metrelik Kinrir-1
ve Kirmir-2 tünellerinin
yapımının bittiğini belirten yet-
kililer, Ayaş tünelinin tamam-
lanmasının 2-3 yıl zaman ala-
cağını söylediler. Tapımına
1976 yılında başlanan 10 bin 65
metre uzunluğundaki Ayaş tü-
nelinin, şimdiye kadar 7 bin 438
metrelik kısmı tarnamlandı.
Kaynak yetersizliğı nedeniy-
le, inşaatlann istenılen hızda
sürdürülemediğini belirten
yetkililer, gerekli fınansman
sağlandığmda, projenin 1999
başında tamamlanmış olaca-
ğtnı bildirdüer. Proje fınans-
marunın özkaynaklarla sagla-
narak yapımın tamamlanma-
sının "neredeyse olanaksız" ol-
duğunu söyleyen yetkililer, uy-
gun kredi bulunması amacıyla,
2-3 ay içinde bir duyuru yapa-
caklannı bıldirdiler.
Otomobilin direksiyomızengiıılerde
• Dünyadaki toplarn
431 milyon 53 bin oto-
mobilin yüzde 68'i G-7
ülkelerinde. ABD, 143
milyon 81 bin otomo-
bille dünyadaki oto-
mobillerin 33.19'una
sahip.
İSTANBUL (AA) - Sahip ol-
duklan otomobil sayısı ile zen-
gin ülkeler, pek çok alanda ol-
duğu gibi otomobilde de ön sı-
rada yer alıyorlar.
Dünyadaki toplam 431 mil-
yon 53 bin 675 otomobilin yüz-
de 68'ini oluşturan 293 milyon
148 bin 145 adedi, dünya nüfu-
sunun yalnızca yüzde 12.44'-
ünün yaşadığı G-7 ülkelennde.
Birleşmiş Mılletler'in yayım-
ladığı 'Statistical Yearbook',
'Anabritannica-Anayıllık
1992'nin de içinde bulunduğu
çeşitli kaynaklardaki verilere
dayanarak yapılan hesaplama-
lara göre, 143 milyon 81 bin 443
otomobili bulunan ABD, dün-
yadaki otomobillerin yüzde 33.
19'un sahİD. 1991 yıl ortası nü-
1-A60
2-Japonya
3-Almanya
4-italya
5-Fransa
6-B.6ritanya
7-Brezilya
8-Kanada
9-SSCB
10-ispanya
11-Avustralya
12-Meksika
13-Hollanda
14-Polonya
15-Ar)antın
28-Yunanistan
30-Tûrkiye
. ....
Ntedto)
252063
123920
79096
57590
56942
57561
153322
26941
291062
39952
17337
82151
15048
38273
32470
10272
57326
OtNMM
143081443
36621085
34051299
24307000
23010000
19266000
14995837
12811318
12688000
10787500
7672300
6219104
5509000
4845105
4088000
1691070
1649879
•taHşi
Bafau
« I M M M
567.64
295.52
430.51
422.07
404.10
334.71
97.81
475.53
43.59
270 01
442.54
75.70
366.10
126.59
125 90
164 63
28.78
omn
IçMaUP*yı
33.19
8.50
7.90
5.64
5.34
4.47
3.48
2.97
2.94
2.50
1.78
1.44
1.28
1.12
0.95
039
0.38
fus tahmınkrine göre nüfusu
252 milyon 63 bin olan ABD'-
deki otomobil sayısı, nüfusu 1
milyar 149 milyon 667 bini bu-
lan Çin'deki otomobil sayısın-
dan 97.7 kat daha fazla. Çin'-
deki 1 milyon 464 bin otomobi-
le karşılık, nüfus bakımından
kendisinden 20 kat daha küçük
olan Türkiye'de 1 milyon 650
bin otomobil bulunuyor. Çin'de
bin kişiye 1.27 otomobil düşer-
TüRK OTOMOTİV SANA^İİ
ken, bu rakam ABD'de 567.
64'ü buluyor.
2 milyar %2 milyon 548 bin-
kişilik nüfusu ile dünya nüfusu-
nun yüzde 56.61 'ini oluşturan
Asya'da, dünyadaki otomobil-
lerin yalnızca yüzde 13.18'i bu-
lunuyor. Dünyadaki tüm oto-
mobilkrin yüzde 38.75'i Avru-
pa ülkelerinde bulunurken Av-
rupa'yı yüzde 36.17 ile Kuzey
Amerika, yüzde 7.65'le Latin
6 yıllık ciro 12.4 trilyon liraANKARA (ANKA)- Türk
Otomotiv Sanayii son 6 yJda
çok büyük bir gelişme gösterdi.
Sektörde faaliyet gösteren fab-
rikalann toplam cirosu bu süre
içerisinde 14.5 kat amş göstere-
rek 12.4 trilyon lirayı buldu.
Otomotiv Sanayii Derneğı,
Türk otomotiv sanayii hakkın-
daki genel ıstatistiki bılgilen bir
katalog halinde yayımlamaya
başladı.
Katalogda yer alan bügjlere
göre, 1986 yılında sektörde faa-
Uyette bulunan 14 fırmanın 801
milyar lira olan toplam cirosu
bu firmalara 1990 yılında Ge-
neral Motors'un da katılımıyla
1991 yıLnda 12 trilyon 425 mil-
yar liraya yükseldi.
Firma bazında bakıldığında
ise Tofaş ciro büyüklüğünde
sektörün önde gelen fırması
olduğunu gösterdi. Tofaş üç
trilyon 276 milyar liralık ciroyla
ilk sırayı alırken Oyak Renault
iki trilyon 742 milyar lira ile
ikınci sırada yer aldı. BMC ise
bir trilyon 274 milyar lira ciro
gerçekleştirdi.
Amerika, yüzde 2.16'yla Okya-
nusya izliyor. Kıtalar arasında
otomobil sayısı bakımından en
kötü durumda olan Afrika'da
ise bu oran yüzde 2.1.
Ülkeler arasındaki otomobil
sayısında ABD açık farkla ilk
sırayı alıyor. ABD'yi Japonya,
Almanya, İtalya, Fransa, İngil-
tere taİcip ediyor. Bu ülkelerin
ardından 7. sırayı G-7ülkesi ol-
mayan Brezi|ya alıyor. Diğer
bir G-7 ülkesi olan Kanada ise
8. sırada bulunuyor. Nüfus sa-
yısı acısından dünya ülkeleri
arasında 17. olan Türkiye, oto-
mobil sayısı bakımından ancak
30. sırada.
Ülkeler arasında nüfusa
oranla otomobil sayısı en az
olan ülke Bangladeş. 1991 yılın-
da 115 milyon 555 bin nüfusu
olan Bangladeş'te 39 bin 169
var. Bangladeş'te bin kişiye an-
cak 0.34 otomobil düşüyor.
Bangladeş'i 0.46 ile Kamboçya,
0.63 ile Myanmar (Birmanya)
izliyor. Avrupa'da bu konuda
en kötü durumda olan ülkeler
ise Arnavutluk ile Türkiye. Kişi
başma düşen otomobil bakımı-
ndan dünyada en kötü durum-
da olan ülkelerden Arnavut-
luk'ta bin kişiye 1.06, Türkiye'-
de bin kişiye- 28.78 otomobil
düşüyor. Türkiye, bu oranla,
değerlendirmeye alınan 204
yan bağunlı, bağımsız devlet,
bölge ve koloni araanda bin ki-
şiye düşen otomobil sayısı acısı-
ndan ancak 114. olabildi.
Değerlendirmeye alınan 204
ülkede nüfusa göre otomobil
sayısında ilk sırayı Norfolk
adası abyor. Okyanusya'da
Avustralya'ya bağh bir ada
olan ve nüfusu bin 900 olan
Norfolk'da 1805 otomobil var.
KONUK YAZAR
Vergide
ceza
devede
kulak
ANKARA (ANKA)-
Maliye'nin Türkiye genelinde
yaptırdığı "yaygın ve yoğun
vergi denetimlerinde"
havanda su dövüldü.
MabyeveGümrük
BakanLğı 'ndan ediniJen
verilere göre 1991 yıhnda,
714'ü vergi kontrol memuru,
dört bin 318'i yoklama
memuru, 10 bin 22'si de
yoklama yetkisi verilen
memur olmak üzere toplam 15
bin 54memuryaygın ve yoğun
vergi denetimi yaptı. Daha
çok işyerlerine giderek
denetim yapan bu elemanlar,
1991 yıhnda toplam beş
milyon 352 bin işyerini
denetlediler ve 603 bin 643
ceza tutanağı düzenlediler.
Vergi kayıp ve kaçağının
yüksek olduğu bilınen
Türkıye'de bu denetimler
sonucu sadece 75.5 milyar
liralık ceza verildi. Başka bir
ifadeyle denetime katılan
memur başına mükelleflere
ortalama 5 milyon lira ceza
verilmiş oldu.
Denetimlere katılan memurlar
1990 yılında 1991 'e göre daha
başarüı bir sonuç elde
etmişlerdi. 1990 yılında
denetime katılan 16 bin 756
memur 5 milyon 867 bin
mükellefı denetlemiş ve 682
bin 695 cezah tutanaik
düzenkyerek 87.1 milyar lira
ceza kesmışti.
DÜŞÜNCEL
SALÎHN.NEFTÇİ
BrNeden
İçin Yeni
Olumlu yönleri yanında, ciddi riskleri de beraberinde
getiren bir gelişmeden söz etmek istiyorum.
Geçen haftalarda Hazine ilk defa olarak, uluslararası
bono piyasalanndan borç aldı. New York piyasasında 250
milyon dolar topladı.
"Olağan bir operasyon" diye düşünülebilir.
Değil. Alınan büyük riski basite indirgeyerek açıkla-
maya calışacağım.
Uluslararası piyasalardan çeşitli şekillerde kredi aiabilt-
yorsunuz. Bir kere, Dünya Bankası, IMF gibi kurumlara
veya doğrudan devletlere başvurmanız mümkün. Burada
piyasa kuralları tam olarak işlemiyor. Politik nedenler de
önemli.
| Bir diğer çesit krediyi yabancı bankalardan alabiliyorso-
nuz.
Türkiye şimdiye kadar defalarca bu yolları denemişti.
Hiçbir garanti almadan uluslararası bono piyasalarına
ise ilk defa geçen haftalarda çıkıldı.
Uluslararası bono piyasalanna çıkmak kolay değil.
Çünkü, düşünün bir kere, yabancı yatırımcı, iyi tanı-
madığı bir ülkenin bonosunu alma durumunda. Fazla bir
garantisi yok.
Ya o ülke bir döviz krizine girer de parayı geri ödeye-
mezse?
Işte bu nedenle piyasalarda şöyle birsistem gelişmiş:
Kredi ajansları adı verilen şirketter ortaya çıkmış. Ulus-
lararası bono piyasalarına çıkan ülkelerin kredi itibannı
inceleyip onlara bir güvenilirlik notu veriyorlar. Buna "ra-
ting" deniyor.
'Rating'i alınca belli bir kredi sınıfına dahil oluyorsunuz.
(Eğer devlet kendisine verilen 'rating'i beğenmezse, yayı-
mlanmamasını isteme hakkı var. Ama eğer bono satmak
istiyorsanız, bu notu yayımlatmak zorundasınız.)
Rating veren iki önemli kuruluş var. Bunlardan birisi
Moody's, diğeri Standard and Poor's.
Moody's şirketine göre en yüksek not Aaa. En güvenilir
kurumlara veriliyor. Daha sonra Aa1, Aa2, Aa3, A1, A2, A3
geliyor. Bunlan Baa1, Baa2, Baa3 izliyor. Buraya kadar ki
ratinglere sahip bonolara "yatrım kalitesinde" (ınvest-
ment grade) deniliyor.
Ama sınır Baa3...
Bunun altında bir "rating" alırsanız bononuz, "speküla-
tif kalite" sayılıyor. Spekülatf kategori BaVden başlıyor.
Daha sonra Ba2, Ba3, B1, B2, B3, Caa, Ca ve C ile son bu-
luyor.
Işin can alıcı noktasına gelelim:
ABD'de birçok kurumsal yatırımcının portföyünde spe-
külatif kalitedeki kâğıtları tutmaları kanunlarla yasak-
lanmış.
Oysa geçen haftalarda New York'ta satlan Hazine •
kâgıtlanna Standart and Poors tarafından BBB notu veril-
miş.
Bu "yatınm kalitesinde" sayılan bir rating. Olumlu bir
gelişme.
Ama aynı zamanda, BBB 'rating'i spekülatif kalitenin de
tam sınırında.
Hazineye verilen not bir azalırsa, bonolar "spekülatif
kategoriye" düşecek. Çoğu kurumsal yatırımct bu bono-
ları elden çıkarmak zorunda kalacak. Zarar edeeek.
ABD kanunları böyle...
"Yatınm kalitesinde" olma özelliğini bir kere kaybedin-
ce geri almak çok zor. Uluslararası piyasalarda birçok
yanrımcıya önemli zararlar verdirmiş oluyorsunuz. Bunu
kolay unutmuyorlar.
Üstelik, ekonomide yanlış kararlar aldığınız takdirde,
Standard and Poor's, ratinginizi bir andadüşürebiliyor.
Dikkatli hareket edilmezse Türkiye, son yıllarda yüksek
bedel ödeyerek kazanmış olduğu bir şeyi kaybedecek.
Bonolan dış piyasalarda "yatırım kalitesinde" olma özelli-
ğini yitirecek.
Yabancı sermaye ürkütülecek. Döviz piyasası etkile-
necek.
Nevv York'ta konuştuğum bir 'bono trader'i bana şöyle
dedi:
"Türkiye çok riskli bir işe girişti, ama bir bak/ma da iyi
oldu. Hükümet, kredi itibarının bıçak sırtında olduğunu bi-
lirse, o zaman mali disiplini korumak için eskisinden de
daha çok gayret gösterecektir. Aldıklan bu risk onları daha
da dikkatli davranmaya zorlayacaktır."
Bu mantığın doğru çıkması için kamuoyunun bu konuda
çok duyarlı olması gerekiyor.
Yerel yönetimler yeterince denetlenîyor mu?
Pıtrf. Dr. SOLMAZ D. AYARSLAN
• Marmara Üniversitesi Çağdaş
İşletmecüik Bölümü Öğretim Görevlisi
Yerel yönetimlerin politik içerikli olarak
merkezi hükümetler veya parti örgütleri ta-
rafından kontrol edilmeleri gerçekten mah-
zurludur. Harcama yöntemlerini düzenleven
ihaleler kanunu ve ödeme metotlannı tesbit
eden bazı yönetmelikler hancinde yerel yö-
netimlerin seçmenler veya devlet tarafından
denetlenmesi mümkün olamamaktadır. ör-
neğin bordür ve kaldınm taşlannın ısrarla ve
defalarca yenilemesi, belli yöre, dini inanış
veya politik görüşe sahip çok fazla sayıda
personelin işe almarak yerel yönetim veya
çok uzun süre vardır.
Bu süre zarfmda da
beldenin ve ülkenin
ekonomik kaynaklan ;l;
israf edilmektedir.
Belediye gelirlerini^
1580, 2464, 2380 v e | '
3030 sayılı kanunlarg
tanzim etmektedir.
Bu kanunlar merkezi
hükümetin vergi ge-
lirlerinden bir kısmı-
nın nüfus vs gibi belli
kriterlere göre yerel
yönetimlere dağıtıl-
masını garanti altına
uf~.,—j . r. :.J
. s ' masını garanti aıuna
BjT kadrolannm şışınlmesı onknememek- a l m ı ş t ı r
6
D e v
ı e t b u
tedir.
Trilyonluk yerel yönetim bütçeleri beledi-
ye meclislerinde projelerin tophıma faydala-
n veya öncelikleri hakkında idareyi elinde
bulunduran politik grup ve>a muhalefet ta-
rafından hemen hemen hiç bir görüş beyan
edilmeden ve hiç bir detaya inilmeksizin bir
iki politik içerikli konuşmadan sonra beledi-
ye meclislerinçe kabul edilmektedir. Bu da
Belediye meclislerinin poliük ve mali dene-
ödemelerini aksatma-
dan yapmıstır ve yap-
maktadır.
Devletin vergi tah-
silatindaki artış enf-
lasyonunun üstünde olduğu için belediyelere
ödenen vergi paylan da enflasyondan daha
fazla olmuştur. Dolayısıyla yerel yönetimle-
re yapüan ödemelerin kısılması diye bir so-
ne
•Bir taraftan mali sıkıntılardan şikayet ederken diğer
getire- taraftan aynı bordürü yılda iki kere yenileyen, kaldınm
f - ^ i n m
rengini bir kaç katma çıkaran veya aynı yolu üç
tedir. Bu kere tanam edip asfaltlayan yerel yönetimler bir şekil-
dunım ye- de seçmenlerin fınansal denetimi altına alınmalıdır.
rel yone-
timlerde katılımalık ve derookrasi prensip-
lerine aykın düşmektedir.
Yerel yönetimlerin seçimle iş başına gel-
meleri onlann her türlü denetimden uzak ol-
duğu anlamına glernez ve gebnemelidir de.
Katılımcı demokrasilerde yerel yönetimler
hem mali ve hem de politik yönden devamlı
olarak seçmenlerinin denetimi altındadır.
Yerel yönetimlerin politik ve mali denetim-
leri için bir seçimden öbür secime kadar bek-
lenilmemelidir. tki seçim arasmda 5 yıl gibi
run mevcut degiklir ve olmamıştır da. Yerel
yönetimlerin devamlı olarak parasızlıktan
yakınmalan kendilerine tahsis edilmiş olan
kaynaklann azalmasından kaynaklanma-
maktadır.
Bir taraftan mali sıkıntılardan şikayet
ederken diğer taraftan aynı bordürü yıl<da iki
kere yenileyen, kaldınm taşının rengini bir
kaç kaüna çıkaran veya aynı yolu üç kere
tanzim edip asfaltlayan yerel yönetimler bir
şekilde seçmenlerin fınansal denetimi altına
alınmalıdır. Batıda geliştirilen demokratik
katılımcı yöntemler yerel yönetimlerimizde
de uygulanmalıdır. Katılımcı demokrasiler-
de yerel yönetimin fınansal denetimi yerel
bütçenin içeriği bütce Meclise sevk edilme-
den önce başına ve basın kanalıyla seçmenle-
re açıklanması ile başlar. Televizyon, yazılı
basın ve diğer iletişim organlan ile belediye
meclisi üyeleri seçim bölgelerindeki seçmen-
lerine bütçenin içeriğini izah eder ve onlann
görüşlerini alır. Aynca bütçe üzerinde seç-
menlerin ve seçmenleri temsil eden politik,
kültürel, sosyal ve diğer grupların bütçeye
katılırnı sağlanır. Ülkemızde maalesef bu
yöntemler tatbik edilmemektedir. Batıdan
devamlı olarak örnekler veren yerel yöneti-
cüerimiz Batı'nın bu geleneklerine hiç değin-
memektedırler.
Katılıma demokrasilerde yatınm projeleri
önce halka ve onu temsil etmek durumunda
olan cemiyet ve organizasyonlann bilgisine
sunulmakta ve görüşleri alınmaktadır. Bu-
nunla da yetinılmeyerek projeler halkın
onayına sunulmak-
tadır. Halkın oylan ile
kabul ettiği projeler
tatbikata konulmakta-
dır. Ülkemiz yerel yö-
netimleri de aynı pren-
sipleri kabul etmeh'dir.
f^v Neticede bu projele-
r i rin bedelini vergileri ile
ödeyecek belde insan-
lannm bu projelerin
yapılıp yapılmaması
ve önceÛkleri hakkı-
nda söz sahibi ol-
malıdır. örneğin çöp,
metro, hızlı tramyay
veya tüp geçit prpjesi,
üçüncü köprünün
yapımı. Kaldınm taş-
lannın yenilenmesi, şe-
hir içinde yapılacak
yollar, su tesisatırun ve
kanalizasyonun yeni-
lenmesi konulannda seçmenlerin mutlaka gö-
rüşleri ve onayı alınmalıdır. Ancak seçmenin
yerel yönetimler üzerindeki doğrudan deneti-
mi sayesinde yukanda bahsedilen israflar bile
• Katılıma demokrasilerde yatınm projeleri önce hal-
ka ve onu temsil etmek durumunda olan cemiyet ve or-
ganizasyonlann bilgisine sunulmakta ve görüşleri alı-
nmaktadır. Bununla da yetinilmeyerek projeler halkın
onayına sunulmaktadır.
önlenecektir.
Yerel yönetimlerin politik ve maii idaresini
ayn ayn üniteler yüklenmebdir. Politik bölüm
kararlan verip uygulanmaya koydurmalı.
Uygulamanın usulüne göre yapıldığını tesbit
eden bağımsız mali bölüm ödemeyi yap-
mahdır. Yerel yönetimlerin mali kontrolün-
den sorumlu bir mali kontrolörü olmalıdır.
Bu sistemde seçimle iş başına gelmiş bir bele-
diye başkanını yine aynı seçmenlerin oyu ile ış
başına gelmiş bir kontrolör vekadrosu denet-
lemelidir. Ancak böyle bir denetleme sistemi
ile yukanda bahsi geçen aksaklıklar giderile-
bilecektir. Bu kontrolör de belediye baskanı
gibi seçimle iş başma gelmelidir. Kontrolör
kendı seçimini garantilemek için halkın çıkar-
lannı korumak ihtıyacını duyacak ve gerekti-
ğinde başkana karşı bir tutum almaktan çe-
kinmeyecektir.
Seçmenlerin yerel yöneticiler üzerinde po-
litik kontroUeri de yoktur. Oysa katılıma de-
mokrasilerde seçrnen seçim sonrasında da po-
litik liderler üzerindeki kontrolünü devam et-
tiımektedir. örneğin seçimle iş başına gelen
politikacı seçim arasındaki vaatlerini yerine
getirmiyor veya seçmenlerinin menfaatleri
aleyhine icraatlarda bulunuyorsa politikaayı
görevden almak için bir sonraki secime kadar
beklenmemektedir.
Seçmenler bir belediye başkanını sevme-
mek veya onun icraatını pasif olarak onayla-
mamakla kalmamaktadırlar. Politikacılann
iş başından uzaklaştınlması için derhal giri-
şimde bulunabiliyorlar.
Liderden memnun olmayan seçmenler
bir dilekçeyi imzalayarak tatminsizlikle-
rini ifade etmektedirler. Imza sayısının seç-
menlerin belli yüzdesine erişmesi hahnde o
bölgede yeni-
den seçim
yapılabilrnek-
tedir. Ülke-
mizde de böy-
le bir yöneti-
min geliştiril-
— — ^ ^ ı — — — — — ^ mesi gerek-
mektedir.
Diğer katılıma demokrasilerde olduğu gibi
ülkemizde de yöre halkmın yerel yönetim üze-
nnde politik ve mali kontrolünü sağlayacak
yeni yöntemlerin geliştirilmesi gerekmektedir.
Mevcut olan denetim sistemleri işlevlerini yi-
tirmiştir. Çalışmamaktadır. Değişik denetim
sistemleri ortaya atıhp geliştirilerek Anayasa
ve yerel yönetim kanunlannda da gerekli de-
ğişiklikler yapılarak bu denetim mekânizması
en kısa zamanda oluştumlmalıdır.