Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
<%Z TEMMUZ1992 PAZARTESİ CUMHURİYET
os-
ko-
Moskova'da yoksıülara yarclurt1
,
va'da birkaç gnn önce "Bagış Haftası" başlatıldı. Bağış Haf-
tası süresince Moskova sokaklannda Batılı ülkelerden gön-
derilen elden diişme giysiler yok pahasına flyatlara yoksulla-
ra satıüyor. (Fotoğraf: REUTER)
Trafîk
kazaları
Haber Merkezi - Yurdun çe-
şıtlı >erlerinde dün meydana
gelen trafık kazalannda İ1 kişi
öldü, 34 kişi de yaralandı.
Bursa-Yenişehir karayolunda
minibüs ile traktörün çarptş-
ması sonucu Mehmei Mutlu,
Mustafa Turan. İsmail Yavuz.
Şerafettin Yaman ve İsmail Bi-
çer yaşamlannı yitirirken, ka-
zada yaralanan 23 kişi Yenişe-
hir ve Bursa'daki çeşitli hasta-
nelerde tedavi altmra alındılar.
Orhangazi'deki kazada Ömer
Demir adındaki bir çocuk mo-
tosikletin çarpmasıyla olay ye-
rinde ölürken, motosiklet süru-
cüsü gözaltma alındı.
Vatanlarına dönen Afganlılar ba}Ka-
de-
ki otobıis tenninalinde el arabası içinde anne ve babalannı
bekleyen ba çocuklar Pakistan'ın Peşaver kentinde bir miil-
teci kampında doğdular. Bebeklik ve ilk çocukluk yıllannı
mülteci kampında geçiren bu küçükler, daha sonra BM Miil-
teci Yüksek Komiserliği'nin yardunıyla anneieri ve babalanyla
birlikte tilkelerine döndüler. (Fotoğraf: REUTER)
Aktuna'nın
ziyareti
İstanbul Haber Servisi -Sağ-
lık Bakanı Yıldınm Aktuna,
"Yüksek Tansiyon ve Sağhğj-
nız Kampanyası" kapsamın-
da, önceki gün sağlık tarama
otobüsünü zjyaret etti.
Hipertansiyon ve Ateroske-
leroz Derneği ile Pfızer İlaçlan
A.Ş'nin ortaklaşa düzenlediği
kampanya kapsamında 29 ha-
zıran-10 temmuz tarihleri ara-
sında. Cağaloğlu, Taksim,
Aksaray. Bakırköy. Beşiktaş.
Üsküdar ve Kadıköy'de ücret-
siz yüksek tansiyon ve damar
sertliği taraması yapan otobü-
sü. gezen Yıldınm Aktuna,
Pfizer İlaçlan A.Ş. GenelMü
dürii Alev Sonat'tan bilgı aldı.
SAYFA
17
r
Açıkhava'da
'konuşan kafa'
Talking Heads
(Konuşan kafalar)
efsanesinin yaratnsı
DavidBymedün
gece Açıkhava
Tiyatrasu'nda
\erdiği konserle
•AJDSTesavaşm
tumesini baş&tn.
Naklaşıkdörtbin
ha\ranuım karştsma
inki grubundan
yoksun olarak çılun
Bvme, suıduğu
parçalaria
ideyentere
unutuimaz
dakJkalaryaşattL
(Foioğraf'İBRAHİM
GÜNEL)
HABERLEREV DEVAMI
OLAYLAB1N
ARDENDAKI
GERÇEK
• Baftarafi l. Sayfada
göz" ile iki ciltlık "Ortaoyu-
nu"ardından "Halk Şürinde Üç
Büyükler" daha sonra "Divan
Şürinde Üç Büyükler"i yayım-
ladı. Bu araştırma ve inceleme-
lerin de ardmdan denemelerini
kitaphklanmıza armağan etti.
Kendi kösesinde, gürültüsüz,
sessiz sedasız. reklamsız, yalmz
üreterek yaşayan bu değerli in-
sarun kişiliği topluma örnek ola-
cak niteliktedir; Türk dilinin en
özenli, btiinçli, değerli kalemle-
rinden biridir.
Cevdet Kudret, divan edebi-
yatını, halk edebiyatını ve çağ-
daş edebiyatımm kavrayan bir
butünlük içinde, kültür hayatı-
mıza unutuimaz katkılar yapa-
rak 20'inci yüzyılı kat etti; doğ-
ru bildiğiyolda bilinçle yürüdü,
86 yaşında gözlerini kapadı.
Bu değerli insan Yunus'un iki
dizesini severdi "Bizdünyadan
gider olduk / Kalanlara selam
olsun."
Bugün son yolculuğunda, bu
değerli sanat ve kültür adamına
güle güle diyoruz. Böyle birya-
şam her insana nasip olmaz.' ge-
lecek kuşaklara bir kitaphk bı-
rakarak kalanlara selam etmek,
herkesin üstesinden gelebileceği
bir iş değildir.
Cevdet Kudret'i saygıyla
uğurluyoruz. • • •
Gundem
Gazete
çalışanlanna
polis dayağı
Haber Merkezi - Gündem Ga-
zetesi aracının durdurularak
görevliierinin polislerce dövül-
düğü bildirildi.
Gündem Gazetesi'nden dün
'yapılan basın açıklamasına gö-
Te, gazetenin Ankara taşra bas-
^fcısı için hazırlanan montaj ka-
lıplannı İncirli'deki matbaaya
götüren araç resmi polislerce
'durduruldu. Yapılan kimlik
"kontrolünden sonra resmi po-
'lisler, araç sürücüsü Gökhan
Kürüm ve baskı sorumlusu Ca-
fer Yıldız'a 'geçebilirsiniz' de-
dikleri halde aynı noktada
' bulunan siyah yelekli özel tim
' mensubu 3 sivil polis araan ön
. camında bulunan 'Gündem ba-
"-sın aracı' yazısını göriince araç-
' ta bulunanlan indirerek arama
'"yapmaya başladılar.
Araç sürücüsü Gökhan Kü-
rüm'e 'Sen Diyarbakırüsın de-
ğil mi?' diye soran sivil polisler
'Elaağlıyım' yanıtı alınca küfür
ederek tekme ve yumruklarla
görevlileri dövdüler. Görev
otosunu da arayan sivil polisler
araçta bulunan gazetenin dün-
kü sayılannı yırttılar.
Çetin:
'Kürtlerin
PKK üe
ilişkisi yok'
AÎİNA (AA) - Dışişleri Ba-
kanı Hikmet Çetin, normal Kürt
halkının bölücü terör örgüttl
PKK ile bir ilgisi bulunmadığı-
nı, bu iki unsurun birbiriyle ka-
nştınlmaması gerektiğini söyle-
di.
Atina Haber Ajansı'nın
(ANA) Viyana çıkışh haberine
göre Dışişleri Bakanı Çetin,
Avusturya'da yayımlanan "Dk
Presse" gazetesinde vayımlanan
demecinde, Güneydoğu'daki ça-
tısmalann TürkiyVnin dünyada
sadece üç ülke ile ilişkilerini et-
' kilediğini ifade ederek bu ülke-
lerin Avusturya, Almanya ve
Norveç olduklannı söyledi.
"Normal Kürt halkı, terönst
PKK ile kanştınlmamalıdır.
Kürt halkı ile binlerce yıldır bir-
likte yaşıyoruz. Kürt halkına
karşı mücadele verdiğimizi söy-
lemek hatadır" diyen Dışişleri
Bakanı Çetin, Ayusturya'nın
PKK konusundaki tutumunu
eleştirdi.
GUN< CÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
yanılgının payı büyük olabiliyor.
Zaten, kimileri, sorunların özüne bakacağı yerde, çıplak
yüzüyle ilgileniyor. Örneğin, Cavit Çağlar tartışmalarına
birden ve doğrudan giren Başbakan Demirel, olayla ilgili
görüşlerini anlatıyor, anlatıyor ve sözlerinin bir yerinde,
"Arkasında başka şeyler var" diyor.
Çağlar olayının arkasındaki "başka şeyler" nedir veya
ne değildir? Bu aşamada, bu soruları Başbakan'dan baş-
ka yanıtlayacak yetkili, etkili ya da etkisiz yetkısiz kişi bulu-
nabilir mi? Ama, Başbakan da, kuşkuları kışkırtacak bir
cümlenin arkasını getirmiyor. Başka şeyler var, deyip, su-
suyor.
Yukarıdan kurtulmadıkça
Yaşanan olaylara yüzeysel bakanlara, olayın Özünü
anlatamayanlardan biri, kuşkusuz başta geleni, Mesut
Yılmaz!
Konuşmak istese, konuşabilir mi? Tö ile partisi ve ken-
disi ile ilgili sorunları, çok açık seçim anlatabilmeye he-
veslense, yapabilir mi? Konuşamıyor, yapamıyor.Oysa,
Tö sorununu çözmedikçe ya da Tö'yü hem partisinde
hem de kamuoyunda aşmadıkça. ANAP liderınin rahat yü-
zü görmeyeceğini, ağzının tadıyla genel başkanlık yapa-
mayacağını, yakını uzağı herkes biliyor.
Yılmaz, muhalefete düştükten sonra yurtiçi gezilerin-
den başkente dönüşünde TO'yü karşılamamış, haydi
başına yeni bir sorun. Gün geçmiyor; Köşk'ün kapısmda
el pertce divan duran, adı muhafazakâr, aslında partiye ele
geçırip, eski koltuklarını muhafaza etmeye azmetmiş
olanlann ya demeçleri ya da Köşk'e çıkışları ile ilgili bir
haber yayımlanmasın.
TO ve yakın çevresi, alttan alta Mesut'la parti yönetile-
meyeceğini, muhalefet yapılamaycağını yayıyor. Iktidarın
saldırılarına karşı, Yılmaz'ın TÖ'yü yeterince savunamadı-
ğı öne sürülüyor.
Huşnü Doğan, Mehmet Keçeciler ve birader Yusuf Boz-
kurt Özal, başkenti onurlandıran TO'yü gelir gelmez Çan-
kaya'da ziyaret ettikten sonra, geniş bir açıklama yapmı-
yorlar. Söyledikleri tek cümle anlamlı.
Türkiye'nin içinde bulunduğu çıkmazda TÖ'ye herkesin
ihtiyacı varmış. Tabii bu sav, örneğin Hüsnü Bey'in kurun-
tusu. "Partinin küçülmesine kesinlikle göz yummayacak-
larmış", bu da önemsenecek ikinci görüş.
Paıiinin küçülmesi? İçinde Hüsnü Doğan'ın bulunduğu
genel merkez yöneticilerinin.demekoluyorki, ANAP'ın gi-
derek büyüdüğü yolundaki ifadeleri, baştan aşağı palavra.
Ya da TÖ, partinin başından ayrılınca, ANAP'ın kişiliğini,
gücünü yitirdiğine, önde giden isimlerin birkezdaha inan-
dıkları bu kısa açıklamayla ortaya çıkıyor.
Ne var ki, Mesut Yılmaz açısından daha önemli bir so-
nuç, giderek belirginleşiyor. Tö, partinin başına gelmedik-
çe, dışarıdan durmadan fetva vererek, devleti olduğu gibi,
parti işlerını de karıştırdıkça, ne Mesut Yılmaz, ne de "6a-
ğımsız hareket etmeye meraklı" başka birisi, ANAP'ı dile-
diği gibi yönetemeyecek.
Kısacası, eli kolu bağlı Mesut Yılmaz, Çankaya etkisin-
den kurtulmadıkça, ne liderliğinin tadına varacak, ne de
varmayı umduğu hedeflere ulaşabilecek.
Yılmaz'a bağlanan umutlara yazık olacak.
Uluslararası
Af Orgütü
Başkanı Öİdü
• Uluslararası AfÖrgü-
tü Başkanı Anette Fis-
her, ltalya'dan Dani-
marka'yadönerken, tra-
fık kazası geçirerek, ha-
yatını kaybetti.
LONDRA (AA) - Uluslarara-
sı Af örgütü Başkanı Anette
Fisher bir otomobil kazasında
öldü. örgütün Londra merke-
zinden yapılan açıklamada,
Anette Fisher'in, kocasıyla bir-
likte tatilde bulunduğu Italya-
dan Danimarka'ya dönerken
aşın yağışlar yüzünden otomo-
bilinin kontrolden çıktığı bildi-
rildi. Floransa yakınlarında
meydana gelen kazada, Bayan
Fisher'in eşi Carl Eli Fisher'in de
öldüğü kaydedildi. Danimarka
vatandaşı olan Anette Fisher,
1986-89 yılları arasında Ulusla-
rarası Af Örgütü'nün Danimar-
ka şubesinin başkanhğını yap-
mış, 1991 yüında da örgütün en
yüksek karar organı olan "Ulus-
lararası Yürütme Komitesi"nin
başkanhğına seçilmişti.
Sıcak bunalttı, deniz can aldı
bu amaçla j ine Saraj burnu'na akın etti. Gün geçtikçe ağız tadıyla denize girilebilecek yerlerin
> ok olduğu İstanbuPda, Saray burnu ve Adalar dolup taşıyor. BoğaziçPnde ise insanlar kaldırı-
ma sereserpe vatıp giineşteniyor. Dar gelirli yurttaşların akın ettiği bu bölgelerdeki kirlilik ise
kimsenin umunında değil. Gihenli denize girilebilecek tatil >örelerine girmek ise birçok insan
için yalnızca hayal. Bodrum yerine Saray burnu, birçok İstanbullunun hâlâ gözdesi. Ancak se-
rinlemek pahalna da patlayabiliyor. Örneğin Şile'de L zunkum me>kiinde İbrahim Kaçar (40)
adlı vatandaş, boğulma tehlikesi geçiren bir kişiye >ardım ederken kendisi boğularak öldü.
Beykoz Küçüksu'da denize giren 20 yaşındaki Cemal Arkansay da çevreden yetişefüerin yardı-
mına rağmen kurtarılamayarak boğuldu. (FOTOĞRAF. ZAFER AKNAR)
Ölüler gönderdiklerinizi yiyemez
• Baştarafi 1. Sayfada
kentle haberleşme amatör telsiz-
cilerin çabalan ile sağlanırken,
ölü ve yaraü sayısı konusunda
kesin bir bilgi edinilemedi.
Dışişleri Bakanı Çetin'in Baş-
bakanlık'a bağh ATA ucağıyla
Helsinki'ye götürdüğü Bosna-
Hersek Cumhurbaşkanı İzzet-
begoviç de Gorajde'ye saldın
haberini Saraybosna'ya dönü-
şünde öğrendi. Çetin ve İzzetbe-
goviç, ATA ucağıyla Helsinki'-
den Hırvatistan'ın baş_kenti
Zagreb'e geçtiler. Çetin ve Izzet-
begoviç buradan yardım malze-
mesi taşıyan bir Kanada askeri
nakliye ucağıyla Saraybosna'ya
gelebildiler.
Çeün ve İzzetbegoviç'i getiren
Kanada uçağı, BM kontrolün-
deki Saraybosna Havaalanı'na
indiği sırada, Banş Gücü askerle-
ri tarafından yoğun güvenlik
önlemleri ahndı. Uzaktan top ve
silah sesleri gelirken, çevresinde
Banş Gücü askerlerince etten du-
var örülen Çetin ve İzzetbego-
viç, BM panzerlerine bindirildi-
ler. Çetin ve İzzetbegoviç'i
götüren panzer ve kariyer kon-
voyu havaalanmdan hareket
ederken, çevrede silah sesleri du-
yuldu. Konvoy, kent merkezin-
deki Başkanlık Sarayı'na güven-
lik nedeniyle, BM tarafından
oluşturulan bir "güvenlik ka-
nab"ndan götürülebildi. Erken
saatlerde, ana yol üzerinde bazı
yerlerde Sırplar tarafından BM
güçlerine bile ateş açıldığı için,
arka yollar tercih edildi.
Çetin, her yanı kapah panzer
içinde yolculuk yaptığı için baş-
kanlık sarayına giderken kentte-
ki yıkımı görernedi. Ancak Çe-
tin, başkardık saraymda İzzet-
begoviç ile bir süre görüştükten
sonra kentin Müslümanlann
kontrolündeki bölgesini gezebil-
di. Başkanhk sarayındaki görüş-
meye. dışişleri yetkilileri ile k-
zetbegoviç'in çaüşma arkadaş-
lan da katıldı. Görüşmede.
İzzetbegoviç ve öteki Bosna-
Hersek yöneticilerinin Çetin'-
den silah istedikleri öğrenildi.
İzzetbegoviç ve arkadaşlannın
îiirplara askeri müdahale karan
alınmaması karşısında hayatta
kalabilmek içjn yapabilecekleri
tek şeyin mücadele oldugunu
vurgulayarak, "Savaşacak ada-
mımız var, ama silahımız yok.
Bize silah verin, bu işi çözelim"
dedikleri belirtildi. Edinilen bil-
giye göre, Çetin, Türkiye'nin is-
tese bile Bosna-Hersek'e silah
iletemeyeceğini belirtti. Görüş-
mede, Türkiye ve Müslüman
ülkelerin finansman sağlaması
ve Bosna-Hersekliler'in silahı
kendilerinin bulması üzerinde
dedurulduğu bildirildi.
Çetin ve izzetbegoviç, silah
sesleri altında yapılan görüşme-
den sonra, Sırp saldınlan sonu-
cu harabeye dönen Bosna-Her-
sek pariamento binası önüne
gittiler. İzzetbegoviç daha sonra
Çetin'e Sırp saldınlannda yıkı-
lan ve içinde 30 kişinin öldüğü
Saraybosna hastanesini göster-
di..
İzzetbegoviç, Çetin'e, Müslü-
manlann yoğun biçimde yaşadı-
ğı ve Osmanlı döneminden ka-
lan camiler ile bedestenlerin
bulunduğu Başçarşı'yı da gez-
dirdi. Elleri silahlı milislerin se-
lamladığı Çetin, bu arada Gala-
tasaray'ın eski futbolculanndan
Hosiç ile karşılaştı. Türkiye 1. li-
gjnde zamanın gol krallığı unva-
nını da elde eden Tank Hosiç,
kendisini tanıttıktan sonra, lo-
kanta açtığjnı ama savaş nede-
niyle çalışmadığını bildirdi.
Hosiç, Çetin'e "Istanbul'da bu-
luşalım." dedi.
Çetin ve izzetbegoviç, çatış-
malarda ölen Müslümanlann
gömüldüğü şehitliği ziyaret etti-
ler. Çetin, Sırp saldınlan sonu-
cunda genç yaşta ölen çok sayı-
da Müslümanın gömüldüğü
mezarlıkta İzzetbegoviç'le bir-
likte dua etti.
Çetin, şehitlik civannda ken-
dilerini merakla izleyen halkla
da sohbet etti. Çetin'in Türk Dı-
şişleri Bakanı oldugunu öğre-
nenler sevinçlerini sergilediler.
Çetin, Saraybosna'nın duru-
munu gördükten sonra yaptığı
değerlendirmede ise Bosna-Her-
sek'te trajik bir insanlık ayıbı
yaşandığmı vurguladı ve "Bura-
lan görmeden durum iyi anlaşıl-
mıyor. Tüm dünya gelsin, bura-
yı görsün ve akan kanı durdur-.
mak için bir an önce harekete
geçsin" dedi. Dikkatleri özellikle
Sırplann kuşatma altına aldık-
lan Gorajde kasabasına çeken
Çetin. askeri müdahale olma-
dan sorunun çözülemeyeceğini
belirtti ve Türkiye'nin yeni giri-
şimlerde bulunacağını açıkladı.
Bosna-Hersek'te yaşanan ola-
yın bir soykınm oldugunu da
anlatan Çetin, Müslüman Boş-
naklara "banş, bağımsızlık ve
demokrasi" diledi.
Suplara karşı ayakta kalma
mücadelesi veren Bosna-Hersek
Cumhurbaşkanı İzzetbegoviç
ise umudunu silah yardımına
bağlamış gözüküyor. Sırplara
askeri müdahaleden umudunu
kesen en azından, "müdahale-
nin kısa sürede olmayacağı an-
laşılıyor" diyen izzetbegoviç.
dünyaya," Bize yiyecek değil, si-
lah gönderin. Insanlanmızın
yaşamak için silaha ihtiyaa var.
Ölüler, gönderdiklerinizi yiye-
mez" çağnsını yapü.
Dışişleri Bakanı Hikmet Çe-
ün, Bosna-Hersekteki Sırp sal-
dınlannın önlenmesi için guc
kullanılması "zorunluluğunun"
ortaya çıktığını bildirdi. Çetin,
ABD Dışişleri Bakanı James
Baker başta olmak üzere, etkili
olabilecek tüm ülkelerin dışişleri
bakanlanr
nezdinde "etkin çö-
züm" bul'unması için girişimde
bulunacağını açıkladı.
Çeün, önceki geceyansı Esen-
boğa Havaalanı'nda yaptığı
açıklamada, Sırp saldınlannın
durdurulması için arzu edilme-
mesine karşın güç kullanma zo-
runluluğunun ortaya çıktığını
vurgulayarak, "BM tarafından
alınacak bir müdahale karann-
da, istek olması durumunda da
gereken her türlü katkıyı yapa-
cağını" söyledi. Çetin, şöyle
konuştu:
"Bosna-Hersek yetkililerine,
dünyaya yeni bircağn yapacagı-
mızı söyledik. Avrupa'nın orta-
sında bu trajedinin devam etme-
si halinde, dünyadaki kuruluşla-
nn ve ilkelerin hiçbir anlamı
kalmayacaktır."
Kudret
• Baftarafi 1. Sayfada
Genel Dahiliye Servisi Kardio-
loji Özel Bölümü'nde tedavi
görüyordu.
Cevdet Kudret. 1974yılında
üç ciltlik Karagöz ve iki ciltlik
Ortaoyunu adlı yapıtlanyla
Türk Dil Kurumu'nun Bilim
Ödülü'ne değer görülmüştü.
Geçen yıl Türk hikâye ve roma-
nının yüz yıllık gelışimini ele
aldığı çalışmasının üçüncü kita-
bı Kalemin Ucu ile Sedat Sima-
vi Edebiyat Ödülü'nü Fethi
Naci'yle paylaşan Cevdet Kud-
ret Kudret, kısa bir süre önce de
Edebiyatçılar Derneği'nin
Onur Ödülü Altın Madalyası'-
nı almıştı.
İstanbul'da
bombalı
geceİstanbul Haber Servisi - "12
Temmuz Operasyonu"nun yıl-
dönümünde İstanbul'da dün de
bombalı bir gece yaşandı.
Bakırköy ve Kartal Rahman-
lar Adlıyesi. Kağıthane Vergi
Daıresi ile Emirgan Karakolu'-
nun yan tarafına kısa aralıklarla
molotofkokteylien atıldı. Kağıt-
hane Vergi Dairesi'nin bahçesin-
de park edilen bir otomobil.
molötofkokteylinin isabet etmesi
yüzünden yandı. Yangın »tfaije
tarafından kısa sürede söndürül-
dü. Önceki günden itibaren alar-
ma geçirilen polis ekiplerinin ça-
lışmalannı İstanbul Emniyet
Müdürü Necdet Menzir, telsiz-
den bizzat yönetti. Saldınlan ga-
zetclcre telefon eden bir kişi Dev-
Sol Silahh Devrimci Birlikleri
adına üstlendi.
İstanbul polisine hareketli sa-
atler yaşatan saldınlar^öyle geliş-
ti:
İkisinin uzun namlulu silah ta-
şıdığı 5 kişi saat 21.30 sıralannda
Fikirtepe, Mandra Caddesi üze-
rindeki bir kahvede bildiri dağıt-
mak istedi. 055'e yapılan ihbar
üzenne olay yerine giden polis,
kaçan şahıslan yakalamak için
çevrede operasyon başlattı.
Saat 21.50 sıralannda Kağıt-
hane Vergi Dairesıne molotof
kokteyli atıldı. Olay sırasında
bahçede park etmiş olarak bulu-
nan bir özel araç isabet alarak
yanmaya başladı. Yangın itfaıye-
nin müdahalcsiyle söndürüldü.
Bundan yaklaşık S dakika
sonra Emirgan Karakolu'nun
yan tarafına aülan molotofkok-
teyli isabet almadı. Sanyer Emni-
yet Amiri Adnan Kaçeroğlu,
Emirgan'daki olay yerine gider-
ken, Maslak ışıklarda makam
otomobiliyle bisikletli bir kişiye
çarptı. Bu şahıs ağır yaralı olarak
Şişli Etfal Hastanesi'ne kaldınldı.
Hastane polisi bisikletli kişinin
kimliğiyle ilgili bilgi vermedi.
Saat 22.15 sıralannda ise kısa
aralıklarla Kartal Rahmanlar ve
Bakırköy adliye binalanna molo-
tofkokteylı auldı.
Gaziosmanpaşa'da bir grup
korsan gösteri yaparken, aynı sa-
atlerde Unkapanı ve Saraçhane
arasındaki Haşim İşcan Parkı'-
nda ise bir başka grup lasuk ya-
karak eylem yaptı.
' Molotofkokteylli saldınlar ve
Gaziosmanpaşa'daki korsan
gösteriyi gazetelere telefon eden
bir kişi "Dev-Sol Silahh Devrim-
ci Birlikleri Bölge Komutanlığı"
adına üstlenerek, "Saldınlan 12
temmuz direnişimizin 1. yıldönü-
mü dolayısıyla gerçekleştirdik.
Mücadelemiz sürecek" dedi.
Sezgin Bükreş'te
Romanya'yla
terör ve
uyuşturucu
görüşmeleri
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - İçişlen Bakanı İsmet
Sezgin. Türkiye'deki terör olay-
larının arkasında yer alan PKK
\c Dcv-Sol örgütlerinin faali-
yctlcrine son verilmesiyle uyuş-
turucu madde kaçakçılığı ko-
nıısunu görüşmek üzcre dün
Romanya"ya gittı.
Sczgın. kendisini davet eden
Romanya İçişleri Bakanı Vıc-
tor Babec ile Türkiye ve Ro-
manya arasında. bu konularda
nısan ayı sonlannda imzalanan
işbirliği anlaşmasının aksayan
yönlerini de gözden geçirerek.
anlaşmada oriaya çıkan aksak-
lıklan gidcrccek.
Romanya'ya gitmek üzere
dün >>aat 15.00"te uçakla baş-
kcni Bükreşe hareket eden Sez-
gin. Jandarma Genel Komuta-
nı Orgeneral Eşref Bitlis,
Emniyet Genel Müdürü Yıl-
maz Ergun. Sahil Güvenlik
Komutanı Tümamiral Ekmel
Totbakan, Dışişleri Bakanlığı
İstihbarat ve Araştırma Daire
Başkanı Cenk Duatepe ile ko-
nuyla ilgili bakanlık uzmanlan-
nı da beraberinde götürdü.
Sezgin, Esenboğa'da gazete-
cilerin sorusu üzerine. "Yaptıgı-
mız güvenlik ve işbirliği anlaşma-
sını izlemek ve aynı doğrultuda
anlaşmalar yapmak üzere bu ül-
keye gidiyoruz" dedi
GOZLEM
UĞURMTJMCU
• Baştarafi 1. Sayfada
da gerekli değişikliklerin yapılacağına söz verdi.
Yapılınca ne olacak?
öğretim üyeleri kendi rektörlerini kendileri belirtemiş
olacaklar. Bu durumda, atanacak rektörler, önümüzdeki
ekim ve kasım ayında değişn'rilecekler.
Boylece, "nöbetçi eczarte" gibi "nöbetçi rektörler" ya-
ratılacak!
Ya da ortaya "mevsimlik rektör" kavramı çıkacak:
"Yazlık rektör-kışhk rektör."
özerklik, üniversite öğretim üyelerinin kendi yöneticileri-
ni kendilerinin belirlemelerini gerektirir. Ancak 1982 Anaya-
sası, bu hakkı elden aldı. Sorun da bu olaydan kaynaklanı-
yor
Öğretim üyelerinin kendi rektörlerini ve dekanlannı ken-
dilerinin seçememeleri ne demektir?
"Sizler, kendi kendinizi yönetemezsiniz" demektir.
12 Eylül'de üniversiteler, "beş generalin velayeti" altına
alınmış ve velayet işlemi anayasa ve YOK Yasası ile bugü-
ne kadar sürdürülmüştür.
Bazı DYP milletvekilleri, 12 Eylül hukukunun bugün de
uygulanmasına bılerek katkıda bulundular. Bu katkıya SHP
milletvekillerinin aymazlıklan da eklenince 12 Eylül ve Doğ-
ramacı cephesi kazandı.
12 Eylül, üniversitelere "Siz kendinizi yönetemezsiniz"
demişti. Üniversite öğretim üyelerinin bir bölümü de kendi-
lerini "mümeyyiz ve reşit olmayan küçük" gibi gören bu
"paşa tasarruflanm" içlerine sindirmişlerdi.
Bir kısmı da gülerek oynayarak rektör ve dekan olmuşlar-
dı.
YÖK Başkanı Prof.Dr. Doğramaa, bir çocuk doktoru ola-
rak, kendi kendilerinı yönetemedikleri kabul edilen üniver-
site öğretim üyelerinin başına geçinlmişti.
12 Eylül generalleri, öğretim üyeterine "Siz kendi kendtni-
ziyönetemezsiniz"^diyor; öğretim üyeleri de "Evetefendim,
biz kendi kendimizi yönetemeyiz" diyerek bu emirlere bo-
yun eğiyorlardı.
Üniversite 12 Eylül sınavından hiç de geçer not almadı.
Bir kısım öğretim üyesi, arkadaşlarını 12 Eylül sıkıyönetim-
lerine ihbar etti. "74027* öğretim üyeleri" MİT ve sıkıyöne-
tim tarafından bu ihbarlara dayanılarak belirlendi.
O günlerde, öğretim üyeleri toplu olarak istifa etselerdl,
hiç olmazsa istifalar, yüzleri, binleri bulsaydı, üniversiteler
böyle kolay teslim olmazdı.
Ne Doğramacı YÖK Başkanı olurdu, ne de bugünkü çeliş-
kileryaşanırdı.
YÖK Başkanı Doğramacı, 6O'lı yıllarda üniversite özerkli-
ğini de az bulur, fakültelerin de üniversitelere karşı özerk
olmalarını isterdi.
Nereden nereye!
Tepkisiz toplumun kaçınılmaz sonuçlanndan biridir bu-
günkü YÖK düzeni.
Demokratik tepkileri zamanında gösteremeyen kişiler,
kurumlar ve toplumlar da bu sonuçlara katlanmak zorunda-
dırlar.
Demokrasiyi yavaş yavaş öğreniyoruz.
Türkiye, "72£y/ü/r»u>fu/cu"nuaşmakzorundadır. 12 Eylül
hukukunu aşmadan, ne sivil toplum kurulur, ne demokrasi.
Üniversite özerk olmadan, TRT özerk olmadan; memur-
lara sendikal haklar verilmeden, grev kısıtlamaları kalkma-
dan ne demokrasi olur, ne serbest piyasa kurulur.
Üniversite öğretim üyelerinin kendi yöneticilerini seçme-
sine izin vermeyen bir düzen nasıl demokratik olur, nasıl?
Bu soruyu bugünkü rektörler ile dekanlara sormak gere-
kir. Evet, önce onlara!
Demirel Özal'ıGAP'a
• Baştarafi /. Sayfada
ayında japılan Karadeniz
Ekonomik İşbirliği toplantı-
sında, ilgili belgeye kimin im-
za atacağı konusunda Cum-
hurbaşkanı Turgut Özal ile
Başbakan Süleyman Demirel
arasında çıkan tartışmanın
önümüzdeki günlerde bir so-
nuca bağlanması bekleniyor.
Demirel. "görüşme ihtiyacın-
da oldugunu" öne sürerek,
Cumhurbaşkanı Özal ile bir
görüşme yapacak. Bu görüş-
mede,, Demirel, Cumhurbaş-
kanı Özal'ı Atatürk Barajı'nda
yapılacak görkemli törene da-
vet edecek. Aynı tarihte Ma-
latya Kayısı Festivali'ne kaü-
lacağı bilinen Cumhurbaşka-
nı Turgut Özal'ın, Demirerin
yapacağı çağnya uyup uyma-
yacağı merak konusu oldu.
Devlet Bakanı Ömer Barutçu.
Başbakan Demirel'in Isparta
gezisi sırasında açılış törenine
30'un üzerinde devlet ve hü-
kümet başkanı çağnldığını.
Cumhurbaşkanı Ozal'ın da
"davetliler arasmda" bulun-
duğunu açıklamıştı. Orta As-
ya Türk cumhuriyetleri devlet
ve hükümet başkanlannın da
davet edildigi 25 temmuz cu-
martesi günü yapılacak açıhş-
la, GAP'm en büyük birimi
olan Atatürk Barajının 1.
ünitesi devreye girecek.
KADINLAR DAYAGA HAYIR!
MOR ÇATI KADIN SIĞINAĞI VAKFI
Dayak yiyen kadınlar evde, karakolda, savcılıkta,
adli tıpta neler yapmalı?..
Öğrenmek için, 9 0 0 9 0 0 3 0 1 'i arayın.
Mor Çatı, dayak yiyen kadınlara
nasıl yardımcı oluyor?.. Mor Çatı'ya nasıl destek
olunabilir?..
Öğrenmek için, 9 0 0 9 0 0 3O2'y> arayın.
ALO
BiLGi
Türkiye'nin heryerinden servislerimizin 1 dakikası 5833 TL'dır.
Ortalama servts sûresi 3-4 dakikadır. Alo Bilgi P.K. 16 Tarabya/lst.
Bu hattın geliri Alo Bilgi tarafından Mor Çatı
Kadın Sığınağı Vakfı'na bağışlanmaktadır.