20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
<%Z TEMMUZ1992 PAZARTESİ CUMHURİYET os- ko- Moskova'da yoksıülara yarclurt1 , va'da birkaç gnn önce "Bagış Haftası" başlatıldı. Bağış Haf- tası süresince Moskova sokaklannda Batılı ülkelerden gön- derilen elden diişme giysiler yok pahasına flyatlara yoksulla- ra satıüyor. (Fotoğraf: REUTER) Trafîk kazaları Haber Merkezi - Yurdun çe- şıtlı >erlerinde dün meydana gelen trafık kazalannda İ1 kişi öldü, 34 kişi de yaralandı. Bursa-Yenişehir karayolunda minibüs ile traktörün çarptş- ması sonucu Mehmei Mutlu, Mustafa Turan. İsmail Yavuz. Şerafettin Yaman ve İsmail Bi- çer yaşamlannı yitirirken, ka- zada yaralanan 23 kişi Yenişe- hir ve Bursa'daki çeşitli hasta- nelerde tedavi altmra alındılar. Orhangazi'deki kazada Ömer Demir adındaki bir çocuk mo- tosikletin çarpmasıyla olay ye- rinde ölürken, motosiklet süru- cüsü gözaltma alındı. Vatanlarına dönen Afganlılar ba}Ka- de- ki otobıis tenninalinde el arabası içinde anne ve babalannı bekleyen ba çocuklar Pakistan'ın Peşaver kentinde bir miil- teci kampında doğdular. Bebeklik ve ilk çocukluk yıllannı mülteci kampında geçiren bu küçükler, daha sonra BM Miil- teci Yüksek Komiserliği'nin yardunıyla anneieri ve babalanyla birlikte tilkelerine döndüler. (Fotoğraf: REUTER) Aktuna'nın ziyareti İstanbul Haber Servisi -Sağ- lık Bakanı Yıldınm Aktuna, "Yüksek Tansiyon ve Sağhğj- nız Kampanyası" kapsamın- da, önceki gün sağlık tarama otobüsünü zjyaret etti. Hipertansiyon ve Ateroske- leroz Derneği ile Pfızer İlaçlan A.Ş'nin ortaklaşa düzenlediği kampanya kapsamında 29 ha- zıran-10 temmuz tarihleri ara- sında. Cağaloğlu, Taksim, Aksaray. Bakırköy. Beşiktaş. Üsküdar ve Kadıköy'de ücret- siz yüksek tansiyon ve damar sertliği taraması yapan otobü- sü. gezen Yıldınm Aktuna, Pfizer İlaçlan A.Ş. GenelMü dürii Alev Sonat'tan bilgı aldı. SAYFA 17 r Açıkhava'da 'konuşan kafa' Talking Heads (Konuşan kafalar) efsanesinin yaratnsı DavidBymedün gece Açıkhava Tiyatrasu'nda \erdiği konserle •AJDSTesavaşm tumesini baş&tn. Naklaşıkdörtbin ha\ranuım karştsma inki grubundan yoksun olarak çılun Bvme, suıduğu parçalaria ideyentere unutuimaz dakJkalaryaşattL (Foioğraf'İBRAHİM GÜNEL) HABERLEREV DEVAMI OLAYLAB1N ARDENDAKI GERÇEK • Baftarafi l. Sayfada göz" ile iki ciltlık "Ortaoyu- nu"ardından "Halk Şürinde Üç Büyükler" daha sonra "Divan Şürinde Üç Büyükler"i yayım- ladı. Bu araştırma ve inceleme- lerin de ardmdan denemelerini kitaphklanmıza armağan etti. Kendi kösesinde, gürültüsüz, sessiz sedasız. reklamsız, yalmz üreterek yaşayan bu değerli in- sarun kişiliği topluma örnek ola- cak niteliktedir; Türk dilinin en özenli, btiinçli, değerli kalemle- rinden biridir. Cevdet Kudret, divan edebi- yatını, halk edebiyatını ve çağ- daş edebiyatımm kavrayan bir butünlük içinde, kültür hayatı- mıza unutuimaz katkılar yapa- rak 20'inci yüzyılı kat etti; doğ- ru bildiğiyolda bilinçle yürüdü, 86 yaşında gözlerini kapadı. Bu değerli insan Yunus'un iki dizesini severdi "Bizdünyadan gider olduk / Kalanlara selam olsun." Bugün son yolculuğunda, bu değerli sanat ve kültür adamına güle güle diyoruz. Böyle birya- şam her insana nasip olmaz.' ge- lecek kuşaklara bir kitaphk bı- rakarak kalanlara selam etmek, herkesin üstesinden gelebileceği bir iş değildir. Cevdet Kudret'i saygıyla uğurluyoruz. • • • Gundem Gazete çalışanlanna polis dayağı Haber Merkezi - Gündem Ga- zetesi aracının durdurularak görevliierinin polislerce dövül- düğü bildirildi. Gündem Gazetesi'nden dün 'yapılan basın açıklamasına gö- Te, gazetenin Ankara taşra bas- ^fcısı için hazırlanan montaj ka- lıplannı İncirli'deki matbaaya götüren araç resmi polislerce 'durduruldu. Yapılan kimlik "kontrolünden sonra resmi po- 'lisler, araç sürücüsü Gökhan Kürüm ve baskı sorumlusu Ca- fer Yıldız'a 'geçebilirsiniz' de- dikleri halde aynı noktada ' bulunan siyah yelekli özel tim ' mensubu 3 sivil polis araan ön . camında bulunan 'Gündem ba- "-sın aracı' yazısını göriince araç- ' ta bulunanlan indirerek arama '"yapmaya başladılar. Araç sürücüsü Gökhan Kü- rüm'e 'Sen Diyarbakırüsın de- ğil mi?' diye soran sivil polisler 'Elaağlıyım' yanıtı alınca küfür ederek tekme ve yumruklarla görevlileri dövdüler. Görev otosunu da arayan sivil polisler araçta bulunan gazetenin dün- kü sayılannı yırttılar. Çetin: 'Kürtlerin PKK üe ilişkisi yok' AÎİNA (AA) - Dışişleri Ba- kanı Hikmet Çetin, normal Kürt halkının bölücü terör örgüttl PKK ile bir ilgisi bulunmadığı- nı, bu iki unsurun birbiriyle ka- nştınlmaması gerektiğini söyle- di. Atina Haber Ajansı'nın (ANA) Viyana çıkışh haberine göre Dışişleri Bakanı Çetin, Avusturya'da yayımlanan "Dk Presse" gazetesinde vayımlanan demecinde, Güneydoğu'daki ça- tısmalann TürkiyVnin dünyada sadece üç ülke ile ilişkilerini et- ' kilediğini ifade ederek bu ülke- lerin Avusturya, Almanya ve Norveç olduklannı söyledi. "Normal Kürt halkı, terönst PKK ile kanştınlmamalıdır. Kürt halkı ile binlerce yıldır bir- likte yaşıyoruz. Kürt halkına karşı mücadele verdiğimizi söy- lemek hatadır" diyen Dışişleri Bakanı Çetin, Ayusturya'nın PKK konusundaki tutumunu eleştirdi. GUN< CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada yanılgının payı büyük olabiliyor. Zaten, kimileri, sorunların özüne bakacağı yerde, çıplak yüzüyle ilgileniyor. Örneğin, Cavit Çağlar tartışmalarına birden ve doğrudan giren Başbakan Demirel, olayla ilgili görüşlerini anlatıyor, anlatıyor ve sözlerinin bir yerinde, "Arkasında başka şeyler var" diyor. Çağlar olayının arkasındaki "başka şeyler" nedir veya ne değildir? Bu aşamada, bu soruları Başbakan'dan baş- ka yanıtlayacak yetkili, etkili ya da etkisiz yetkısiz kişi bulu- nabilir mi? Ama, Başbakan da, kuşkuları kışkırtacak bir cümlenin arkasını getirmiyor. Başka şeyler var, deyip, su- suyor. Yukarıdan kurtulmadıkça Yaşanan olaylara yüzeysel bakanlara, olayın Özünü anlatamayanlardan biri, kuşkusuz başta geleni, Mesut Yılmaz! Konuşmak istese, konuşabilir mi? Tö ile partisi ve ken- disi ile ilgili sorunları, çok açık seçim anlatabilmeye he- veslense, yapabilir mi? Konuşamıyor, yapamıyor.Oysa, Tö sorununu çözmedikçe ya da Tö'yü hem partisinde hem de kamuoyunda aşmadıkça. ANAP liderınin rahat yü- zü görmeyeceğini, ağzının tadıyla genel başkanlık yapa- mayacağını, yakını uzağı herkes biliyor. Yılmaz, muhalefete düştükten sonra yurtiçi gezilerin- den başkente dönüşünde TO'yü karşılamamış, haydi başına yeni bir sorun. Gün geçmiyor; Köşk'ün kapısmda el pertce divan duran, adı muhafazakâr, aslında partiye ele geçırip, eski koltuklarını muhafaza etmeye azmetmiş olanlann ya demeçleri ya da Köşk'e çıkışları ile ilgili bir haber yayımlanmasın. TO ve yakın çevresi, alttan alta Mesut'la parti yönetile- meyeceğini, muhalefet yapılamaycağını yayıyor. Iktidarın saldırılarına karşı, Yılmaz'ın TÖ'yü yeterince savunamadı- ğı öne sürülüyor. Huşnü Doğan, Mehmet Keçeciler ve birader Yusuf Boz- kurt Özal, başkenti onurlandıran TO'yü gelir gelmez Çan- kaya'da ziyaret ettikten sonra, geniş bir açıklama yapmı- yorlar. Söyledikleri tek cümle anlamlı. Türkiye'nin içinde bulunduğu çıkmazda TÖ'ye herkesin ihtiyacı varmış. Tabii bu sav, örneğin Hüsnü Bey'in kurun- tusu. "Partinin küçülmesine kesinlikle göz yummayacak- larmış", bu da önemsenecek ikinci görüş. Paıiinin küçülmesi? İçinde Hüsnü Doğan'ın bulunduğu genel merkez yöneticilerinin.demekoluyorki, ANAP'ın gi- derek büyüdüğü yolundaki ifadeleri, baştan aşağı palavra. Ya da TÖ, partinin başından ayrılınca, ANAP'ın kişiliğini, gücünü yitirdiğine, önde giden isimlerin birkezdaha inan- dıkları bu kısa açıklamayla ortaya çıkıyor. Ne var ki, Mesut Yılmaz açısından daha önemli bir so- nuç, giderek belirginleşiyor. Tö, partinin başına gelmedik- çe, dışarıdan durmadan fetva vererek, devleti olduğu gibi, parti işlerını de karıştırdıkça, ne Mesut Yılmaz, ne de "6a- ğımsız hareket etmeye meraklı" başka birisi, ANAP'ı dile- diği gibi yönetemeyecek. Kısacası, eli kolu bağlı Mesut Yılmaz, Çankaya etkisin- den kurtulmadıkça, ne liderliğinin tadına varacak, ne de varmayı umduğu hedeflere ulaşabilecek. Yılmaz'a bağlanan umutlara yazık olacak. Uluslararası Af Orgütü Başkanı Öİdü • Uluslararası AfÖrgü- tü Başkanı Anette Fis- her, ltalya'dan Dani- marka'yadönerken, tra- fık kazası geçirerek, ha- yatını kaybetti. LONDRA (AA) - Uluslarara- sı Af örgütü Başkanı Anette Fisher bir otomobil kazasında öldü. örgütün Londra merke- zinden yapılan açıklamada, Anette Fisher'in, kocasıyla bir- likte tatilde bulunduğu Italya- dan Danimarka'ya dönerken aşın yağışlar yüzünden otomo- bilinin kontrolden çıktığı bildi- rildi. Floransa yakınlarında meydana gelen kazada, Bayan Fisher'in eşi Carl Eli Fisher'in de öldüğü kaydedildi. Danimarka vatandaşı olan Anette Fisher, 1986-89 yılları arasında Ulusla- rarası Af Örgütü'nün Danimar- ka şubesinin başkanhğını yap- mış, 1991 yüında da örgütün en yüksek karar organı olan "Ulus- lararası Yürütme Komitesi"nin başkanhğına seçilmişti. Sıcak bunalttı, deniz can aldı bu amaçla j ine Saraj burnu'na akın etti. Gün geçtikçe ağız tadıyla denize girilebilecek yerlerin > ok olduğu İstanbuPda, Saray burnu ve Adalar dolup taşıyor. BoğaziçPnde ise insanlar kaldırı- ma sereserpe vatıp giineşteniyor. Dar gelirli yurttaşların akın ettiği bu bölgelerdeki kirlilik ise kimsenin umunında değil. Gihenli denize girilebilecek tatil >örelerine girmek ise birçok insan için yalnızca hayal. Bodrum yerine Saray burnu, birçok İstanbullunun hâlâ gözdesi. Ancak se- rinlemek pahalna da patlayabiliyor. Örneğin Şile'de L zunkum me>kiinde İbrahim Kaçar (40) adlı vatandaş, boğulma tehlikesi geçiren bir kişiye >ardım ederken kendisi boğularak öldü. Beykoz Küçüksu'da denize giren 20 yaşındaki Cemal Arkansay da çevreden yetişefüerin yardı- mına rağmen kurtarılamayarak boğuldu. (FOTOĞRAF. ZAFER AKNAR) Ölüler gönderdiklerinizi yiyemez • Baştarafi 1. Sayfada kentle haberleşme amatör telsiz- cilerin çabalan ile sağlanırken, ölü ve yaraü sayısı konusunda kesin bir bilgi edinilemedi. Dışişleri Bakanı Çetin'in Baş- bakanlık'a bağh ATA ucağıyla Helsinki'ye götürdüğü Bosna- Hersek Cumhurbaşkanı İzzet- begoviç de Gorajde'ye saldın haberini Saraybosna'ya dönü- şünde öğrendi. Çetin ve İzzetbe- goviç, ATA ucağıyla Helsinki'- den Hırvatistan'ın baş_kenti Zagreb'e geçtiler. Çetin ve Izzet- begoviç buradan yardım malze- mesi taşıyan bir Kanada askeri nakliye ucağıyla Saraybosna'ya gelebildiler. Çeün ve İzzetbegoviç'i getiren Kanada uçağı, BM kontrolün- deki Saraybosna Havaalanı'na indiği sırada, Banş Gücü askerle- ri tarafından yoğun güvenlik önlemleri ahndı. Uzaktan top ve silah sesleri gelirken, çevresinde Banş Gücü askerlerince etten du- var örülen Çetin ve İzzetbego- viç, BM panzerlerine bindirildi- ler. Çetin ve İzzetbegoviç'i götüren panzer ve kariyer kon- voyu havaalanmdan hareket ederken, çevrede silah sesleri du- yuldu. Konvoy, kent merkezin- deki Başkanlık Sarayı'na güven- lik nedeniyle, BM tarafından oluşturulan bir "güvenlik ka- nab"ndan götürülebildi. Erken saatlerde, ana yol üzerinde bazı yerlerde Sırplar tarafından BM güçlerine bile ateş açıldığı için, arka yollar tercih edildi. Çetin, her yanı kapah panzer içinde yolculuk yaptığı için baş- kanlık sarayına giderken kentte- ki yıkımı görernedi. Ancak Çe- tin, başkardık saraymda İzzet- begoviç ile bir süre görüştükten sonra kentin Müslümanlann kontrolündeki bölgesini gezebil- di. Başkanhk sarayındaki görüş- meye. dışişleri yetkilileri ile k- zetbegoviç'in çaüşma arkadaş- lan da katıldı. Görüşmede. İzzetbegoviç ve öteki Bosna- Hersek yöneticilerinin Çetin'- den silah istedikleri öğrenildi. İzzetbegoviç ve arkadaşlannın îiirplara askeri müdahale karan alınmaması karşısında hayatta kalabilmek içjn yapabilecekleri tek şeyin mücadele oldugunu vurgulayarak, "Savaşacak ada- mımız var, ama silahımız yok. Bize silah verin, bu işi çözelim" dedikleri belirtildi. Edinilen bil- giye göre, Çetin, Türkiye'nin is- tese bile Bosna-Hersek'e silah iletemeyeceğini belirtti. Görüş- mede, Türkiye ve Müslüman ülkelerin finansman sağlaması ve Bosna-Hersekliler'in silahı kendilerinin bulması üzerinde dedurulduğu bildirildi. Çetin ve izzetbegoviç, silah sesleri altında yapılan görüşme- den sonra, Sırp saldınlan sonu- cu harabeye dönen Bosna-Her- sek pariamento binası önüne gittiler. İzzetbegoviç daha sonra Çetin'e Sırp saldınlannda yıkı- lan ve içinde 30 kişinin öldüğü Saraybosna hastanesini göster- di.. İzzetbegoviç, Çetin'e, Müslü- manlann yoğun biçimde yaşadı- ğı ve Osmanlı döneminden ka- lan camiler ile bedestenlerin bulunduğu Başçarşı'yı da gez- dirdi. Elleri silahlı milislerin se- lamladığı Çetin, bu arada Gala- tasaray'ın eski futbolculanndan Hosiç ile karşılaştı. Türkiye 1. li- gjnde zamanın gol krallığı unva- nını da elde eden Tank Hosiç, kendisini tanıttıktan sonra, lo- kanta açtığjnı ama savaş nede- niyle çalışmadığını bildirdi. Hosiç, Çetin'e "Istanbul'da bu- luşalım." dedi. Çetin ve izzetbegoviç, çatış- malarda ölen Müslümanlann gömüldüğü şehitliği ziyaret etti- ler. Çetin, Sırp saldınlan sonu- cunda genç yaşta ölen çok sayı- da Müslümanın gömüldüğü mezarlıkta İzzetbegoviç'le bir- likte dua etti. Çetin, şehitlik civannda ken- dilerini merakla izleyen halkla da sohbet etti. Çetin'in Türk Dı- şişleri Bakanı oldugunu öğre- nenler sevinçlerini sergilediler. Çetin, Saraybosna'nın duru- munu gördükten sonra yaptığı değerlendirmede ise Bosna-Her- sek'te trajik bir insanlık ayıbı yaşandığmı vurguladı ve "Bura- lan görmeden durum iyi anlaşıl- mıyor. Tüm dünya gelsin, bura- yı görsün ve akan kanı durdur-. mak için bir an önce harekete geçsin" dedi. Dikkatleri özellikle Sırplann kuşatma altına aldık- lan Gorajde kasabasına çeken Çetin. askeri müdahale olma- dan sorunun çözülemeyeceğini belirtti ve Türkiye'nin yeni giri- şimlerde bulunacağını açıkladı. Bosna-Hersek'te yaşanan ola- yın bir soykınm oldugunu da anlatan Çetin, Müslüman Boş- naklara "banş, bağımsızlık ve demokrasi" diledi. Suplara karşı ayakta kalma mücadelesi veren Bosna-Hersek Cumhurbaşkanı İzzetbegoviç ise umudunu silah yardımına bağlamış gözüküyor. Sırplara askeri müdahaleden umudunu kesen en azından, "müdahale- nin kısa sürede olmayacağı an- laşılıyor" diyen izzetbegoviç. dünyaya," Bize yiyecek değil, si- lah gönderin. Insanlanmızın yaşamak için silaha ihtiyaa var. Ölüler, gönderdiklerinizi yiye- mez" çağnsını yapü. Dışişleri Bakanı Hikmet Çe- ün, Bosna-Hersekteki Sırp sal- dınlannın önlenmesi için guc kullanılması "zorunluluğunun" ortaya çıktığını bildirdi. Çetin, ABD Dışişleri Bakanı James Baker başta olmak üzere, etkili olabilecek tüm ülkelerin dışişleri bakanlanr nezdinde "etkin çö- züm" bul'unması için girişimde bulunacağını açıkladı. Çeün, önceki geceyansı Esen- boğa Havaalanı'nda yaptığı açıklamada, Sırp saldınlannın durdurulması için arzu edilme- mesine karşın güç kullanma zo- runluluğunun ortaya çıktığını vurgulayarak, "BM tarafından alınacak bir müdahale karann- da, istek olması durumunda da gereken her türlü katkıyı yapa- cağını" söyledi. Çetin, şöyle konuştu: "Bosna-Hersek yetkililerine, dünyaya yeni bircağn yapacagı- mızı söyledik. Avrupa'nın orta- sında bu trajedinin devam etme- si halinde, dünyadaki kuruluşla- nn ve ilkelerin hiçbir anlamı kalmayacaktır." Kudret • Baftarafi 1. Sayfada Genel Dahiliye Servisi Kardio- loji Özel Bölümü'nde tedavi görüyordu. Cevdet Kudret. 1974yılında üç ciltlik Karagöz ve iki ciltlik Ortaoyunu adlı yapıtlanyla Türk Dil Kurumu'nun Bilim Ödülü'ne değer görülmüştü. Geçen yıl Türk hikâye ve roma- nının yüz yıllık gelışimini ele aldığı çalışmasının üçüncü kita- bı Kalemin Ucu ile Sedat Sima- vi Edebiyat Ödülü'nü Fethi Naci'yle paylaşan Cevdet Kud- ret Kudret, kısa bir süre önce de Edebiyatçılar Derneği'nin Onur Ödülü Altın Madalyası'- nı almıştı. İstanbul'da bombalı geceİstanbul Haber Servisi - "12 Temmuz Operasyonu"nun yıl- dönümünde İstanbul'da dün de bombalı bir gece yaşandı. Bakırköy ve Kartal Rahman- lar Adlıyesi. Kağıthane Vergi Daıresi ile Emirgan Karakolu'- nun yan tarafına kısa aralıklarla molotofkokteylien atıldı. Kağıt- hane Vergi Dairesi'nin bahçesin- de park edilen bir otomobil. molötofkokteylinin isabet etmesi yüzünden yandı. Yangın »tfaije tarafından kısa sürede söndürül- dü. Önceki günden itibaren alar- ma geçirilen polis ekiplerinin ça- lışmalannı İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir, telsiz- den bizzat yönetti. Saldınlan ga- zetclcre telefon eden bir kişi Dev- Sol Silahh Devrimci Birlikleri adına üstlendi. İstanbul polisine hareketli sa- atler yaşatan saldınlar^öyle geliş- ti: İkisinin uzun namlulu silah ta- şıdığı 5 kişi saat 21.30 sıralannda Fikirtepe, Mandra Caddesi üze- rindeki bir kahvede bildiri dağıt- mak istedi. 055'e yapılan ihbar üzenne olay yerine giden polis, kaçan şahıslan yakalamak için çevrede operasyon başlattı. Saat 21.50 sıralannda Kağıt- hane Vergi Dairesıne molotof kokteyli atıldı. Olay sırasında bahçede park etmiş olarak bulu- nan bir özel araç isabet alarak yanmaya başladı. Yangın itfaıye- nin müdahalcsiyle söndürüldü. Bundan yaklaşık S dakika sonra Emirgan Karakolu'nun yan tarafına aülan molotofkok- teyli isabet almadı. Sanyer Emni- yet Amiri Adnan Kaçeroğlu, Emirgan'daki olay yerine gider- ken, Maslak ışıklarda makam otomobiliyle bisikletli bir kişiye çarptı. Bu şahıs ağır yaralı olarak Şişli Etfal Hastanesi'ne kaldınldı. Hastane polisi bisikletli kişinin kimliğiyle ilgili bilgi vermedi. Saat 22.15 sıralannda ise kısa aralıklarla Kartal Rahmanlar ve Bakırköy adliye binalanna molo- tofkokteylı auldı. Gaziosmanpaşa'da bir grup korsan gösteri yaparken, aynı sa- atlerde Unkapanı ve Saraçhane arasındaki Haşim İşcan Parkı'- nda ise bir başka grup lasuk ya- karak eylem yaptı. ' Molotofkokteylli saldınlar ve Gaziosmanpaşa'daki korsan gösteriyi gazetelere telefon eden bir kişi "Dev-Sol Silahh Devrim- ci Birlikleri Bölge Komutanlığı" adına üstlenerek, "Saldınlan 12 temmuz direnişimizin 1. yıldönü- mü dolayısıyla gerçekleştirdik. Mücadelemiz sürecek" dedi. Sezgin Bükreş'te Romanya'yla terör ve uyuşturucu görüşmeleri ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - İçişlen Bakanı İsmet Sezgin. Türkiye'deki terör olay- larının arkasında yer alan PKK \c Dcv-Sol örgütlerinin faali- yctlcrine son verilmesiyle uyuş- turucu madde kaçakçılığı ko- nıısunu görüşmek üzcre dün Romanya"ya gittı. Sczgın. kendisini davet eden Romanya İçişleri Bakanı Vıc- tor Babec ile Türkiye ve Ro- manya arasında. bu konularda nısan ayı sonlannda imzalanan işbirliği anlaşmasının aksayan yönlerini de gözden geçirerek. anlaşmada oriaya çıkan aksak- lıklan gidcrccek. Romanya'ya gitmek üzere dün >>aat 15.00"te uçakla baş- kcni Bükreşe hareket eden Sez- gin. Jandarma Genel Komuta- nı Orgeneral Eşref Bitlis, Emniyet Genel Müdürü Yıl- maz Ergun. Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Ekmel Totbakan, Dışişleri Bakanlığı İstihbarat ve Araştırma Daire Başkanı Cenk Duatepe ile ko- nuyla ilgili bakanlık uzmanlan- nı da beraberinde götürdü. Sezgin, Esenboğa'da gazete- cilerin sorusu üzerine. "Yaptıgı- mız güvenlik ve işbirliği anlaşma- sını izlemek ve aynı doğrultuda anlaşmalar yapmak üzere bu ül- keye gidiyoruz" dedi GOZLEM UĞURMTJMCU • Baştarafi 1. Sayfada da gerekli değişikliklerin yapılacağına söz verdi. Yapılınca ne olacak? öğretim üyeleri kendi rektörlerini kendileri belirtemiş olacaklar. Bu durumda, atanacak rektörler, önümüzdeki ekim ve kasım ayında değişn'rilecekler. Boylece, "nöbetçi eczarte" gibi "nöbetçi rektörler" ya- ratılacak! Ya da ortaya "mevsimlik rektör" kavramı çıkacak: "Yazlık rektör-kışhk rektör." özerklik, üniversite öğretim üyelerinin kendi yöneticileri- ni kendilerinin belirlemelerini gerektirir. Ancak 1982 Anaya- sası, bu hakkı elden aldı. Sorun da bu olaydan kaynaklanı- yor Öğretim üyelerinin kendi rektörlerini ve dekanlannı ken- dilerinin seçememeleri ne demektir? "Sizler, kendi kendinizi yönetemezsiniz" demektir. 12 Eylül'de üniversiteler, "beş generalin velayeti" altına alınmış ve velayet işlemi anayasa ve YOK Yasası ile bugü- ne kadar sürdürülmüştür. Bazı DYP milletvekilleri, 12 Eylül hukukunun bugün de uygulanmasına bılerek katkıda bulundular. Bu katkıya SHP milletvekillerinin aymazlıklan da eklenince 12 Eylül ve Doğ- ramacı cephesi kazandı. 12 Eylül, üniversitelere "Siz kendinizi yönetemezsiniz" demişti. Üniversite öğretim üyelerinin bir bölümü de kendi- lerini "mümeyyiz ve reşit olmayan küçük" gibi gören bu "paşa tasarruflanm" içlerine sindirmişlerdi. Bir kısmı da gülerek oynayarak rektör ve dekan olmuşlar- dı. YÖK Başkanı Prof.Dr. Doğramaa, bir çocuk doktoru ola- rak, kendi kendilerinı yönetemedikleri kabul edilen üniver- site öğretim üyelerinin başına geçinlmişti. 12 Eylül generalleri, öğretim üyeterine "Siz kendi kendtni- ziyönetemezsiniz"^diyor; öğretim üyeleri de "Evetefendim, biz kendi kendimizi yönetemeyiz" diyerek bu emirlere bo- yun eğiyorlardı. Üniversite 12 Eylül sınavından hiç de geçer not almadı. Bir kısım öğretim üyesi, arkadaşlarını 12 Eylül sıkıyönetim- lerine ihbar etti. "74027* öğretim üyeleri" MİT ve sıkıyöne- tim tarafından bu ihbarlara dayanılarak belirlendi. O günlerde, öğretim üyeleri toplu olarak istifa etselerdl, hiç olmazsa istifalar, yüzleri, binleri bulsaydı, üniversiteler böyle kolay teslim olmazdı. Ne Doğramacı YÖK Başkanı olurdu, ne de bugünkü çeliş- kileryaşanırdı. YÖK Başkanı Doğramacı, 6O'lı yıllarda üniversite özerkli- ğini de az bulur, fakültelerin de üniversitelere karşı özerk olmalarını isterdi. Nereden nereye! Tepkisiz toplumun kaçınılmaz sonuçlanndan biridir bu- günkü YÖK düzeni. Demokratik tepkileri zamanında gösteremeyen kişiler, kurumlar ve toplumlar da bu sonuçlara katlanmak zorunda- dırlar. Demokrasiyi yavaş yavaş öğreniyoruz. Türkiye, "72£y/ü/r»u>fu/cu"nuaşmakzorundadır. 12 Eylül hukukunu aşmadan, ne sivil toplum kurulur, ne demokrasi. Üniversite özerk olmadan, TRT özerk olmadan; memur- lara sendikal haklar verilmeden, grev kısıtlamaları kalkma- dan ne demokrasi olur, ne serbest piyasa kurulur. Üniversite öğretim üyelerinin kendi yöneticilerini seçme- sine izin vermeyen bir düzen nasıl demokratik olur, nasıl? Bu soruyu bugünkü rektörler ile dekanlara sormak gere- kir. Evet, önce onlara! Demirel Özal'ıGAP'a • Baştarafi /. Sayfada ayında japılan Karadeniz Ekonomik İşbirliği toplantı- sında, ilgili belgeye kimin im- za atacağı konusunda Cum- hurbaşkanı Turgut Özal ile Başbakan Süleyman Demirel arasında çıkan tartışmanın önümüzdeki günlerde bir so- nuca bağlanması bekleniyor. Demirel. "görüşme ihtiyacın- da oldugunu" öne sürerek, Cumhurbaşkanı Özal ile bir görüşme yapacak. Bu görüş- mede,, Demirel, Cumhurbaş- kanı Özal'ı Atatürk Barajı'nda yapılacak görkemli törene da- vet edecek. Aynı tarihte Ma- latya Kayısı Festivali'ne kaü- lacağı bilinen Cumhurbaşka- nı Turgut Özal'ın, Demirerin yapacağı çağnya uyup uyma- yacağı merak konusu oldu. Devlet Bakanı Ömer Barutçu. Başbakan Demirel'in Isparta gezisi sırasında açılış törenine 30'un üzerinde devlet ve hü- kümet başkanı çağnldığını. Cumhurbaşkanı Ozal'ın da "davetliler arasmda" bulun- duğunu açıklamıştı. Orta As- ya Türk cumhuriyetleri devlet ve hükümet başkanlannın da davet edildigi 25 temmuz cu- martesi günü yapılacak açıhş- la, GAP'm en büyük birimi olan Atatürk Barajının 1. ünitesi devreye girecek. KADINLAR DAYAGA HAYIR! MOR ÇATI KADIN SIĞINAĞI VAKFI Dayak yiyen kadınlar evde, karakolda, savcılıkta, adli tıpta neler yapmalı?.. Öğrenmek için, 9 0 0 9 0 0 3 0 1 'i arayın. Mor Çatı, dayak yiyen kadınlara nasıl yardımcı oluyor?.. Mor Çatı'ya nasıl destek olunabilir?.. Öğrenmek için, 9 0 0 9 0 0 3O2'y> arayın. ALO BiLGi Türkiye'nin heryerinden servislerimizin 1 dakikası 5833 TL'dır. Ortalama servts sûresi 3-4 dakikadır. Alo Bilgi P.K. 16 Tarabya/lst. Bu hattın geliri Alo Bilgi tarafından Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı'na bağışlanmaktadır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle