Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA
12
CUMHURİYET 9 ARALJK1992 ÇARŞAMBA
DIZIYAZI
Kâfir rejimleuzlaşmayok
T T ^ S S
3 3
I «1/ArtA ^ \Wenç KaplancıldrTürkiye hakkmdapekbilgiye
-4-
arckcl içinde görevli bazı
kışilerinmaaşlı olarak
çalıştıklananlaşılmaktadır.
Bir konuşmasında
CemaleddınHocada'"Biz
maaşalmıyoruz.sadece
masraflanmızı alıyoruz'" demekıedir. Hareket
temelinde oluşan ilişkıler ağı başıa iş bulmak ve
resmı makamlarla ilışkılenn düzenlenmesı
olmak üzere çeşitji durumlarda önem
kazanmaktadır. Örneğin grubun Almanya'daki
avukatlan üyelerin mahkeme ilc ilişkili
sorunlannda yardımcı olmaktadır. Yine bazı
grup ü>eJeri diğerlerine formel göçmen
örgütlennin kullanılmasında. oturma izinlerinin
alınmasında vs. yardımcı olmaktadır. En genel
düzeyde bakıldığında bu harekete üye olmak
Batı Avrupa ülkelerinde yaşayan Türk
göçmenler için iki düzeyde önem
kazanmaktadır. Birincisi grup içinde varolan
dayanışmanın üyelere sağladığı olanaklardır.
Bu düze> de üyeler ihtiyaç duyduklannda
yardım için başvurabilecekleri birilişkilerağına
sahip olmaktadırlar. Hareket. üyeleremaddi
anlamdabirdayanışmaağısunarkenpsikolojik
anlamda da bir korunma çerçevesi
sağlamaktadır.
Bu ikincı düzeyde grup geliştirdiği dünya görüşü
ile üyelerin reddedildıkleri Batı Avrupa
toplumlannda yaşadıklan aynmcılığa karşı
kaderci biranlayışiledirenmelerini
sağlamaktadır Ama bu dünya görüşü, o
toplumlarda. özellikle düşük statülü işlerde
çalışan ya da ışsiz olan. gettolarda yaşayan,
sosyal tabakalaşma içinde en altta yer alan
insanlann sürekli yaşadıklan sosyal baskı ve
aynmalığın yarattığı öfkeyi ortadan
kaldırmamaktadır.
Özellikle ikinci nesildeçok açıkolan
dışlanmışlık duygusu ve öfke bir başka düzeye.
göç edilen ülkeye yansıtılmakta ve bu düzeyde
alabildiğine radikal bir dünya görüşü
sunulmaktadır. Bu radıkallık bağlamında da
eğitiminı tamamlamamış. ama yaşadıklan
toplumda babalan ile aynı kaderi paylaşmak
istemeyen. onlann yaptıklan düşük statülü
işlerde çalışmak istemeyen ve çoğunlukla işsiz
olan ikinci nesil göçmenler gençler için
Cemaleddin Kaplan grubu içlerindeki öfkeyi-
-bir başka düzeye yansıtarak- en yüksek sesle
haykırabileceklen hareketlerden biridir.
Asr-ı saadet mekânı: Tûrldye
Bu grubun uyelen, gelecekte yaşanacak "asr-ı
saadet"in mekânı olarak gördükleri Türkiye
hakkında ne biliyor? Ya da Türkıye'de yaşanan
sosyo-politik değişimleri ne kadar takip edıyor?
Kafalannda olan Türkiye resrni ne?
Hareket üyelerinden özellikle ikinci kuşak.
Once
KARA
İMİKİMİN
SESİ?
Dr. Fulya Atacan
enç Kaplancıldr Türkiye hakkındapekbilgiye
sahip değil. Kenan Evren V, Turgut Özal ve Necmettin
Erbakan 'ı iyi îanıyorlar. Onlaragöre Türkiye'deki
tanınmışaydınlar komünist ve din düşmanı. Çocuklar
ise A Iman Başbakanı Kohl'ü tanıyor, ama ''Sizin .
başbakanmız kim'' diye desoruyor.
r.ürkiye'dekigelişmeleri8-10yılgeriden izliyorlar.
Bu insanlarkendiyarattıkları ve bu düzeyde
dostu-düsmanı tanımladıkları bir Türkiye ütopyası
üstünde İslam devrimidüşünüyor.
Köln Spor Salonu'nu dolduran, her yaştan yaklaşık 5 bin kişi, tribünlerde ve alanda namaz kılıyor.
tebliğ,silahsonaşamadayaşadıklan ülkenin dilini çok iyi olmasa da
günlük yaşamını ıdameettirecek düzeyde
bılmektedir: konuşurken önemli öiçüde
Almanca ya da Hollandaca sözcükler
kullanmaktadır.
Çocuklar ıse Türkiye hakkında pek bilgiye sahip
değillerdır. Türkiye'de Kuran kursuna
göndenlmışolanlann Türkiye hakkında
bıldikleri orada kendilerine anlatılanlarla
sınırlıdır. Başbakan deyınce bu çocuklar ya
Kohl'ü biliyor ya da Lubersı. Bana sorduklan
sorulardan bazılan şunlardır:
"Sizin başbakanmız kim? Türkiye'de okula
giderken hâlâ önlük mü giyivorlar?"
Genç üyeler Eyren'içok iyi tanıyorlar, hemen
hepsi Turgut Özal'ı biliyor ama hâlâ onlann
gözündeen önemli polıtikacı Kenan Evren.
Avrupa'da Milli Görüş Teşkılaü ile olan ilişkisi
nedeniyle hemen herkesin tanıdığı parti lideri ise
Necmeddin Erbakan.
Bu gruba göre Türkiye'de hâlâ komünizm
tehlikesi \ardır. Türkiye'dekı tanınmış aydınlar
komünisttır ve din düşmanıdır.
Kaplancılarla konuşulduğunda Türkiye'deki
gelişmeleri 8-10yıl geriden takıpettikleri
izleniminekapılmamak mümkün değildir. Grup
üyelerinin Türkiyeyi ve buradaki siyasal
değişmeleri tartışVken aslında temeîaldığı
çerçeve. Avrupa'da yaşayan Türkler. bu
düzeydeki farklı siyasal örgütleruneler ve
çatışmalardır. Bu nedenle, grup üyelerinin
gözünde. Türkıye'de sol çok güçlüdür ve
mücadele edilmelıdır. bu nedenle Erbakan en iyi
tanınan politikacıdır.
Türkiye dışında, ama Türkiye ile ilgili önemli
tasanmlan olan bu insanlar, kendi yarattıklan
ve bu düzeyde dostlannı-düşmanlannı
tanımladıklan bir Türkiye ütopyası üzerinde
İslam devrimıni düşünmektedifler.
Hareketın Türkiye'de güçlü bir tabanının
yoksunluğu. bu kopukluğu
kolaylaştırmaıktadır.
Bü kopukluk nedeniyle. Türkiye'deki çeşitli
İslami gruplann Cemaleddin Hoca'ya Türkiye
gerçeğinı gözönüne almadan bazı çıkışlar
i yaptığı vonündekıeleştinler.kola>lıkla"taviz
vermek, sistemle uzlaşmak ve hatta İslami
olmamak'" diye niteleniyor. Kendısınin
Almanya'dan konuştuğunu ve bunun kolay
olduğunu söy leyen gruplara karşı Cemaleddin
Hoca da "Onlar da buraya gelip konuşsunlar;
kolaysa onlar da gelip burada konuşsunlar"
diyebılmektedir.
Cemaleddin Kaplan'a göre. İslam son ve kamil
birdindir. İslam kıyamete kadar insanoğlunun
herdevirdekiihıiyaçlannacevapverebilecek
güçtedir İslam, itikat, ibadet, muamclat ve
ukubat olmak üzere dört ana bölümden
oluşmaktadır: İslamın itikat vcibadeı
bölümlerine birdereceye kadarizin venlmekte
ise de muamelat (yarii dünya. devlet ve siyaset)
bölümü ilc ukubat (yani ccza) bölümünc ı?ın
verilmcmektevebu'konudakonuşmakbıle
yasaklanmaktadır.
"Hem din hem dc\lettir, hem ibadet hcm
siyasettir. Hatta İslam'ın ibadeti si> asettir,
siv aseti de ibadettir. si> asetsiz > e de* letsiz bir
İslam dinini düşünmek mümkün değildir."
"Tüm İslami Kuruluşlara Tebliğ" başlıklı
tebhğinde Cemaleddin Kaplan hareketin amaç
ve stratejisini şöyle belirtmiştır:
1 - Dava: İslam'ın hayata hâkim olması. Yani
Kuran'ın ana yasa, şeriatın kanun. dev letin İslam
olmasıdır;
2- Metot tebliğdir, tebliğ metottur. Yani
pe> gamber metodudur;
3- Tebliğ > asıtal an her meşru \ asıtadır;
4- Tebliğ de> rinde ilmi >e fikri zeminde kalıp kaba
kuv\ete başvurma, terörist bir hareket yapma
yoktur;
5- Tebligatı açık, net \e kesin olarak j aparken,
yaka\ ı ele vermeme hususunda da meşnı
tedbirleri elden bırakmaz;
6- Tebliğde muhatap millct oladının bir kesimi
değil, genç-ihti> ar, kadın-erkek, amir-memıır
istisnasız herkestin
7- Küfürle ve kafîr rejimle uzlaşma yoktur; taviz
verme yoluna gitme yoktur;
8- Valan, iftira olmadığı gibi abartma, kabartma
da yoktur, aldarma ve avutma da \oktur. her
Kaplan'a göre bugün Türkiye'de >e bazı İslam
ülkelerinde •'cahili\ede\ri">aşanmaktadır.
Bilindiği gibi Mekke'de İslam öncesinde > aşanan
döneme cahili\ e dönemi denmektedir. Kaplan'a
göre de bugün İslam'ın siyasi \e devlet olma
vönleri uygulamadan kalktığı, otorite \e
yönetimin Allah'tan alınıphalka »erildiği >e
dolayısn la günlük işlerde ilahi kanunlar değil de
insanlann \ aptığı kanunlar u\gulandığı için
v aşadığımız de> ir cahiliy e de\ ridir.
Bu nedenle gerçek anlamda ümmet olanlar
harekete geçmelidir. Bu harekette taviz, uzlaşma
\oktur. Harekette kaynak Kuran, örnek
pe> gamberdir. Harekettekiler > olun belli
noktalannda >etişeceklerdir." Bunun üçtezgihı
> ardır; medrese. tekke, kışla. Medresede şeriatı,
tekkede tarikatı, kışlada da tetik çekmeyi
5ğrenecek"lerdir.
Geçilmesi zorunlu üç tezgâh
Kaplan'a göre hareket içındekı insanlar üç
haddedenlmedrese, tekke, kışla) geçer ise adam
olur:
"Bu üçü bir araya gelince istenen unsur
meydana gelecek. Medresemizi kapattılar.
Kaplan'a göre İslamiyetin tanımı
t
Hem din hem devleîtir; hem ibadet hem siyasettir. Hatta
İslam'ın ibadetisiyasettir, siyasetide ibadettir. Siyasetsiz ve
ibadetsiz bir İslam dininidüşünmek mümkün değildir.
şeyiyle ortadadır;
9- Ehl-i Sünnet akidesine ve Ehl-i Süımet fıkıhına
bağlı olup, mezhepsizliğe >e> a mezhep
değJştirme) e karşıdın
10- Irana Ehl-i Sünnet açtsından bakmaktayız,
münasebetlerimiz bu çerçevededir. Yapılan
inkılap İslamidir, mezhebi değildir; karşı çıkma
veya teslim olma bahis metzuu değildir;
11- De\ letin kuruluş \e icraatında model Asr-ı
Saadettir. Yani peygamber tarafından Medine'de
kunılan ve sahabe tarafından devam ettirilen
kâmil bir hilafettir, altun dev ridir;
12-Şûra'esastır;
13- Kuran dili müşterek dil olup, herkes
anadilinde serbesttir;
14- Her Müslümana ümmet gözü> le bakar; ırk,
renk, mekân farkı tanma> ız;
15- Herşey fet>a>a bağlıdır.
Hakimiyet milletin değii Allahın...
Cemaleddin Hoca bu maddelerin tek bir madde
olarak belirtilebileceğini bunun da "Allah'a
mahsus olan hakimiyet hakkını (kanun koyma
yetkisini)insanlardanalıp Allah'a iadeetmek"
olduğunu Miylemektedir; hakimiyet hakkı, kanun
koyma yıtkisi Aliah'a. bu kanunlarıuygulama
görcvi de kullara aittir.
çünkü tehlikeyi sezdiler." 1988'de Köln'de
Kaplan grubuna ait medresenin
kapatılmasından sonra, Cemaleddin Hoca
şerıat cğıtimının kendi kasctlen kanalıy la tüm
Avrupa sathında yapıldığıru belirtmektedir.
Tekke konusunda da Cemaleddin Hoca şu
görüşleri öne sürmektedir: "Tekke meselesi de
dejenere oldu. Her kafadan bir ses geliyor. Her
sabah kalkan ben şeyhim diyor. Türkiye'yi.
Türkıve topraklannı parsellediler. Bunlan da
birleştirmek lazım." Türkıye'de yaşanan İslami
bölünmeve karşı hem siyasal planda hem de
tasavvuf planında birleştirici düsturun "kaynak
Kuran. örnek peygamber" olduğunu belirten
Kaplan. tasavvufta "Öyle uzun uzadıya binlerce
keiime-i tevhid" olmadığını savunarak
kendilerinin zikir olarak günde "yüz kere tövbe
istiğfar, yüz kere kelıme-i tevhid, yüz kere salatü
selam ve bırıki dakıka lefekkür-i mevt"
yaptıklannı belirtmektedir.
Hareket içindekilerin geçmesi gereken üçüncü
tezgâh olan kışla konusunda ise Kaplan şunlan
sö>lemektedir:
"Kışlaya gelmedik, bazen buralarda bir şcyler
yapıyorlaramakafıgelmiyortabii. Yapmadan
yazıyorlarbunlar. boşdurmuyorlar. Elin
gavuru yazıyor. Tabii henüz ona pek sıra
gelmedi ve geldiğı zaman da yapılacaktır. Şu
hareket tebliğ hareketidir, kaba kuvvete
başvurması yoktur. Silahlı birçatışmaya tebliğ
devrinde niyeti yoktur. Niye. zarargelir.
Kıvamma gelmeden, üçte bir tabana sahip
olmadan en azından. sünneti seniye bu, sokağa
çıkamazsınız. Sokağa çıktığınız zaman yine
silahyok. Devletoluncaya kadar, devletin
eşiğine vanncaya kadar. Örnek peygamber...
Tebliğ devrinde mutlaka sükûnet lazım. huzur
lazım. Zamanı gelmeden o nisap tamam
olmadan harekete geçerseniz birçok kışilerin
kanının dökülmesine ve bir daha o boşluğu
doldurma imkânına belki sahip olamazsınız.
Hama hadisclerini hıç unutmayın. Ama o da
nasıl başladı. nasıl oldu bilemiyoruz, ayn bir
mesele sünneti seniye bu. İmam-ı Azam'a
şoruyorlar. diyorlar ki bir memlekette idare
İslami olmaktan çıkarsa. küfür bir idare hakim
olursa neyapacaksınız, söyleyin! Haocemaatte
vacip oldu mu ki kıyam etsin, ayaklansın. Diyor
ki iki şartla. Biryüzdeyüzeyakın birihtimalle
alaşağı etme başansına sahip olacaksınız. O
kanaat hasıl olacak stzde... Ikincisi de onun
yerine sağlam bir kadro. Bu iki şart bulunduğu
zaman bugünü yanna bırakmalan doğru olmaz.
vacip olur. farz olur."
Yukanda açıkça görüldüğü gibi insanlar
medrese eğitimınden geçmeli, kendi
tanımladıklan çerçevede zikir yapmalı ve silah
kullanmasını öğrenmelidir.
Cemaleddin Kaplan. yaptığımızgörüşmede, her
Müslümanın mutlaka silah kullanmayı bılmesi
gerektiğini ama bugün kendilennın tebliğ
aşamasında olduklannı. yani insanlara İslam'ı
anlattıklannı vc "terönst" bir faaliyetleri
olmadığını belirtmiştır. Kalıldığımız Köln
toplantısında bir kişi "Siz hâlâ "cihat zamanı
değil' dı> orsunuz. daha ne kadar. gençler bu
hareketi terkedene kadar. bekleyeceksiniz?"
diyesorduğunda Kaplan, "Bu hareketi lerk
eden gençlerdemek ki bu hareketi
anlayamamış. olgunlaşmamıştır. Bizde terörist
faaliyet yoktur. Tebliğ dönemindeyiz" cevabını
verdi. Son aşamada > a da devletin ele geçirilmesi
aşamasında. silahlı ayaklanma olacaktır; ama
bu aşamaya gelene kadar ızlenmesi gereken yol,
sadece İslam'ın (kendi yorumladıklan biçimde)
her yerde ve her mekânda anlatılmasıdır.
İslam Federe Devleti'nin kurulduğunu ilan
ettiğı konuşmasında da Kaplan. hareketin "ilmi
ve fikri zeminde kalarak kaba kuvvete
başv urmadan tebliğ çalışmalanna" hız
vereceklennı belirtmektedir.
Bu konuşmadan yaklaşık altı ay sonra
televizyonekranına da yansıyan başka bir
toplantıda, üyelerin taşıdıklan silahlann nc
anlamageldiğini kestinnek kolay değildir. Bu
silahlı mücadelcye başlanacağının bir işarciı
midir?Sılahl: mücadele için öngörülen şarllann
yerinegeldiğini savunmak mümkün değildir.
SÜRECEK
POLITIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Dosttan Geten Selam-.
Milliyet Yayınları yönetmeni Hikmet Altınkaynak, llha-
mi Soysal'ın "Demokrasi Diye Diye" adlı kitabını gön-'
dermiş. ilhami, gözlüklerinin ardında gülen gözleri ile
alaycı alaycı bakıyor. Sunuş yazısından öğreniyoruz ki
kitabı ölümünden önce kendi elleriyle hazırlamış. Bir
yazar kitabını hazırlamaz, yazar. ilhami de sağ olsaydı,
elbette yazardı. ilhami kolay ve ivedi yazanlardandı Ak-
şam gazetesinin Ankara bürosunda masasma oturdu
mu birinci sayfadaki yazıyı bir çırpıda çıkarırdı.
Sağ olsaydı dedim. Yazıya başlarken İlhami ileölümü
bir araya getıremedim. Çok genç yaşta tanımıştım. Çan-
kırıkapı daki evine çağırdığı günü düşunuyorum. Ne
denli genç, ne denli çocuksuydu. Bursa'da bir süre ga-
zetecilik etmiş, sonra Ankara'ya düşmüştü. llkin Rüz-
garlı Sokak'ta, "Pazar Postası" dergisi çevresinde top-
lanan yazarlar arasına girmişti. Buraya girmek Muzaf-
ferErdostun "edebiyatmahfelinde"toplanmakdemek-
ti. Zaten ilhami'nin bir yani da edebiyat değil miydi?
Çağdaş Türk edebiyatı üstüne hazırladığı antolojisınde
seçtikleri ince elenmiş. sık dokunmuşlardı. Her basımın-
da da yeni seçmeler yapardı.
Ankara basınında bizim için birinci kuşak nasıl Mekki
Saitler, Sabahattin Sönmezler, Emin Karakuşlar ise
ikinci kuşak Çetin Altan, Cüneyt Arcayürek, Şinasi Nahit
Berker, Fethi Giray, Nusret Baban'dı. İlhami Soysal
üçüncü kuşağın önde gelenlerindendi. Nitekim çok ça-
buk ilerledi; Milliyet. Akşam gazetelerinin Ankara tem-
silcisi oldu. Gazetelerın üç-beş Ankara temsılcısi olur-
du. Onlardan birini kaçırdın mı uğraşta yaya kalmış
sayılırdın.
ilhan Selçuk'un yazdığı gibi İlhami az konuşan bir in-
sandı. Az konuşan değil, hemen hemen hiç konuşma-
yandı. Onun için yakınında olanlar, "Beşlik simit gibi
kuruluyor" derlerdi. ilhami ile gazeteciliğe başlayanlar
arasında şimdi kaç kişi var ki? Şöyle bir sıralamak iste-
sem Orhan Tokatlı, Yurdakul Fincancıoğlu, Levent Es-
mer, Güngör Yerdeş, Faruk Taşkıran, Kemal Şener,
Zeki Sözer, gözlerimin önüne gelenler. Peki ya anımsa-
yamadıklarım, gözlerimin önüne gelmeyenler? Zaman
ne çabuk geçiyor, insanlar ne çabuk unutuyorlar.
ilhami, 1960tan sonra öne fırlayan birarkadaşımızdı.
Başta sendikacılık olmak üzere birçok konuda birlikte
çalışmıştık. Temsilciler Meclisi'ne girmişti. Suskunluğu,
durgunluğu ile bu göreve yakışıyordu. Bu görev için bir
seçim yapıldığında Altan öymen, Oktay Ekşi, İlhami
Soysal önü alanlardandı. Bizim için artık bir yazar, bir
parlamenterdi. Ancak 12 Mart ve 12 Eylül rejimi, yazar
ve parlamenter tanımadı. İlhami bir çırpıda baskıların,
işkencelerin sarmalına girdi. Yakalayıp gotürdukleri ll-
hamiye neyin hesabını sormuyorlardı ki! Sendikacılı-
ğın, parlamentoculuğun, Yön'deki, Akis'teki dergicili-
ğin...
Ben daha önce hapisaneyi tanıdığım için bana hapisli-
ğin ne mene bir iş olduğunu sorardı. Ben de biraz abar-
tarak anlatırdım Oysa sonraları ilhami'nin hapisliği
yanında bizimkiler solda sıfır kaldı. Hapislerden çıkıp
belli koşullara girdiğimizde takılırdım.
"Hapislik nasıl?"
Alaycı gözlerinin ardındân bakar:
"Boş ver!.." der geçerdi.
Bu "Boş ver "i söylerken damadı ve kızı hapisteydi,
evinin masrafi gittikçe omuzlarına çöküyordu. ilhami iç-
ki içmezdi. Hapisten sonra bir kadeh limonlu votkanın
tadına ulaşmıştı.
Bir kitap, bir dosttan gelen selama benziyor. Kitabını
okurken selamlaşıyor.
"Merhaba ilhami!.."
BULMACA
1 2 3 4SOLDAN SAĞA:
1/ Uzun kış gecelerinde
dost. ahbap, komşu ve
akrabalann birlikte ye-
dikleri akşam yemeğine
ve o gece yapılan eğjen-
ceye verilen ad. 2/ Ustü
kapalı olarak anlatma...
Yoksul. 3/ Mısır'da bir-
çok kalıntırun bulundu-
ğu ünlü arkeolojik
alan... İtalya'da bir ır-
mak. 4/ Eti yenen bir
cins deniz kabuklusu. 5/
Doğalgazın önemli bir
bileşenı olan gaz... Bir meyve. 6/
Bir şeyi inceleyebilmek için. enle-
mesine ya da boylamasına kesildi-
ğinde ortaya çıkan yûzey... "Çok
önemli kişi" anlamında uluslara-
rası kısaltma. 7/ Müstahkem yer...
Uğur, iyi talih... Uzaklık işareti. 8/
Soylular sınıfı. 9/ Asker... Muhte-
mel.
YUKAR1DAN AŞAĞIYA:
1/ Bir çeşit pamuk ipliği. 2/ Avust-
ralya'da yaşayan bir cins deveku-
şu... Taraça. 3/ Sarkaç... Tavlada bir sayı. 4/ Bir zaman birimi.
5/ Güç. emek. caba... Afrika'da bir ülke. 6/ înce yapılı... Büyük-
baş hayvanlara verilen ortak ad. 7/ Sözcük türetmek ya da söz-
cüğün görevini belirtmek ıçin-kullanılan biçim verici ses... Pos-
tu. kaplan postu gibi çizgilı bir tür Afrika zebrası... Sodyumun
sımgesı. 8/ Kokusu hardala benzeyen zehirlı bir savaş gazı. 9/
Kır koşusu... Yapraklan sebze olarak kullamlan bir bitİu.
tLAN
ANKARA 4. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
91/912
Demetevler 12. Sok. No: 44/A Ankara adresınde bulunan Zafcr
Kaya'ya
TEK Ankara Elektrik Dağıtım MOessesesi tarafından alcyhinize
açüan 4.357.230 TL alacak davası nedeniyle adınıza çıkanılan tebli-
gat bila tebliğ iade edildiği, yapılan zabıta araşurmasında da adresi-
niz tespıt edilemedığinden ılancn tebligat yapılmasına karar venlmiştir.
Karar gereğince duruşma günu olan 21.1.1993 günü saat 10.05'te
raahkemeye bizzat gelmeniz veya kendinizi bir vekille temsil ettinneniz,
aksi halde duruşmaya gelmediğinizden HUMK'nun 213 ve 337. mad-
deieri gereğince yokluğunuzda karar verileceğinden dava dilekçesi ve
duruşma gununün tebliği yerine ilan olunur. 17.11.1992
Basın: 46606
MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞI
KIRKLARELİ DEFTERDARLIĞI'NDAN
İŞYERİ KAPATMA DUYURUSU
Aşağıda adı ve soyadı belirtilen mükellefin işyeri, belge dûzenjne
uymaması nedeniyle Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 354. maddesi
uyannca 1992 yılı içinde birince defa 3 (Üç) gün, ikinci defa 5 (Beş)
gün süre ile kapatılmıştır.
tşyeri kapatılan mükellefin:
' Adı, soyadı veya unvanı: Yusuf Candar.
tşyerinin adı veya unvanı: Candarlar Ticaret.
Adresi: H.Hasan Mah. Dere Sokak No: 12 Babaeski.
Kapatma nedeni- Belge düzenine uvulmaması.
Duyurunuıı kanuni dayanağı: Bu duyuru 213 sayılı Vergi Usul Ka-
nunu'nun 5. maddesi hükmu ile aynı kanunun 182 sıra numaralı ge-
nel tebliği uyannca yapılmıştır.
Basın: 46462