20 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
•i OCAK 1992* HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19 W\tafnai: lcııruluşu., »lontrö'yü etfcilemez Personel rejimi değişiyorKadroların görev tanımı daha net yapılacak. Devlete giriş ve yükseliş şartlannda objektif kriterler getirilecek. Hizmet içi eğitimde başarılı olanlara ödeme imkânı getirilecek. ANKARV (AA) — Dısışleri Bakanlığı <ozcu v;kilı Ferhat A«_aman, "Bağımsz Doletler T«»plulugu'Bun (BDr) kunlma- sı» AfontröSozleşmtsi'ninısleyi- şinai >t uygulanmasnı etkileme- mektc dir" dedı _y\taman, dun duıenlediği ba- sır* toplantısında, MontroSozleş- m e s i İıakkında basıada yer alan tar"tışmalarlailgılibxsoruyu >a- nıtlarken şo\le dedi ••*B DT'nin kurulması, Montro SözJe;mesi'nin işleyişini ve uygu- ' lanmasını etkilemenektedir. Est'ii Soyetler Birliği'nin BDT'de bağımsız dfvlel olarak yer alancumlıuriyetkeriıunhale- fiyet >oluyla VIontro'ye taraf ol- maJan, uluslararasıfaukukaçı- sındsın mumkundır. BDT'yi oluşiuran anlaşmalarda SSCII'nin imzaladığı anlaşma- lardan devraiınan nluslararası yiıku tnluliıklerin ujgulanacağı garacıti edilmiştir. Öte yandan, Rasy» Federasyo- nu Dıtşişleri Bakaniıgı'ndan ahi- ren aJınan birnotada. federasyo- nun Siovyetler Birliği'nin ulusla- rarası anlaşmalardan kaynakla- nan tumhak>eyukumlulukleri- ni demhte edecegi ve Rusya Fede- rasyonu'nun eski Sov>eller Birli/»i'nce imzalanmış olan tum anlaş malara taraf olarak mutaJaa edilnıesi gerektigi bildirilmiştir. Montro Sozlesmesi'nin uygu- lanmasını denetim gorevi alan Türkiye, Boğaz geçişlerhle ilgili büdinmleri her zaman olduğu gi- bi diğer akitlere iletmektedir. 1992 yılı içinde Ankara'daki Rus- ya Federasyonu Buvukelçiligi- nden iıç geçiş bildirimi alınmış olup Ve>fiyetdiğerakitlere duyu- rulmuştur." ANKARA (Cumhuriyet Bıi- rosu) — Devlet personel rejimi değiştiriliyor. Devlet Bakanı Şe- rif Ercan yaklaşık 20 yıldan bu yana yururlukte olan personel rejiminin son yıllarda çıkarılan çok sayıda kanun hukmunde kararname ile tumuyle değişti- rildiğini ve içinden çıkılmaz hale getirildiğini belirterek şöyle ko- nuştu: "657 sa>ılı Devlet Memurları Yasası'nın en biiyük eksikliği kadroların gorev tanımının ya- pılmasını gerçekleştirememiş ol- masıdır. Devlete giriş ve deviette yukselme şartlannın objektif olarak tespiti yapılmadığı süre- ce sadece ucret satışlan sağlan- ması yoluyla kamu personel re- jimini ve kamu yonetimini iyi- leştirmek mumkun değildir." Çeşıtlı kamu kurum ve kuru- luşlan temsilcilerinden oluşturu- Moğultay'a Türk-İş desteği (Baştaraft 1. Sayfada) di. Mehmet Moğultay'ın haarla- dığı taslak, TISK, TOBB, İstan- bul Sanayi ve Ticaret Odalan ve son olarak da TUSİAD tarafın- dan şıddetlı bır şekılde eleştirıl- mışti. Onceki gun yapılan TÜ- SIAD Genel Kurulu'nda gunun konusu haline gelen tasarı, iş- adamlarınca "ekoaomiyi iflasa sürükleyecek" ve "işletmelerin kapısına kilit vuracak" bir çalış- ma olarak nıtelendirilmişti. Genel kuruldan sonra verilen yemekte Başbakan Suleyman Demırel'e de bu yonde bır me- saj veren ışadamlan, Demirel- den "Oturup tartışmadan akla sığmayacak bir şey yapmayız" sözunu almışlardı. Çalışma ve Sosyal Guvenlik Bakanı Moğultay da ziyaret sı- rasında yaptığı konuşmada Türkiye'de demokrası ve çalışma barışımn guvence altına ahnma- sının ortak idealleri olduğunu belırttı. Işverenlere "hastra" olmadığı- nı, ancak bazı açıklamalanru da "hayreüe" karşıladığını belirten Moğultay, "ILO standartlan ayeti kerime değildir diyorlar. Buna katılmak mumkun, işve- LJiste pazarhğı (Baştarafı 1. Sayfada) . de karşılıklı suçlamaların artma- sı ntdenıyle "gergin" geçmesı beklenen kurultayda, dıvan baş- kanlığı içın, geçen kurultavın "en fazla o> alan" ve bır bakı- ma uzerınde "konsensus" sağla- nan kışısı Aydın Guven^Gurkan en guçlu ada\ Baykal cephesi Kunıltaya iki gun kala Baykal ve arkadaşlarının temasları yo- ğunlaştı. Miimtaz Soysal ve Uluf Giirkan'ın Yeni Sol'un da listelerınde yer alacağı belirtih- yor. Baykal'ın listesinde yer ala- cak olan Asaf Savaş Akat ve Seyfettin Gürsel'ın bildıri yayım- lamalarından da bu konuda ha- berler çıkması uzerine vazgeçil- di. Yenilikçi kanattan tnönu'ye kar;ı olduğunu açıklayan Ertuğ- rul Gıinay ile bazı arkadaşları- na da lıstede yer verilebileceğı belı rtiliyor. Deniz Baykal ve Ismail Cem başta olmak uzere bu kanadın Tempo'yu protesto 18kişi totuklandı ERZURUM (AA)— Erzu- ruı-n'da dün Hürriyet Gazetesı ıle Tempo Dergisi'ni protesto gösterileri sırasında çıkan olay- larda gözaltına alınan 18 kişi, bugün çıkanldıklan mahkeme- ce tutuklandüar. Gözaltına alınanlar, mahke- mede izinsiz gösteri ve yüruyuş yaptıklannı kabul ettiler. Mahkeme daha sonra, Salih Uylac, Necati Sercemeli, Doğan Ateş, Mikail Aydın, Mustafa Katmer, tbrahim Papağan, Ali Güiogiu, Abdullah Karadağ, Musa Altıntaş, Engin Çetinka- ya, Ali Atmış, Abdıllmacit Ay- doğdu, Murat Ülkü, Necdet Le- vent, Mehmet Özyurt, Erdal Buğday, îrfan Keleş ve Sıtkı Uy- lac adlı kışileri izinsiz toplantı ve yürüyüş yapmak suçundan tu- tukladı. 1. KOŞU: F.Fakuy (3), P.Albeni (1), S.Vahşi (2), 2. KOŞU: F.Artezyen (3), P.Aybastı (5), PP. Mandalina (1), S.Murruy Up (2), 3. KOŞU: F.Erdalbey (4), P.Çerkezkızı (11), PP.Feyyaz (2), S.Vefa (9), " 4. KOŞU: F.Aslanım (3), P.Gulen (9), PP.Cloe (8), S.Wİod Mill (2), 5. KOŞU: F.Viva Zapata (5), " P.Patron (2), PP.Zorbey (6), "S.Oputent Mill (2), i. KOŞU: F.Süslüihsan (8), P.Muska (10), PP.Varol Izzet (4), PP.Sambey (12), S.Turba- tuı (5), 7. KOŞU: F.Osmancık 1 (6), P.Polat (4), PP.Mercangüzeli (5), S.Alarat (2). önde gelen isimleri, Güneydoğu delegelerini kendi taraflanna çe- kebılmek ıçın tek tek goruşmeler yapıyorlar. HEP kokenlı mıllet- vekilleri kendi aralannda yap- tıkları toplantılarda, Jnönu- Baykal seçenekleri konusunda bir göruş birliğıne varamadılar. Mahmut Aunak, Abdulkerim Zilan, Mahmut Kılıç, Sedat Yurttaş ve Remzi Kartal, "Yeni Sol"a destek eğilimine girdiler. Bu isimlerden bazılanna PM lis- tesinde yer verilmesi düşünülu- yor. Ancak, Muzaffer Demir, ken- disinin "tarafsız" olduğunu, ar- kadaşlarının çoğunun da tnö- nü'den yana tavır aldığını söyle- di. Yeni Sol'dan dun yapılan ilk yazıh açıklamada, "Kurultay ça- üşmalannda MYK ve PM'nin devre dışı bırakılması" eleştiril- di. MYK'nın hazırlıklan göruş- mek için toplanmadığı vurgula- narak bu gelişmelerin "SHP'ye hâkim olan yönetim anlayışının ne denli yanlış ve sakat olduğu- nu göz önıine sermekte ve bu yönetim anlayışınm ve kadrosu- nun değişmesinin partinin kunı- luşu için zonınlu olduğunu anlattıgı" savunuldu. Bu kanadın ikinci açıklama- sında da Kultur Bakanı Fikri Sağlar'ın onceki gün Hürriyet gazetesinde yer alan "İnönü'nün kaybetmesi halinde bakaniıktan çekilecekleri, Baykal'ın yeniden oiuştnracağı koalisyon hiıkıime- tine de gu\enoyu \ermeyecek- leri" sozlerı eleştırıldı. Açıklamada Sağlar'ın açıkla- ması "yapay hukıimet tarüşması yaratmak" olarak nıtelendi. Ay- nca genel merkez kadrosunun tartışmayı hükumete çekmekten ve şantaj yapmaktan medet um- dukları one surulerek "Şantaj yoluyla kurultayda seçim kazan- mayı besaplayanlar bu şantaj yöntemlerinin partililerden ve deiegelerden görduğu bu tepki karşısında busbutun şaşırmış- lardır" goruşune >er verildi Yeni Sol'dan açıklama yapüa- rak eleştirilen Kultur Bakam Fikri Sağlar, soz edılen demecin doğru ohnadığını belirtti. Sağ- lar, Hurriyet gazetesini arayarak haberin duzeltilmesini istedi ve sadece "Sayın Baykal kazanırsa bize cekilmek duşer" dediğini ve onun dışında kendisine atfen ve- rilen demecin doğru olmadığını söyledi. Öte yandan Yem Sol kanadın- dan Fuat Atalay, Kultur Bakanı layarak "Yaptığı parti ahlakına sığmaz. Biz uzlaşma anyorduk, ama verdikleri demeclerden son- ra biz kazanırsak Onur Kumba- racıbaşı, Tahir Köse, Fikri Sağ- lar, Mehmet Moğultay'ın kabi- nede lmlmfl<a mümkttn değildir" dedi. Inönu dün aralannda Istan- bul, Ankara ve Izmir il başkan- lannın da bulunduğu 10 il baş- kanıyla genel merkezde bır toplan- tı yaptı. Genel Sekreter Cevdet Selvi'nin de katıldığı toplantıda, "durum degerlendirmesi" yapıl- dı. Toplantıda Inönu'nün ıl baş- kanlarından "kapsamlı" bir parti meclisi listesi hazırlamala- rını istediği belirtildi. Aynı baş- kanlar Genel Sekreter Cevdet Selvi ile de bir araya gelerek yak- laşık 1.5 saat göruştuler. renlerin aceleci beyanatlannı an- layışla karşüıyorum. Turkive1 de çalışma banşı ve ILO standart- lannı sağlamaya çalışıyonız. Bu, çağdaş >e demokratik olmanın gereğidir" dıye konuştu. Çalışma banşını tam olarak sağlamaları için 12 Eylul'den kalma anayasanın engel oluştur- duğuna dikkat çeken Moğultay, "Sandıklardan çıkan oy, deği- şikliğe yetmiyor. Ama degişiklik için hazııiayacağımız taslağı partilere yollayacagız, demokra- siye ve çalışma barışına inanan herkes, bu taslağı imzalasın diyeceğiz" dedı. Turk-lş'in taslaktakı madde- lere ilişkin degişiklik onerileri ıse şöyle: • Bakanlık taslağında yer alan "işveren işçinin bfldirim suresi- ne ait ucretini peşin vermek su- retiyle hizmet akdini feshedebilir" şeklindeki hukum, işe iade kuralını sarsacagı için çıkanlmalıdır. lacak komisyonun çalışmalan şu noktalarda ozetleniyor: — Kamu personelinin işe alınmalannın hizmet içi egitim- leri ve yukselmeleri yeniden du- zenlenecek. Kamu görevlerine girişte tamamen objektif olan, fırsat eşitliğini gözeten ve dev- lete daha kaliteli personel gel- mesini sağlayacak duzenleme yapılacak. — Kamu personeünin terfıle- rinde liyakat ve kariyer esas alı- nacak. Liyakat objektif yön- temlerle saptanacak. Sicil siste- mi çağdaş gelişmelere uyumlu olarak duzenlenecek. — Hizmet içi egitimlerinde • "işe iade kararı verilen işçı altı ışgunu içinde işe başlamak zorundadır" hukmu gelıştırıle- rek, 6 gunluk surenin mahkeme karannın tebliğinden itıbaren ış- leyeceğı belırtılmelidır. • Vargıcın işe iade karan ye- rine işçinin altı ay ile bir vıllık ucreti tutannda bir tazminata hükmedebilmesi, haksız çıkar- malarda asıl hedefin "eski işine iade edilmesi" temei duşuncesini sarsacaktır. Bu hukum, iyileşti- rilmelidir. • Işverenın fesıh hakkına ılış- kin koşullan ışçı lehıne ıyıleştı- rılmelı, boylece objektif olma- yan olçutler sınırlanıp kıdem tazmınatı muessesesi titızlikle korunmahdır. • İşverenin işyeri gerekleri ne- deniyle "kısa sureli" işçi calıştır- masına olanak sağlayacak degi- şiklik, gerek Borçlar Kanunu- nun hizmet akdi ile ilgili gerek- se de İş Yasası'nın temel hukum- lerine uygunluk gostermemekte- başarılı olanlara bir ödeme im- kânı getirilecek. Boylece hem eğitim teşvik edilecek hem de belirii görevlere gehnede zonın- lu hale getirilecek. Hangi göre- ve gelecek personelin hangi eği- timi bitirmesi gerektigi gorev ta- nımlanyfa saptanacak. — Ucret rejımınde yapılacak duzenlemelerle nitelikü persone- le daha yuksek maaş verilecek. — İhtiyaç üzeriode kadro kullanımının engellenmesi için kamu kunım ve kuruluşlarının standart kadrolan belirlenerek adama gore iş yerine, işe gore adam ilkesi hayata geçirilecek. dir. Bu yeni duzenlemede hizmet akdinin >asal unsurları dikkale alınmalıdır. İHD'den destek Insan Hakları Derneği Genel Sekreterı Akın Birdal, iş yasa taslağına ılışkin Çahşma ve Sos- yal Guvenlik Bakanı'na bır mektup gönderdı. Birdal, mektubunda bakanlı- ğın ış yaşamını duzenleyen ya- sa değışikhğı onenlerını benım- sedıklerını belirterek, bugune kadar haksızlığa uğramış ınsan- ların da goz onunde bulundu- rulmasını ıstedı. Birdal, yazısında 1402 sayılı Sıkıyönetım Yasası'na dayanı- larak ışlerine son verilen me- mur, oğretmen ve kamu çalışa- nı ışçılerın durumlarını ornek göstererek yeni çıkarılacak ya- sada bu tur uygulamaların olumsuz yonlerını giderecek du- zenlemelere yer verilmesmı ıste- dı. DGM SAVCILIGI'NIN FEZLEKESI , dağdan inip Meclis'e girdî' ANKARA (Cumhuriyet Burosu) — Ankara DGM Sav- cılığı, HEP kokenli mılletve- killeriyle bırlikte, "PKK'nın dağdan inipMeclis'e girdiği" ni öne surerek, bu milletvekıl- lerinin Meclıs'teki ve dışında- kı eylemlerıni "vatan hainliği suçu" olarak nıteledi. DGM Başsavası Nusret De- miral imzasıyla, dokunulmaz- lıklannın kaldınlması ıstemıy- le Meclis'e gondenlen, ancak TBMM Başkanı Husamettin Cindoruk tarafından, "Mec- lis'e hakaret edildiği" gerekçe- siyle gerı çevrilen 32 sayfalık fezlekede, mületvelrilleri hak- kında, TCK'nın ölüm cezası istemi içeren ve PKK sanıkla- rına uygulanan 125. maddesi uyannca soruşturma yapılma- sı gerektiğini savunuldu. HEP kökenli milletvekille- rmin, Meclis'e yeşil, kırmızı ve sarı renklerden oluşan ve "PKK orgutunun Kurt halkı diye tanımladığı bir toplulu- ğun bayragını simgeleyen" renkte saç bandı ve mendülerle geldikleri anımsatılan fezleke- de, "Bayrak, hangi taraftan bakılırsa bakılsın istiklal ala- metidir" denılerek, ozetle şu göruşlere yer verildi. "PKK ve diğer bolucu or- gütler, Türkiye'de Turk bay- rağından başka bir bayrak aç- mak, Turk isa'klalini, devletin bölunmez butunluğunu bozu- cu ve yıkıcı, diğer bir deyimle Turk devletini ülegal yollardan ve silahh çete teşkil ederek bol- mek için girişilen yollardan yalnız bir tanesidir. İste, yasadışı PKK orgutu- nun Turkiye Cumhuriyeti dev- letini bolmek için yunıttuğu si- lahh terorun yanında sanıkla- rın başka bir yolda çalışarak eylemlerıni yuce Meclis'e ka- dar getirip gerçekleştirmeleri arasında hem organik hem fi- ü yapısıyla sıkı sıkı bir bağlantı ve ilgi vardır. Doğu ve Güneydoğu Ana- dolumuz'da sanıkların bağlı olduğu PKK yasadışı orgutu- nun silahh saldmları ve her gun gorevlı \e masum vatan- daşlanmızın kadedilmesi goz- den uzak tutulmazsa, yuce Meclis içinde de sanıklann po- litik çerçevede goruntusuyle başka bir şekilde aynı eylemin Oğretmene (Baftarafi 1. Sayfada) nin, öğretmenlerin yeni eğitim yılında kendi çocukları için ya- pacaklan okul masraflanna kat- kıda bulunabileceğini kaydetti. Milli Eğitim Bakanlığı konuyla ilgili araştırmaya başlarken Musteşar Prof.Dr. Ersen şunla- n söyledi: "Bu konuda karşımızdaki en buyuk sorun, kaynak sorunu. Çeşitii geiirierimizi gozden geçi- receğiz ve ilk-orta dereceli okul- lardaki oğretmenlerimize bu yıl bir kereye mahsus olmak uzere ek ikramiye odenmesine çalışa- cağız. Kaynak durumuna gore ödemenin 24 Kasım Öğretmen- ler Gunu'nde mi, yoksa ögretim başka bir çeşidini vapacakla- rını duşunmek en doğru iştir. Çunku PKK yasadışı orgutu- nun ve ozgurluk yoluyla Kur- distan konusu istismar edile- rek 22 kişi millelvekili kisve- siyle yuce Meclis'e yasal yol- ları delerek girmeyi başarmış- lardır. Şimdi y^ıce Meclis'te yasama dokunuhnazlığı içinde eylemlerıni surdurecekleri açıktır. Mesele sanıldığından daha ciddidir, bir vatandaşın ifadesiyle PKK yasadışı orgu- tu dağdan inmiş yüce Meclis'e girmiştir." Fezlekede, mületvekıUennın eylemlerinin, PKK örgutu ile ilişık olduğu da one surulerek, bunun da 125. madde kapsa- mında olduğu belırtıldı. yılı başlangıanda mı olacağına karar verilebilir. Anlayışımıza gore öğretmenler bu toplumun gözbebeğidir. Toplumun ileri gitmesi için iyi öğretmenden başka çözüm yoktur. Bugun ya- pılacak iyileştirmeler de mahsu- lünii ileride verir." Mıllı Eğitim Bakanı koksal Toptan, yıhn öğretmeni seçimiy- le ilgili şikâyetlerin kendisine ulaştığjnı belirterek "Bazı kişi- leri masa başına toplayıp yılın ögretmenini beuriedikkri soyle- ni>or. Bu u>gulama>ı kaldırdım demek istemiyonım, ama du- zenlemelere gidilebilir. Bana go- re butıin öğretmenler yılın ogretmenidir" dedi. Demiral'a inceleme, Cindoruk'a övgü (Baştarafı 1. Sayfada) ğu'nun, fezlekeyı hazırlay.an savcının, hukuka uygun davra- nıp davranmadığı ve gorev ala- nının dışına taşıp taşmadığı yonlerinden inceledığını, bu yonde ciddi bulgular elde edıl- mesı halinde konunun Hâkım- ler ve Savcılar Yuksek Kurulu'- nun onune geleceğını bildırdı. Kurulun, incelemenin sonucuna gore Demiral hakkında soruş- turma açılıp açıhnayacağına ka- rar vereceğı de belırtıldı. Oktay, bir soru uzerine, ken- disinin Demıral'ı gorevden ahna yetkisinin bulunmadığını da bıl- dirdi. Oktay, "Bakanlık olarak bizim hiçbir şekilde gorevden al- ma yetkimiz yok. Bu konudaki yetki doğrudan doğruya Hâ- kimler ve Savcılar Yuksek ku- ruluna ait. Biz, şimdi disiplin yonunden gerekli işlemi başlat- tık, sonucunu da yetkili olan o Kunıi'a sunacağız" dedi. Bu arada, DGM Başsavcısı Böyle bir donemde TBMM'nin en ust koltuğunda oturan siya- set adamının, hukukun ustun kılınması, demokratikleşme doğrultusundaki çabalannı se- vinçle karşılıyoruz." TBMM Başkanı Cindoruk da uyesi olduğu TBB'yi ziyaret et- mekten onur duyduğunu behr- terek şoyle konuştu: "Meclis iş- levini yapamıyorsa, Meclis ka- panmışsa, yargınm millet adına görev yapması, sadece roman- tik bir nitelikte kalır. Zira yar- gının uyguladığı yasalan yapan meclis kapanmışsa, onuö yaptı- ğı yasalan uygulayan yargının millet adına işlev yaptığı tartı- şüır." Kısa sure içinde, TBMM'nin bir kurucu meclis ya da bir da- mşma meclisi olmadığının anla- şüacağını behrten Cindoruk söz- lerini şoyle» surdurdu: "Meclisi- miz guçlendiği, kişiHgini ulkenin her koşesinde ve herkese karşı ağıriığıyla ortaya koyduğu za- tepkiyi son derece haklı ve doğ- ru bulduğumuzu kamuoyuna duyurmayı Turk demokrasisi- nin geleceği bakımından yerine getirilmesi gerekli bir odev sa- yıyoruz. Hatırlatmak isteriz ki anayasa ilkeleri yasama ve yu- nitme organlan gibi yargı orga- nını ve bu arada savcüan da bağlar, devletin guvenliğini ve bütiinlüğünu konıma iddiasıy- la demokratik devletin temel hukuk kurallannı çiğnemeye kimsenin hakkı olmaz." SHP Grup Başkanvekili Gur- kan, bir gazetecmin sorusu uze- rine, DGM Yasası'nın değıştiril- mesi için Adalet Bakanlığı'nda çahşmaların surdurulduğunu, kaldmhnasının ise "DGM ana- yasanın uzantısı bir kurum" ol- duğu içın uzun sure alacağını söyledi. Gurkan, Adalet Bakan- hğı'nın fezlekeyi Meclis'e gon- derip geri çevirmemesinin yan- hş olmadığını da belirtti. sinin mayıs ayında sona ereceği bildirildi. Adalet Bakanhğı kay- naklarından alınan bılgılere go- re Demiral'ın görev suresı uza- tılmayacak. Demiral'ın bakan- hk bunyesinde pasif bir göreve ahnabileceği de ıfade edildı. Cindoruk: Kurucu meclis değiliz TBMM Başkanı Husamettin Cindoruk, Turkiye Barolar Bir- liği (TBB) Başkanı Önder Sav'ı ziyaret ederek bir sure göruştu. TBB Başkanı Sav, ziyaret sıra- sında yaptığı konuşmada Cin- doruk'a şunları söyledi: "Kısa siırede Turk toplumu- na, demokrasisine ve siyasal ya- şamına verdiğiniz mesajlardan dolayı sizi kutlamak istiyorum. bitecektir." SHP'den Cindoruk'a övgü Öte yandan SHP Mechs Gru- bu dun bir bildin yayımlayarak 22 milletvekilinin idamı istenen DGM fezlekesini geri çevirdiği için TBMM Başkanı Cindo- ruk'a teşekkur etti. SHP Grup Başkanvekili Ayduı Guven Gür- kan tarafından açıklanan bildı- ride şu göruşlere yer verildi: "Ankara DGM Savcısı'nın anayasaya aykın olarak kaleme alınan ve Meclis kursusunden soylenmiş sozleri suclama konu- su yaparak 22 milletvekilinin idam istemiyle yargılanmasını isteyen fezleke karşısında TBMM Başkanınca gosterilen Bu arada eski milletvekülerin- den Hasan Celal Guzel'uı An- kara DGM Başsavcısı Nusret Demiral ve DGM Savcısı Ülku Coşkun hakkında açtığı 5O'şer milyon liralık tazminat davası- na devam edildi. Ankara 24. Ashye Hukuk Mahkemesi'ndeki duruşma, Adalet BakanlığVna yazılan muzekkerelerin cevabı gelmedı- ği için ileri bir tarihe ertelendi. Hasan Celal Guzel, kamuo- yunda 'krıpto davası' olarak bı- İinen davaya adının kanştınldığı gerekçesıyle DGM Başsavcısı Nusret Demiral ve Savcı Ülkü Coşkun'a, kişilik haklanna sal- dırıda bulunulduğu gerekçesiy- le 50'şer mılyon liralık tazminat davası açmıştı. Çalışma Banşı Deyince... (Baştarafi I. Sayfada} meye calısıyoruz Guçsuzlerın ezılmemesıne, emeğın ezılmemesihe calısıyoruz Bundan is- verenlerın urkmemelerı lazım. Her olayda ta- raftarı dınlıyorum Taraflardan kacırarak, 'ken- di mantığımızla yaptığımız doğrudur' demıyo- ruz Türkiye'de ozgurluklenn harmanını yap- mak ıstıyoruz Uzlaşmak ıstıyoruz. Onun içın aklımın kosesınden geçmez, ışverenlerı has- mane kaoul edıp yasa hazırlamak.'' Sayın Moğultay'ın bu sozlerı makuldur Bır nokta herhalde goz ardı edılemez 12 Eylul askerı donemınde çalışma yaşamı sen- dıkalar açısından cendereye sokulmuştur Devlet, ışçıyı işveren karşısında guçsuz kı- lan olağanustu mudahalecı bır rolun sahıbı olmustur Boyle bır duzen geçerlıydı 11 yıl boyunca. O yuzden çalışma yasamında demokratık- lesmenın gereğı olan bazı duzenlemelerın yapılması olumlu bır gelışme sayılmalıdır * Ama, bu duzenlemeler yapılırken bazı noktalara ozen gösterılmesı yerınde olur Dıkkatsızlık ve geçmış deneyımlerden ders çıkarmamak, çalışma banşı derken tam ter- sını beraberınde getırebıhr Bırıncı nokta- Yasal duzenleme yapılırken siyasal ıktıdar, işveren kuruluşları ve sendı- kalar arasında dıyalog ve uzlaşma mekanız- masının oluşturulmasında buyük yarar go- ruyoruz. Belırlı temel ılkelerde tarafların an- laşması, çok iyi bır başlangıç olabılır Ikıncı nokta Gerçekçılikten uzak yasal du- zenlemeler, bır yandan ıstıkrarsızlık kaynak- ları yaratırken, ote yandan tıpkı ekonomık gerceklere aykırı bağlanmış toplusozleşme- ler gıbı, kâğıt ustunde kalabılmektedır Ucuncu nokta İşveren ve ışçı orgutlerının calısma yasamına ılışkin bugune kadarkı yaklaşım ve alışkanlıklannı gozden geçırıp yer yer değıştırmelerı kaçınılmazdır. Işverenler, verımlılık ve üretım gıbı konu- lara ya da belırlı sorunlannın çözümüne ış- cıyı veya sendıkayı ortak etmenin yollannı ar- tık aramalıdırlar Katılımın verımlilığe olum- lu katkısını goz onunde tutmalıdırlar Bunun gıbı, sendıkal kuruluşlar da gunü- müzde bırçok alışkanlıklannı bırakıp anlayış- larını gozden geçırmek durumundadırlar. Her şeyden once uretım ve verımlilık hesap- ları yalnız ışverenı değıl, sendıkayı da ılgılen- dırıyor "Pastanın buyumesı" artık sadece ışverenın sorunu olamaz. Unutmayalım, bılımsel teknolojık devrım, her şeyı olduğu gıbı sendıkacılığı da değış- tırmektedır Eski tıp dıyebıleceğımız sendı- kacılık anlayışı, haklann kâğıt ustünde kal- masını, ışsızlık ve sendıkasızlaşmayı getır- mektedır Dorduncu nokta- Devlet, işveren ve ışçı ku- ruluşları arasında "toplumsal uzlaşma" dı- ye nıtelenebılecek uçlü bır dıyalog mekanız- ması kurulabılmelıdir. Ispanya, Isveç ve Al- manya başta olmak üzere gelışmış demok- ratik ulkelerde, pastayı büyütmek ıçın bu tür uzlaşmalara ozellıkle yakın geçmışte çok sık gıdılmıştır * Bır nokta sureklı vurgulanmalı: Çalışma barışımn gerçek anlamda kuru- labılmesı, son tahlılde ancak ekonomınin adam edılmesıyle mümkündür. Bu da herkesın sorunudur Yasal duzenlemelenn, yazılı kuralların da kuşkusuz bu bakımlardan olumlu katkıtarı olabılır Ama ekonomınin gerçeklerınden ko- pulursa hıcbır yere varılamaz O yuzden eğer çalışma banşını gerçekten ıstıyorsak, olayın tek boyutlu olmadığını he- pımızın artık oğrenmesınde yarar vardır Can Cangır Özal'ın müşavirliğine getiriliyor ANKARA (Cumhuriyet Bu- rosu) — Toplu Konut Idaresi'n- de ust yönetim değişikliği suru- yor. Başkandan sonra başkan yardımcılan değişirken idarenin bugune kadarki işlem ve uygu- lamaları için soruşturma açılı- yor. Toplu Konut Idaresi'nin (TKl) iki başkan yardımcısı dun istifa etti, yerlerine yeni atama yapıldı. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ilk damadı Sait Gonenç ile Özal'a yakınlığı ile tanınan Can Cangır, yeni Başkan Yiğit Gülöksüz'un istegi uzerine dün istifalarını verdiler. AA'nın haberine göre koalis- yon hükumetince Toplu Konut Idaresi Başkanvekilliği görevin- den ahnan Can Cangır, Cum- hurbaşkanlığı Müşavirliği'ne atanacak. Bır sure Toplu Konut Idaresi Başkarfvekilhği yapan Can Can- gır, Yiğit Gulöksuz'ün koahsyon hükumetince Toplu Konut Ida- resi Başkanlığı'na atanması uze- rine bu görevinden ahnmıştı. Cangır'ın Cumhurbaşkanhğı Müşavirliği'ne atanmasına iliş- kin ışlemlerin surdürülduğu öğ- renildi. Cangır ve Gönenç"m istifasıy- la boşalan başkan yardımcıhk- lanna Gokhan Menteş ile Ömer Kıral atandı. KİLERCİOĞLU AÇ1KLADI: Zengin bakanlann vergi borçlan Mafya (Baştarafı 1. Sayfada), Mafya aılesının liderliğini yap- tığı öne surulen Gambino'nun, amcasının öcunu almak için Gotti'nin "başını getirene" ödul koyduğu söyleniyor. 1800 dolarlık takım elbisele- ri, elişi kravatları, New York'- un en pahaiı lokanta ve gece ku- luplerindekı şaşaah yaşamı ile dikkatleri çeken Gotti, bu sefer mahkemede, 'kuçuk ttalya' ola- rak bilinen Manhattan'ın gune- yindeki ttalyan mahallesinde bir kulupte gizlice teybe alınmış ko- nuşmaları ile karşılaşacak. Dun başlayan mankemenin uç ay devam etmesi bekleniyor. Pek çok gozlemci, bu davanın mafyanın geleceği açısından pek önemh bır anlamı olmadığını behYtiyor. Kimilerine göre Gotti son derece zeki ve bir balık gibı kaygan. Soruşturma altında ol- duğunu bile bile yasalara aldı- nş etmeyen, çekinmeden basına reklamını yapan, son altı aydır kesinlikle vergi odemeyen Got- ti'nın ashnda "bir aptal" oldu- ğunu söyleyenler de var. Devlet Bakanı Kilercıoğlu, ANAP'h Mehmet Gedik'ın trilyoner bakanlann mal be- yanlarına esas teşkil eden son 10 yıldakı vergi beyannamele- rine ve sahip oldukları şirket- lerın 1.11.1991 tarıhı ıtıbariyle prım, vergi ve kredi borcu olup olmadığına ilişkin sozlu soru önergesini yanıtladı. Kilercioğ- lu, Vergi Usul Yasası nedenıy- le 5 yıllık zaman aşımından do- layı son 5 yıldan onceki rakam- lann tespit edilemediğini belir- terek şu bilgiyi verdi: Devlet Bakamı öater Bar«tça: 1990sonrası kuru- lan bir şirketteki yuzde 25 his- «sesınden dolayı ödenmemış herhangi bır SSK primı, vergi, konut edindirme ve tasarruf teşvik fonları borcu ile kamu bankalarına kredı borcu bulun- muyor. Devlet Bakanı 1M.A11 Yılmaz: 1986'da beyan olu- nan vergi matrahı 600 milyon 666 bin 065 Ura, tahakkuk eden ve ödenen vergi ise 295 milyon 683 bin TL'dir. 1987 yılında beyan edilen matrah bır mılyar 130 milyon 264 bin 135 lıra, ödenen vergi ise 560 milyon 482 bm 068 liradır. 1988'de ıse 537 milyon 977 bin lıra, buna kar- şı ödenen vergi ise 258 milyon 238 bin 514 liradır. 1989'da 91 milyon 651 bin 970 lira ödenen vergi 36 milyon 743 bin 387 li- radır. 1990 yılında ise matrah 57 milyon 146 bm 13 TL, öde- nen vergi 20 milyon 58 bin 400 TL'dir. Şirketle ilgili olarak Trabzon, Pendik, Bakırköy ve Kadıköy sigorta mudurlukle- rinden ahnan bilgilere gore Ka- dıköy Sigorta Mudurluğu'ne 11 milyon 135 bin 56 lira prim as- h, 24 milyon 350 bin 400 lira gecikme zammı olmak uzere toplam 35 milyon 489 bin bor- cu bulunduğu, diğer müdur- lükler itibarı ile herhangi bir borcu olmadığı anlaşılmıştır. Bakanın özel ve kamu banka- larına herhangi bir kredi bor- cu yoktur. Devlet Bakau Meh- Batallı: 1986: Matrah 190 milyon 214 bin lıra, vergi tutarı 86 milyon 457 bin, öde- diği vergi 18 milyon 464 bin li- Ta. 1987: Matrah 232 milyon 430 bin lira, vergi tutarı 345 milyon 333 bin 899 lira, ödediği vergi 75 milyon 72 bin 586 li- ra. 1989: Matrah 1 mılyar 32 milyon 34 bin, vergi tutarı 477 milyon 736 bin 37, ödenen ver- gi ise 103 milyon 203 bin 486 lira. 1990: Matrah 894 milyon 662 bin 796, vergi tutarı 414 milyon 544 bin 886, ödediği vergi 89 milyon 466 bin 200 li- ra." Batallı 'nın ilgili olduğu şir- ketlerin herhangi borcu olma- dığı belirtildi. Batallı'nın beya- nına göre söz konusu şirketle- rin özel bankalara olan kredi borcu toplamını 5 milyon 265 bin Amerikan Doları. Eaerjl ve Taki y •aklar Bakaaı Ersia Fa- ralyah: 1504'ten fazla hissesi olduğu şirket Kısmet Deri Sa- nayi ve Ticaret AŞ'nin 1987 yı- hndan bu yana devamlı zarar ettiğinden Kurumlar Vergisi ödemediğini kaydetti. Kilerci- oğlu, Faralyalı'nın 19.7.1991 tarihi itibanyla SSK'ya 536 milyon 235 bin liralık ana pa- ra borcu olmak üzere toplam 1 milyar 536 milyon 364 liralık borçla ilgili olarak icra takibi- tün sürduğünü söyledi. Kilerci- oğlu, Faralyalı'mn ifadesine göre şirketin bankalara olan borçlannm toplamının 1 milyar 103 milyon 325 bin lira olduğu- nu şirket zor duruma duştu- ğünden, 10.3.1988 tarihinden sonra herhangi bir kredi kul- lanmadığını anlattı. Devlet Bakau Cavk Çaflar: Devlet Bakanı Çağ- lar'ın vergi, SSK prim ve hiz- met zammı borcu bulunmuyor. Kilercioğlu, Çağlar'ın beyanı- na göre kamu ya da özel ban- kaya kredi borcu bulunmadığı- nı belirterek Bankalar Yasası'- na göre bu konuda bilgi sağla- namadığını kaydetti. Zengin bakanlar kavgası Eller(Baştarafı 1. Sayfada) nm, mılletın \e devletin gelece- ğıne hep beraber sahıp çıkmaya devam edeceklerini bıldıren Baş- bakan, "Clke sizlerden fedakâr- lık isteyecek. Bunu hep beraber yapacağız. Ülkemizin bölunmez butunluğunu, Turkiye devletinin sonsuza kadar varlığına inana- rak Ataturk'un gosterdiği yolda hep birlikte Turkiye'yi demok- rat, buyuk ulke yapacağız" dı- ve konuştu. Yarınların gençlerın olduğunu ve bu yannlan bugun- den kurma kararında oldukları- nı ıfade eden Demırel, Turkı- ye'nın susan Turkıye'den konu- şan Turkiye'ye gittiğine ışaret ederek "Korkulan Turkiyesi'n- den guven Turkiyesi'ne gidece- ğiz. Biz dogruluk peşindeyiz. Doğruyu buluncaya kadar ara- yacağız" dedı. Demırel, daha sonra Izmır'ın tek gokdeleni olan 32 katlı Hıl- ton Oteh'nı gezdi ve öğleden sonra da Izmır Buyukşehır Be- ledıye Meclısı'nde Izmır Valılı- ğı ve 33 kuruluşun verdığı brıfinge katıldı (Baştarafı 1. Sayfada) lar. Yaşar Topçu ANAP'hlara, "Biz sizin gibi nufuz suiistima- li ile zengin olmadık" diye ba- ğırırken, ANAP'hlar "Sana da sıra gelecek" karşılığını verdıler. Daha sonra kursuye gelen Devlet Bakanı Orhan Kilercioğ- lu, kabmedekı bakanlann prim, vergi ve kredi borçlan ile ode- dikleri vergi tutarlannı açıkladı. ANAP Bursa Milletvekili Mehmet Gedik, Devlet Bakanı Cavit Çağlar'ın 1 trilyon mal varhğı olduğunu ve 1980 önce- si vergi kaçırdığını söylediğinı hatırlatarak Çağlar'ın ANAP döneminde 50 milyon dolarhk açığını nasıl kapattığını sordu. Gedik, Çağlar'ın Bursa Gem- lik'teki tatil sitesinin bazı evle- rinin Hazine arazisi uzerine ka- çak yapıldığını, bu konutlarla il- gili yıkım kararı ahndığını da anımsatarak "Sayın Çağlar'ın kullandığı banka kredileri, ça- hşûrdığı işçilerin prim borçlanm ödeyip ödemediği, kamuya olan borçlan açıklanmalıdır" dedı. Gedik, Devlet Bakam Kiler- cioğlu'nun yanıtlarını tatmin edici bulmadığını da ıfade ede- rek "TBMM başkanının hüku- metin teşkili ve bakanlar kunı- lu üyelerinin tespiti ile ilgili en- dişelerinin doğru olup olmadı- ğı Başbakan tarafından cevap- lanmalıdır" diye konuşunca Ulaştırma Bakanı Yaşar Topçu, oturduğu sıradan ayağa kalka- rak "Yeter artık. Burada bulun- mayan bir şahsı suçlamasına izin venneyin" diye mudahale etti. Topçu, Gedik'in sözünün ke- silmesi yolundaki itirazlannı surdurüken diğer bakanlar Şe- rif Ercan ile Orhan Kilercioğlu da bağırarak Gedik'i protesto ettiler. DYP ınilletvekilleri de sı- ra kapaklanna vurarak Gedik'- in sözünün kesilmesini istediler. Topçu'nun itirazlannı sür- durmesi uzerine ANAP'hlar Topçu'ya "Sen Çağlar'ın avu- katı mısın?" sorusunu yöneltir- ken, Topçu, "Evet avukattyım" karşılığını verdi. Oturumu yöneten Yasin Ha- tipoğlu'nun uyansı ile DYP'h- lerin protestolan arasında Ge- dik konuşmasını tamamladı. Hatipoğlu oturumu kapattıktan sonra, Topcu ile ANAP'hlar ye- niden söz düellosuna girdiler. Ulaştırma Bakanı Topçu, ANAP'hlara, "Biz sizin gibi nıifuz suiistimali ile zengin ol- madık. tşte böyle yavuz hırsız ev sahibinl basünr" diye bağı- nrken, ANAP'hlar, "Ayıptir. Sen bakansuı", "Kendlne gd", "Sana ne oluyor. Herhalde sı- ra bana gelecek diye korkuyor" karşıhklannı verdiler. Topcu'yu DYP'liler koluna gırerek dışanya çıkannca, olay yatıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle