Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
•i OCAK 1992* HABERLERİN DEVAMI CUMHURİYET/19
W\tafnai:
lcııruluşu.,
»lontrö'yü
etfcilemez
Personel rejimi değişiyorKadroların görev tanımı daha net yapılacak.
Devlete giriş ve yükseliş şartlannda objektif
kriterler getirilecek. Hizmet içi eğitimde
başarılı olanlara ödeme imkânı getirilecek.
ANKARV (AA) — Dısışleri
Bakanlığı <ozcu v;kilı Ferhat
A«_aman, "Bağımsz Doletler
T«»plulugu'Bun (BDr) kunlma-
sı» AfontröSozleşmtsi'ninısleyi-
şinai >t uygulanmasnı etkileme-
mektc dir" dedı
_y\taman, dun duıenlediği ba-
sır* toplantısında, MontroSozleş-
m e s i İıakkında basıada yer alan
tar"tışmalarlailgılibxsoruyu >a-
nıtlarken şo\le dedi
••*B DT'nin kurulması, Montro
SözJe;mesi'nin işleyişini ve uygu-
' lanmasını etkilemenektedir.
Est'ii Soyetler Birliği'nin
BDT'de bağımsız dfvlel olarak
yer alancumlıuriyetkeriıunhale-
fiyet >oluyla VIontro'ye taraf ol-
maJan, uluslararasıfaukukaçı-
sındsın mumkundır. BDT'yi
oluşiuran anlaşmalarda
SSCII'nin imzaladığı anlaşma-
lardan devraiınan nluslararası
yiıku tnluliıklerin ujgulanacağı
garacıti edilmiştir.
Öte yandan, Rasy» Federasyo-
nu Dıtşişleri Bakaniıgı'ndan ahi-
ren aJınan birnotada. federasyo-
nun Siovyetler Birliği'nin ulusla-
rarası anlaşmalardan kaynakla-
nan tumhak>eyukumlulukleri-
ni demhte edecegi ve Rusya Fede-
rasyonu'nun eski Sov>eller
Birli/»i'nce imzalanmış olan tum
anlaş malara taraf olarak mutaJaa
edilnıesi gerektigi bildirilmiştir.
Montro Sozlesmesi'nin uygu-
lanmasını denetim gorevi alan
Türkiye, Boğaz geçişlerhle ilgili
büdinmleri her zaman olduğu gi-
bi diğer akitlere iletmektedir.
1992 yılı içinde Ankara'daki Rus-
ya Federasyonu Buvukelçiligi-
nden iıç geçiş bildirimi alınmış
olup Ve>fiyetdiğerakitlere duyu-
rulmuştur."
ANKARA (Cumhuriyet Bıi-
rosu) — Devlet personel rejimi
değiştiriliyor. Devlet Bakanı Şe-
rif Ercan yaklaşık 20 yıldan bu
yana yururlukte olan personel
rejiminin son yıllarda çıkarılan
çok sayıda kanun hukmunde
kararname ile tumuyle değişti-
rildiğini ve içinden çıkılmaz hale
getirildiğini belirterek şöyle ko-
nuştu:
"657 sa>ılı Devlet Memurları
Yasası'nın en biiyük eksikliği
kadroların gorev tanımının ya-
pılmasını gerçekleştirememiş ol-
masıdır. Devlete giriş ve deviette
yukselme şartlannın objektif
olarak tespiti yapılmadığı süre-
ce sadece ucret satışlan sağlan-
ması yoluyla kamu personel re-
jimini ve kamu yonetimini iyi-
leştirmek mumkun değildir."
Çeşıtlı kamu kurum ve kuru-
luşlan temsilcilerinden oluşturu-
Moğultay'a Türk-İş desteği
(Baştaraft 1. Sayfada)
di.
Mehmet Moğultay'ın haarla-
dığı taslak, TISK, TOBB, İstan-
bul Sanayi ve Ticaret Odalan ve
son olarak da TUSİAD tarafın-
dan şıddetlı bır şekılde eleştirıl-
mışti. Onceki gun yapılan TÜ-
SIAD Genel Kurulu'nda gunun
konusu haline gelen tasarı, iş-
adamlarınca "ekoaomiyi iflasa
sürükleyecek" ve "işletmelerin
kapısına kilit vuracak" bir çalış-
ma olarak nıtelendirilmişti.
Genel kuruldan sonra verilen
yemekte Başbakan Suleyman
Demırel'e de bu yonde bır me-
saj veren ışadamlan, Demirel-
den "Oturup tartışmadan akla
sığmayacak bir şey yapmayız"
sözunu almışlardı.
Çalışma ve Sosyal Guvenlik
Bakanı Moğultay da ziyaret sı-
rasında yaptığı konuşmada
Türkiye'de demokrası ve çalışma
barışımn guvence altına ahnma-
sının ortak idealleri olduğunu
belırttı.
Işverenlere "hastra" olmadığı-
nı, ancak bazı açıklamalanru da
"hayreüe" karşıladığını belirten
Moğultay, "ILO standartlan
ayeti kerime değildir diyorlar.
Buna katılmak mumkun, işve-
LJiste pazarhğı
(Baştarafı 1. Sayfada) .
de karşılıklı suçlamaların artma-
sı ntdenıyle "gergin" geçmesı
beklenen kurultayda, dıvan baş-
kanlığı içın, geçen kurultavın
"en fazla o> alan" ve bır bakı-
ma uzerınde "konsensus" sağla-
nan kışısı Aydın Guven^Gurkan
en guçlu ada\
Baykal cephesi
Kunıltaya iki gun kala Baykal
ve arkadaşlarının temasları yo-
ğunlaştı. Miimtaz Soysal ve
Uluf Giirkan'ın Yeni Sol'un da
listelerınde yer alacağı belirtih-
yor. Baykal'ın listesinde yer ala-
cak olan Asaf Savaş Akat ve
Seyfettin Gürsel'ın bildıri yayım-
lamalarından da bu konuda ha-
berler çıkması uzerine vazgeçil-
di. Yenilikçi kanattan tnönu'ye
kar;ı olduğunu açıklayan Ertuğ-
rul Gıinay ile bazı arkadaşları-
na da lıstede yer verilebileceğı
belı rtiliyor.
Deniz Baykal ve Ismail Cem
başta olmak uzere bu kanadın
Tempo'yu protesto
18kişi
totuklandı
ERZURUM (AA)— Erzu-
ruı-n'da dün Hürriyet Gazetesı
ıle Tempo Dergisi'ni protesto
gösterileri sırasında çıkan olay-
larda gözaltına alınan 18 kişi,
bugün çıkanldıklan mahkeme-
ce tutuklandüar.
Gözaltına alınanlar, mahke-
mede izinsiz gösteri ve yüruyuş
yaptıklannı kabul ettiler.
Mahkeme daha sonra, Salih
Uylac, Necati Sercemeli, Doğan
Ateş, Mikail Aydın, Mustafa
Katmer, tbrahim Papağan, Ali
Güiogiu, Abdullah Karadağ,
Musa Altıntaş, Engin Çetinka-
ya, Ali Atmış, Abdıllmacit Ay-
doğdu, Murat Ülkü, Necdet Le-
vent, Mehmet Özyurt, Erdal
Buğday, îrfan Keleş ve Sıtkı Uy-
lac adlı kışileri izinsiz toplantı ve
yürüyüş yapmak suçundan tu-
tukladı.
1. KOŞU: F.Fakuy (3),
P.Albeni (1), S.Vahşi (2),
2. KOŞU: F.Artezyen (3),
P.Aybastı (5), PP. Mandalina
(1), S.Murruy Up (2),
3. KOŞU: F.Erdalbey (4),
P.Çerkezkızı (11), PP.Feyyaz
(2), S.Vefa (9),
" 4. KOŞU: F.Aslanım (3),
P.Gulen (9), PP.Cloe (8),
S.Wİod Mill (2),
5. KOŞU: F.Viva Zapata (5),
" P.Patron (2), PP.Zorbey (6),
"S.Oputent Mill (2),
i. KOŞU: F.Süslüihsan (8),
P.Muska (10), PP.Varol Izzet
(4), PP.Sambey (12), S.Turba-
tuı (5),
7. KOŞU: F.Osmancık 1 (6),
P.Polat (4), PP.Mercangüzeli
(5), S.Alarat (2).
önde gelen isimleri, Güneydoğu
delegelerini kendi taraflanna çe-
kebılmek ıçın tek tek goruşmeler
yapıyorlar. HEP kokenlı mıllet-
vekilleri kendi aralannda yap-
tıkları toplantılarda, Jnönu-
Baykal seçenekleri konusunda
bir göruş birliğıne varamadılar.
Mahmut Aunak, Abdulkerim
Zilan, Mahmut Kılıç, Sedat
Yurttaş ve Remzi Kartal, "Yeni
Sol"a destek eğilimine girdiler.
Bu isimlerden bazılanna PM lis-
tesinde yer verilmesi düşünülu-
yor.
Ancak, Muzaffer Demir, ken-
disinin "tarafsız" olduğunu, ar-
kadaşlarının çoğunun da tnö-
nü'den yana tavır aldığını söyle-
di.
Yeni Sol'dan dun yapılan ilk
yazıh açıklamada, "Kurultay ça-
üşmalannda MYK ve PM'nin
devre dışı bırakılması" eleştiril-
di. MYK'nın hazırlıklan göruş-
mek için toplanmadığı vurgula-
narak bu gelişmelerin "SHP'ye
hâkim olan yönetim anlayışının
ne denli yanlış ve sakat olduğu-
nu göz önıine sermekte ve bu
yönetim anlayışınm ve kadrosu-
nun değişmesinin partinin kunı-
luşu için zonınlu olduğunu
anlattıgı" savunuldu.
Bu kanadın ikinci açıklama-
sında da Kultur Bakanı Fikri
Sağlar'ın onceki gün Hürriyet
gazetesinde yer alan "İnönü'nün
kaybetmesi halinde bakaniıktan
çekilecekleri, Baykal'ın yeniden
oiuştnracağı koalisyon hiıkıime-
tine de gu\enoyu \ermeyecek-
leri" sozlerı eleştırıldı.
Açıklamada Sağlar'ın açıkla-
ması "yapay hukıimet tarüşması
yaratmak" olarak nıtelendi. Ay-
nca genel merkez kadrosunun
tartışmayı hükumete çekmekten
ve şantaj yapmaktan medet um-
dukları one surulerek "Şantaj
yoluyla kurultayda seçim kazan-
mayı besaplayanlar bu şantaj
yöntemlerinin partililerden ve
deiegelerden görduğu bu tepki
karşısında busbutun şaşırmış-
lardır" goruşune >er verildi
Yeni Sol'dan açıklama yapüa-
rak eleştirilen Kultur Bakam
Fikri Sağlar, soz edılen demecin
doğru ohnadığını belirtti. Sağ-
lar, Hurriyet gazetesini arayarak
haberin duzeltilmesini istedi ve
sadece "Sayın Baykal kazanırsa
bize cekilmek duşer" dediğini ve
onun dışında kendisine atfen ve-
rilen demecin doğru olmadığını
söyledi.
Öte yandan Yem Sol kanadın-
dan Fuat Atalay, Kultur Bakanı
layarak "Yaptığı parti ahlakına
sığmaz. Biz uzlaşma anyorduk,
ama verdikleri demeclerden son-
ra biz kazanırsak Onur Kumba-
racıbaşı, Tahir Köse, Fikri Sağ-
lar, Mehmet Moğultay'ın kabi-
nede lmlmfl<a mümkttn değildir"
dedi.
Inönu dün aralannda Istan-
bul, Ankara ve Izmir il başkan-
lannın da bulunduğu 10 il baş-
kanıyla genel merkezde bır toplan-
tı yaptı. Genel Sekreter Cevdet
Selvi'nin de katıldığı toplantıda,
"durum degerlendirmesi" yapıl-
dı. Toplantıda Inönu'nün ıl baş-
kanlarından "kapsamlı" bir
parti meclisi listesi hazırlamala-
rını istediği belirtildi. Aynı baş-
kanlar Genel Sekreter Cevdet
Selvi ile de bir araya gelerek yak-
laşık 1.5 saat göruştuler.
renlerin aceleci beyanatlannı an-
layışla karşüıyorum. Turkive1
de
çalışma banşı ve ILO standart-
lannı sağlamaya çalışıyonız. Bu,
çağdaş >e demokratik olmanın
gereğidir" dıye konuştu.
Çalışma banşını tam olarak
sağlamaları için 12 Eylul'den
kalma anayasanın engel oluştur-
duğuna dikkat çeken Moğultay,
"Sandıklardan çıkan oy, deği-
şikliğe yetmiyor. Ama degişiklik
için hazııiayacağımız taslağı
partilere yollayacagız, demokra-
siye ve çalışma barışına inanan
herkes, bu taslağı imzalasın
diyeceğiz" dedı.
Turk-lş'in taslaktakı madde-
lere ilişkin degişiklik onerileri ıse
şöyle:
• Bakanlık taslağında yer alan
"işveren işçinin bfldirim suresi-
ne ait ucretini peşin vermek su-
retiyle hizmet akdini
feshedebilir" şeklindeki hukum,
işe iade kuralını sarsacagı için
çıkanlmalıdır.
lacak komisyonun çalışmalan
şu noktalarda ozetleniyor:
— Kamu personelinin işe
alınmalannın hizmet içi egitim-
leri ve yukselmeleri yeniden du-
zenlenecek. Kamu görevlerine
girişte tamamen objektif olan,
fırsat eşitliğini gözeten ve dev-
lete daha kaliteli personel gel-
mesini sağlayacak duzenleme
yapılacak.
— Kamu personeünin terfıle-
rinde liyakat ve kariyer esas alı-
nacak. Liyakat objektif yön-
temlerle saptanacak. Sicil siste-
mi çağdaş gelişmelere uyumlu
olarak duzenlenecek.
— Hizmet içi egitimlerinde
• "işe iade kararı verilen işçı
altı ışgunu içinde işe başlamak
zorundadır" hukmu gelıştırıle-
rek, 6 gunluk surenin mahkeme
karannın tebliğinden itıbaren ış-
leyeceğı belırtılmelidır.
• Vargıcın işe iade karan ye-
rine işçinin altı ay ile bir vıllık
ucreti tutannda bir tazminata
hükmedebilmesi, haksız çıkar-
malarda asıl hedefin "eski işine
iade edilmesi" temei duşuncesini
sarsacaktır. Bu hukum, iyileşti-
rilmelidir.
• Işverenın fesıh hakkına ılış-
kin koşullan ışçı lehıne ıyıleştı-
rılmelı, boylece objektif olma-
yan olçutler sınırlanıp kıdem
tazmınatı muessesesi titızlikle
korunmahdır.
• İşverenin işyeri gerekleri ne-
deniyle "kısa sureli" işçi calıştır-
masına olanak sağlayacak degi-
şiklik, gerek Borçlar Kanunu-
nun hizmet akdi ile ilgili gerek-
se de İş Yasası'nın temel hukum-
lerine uygunluk gostermemekte-
başarılı olanlara bir ödeme im-
kânı getirilecek. Boylece hem
eğitim teşvik edilecek hem de
belirii görevlere gehnede zonın-
lu hale getirilecek. Hangi göre-
ve gelecek personelin hangi eği-
timi bitirmesi gerektigi gorev ta-
nımlanyfa saptanacak.
— Ucret rejımınde yapılacak
duzenlemelerle nitelikü persone-
le daha yuksek maaş verilecek.
— İhtiyaç üzeriode kadro
kullanımının engellenmesi için
kamu kunım ve kuruluşlarının
standart kadrolan belirlenerek
adama gore iş yerine, işe gore
adam ilkesi hayata geçirilecek.
dir. Bu yeni duzenlemede hizmet
akdinin >asal unsurları dikkale
alınmalıdır.
İHD'den destek
Insan Hakları Derneği Genel
Sekreterı Akın Birdal, iş yasa
taslağına ılışkin Çahşma ve Sos-
yal Guvenlik Bakanı'na bır
mektup gönderdı.
Birdal, mektubunda bakanlı-
ğın ış yaşamını duzenleyen ya-
sa değışikhğı onenlerını benım-
sedıklerını belirterek, bugune
kadar haksızlığa uğramış ınsan-
ların da goz onunde bulundu-
rulmasını ıstedı.
Birdal, yazısında 1402 sayılı
Sıkıyönetım Yasası'na dayanı-
larak ışlerine son verilen me-
mur, oğretmen ve kamu çalışa-
nı ışçılerın durumlarını ornek
göstererek yeni çıkarılacak ya-
sada bu tur uygulamaların
olumsuz yonlerını giderecek du-
zenlemelere yer verilmesmı ıste-
dı.
DGM SAVCILIGI'NIN FEZLEKESI
, dağdan inip Meclis'e girdî'
ANKARA (Cumhuriyet
Burosu) — Ankara DGM Sav-
cılığı, HEP kokenli mılletve-
killeriyle bırlikte, "PKK'nın
dağdan inipMeclis'e girdiği"
ni öne surerek, bu milletvekıl-
lerinin Meclıs'teki ve dışında-
kı eylemlerıni "vatan hainliği
suçu" olarak nıteledi.
DGM Başsavası Nusret De-
miral imzasıyla, dokunulmaz-
lıklannın kaldınlması ıstemıy-
le Meclis'e gondenlen, ancak
TBMM Başkanı Husamettin
Cindoruk tarafından, "Mec-
lis'e hakaret edildiği" gerekçe-
siyle gerı çevrilen 32 sayfalık
fezlekede, mületvelrilleri hak-
kında, TCK'nın ölüm cezası
istemi içeren ve PKK sanıkla-
rına uygulanan 125. maddesi
uyannca soruşturma yapılma-
sı gerektiğini savunuldu.
HEP kökenli milletvekille-
rmin, Meclis'e yeşil, kırmızı ve
sarı renklerden oluşan ve
"PKK orgutunun Kurt halkı
diye tanımladığı bir toplulu-
ğun bayragını simgeleyen"
renkte saç bandı ve mendülerle
geldikleri anımsatılan fezleke-
de, "Bayrak, hangi taraftan
bakılırsa bakılsın istiklal ala-
metidir" denılerek, ozetle şu
göruşlere yer verildi.
"PKK ve diğer bolucu or-
gütler, Türkiye'de Turk bay-
rağından başka bir bayrak aç-
mak, Turk isa'klalini, devletin
bölunmez butunluğunu bozu-
cu ve yıkıcı, diğer bir deyimle
Turk devletini ülegal yollardan
ve silahh çete teşkil ederek bol-
mek için girişilen yollardan
yalnız bir tanesidir.
İste, yasadışı PKK orgutu-
nun Turkiye Cumhuriyeti dev-
letini bolmek için yunıttuğu si-
lahh terorun yanında sanıkla-
rın başka bir yolda çalışarak
eylemlerıni yuce Meclis'e ka-
dar getirip gerçekleştirmeleri
arasında hem organik hem fi-
ü yapısıyla sıkı sıkı bir bağlantı
ve ilgi vardır.
Doğu ve Güneydoğu Ana-
dolumuz'da sanıkların bağlı
olduğu PKK yasadışı orgutu-
nun silahh saldmları ve her
gun gorevlı \e masum vatan-
daşlanmızın kadedilmesi goz-
den uzak tutulmazsa, yuce
Meclis içinde de sanıklann po-
litik çerçevede goruntusuyle
başka bir şekilde aynı eylemin
Oğretmene
(Baftarafi 1. Sayfada)
nin, öğretmenlerin yeni eğitim
yılında kendi çocukları için ya-
pacaklan okul masraflanna kat-
kıda bulunabileceğini kaydetti.
Milli Eğitim Bakanlığı konuyla
ilgili araştırmaya başlarken
Musteşar Prof.Dr. Ersen şunla-
n söyledi:
"Bu konuda karşımızdaki en
buyuk sorun, kaynak sorunu.
Çeşitii geiirierimizi gozden geçi-
receğiz ve ilk-orta dereceli okul-
lardaki oğretmenlerimize bu yıl
bir kereye mahsus olmak uzere
ek ikramiye odenmesine çalışa-
cağız. Kaynak durumuna gore
ödemenin 24 Kasım Öğretmen-
ler Gunu'nde mi, yoksa ögretim
başka bir çeşidini vapacakla-
rını duşunmek en doğru iştir.
Çunku PKK yasadışı orgutu-
nun ve ozgurluk yoluyla Kur-
distan konusu istismar edile-
rek 22 kişi millelvekili kisve-
siyle yuce Meclis'e yasal yol-
ları delerek girmeyi başarmış-
lardır. Şimdi y^ıce Meclis'te
yasama dokunuhnazlığı içinde
eylemlerıni surdurecekleri
açıktır. Mesele sanıldığından
daha ciddidir, bir vatandaşın
ifadesiyle PKK yasadışı orgu-
tu dağdan inmiş yüce Meclis'e
girmiştir."
Fezlekede, mületvekıUennın
eylemlerinin, PKK örgutu ile
ilişık olduğu da one surulerek,
bunun da 125. madde kapsa-
mında olduğu belırtıldı.
yılı başlangıanda mı olacağına
karar verilebilir. Anlayışımıza
gore öğretmenler bu toplumun
gözbebeğidir. Toplumun ileri
gitmesi için iyi öğretmenden
başka çözüm yoktur. Bugun ya-
pılacak iyileştirmeler de mahsu-
lünii ileride verir."
Mıllı Eğitim Bakanı koksal
Toptan, yıhn öğretmeni seçimiy-
le ilgili şikâyetlerin kendisine
ulaştığjnı belirterek "Bazı kişi-
leri masa başına toplayıp yılın
ögretmenini beuriedikkri soyle-
ni>or. Bu u>gulama>ı kaldırdım
demek istemiyonım, ama du-
zenlemelere gidilebilir. Bana go-
re butıin öğretmenler yılın
ogretmenidir" dedi.
Demiral'a inceleme, Cindoruk'a övgü
(Baştarafı 1. Sayfada)
ğu'nun, fezlekeyı hazırlay.an
savcının, hukuka uygun davra-
nıp davranmadığı ve gorev ala-
nının dışına taşıp taşmadığı
yonlerinden inceledığını, bu
yonde ciddi bulgular elde edıl-
mesı halinde konunun Hâkım-
ler ve Savcılar Yuksek Kurulu'-
nun onune geleceğını bildırdı.
Kurulun, incelemenin sonucuna
gore Demiral hakkında soruş-
turma açılıp açıhnayacağına ka-
rar vereceğı de belırtıldı.
Oktay, bir soru uzerine, ken-
disinin Demıral'ı gorevden ahna
yetkisinin bulunmadığını da bıl-
dirdi. Oktay, "Bakanlık olarak
bizim hiçbir şekilde gorevden al-
ma yetkimiz yok. Bu konudaki
yetki doğrudan doğruya Hâ-
kimler ve Savcılar Yuksek ku-
ruluna ait. Biz, şimdi disiplin
yonunden gerekli işlemi başlat-
tık, sonucunu da yetkili olan o
Kunıi'a sunacağız" dedi.
Bu arada, DGM Başsavcısı
Böyle bir donemde TBMM'nin
en ust koltuğunda oturan siya-
set adamının, hukukun ustun
kılınması, demokratikleşme
doğrultusundaki çabalannı se-
vinçle karşılıyoruz."
TBMM Başkanı Cindoruk da
uyesi olduğu TBB'yi ziyaret et-
mekten onur duyduğunu behr-
terek şoyle konuştu: "Meclis iş-
levini yapamıyorsa, Meclis ka-
panmışsa, yargınm millet adına
görev yapması, sadece roman-
tik bir nitelikte kalır. Zira yar-
gının uyguladığı yasalan yapan
meclis kapanmışsa, onuö yaptı-
ğı yasalan uygulayan yargının
millet adına işlev yaptığı tartı-
şüır."
Kısa sure içinde, TBMM'nin
bir kurucu meclis ya da bir da-
mşma meclisi olmadığının anla-
şüacağını behrten Cindoruk söz-
lerini şoyle» surdurdu: "Meclisi-
miz guçlendiği, kişiHgini ulkenin
her koşesinde ve herkese karşı
ağıriığıyla ortaya koyduğu za-
tepkiyi son derece haklı ve doğ-
ru bulduğumuzu kamuoyuna
duyurmayı Turk demokrasisi-
nin geleceği bakımından yerine
getirilmesi gerekli bir odev sa-
yıyoruz. Hatırlatmak isteriz ki
anayasa ilkeleri yasama ve yu-
nitme organlan gibi yargı orga-
nını ve bu arada savcüan da
bağlar, devletin guvenliğini ve
bütiinlüğünu konıma iddiasıy-
la demokratik devletin temel
hukuk kurallannı çiğnemeye
kimsenin hakkı olmaz."
SHP Grup Başkanvekili Gur-
kan, bir gazetecmin sorusu uze-
rine, DGM Yasası'nın değıştiril-
mesi için Adalet Bakanlığı'nda
çahşmaların surdurulduğunu,
kaldmhnasının ise "DGM ana-
yasanın uzantısı bir kurum" ol-
duğu içın uzun sure alacağını
söyledi. Gurkan, Adalet Bakan-
hğı'nın fezlekeyi Meclis'e gon-
derip geri çevirmemesinin yan-
hş olmadığını da belirtti.
sinin mayıs ayında sona ereceği
bildirildi. Adalet Bakanhğı kay-
naklarından alınan bılgılere go-
re Demiral'ın görev suresı uza-
tılmayacak. Demiral'ın bakan-
hk bunyesinde pasif bir göreve
ahnabileceği de ıfade edildı.
Cindoruk: Kurucu
meclis değiliz
TBMM Başkanı Husamettin
Cindoruk, Turkiye Barolar Bir-
liği (TBB) Başkanı Önder Sav'ı
ziyaret ederek bir sure göruştu.
TBB Başkanı Sav, ziyaret sıra-
sında yaptığı konuşmada Cin-
doruk'a şunları söyledi:
"Kısa siırede Turk toplumu-
na, demokrasisine ve siyasal ya-
şamına verdiğiniz mesajlardan
dolayı sizi kutlamak istiyorum.
bitecektir."
SHP'den Cindoruk'a
övgü
Öte yandan SHP Mechs Gru-
bu dun bir bildin yayımlayarak
22 milletvekilinin idamı istenen
DGM fezlekesini geri çevirdiği
için TBMM Başkanı Cindo-
ruk'a teşekkur etti. SHP Grup
Başkanvekili Ayduı Guven Gür-
kan tarafından açıklanan bildı-
ride şu göruşlere yer verildi:
"Ankara DGM Savcısı'nın
anayasaya aykın olarak kaleme
alınan ve Meclis kursusunden
soylenmiş sozleri suclama konu-
su yaparak 22 milletvekilinin
idam istemiyle yargılanmasını
isteyen fezleke karşısında
TBMM Başkanınca gosterilen
Bu arada eski milletvekülerin-
den Hasan Celal Guzel'uı An-
kara DGM Başsavcısı Nusret
Demiral ve DGM Savcısı Ülku
Coşkun hakkında açtığı 5O'şer
milyon liralık tazminat davası-
na devam edildi.
Ankara 24. Ashye Hukuk
Mahkemesi'ndeki duruşma,
Adalet BakanlığVna yazılan
muzekkerelerin cevabı gelmedı-
ği için ileri bir tarihe ertelendi.
Hasan Celal Guzel, kamuo-
yunda 'krıpto davası' olarak bı-
İinen davaya adının kanştınldığı
gerekçesıyle DGM Başsavcısı
Nusret Demiral ve Savcı Ülkü
Coşkun'a, kişilik haklanna sal-
dırıda bulunulduğu gerekçesiy-
le 50'şer mılyon liralık tazminat
davası açmıştı.
Çalışma Banşı Deyince...
(Baştarafi I. Sayfada}
meye calısıyoruz Guçsuzlerın ezılmemesıne,
emeğın ezılmemesihe calısıyoruz Bundan is-
verenlerın urkmemelerı lazım. Her olayda ta-
raftarı dınlıyorum Taraflardan kacırarak, 'ken-
di mantığımızla yaptığımız doğrudur' demıyo-
ruz Türkiye'de ozgurluklenn harmanını yap-
mak ıstıyoruz Uzlaşmak ıstıyoruz. Onun içın
aklımın kosesınden geçmez, ışverenlerı has-
mane kaoul edıp yasa hazırlamak.''
Sayın Moğultay'ın bu sozlerı makuldur
Bır nokta herhalde goz ardı edılemez 12
Eylul askerı donemınde çalışma yaşamı sen-
dıkalar açısından cendereye sokulmuştur
Devlet, ışçıyı işveren karşısında guçsuz kı-
lan olağanustu mudahalecı bır rolun sahıbı
olmustur
Boyle bır duzen geçerlıydı 11 yıl boyunca.
O yuzden çalışma yasamında demokratık-
lesmenın gereğı olan bazı duzenlemelerın
yapılması olumlu bır gelışme sayılmalıdır
*
Ama, bu duzenlemeler yapılırken bazı
noktalara ozen gösterılmesı yerınde olur
Dıkkatsızlık ve geçmış deneyımlerden ders
çıkarmamak, çalışma banşı derken tam ter-
sını beraberınde getırebıhr
Bırıncı nokta- Yasal duzenleme yapılırken
siyasal ıktıdar, işveren kuruluşları ve sendı-
kalar arasında dıyalog ve uzlaşma mekanız-
masının oluşturulmasında buyük yarar go-
ruyoruz. Belırlı temel ılkelerde tarafların an-
laşması, çok iyi bır başlangıç olabılır
Ikıncı nokta Gerçekçılikten uzak yasal du-
zenlemeler, bır yandan ıstıkrarsızlık kaynak-
ları yaratırken, ote yandan tıpkı ekonomık
gerceklere aykırı bağlanmış toplusozleşme-
ler gıbı, kâğıt ustunde kalabılmektedır
Ucuncu nokta İşveren ve ışçı orgutlerının
calısma yasamına ılışkin bugune kadarkı
yaklaşım ve alışkanlıklannı gozden geçırıp
yer yer değıştırmelerı kaçınılmazdır.
Işverenler, verımlılık ve üretım gıbı konu-
lara ya da belırlı sorunlannın çözümüne ış-
cıyı veya sendıkayı ortak etmenin yollannı ar-
tık aramalıdırlar Katılımın verımlilığe olum-
lu katkısını goz onunde tutmalıdırlar
Bunun gıbı, sendıkal kuruluşlar da gunü-
müzde bırçok alışkanlıklannı bırakıp anlayış-
larını gozden geçırmek durumundadırlar.
Her şeyden once uretım ve verımlilık hesap-
ları yalnız ışverenı değıl, sendıkayı da ılgılen-
dırıyor "Pastanın buyumesı" artık sadece
ışverenın sorunu olamaz.
Unutmayalım, bılımsel teknolojık devrım,
her şeyı olduğu gıbı sendıkacılığı da değış-
tırmektedır Eski tıp dıyebıleceğımız sendı-
kacılık anlayışı, haklann kâğıt ustünde kal-
masını, ışsızlık ve sendıkasızlaşmayı getır-
mektedır
Dorduncu nokta- Devlet, işveren ve ışçı ku-
ruluşları arasında "toplumsal uzlaşma" dı-
ye nıtelenebılecek uçlü bır dıyalog mekanız-
ması kurulabılmelıdir. Ispanya, Isveç ve Al-
manya başta olmak üzere gelışmış demok-
ratik ulkelerde, pastayı büyütmek ıçın bu tür
uzlaşmalara ozellıkle yakın geçmışte çok sık
gıdılmıştır
*
Bır nokta sureklı vurgulanmalı:
Çalışma barışımn gerçek anlamda kuru-
labılmesı, son tahlılde ancak ekonomınin
adam edılmesıyle mümkündür.
Bu da herkesın sorunudur
Yasal duzenlemelenn, yazılı kuralların da
kuşkusuz bu bakımlardan olumlu katkıtarı
olabılır Ama ekonomınin gerçeklerınden ko-
pulursa hıcbır yere varılamaz
O yuzden eğer çalışma banşını gerçekten
ıstıyorsak, olayın tek boyutlu olmadığını he-
pımızın artık oğrenmesınde yarar vardır
Can Cangır
Özal'ın
müşavirliğine
getiriliyor
ANKARA (Cumhuriyet Bu-
rosu) — Toplu Konut Idaresi'n-
de ust yönetim değişikliği suru-
yor. Başkandan sonra başkan
yardımcılan değişirken idarenin
bugune kadarki işlem ve uygu-
lamaları için soruşturma açılı-
yor.
Toplu Konut Idaresi'nin
(TKl) iki başkan yardımcısı dun
istifa etti, yerlerine yeni atama
yapıldı. Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın ilk damadı Sait Gonenç
ile Özal'a yakınlığı ile tanınan
Can Cangır, yeni Başkan Yiğit
Gülöksüz'un istegi uzerine dün
istifalarını verdiler.
AA'nın haberine göre koalis-
yon hükumetince Toplu Konut
Idaresi Başkanvekilliği görevin-
den ahnan Can Cangır, Cum-
hurbaşkanlığı Müşavirliği'ne
atanacak.
Bır sure Toplu Konut Idaresi
Başkarfvekilhği yapan Can Can-
gır, Yiğit Gulöksuz'ün koahsyon
hükumetince Toplu Konut Ida-
resi Başkanlığı'na atanması uze-
rine bu görevinden ahnmıştı.
Cangır'ın Cumhurbaşkanhğı
Müşavirliği'ne atanmasına iliş-
kin ışlemlerin surdürülduğu öğ-
renildi.
Cangır ve Gönenç"m istifasıy-
la boşalan başkan yardımcıhk-
lanna Gokhan Menteş ile Ömer
Kıral atandı.
KİLERCİOĞLU AÇ1KLADI:
Zengin bakanlann
vergi borçlan
Mafya
(Baştarafı 1. Sayfada),
Mafya aılesının liderliğini yap-
tığı öne surulen Gambino'nun,
amcasının öcunu almak için
Gotti'nin "başını getirene"
ödul koyduğu söyleniyor.
1800 dolarlık takım elbisele-
ri, elişi kravatları, New York'-
un en pahaiı lokanta ve gece ku-
luplerindekı şaşaah yaşamı ile
dikkatleri çeken Gotti, bu sefer
mahkemede, 'kuçuk ttalya' ola-
rak bilinen Manhattan'ın gune-
yindeki ttalyan mahallesinde bir
kulupte gizlice teybe alınmış ko-
nuşmaları ile karşılaşacak.
Dun başlayan mankemenin
uç ay devam etmesi bekleniyor.
Pek çok gozlemci, bu davanın
mafyanın geleceği açısından pek
önemh bır anlamı olmadığını
behYtiyor. Kimilerine göre Gotti
son derece zeki ve bir balık gibı
kaygan. Soruşturma altında ol-
duğunu bile bile yasalara aldı-
nş etmeyen, çekinmeden basına
reklamını yapan, son altı aydır
kesinlikle vergi odemeyen Got-
ti'nın ashnda "bir aptal" oldu-
ğunu söyleyenler de var.
Devlet Bakanı Kilercıoğlu,
ANAP'h Mehmet Gedik'ın
trilyoner bakanlann mal be-
yanlarına esas teşkil eden son
10 yıldakı vergi beyannamele-
rine ve sahip oldukları şirket-
lerın 1.11.1991 tarıhı ıtıbariyle
prım, vergi ve kredi borcu olup
olmadığına ilişkin sozlu soru
önergesini yanıtladı. Kilercioğ-
lu, Vergi Usul Yasası nedenıy-
le 5 yıllık zaman aşımından do-
layı son 5 yıldan onceki rakam-
lann tespit edilemediğini belir-
terek şu bilgiyi verdi:
Devlet Bakamı öater
Bar«tça: 1990sonrası kuru-
lan bir şirketteki yuzde 25 his-
«sesınden dolayı ödenmemış
herhangi bır SSK primı, vergi,
konut edindirme ve tasarruf
teşvik fonları borcu ile kamu
bankalarına kredı borcu bulun-
muyor.
Devlet Bakanı 1M.A11
Yılmaz: 1986'da beyan olu-
nan vergi matrahı 600 milyon
666 bin 065 Ura, tahakkuk eden
ve ödenen vergi ise 295 milyon
683 bin TL'dir. 1987 yılında
beyan edilen matrah bır mılyar
130 milyon 264 bin 135 lıra,
ödenen vergi ise 560 milyon 482
bm 068 liradır. 1988'de ıse 537
milyon 977 bin lıra, buna kar-
şı ödenen vergi ise 258 milyon
238 bin 514 liradır. 1989'da 91
milyon 651 bin 970 lira ödenen
vergi 36 milyon 743 bin 387 li-
radır. 1990 yılında ise matrah
57 milyon 146 bm 13 TL, öde-
nen vergi 20 milyon 58 bin 400
TL'dir. Şirketle ilgili olarak
Trabzon, Pendik, Bakırköy ve
Kadıköy sigorta mudurlukle-
rinden ahnan bilgilere gore Ka-
dıköy Sigorta Mudurluğu'ne 11
milyon 135 bin 56 lira prim as-
h, 24 milyon 350 bin 400 lira
gecikme zammı olmak uzere
toplam 35 milyon 489 bin bor-
cu bulunduğu, diğer müdur-
lükler itibarı ile herhangi bir
borcu olmadığı anlaşılmıştır.
Bakanın özel ve kamu banka-
larına herhangi bir kredi bor-
cu yoktur.
Devlet Bakau Meh-
Batallı: 1986: Matrah
190 milyon 214 bin lıra, vergi
tutarı 86 milyon 457 bin, öde-
diği vergi 18 milyon 464 bin li-
Ta.
1987: Matrah 232 milyon
430 bin lira, vergi tutarı 345
milyon 333 bin 899 lira, ödediği
vergi 75 milyon 72 bin 586 li-
ra.
1989: Matrah 1 mılyar 32
milyon 34 bin, vergi tutarı 477
milyon 736 bin 37, ödenen ver-
gi ise 103 milyon 203 bin 486
lira.
1990: Matrah 894 milyon
662 bin 796, vergi tutarı 414
milyon 544 bin 886, ödediği
vergi 89 milyon 466 bin 200 li-
ra."
Batallı 'nın ilgili olduğu şir-
ketlerin herhangi borcu olma-
dığı belirtildi. Batallı'nın beya-
nına göre söz konusu şirketle-
rin özel bankalara olan kredi
borcu toplamını 5 milyon 265
bin Amerikan Doları.
Eaerjl ve Taki y
•aklar Bakaaı Ersia Fa-
ralyah: 1504'ten fazla hissesi
olduğu şirket Kısmet Deri Sa-
nayi ve Ticaret AŞ'nin 1987 yı-
hndan bu yana devamlı zarar
ettiğinden Kurumlar Vergisi
ödemediğini kaydetti. Kilerci-
oğlu, Faralyalı'nın 19.7.1991
tarihi itibanyla SSK'ya 536
milyon 235 bin liralık ana pa-
ra borcu olmak üzere toplam 1
milyar 536 milyon 364 liralık
borçla ilgili olarak icra takibi-
tün sürduğünü söyledi. Kilerci-
oğlu, Faralyalı'mn ifadesine
göre şirketin bankalara olan
borçlannm toplamının 1 milyar
103 milyon 325 bin lira olduğu-
nu şirket zor duruma duştu-
ğünden, 10.3.1988 tarihinden
sonra herhangi bir kredi kul-
lanmadığını anlattı.
Devlet Bakau Cavk
Çaflar: Devlet Bakanı Çağ-
lar'ın vergi, SSK prim ve hiz-
met zammı borcu bulunmuyor.
Kilercioğlu, Çağlar'ın beyanı-
na göre kamu ya da özel ban-
kaya kredi borcu bulunmadığı-
nı belirterek Bankalar Yasası'-
na göre bu konuda bilgi sağla-
namadığını kaydetti.
Zengin bakanlar kavgası
Eller(Baştarafı 1. Sayfada)
nm, mılletın \e devletin gelece-
ğıne hep beraber sahıp çıkmaya
devam edeceklerini bıldıren Baş-
bakan, "Clke sizlerden fedakâr-
lık isteyecek. Bunu hep beraber
yapacağız. Ülkemizin bölunmez
butunluğunu, Turkiye devletinin
sonsuza kadar varlığına inana-
rak Ataturk'un gosterdiği yolda
hep birlikte Turkiye'yi demok-
rat, buyuk ulke yapacağız" dı-
ve konuştu. Yarınların gençlerın
olduğunu ve bu yannlan bugun-
den kurma kararında oldukları-
nı ıfade eden Demırel, Turkı-
ye'nın susan Turkıye'den konu-
şan Turkiye'ye gittiğine ışaret
ederek "Korkulan Turkiyesi'n-
den guven Turkiyesi'ne gidece-
ğiz. Biz dogruluk peşindeyiz.
Doğruyu buluncaya kadar ara-
yacağız" dedı.
Demırel, daha sonra Izmır'ın
tek gokdeleni olan 32 katlı Hıl-
ton Oteh'nı gezdi ve öğleden
sonra da Izmır Buyukşehır Be-
ledıye Meclısı'nde Izmır Valılı-
ğı ve 33 kuruluşun verdığı
brıfinge katıldı
(Baştarafı 1. Sayfada)
lar. Yaşar Topçu ANAP'hlara,
"Biz sizin gibi nufuz suiistima-
li ile zengin olmadık" diye ba-
ğırırken, ANAP'hlar "Sana da
sıra gelecek" karşılığını verdıler.
Daha sonra kursuye gelen
Devlet Bakanı Orhan Kilercioğ-
lu, kabmedekı bakanlann prim,
vergi ve kredi borçlan ile ode-
dikleri vergi tutarlannı açıkladı.
ANAP Bursa Milletvekili
Mehmet Gedik, Devlet Bakanı
Cavit Çağlar'ın 1 trilyon mal
varhğı olduğunu ve 1980 önce-
si vergi kaçırdığını söylediğinı
hatırlatarak Çağlar'ın ANAP
döneminde 50 milyon dolarhk
açığını nasıl kapattığını sordu.
Gedik, Çağlar'ın Bursa Gem-
lik'teki tatil sitesinin bazı evle-
rinin Hazine arazisi uzerine ka-
çak yapıldığını, bu konutlarla il-
gili yıkım kararı ahndığını da
anımsatarak "Sayın Çağlar'ın
kullandığı banka kredileri, ça-
hşûrdığı işçilerin prim borçlanm
ödeyip ödemediği, kamuya olan
borçlan açıklanmalıdır" dedı.
Gedik, Devlet Bakam Kiler-
cioğlu'nun yanıtlarını tatmin
edici bulmadığını da ıfade ede-
rek "TBMM başkanının hüku-
metin teşkili ve bakanlar kunı-
lu üyelerinin tespiti ile ilgili en-
dişelerinin doğru olup olmadı-
ğı Başbakan tarafından cevap-
lanmalıdır" diye konuşunca
Ulaştırma Bakanı Yaşar Topçu,
oturduğu sıradan ayağa kalka-
rak "Yeter artık. Burada bulun-
mayan bir şahsı suçlamasına
izin venneyin" diye mudahale
etti.
Topçu, Gedik'in sözünün ke-
silmesi yolundaki itirazlannı
surdurüken diğer bakanlar Şe-
rif Ercan ile Orhan Kilercioğlu
da bağırarak Gedik'i protesto
ettiler. DYP ınilletvekilleri de sı-
ra kapaklanna vurarak Gedik'-
in sözünün kesilmesini istediler.
Topçu'nun itirazlannı sür-
durmesi uzerine ANAP'hlar
Topçu'ya "Sen Çağlar'ın avu-
katı mısın?" sorusunu yöneltir-
ken, Topçu, "Evet avukattyım"
karşılığını verdi.
Oturumu yöneten Yasin Ha-
tipoğlu'nun uyansı ile DYP'h-
lerin protestolan arasında Ge-
dik konuşmasını tamamladı.
Hatipoğlu oturumu kapattıktan
sonra, Topcu ile ANAP'hlar ye-
niden söz düellosuna girdiler.
Ulaştırma Bakanı Topçu,
ANAP'hlara, "Biz sizin gibi
nıifuz suiistimali ile zengin ol-
madık. tşte böyle yavuz hırsız
ev sahibinl basünr" diye bağı-
nrken, ANAP'hlar, "Ayıptir.
Sen bakansuı", "Kendlne gd",
"Sana ne oluyor. Herhalde sı-
ra bana gelecek diye korkuyor"
karşıhklannı verdiler.
Topcu'yu DYP'liler koluna
gırerek dışanya çıkannca, olay
yatıştı.