Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahıbı Cumhunvtı Maıbaacılık *e Gazetecıhk Turk Anonım Şırkeıı
adına Vadır Nıdı 0 Genel Yavın Muduru Hasın Omal. Muesse«.e
Muduru Emınc l'şaklıgıi, Yazı Işle-ı Muduru Ok«> Goncnsın. #
Habcr Merkczı Mudurj V»|çın B«ver, Sayfa Duzenı Yontlmenı \li
A » • Temsılaler ANKARA. Ahmrt T«n. tZMtR HiknMt Çtanlu<yı.
lç Polıüka C*tal Basbngif. Dış HabtTİer Lnfiuı ItaJcı. Ekonoır.j Ongu T«rt»n. l> î^ndına Şakıma k n m . Kühür CcU Usttr.
Egıüm Gcacs) Ş*>tan Haber \ra$ürma Ismti Ekrkan. Yun Haber er Necdtt Dogmn, Sper Danı$manj Abdufludir Yocetou,
D\Z] Yaalar b n n l>h^.n Arasurma ^tan Alpi). Duzeltme \Mufeb t u c L 9 Kcx>niınaIOr Afcntrl Konhan. 0 Malı Ijkr
Erol ErklM, • M jhasrtc Bulml toncr # ButçtPlanlama S o p Osmubrşfotfcı • Rfklam \vjc TOOM. • Ek Yavınlaj Hoiyı
Akyoi 0 Idaır Hıısrnn Gunr. # Işleımr Oader Çckk. • B0gj-ls
lOT Nul laaL # Pcrsoncl Sc»p Bosunootfu.
SOSJ/I ™ ) > w Cumhumn Malbaaahk w Gairaolık T.A Ş. Turk Ocafc Cad 39.41
M354 la PK 246-lsanbu! Td 512 05 05 (20 haıl, T<tex. 22246 Fax. (11 526 60 72 0
BunJar Aakaı*. Zıya GOkalp Bh Inkılap S No 19 4. Td 13! II 41-47 Tdex. 42344 Fu. |4) 133
05 65 • tmyr H Zıya Blv 1352 İ2-3. Td 13 12 30 Tdo- S2359 FM. 1511 19 53 60
0 AıbaK Inonu Cad 119 S No I Kat i Tel 19 '" S2 14 hatl Tete*. 62155. Fat (71) 19 37 52
TAKVt.M: 10 OCAK 1990 Imsak: 5.50 Guneş: 7.21 Öğle: 12.16 Ikindi: 14.40 Akşam: 17.01 Yatsı: 18.26
Film Denetleme Kurulu, 5 yıl içinde 216filme 'oynatılamaz', 205filme 'değiştirilmesi koşulu ileoynatılabilif kararı verdi
Sansür yorganın altındaJ ü1978 yılı yapımı
'Itilmişler' filmi
hakkında Denetleme
Kurulu'nun kararı
şöyle: "Karyola
üstünde kadın ve
erkeğin üstleri yorganla
kaplı olsa bile cinsel
ilişkiyi gösteren
sahnelerin çıkartılması
koşuluyla oynayabilir!'
Sen Aşk Nedir Bilir
misin filminin "Bora ile
Pınar'ın öpüşme
sahnesinin uzun
olduğu, dudaklarını
birbirlerinin ağızlarının
içine verdi kleri
sahnelerin çıkarılması"
koşuluyla
oynatılmasma karar
verildi.
VEDAT YENERER
Adamla kadın aynı yatakta.
Ustlerinde de yorgan vaı. Ancak
yorganın altında da hareketlilik
var. "Oynatılamaz". Dul bir ka
dın öğretmenlik yaparken göste-
riliyor, "oynatıiamaz". Görüntü-
ler arasında Lenin'in portresi ve
SSCB bayrağı yer alıyor, "oyna-
nlamaz". Bora ile Pınar uzun
uzun öpuşuyorlar ve dudakları
birbirlerinin ağızlarının içine giri-
yor, "oynatılamaz". Bir sahnede
konuşmalarda, "Bozuk duzen,
kokuşmuş duzen" sözleri geçıyor,
"oynalılamaz". Diyaloglarda "
"Musluman degillerdi" sözJeri ge-
çiyor. "Olgun Musluman degil-
lerdi" diye değiştirilmeden "oy-
natıiamaz..."
"O>natılamaz" ya da "degiş-
u'rümeden oynatıtamaz..." Bu ke-
sin yargıların yer aldığı görüşler
Film Denetleme Kurulu'nun ba-
sma ilk kez ulaşan karar metinle-
rinde bulunuyor. Bir filmın "gös-
terime girerliliği" veya "ithal
edilebilirligi" ile ilgili karar me-
kanizması konumunda olan kurul
SL DA YANAR — Tank Akan ve Şahika Tekand, yöneünenligini Ali Özgentiirk'ün yapogı, "Sn da Yanar" füminin bir sahnesinde.
filmleri izliyor, inceliyor ya tama-
men gösterimden kaldınyor ya da
beğenmedıği, uygun görmediği kı-
sım için kendi goruşünü belirti-
yor. fçişleri Bakanlığı, Genelkur-
may Başkanlığı, Emniyet Genel
Mudürluğu, Turizm ve Tanıtma
Bakanlığı, Kültur Bakanlığı ile
Basın Yayın Şube Mudürluğu'n-
den birer temsilcirun imzalarının
yer aldığı 1978-1982 yıllan arasın-
daki kararlarda birbirinden ılginç
görüşler dıkkati çekiyor. Toplam
5 klasör ve yaklaşık bin 500 say-
fadan oluşan "denetleme" rapor-
larıyla 5 yıllık donemde 216 filme
"oynaalamaz", 205 filme de "ba-
a kısım ve sözlerinin degişmesi
şartıyla oynatıiabilir" kararı ve-
riliyor.
1978 yılı yapımı "tülmişler"
adlı fılmindeki bir yatak sahnesi
Denetleme Kurulu'na takılıyor.
Karar metninde, "Filmde iiç ay-
n yere karyola usrunde kadın ve
erkeğin üstleri yorganla kaplı ol-
sa bile mukerrer hareketlerie cin-
sel ilişkiyi gösteren sahnelerin çı-
kartılması kaydıyla oynayabilir"
göruşu bulunuyor. Gene 1978 ya-
pımı "Kordugüm" adlı filmde ge-
çen "devlet de patron ve tefeciler-
den yana" sözleri değıştirilmek
şartıyla "oynayabilir" izni alıyor.
Denetleme Kurulu raporlannda
genel olarak ya fılmin bir sahne-
si ya bir konuşmada yer alan söz-
cukler ya da örneğin bir bölüm
içinde birden çok sahne ya da söz-
cuğun "değiştirilmesi koşulu" yeâ
alabiliyor. Sinemacılar, fılmciler,
senaristler, yapımcılar ve elestir-
menler bu gibi durumlarda hem
bütunluğün bozulduğunu hem de
anlamın yitirildiğini belirtiyorlar.
Beş klasör içinde yaptığımız in-
celemelerde dikkatimizi çeken ba-
zı filmler ve bunlarla ilgili karar
metinlerinden örnekler şöyle sıra-
lanıyor:
"Vazife Uğruna: Filmin birin-
ci kısmında geçen ve yurda soku-
lan sılahların Amerika'dan geldi-
ğini ifade eden 'Amerika'dan'
sözcüğunün çıkartılması. Aynı fil-
min dördüncu bölumunde geçen
konuşmada 'ilerici gençlik' sozcu-
ğunun de çıkartılması... Adalet:
Filmin ikinci sahnesinde matba-
ada afiş basılırken polisin yaptı-
ğı baskında gereksiz yere şiddet
kullanıldığını gösteren kısım, be-
şinci sahnede karakolda ifade alı-
nırken şiddet kullanıldığını göste-
rir kısım, altıncı sahnede geçen
'makam ne kadar yukselirse, alı-
nan ruşvet de o nispette artar' an-
lamında kullanılan sozlerinin çı-
kartılması... Sen Aşk Nedir Bilir
misin?: Filminde Bora ile Pınar'ın
Öpüşme sahnesinin uzun olduğu,
dudaklarını birbirinin ağızlarının
içine verdikleri sahnenin çıkartıl-
ması... Çağn: Filminde çeşitli bö-
lümlerde geçen konuşmalardan.
'Toplumun düzenine karşı
gelmekti' yerine 'bilinmiyordu'-
nun konması, 'Musluman degil-
lerdi' yerine 'olgun Musluman
degiUerdi' şeklinde değiştirilmesi,
'halkını çağırdı' sözcüğunün 'As-
habını çağırdı' olarak değiştiril-
mesi, 'gömdüler' sözcüğu yerine
defnettiler' sözcüğunün kullanıl-
ması kaydıyla oynayabilir"
Denetleme Kurulu raporların-
da daha çok sözcüklerin değişti-
rilmesi koşulu getirildiği dikkati
çekiyor. Ancak bir veya birkaç
sahnedeki görüntulerin tumunün
'aülması' gibi koşullann bulundu-
ğu da görüluyor. "Zübük" adlı
filmle ilgili kararda, 'Vali'nin tö-
renle karşılanmasını müteakip
Zübuk ile kucaklaşması, opuşme-
si, kolunu >alinin omuzuna alma-
sı, biriikte yiıriımeleri ile ilgili sah-
nelerin çıkartılması kaydıyla
oynayabilir' göruşu yer alıyor.
'Düzenbazlar' adlı film ise Denet-
leme Kurulu'ndan "oynatılamaz"
kararı alıyor. Karar metnmde,
film boyunca kanun dışı kışilerin
ilişkilerinin sergilendiği, suça teş-
vik edici niteliklerin bulundugu ve
emniyet güçlerinin varlığmdan hıç
söz edilmedıği, bu nedenle göste-
rime girmesinin yasak olduğu be-
lirtıyor. "Çile Tarlası" adlı film-
de "halka gösterirai yasak" ka-
rarı ile karşılasıyoı. Gerekçeli ka-
rarda böluculuğun, duşmanlığm,
kınin vurgulandığı, devlet gücu-
nun yok olarak sahnelendıfp, koy-
lerde basıboşluk imajının yaratıl-
dığı ve ulusal guvenliği zedeleye-
cek unsurların bulundugu göruşu
savunuluyor. 1980 yılı yapımı
'Divane-1' adlı filmde >er alan
'kokuşmuş duzen. bozuk duzen'
sozlerı de karann 'sozcuklerin de-
gişmesi şartıyla o>natılabilir' şek-
linde çıkmasına neden oluyor.
Film Denetleme Kurulu'nun
"ithal edilebilirlilik" kararı verip
Kuran
çizgi
romanoldu
Dış Haberler Servisi —
Kuran-ı Kerım, Islamiyet'in
"insanlan resımle tasvir etme
yasağına" rağmen,
"ındirıldığınden" bu yana ilk
kez Paris'te Tunuslu Muslu-
man bir sanatçı tarafından
çizgi roman haline getirildi.
Eskiden felsefe öğTetmeni
olan 44 yaşındaki Tunuslu çi-
zer Yusuf Sadık, 12-16 yaş
kuşağma "eğitsel" amaçla
hazırladığı çizgi romanda,
Hazreti Muhammed, lslamı-
yetin kabul ettıği diğer pey-
garnberler ve Cebrail'in re-
simlerine yer vermiyor. Sa-
dık, Kuran'dan kimi ayet ve
surelerı olduğu gibi kullanır-
ken, Tabari ve Kutûbi gibi fs-
lamiyet dunyasının önde ge-
len tarihçilerinin yapıtlann-
dan da bilgiler ekledi. Kuran'-
dan doğrudan yapılan alıntı-
larla, Arap tarihçilerden alı-
nan bilgiler ve çizerin kurgu-
sal ekleri, çizgi roman sayfa-
larında değişik karakterlerle
yazıldı.
Yusuf Sadık, Islamıyetin
"ilke olarak insanların
resmedılmesmi" yasaklaması-
na rağmen, Iran minyatürle-
rıni hatta bugunku Muslu-
man üikelerin resim ve fotoğ-
raf kullanan yazılı basın or-
ganlarım örnek olarak goste-
riyor. Tunuslu sanatçı aynca,
Hazreti Muhammed'in henuz
çocuk yaşta olan ve bebekle-
riyle oynayan eşi Ayşe'nin ku-
maştan yapılmış bu oyuncak-
lanna karşı çıkmadığını hatır-
latıyor ve " çizgi romana
da itiraz etmezdi herhalde"
görüşünu savunuyor.
Konuyla ilgili olarak 8 ocak
tarihli Fransız "Le Monde"
Gazetesi'nde yer alan habere
göre Musluman üikelerin yet-
kili kurullan, Kuran-ı Kerim'-
in çizgi roman olarak yayını-
lanması konusunda henüz bir
tepki göstermediler. Muslu-
man olmayan çizerlerin de
katkısıyla gerçekleşen ve altı
cildi yayımlanmış olan top-
lam 10 ciltlik bu çizgi-roman
konusunda, tslam dünyasın-
da şimdilık "tedirgin bir
sessizliğin" egemen olduğu
belirtiliyor. Yusuf Sadık, bu
durumu "tarafsızlık" olarak
niteliyor ve kalıcı olmasını di-
liyor. Ancak, Sunni inanışa
göre "Hazreti Muhammed
bir gün, Kâbe'nin iç duvarla-
nna Hazreti tbrahim'in re-
simlerini çizmiş olan sanatçı-
lann cehennem ateşinde odun
olacaklarını" belirtmiş olma-
sına rağmen Kuran-ı Kerim'i
çizgi-roman haline getiren sa-
natçılara karşı ne tür bir mu-
eyyide uygulanacağına daır
açık bir hukum bulunmuyor.
Baîı ülkelerinde, Sovyetler Birliği'nden ithal edilen saatve blucinleri kullanmak moda oldu
Glasnostblucini, BatrtiaVVostok, Raketa ve Slava saatleri elle
kurulmalarına ve su geçirmelerine rağmen
Fransa'da aranan markalar. Beriozka marka
blucin de bu ay Paris'te satılmaya başlanacak.
Sovyetler Biriiği'nde üretilen blucinler ve saatler, Batı Ülkelerinde buyiik ragbet görüyor.
Dış Haberier Servisi — Sovyet-
ler Birliği'nden çıkarak tum Do-
ğu Bloku ülkelerini altüst eden
açıklık politikası glasnost Batı tü-
ketimini de etkiliyor. Siyasal bo-
yutunun yanı sıra gittikçe gelişen
bir ticari boyuta sahip olan glas-
nostun son urunleri, Batı pazan-
nı hedefleyen saaıler ve blucinler.
Bu gunlerde Batı ülkelerinde Sov-
yet saatı takmak ve Sovyet bluci-
nı giymek son derece moda.
Fransa'da yayımlanan Lıbera-
tion Gazetesı'nin verdiğı habere
göre yıllarca Marksist ideolojiler,
ateşli muhalıfler ve hayvar ureten
bir ulke olan Sovyetler Birliği bu-
gün neredeyse Batı gıyim biçimiy-
le özdeşleştirilen blucinin ihraca-
tına başladı.
Sovyetler Biriiği'nde üretilen en
unlü blucin markası Beriozka.
Fransa'da ilk parti Breiozkalar bu
ay içinde satışa sunulacak. Me-
rakhları, ayın 24'ünde Monoprix
mağazalannda satılmaya başlana-
cak pantolonlan, montları ve ti-
şortleri heyecanla bekhyorlar.
Batı ülkeleri Sovyet mallanyla
yeni tanışmıyorlar. Moda dergi-
leri kış başından beri değişik Rus
saatlennin reklamlarını yayımlı-
yorlardı. Örneğin Fransa'da, Kı-
zılordu subaylarının kullandığı
Wostok'lar, ünlu Raketa saatleri
ve Slava'lar, aranan ve "in", ya-
ni modaya uygun olabilmek ıçin
aranan markalar. Pek tabii ki bu
saatler elle kuruluyorlar ve
"waterproof" değiller, yani su ge-
çiriyorlar. En iyı ozelliklerı,
"çalışıyor" olmalan. Çekiciliklen
ise egzotik olmalarından ve pek
iyi tanınmayan bir ülkede yapıl-
mış olmalarından ileri gelıyor.
Rus saatlerini ve gıysilerini it-
hal eden Batılı firmalar Doğu Blo-
ku içinde hızla gelişen son olay-
ların tuketicinin tercihlerini belki
de olumsuz yonde etkileyeceğini
biliyorlar Ne de olsa, Sovyetler
Birliği bu kadar hızlı açılmaya de-
vam ederse, ne fonda Slav sımrın-
da casus alışverişiru gösteren ara-
ba reklamının ne de Reagan ve
Gorbaçov'un ımzaları ile yapılan
dolmakalem reklamının pek bir
anlamı kalacak. Kısa bir sure son-
ra tek başına "made in URSS"
damgası, satışı garantilemek için
yeterli olmayacak.
Bugun ıçın Sovyet pazarından
ithal edilen mallann listesi epey-
ce kısa. Zenith marka fotoğraf
makineleri, durbünler ve av silah-
lan lıstenin en başında bulunuyor.
12 voltluk bir akuyle çalışan siyah
beyaz televizyon Shilialis ve Do-
ğu Bloku ülkelerinde bir zaman-
lar çok revaçta olan "bırçok ya-
bancı ulke yayımnı alabilen"
transistörlu radyo Selena ile liste
tamamlanıyor.
vermemek amacıyla denetlediği
yabancı filmlerle ilgili kararlarda
da ilginç görüşler yer alıyor. Sov-
yet yapımı, "Ve 70 Milyon Öldu"
adlı ikinci Dünya Savaşı'm anla-
tan film, "Ülkemizdeki sosyal
çalkantılarda onemli yer tntan bu
tür politik konulann kamu düze-
nimiz ve milli guvenliğimizi zede-
leyici sonuçlar doğurduğu gerek-
çesiyle halka gösterilmesi
sakıncalıdır" karanyla "yasakla-
myor". Denetleme Kurulu rapor-
lannda SSCB bayrağının bulun-
ması da yasak gerekçesi olarak
görulüyor. 'Palyaço' adlı fılmden
'Lenin'in portresi' ve 'Sovyet
Bayragı'nın gözüktuğu sahnelerin
çıkartılması, '20. Yiizyıl
Korsanlan' adlı filmin bir sahne-
sinde hareket halindeki bir gemi-
nin gönderinde bulunan Sovyet
bayrağı ile ilgili görüntulerin de
çıkartılması şartı getiriliyor. Ün-
lu 'Gallipoli' (Gelibolu) filmi de
ithal izni için girdiğı kuruldan fil-
min bir yerinde yer alan "piç"
sözcüğunün "vay canına" şeklin-
de değiştirilmesi kaydıyla oynaya-
bilir karan alarak çıkabiliyor.
Yayımladığımız kararları alan
Film Denetleme Kurulu, işleyiş
olarak tçişleri Bakanlıgı'ndan ay-
rılarak Kultür Bakanlığı 'na bağ-
lanıyor. Bu dönemden sonra da il-
ginç kararlar goze çarpıyor. Ali
Özgentürk'uıı 1987 yapımı "Su
da Yanar" filminin Denetleme
Kurulu raporunda şu görüşler yer
alıyor:
"Bu filmin uyguladıgı konu iti-
banyla mevcut idarenin baskı ve
zor uyguladıgı, güvenlik güçleri-
nin balka kotu muamele yapbğı
>e ozgurlüklerin kısıllandığı
Türkiye'de Nâzım Hikmet'le ilgili
bir film çevirme imkânı olmadığı
imajı işlenmiştir."
Aynı karar metninde filmin bir
sahnesinde, görevli bekçinin in-
sanlara, "Yüniyun ulan karako-
la gideceğiz" dediğı ve karakol-
da geçen konuşmalardan ornek-
ler verilerek, "...filmin başoyun-
cusunu iki polisin merkeze götür-
dıigu. gozlerini bağlayarak sorgu-
larken şahsa karsı kullandıklan
söderie ve polise giydirdi'Jeri ek-
sik kıyafetlerle devletin askeri ve
emniyeti muhafaza kuvvetlerine
alenen tahkir ve tezyif edildiği
saptatımıştır" deniyor. Filmin ya-
pımcı ve yönetmeni Ali Öıgen-
turk göruşlerini şoyle ozetlıyor:
"Açıkçası onyıllardır sansür
üzerine konuştuk ve bıktık. Ama
bıkmamaya çalışmak ve yeni bir
şeyler yapmaya, söylemeye çalış-
mak gerekiyor. 30 >ıl önce film-
leri yasaklayan, kesen biçenlerin
lonınlan bu yasaklamalan yapan-
lar için şimdi neler duşunüjorlar
acaba? Vahim olan sansürun,
halk, aydınlar, sanatçılar ve sine-
macılar tarafından onajlanması,
ahşüması ve karşı çıkılmamasıdır.
Tiirk sinemacılan sansure karşı
çıkmak için yeterli mücadeleyi
vermemişlerdir. Hangi ulkede
sansür. baskı, yasaklama varsa o
ülkede o oranda sömünı, hırsız-
lık, sahtekârlık, korkaklık, ihanet
ve gırgır vardır."
Gazeteci-yazar ve sinema eles-
tırmeni Atillâ Dorsay Film Denet-
leme Kurulu hakkındaki göruşle-
rini şoyle aktarıyor:
"Sansür kurumu, ülkemizde
yıllar boyu hemen hiçbir ülkede
gönilmedik biçimde, jalnız sine-
ma sanatımn aleyhine degil, en
basit mantığın ve sağduyunun da
tersi vönde işlemiş bir kurumdur.
Bu açıdan, son donemde sansür
kurulunun yasaklama gerekçele-
rinden bir derleme yapmak, son
derece ilginç bir fikirdir. Bu tur
bir derleme, 40-50 milyonluk bir
ülkede film denetimi denen olaym
yıllar boyu ne düzeyde, nasıl bir
kultür birikimine sahip insanlar
tarafından yaptlageldigini ortaya
koydugu için çok öğreticidir. Ar-
tık bundan sonra, böylesine kaba
bir sansunin ortadan kalkmış ol-
duğunn ummakla avunabiliriz.
Asıl gerekli olan, elbette ki 'iyi
sansür/kotu sansür' aymmının da
dışına taşarak yetişkin insanlann
filmleri kendi yargılama yetenek-
lerine güvenerek, sansür denen
kurumu gunun birinde tümüyle
ortadan kaldırmaktır".
^şillerden
şikâyet
• BURSA (AA) — Yeşüler
Partisi Bursa İl Örgütü,
dünyadaki tüm Yeşil
Partilere birer mektup
göndererek, Orhaneli
Termik Santraü'nın
yapımını şikâyet etti.
Orhaneli Termik
Santralı'nın yapımının
durdurulması için tum
Yeşillerden ilgi ve destek
istenen mektuba, bugüne
kadar Avusturya ve Kanada
Yeşiller partilerinin yanıt
verdiği bildiriJdi. tl Başkanı
Ayhan Yuksel, dunya
Yeşillerine Bursa'daki olayı
duyurduklannı ve ilgi
göstermelerini ıstediklerini
belirtti.
Tıtreyen Göl
• ANTALYA (AA) —
Antalya'daki ünlü tatil
yöresi Side"de, yoğun bir
turistik yapılaşmaya sahne
olan Titreyen Göl'ün,
batakhga dönüşmesini
önlemek amacıyla Turizm
Bakanlığı'nca bir proje
uygulanıyor. Kalkınma
Bankası tarafından özel bir
firmaya yaptınlan proje ile
Titreyen Göl'ün, deniz ve
Manavgat Çayı ile
bağlantısı sağlanacak. Proje
ile Manavgat Çayı'ndan
Titreyen Göl'e kanallar
döşenerek golün su
kapasitesi arttınlacak. 3
milyar 500 milyon liraya
mal olacak projede,
Titreyen Göl'de su
sirkülasyonunu sağlayacak
2 kolektör de yer alıyor.
Atatürk
anıtlan
• TRABZON(AA) —
Trabzon'un merkez ve
ilçelerinde bulunan Atatürk
anıtlarının resim ve
tarihçesini içeren bir albüm
hazırlandı. Trabzon îl
Kultür Mudürlüğu
yetkililerinden alınan bilgiye
göre Atatürk anıt ve
heykellerinin yer aldığı
albümün kitap haline
getirilmesi için çalışmalar
yapılıyor. Yetkililer, bir
yıllık çalışma sonucu
hazırlanan ve Atatürk
heykel ve anıt boyutlarının
yer aldığı albümün, tarihçi
ve araştırmacılar için
kaynak oluşturacağını
kaydettiler.
Organ nakil
merkezleri
• ANKARA (AA) —
Sağlık Bakanlığı, organ
nakillerini duzenlemek için
Türkiye'nin çeşitli yerlerinde
bilgisayarlı merkezler
açmayı planhyor. Sağlık
Bakanlığı yetkililerinden
edinilen bilgiye gore
kurulacak merkezler,
bağışlanan ya da
kadavradan alınan
organlann korunmasını ve
ihtiyacı olan hastalara hızla
naklini amaçlryor.
Izmit'te hava
kirliliği
• KOCAELt (AA) —
Izmit'te, son uç gun içinde
yapılan ölçumlerde, bir
metreküp havadaki
ortalama kükürtdioksit
oranı 437.0 mikrogram,
duman oranı da 243.6
olarak belirlendi.
52. kattan
dtiştü
• MERSİN (AA) —
Mersin'de yapımı
sürdürülen gökdelenin 52.
katından duşen işçi öldü.
Türkiye'nin en yüksek
gokdeleninin son katında
çalışan Sadri Ayhan (30)
adlı kalıp ustası, dengesini
kaybederek 175 metre
yukseklikten düşerek öldü.
Şeyh Bedreddin'inmezarı yok edildi
Ünlü düşünür ve din bilgini Şeyh Bedreddin'in
Divanyolu'nda II. Mahmud Türbesi'nde
bulunması gereken mezarından bugün en küçük
belirti bile yok.
NECATİ GÜNGÖR
Ünlu düşünür ve din bilgini Si-
mavna Kadısıoğlu Şeyh Bedred-
din'in, lstanbul Divanyolu'nda
II. Mahmud Türbesi'nde bulunan
mezarı, bir süreden beri yok edil-
miş durumda... 23.10.1961 tarihli
ve 5/1840 sayılı Bakanlar Kuru-
lu karanyla söz konusu mezarlı-
ğa gömulmesi uygun görulen Şeyh
Bedreddin'in kemikleri,
29.11.1961 gunu Topkapı Sarayı
Muzesi'nden alınarak, usulune
uygun bir biçimde burada topra-
ğa verilmiştı. Aynca Şeyh Bedred-
din uzerine yazılmış bazı incele-
me yapıtlarında, onun mezannın
II. Mahmud Turbesı'nin hazire-
sinde olduğuna ilişkin kayıtlar bu-
lunmaktadır. Araştırmacı yazar
Abdülbaki Gölpınariı da "Simav-
na Kadısıoğlu Şe\h Bedreddin"
adlı yapıtına söz konusu mezann
bir resmini koyarak, altına şu no-
tu düşmuştur: "Bedreddin'in Di-
vanyolu'nda Sultan Mahmud
Türbesi'ndeld şimdiki merkadi."
Bakanlar Kurulu karanna, bel-
gelere ve yaşayan tamklara göre
adı geçen yerde bulunması gere-
ken mezar, bugun yok edilmiş du-
rumda. En kuçük bir belirti dahi
yok! Üzerinden silindir geçmiş bir
toprak parçası gorünümünde
Şeyh Bedreddin'in mezarı..
Bilindiği gibi 1420-1417 yılla-
rında Serez'de, Iranlı bir molla
olan Sait Haydar Herevi'nın ver-
diği bir fetvaya dayanılarak Os-
manlı Padişahı I. Mehmet'in buy-
ruğuyla idam edilmişti Şeyh Bed-
reddin. Çıplak olarak asılı bulun-
dugu ağaçta yirmi dort saat bek-
letilen Bedreddin'in olüsu, onu se-
venlerce alınıp toprağa verilmiş \e
uzerine, Serez halkı tarafından bir
de türbe yapılmıştı. Zamanla tur-
benin çevresi kutüphane, medre-
se ve vakıf yapılarıyla genişletil-
mişti.
Yuzyıllar boyu, Serez'in Müs-
lüman halkınca korunan ve ziya-
ret edilen Şeyh Bedreddin'in me-
zan, Lozan Antlaşması'ndan son-
ra Türkiye'ye taşınmak ıstenmış-
tir. Bunun nedeniyse, Lozan Ant-
laşması'ndan sonra Serez'in sırur-
larımız dışında kalması; bu yore-
de oturan halkın "mubadele" >o-
luyla Türkiye'ye yerleşmeleriydi.
Serez'den Anadolu'ya göç eden
Musluman halk, "Şeyhin turbesi
gayri-müslümlerin ayak altında
kalıp zarar görecek" kaygısınday-
dı.
1924 y.ılında, Yunan hukume-
tinin de onayıyla, Şeyh Bedred-
din'in kemikleri mezanndan çıka-
nlıp Türkiye'ye getirildi. Bu ke-
mikler, çinko bir kutu içinde,
Topkapı Sarayı Muzesi'nin depo-
sunda saklandı. 1960 sonrasında
Turing ve Otomobü Kurumu Baş-
kanlığı yapan Reşid Saffet Atabi-
nen, yıllardır mezarsız kalan ke-
miklerin artık bir toprağa kavuş-
ması için gerekli girişimlerde bu-
lundu. Ancak bu girişımden on-
ce ve bu tarihe gelinceye dek, Bed-
reddin'in kemikleri büyuk bir giz-
lilik içinde oradan oraya taşını-
yor, gömülecek ya da korunacak
bir yer bulunmakta güçluk çeki-
liyordu nedense? Bir ara Sulta-
nahmet Camiı mahfelinde gizlen-
miş; bir süre sonra Çapa'daki Ce-
maleddin Ishaki Türbesi'ne gö-
mulmesi duşunülmüş, sonunda,
ileride Türk buyükleri için açıla-
cak bir mezarlığa gömülmek üze-
re Topkapı Sarayı Muzesi'nde
saklanmasına karar verilmişti.
Reşid Saffet Atabinen'in konu-
yu gundeme getirmesiyie, Muze
Müdürlüğu, Milli Eğitim Bakan-
lığı'na başvurarak kemiklerin go-
mülmesi için bir yere gösterilmesi-
ni istemiştir. Dönemin Milli Eği-
tım Bakanı, II. Mahmud Turbe-
si haziresini uygun gormuşse de
kent içinde yeni bir mezar yeri
açabilmek için Bakanlar Kurulu
karan gerekmekteydı. Bu durunı,
bir yazıyla Başbakanlık'a bildiril-
di. Konu, 23.10.1961 tarihli Ba-
kanlar Kurulu toplantısında goru-
şuldu ve 5/1840 sayılı bir karar-
la, Şeyh Bedreddin'in kemikleri-
nin, Divanyolu uzerindekı II.
Mahmud Türbesı hazıresınde açı-
lacak bir mezara konulması uy-
gun bulundu.
Ne var kı, yaşadığı çağın çok
ilerisınde bir duşunur olan ve or-
taya attığı görüşler yüzyıllardır il-
giyle karşılanan Simavna Kadısı-
oğlu Şeyh Bedreddin'in kemikle-
rini bekleyen seruven, 1961 yılın-
daki Bakanlar Kurulu karanyla
da noktalanamıyordu! Onun du-
şuncelerine duşman olan tutucu
(Arkası 16. Sayfada)