Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 OCAK 1990 DIŞ HABERLER CUMHURÎYET/15
KUVEYT
Yılmaz ve Dimitrovkrizi görüştüTürk ve Bulgar dışişleri bakanları, dün karşılıklı
görüşmelerin ikinci turunda bir araya geldiler. Dimitrov,
Türklere haklarının iadesi kararından geri dönülmeyeceğine
güvence verdi. Ortak bildiri bugün sunulacak.
KUVEYT (Ajanslar) — Türkiye ile Bul-
garistan arasında, Türk azınlığın durumu
da dahil olmak üzere ikiü ilişkilerin ele alın-
dığı görüşmelerin ikinci turu dün Kuveyt'-
te başladı. Dışişleri Bakanı Mesut Yılmaz
ile Bulgar meslektaşı Boiko Dimitrov'un ya-
nı sıra, Islam Konferansı örgtitü Genel Sek-
reteri Haraid El Gabid'in katıldığı görüş-
melerde Bulgaristan'da meydana gelen son
etnik gösterilerin de gündeme geldiği bildi-
riliyor.
Mesut Yümaz görüştneden çıkarken yap-
tığı açıklamada, görüşmelere ilişkin ortak
bildirinin bugün Kuveyt Emiri Şeyh Cabir
El Ahmet El Sabah'ın, bugün yerel saatle
09.00'da (TSl 10.00) her iki bakanı kabulü
sırasında açıklanacağını belirtti.
Dışişleri Bakanı Yılmaz, Dimitrov ile
Türk azınlığın durumunu görüşmek üzere
12-15 şubat tarihleri arasında Kanada'da
yapıîacak olan Serbest Semalar Konferan-
sı açıbş oturumu sırasında, yeniden bir ara-
ya geleceklerini de açıkladı.
Yılmaz, dün akşam Türkiye Büyükelçi-
liği'nde görüşmeler hakkında Türk basın
mensuplanna bilgi verirken, şubat ayındaki
toplantı sırasında Bulgaristan'daki gelişme-
lere göre, iki ülke arasındaki ilişkilerin tüm
yönlerini ele alacak bir mekanizma oluştu-
rulacağım ve bu mekanizmanın mart ayı
içinde işlemeye başlayacağını bildirdi.
Yılmaz, Dimitrov'un kendisine, Türk
azınlığın haklarının iadesi konusunda 29
aralık tarihinde alınan kararlann kesinlik-
le uygulanacağını ve geriye dönüş olmaya-
cağını teyit ettiğini belitti.
AA'nın haberine göre Dışişleri Bakanı
Mesut Yılmaz, dün sabah başlayan görüş-
melerin ilk oturumu öncesinde, Kuveyt Dı-
şişleri Bakanı Şeyb Sabah El Ahmet El Sa-
bah ile bir araya geldi. Daha sonra Dışiş-
leri Bakaru Yılmaz, Bulgaristan Dışişleri
Bakanı Dimitrov, Kuveyt Dışişleri Bakanı
El Sabah ve lslarn Konferansı örgütü Ge-
nel Sekreteri Hamid El Gabid ile Türk ve
Bulgar heyetlerinin katıldığı açılış oturumu
yapıldı.
Kuveyt Dışişleri Bakanı El Sabah, açılışta
yaptığı konusmada, ikinci tur göruşmenin,
tarafların, Bulgaristan'daki Müslüman
azınlık konusunu ciddi ve sağduyulu bir şe-
kiide ele almaya devam etme konusundaki
kararlılığını gösterdiğini belirtti.
El Sabah, 30 ekimde yapılan ilk turda el-
de edilen başandan ve konuya doğrudan ta-
raf olan iki ülkenin verimli diyaloğu sür-
dürme konusundaki karşılıklı isteğini güç-
lendiren olumlu sonuçlarından memnuni-
yet duyduklannı kaydetti.
Kuveyt Dışişleri Bakanı'nın konuşmasın-
dan sonra, Mesut Yılmaz ve Boiko Dimit-
rov, heyetlerin bulunduğu salondan aynla-
rak baş başa görüşmek üzere başka bir sa-
lona geçtiler.
Toplantının açılış oturumuna katılan
Türk heyetinde, Dışişleri Bakanlığı Doğu
Avrupa Genel Müdür Yardımcısı Berhan
Ekind, Dışişleri Bakanlığı Danışmaru Meb-
met Ali ırtemçelik, Kuveyt Büyükelcisi Gü-
ner Öztek ve Sofya Büyükelcisi Yalçın Oral
bulundu.
Bulgaristan heyetinde de Dışişleri Bakan
Yardımcısı Staikov, Ankara Büyükelcisi
Minko Sladkarov, Kuveyt Büyükelcisi An-
cel Mançev ve Uluslararası Hukuk Dairesi
Başkanı Tepa Viçerov yer aldı.
Yılmaz ve Dimitrov, İKÖ Genel Sekre-
teri Hamid El Gabid ile birlikte bir öğle ye-
meği yedikten sonra görüşmelere devam et-
tiler.
Yorumlar
Görüîmeleri izleyen Türk ve Bulgar yet-
kililer, Bulgaristan'ın hassas bir dönemden
geçmekte olduğu görüşunde birleşiyorlar.
Türk yetkililer, Jivkov yönetiminin Bul-
gar toplumuna büyük zararlar verdiğini ve
Bulgarlar arasında şovenlik tohumlan saç-
tığına dikkat çekerek, şu anda bunun dü-
zeltilmesinin önem taşıdığını vurguluyorlar.
Üst düzeydeki bir Bulgar yetkili de Bul-
garistan'da halen KP yerel yöneticilerinin
seçilmekte olduğunu ve Jivkov yönetimine
bağhlığıyla tanınan yetkililerin değişmesi-
nin beklendiğini vurguladı.
BULGARİSTAN
Mladenov'danumut
verici açıklamaDevlet Başkanı Petar Mladenoy, Todor Jivkov yönetiminin
Türk azınlık politikasını "ciddi bir siyasal hata" olarak niteledi.
D.ALMANYA
Dtş Haberler Servisi — Bulgaristan'da
Türk azınlığa hak ve özgürlüklerinin geri
verilmesine ilişkin karara karşı gösteriler bi-
rinci haftasını doldururken, Devlet Başka-
nı Petar Mladenov'un önceki gece yaptığı
konuşma, Turk azınlık arasında umut ya-
rattı. Mladenov, kendilerinden önceki To-
dor Jivkov yönetiminin azınlık politikası-
nı, "ciddi bir siyasal hata" olarak niteledi.
Bulgaristan Haber Ajansı BTA'nın habe-
rine göre Mladenov, önceki akşam Sofya
1
da milliyetçi Bulgarlann kurduğu "Uiasal
Çıkarlann Korunması tçin Halk KomitesT-
nin temsilcilerini kabul etti.
Mladenov, kabul sırasında yaptığı konus-
mada, Jivkov rejiminin Türk azınlığa karşı
uyguladığı politikalan eleştirdi ve "1984 yı-
lında Müslüman azınbk hakkında aknan
kararlar, vahim hatalardı" dedi. Mladenov,
bu hatalann Bulganstan'ı, uluslararası alan-
da yalnızlığa ittiğini kaydetti.
Mladenov, Bulgaristan'ın saygınlığının ye-
niden sağlanabilmesinin "bütün Bulgaris-
tan yurttaslannın anayasal baldannııı tanın-
masından geçtiğini" belirtti.
Türklerin haklarının tanınmasına karşı
çıkan bazı Bulgarlar ise bu kararlann, Bul-
garistan'ın ulusal bütünlük ve güvenliğini
tehlikeye attığını iddia etti.
öte yandan Sofya Press ajansı tarafından
verilen habere göre, 8 ocak günü Sofya'da
çalışmalanna başlayan Sosyal Forum, ça-
BATIBASINI
lışmalarını sürdürüyor. Forum'un oturum-
lanna Ulusal Çıkarlan Koruma Genel Halk
Komitesi'nin, Komünist Partisi'nin, Bulgar
Çiftçi Halk Birliği parlamento gruplannın,
aynca halk meclisi daimi komisyonlanmn,
siyasi ve toplumsal örgütlerin temsilcileriyle
Türk azınlık temsilcilerinin, Bulgar Patriği
Maksim ve Başmüftü Nedo Gencev'in de
katılacağı kaydedildi.
Forum'un amacuun, incelemeler temelin-
de ulusal sorun konusunda genel bir belge
oluşturmak ve bu belgeyi görüşülmek üze-
re halk meclisine sunmak olduğu da bildi-
rildi.
Jivkov yargılanabilir
Bu arada Bulgaristan'da hükümet yetki-
lilerinin yolsuzluklanru araştırmakla görevli
bir komisyon, eski KP lideri ve Devlet Baş-
kanı Todor Jivkov hakkında dava açacak
kadar delil bulunduğunu bildirdi.
Komisyon Sözcüsü Luben Kulişev, dün
Bulgar televizyonuna yaptığı açıklamada,
soruşturma sonunda Jivkov tarafından ya-
zılan kitaplann ülkede ve yurtdışında ya-
yımlanması için büyük miktarda devlet pa-
rasının kullanıldığımn ortaya çıktığını söy-
ledi. Kulişev, yalnızca bunun bile Jivkov'a
karşı dava açmak için yeterli olmasına rağ-
men, Jivkov ailesinin yabancı bankalarda
hesabı bulunduğunu gösteren kanıtlann da
dava açmak için yeterli olduğunu soyledi.
Anti-Türk gösteriler
dünya basınında
S Mesut Yılmaz'ın demeçleri fazla iyimser.
T h e Gtiardİan: Türk aleyhtarı hareket, reformlan
tehdit ediyor.
T h e N e w Y o r k H m e s : Muhalefet milliyetçi
akımlardan çekiniyor.
Dış Haberler Servisi — Bulgaristan'da
Türk azınlığın durumuyla ilgili son tartış-
malar dünya basınında da geniş şekilde yer
alıyor. Batı basınının önde gelen organlan
sayfalarında konuya ilişkin haber yorum-
lara sürekli olarak yer veriyorlar:
Ingiltere'de yayımlanan The Tlmes ve
The Guardian gazeteleri, Bulgaristan'daki
Türk azınlık aleyhtarı gösterilerin, reform-
lan tehdit ettiğini belirttiler.
The Times Gazetesi, Dışişleri Bakanı Me-
snt Yılmaz'ın, gösteri yapanlar için, "To-
dor Jivkov yönetiminin kalıntılan" dedi-
ğini hatırlatarak Yılmaz'ın bu sözlerini
"fazla iyimser" olarak niteledi.
Gazete, bununla birlikte, Türk azınlığa
haklarının geri verilmemesi yolundaki ta-
leplerin, hem Bulgar hükümeti hem de de-
mokratik muhalefet tarafından reddedilme-
sinin olumlu bir gelişme olduğunu belirtti.
The Times, Bulgar hükümetinin, bu ta-
leplere karşı "Direnmeye teşvik edilmesi"
gerektiğini de vurguladı.
Rekabetçi dünya ekonomisinde yer edin-
ntek istiyorsa Bulgaristan'ın para ve teknik
yardıma ihtiyaç duyacağmı kaydeden gaze-
te, yardım gelmesinin, hükümetin reform
yapmasına bağlı olduğunu bildirdi.
The Guardian Gazetesi de "BulgarisUn'-
da Türk aleyhtarı şovenizmin geüsmesinin
Doğu Avrupa'daki her radikal degişimin,
devrim etiketini hak etmediğini gösterdi-
ğini" bildirdi.
300 binden fazla Türk azınlık mensubu
Türkiye'ye göç ettiğinde, bunun sorumlu-
luğunun, "sanki ırkçılık sadece yoz devlet
sosyalizminin bir özelliğiymiş gibi Jivkov
rejimiae yüklendigini" kaydeden gazete,
"en gerici politika bile, bir şekilde toplum-
sal tabanı olmadan işleyemez" ifadesini
kullandı.
The Guardian, Türk azınlık aleyhtan ha-
reketin, Jivkov sonrası reform çabalannı
tehdit etmeye başladığmı vurguladı.
ABD'de yayımlanan The New York Ti-
mes Gazetesi'nde Bulgaristan'da Türklere
karşı yapılan gösterilerle ilgili gelişmelere
önceki gün yine birinci sayfada yer verildi.
Sofya'dan Clyde Haberman imzası ile ya-
yımlanan haberde Bulgaristan hükümetinin
Türklere karşı artmakta olan gösterilerden
endişeli olduğu kaydedilirken, muhalefetin
taban kaybetmek korkusuyla Bulgaristan'-
daki milliyetçi akımlann taleplerine karşı
bir program getirmekten çekindiklerine de-
ğinildi.
Haberde anti-Türk politikaların altı yü
önce Todor Jivkov tarafından getirüdiği,
bu politikalann Bulgaristan'da yüzyıllarca
süren Türk egemenliğine karşı duyulan tep-
kiye dayanan bir Türk nefretinden kaynak-
landığı kaydedildi. Göstericilerde de ben-
zer bir nefretin söz konusu olduğu kayde-
dilen haberde Bulgarlann Türkleri bir
"Trnva atı" gibi gördüklerini, ilerde tek-
rar Türk egemenliği kurulması için bir pi-
yon olarak değerlendirdiklerini ömekledi.
"ALMANYA TEK VATAN" — Leipzig'deki gosteride onbinlerce Idsi "Almanya tek vatan" diye slogan atarak gösteri yaptı.
Tek Almanya' fırtınasıDemokratik Almanya'da önceki akşam Leipzig'de yapılan ve
100 bin kişinin katıldığı gosteride hemen herkes Federal
Almanya bayrağı taşıdı. Diğer kentlerde de birleşme için
gösteriler yapıldı.
GÜNER YÜREKLİK
BATI BERLİN — Noel ve yılbaşı tatil-
leri nedeniyle bir süre durgunlaşan Demok-
ratik Almanya'daki siyasal gelişmeler, ge-
çen günlerde yeniden hareketlendi. Geliş-
meleri şimdi iki Almanya'nın birleşmesini
savunan vf. giderek bir çığ gibi büyüyen gö-
rüşlerle sağcı eğilimler ve 6 mayısta gerçek-
leştirilecek ilk serbest seçimler belirliyor. 3
haftalık aradan sonra önceki akşam Leib-
zig'de yapılan geleneksel pazartesi yürüyü-
şüne katılan yaklaşık 100 bin kişinin bu kez
hemen tamamı Federal Alman bayraklan
taşıdı ve iki Almanya'nın birleşmesinden
yana sloganlar atarak marşlar söyledi.
D.Alman haber ajansı ADN, gösterilerin
diğer kentlere de yayıldığmı, ülkenin güne-
yindeki Karl-Marc-Stadt ve Cottbus kent-
İeri ile Halle, Neubrandebourg ve Schwe-
rin kentlerinde de gösteriler olduğunu du-
yurdu.
ADN, ülkenin işçi kenti Karl-Marx-
Stadt'da yaklaşık 50 bin kişinin düzenlediği
gösteride, hür sendikalar kurulması ve grev
hakkı tanınmasının istendiğini belirtti.
Leipzig'de göstericiler D.Alman Komü-
nist Partisi ve Devlet Güvenlik Örgütü (Sta-
si) karşıtı sloganlar attılar. Göstericilerin ilk
kez Başbakan Hans Modrow aleyhinde de
attıkları gözlendi. Göstericiler "Almanya
tek vatan" diye bağırdılar.
Demokratik Almanya'nın bağımsızlığı-
m savunan muhalif gruplardan hemen hiç-
birinin Leipzig'deki yürüyüşe katılmadığı
görüldü. Muhalif gruplar iki Almanya'mn
birleşmesinden yana görüşlerin egemen ol-
duğu bu yürüyüşe, katılınmaması için çağ-
rıda bulundular. Yine ilk kez bu yürüyüş-
te Federal Almanya'dan gelen aşırı sağcı
Cumhuriyetçilerle Nasyonel Sosyalistler
(Faşistler) gazete, bildiri, parti programı da-
ğıtarak açıkça faaliyette bulundular, pro-
paganda yaptılar. Televizyona beyanat ver-
rnekten kaçuımayan Federal Alman Faşist-
ler, yürüyüşte 25 bin bildiri dağıttıklannı
belirttiler ve gelecek haftaki yürüyüşe da-
ha tedbirli ve örgütlü geleceklerini söyledi-
ler.
Siyah kırmızı altın renkli yalnızca Fe-
deral Alman bayraklaruun dalgaJandığı yü-
rüyüşte, Demokratik Alman vatandaşlan
basın yayının sorulannı yanıtlarlarken ne
Sosyalist Birlik Partisine, ne hükümete, ne
de muhalif gruplara güvendiklerini söyle-
diler ve "Komünist partinin 40 yıl yerle bir
ertiği ekonomiyi şimdi biz tek başımıza kal-
kındıramayız. Federal Almanya'daki sos-
yal refahın bu kadar gelişmiş olduğunu bil-
miyorduk. Ne yapsak o refaha ulaşamayız.
Bizim 20 milyar dolar dış borcumuz >ar.
Nasıl kalkınabiliriz. Birleşmemiz şart" de-
diler. 6 ma>ıs seçimlerinin ise hiçbir şey de-
ğiştiremeyeceğini belirttiler.
Gerek hükümete ve gerekse muhalif
gruplara karşı Demokratik Alman halkı
arasında giderek yaygınlaşan bir güvensiz-
lik ve kuşkunun olduğu göze çarpıyor.
"Kahrolsnn Sosyalist Birlik Partisi" pan-
kartlan ile Hükümet Başkanı Hans Mod-
row'un istifasuu talep eden sloganlar gün-
den güne çoğalıyor. Yeni hükümet görev-
lileri ile Sosyalist Birlik Partisi üyelerine
"Honecker'in adamlan" gözü ile bakılıyor.
DIŞ BASIN
Sovyetler Birliği'nde ayrılıkçı eğilimler
THE WALL STREET JOÜBNAL
"İçinde yaşadığımız günlerde, kendi
kadehni ayrılma yoluyla belirlemek,
birliği dinamitlemek, halklan
birbirlerine karşı kışkırtmak, kargaşa,
kan ve ölüm tohumlarını saçmak
demektir."
Mihail Gorbaçov, 1989
"Kraliçenin başbakanhğı görevini,
tngiliz tmparatorluğu'nun tasfiyesini
yönetmek için üstlenmedim."
mnston Churchill, 1942
Nikolay Çavuşesku'nun infazı, son Sta-
linciyi tahtından indirirken, Sovyet Halk
Temsilcileri Kongresi, Hitler-Stalin paktı-
ran gizli protokolünün "yasal bakımdan sa-
vunulamaz ve geçersiz" olduğunu açıkla-
dı. Sovyetler Birliği'nin Litvanya, Leton-
ya ve Estonya'yı içine almasının tarihi te-
mellerini protokol oluştursa da Sovyet Halk
Temsilcileri Kongresi bunun yasal
olmadığım" ilan etti.
Gorbaçov, Litvanya Komünist Partisi'n-
ce açıkça dile getirilen çok partili düzeni
eleştiren bir konuşma yaptı. Gorbaçov ken-
disini hâlâ bir komünist olarak niteledi ve
bundan gurur duyduğunu belirtti ve cum-
huriyetlerdeki ayrılıkçıları kınadı.
19. yüzyıldan gelen bir ziyaretçi, günü-
müzdeki olaylan, büyük imparatorluklann
sonuncusunun çöküşü olarak tespit etme-
de hiç güçlük çekmez.
II. Dünya Savaşı'ndan sonra tngiliz ve
Fransız imparatorluklannın tasfıyesine ta-
nık olduk. Avusturya - Macaristan ve Os-
manlı kara imparatorluklan I. Dünya Sa-
vaşı'mn sisleri arasında kayboldular. Dışiş-
leri Bakanlığı'nın SSCB'ye ilişkin bilgilen-
dirme notlan, "Modern Rusya tarihi 1917
martında başlar" sözleri ile tarih bölümü-
ne girer.
Çarların yıkılışından uzun yıllar önce,
Rusya ımparatorluk geleneği ile övünüyor-
du. 1400 ile 1900 arasındaki üç yüz yüda
imparatorluk günde 100 kilometrekare ora-
nında büyüdü. Yanı başında Doğu Avrupa,
Moğolistan, Kuzey Kore, günümüze kadar
süre gelen kukla Afganistan rejimi ve de-
nizaşın ülkelerde Küba, Nikaragua, Etiyop-
ya, Angola ve Vietnam yer alıyordu. Sov-
yetler Birliği'nin kendisi bir etnik pazardır.
Tam on altı düin her biri en az bir milyon
insan tarafından konuşuluyor. Siyasal ba-
kımdan, SB esas olarak etnik özellikli 15
cumhuriyet biçiminde örgütlenmiştir.
Rusya tmparatorluğu Leninist örgütlen-
me ve Stalinci baskı sayesinde çağdaşlann-
dan uzun yaşayabildi. Fakat yıllar geçtik-
çe, komünizmin ideolojik çekiciliği kaybol-
du, baskı çekilmez hale geldi ve sınırlan-
nın ötesine taşan imparatorluk, zaten geri
olan ekonominin sırtına iyice yük oldu.
ABD mücahitlere Stingers füzeleri verme
niyetinden söz edince, Kızıl Ordu savaş bir-
liklerini Afganistan'dan çekti ve Başkan
Gorbaçov, açıklığı (glasnost) yürürlüğe ko-
yarak Sovyet ekonomisini kurtarmak için
yeniden yapılanmayı (perestroyka) başlattı.
Bu koşullar altında, Ruslarla onlara ba-
ğımlı olanlar arasında olduğu kadar,
Hıristiyan-Errneniler ve Müslüman Azeri-
ler gibi çatışan gruplar arasında da etnik
gerginliklerin artacağmı önceden kestirmek,
yapılabilecek en kolay işti. Gorbaçov'un
Litvanya ziyareti ile dominolann düşüşü-
nü durdurmayı başarabileceği de çok kuş-
kuludur. Hitler-Stalin paktı ile mi başara-
caktır bunu? Romanya'mn eski Besarab-
ya eyaleti olan Moldovya Cumhuriyeti ve
Kuzey Bukovina da aynı anlaşmadan doğ-
muştu. Yeni Romanya hükümeti nisanda
seçim vaat etti. Kafkaslarda, Gürcistan'da
askeri birlikler ve zehirli gazlar kullanıldı,
Türk cumhuriyetleri hep belirsiz olmuştur
ve Ukrayna, Papa'ya bağlı bir yeraltı kili-
sesini banndırmıştı.
Bu mayalanmaya karşı Batı nasıl bir tu-
tum almalıdır? ABD Dışişleri Bakarüığı,
Baltık uluslannın ya da Moldavya'nın yu-
tulmasını hiçbir zanıan resmen tanımamış
ve Batı, Sovyetler Birliği'ne ve Doğu Av-
rupa'ya radyo yayımlannı sürdürmeyi ba-
şarmıştı.
Günümüzde, "sol realpolitik"in ilerle-
mesine tanık oluyonız. Bu yaklaşıma göre
Sovyet tehdidi sona erdigine göree birleşik
Almanya tehdidine başvurmalıyız. Bu yak-
laşım şöyle devam ediyor: Sorun çözüm-
leninceye kadar Ruslar iki Almanya'nın
birleşmesini önlemek için D. Almanya'da
380.000 kişilik kuvvet bulundurma "meş-
ru hakkım" koruyacaktır.
Batılı hükümetler ve Batılı kamuoyları
sık sık ve açıkça neden Rusya'nın Alman-
ya'da 380.000 kişilik bir kuvvet bulundur-
duğunu, neden birliklerin Kafkasya'ya yol-
lanmak ihtiyacının hissedildiğini, neden re-
formcu olduğu varsayılan Başkan Gorba-
çov'un bütün Litvanya haikımn açık iste-
ğini kabul etmediğini sormak zomndadır-
lar. Bunlar tngiliz ve Fransız imparatorluk-
lannın tasfıyesi sırasında Amerikan kamu-
oyunun ve hükümetlerinin sordukları so-
rulardır. Şimdi bunlan yapmaktan vazge-
çemeyiz.(3 Ocak).
AZERBAYCAN
Dışişlerine
serbest geçiş
başvnrusu
Nahcivan Özerk
Cumhuriyeti, SSCB Dışişleri
Bakanlığf na resmen
başvurarak Iran sımrından
geçişlerin kolaylaştırılmasını
istedi.
MOSKOVA (AA) — Sovyetler Birüği'-
nin Azerbaycan Cumhuriyeti'ne bağlı Nah-
civan özerk Cumhuriyeti'nde, halkın yıl-
başında başlattığı ayaklanmalarla, tran'a
geçişlerin kolayiaştırürnasını istemesinin ar-
dından, bu isteğin yerine gelmesini sağla-
yacak süreç resmen başlatüdı.
Nahcivan Komünist Partisi'nin, olaylar-
dan sonra göreve atanan yeni lideri Asaed-
din Celilov, TASS'a yaptığı açıklamada,
Nahcivan özerk Cumhuriyeti'nin, Sovyet-
ler Birliği Dışişleri Bakanlığı'na resmen baş-
vurarak, tran sımrından geçişlerin kolay-
laştırılmasını istediğini bildirdi.
Yaklaşık beş railyon rublelik (8 milyon
dolar) zarara yol açan gösterilerde dile ge-
tirilen sınır geçiş kolayhğına ilişkin görüş-
meler de, Moskova'da bulunan tran Dışiş-
leri Bakanlığı heyetinin temaslan çerçeve-
sinde ele alıruyor.
Celilov, yapıîacak reformlarla, halkın
haklı isteklerine uygun olarak, daha önce
snır koruma bölgesi içinde kalan 17 bin
hektar verimli tanm arazisinin ekime açıl-
masına çalışılacağını bildirdi.
Nahcivan halkı, sınınn kaldınlmasına
ilişkin olarak yaptığı gösterilerde, sımr ko-
ruma bölgesi içine alman verimli tanmsal
arazinin kullanıma açıimasuun yanı sıra, sı-
mr koruma bölgesi içinde kalan mezarlık
ve anıtlann koruma altına alınmasını da ta-
lep etmişti.
Köprii sorunu
Bu arada, tranlı ve Azerbaycanlı mühen-
dislerin, Azerbaycan-lran sının üzerinde-
ki tarihi bir köprünün korunması üzerin-
de anlaşmaya vardıkları bildirildi. TASS'-
ın "tarihse! bir yapı" olarak nitelediği köp-
rünün, bölgede kurulması planlanan baraj
göllerinın altında kalmasına karşı çıkan
Azerbaycan halkının protestolan üzerine,
tran ve Azerbaycan'ın ilgili kuruluşlan ara-
sında yapılan görüşmeler sonucunda, ba-
rajın, nehir yatağının daha yukansına ahn-
ması kararlaştırıldı.
Sovyet yetkililerinin, bu konuda hızlı
davranarak, Azerbaycan'da yeni bir
"çıbanbaşı" olma potansiyeline sahip bir
sorunu, zamanında önledikleri beürtiliyor.
SOFYA
Rijkov:
Comecon'un
dağılması söz
konusu değil
Dış Haberler Servisi — Doğu Bloku ül-
keleri ekonomik yardımlaşma konseyi CO-
MECON, Bulgaristan'ın başkenti Sofya'-
da dün toplandı. iki gün sürecek olan top-
lantının ilk gününde, COMECON'un Do-
ğu Avrupa'da meydana gelen değişikliklerle
birlikte ciddi bir tehditle karşılastığı, ancak
olumsuz koşullara karşın varlığım ve bü-
tünlüğünü koruyacağı görüşü dile getiril-
di.
Doğu Bloku'na bağlı on ülkeden altısı-
nın başbakanının katıldığı toplantının ar-
dından konuşan Sovyetler Birliği Başkanı
Nikolay Rijkov, COMECON'un dağılma-
sı tehlikesinin söz konusu olmadığım söy-
ledi. Rijkov, basına kapalı olarak gerçek-
leştirilen toplantıdan sonra gazetecilere ver-
diği demeçte "Bu loplantıda iyi karariar
alarak COMECON ile ilgili her türlü teh-
likenin üstesinden gelebüiriz" dedi.
Çekoslovakya Maliye Bakam Vadav
Klaus ise COMECON'un dağılmayacağı
görüşüne katılarak "COMECON, şu veya
bu şekilde varlıgını sürdürecektir" dedi.
Maliye Bakam Klaus, geçen hafta yaptığı
bir açıklamada, COMECON'un bütün ge-
çerliliğini ve inandırıcüiğını yitirdiğini söy-
leyerek bu kurumda reform yoluna gidil-
memesi durumunda, Çekoslovakya'nın
COMECON'dan çekileceğini duyurmuştu.
Toplantının açılışmda konuşan Bulgaris-
tan Başbakanı Georgi Atanasov ise "CO-
MECON ülkeleri son zamanlarda çok bü-
yük değisiklikier yaşadı. Bu toplantı, CO-
MECON için bir döniim noktası olacakür"
dedi. Atanasov, toplantının, COMECON'-
un etkin bir kuruluş haline gelmesini sağ-
lama yolunda atılmış bir adım olmasını di-
leyerek, COMECON'un dinamizmini yitir-
mekte olduğunu ve Sofya'daki toplantıda
Avrupa Topluluğu ve diğer Batılı ülkelerle
olan ilişkilerin yeniden gözden geçirilerek
yeni bir temele oiurtmanın gerekliliğini di-
le getirdi.