Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
MERKEZ BANKASI’NIN YAKLAŞIMI Eylül 2006 itibari ile dünya üzerinde en yüksek faizi veren üç ülkeye baktığımızda, artık dünya şampiyonu olduğumuzu görüyoruz. Türkiye (yüzde 19,65), Brezilya (yüzde 14,17), Endonezya (yüzde 11,68).(17) Türkiye, yüksek faiz verdiği ve YTL aşırı değerlendiği için küresel likidite azalmasından en fazla etkilenen ülke olduğu halde, TCMB günü kurtarma anlayışı ile faizleri daha da yükseltti. Bu durumda Türkiye’nin benzer bir dalgalanmadan yine en fazla etkilenecek ülke olacağı çok açık. Siyasal iktidardan bağımsızlığına çok önem verdiğimiz TCMB, küresel finansal sermayenin selameti için, temel hedef olarak belirlediği fiyat istikrarını sağlamak amacından bile vazgeçmiştir. TCMB, aslında yüksek faiz vererek aşırı değerlenmesine göz yumduğu YTL ’nin sözde daha da değerlenmesini engellemek için IMF’nin de baskısıyla, 2005 ve 2006’nın ilk yarısında rekor seviyede rezerv biriktirerek para arzının artmasına neden olmuştur. Para arzını artırırken fiyat istikrarını düşünmeyen TCMB’nin, enflasyon rakamlarının yüksek çıkması sonucu enflasyon hedefinden sapmamak için faizleri artırması ne kadar inandırıcı? Acaba ülkeden çıkan sıcak para bu yüksek faizlerle geri dönüp son bir vurgun daha mı vurmak niyetinde. Döviz rezervleri de bu son vurgun vurulup dışarı çıkılırken YTL ’nin değer kaybetmesine engel olup çifte kazanç sağlamak için kullanılacak olabilir mi? TCMB, rezerv biriktirmenin sonucu olarak ortaya Eylül itibarıyla sıcak paraya en yüksek faizi Türkiye veriyor. Merkez Bankası’nın ‘bağımsızlığı’nın sorgulanması gereken bu süreçte, yeni dalganın nedenleri ve sonuçları bekleniyor… çıkan para arzındaki artışın enflasyonist etkilerini öngöremediği gibi ki kendi veri tabanından bu süreci rahatlıkla izleyebilirdi, uluslararası konjonktürü de doğru yorumlayamadı. Koşullar uygun iken faizleri yeterince düşürmeyip tam bütün dünyada enflasyonist beklentiler ve faizlerin yükselmesi gündeme gelmişken, Japonya Merkez Bankası gevşek para politikasından vazgeçeceğini açıkladıktan(18) sonra faizleri düşürmeye kalktı.(19) Bizce zaten yanlış olan para politikasının, iç tutarlılığının da olmadığı böylece görülmüş oldu. Şimdi heyecanla ikinci dalgayı bekliyoruz. Durun bakalım ne olacak? Dipnotlar: (1) IMF Global Financial Stability Report September 2006 (2) Storm in a T bond, Economist, June 17th – 23rd (3)IMF Global Financial Stability Report September 2006 (4)Emerging Market Indicators, Economist, Jan 14th 2006 (5)Hazine İskontolu İhaleleri Yıllık Bileşik Faiz C S TRATEJİ 23 Oranları, www.hazine.gov.tr (6)Öğüt, K., Lisans Düzeyi Makroekonomi Kitapları Çerçevesinde 2001 Krizi Sonrası Türkiye Ekonomisi’nin Analizi, http://www.bagimsizsosyalbilimciler.org (7)Bears in the Woods, Economist, May 27th – June 2nd 2006 (8)Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Elektronik Veri Dağıtım Sistemi, http://tcmbf40.tcmb.gov.tr/cbt.html (9)IMF Global Financial Stability Report September 2006 (10)age (11)IMF World Economic Outlook, September 2005 (12)Update on Capital Flows to Emerging Market Economies, Institute of International Finance, March 30, 2006 (13)Goldstein, M., 2005, What Might the Next Emerging Market Financial Crisis Look Like?, Institute For International Economics, Working Paper Series. (14)IMF World Economic Outlook September 2006 (15)Roubini, R., Today Iceland: Tomorrow Turkey, Hungary, Australia, New Zealand, Spain, U.S.? Nauriel Roubini’s Blog, Mar, 28 2006, http://www.rgemonitor.com/ (16)Öğüt, K., Cari Açık Tehditi Isınıyor, Cumhuriyet Strateji, 15 Mayıs 2006 (17)Emerging market indicators, Economist, September 16th22nd 2006 (18)After The Flood, Economist, March 11th 2006 (19)Öğüt, K., Merkez Bankası Kimden Bağımsız, Cumhuriyet Strateji, 3 Temmuz 2006 S T R A T E J İ K İ T A P L I Ğ I kullandığına ilişkin düşüncelerini açıklıyor. Harvard Üniversitesi’nden Nathan Glazer’in kitaba ilişkin düşünceleri ise şöyle: "Devlet İnşası kitabında 21. yüzyılda dünya düzeni ve yönetişim konularını inceleyen Francis Fukuyama, bu kez de kendisinin de içinde olduğu Neocon düşünceyi sorguluyor. Fukuyama, Bush yönetiminin Irak işgalini yönetme konusunda başarısız olduğunu ve önleyici savaş doktrinini dış politikanın mihenk taşı haline getirerek yanlış bir iş yaptığını söylüyor. Buna ek olarak iyiliksever hegomonya uygulamasına verilen küresel tepkiyi son derece yanlış değerlendirdiğini ve Irak’ta başarılı bir demokratik hükümetin kurulmasının içerdiği zorlukları gerektiği gibi değerlendirmeyerek büyük ölçekli sosyal mühendisliğin zorluklarının farkına varmadığı eleştirisini getiriyor. Fukuyama Amerika’nın dünya sorunlarındaki yeri ve rolü hakkındaki Neocon görüşü ve bu görüşün ne derece aşırıya kaçtığı konusunda en anlaşılır ve bilgili açıklamayı sunuyor. Amerika’nın gücünün sınırlarının daha fazla farkında olan, orduya daha az bağımlı ve diğer ülkelerin çıkarlarına ve görüşlerine, ayrıca ortaya çıkmakta olan uluslararası normlara ve kurumlara daha saygılı bir Amerikan dış politikasını etkileyici biçimde savunuyor." Yol Ayrımındaki Amerika NeoConların Sonu Yazar: Francis Fukuyama Profil Yayıncılık, Ekim 2006, 231 sf. Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi (GOKAP), Afganistan ve Irak’ta girişilen askeri harekatlar, Türkiye’yi çok yakından ilgilendiriyor. Türkiye’yi uzun süredir meşgul eden bölücü terör, Ortadoğu’da istikrarsızlığın merkezi olan Irak’tan güç alıyor. Kerkük’ün statüsü, Türkmenlerin hakları ve bunların ötesinde Irak’ın siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün korunması Türkiye açısından yaşamsal önemde… "Türkiye bütün dikkatini Irak’a yöneltmiş durumda" dense abartı olmaz… NATO müttefikliği nedeniyle Türkiye, Afganistan’daki İSAF komutasını dönüşümlü olarak üstleniyor. Bu ülkede teröre karşı harekatlarda görev alması için yeni Türk birliklerinin görevlendirilmesi, Afganistan’ın güneyine gönderilmesi yönündeki istemler güncelliğini koruyor. ABD, 11 Eylül saldırılarının ardından ilk olarak Afganistan’a sonra Irak’a yönelik askeri harekat gerçekleştirdi. Bu harekatları, BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) ya da resmi adıyla GOKAP kapsamında yaptığı genel kabul gördü. Gelinen noktada Afganistan’da ve Irak’ta işler ABD’nin, Neoconların (yeni muhafazakarlar) istediği gibi gitmiyor. Ne Afganistan, ne de Irak, "demokrasi, insan hakları, kadın hakları, saydamlık" konusunda diğer ülkelere örnek olamadılar. Enerji kaynakları açısından Afganistan ve Irak istenen rolü yerine getiremiyor. ABD’de Kongre seçimleri öncesinde Neoconların işi iyi gitmiyor. Seçimlerde Demokratların başarılı olması sürpriz sayılmayacak. Irak’ta Amerikan askeri kayıpları artmaya başladı. Bush, "Irak’ın Vietnam’a benzediği" tespitlerini kabul etti. Yine Bush’un güvenirliği bu kadar gerilememişti… Bir süredir, ABD politikalarına eleştiriler Neoconların "beyin takımından, ideologlarından" olan Francis Fukuyama’dan gelmeye başladı… Fukuyama, Ortadoğu’daki "taktik hataları" ilk önce makalelerinde gündeme getirmeye başladı. Bu eleştiriler önce kendi ülkesinde, ABD’de kitap halinde okurlarla buluştu. NEOCONLARIN SONU: Yol ayrımındaki Amerika. Profil Yayıncılık, Türkiye ve Türk okurlar açısından önem taşıyan bu kitabı Türkçe’ye kazandırdı. Kitap, tek süper güce, Türkiye’yi çok yakından ilgilendiren politikalarındaki yanlışları nedeniyle, "içerden" yöneltilen eleştirileri kapsaması nedeniyle önem taşıyor. ABD’nin etkisiyle gelişen olayları ve gelecekte alacağı yönü anlamak için, politika yapıcıların gündeme getirdiği iç tartışmaları bilmek kadar yararlısı yoktur herhalde… "Devlet İnşası", "Tarihin Sonu ve Son İnsan" kitaplarının yazarı Fukuyama’nın son kitabı da tam bu anlama geliyor. Fukuyama, 1930’lardan başlayarak Neocon düşünceyle ilgili tarihi bir perspektif sunuyor, Bush yönetiminin bu düşüncenin mirasını nasıl yanlış yorumladığını, Amerikan gücünü dünyada nasıl yanlış STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI STRATEJİ KİTAPLIĞI