24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

16 bir güç dengesi oluşturmak için kullanılması gerektiği tahtasıdır.(9) Brzezinski, bu kapsam içinde, ABD’nin ifade edilmişti.(13) Bu ifadeler, çoğunlukla, psikolojik Avrasya’yı nasıl yönettiğinin kilit önem taşıdığını da etki yaratmak amaçlı olmuştur; çünkü örnek olarak yazmıştır. Avrasya, dünyanın en büyük kıtasıdır ve ifade edilebilir ki ABD, dünyanın en gelişmiş askeri jeopolitik olarak eksendir. Avrasya’ya egemen olan bir gücüne sahip olmasına rağmen, bu güç ABD’nin güç, dünyanın en gelişmiş ve ekonomik açıdan en küresel amaçları ile dengeli değildir. Nitekim, ABD üretken bölgelerini kontrol edebilir… Dünya nüfusunun askeri gücü aşırı bir şekilde yayıldı, Afganistan’da ve yüzde 75’i Avrasya’da yaşamaktadır ve dünyanın doğal Irak’ta doruk noktasına ulaştı. ABD’nin iki cephede zenginliklerinin çoğu ile birlikte girişimler ve yer altı birden savaşma yeteneğinin olmadığı ve uzun süreli zenginlikleri de burada bulunmaktadır. Avrasya, dünya direnişlere karşı savaş sürdürebilme yeteneğinin sınırlı gayrisafi milli hasılasının yüzde 60’ına ve enerji olduğu kanıtlandı; bu nedenlerle de ABD jeostratejik kaynaklarının dörtte üçüne sahiptir. hedeflerine ulaşmakta zorlanmaktadır. ABD Özetle, ABD’nin küresel üstünlüğünü devam jeostratejisinin amaçları ile gerçek gücü arasındaki bu ettirebilmesi için Brzezinski, ABD yetkililerine, dengesizlik; yukarıdaki satırlarda açıklanan Avrasya satranç tahtasında ABD nüfuzunun ABD’nin jeopolitik niyetleri ve jeostratejik artırılmasını, Avrupa’yı (Fransa, Almanya, yada gerçeklerin oluşturduğu ikilem, Çin ve AB), Rusya ve Çin’i, ABD çıkarlarına uygun Rusya gibi diğer oyuncuları Avrasya roller benimseme yönünde ikna etmeyi ve satranç tahtasında ABD’ye karşı Avrasya’da ABD çıkarlarına engel olacak rekabete girmeye hegemonik bölgesel güçlerin ya da cesaretlendirmiştir. koalisyonların ortaya çıkmasını Nitekim, ABD günümüzde, engellemeyi önermiştir. Aslında, kendi jeopolitik amaçlarına Brzezinski‘nin önerdiği jeostrateji uygun olmaktan çok uzakta Hitler’in akıl hocası Karl bir Avrasya ile karşı Haushoffer’in yaşam sahası karşıyadır. Avrupa, tezinden kopyalanarak ABD’nin teröre karşı Avrasya’ya uygulamış; açıkça küresel savaşını yeterince olmasa bile, enerji zengini Orta desteklememekte ve AB Asya, Ortadoğu ve Kafkasları kendi askeri gücünü içeren Avrasya bölgesini oluşturma arzusunu Amerika’nın yaşam sahası sürdürmektedir. Artık yapmıştır. yeniden küresel güç Brzezinski, kitabında olma potansiyeli olmasa Türkiye’yle ilgili olarak, da, petrol fiyatlarının da Amerika’nın istikrarlı ve yükselmesiyle bağımsız bir Güney Kafkasya ve Fukuyama ekonomisini güçlendiren Orta Asya yaratabilmesi için Rusya Federasyonu Türkiye’nin yükselişini sürdürmektedir yabancılaştırılmamamsı ve artık ABD’nin Avrasya’da gerektiğini; Hazar havzası ve Orta görmek istediği bir Rusya Asya’nın geleceği için istişarelerin değildir. Yükselen Çin, zaten Türkiye’de ABD ile stratejik ortaklık ekonomik potansiyeli ile küresel duygusunu derinleştireceğini söylemiştir. bir oyuncu ve askeri gücü ile Şüphesiz Brzezinski, Türkiye’nin özellikle bölgesel bir güçtür ve ABD’nin Güney Kafkasya, Hazar havzası ve Orta Avrasya çıkarlarına ters düşmektedir. Asya’daki önemini ve bu bölgelerdeki Amerikan Bütün bunlara ilave olarak Çin ve Rusya, Şangay çıkarlarının geliştirilmesinde Türkiye’nin stratejik ortak İşbirliği Örgütü içinde ve petrol zengini Orta Asya olarak motive edilmesinin değerini anlamıştı.(10) ülkeleriyle yeni işbirliği girişimleri arayışındadır. "Hasım bölgesel koalisyonların ya da hegemon Diğer taraftan, 11 Eylül sonrasında yürürlüğe giren güçlerin ortaya çıkmasının engellenmesi, denizlerde Ulusal Güvenlik Stratejisi, Ulusal Askeri Strateji ve serbestliği garanti etmek, uluslararası deniz ulaşım Kitle İmha Silahları İle Mücadele İçin Ulusal Strateji hatlarının güvenliği, hava yolları ve uzayın güvenliği; belgeleri, potansiyel tehdit oluşturan ‘haydut kilit pazarlara, enerji kaynaklarına ve stratejik devletlerin’ henüz gerçek anlamda tehdit haline kaynaklara kısıntısız erişim" 1997 yılında yayınlanan gelmeden yok edilmelerini öngören önleyici darbe ABD Dört Yıllık Savunma Gözden Geçirme stratejik konsepti üzerine bina edilmiştir. Potansiyel Raporu’nda (Quadrennial Defense Review–QDR) tehdit olarak kabul edilen hedeflerin caydırıcı yaşamsal ulusal çıkarlar olarak sıralanmıştı.(11) Bu yetenekler geliştirmesi doğal ve zorunlu olduğu ve bu rapor, ABD’nin küresel jeostratejisinin hedeflerinin yetenekler ise potansiyel tehditleri gerçek tehditlere anlaşılmasını kolaylaştırmıştır. Başka bir deyişle, dönüştürebildiği için bu stratejik konseptin, tehditleri Avrasya’da ABD çıkarlarına karşı bölgesel hegemonik dağıtmak ve çıkarları barışçıl yöntemlerle geliştirmek güçlerin ya da koalisyonların ortaya çıkmasını için çatışma yolunu değil uzlaşmayı tercih eden çağdaş engellemek; Amiral Thayer Mahan’ın önerilerini esas stratejik anlayışıyla uyum içinde olduğunu ifade etmek alarak açık denizlerin kontrolü, enerji kaynaklarının ve mümkün değildir. Deklare edilen önleyici darbe pazarların genişletilmesi, küresel üstünlük için ABD konsepti nedeni ile ABD, Iran ve Kuzey Kore nükleer jeostratejisinin temelini oluşturmaktadır. programları yüzünden ortaya çıkan stratejik sorunları 11 Eylül sonrasında yayınlanan QDR’da da benzer aşmada zorluklar çekmektedir. ifadeler yer almıştır. Bu belgede uluslararası deniz, Ünlü fütürist Alvin Toffler’in, 3. Dalga hava, uzay ve iletişim hatlarının güvenliği; ana pazarlara medeniyetlerin bilgi savaşı yeteneklerine sahip 3. dalga ve stratejik kaynaklara erişim, ABD’nin kalıcı ulusal ordularının, 1 ve 2. dalga ordulara karşı gelecekteki tüm çıkarları olarak tanımlanmıştır.(12) Bu belgele, ABD savaşları kazanacaklarını iddia eden tezi(14) de ABD küresel jeostratejisinin amaçlarını açıkça ortaya jeostratejisini yanlış yönlendirmiştir. 1991 Körfez koymaktadır. Savaşı’nın süratli ve kesin sonuçlu zaferinin etkisi altında kalan ABD askeri yetkilileri, Mart 2003’teki EDEFLER VE GERÇEKLER Irak işgalini, istikrar harekâtı yeteneklerinden yoksun 3. 11 Eylül sonrasında yayınlanan ABD Ulusal dalga dijital tümenlerle başlattılar. 1 Mayıs 2003’te, Güvenlik Stratejisi Belgesi’nde, (National Security işgalden kısa bir süre sonra, ABD Başkanı George Bush Strategy of the United States–NSS) ABD’nin dünyada Irak’taki görevin tamamlandığını duyurdu. Ancak, daha önce görülmemiş ve eşiti olmayan bir gücü ve bundan otuz ay sonra ABD Başkanı ‘Irak’ta Zafer İçin nüfuzu elinde bulundurduğu, bu konumun eşi olmayan Strateji’ adlı yeni bir strateji açıkladı. Bu, Irak’taki sorumluluklar, görevler ve fırsatları beraberinde savaşın doğasının anlaşılmamasından dolayı ortaya getirdiği; ABD’nin bu gücünün, özgürlüğü destekleyen çıkan bir ikilemdi. Bu gelişim, sadece 3. dalga orduların C S TRATEJİ istikrar harekâtını başarı ile icra edemeyeceklerini göstermekle ve Toffler’in tezini çürütmekle kalmamış; ABD ordusunun geniş zamana yayılmış direniş savaşlarını sürdürmek için bir savaş doktrini olmadığını da göstermiştir. Ayrıca, askeri stratejinin bir zayıflığı olarak, direnişleri bastırmada önem kazanan Carl von Clausewitz’in çok büyük önem verdiği, ‘savaş alanında sayısal üstünlüğü sağlama’ hususunda da ABD’nin yeteneği olmadığı anlaşılmıştır. ABD’nin jeostratejik girişimini, yani küresel savaşını, bu girişimi idame ettirmek için gerekli askeri gücü hesaplamadan, yeterli güç hazırlamadan, gücünü arttırmak için koalisyon ve stratejik ortaklıklar kurmadan, savaşın değişen doğasına uygun olarak askeri gücünü yeniden yapılandırmadan ve askeri gücünü, kritik bölgelere erişimi kolaylaştıran bölgelere konuşlandırmadan başlattığı da söylenebilir. Bütün bu nedenlerden dolayı, ABD jeostratejik hedefleri ve askeri araçları arasında bir denge kurmakta zorluk çekmektedir. Bu noktada, Carl von Clausewitz’in ünlü sözünü hatırlamak yararlı olacaktır: ‘Bir prens veya bir general dehasını en iyi şekilde, seferini tam anlamıyla hedeflerine ve kaynaklarına uygun yöneterek, ne daha fazlasını ne de daha azını yaparak kanıtlayabilir’.(15) Dipnotlar: (*)Bu yazının orijinali İngilizce’dir. Yazar, ABD’nin ünlü düşünce merkezi Brookings Institute tarafından, bu merkez ile Sabancı Üniversitesi’nin müştereken planladığı Türkiye’nin jeopolitiği konulu makale yarışmasına davet edilmesi ile bu yazıyı kaleme almıştır. Yazıda, Soğuk Savaş sürecinde ve sonrasında ABDTürkiye jeostratejik ilişkileri incelenmiş; Soğuk Savaş sonrası dönemde, artık karşılıklı çıkarların her zaman örtüşmemesi nedeni ile zora giren ve özellikle de 1 Mart tezkeresinden sonra gerilen ilişkilerin riskli ve kaygan bir zeminde geliştiği belirtilmiştir. Yazar bu makalede, TürkABD ilişkilerinde tarihi gelişim içinde ABD’nin yaptığı politik hataları açıklamış, bundan sonra sağlıklı bir zemine oturtulması için ilişkilerin iki ülkenin örtüşen ve ayrışan çıkarlarına göre yeniden tanımlanması gerektiğini vurgulamıştır. Yazının gönderilmesinden bir süre sonra, ilginç bir şekilde, ABD Dışişleri Bakanı Condeleezza Rice, Türkiye’ye gelerek ikili ilişkilerin yeniden tanımlanması gerektiğini belirterek ortak stratejik vizyon belgesini gündeme getirmiştir. Bu safhada, yazarın Brookings Instıtute’ye ‘Rice’ın eylemi benim düşüncelerimi yansıtıyor’ şeklinde gönderdiği mesaj cevapsız kalmıştır. Geliştirilen ortak stratejik vizyon belgesi ise gerçek amaçtan uzaklaştırılmış, Türkiye’yi Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi’nde, ABD’nin bir aracına dönüştürmeye yönelik bir anlayış oluşturulmuştur. Yazı ödüle layık görülmemiştir. (1) Onur Öymen, Silahsız Savaş, Remzi Kitabevi, 2002, s. 443 (2)Francis Fukuyama; The End of History, The National Interest, 1989 (3)Francis Fukuyama; The End of History and The Last Man, London, Hamish Hamilton, 1992 (4)Samuel P . Huntington; The Clash of Civilizations, Foreign Affairs, 1993 (5)Samuel P . Huntington; The Clash of Civilizations, Foreign Affairs, 1993 (6)National Security Strategy of the United States, 1991 (7)Zbigniev Brzezinski, The Grand Chessboard, Basic Books, 1997, s. 31 (8)age, s.30 (9)age, s.31 (10)age, ss. 203204 (11)Quadrennial Defense Review, Department of Defense, 1997 (12)Quadrennial Defense Review, Department of Defense, September 2001 (13)National Security Strategy of the United States, September 2002 (14)War and Antiwar, Alvin and Heidi Toffler, Warner Books, 1993 (15)Carl von Clausewitz, On War, Princeton University Press, 1976, s.177 H
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear