Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CEVAP: On üyenin iktidara
bağõmlõ olma ihtimali vardõr.
Böyle bir ihtimal olduğuna
göre yapõlan görevin niteliği
gereği söz konusu üyelerin ik-
tidara bağõmlõ olacaklarõ kabul
edilmelidir. Çünkü iktidara
bağõmlõ üyelerin risk altõna so-
kacaklarõ menfaat, özgürlüğü-
müzdür, geleceğimizdir.
1. İlk derecede görev yapan
(yani Yargõtay ve Danõştay
üyesi olmamõş) hâkim ve sav-
cõlar hakkõnda soruşturma
açõlmasõna izin verme yetkisi
Adalet Bakanõ’na (Anayasada-
ki ifadeyle HSYK Başka-
nõ’na) verilmektedir (Anayasa
md. 159/9). HSYK’nin ilk de-
rece mahkemelerinden gelmiş
bu on üyesi hakkõnda da, hem
HSYK’de görevde iken hem
de görevleri sona erdikten
sonra soruşturma açõlmasõna
izni verme yetkisi Adalet Ba-
kanõ’nda olacaktõr.
Şöyle düşünelim: Bir koope-
ratifin yönetim kurulu toplan-
tõsõndayõz. Hepimiz genel ku-
rul tarafõndan seçilerek yöne-
tim kurulu üyesi olmuşuz.
Yönetim kurulu başkanõ, bazõ
kooperatif çalõşanlarõnõn işten
çõkarõlmasõna dair bir öneri
getiriyor. İçimizden bu öne-
riye karşõ çõkanlar var. Fa-
kat yönetim kurulu başka-
nõnõn eline şöyle bir yet-
ki verilmiş: Başkan,
yönetim kurulu üyele-
ri hakkõnda ceza so-
ruşturmasõ açma
yetkisine sahip.
Şimdi kendi kendi-
mize soralõm:
Kooperatifimizin
yönetim kurulu
üyeleri, kendileri
hakkõnda ceza so-
ruşturmasõ açma,
ceza mahkemele-
rinde yargõlatma
yetkisine sahip
olan bu başkanõn
önerisine karşõ çõ-
kabilir mi? Cevap
herhalde açõk; hiç
kimse kolay kolay
böyle yetkilerle dona-
tõlmõş bir kooperatif baş-
kanõna karşõ çõkamaz.
Şimdi tekrar soralõm: Bir
kooperatifte dahi kabul ede-
meyeceğimiz bu örneği, öz-
gürlüğümüzün güvencesi ol-
masõ gereken hâkimlerin ba-
ğõmsõzlõğõnõn, savcõlarõn temi-
natõnõn tek güvencesi olan
HSYK söz konusu olduğunda
nasõl içimize sindireceğiz?
2. HSYK’de ilk derece hâ-
kim ve savcõlarõna ayrõlan
kontenjanõ dolduracak bu on
üye, ülkenin çeşitli yerlerinde
görev yapmakta iken, meslek-
taşlarõnõn oylarõyla seçilerek
Ankara’ya geleceklerdir. Gö-
rev süreleri dört yõldõr. Dört
yõlõn sonunda yine ülkenin
herhangi bir yerine tayin edi-
leceklerdir. Eşi, “eş
durumu”ndan Ankara’ya ta-
yin edilmiş, çocuklarõ Anka-
ra’da okula başlamõş, kendisi-
ne her hâkimin hak ettiği gibi
kullanõşlõ bir lojman tahsis
edilmiş HSYK üyesi bu hâki-
min Ankara’da kalmasõnõn ga-
rantili bir yolu vardõr: Adalet
Bakanõ’nõn kendisini, anayasa-
nõn 159/11. maddesine göre
Adalet Bakanlõğõ merkez teş-
kilatõnda veya Bakanlõğa bağlõ
bir kuruluşta veya Bakanlõğõn
ilgili bir kuruluşunda görev-
lendirmesi!
3. Ne kadar fedakâr, ne ka-
dar görevine bağlõ olursa ol-
sun hâkim de insandõr, hâki-
min de bir ailesi vardõr, hâki-
min de sorunlarõ vardõr. Her-
kes gibi, sizin gibi, benim gi-
bi…
4. Şimdi ben size soruyo-
rum, siz de kendinize sorun:
Kuruldaki görev süresi sona
erdikten sonra da Ankara’da
kalmak isteyen, Ankara’da
kalmak noktasõnda insani bir
ihtiyacõ olan HSYK üyesinin
tek çaresi, Adalet Bakanõ’nõn
kendisini Ankara’da görevlen-
dirmesi ise bu üyenin, Ba-
kan’õn taleplerine karşõ kayõt-
sõz kalmasõ mümkün müdür?
En azõndan bu üyenin Ba-
kan’õn olasõ taleplerine karşõ
direnebileceğinden nasõl emin
olabiliriz?
5. Hâkimin cesaretine terk
edilmiş bir “bağımsızlık”,
bağõmsõzlõk değildir. Söz ko-
nusu olan bir ülkenin geleceği,
çocuklarõmõzõn, torunlarõmõzõn
özgürlüğü ise bõrakõnõz başka-
sõnõn cesaretine, kendi cesare-
tinize güvenebilir misiniz?
Yoksa doğru düzgün bir siste-
min kurulmasõnõ mõ istersiniz?
Madem anayasayõ değiştiriyo-
ruz, niçin güvenilir bir sistem
kurmuyoruz? Yoksa kurmak
mõ istemiyoruz?
6. Aslõnda yapõlmasõ gere-
ken o kadar basit ki… Binler-
ce hâkim ve savcõnõn oyunu
alarak HSYK’ye seçilmiş olan
üyenin görev süresinin sonun-
da, kadro şartõ aranmaksõzõn
dilediği adliyede görevlendi-
rilmesini sağlayacak bir hük-
mü anayasaya ilave etmek ve
elbette soruşturma açõlmasõna
izin verme yetkisini Adalet
Bakanõ’ndan alarak HSYK’ye
vermek.
7. Peki, ülkemize demokrasi
getireceği, darbe korkularõnõ
sona erdireceği, vatandaşa öz-
gürlük sağlayacağõ, bizi Avru-
pa Birliği’ne taşõyacağõ ileri
sürülen bu büyük “reform”
yapõlõrken, neden bu kadar ba-
sit, ancak hâkimleri gerçek an-
lamda bağõmsõzlõğa kavuştura-
cak bir düzenlemenin yapõl-
masõndan kaçõnõlõr? Yargõ ba-
ğõmsõzlõğõ, demokrasiye mi
engeldir? Yargõ bağõmsõz olur-
sa vatandaş özgür mü olamaz?
CEVAP: 1. Hâkim ve
savcõlarõn özlük işleri, atanma-
larõ, yükselmeleri, disiplin işle-
ri, meslekten çõkarõlmalarõ,
Yargõtay’a ve Danõştay’a üye
seçimi vs. siyasi iktidardan ba-
ğõmsõz bir kurul olmasõ gere-
ken HSYK’nin görevidir.
2. Bu kurul siyasi iktidardan
bağõmsõz olmaz ise kurula tabi
olan hâkimler ve savcõlar, ku-
rul vasõtasõyla iktidara bağõmlõ
kõlõnõrlar. Bir yargõ mensubu-
nun yükselmesi fiilen iktidar
partisinin elindeyse, kendisine
disiplin cezasõ verilmesi fiilen
iktidar partisinin takdirindeyse,
tayini fiilen iktidar partisine
bağlõysa, meslekten ihracõ fii-
len iktidar partisinin hâkimiyet
alanõndaysa o yargõ mensubu
iktidara bağõmlõdõr; iktidarõn
memuru haline getirilmiştir.
3. Bu bağõmlõlõğõn doğrudan
veya araya aracõlar koymak su-
retiyle dolaylõ bir şekilde tesisi
arasõnda fark yoktur; sonuç
aynõdõr: İktidara bağõmlõ yargõ.
4. Halkoylamasõna sunulan
HSYK’nin yeni yapõsõna ilişkin
düzenleme incelendiğinde
(Anayasa md. 159) hâkimlerin
iktidar partisine nasõl bağlandõ-
ğõ açõkça görülmektedir.
5. HSYK, başkan dahil top-
lam yirmi iki üyeden oluşturul-
maktadõr:
a. HSYK’nin başkanõ Adalet
Bakanõ’dõr. Adalet Bakanlõğõ
Müsteşarõ kurulun doğal üyesi-
dir. Adalet Bakanlõğõ Müsteşa-
rõ, kanunen Adalet Bakanõ’nõn
talimatlarõnõ yerine getirmekle
yükümlü bir yüksek bürokrat-
tõr. Yani bakana bağlõdõr. Avru-
pa Birliği’nin bütün raporlarõ-
na, yõllardõr ülkemizde oybirli-
ğiyle dile getirilen eleştirilere
rağmen, Bakan ve Müsteşar
Kurul’dan çõkarõlmamaktadõr.
b. HSYK’nin üç üyesi
Yargõtay Genel Kurulu’nca,
iki üyesi Danõştay Genel Ku-
rulu’nca seçilecektir. Yüksek
mahkemelerin HSYK’ye üye
seçiminde Cumhurbaşkanõ’nõn
devreden çõkarõlmasõ yerinde-
dir. Ancak yeni düzenlemede,
Yargõtay’õn ve Danõştay’õn se-
çeceği üyelerin sayõsõ arttõrõl-
mamakta, buna karşõn başka
kurumlarõn veya makamlarõn
seçeceği yeni üyelikler yaratõ-
larak, Yargõtay ve Danõş-
tay’dan seçilen üyelerin azõn-
lõkta kalmasõ sağlanmaktadõr.
Yeni üyelerin siyasi iktidardan
bağõmsõz olmasõ durumunda,
yüksek mahkemelerin seçtiği
üyelerin sayõsõnõn azõnlõkta
kalmasõ siyasi bir tercih olarak
hoş görülebilir. Ancak yeni
üyelerin tamamõ doğrudan ve-
ya dolaylõ bir şekilde siyasi ik-
tidara tabi ise buradaki siyasi
tercih, demokrasiden yana bir
tercih değildir; yargõyõ siyasi
iktidara bağlayacak bir tercih-
tir. Yargõnõn siyasi iktidara
bağlandõğõ sistemlerde demok-
rasi olmaz.
c. HSYK’ye dört üye Cum-
hurbaşkanõ’nca doğrudan atan-
maktadõr. Siyasi bir geçmişe
sahip olan (ve siyasi geçmişe
sahip olmasõ bir demokraside
son derece normal kabul edil-
mesi gereken) Cumhurbaşka-
nõ’nõn kendi siyasi görüşüne
yakõn görevlendirmeler yapa-
bileceği ortadadõr. Bu değişik-
liğin sonucu olarak siyasi ikti-
dar, yargõ üzerindeki nüfuzunu
arttõracak, yargõ, iktidara tam
bağõmlõ hale gelecektir.
d. Türkiye Adalet Akademi-
si Genel Kurulu da HSYK’ye
bir üye seçecektir. Akademi-
nin genel kurulunda çoğunluk,
Adalet Bakanlõğõ’ndan gelen
CEVAP: Anayasa değişikli-
ği yargõ bağõmsõzlõğõnõ tehdit
etmenin ötesinde, yok ediyor.
Bugünkü sistemde iktidar, yal-
nõzca ilk derece mahkemelerin-
de görev yapan hâkimler üze-
rinde büyük nüfuz sahibi iken
(ve bu ülkenin aydõnlarõ on yõl-
lardõr bunun değişmesi için ça-
ba sarf ederken), halkoylamasõ-
na sunulan metin kabul edildiği
takdirde, Danõştay ve Yargõtay
da iktidara bağõmlõ olacaktõr.
Bir başka anlatõmla, 12 Eylül
Anayasasõ’nõn getirmiş olduğu
ve neredeyse otuz yõldõr avu-
katlarõn, barolarõn, hâkimlerin,
savcõlarõn, üniversitelerin ortak
bir dille eleştirdikleri, değişti-
rilmesini istedikleri baskõcõ sis-
tem, daha da baskõcõ hale gele-
cektir. Bu mudur 12 Eylül’le
hesaplaşmak? Biz, “ilk dere-
ce hâkimleri de bağımsız ol-
sun, hâkimleri bağımsız, sav-
cıları teminatlı olmayan bir
ülkede özgürlükten söz edile-
mez, tüm adli sistem vatan-
daş üzerinde ezici bir baskı
ve zulüm mekanizmasına, ik-
tidarın gücünü pekiştirme
aracına dönüşür” derken, 12
Eylül Anayasasõ’nõ mumla ara-
tacak bir değişiklik, nasõl olur
da 12 Eylül’le hesaplaşmak
olarak paketlenip sunulabilir!
Bir bütün olarak bakõldõğõnda
hâkimlerimiz, savcõlarõmõz,
avukatlarõmõz fedakâr, namus-
lu, cesur, bin türlü sõkõntõya gö-
ğüs geren meslek insanlarõdõr.
Kuşkusuz her meslekte, o mes-
leğe yakõşmayan “çürük elma-
lar” olur. Yargõ söz konusu ol-
duğunda, bunlarõn derhal ve en
etkili şekilde tasfiye edilmesi
gerekir. Ancak bir ülkede yar-
gõ bağõmsõzlõğõ, yargõ mensu-
bunun cesaretine bõrakõlmõş ise
o ülkede yargõ bağõmsõz değil-
dir. Ne zaman ki sistem en çe-
kingen yargõ mensubunun
dahi görevinin gereğini
yapmaktan çekinmeyeceği
kadar güvenceli hale geti-
rilir, o zaman bu ülke-
nin insanlarõ, yargõ ba-
ğõmsõzlõğõnõn sağladõğõ
bütün güvencelere sa-
hip olur ve özgürlüğün
tadõnõ doya doya yaşa-
maya başlar.
CEVAP: Hayõr, yeni dü-
zenlemeler yargõ bağõmsõzlõğõ-
nõ tamamen yok ediyor. Hâ-
kimler ve Savcõlar Yüksek
Kurulu’nun (HSYK) yapõsõn-
da gerçekleştirilecek değişik-
likler sonucunda hâkimler ik-
tidara bağlanõyor, hâkim ve
savcõlar tamamen teminatsõz
bõrakõlõyor. Yargõ bağõmsõzlõ-
ğõ, demokrasinin vazgeçilmez
koşuludur. Bu nedenle, iktida-
ra bağõmlõ bir yargõ dünyanõn
hiçbir demokratik ülkesinde
yoktur. Yargõsõ iktidara ba-
ğõmlõ bir devlet, Avrupa Birli-
ği’ne de giremez. Yapõlmak
istenen değişiklik yargõyõ ikti-
dara bağõmlõ hale getirdiği için
demokratik değildir, Avrupa
Birliği standartlarõna da açõkça
aykõrõdõr.
CMYB
C M Y B
10 EYLÜL 2010 CUMA CUMHURİYET SAYFA
REFERANDUM 15
Prof. Dr. Metin Feyzioğlu 11 soruyla anayasa değişikliğinin yargõ üzerindeki etkilerini değerlendirdi
Yargı iktidara bağlanıyor
M E T İ N F E Y Z İ O Ğ L U
(Ankara Barosu Avukatõ, Prof. Dr., Ankara Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi
Hukuku Anabilim Dalõ Başkanõ, Ankara Hukuk Fakültesi Önceki Dekanõ)
CEVAP: 1. Anayasa değişik-
liği ülkemizin adalet sisteminin
içinde bulunduğu derin krize
kõsmen dahi çözüm getirmiyor.
Adliyeden, başta avukatlar, hâ-
kimler ve savcõlar olmak üzere
kimsenin memnun olmadõğõ bir
gerçek. Ancak “yetmez ama
evet” denilmesi için, yapõlmak
istenen değişikliklerin sistemi
az da olsa iyileştirmesi, insanla-
rõn gündelik hayatlarõnõ etkile-
yen, özgürlüklerini güvencesiz
bõrakan hatalõ uygulamalarõ ve
dağ gibi birikmiş sorunlarõ çöz-
meye yönelik olmasõ gerekir.
2. Az önce çok somut olarak
açõklamaya çalõştõğõmõz üzere,
anayasa değişikliğiyle hem ilk
derece hâkim ve savcõlarõ hem
de Yargõtay ve Danõştay’õn yük-
sek hâkimleri, doğrudan ve do-
laylõ yöntemlerle siyasi iktidara
bağlanõyorlar. Bu ne demek?
Hâkim ve savcõlarõn iktidardaki
partiye bağlanmasõ, iktidar par-
tisinin taleplerini yerine getir-
mek zorunda kalmasõ demek.
Hangi siyasi parti iktidarda
olursa olsun sonuç değişmez;
bunun adõ demokrasi değil, fa-
şizmdir.
CEVAP: ? Yargõ bağõmsõzlõğõ, hâkim-
lerin ayrõcalõğõ değildir; toplumdaki her
insanõn hukuk devletinde yaşamasõ için bir
zorunluluktur. Çünkü siyasi iktidara ba-
ğõmlõ olan yargõ, iktidardaki siyasi partinin
tarafõnõ tutar; hukuk kurallarõnõn, hak ve
adaletin değil, iktidardakilerin taleplerini
yerine getirir. ? Hâkimleri bağõmsõz ol-
mayan bir devlette, insanlarõn haklarõ ve
özgürlükleri güvencede olamaz; hak ve öz-
gürlükler iktidarõn keyfine terk edilir. İkti-
darõn keyfine terk edilen bir hak, gerçek
anlamda hak değil, iktidarõn bahşettiği lü-
tuftan ibarettir. İktidar, lütfettiğini her za-
man geri alabilir. ? Bu sebeple bazen, bazõ
iktidarlar yargõ bağõmsõzlõğõndan rahatsõz
olabilirler. Ancak çağdaş değerleri özüm-
semiş demokratik toplumlarda, hiçbir ikti-
dar, ne kadar rahatsõz olursa olsun, yargõ
bağõmsõzlõğõnõ ortadan kaldõrmaya, hâkim-
leri doğrudan veya dolaylõ yöntemlerle
kendine bağlamaya kalkõşmaz. Zaten sahip
olduklarõ haklarõ yüzlerce yõllõk mücadele-
ler sonucunda kazanmõş toplumlar, gelip
geçici iktidarlarõn bunlarõ kendilerinden al-
masõna izin vermezler. ? Netice: Elimiz-
deki özgürlüğün değerini, onu kaybetme-
den önce bilmek zorundayõz.
12 Eylül 2010’da yapılacak olan
anayasa değişikliğine ilişkin halk
oylamasında, oylayacağımız metinde
yer alan ve yargı bağımsızlığını, hâkim
ve savcı teminatlarını ilgilendiren
hükümlere dair bazı sorular ve cevaplar
hazırladım. Değineceğim konular,
bütün sorunları kapsamayacak. Çünkü
amacım olabildiğince basit bir şekilde
belirli hususları anlatmak ve anayasa
paketinin özü hakkında düşüncelerimi
açıklamaktan ibaret.
Hangi siyasi partiye mensup olursak
olalım, oyladığımız metin, yalnızca bizim
değil, çocuklarımızın, hatta
torunlarımızın geleceğiyle ilgili. “Boş
ver” demek, oy vermemek, tatile
çıkmak, çıkılmış olan bayram tatilini bir
gün daha uzatmak, “Bir tek benim
oyuma mı kaldı bu iş?” diye mazeret
üretmek lüksümüz yok.
Evet, bir tek benim, bir tek sizin
oyunuza kaldı bu iş. Demokrasi zordur;
hukuk devletine sahip çıkmak zordur;
sorumluluk ister; bilinçli olmayı
gerektirir. Demokrasiye ve hukuk
devletine layık
olduğumuza
yürekten
inanıyorum. Oy vermeden önce
düşünmek zorundayız; bize hangi ilacın
içirildiğini öğrenmek zorundayız; neye
oy verdiğimizi bize kimse anlatmıyorsa,
bu durumdan şüphe etmeyi akıl etmek
zorundayız. Dilerseniz okuyun.
“Hayır” oyu verecekseniz de okuyun,
“evet” oyu verecekseniz de okuyun.
“Hayır” diyecekseniz, somut
gerekçeleriniz olsun; olsun ki
başkalarına anlatabilin.
“Evet” diyecekseniz, zaten
geleceğimizle ilgili kararınızı vermişsiniz;
“bu iyidir” demişsiniz. Düşünerek karar
verdiyseniz okumaktan zarar gelmez;
yanlışlarımı bulursunuz, haklılığınızı
tesciller, gönül rahatlığıyla oy verirsiniz.
Madem daha özgür, daha demokratik
bir Türkiye istiyoruz, farklı düşünceleri
öğrenmekten ne zarar gelebilir ki?
Yeteri kadar incelemeden karar
verdiyseniz veya “Ne bileyim ben,
içimden evet demek geçiyor”
diyorsanız, okuyun; yalnızca birkaç
dakikanızı alır. Belki okuduktan sonra
içinizden farklı bir şeyler geçer.
Kim bilir?
bürokratlardadõr. Dolayõsõyla
Akademi Genel Kurulu’nun
seçtiği üye de büyük ihtimalle
siyasi iktidara yakõn, hatta si-
yasi iktidara tabi bir üye ola-
caktõr.
e. Üç üyeyi idari yargõ hâ-
kim ve savcõlarõ, yedi üyeyi
adli yargõ hâkim ve savcõlarõ
kendi içlerinden belirli şartlarõ
taşõyan hâkimler arasõndan se-
çeceklerdir. Yani idare mahke-
melerinde ve adliyelerde görev
yapan hâkimlere HSYK’ye
üye seçme hakkõ tanõnmakta-
dõr. Bu şekilde seçilen üyelerin
toplam sayõsõ 10’dur ve en bü-
yük grubu oluşturmaktadõrlar.
Kuruldaki yüksek hâkimlerin
sayõsõ beş iken, ilk derece
mahkemelerinden gelen hâ-
kimlerin sayõsõnõn bunun iki
katõ olmasõ tartõşõlabilir. Bu
eleştiri bir yana, ilk derece hâ-
kim ve savcõlarõna HSYK’ye
üye seçme hakkõnõn tanõnmasõ
ilk bakõşta son derece yerinde
bir düzenlemedir. Ne var ki sa-
tõr aralarõna yerleştirilmiş, met-
nin çeşitli yerlerine dağõtõlmõş
hükümler, ilk derece hâkim ve
savcõlarõnca seçilen kurul üye-
lerini Adalet Bakanõ’na, dola-
yõsõyla siyasi iktidara bağõmlõ
kõlmaktadõr. Başka bir anla-
tõmla, hâkimleri bağõmsõz, sav-
cõlarõ teminatlõ kõlmasõ gereken
HSYK’nin on üyesi, iktidara
bağõmlõ olma riskini taşõmak-
tadõr.
f. Şimdi soralõm: İktidara
bağõmlõ bir HSYK üyesinin,
meslektaşlarõnõn haklarõnõ ikti-
dara karşõ koruyabileceğine
kim inanõr?
Yeni düzenlemeler yargı
bağımsızlığını sağlıyor mu?SORU 1
Anayasa değişikliği yargı
bağımsızlığını ne şekilde
tehdit ediyor?
SORU 2
İlk derece hâkim ve savcıla-
rının seçtiği on üye neden
iktidara bağımlı olacaktır?
SORU 4
Bugün kimse adliyeden, adli
sistemden memnun olmadığı-
na göre anayasa değişikliği
kısmen de olsa bir çözüm sağ-
lamaz mı? Yani ‘yetmez ama
evet’ demenin neresi yanlış?
SORU 5
Yeniden yapılandırılan
HSYK yoluyla hâkim ve
savcılar iktidara nasıl
bağımlı hale getiriliyor?
SORU 3
Yargı bağımsızlığından bize ne?
Hâkimler niye ayrıcalıklı olsunlar ki?
SORU 6
Devamı 16. Sayfada