25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada haftasında açık görüş var. Kapalı görüş şöyle: Duvarın üç karışa dört karışlık bölümüne cam yerleştirmişler. Etrafını da demirle çerçevelemişler. Camın iki tarafına birer telefon ahizesi koymuşlar. Görüş günü cama koşuyorsunuz. Karşıya ses geçmediği için ilk karşılaşmada elleri havaya kaldırıp sevincinizi ifade ediyorsunuz. Elinizi sevdiğinizin kollarına uzatır gibi ahizeye uzanıyorsunuz. Ve sesini duyuyorsunuz. Elbet söylemeye gerek yok; ses kaydediliyor. Yönetim bunu size verdiği iç kurallar listesinde açıkça duyuruyor. Kızım her şeyi sağlıklı algılıyor; beklediğimden sağduyulu hareket ediyor. Çok şükür!.. Oğlum 2 yaşına girdikten sonra geçen mayıstan beri karşısındaki benle, telefondaki beni birleştirdi. Önceleri camın kıyısında pencere açma kolu arıyor, bulamayınca sinirleniyordu. Artık burada görüşmenin böyle olduğunu kabul etti. Haziran görüşlerinden birinde bütün sevimliliği üzerindeydi. Telefonu kulağına götürdüğünde annesinden öğrendiğim şeyleri sıralamaya başladım: “Topu çok mu severmiş benim oğlum... Çimlerde yuvarlanmaya bayılır mıymış benim oğlum...” Sesimi dinlerken ahizeyi bir buket gibi tuttu, bana baktı... Konuşmaya devam ediyordum. Ağzını sonuna kadar açtı, telefona yöneldi. Sesimi öpmeye çalışıyordu! Burun direği sızlamasının çok tarifi yapılabilir; biri de bu olsun. Ataol Behramoğlu 12 Eylül döneminde hapis yatan şairimiz, yazarımız. “50 yıldan 100 şiirine” yer verdiği Beyaz, İpek Gibi Yağdı Kar kitabında, Maltepe Askeri Cezaevi’nde yazdığı şiirler de var. İşte biri: “Çocuğumla demir parmaklık konuldu aramıza/ İki buçuk yaşındaki çocuğumla/ Ulaşmak istedi bana çocuğum/ Kafese çarpan bir kuş duygusuyla/ Çocuğumla tel örgüler konuldu aramıza/ Kalın tel örgüler iki sıra/ ‘Saklanma baba’ dedi çocuğum/ Sitemle. Çırpınan bir bakışla/. Çocuğumla bir uçurum konuldu aramıza/ Sevinci nefretten kesin çizgilerle ayıran uçurum/ ve ben aptal gibi-hâlâ/ ‘Bu denli kötü olunamaz’ diye düşünüyorum...” Behramoğlu’nun 1982’de yazdığı bu şiirden 28 yıl sonra Silivri... Tel örgülerin yerini cam kırıkları aldı! Onlar hiç değilse seslerini doğrudan ulaştırıyormuş. Biz ise telle... Tel örgüden beter bir telefon teliyle! Biri ötekine tercih edilir gibi değil... Bir kişiyi tutukladığınızda aslında bir aileyi tutuklamış oluyorsunuz. Ve sevenlerini... Ben şanslı olanlardanım, ailem Ankara’dan haftada bir gelebiliyor. Anadolu’nun değişik kentlerinden buraya getirilen, ailesiyle çok daha seyrek görüşebilenler var. Çağdaş hukuk, 100 kişiden 99’unun suç işlediği kesin ama masum olan bulunamıyorsa, o masumu korumak için 100 kişinin hiçbirini tutuklamamalısınız, ceza vermemelisiniz diyor... Bugünkü AKP hukukunda ise tam tersi! Atın içeriye, suçlu olup olmadığı yıllar sonra belli olur diyor... Birazcık vicdanınız varsa... Bu adalet yalanına... Bu demokrasi kalpazanlığına... Bu hukuk arama işkencesine... Bu vicdansızlığa... Hayır deyin! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada sonuçlansın, genç subaylarda sık sık söz edilen tedirginliğin komuta heyetinde de yer ettiği ve... ...böylece tedirginliğin ast üst gözetmeksizin Silahlı Kuvvetler’in her kademesine yayıldığını kanıtlıyor. YAŞ’ta izlenen olayları hukuksal sıkıntı açısından yorumlamak gerçeğin ve tabii RTE’nin askerle ilgili görüşlerinin üstünü örtmek anlamına geliyor. Son YAŞ’ın, RTE’ye komuta heyetinde (AKP’ye ters düşen komutanları) tasfiye planını uygulamaya fırsat tanıdığı yadsınabilinir mi? Bize göre hayır! Bize göre son olaylar RTE’nin önünde tek engel gördüğü askeri tasfiye planının son aşamasıdır... Olay elbette Balyoz darbesiyle adı iddianamelere giren kimi muvazzaf subayların, terfi bekleyen generallerin durumu üzerinde yoğunlaşıyor. Ama savcılık nedense YAŞ devam ederken terfilere karşı çıkan hükümet başkanı ile Çankaya’daki AKP’linin elini kuvvetlendirecek - iddianamede yer alan- kimi belgeleri başkente akıtıyor. Bir başka olay yaşanıyor: Savcılık; 1. Ordu Komutanı Orgeneral Iğsız’ın KK Komutanlığı’na atanmasının söz konusu olduğu gün atamaya karşı çıkan Başbakan’la Çankaya’dakinin aksi görüşünü destekleyen bir “olay” yaratıyor... Asıl amacı örten hukuksal dayanaklarla atama da terfiler de askıya alınıyor. Kamuoyunda giderek bir kanı güçleniyor: Siyasallaşan yargı YAŞ toplantılarını özenle izliyor... Ya da bugün kanıtlanması olanaksız olan bir başka “olay” olasılıklar gündemine giriyor. Terfileri engelleyecek iddianamedeki kimi kanıtlar... Iğsız Paşa’nın atanmasına karar verileceği sırada savcılığa ifadeye çağrılması... Acaba Ankara’dan İstanbul’a bir duyumla mı sağlandı? Çankaya’nın da katıldığı Başbakan’la Genelkurmay arasında gece yarısı zirvelerindeki görüşmeleri demokratik yaşamın gereği gibi görmek ve göstermek isteyenler... ...askerle siviller arasında gerginlik olmadığını iddia edenler lütfen: Çankaya’dakinin YAŞ üyelerine verdiği yemeği yansıtan canlı TV haberlerini bir kez daha izlesinler. Çankaya’dakinin zoraki gülümsemesine... sağı solu ile ilgilenen yapay hareketlerine karşın... iki yanındaki ve karşısındaki orgenerallerin suratlarından düşen bin parça. Yine diyeceklerdir ki... bu manzara YAŞ’taki tartışmaların doğal ve geçici manzarasıdır. Hayır! Bu kez Çankaya’dan aşağıya AKP tam kadro tasfiye anlamında öyle bir adım attı ki... askerdeki tedirginlik gelip geçici izlenim vermiyor. YAŞ olayları tasfiye planının parçasıdır. Aylardır yazıyoruz. 2007 seçimlerinden önce Kanaltürk’teki canlı yayınlarda da hemen her hafta altını çizerek söyledik: RTE; 2002 yılında tek başına iktidarı yakaladıktan sonra askeri kendi doğrultusuna çekmeyi öngören planlı, aslında tasfiye içerikli davranışlarını aşama aşama uygulamaya koydu. Bugünlere geldik. Amaç kısa, orta, uzun vadeli. Önce askerlerle uyumlu görünmek. İkinci aşamada örneğin AKP hükümeti ile şiir gibi çalıştığını söyleyen Genelkurmay başkanlarına hocam diye seslenerek yapay ilişkileri pekiştirmek. Son aşamada darbe senaryoları ile orduda düşlenen ayıklamayı yapmak ve nihai hedefte her fırsattan yararlanarak veya yaratılarak laik ve Atatürkçü düşünce ile yoğurulan yüksek komutanları tasfiye etmek! Medya askere yönelik hedefi görmezlikten geldi, geliyor. Bu nasıl medyadır: Örneğin komutanlığa atanacağı gün, müthiş bir rastlantı; savcılığın üstelik acil kodla Iğsız Paşa’yı ifadeye çağırdığı açıklanıyor. Düzenlendiği izlenimi veren olaylardan medya tek bir cümleyle söz ediyor: “Askerin, YAŞ’taki dengeleri etkileyecek zamanlamalarla yargı kararı çıkarılmasına tepkili olduğu hakkında yakalama kararı çıkarılan bazı subayların terfisinde ısrar ettiği öğrenildi (4.8.10 - Milliyet).” Iğsız’ın KK Komutanlığı’nı zora sokan savcılık girişiminin altındaki gerçekler nedir? Tasfiye olayı hangi aşamadadır? Medyamız araştırma gereğini duymuyor... Kafasını kuma sokan devekuşu gibi... ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 5 AĞUSTOS 2010 PERŞEMBECUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 5 Ağustos Oslo Y 17 Helsinki Y 20 StockholmPB 23 Londra PB 19 AmsterdamY 18 Brüksel Y 18 Paris Y 21 Bonn Y 22 Münih PB 23 Berlin B 22 Budapeşte Y 25 Madrid A 30 Viyana B 25 Belgrad B 25 Sofya Y 23 Roma PB 24 Atina B 28 Zürih Y 16 Moskova PB 36 Aşkabat A 34 Taşkent B 37 Bakû B 33 Bişkek A 38 Tiflis B 36 Kahire A 37 Şam A 40 İstanbul PB 32 Edirne Y 33 Kocaeli Y 35 Çanakkale PB 34 İzmir PB 34 Manisa PB 38 Denizli Y 37 Zonguldak PB 30 Sinop PB 30 Samsun PB 32 Trabzon PB 30 Giresun PB 32 Ankara Y 37 Eskişehir Y 34 Konya A 36 Sıvas A 36 Antalya PB 32 Adana A 35 Mersin A 33 Diyarbakır A 41 Şanlıurfa A 40 Mardin A 37 Siirt A 39 Hakkâri PB 31 Van PB 27 Kars PB 28 Ülkemizin kuzey, iç ve batı kesimleri parça- lı bulutlu, İç Ege, Göller Yöresi, İç Anadolu’nun kuzeybatısı, Batı Kara- deniz’in iç kesimleri ile Edirne, Kırklareli, Bur- sa, Balıkesir, Bilecik, Ya- lova, Kocaeli ve Sakar- ya çevreleri kısa süreli ve yerel olmak üzere sağa- nak ve gök gürültülü sa- ğanak yağışlı, diğer yer- ler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sıcaklığı yağış alan yerlerde 2 ila 4 derece azalacak, diğer yerlerde mevsim nor- mallerinin 6 ila 8 derece üzerinde seyredecek. İstanbul Haber Servisi - Çağdaş Hu- kukçular Derneği (ÇHD) İstanbul Şu- besi’nin “Temmuz 2010” raporuna göre, cezaevlerinde sağlõk hakkõ konusunda cid- di sorunlar yaşanõ- yor, tutuklu ve hü- kümlülerin şikâyet- leri örtbas ediliyor ve keyfi disiplin ce- zalarõ ile temel hak- lar yok sayõlõyor. ÇHD Cezaevleri Komisyonu üyesi 30 avukat farklõ zaman- larda Tekirdağ 1 ve 2 No’lu F tipi , Edirne F tipi ve Kandõra 1 ve 2 No’lu F tipi ce- zaevlerinde yaklaşõk 200 tutuklu ve hü- kümlüyle görüşerek hazõrladõğõ rapor F tipi cezaevlerinde ya- şanan sorunlarõ orta- ya çõkardõ. Komisyon üyele- rince 45/1 sayõlõ ge- nelge ve sohbet hak- kõ, sağlõk, disiplin ve cezalandõrma, ara- malar, dõş dünya ile ilişkiler, şikâyetler, etkin soruşturma, infaz hâkimliği modelinin hukuki güvence ola- sõlõğõ, kötü muamele-işkence iddialarõ araş- tõrõldõ. Rapora göre, tutuklu yakõnlarõnõn ey- lemlerinin ardõndan 2007’de çõkarõlan ve mahkûmlarõn 10 kişiyle haftada 10 saat soh- bet edebilmesini öngören genelge hâlâ uy- gulanmõyor. Hasta ve ölüm sõnõrõna yakla- şan tutuklu ve hükümlü sayõsõnõn arttõğõnõn belirtildiği raporda hak ihlalleri şöyle sõra- landõ: “Tutuklu ve hükümlülerin şikâyetleri incelenmelerde kayboluyor. Şikâyet eden- ler keyfi disiplin soruşturmalarıyla kar- şılaşabiliyor. Soruşturmalarda etkin sa- vunma imkânı tanınmıyor. Disiplin ka- rarlarına karşı infaz hâkimliğine ve ağır ceza mahkemelerine yapılan itirazların tümü matbu gerekçelerle reddediliyor. Gerekçesiz ret kararları nedeniyle yüz- lerce dosya AİHM’ye taşınıyor. Kötü muamele ve işkenceye dayalı suç duyu- rularının tümü takipsizlikle sonuçlanıyor. Tutuklu ve hükümlülerin dış dünyayla iletişimi sağlayan mektup alma ve yolla- ma, yakınları ile iletişim kurma ve gö- rüşme hakları, siyasal ve kültürel gelişi- mini sağlama, eğitim, bilgi alma hakları gibi temel haklar disiplin cezaları nede- niyle kullanılamaz hale geliyor.” Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi’nin hazõrladõğõ ‘Temmuz 2010’ raporuna göre, cezaevlerinde sağlõk hakkõ konusunda ciddi sorunlar yaşanõyor ‘Temelhaklaryoksayõlõyor’ Tecridin olumsuz etkilerini or- tadan kaldırmak için yürürlüğe gi- ren 45/1 sayılı sohbet hakkını dü- zenleyen genelge tam ve amacına uy- gun olarak uygulanmalıdır. Ağõrlaştõrõlmõş müebbet hapis ce- zasõ infaz modelinden vazgeçilmeli- dir. Bunun için yasal değişiklikler bir an önce yapõlmalõdõr. Hapishanede kalması yaşamı açısından risk oluşturan hasta tu- tuklu ve hükümlülerin derhal serbest bırakılması için idari işlemlere hız ve- rilmeli, prosedüre bağlı uygulama- ların ortadan kalkması için yasal de- ğişiklikler yerine getirilmelidir. Cezaevlerinin denetlenmesi, iz- lenmesi, yaşanan ve yaşanabilecek so- runlarõn çözümü için izleme kurulla- rõ oluşturulmalõdõr. Cezaevlerinde uygulanacak in- faz modelleri, bilimsel verilerle oluş- turulmalıdır. Tutuklu ve hükümlülerin dõş dünya ile iletişiminin engellenmesi- ne dönük ağõr disiplin cezalarõna son verilmelidir. Kötü muamele ve işkence id- dialarına ilişkin etkin soruşturma yü- rütebilecek mekanizmalar oluştu- rulmalıdır. Tüm tutuklularõn sağlõk hiz- metlerinden etkin şekilde faydalan- masõ sağlanmalõdõr. Tutuklu ve hükümlülerin te- mel ihtiyaçlarının karşılanması konusunda keyfi uygulamalara son verilmeli, yemek, içme suyu, sı- cak su ve ısınma konusundaki so- runlar ortadan kaldırılmalıdır. Çözüm önerileri 1 4 A V R U P A Ü L K E S İ N D E Y A P I L A N A R A Ş T I R M A Türkler laiklikten yana MADRİD (AA) - 14 Avrupa ülkesinde yapõlan bir araştõr- maya göre, “Kendini en az Avrupalı hisseden, Avrupa’da en az seyahat eden, ahlaki değerlere en fazla sahip çıkan, laikliği en fazla savunanlar” Türkler oldu. İspanya’nõn en önemli ban- kalarõ arasõnda yer alan BBVA’ya bağlõ olan BBVA Vakfõ’nca, AB üyesi Bulgaris- tan, İtalya, Polonya, İspanya, Danimarka, Belçika, Fransa, Yunanistan, Portekiz, İsveç, İn- giltere, Almanya ile Türkiye ve İsviçre’de yapõlan ankette katõ- lõmcõlara Avrupa ve Avrupa kimliği ile olan bağõ, ekono- mik ve siyasi değerler, ahlaki ve dini konulardaki görüşleri so- ruldu. Türkler, kimliğini en çok yaşadõğõ kent, bölge ve ülkesiy- le özdeşleşmiş olarak görürken 14 ülke arasõnda kimliğini Av- rupa’yla özdeşleştirenler ara- sõnda 10 üzerinden 3.5 ile Türk- ler en alt sõrada yer aldõ. Sõra- lamada Türkleri 4.4 ile İngiliz- ler ve 5.4 ile Fransõzlar izledi. Ankete katõlan Türklerin yüzde 87.7’si kendisini sadece “Türk” olarak hissettiğini belirtti. 14 ülkeden katõlõmcõlar ara- sõnda “Kendimi ülke bayra- ğıyla özdeşleşmiş hissediyo- rum” seçeneğine en fazla “evet” diyenler Türkler olurken uluslararasõ spor müsabakala- rõnda bir sporcunun ya da takõ- mõn aldõğõ başarõdan ülkesi için en büyük gururu duyanlar da 9.2’lik oranla Türkler oldu. “Başka kıtanın vatandaşı ola- cağıma Avrupa vatandaşı ol- mayı tercih ederim” görüşüne “evet” diyen Türklerin oranõ ise 4.5 olarak belirtildi. Ekonomik durumla ilgili, ankete katõlan 14 ülkenin vatandaşõnõn ortak gö- rüşü olarak “Mevcut büyük sosyal dengesizliğin sorum- lusu ekonomi piyasasıdır” çõktõ. Ayrõca Türkler, 7.7 gibi yüksek bir oranla, ekonominin kontrolünde devletin çok önem- li bir rol oynamasõ gerektiğini savunanlarõn başõnda geldi. Bu arada 14 ülke arasõnda la- ikliği en çok savunanlar 8.9 oranõyla Türkler olurken devlet ve din işlerinin ayrõlmasõ ko- nusunda 12 AB ülkesinin orta- lamasõ 7.3 olarak belirtildi. “Ahlaklı hareket etmek ve değerlere sahip olmak için bir dine inanmak gerekir” görüşüne 14 ülke arasõnda en fazla destek veren Türkler oldu. Öte yandan okullarda ve üni- versitelerde başörtüsünün ser- best bõrakõlmasõna Türkler “yüz- de 43.6 evet, yüzde 39.9 hayır ve yüzde 9.8 bilmiyorum” yanõtõ- nõ verirken bu oranlar kipanõn ser- best bõrakõlmasõnda “yüzde 22.1 evet, yüzde 57 hayır ve yüzde 8.9 bilmiyorum”, haç sembol- lerinin serbest bõrakõlmasõnda da “yüzde 27.4 evet, yüzde 55 ha- yır ve yüzde 8.6 bilmiyorum” olarak çõktõ. Eşcinseller arasõnda evlilik, evlenmeden çocuk sahibi olma, eşi aldatma, ötanazi, kürtaj, bo- şanma gibi konulara en çok kar- şõ çõkan Türkleri Yunanlõlar ve Polonyalõlar izledi. GÜL’ÜN ‘GİRİŞİMCİ OĞLU’ TİCARETİ ÇOK SEVDİ Haber Merkezi - Cumhur- başkanõ Abdullah Gül’ün bu yõl Harvard’õ kazanan “girişimci oğlu” Mehmet Emre Gül, “memlekettengelsin.com”la yöresel ürünler satmaya başladõ. Sitede pastõrmadan mantõya 20 yöreden 200’e yakõn ürün var. Radikal gazetesinde yer alan habere göre, henüz 15 yaşõnda ti- carete atõlan, 18’ini doldurunca da müdür koltuğuna oturan Cumhurbaşkanõ Gül’ün Har- vard Üniversitesi’ne giren küçük oğlu Mehmet Emre Gül, ‘adre- simegelsin.com’la başladõğõ ‘e- ticaret’ hayatõna ‘www.mem- lekettengelsin.com’la devam ediyor. Sitede 20 yöreden ürün satan Gül ve ortaklarõ, memle- ket hasreti çekenler için 200 çeşit yöresel ürünü müşterinin kapõsõna kadar gönderiyor. Sitede başta Gül’ün memle- keti Kayseri’nin sucuğu, pastõr- masõ, mantõsõ, fõstõklõ sarmasõ ve salçasõ gibi gõdalar yer alõrken, peynir, dondurma, su böreği gi- bi ürünler de dikkat çekiyor. Mehmet Emre Gül’ün üni- versiteye başlamasõ nedeniyle si- teyle ağõrlõklõ olarak genel mü- dür Bahadır Turanlı ilgileniyor. Aştiyani’nin avukatõ ‘sõğõnma’ istedi ANKARA (AA) - İran’da recm cezasõna çarptõrõlan Sakine Muhammed Aştiyani’nin avukatõ Muhammed Mustafa, Türkiye’den sõğõnma talebinde bulundu. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Dõş İliş- kiler Sorumlusu Metin Çorabatır, Musta- fa’nõn önceki gün İstanbul’da gözaltõna alõndõ- ğõnõ doğrulayarak “Türk makamları ile yakın bir işbirliği içinde çalışıyoruz. Kendisi Tür- kiye’den sığınma talebinde bulundu ve bu talebi de kaydedildi. Şimdi sığınma talebi incelenecek ve bunun en kısa zaman içinde olacağına inanıyoruz” dedi. Mustafa’nõn tale- binin kabul edilmesi durumunda iltica için üçüncü bir ülke bulunmaya çalõşõlacağõnõ söy- leyen Çorabatõr, işlemlerin şartlar dolayõsõyla hõzlandõrõlmõş bir şekilde olabileceğini bildirdi. Çorabatõr, Mustafa’nõn sõnõr dõşõ edilme riski bulunmadõğõnõ da kaydetti. Bu arada, Dõşişleri Bakanlõğõ kaynaklarõ, du- rumu muğlak, mültecilik statüsü alabilecek ve can güvenliği tehlikede olan yabancõlarla ilgili hukuken bir açõklama yapamayacaklarõnõ söy- leyerek aynõ nedenden ötürü bu şahsõn Türki- ye’de olup olmadõğõnõ doğrulama ya da yalan- lama imkânlarõnõn olmadõğõnõ belirttiler. Ulusoy adli tıbba sevk edildi ANTALYA (Cumhuriyet Bürosu) - Akde- niz Üniversitesi yerleşkesinde iki yõl önce yaşa- nan olaylar sõrasõnda öğrencilerin üzerine silahla ateş açtõğõ için bir süre cezaevinde kaldõktan son- ra tahliye edilen, ancak daha sonra “devlet bü- yüklerine hakaret ve meskûn mahalde silahla ateş ettiği” iddiasõyla hakkõnda dava açõlan Ömer Ulusoy’un yargõlamasõna devam edildi. Ulu- soy’un cezai ehliyetinin tespiti için İstanbul Adli Tõp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesi’ne de sevk edilerek üç hafta süreyle gözlem altõna alõnmasõ- na karar verildi. Mahkeme heyeti, gerektiğinde gözlem süresinin 3 haftayõ geçmemek üzere uza- tõlabileceğini de belirterek tespite yönelik sanõkla ilgili hazõrlanacak adli tõp kurumu raporunun mahkemeye gönderilmesine karar verdi. İSTANBUL’DA GÖZALTINA ALINMIŞTI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear