Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
tılırım: Bu halkın, örneğin yüzyü-
lardır görmezlikten gelinmiş bu
dağhların, bu insanların yaşadığı bu
dağlann sadece talan edilen ormanı-
nın, emekçi halkın yok sayılan ve yok
olmak üzere olan kültürünün, sözlü
kültürümüzün gün ışığına çıkanlması-
na katkıda bulunmak, benim için de
her şey bir yana en azından bir yurttaş-
lık görevidir. Katran efsanesi ve bu ef-
saneden yola çıkılarak bir romanın ka-
leme alınışı, beni yazmaya iten duygu-
ları, efsâne bağlanunda romanın kale-
me alınışmdaki dürtüyü ve bütün bun-
ların romanı biçimlcyişine gelince,
Katran efsanesinin, romanın belkemi-
ğini oluşturduğu saptaması da doğru-
dur.
- Rapor... Gerçeği arayış... Avangard
bir arayış... Estetik temelkrini kültürel
birikimlerden alan sürrealist bir arayış
hem de... Değilmi?
- Evet, tam da bu. Bir roman malze-
mesi olarak kullanılan rapor da, gaze-
teci ya da yazar Çetin'in (ve başka dal-
larda arkaik ya da güncel başkalarının
da) gerçeği arayışları, doğrudur; avan-
gard bir arayış olması da. Sorunuzda
belirtildiği gibi bu, estetik temellerini
kültürel birikimlerden alımlamalar ya-
pılan gerçeküstücü bir arayış. Burada
şunu belirtmek gerekirse avangard
arayış gerek yazını, gerekse kurmaca
tekniklerinde de sürüyor romanda.
Haydar'ı Oldürmek'in tam anlamıyla
bir klasik roman olduğunu söyleyeme-
yiz. Yazarın belleğine cenin olarak
düştüğü andan itibaren kusursuz bir
klasik roman ereksenmedi zaten. Ne
ki, klasik romanın olmazsa olmazlann-
dan asla vazgeçilmedi. Mpdernist,
postmodernist anlayışların da başat ya-
zım tekniklerinden yararlanıldı. Roma-
nın başmdan sonuna değin uygun dü-
şen her yerde bir yöntem olarak avan-
gard arayış sürdürüldü. Yeni bir ro-
man anlayışı yaratılmaya çalışıldı de-
sem ukalalık sayılmaz umarım... Kuş-
kusuz, izini sürdüğüm Yeni Roman,
Alain Robbe Grillet'nin yeni romanı
değil, bana özgü bir yeni roman bu.
"HERKESİN ÖNCE VİCDANI
ÖLÜR-
- Haydarbaba yatmnda yatan, faili
meçhul dnayete kurban gitmiş maktul;
Haydar. Halkın gözünde bir nevi dev-
rim kahramanı, bazen demehdigibi
değil mi? Haydar herkes olabiliyor son-
ra, ölünce herkes de ölüyor yavaşça.
- Sizin de belirttiğiniz gibi bunlar-
dan biri maktul Haydar. Sorunuzda
dediğiniz gibi, "Haydarbaba yatırında
yatan, faili meçhul cinayete kurban git-
miş maktul; Haydar... Halkın gözünde
bir nevi devrim kahramanı, bazen de
mehdi gibi." Doğrudur, Haydar'ın bir
bakıma herkes olduğu biçimindeki
saptamanız da öyle. Ama burada mut-
laka eklenmesi gereken şeyler var: Ör-
neğin, Haydar hem ölen hem öldüren,
başta kutsal katran ağacı olmak üzere
hem ormandan yana hem de ormanı
rahatlıkla tahrip eden biri. Belki de ar-
tı ve eksi yönleriyle tam bir insan Hay-
dar; belki de hepimiz Haydarız. Cesur,
yiğit adam anlamına da gelir, Haydar.
Alevilerse kutsal anlamlar yükler Hay-
dar'a. Her şeyden önce Haydar, Hz.
Ali'nin isimlerinden biri. Haydar, bir
kült olarak Alevilik sayesinde büyük
anlam genişlemesine ulaşmış zamanla.
Bu bağlamda "haydarane"den, "hay-
dari"den de söz edilebilir. Bilindiği gi-
bi romana konu edilen toplum Tahta-
cı Alevileridir... lçine kapalı toplum
yapısıyla bugüne dek görmezden ge-
linmiş, haklannda çok fazla şey yazıl-
mamış bir toplum... Bu nedenle esere
adını veren roman kahramanı için
Haydar isminin bilinçle seçildiğini be-
lirtmek gerek. Bu, ister istemez kurgu-
yu da etkiledi.
SANATSAL CEREKLİLİK
- Hem akademik hem de bölgesel
anlamda kuşkusuz sıkı bir tarih araş-
tırması söz konusu.
Sadece yerel tatlarla sınırh kalmıyor
iş, ciddi bir tarihsel serüven de var ro-
manda. Bölge tarihi, antik dönemleri-
ne değin ahbildiğince koşut ilerliyor.
Gûgamış 'Lı ölümsüzlüğün arasma gi-
ren katran karanhğını aydinlatarak.
Inançlartn, inanışların, mimiklerin da-
hi kökenlerinin izi sürülüyor. Zaman
dvygusu yerle bir edilerek, şimdiyle
geçmiş arasmda boyudar açarak. Ro-
mana bu tarih eklemleniş biçemini an-
laar mısmız?
- Özellikle zaman konusundaki sap-
tamalannızın beni mutlu ettiğini be-
lirtmek isterim. Zamanla oynamak bir
gereksinimden -sanatsal gereklilikten-
kaynaklandı. Romanı oraya (Gılga-
mış'a, arkaik dönemlere) roman coğ-
rafyasının, sedir (katran) ağacının
(Cedrus Libanis) anavatanı olması gö-
türdü, desem hiç de yanlış olmaz. Adı
literatüre "Lübnan Sediri" olarak geçi-
-jilmiyjllsa da bu ağacın anavatanı Ko-
zan Dağları, Aladağlar, Süifke'ye, Ser-
tavul geçidine dek uzanan bölgedir,
Doğu Toroslar'dır yani. Sedir ağacı
bütün semavi dinlerce kral ağacı, kut-
sal ağaç diye tanımlanmıştır. Sedirin
anavatanı romanın coğraîyası olunca
Sedir ormanında ölümsüzlüğü arayan
Gılgamış'a gitmek, Gılgamış'ın serüve-
niyle öbür tarihsel boyutlara geçmek
doğallıkla kendini dayatıverdi.
Bir de Tapınak Şövalyeleri'nden söz
edilir romanda. Bu da gündeme geti-
rilmedi şimdiye dek. Bu konu romanın
ilk baskısıyla okura sunulduğunda ya-
nılmıyorsam Dan Brown'un Da Vinci
Şifresi ya yayımlanmamıştı ya da yayı-
mı Haydar'ı Öldürmek'le eşdöneme
rastlamıştı. Gerçi, Da Vinci Şifresi ya-
yımlanmasaydı bile kimsenin roma-
nımda Templier Şövalyeleri'nden ilk
kez (sanırım) söz ettiğimi pek fark
edeceği yoktu, diye sitem etmeye hak-
kım var mı bilmem. Yine de bu tarih-
sel boyutun romana farklı bir çekicilik,
güzellik getirdiğini düşünüyorum.
- Öldürme eylemine, katüliğe,.pusu-
ya, içtekikatile büyüteç, "seri" ayrıntüa-
ra alegori, insan doğasma dokungaç...
Romanın öziinde seri halde günden gü-
ne nasıl öldüğümüz, öldürüldüğümüz
de var... Haniyavaşyavaş, hanipaşa
paşa... Yanüdim mı? Böyle sormayı da
severim... Yanüdıysam yanıldım, yanıt
her halükârda ashnlargibi olacak!
- Kuşkusuz, hayır, yanılmadınız.
Haydar ölürken biraz da vicdanı ölmüş-
tü. Herkesin önce biraz biraz vicdanı
öldüğüne göre romanın arka planında
anlatılan toplumsal, dünyasal ölüm de
bu türden ölümdür biraz... Küçük
ölümler karşısında scs çıkarmayanlann
bu tutumlarıyla dünyanın (maddi dün-
yanın) yanı sıra biraz da kendilerini öl-
dürdüğü söylenemez mi? Evet, "yavaş
yavaş, paşa paşa." •
gam2eakdetnir@cutnhuriyet.c0m.tr
Değişen Avrupa'da bir seyyah
Haydar'ı öldürmek/ Çetin Yiğenoğ-
lu/ Cumhuriyet Kitaplan/446 s.
İstanbul âşığı
Goodvvin'in izinde
Gerçek bir İstanbul ve Osmanlı âşığı olan Ja-
son Goodvvin'in 1993 yılında Polonya'nın
Gdansk kentinden başlayıp istanbul'a uza-
nan uzun yolculuğu sırasında tuttuğu not-
lardan ve anılanndan oluşan BirUcuAltın
Boynuz: Değişen Avrupa'da Bir Seyyah ya-
yımlandı. Goodvvin'in geçen yıllarda Yeniçe-
rl Ağacı. Yılanlı Sütun ve Ufuklann Efendisi
Osmanlılaradlı kitaplan Türkiye'de okuyucu
ile buluşmustu. Diğer öykü ve romanlann-
dan farklı olarak seyahatname olarak karşı-
mıza çıkan kitapta, Baltık kıyısından başla-
yan ve Istanbula uzanan yolda Jason ve ar-
kadaşlarının heyecanlı hikâyeleri yer alıyor.
O sibei ORAL
İ
' • ' ^ olonya'nın Gdansk şehrine, Londra'dan yapılan
1 ^ 1 gemi yolculuğuyla başlayan ilginç yolculuk, bir Ba-
1 " ^ ü Avrupalının gözünden Doğu Avrupa şehirlerini
JL. okuyucuya sunuyor. Bir Ucu Alan Boynuz: Deği-
şen Avrupa'da Bir Seyyah'taJason Goodwin, şehirleri, yol-
da karşılaştığı insanlar ve yapılan öylesine iyi betimliyor ki
siz de önce kendinizi onlarla beraber Doğu Avnıpa'nın so-
kaklannda dolaşıyor sanıyor ve sanmakla kalmayıp kendi-
nizi o sokaklarda hayal ediyorsunuz.
Cambridge Üniversitesi'nde Bizans Tarihi eğirimi alan, bu eğitim sırasında araştırmalar
yapüğı İstanbul'a ve Bizans'a âşık olan Goodvvin, Hindistan ve Çin gezilerinde oluşturdu-
ğu günlük ve izlenimler yardımıyla A Time For Tea: Traveîs in China and India in Search
ofTea adlı seyahatnameyi yazmışü. Bu seyahatnamenin başanya ulaşması onu diğer seya-
hatlerinin günlüklerini ve notlannı da yazmaya tetikledi ve Bir Ucu Alan Boynuz: Değişen
Avrupa'da Bir Seyyah da ortaya çıktı. Kitap kısa sürede başanya ulaşu vejohn Llewellyn
Rhys ödülünü aldı.
1993'te gerçekleştirilen bir seyahatin notlan olması bakımından Doğu ile Ban arasındaki o
akıl almaz farkı gözlemlemek ve gözlemlenen farkı bize aktarmak zor olmasa da bunu be-
lirli iki üç izleği hiç kaybetmeden ve dağılmadan yapmak yazarın başarısı olsa gerek. Izlek
olarak ele alınan olaylan kronolojik olarak sıraladığımızda yazarın da özel ilgi alanı olan
Osmanlı'yı, lkinci Dünya Savaşı'nı ve komünist rejimi görebiliyoruz.
"Savaşın sonuna doğru Galiçya'nın -Polonya'nın önce Ruslara, ardından Nazilere, son-
ra yeniden ve tamamen Ruslara kaptınlan kısmı- doğu kesimini gezmişti. Polonyalıların,
Yahudilerin ve Ukraynalıların yaşadığı, iyi hasatlann ve siyah birahanelerin olduğu dört
başı mamur köylerin yerine, birkaç gün boyunca bomboş bir arazide, harabelerin ve yan-
mış tarlaların arasında dolanmışn." Özellikle lkinci Dünya Savaşı sırasında savaşın en yo-
ğun ve şiddetli çatışmalannın yaşandığı, Rusya ile Avnıpa'nın arasında bulunan doğal sı-
nırlarla dolu Doğu Avnıpa'nın en doğusu Polonya'nın savaş dönemindeki anılannı tanık-
lannın ağzından böyle aktanyor Goodvvin.
Ardından Alman işgalinin kalkmasına sevinemeden Ruslannfiilive politik işgaline uğ-
rayan bu ülke, 1991'de Sovyetlerin dağılmasma kadar komünist blok ile Avrupa arasında
tampon bölge oluşturmuştu. Polonya'nın ardından Çekoslavakya'ya dönen rota Tarta
Daplan'nın üzerinden ülkenin doğusundan Macaristan, Transilvanya, Romanya ve Bulga-
ristan'ı takip ederek Türkiye'ye ulaşır. Her ülkeden Polonya'dakine benzer hikâyeler akta-
nr Goodvvin ve özellikle Romanya Goodwin için kötü bir yolculuktur.
Komünizmin insanlar üzerindeki olumsuz etkilerini, onlan fakirleştirmesini, demokrasi-
den uzaklaşnrmasını ve korkak yurttaşlara dönüştürmesini bir Baö Avrupalının gözüyle,
savaştan aynı yaralan alan aynı kıtanın insanlannın aslında nasıl farklılaştınldığını görmek
açısından önemli bir deneyim. Yazarın edebiyat konusundaki yeteneğiyle kıyaslanacak şe-
kilde başanlı ve yetenekli ellerden çıkoğı aşikâr seyahatnamesi de romanlan gibi sadece
bir olayın yalınlığını taşımıyor.
Jason Goodvvin gerek almış olduğu eğitim gerekse kendi edebiyat yetenekleri sayesinde
genel olara sıkıa olarak yaftalanan seyahatnameyi bile sürükleyici hale getirmeyi başarmış.
Metinler içerisinde kullanılan birçok betimlemenin yanı sıra anlatılan şehir, kale, kiÛse sı-
radan bir insanı bile başka bir dünyaya götürüyor ve tabii sadece resmetmekle de yetin-
meyip özellikle yapılann tarihleri hakkında neredeyse eksiksiz bilgilendirmelerde bulunu-
yor. Tüm bu bilgilendirmeler genellikle Osmanlı ile olan ilişkilerde kesiliyor. Goodvvin
özellikle Osmanh'nın bölge için önemini vurgulamak için bunu yapmış olabilir.
Sıkıcı ve sıradan bir seyahatnameden öte, Doğu Avnıpa'nın sosyo-politik yapısını ince
aynntılanna kadar veren; kent-yönetim ve birey ilişkilerini irdeleyen güçlü bir eser ortaya
çıkarnuş olan Goodvvin'in özellikle Türkiyeli okuyucuyu hayal kınklığına uğratacak tek
eksiği kitabın adına rağmen Türkiye sınınna kadar olan yolculuğu anlaöyor olması. •
Bir Ucu Altın Boynuz: Değişen Avrupa'da Bir Seyyah/ Jason Goodtvin/Çeviren:
M. Begüm Günel/ Turkuvaz Kitap/ 256 s.
C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 0 6 3 SAYFA 15