25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9MAYIS2010/SAYI1259 PAZAR I f-\ iemens Sanat'taki "Sınırlar Yörüngeler 07" O sergisinde genç sanatçılar işleriyle gerçekliği sorguluyor. Siemens Sanat'ın genç sanatı desteklemek ve güncel sanat için bir platform oluşturmak amacıyla dört yıldır düzenlediği "Sınırlar Yörüngeler" yarışmasında bu kez dokuz genç yetenek kendisini özgürce ifade etme olanagı buldu. Bu yıl, Canan Beykal, Mürteza Fidan, T. Melih Görgün, Gülçin Özdemir ve Emre Zeytinoğlu'nun yer aldığı "Sergi Değerlendirme Kurulu" tarafından seçilen genç yetenekler arasında Ebubekir Aydın, Özge Ertanın, Erol Eskici, Başak Mangör, Tuba Merdeşe, Yagız Özgen, Başak Leman Umut, Ebru Ceren Uzun ve Faruk Yigen bulunuyor. Ebubekir Aydın, resimlerinde insanın duygu dünyası ile pratik yaşamından geliştirdigi dışavurumları paralelleştiriyor. Özge Ertanın, videosunda metropollerin aldığı göç nedeni ile kent dokularında meydana gelen erozyon ve bozulmalara vurgu yapıyor. Erol Ekici, estetiğin gözü oyalayıcılığı ile kendi gerçekliği arasında maruz kaldığı tekinsiz bir zeminde saptanmış fenomen imgeleri tuval düzleminde yeniden sahneliyor. Başak Mangör, mazgal altından video kamerası ile kayıt altına alarak dikizlediği özneleri tekinsiz bir konuma şokuyor. Tuba Merdeşe'nin birim-modül-sistem ilişkisi ile gerçekleştirdiği yerleştirmesi, yapısalcı yöntem ile kurgulanmış anıtsallık içeriyor. Yağız Özgen, videosunda hızın göstergesini yavaşlığın göstergesine dönüştürerek izleyiciyi asıl temanın alan derinliğinden dışarı itiyor. Başak Leman Umut'un dişil arzulara işaret eden dokuz planlık zaman göstergesi bekleyişin pasif özlemini yansrtıyor. Ebru Ceren Uzun, sergide foto-asamblajları ile yer alıyor. Gündelik yaşamdan seçilmiş nesneler ve temsillerinden oluşturulan çalışmalar, gerçek ve temsilin birbirine montajlanarak gerçek-temsil melezliğinin üçüncü tür birformu geliştiriliyor. Faruk Yigen'in zıt kutuplu imgeler ile tuval yüzeyini yapılandırdığı çalışmasında, ara alanda bıraktığı, her iki alana müphem konumda kalan özne, heralanı zorlama olanağına kavuşuyor. Garanti Bankası, Intercity, Osram, Ran-Trans, Madebycat, Siemens Ev Aletleri desteğiyle gerçekleştirilen "Sınırlar Yörüngeler 07" sergisi 11 Haziran'a dek haflanın her günü 10.00-19.00 saatleri arasında Siemens Sanat'ta ziyaret edilebilir. • PAZAR SÖYLEŞİLERİ ATAOL BEHRAMOĞLU Sıradan okur... M artin Seymour-Smith'in bana kalırsa her sanat- edebiyat-felsefe ve bilim severin kitaplığında, temel başvuru kitapları arasında bulunması gereken yapıtı" Yüz Yılların Yüz Kitabf'rnn Shakespeare bölümünden şu cümleleri biryere not etmişim: "Aslında sıradan okur Shakespeare'in yapıtlarını bir profesörden daha iyi anlayabilir. Fakat o da profesör sayesinde daha aydınlanmış biranlayışa kavuşacaktır." Yazar bu cümlelerin devamında düşüncesini açıkhyor. Bu açıklamalar, belki Türkçe çevirinin de etkisiyle, oldukça karmaşık görünse de, yazar özetle, Shakespeare'in yaptığının "olagan" denen şeye ışık tutmak olduğunu, böylece de gerçek edebiyatı asıl sahiplerinin, sıradan okurun eline verdiğini anlatıyor... Burada gözden kaçırılmaması gereken, yine M. S. Smith'in sözleriyle, "olağan" denen şeyin, aslında "olağanüstülüğüdür... Olağanın olağanüstülüğü ne demek? Bu sorunun yanıtı, hayatlarımızın, hayat dediğimiz şeyin kendisinde değil mi? Yaşamak ne kadar olağansa, o kadar da olağanüstüdür... Sıradan yaşamın sıradan akışı içinde bunu çoğu kez duyumsamayız. Shakespeare'in oyunlarından birinde, birsavaş alanında ve savaşın tam ortasında, oyun kahramanı o. günün doğum günü olduğunu anımsayıverir... Bu anımsayış, olağanın içindeki olağanüstüyü duyumsayıştır... Sıradan okur, bilgisiz, cahil okur demek değil. Yazar, sıradan okurla profesörü karşılaştırırken birinciye göre ikincideki bilgi yükünün fazlalığına işaret ediyor olmalıdır. r Bunu yaparken de, sıradan okurun, uzmanca bilgi sahibi sayesinde "daha aydınlanmış bir anlayışa sahip olacağını" vurguluyor. Fakat yine de, edebiyatı anlamak, bir başka deyişle de "olağarfın "olağanüstü"lüğünü duyumsamak için, bilgi yükünün fazlalığından arınmak gerekiyor... Tıpkı yaşamın olağanüstülüğünü duyumsamak için gerektiği gibi... Burada iki soruyu yanıtlayarak yazıyı tamamlayabilirim. ilk soru, "profesör"ün de sıradan okur olup olamayacağıdır... Bence olabilir ve olmalıdır... Okura "daha aydınlanmış bir anlayış" kazandırmanın yolu da onu bilgi yükü altında bunaltmaktan çok bu olsa gerek... , İkinci soru, "gerçek edebiyaf'ın ne olduğudur... Bu sorunun yanıtı ise "sıradan okur"dadır... Yapıt, edebiyat tarihinin, sanat tarihinin sayfalarının dışına çıkarak sıradan okurun ilgisini çekebildiği ölçüde, "gerçek"leşiyor demektir... • ataolb@cumhuriyet.com.tr Fiyatlarıyla da ödeme koşullanyla da inanılmaz! TL'den başlayan taksitlerle* Tüm VitrA ve Artema ürünlerinde geçerli yılda bir defa rastlayacağınız bu fırsatları kaçırmayın, banyonuzu yenileyin. 183TLxl2 Taksit ^Eczacıbaşı Kampanya fiyatr SSO banyo paketinde S50 banyo mobilyası seti, 3/6 L. gömme rezervuar. kumanda paneli, asma klozet, klozet ka'pağı. Slope lavabo bataryası, Arkıtekl Color yer ve duvar karosu için geçerlidır. Karo metrajları 6 nr'li'k alana göıe hesapianmıştıı. Kampanya 30 Haziran 2010 tarihinr kadar geçe: : ıdir. Fiyatlara KDV dahıldir. Bonus ve Shop&Miles'la 12 taksitle alın Temmuz 2010'da ödemeye başlayjnj ARTEMA vitra.com.tr i artema.cor bonus 554 q ÎKHt BİLOE
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear