25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CMYB C M Y B PANO DENİZ KAVUKÇUOĞLU Etik, Medya ve Toplumsal Çöküş Etik, ahlakla ilişkili bir kavram olmakla birlikte, daha çok bir mesleğin, o mesleği uygulayanların davranışlarını değerlendirme sistemi olarak kabul edilir. Söz konusu meslekte çalışanların mesleklerini uygularken sergiledikleri davranışlar bağlamında ‘Doğru mu yanlış mı?’ kararını vermek için geliştirilmiş ilkeleri belirler. Gazeteciliğin doğası gereği etik, bu meslek çalışanları açısından çok daha büyük bir önem taşır; onların/bizlerin eylemlerini değerlendirmede bir ölçüttür. Bu açıdan bakıldığında gazetecilerin gözlem ve kalem gücü kadar, hatta onlardan da fazla etik bilince sahip olmaları gerektiği görülür. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti bir Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi hazırlayıp yayımlamıştır. Temel söylemi, “Biz gazeteciler, bu mesleği uygularken etik kurallara uymaya söz veriyoruz” olan bu bildirge, gazeteciler tarafından gönüllü olarak benimsenen bir ilkeler bütünüdür. Gazeteci, bu bildirgeyi onaylarken, aslında kendi vicdanında söz vermiş olur, çünkü etik öncelikle insanın vicdanı ile ilişkili bir kavramdır. Doğal ki her meslekte bu kavrama uzak duran, vicdan muhasebesi yapmakta zorlanan, altından kalkamadığı sorunları ve zaafları olan insanlar vardır; mesleklerine yabancılaşmış bu insanların sayısı ne yazık ki medyada hızla artmaktadır. Bunlar, beyinlerini, kalemlerini toplumu aydınlatmak, bilgilendirmek için değil, bir kesim, bir çıkar grubu, bir cemaat ya da bir siyasal parti adına muhalif gördükleri insanları lekelemek, baskı altına almak, yok etmek için kullanırlar. Toplum bunları tanımalı, amaçlarını bilmeli, söylediklerini, yazdıklarını ciddiye almamalıdır. Anlayış ve davranışları nedeniyle ‘gazeteci’ tanımı dışında tutulması gereken bu kirli kişiler son dönemde iyice gemi azıya almışlar, çağdaş teknolojik araçların da yardımıyla karşıt gördükleri herkese karşı yoğun bir saldırıya geçmişlerdir. Yakın tarihimizde bu tür kirli kişilerin insanları karalamak için ne tür kirli yollara başvurduklarının tanığı olduk. Örneğin, Adnan Menderes de, Hasan Fehmi Güneş de, birçok ses sanatçısı ya da sinema oyuncusu da bu türden karalamaların, yok etme girişimlerinin mağduru olmuşlardır. Bu kirli güç odakları toplumun, özellikle ikili insan ilişkilerinin cinsel yanına meraklı, aynı zamanda da duyarlı olduğunu bilmektedirler. Bu merak ne yazık ki çağdışı/feodal düşünce ve yaklaşımlardan çağdaş/özgürlükçü düşünce ve yaklaşımlara geçememiş, senaryolaştırılmış bir namus anlayışının tutsağı olan toplumumuzun zafiyetidir, yumuşak karnıdır. Bu nedenle her türlü edepsizliğin, namussuzluğun, hırsızlığın, uğursuzluğun kol gezdiği, gözle görülür bir ahlaksal çöküşün yaşandığı toplumumuzda dört duvar arasında kalması gereken bir aşk ilişkisi ya da bir cinsel yakınlaşma, ahlaksızlık bataklığında debelenen bireylere atılan bir can simidi işlevi görür. Toplumdaki ahlak çökmesinin hızlanarak kitleselleştiği bir süreçte, son çözümlemede o toplumun içinden çıkan medyanın da bu süreçten etkilenmesi, bir bölümünün bu ahlaksızlığın bir parçası olması doğaldır. Tanık olduğumuz son olay bu saptamamızın somut bir kanıtıdır. Olay doğru mudur, değil midir, bu, bu satırların yazarı için hiç önemli değildir. İki yetişkin insan arasında yaşanmış/yaşanmamış bir ilişki ancak ortalama ahlaktan nasibini alamamış röntgencileri ilgilendirir. Üzerinde durulması gereken nokta da ne yazık ki budur. Çünkü kamuoyu bir anda bir ‘röntgen görüntüsünün’ üzerine atlayarak kendisini ‘röntgenci’ bir sapık durumuna düşürmüştür. Üzücü olan, can sıkıcı olan bu durumdur. dkavukcuoglu@superonline.com www.denizkavukcuogluyazilari.blogspot.com ÇED KÖŞESİ OKTAY EKİNCİ Çanakkale’de Tarih ve ‘Kimlikli Gelecek’ Geleneksel mimarlõğõmõzõn yurt düzeyindeki örneklerini “kültür mirası”mõz olarak yaşatma bi- linci kolay oluşmadõ. Apartman- laşmanõn dayanõlmaz rantõna kar- şõ “eski ev”lerimizi savunmak; uygarlõk birikimlerimizi paraya kurban etmeden geleceğe taşõ- mak, emeğin ve yaratõcõlõğõn de- ğerini bilen “aydın”larõn özveri- li çabalarõnõ gerektiriyordu... Özellikle ülkemizde kültür var- lõklarõnõ “arsa” olarak gören ege- men imar politikalarõna karşõ, bu mirasõn “kimlikli gelecek gü- vencesi” olduğunu anlatabilmek için de aynõ kadrolar yõllardõr “kesintisiz” direniyorlar… Tõp- kõ Tarihi Türk Evleri Derneği’nin (TÜRKEV) kurucusu ve “onur- sal başkanı”, geleneksel sivil mimarimizin “koruyucu meleği” ve her yönüyle bir “cumhuriyet kadını” olan Perihan Balcı; ve tõpkõ bu “efsanevi” derneğin baş- kanlõğõnõ Perihan Hanõm’dan dev- ralarak aynõ kararlõlõk ve duyar- lõlõkla koruma bayrağõnõ gelece- ğe taşõyan mimar Prof. Dr. Cen- giz Eruzun gibi... ‘Savurganlık’ sergisi 1976 yõlõnda kurulan ve 79’da Bakanlar Kurulu kararõyla “Ka- mu Yararına Dernek” sayõlarak “Europa Nostra”ya da üye olan TÜRKEV, her yõl ülkemizin fark- lõ kentlerinde düzenlediği “Tarihi Türk Evleri Haftası” etkinlik- lerinin 28’incisini 10-16 Ma- yõs’ta Çanakkale’de gerçekleş- tiriyor. İstanbul’un Cankurtaran semtindeki derneğe ait “Ham- mamizade İsmail Dede Efendi Evi”nde yarõn yapõlacak “baş- langıç panelleri”nden önce Pe- rihan Balcõ’nõn “Tarihi Miras Savurganlığı”nõ belgelediği fo- toğraf sergisi açõlacak. İstanbul oturumlarõnõn ardõndan, Çanak- kale’de sürecek etkinliklerin ge- nel başlõğõ ise “Çanakkale’de Tarih ve Kimlikli Gelecek...” Geçen yõlõn Türkevleri Hafta- sõ “2010 Avrupa Kültür Baş- kenti” temasõyla yapõlmõş ve bu unvanõn İstanbul için yetersiz kaldõğõ, aslõnda “Dünya Kültür Başkenti” olmanõn hedeflenme- si gerektiği konuşulmuştu. İstanbul’la birlikte Essen (Al- manya) ve Peç’in de (Macaristan) 2010 Avrupa Kültür Başkenti seçilmelerinin değerlendirilme- sinde ise şu sonuca varõlmõştõ: “Batı dünyası mitolojisinin tanımladığı ve Tanrı Zeus’un yaşadığı İda Dağõ; Homeros’un İlyada Destanõ’nın kenti Troia; Osmanlı mirası olan Avrupa kı- tasındaki Kilitbahir ve Asya kı- tasındaki Çimenlik kaleleri; Ege ile Marmara’yı bağlayan Ça- nakkale Boğazõ gibi değerlere sa- hip; yakın tarihimizde Batı ül- kelerinin güçlerini birleştir- dikleri halde aşamadıkları ün- lü kahramanlık destanımıza sahne olmuş Çanakkale de bir an önce ‘Avrupa Kültür Baş- kenti’ olmalıdır...” İşte bu anõmsatmadan esinle- nerek bu yõl Türk Evleri Haftasõ için Çanakkale’yi belirledikleri- ni söyleyen Eruzun diyor ki; “Kimlikli kentler elbette ki sa- dece bu tür unvan- lar ile değil, gelece- ğe kültürel sürekli- lik içinde taşınabil- diğinde gerçek ge- lişme sağlanabilir. Çanakkale, bugüne dek başardığı katı- lımcı kentsel koru- ma çabalarını, yine katılımcı bilinçle hazırlayacağı kentsel tasarım projelerini uygulamaya geçir- mesiyle, tarihini koruyarak kimlikli geleceğine ulaşmayı sağlayacaktır...” ‘Katılımcı’ buluşma Hafta boyunca, Çanakkale Belediyesi, 18 Mart Üniversi- tesi, Mimarlar Odası, 2010 Ye- rel İnisiyatifi ve çok sayõda bilim insanõ, yerel yöneticiler, uzman- lar ve duyarlõ yurttaşlar bir araya gelerek, ileriye yönelik hedefler ve uygulamaya dönük yöntemler belirleyecekler... Troia, Beh- ramkale, Assos, Yeşilyurt, Ada- tepe, Bozcaada ve Gelibolu ile Eceabat’taki Tarihi Milli Park alanlarõnda inceleme gezileri ya- põlacak. TÜRKEV’le birlikte olmak is- teyenler, yarõn İstanbul’daki “açı- lış” töreni ve başlangõç oturum- larõna katõlarak hafta içinde sü- recek Çanakkale etkinlikleri prog- ramõnõ ve ulaşõm-konaklama bil- gilerini edinebilirler... ( 0212 516 4314 – www.turk-ev.org.tr) 9 MAYIS 2010 PAZAR CUMHURİYET SAYFA 19 Recep’in serveti 2 milyar dolarmış. O kadarcık mı! Torba Gülfaatma Carlık: “Recep referandum için kampanya hazırlıklarını başlatmış. Nohut, bulgur, makarna torbaları hazırlanıyor!” Sürü Şefik Alan: “AKP’li Kürşad Tüzmen, ‘Türk töresi, lider uçurumdan atlarsa arkasından sorgulamadan atlamayı emreder’ demiş... Türk töresi değil; tipik sürü psikolojisi!” Kim Ertan Somunkıran: “Tehdit, rüşvet, cehalet, takıyye, yabancı uşaklığı, yobazlık kavramlarıyla özdeşleşmiş siyaset adamı kimdir?” YağmurDeniz Kanada, teröristi ciddiye almadı CİVANIMIN padişahı Fatih Sultan Mehmet’in birincil, sultanın otomobiline binen Zekeriya Öz’ün ikincil savcı olduğu Ergenekon davası biliyorsunuz Tuncay Güney adında haham bozuntusu bir ruh hastasının iddialarına dayanıyor. İkincil savcı, Kanada’ya yerleşen hamam bozuntusunun yanıtlaması için hazırladığı soruları Kanada’nın ilgili adli makamlarına göndermişti. Kanada’dan yanıt gelmiş. Kanada Kraliyet Atlı Polisi, ikincil savcının “silahlı terör örgütü üyesi” olarak tanımladığı “Sayın Tuncay Güney”le gönüllülük temelinde görüşmeye çalışmış fakat “Sayın Güney” ifade vermeyi reddettiği için dosyanın kapatıldığını bildirmiş. Kanada, ABD’nin kuzey komşusu ve bir İngiliz sömürgesi. Teröre karşı ABD ve İngiltere ne kadar duyarlı ise işbirliği içinde oldukları Kanada da o kadar duyarlı. Fakat Türkiye’den kaçıp Kanada’ya yerleşmiş bir “terörist”in ifadesini almak gerekince bu görevi terörle ilgilenen polisler değil parklarda devriye gezen atlı polisler üstleniyor! Üstelik atlı polis başarılı da olamıyor ve “Sayın terörist”in dosyası kapatılıyor. Kanada, “Ergenekon Terör Örgütü”nü neden ciddiye almıyor? Ciddiye almıyor çünkü bunun bir ABD oyunu olduğunu biliyor! Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.” GÜNDEME ilişkin kısa bir Türkiye turu yapalım... Bugün Anneler Günü. Aile içi şiddete uğrayan kadınlar adına, ağabeyinden yediği dayak üzerine tesettüre giren Emina’nıma ve çocuk yaşta evlendirilen mağdurlar adına da okuldan alınıp gerdeğe sokulan Hayrünnisa’nıma yılın annesi ödülü verilmesi bekleniyor! Kırıkkale Valisi Hakan Yusuf Güner, en az üç çocuk yapma sözü veren yoksul ailelere gelinlik armağan edeceğini açıkladı. Güner’in iktidar yağcılığı konusunda yılın bürokratı seçilmesi ve yoksul ailelerin çocuklarına yönelik tecavüzleri önleme komisyonu eşbaşkanlığına getirilmesi bekleniyor. Ankara’dan Eskişehir’e özel hızlı trenle giderken bir süre treni kullanan Çankaya’daki AKP’li Abdullah Gül “Makinist koltuğuna oturdum ama makinistin kontrolünde” dedi. Çankaya’daki AKP’linin bu beyanatından, Meclis’te kabul edilen “AKP’nin Anayasa Değişikliği Paketi”ni, civanımın padişahı Fatih Sultan Recep’in kontrolünde hemen onaylayıp bir an önce referanduma götüreceği anlaşıldı. Çankaya’daki AKP’linin kayıp trilyon davasından yargılanması gerektiğine karar veren Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz, “gizliliği ihlal etmek” savıyla yargılandığı davada beraat etti. Kaçmaz’ın beraatı üzerine bazı AKP’lilerin “İktidardan düşünce Allah bize de beraatlar nasıp eder inşallah” dediği öğrenildi. Erzincan’da görülen “İrticayla Mücadele Eylem Planı” davasında tutuklu yargılanan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in bir sorusuna özel yetkili başsavcı vekili Taner Aksakal, sabahki oturumda “Evet var”, öğleden sonraki oturumda “Hayır yok” demesi Yeşilçam’da büyük hareketlenmeye neden oldu. Bir film yapımcısı, “Eski filmlerdeki gibi n’ayır n’olamaz diyecek bir seslendirme sanatçısı arıyorduk, galiba bulduk” dedi. The Taraf gazetesi tarafından piyasaya sürülen “Balyoz Darbe Planı” cd’lerinin sahte olabileceğine ilişkinin askeri bilirkişi raporu üzerine The Zaman gazetesi “cd’ler gerçek” manşeti atınca civanımın padişahı Fatih Sultan Mehmet’in paslaşmak için Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’u sarayına çağırdığı öğrenildi. Görüşmenin Dolmabahçe Sarayı’ndaki “sır odası”nda yapılması bekleniyor. Turlama KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com HARBİ SEMİH POROY HAYVANLAR İSMAİL GÜLGEÇ UYDUDAN NAKLEN HAKAN ÇELİK fhakancelik@mynet.com ekinci@cumhuriyet.com.tr Çanakkale’nin “unutulan” faytonları... BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ “Değersiz, önemsiz, der- me çatma” an- lamõnda argo sözcük. 2/ Bo- yutlar... Bir akarsuyun her- hangi bir kesi- minden birim zamanda geçen su miktarõ. 3/ Nâzım Hik- met’in soyadõ... Birbirine ekli parça- lardan oluşan ve ken- di kendine hareket eden soyut heykel. 4/ Hayat arkadaşõ... Ne- cati Cumalı’nõn, fil- me de aktarõlan bir oyunu. 5/ Bir devletin başka bir devlete yap- tõğõ bildiri... Bir şeyin varlõğõnõ ortadan kal- dõrma. 6/ Bartõn’õn bir ilçesi... Aldatma işi, hile. 7/ Kesilmiş sütten yapõlan çökelek... Bir maddedeki kü- kürt oranõnõ saptamak için kullanõlan araç. 8/ “Yı- lanyastığı, filkulağı” gibi adlar da verilen bir süs bitkisi... Din işlerini devlet işlerine karõştõrmayan. 9/ Adõ hemen akla gelmeyen küçük ve önemsiz şey- ler için kullanõlan sözcük. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Ceylan... Çõplak toprak. 2/ Gemiyi baştan ya da kõçtan halatla karaya bağlama... “O yer” anlamõn- da kullanõlan sözcük. 3/ Bir ilimiz... Üflemeli bir çal- gõ. 4/ Satrançta bir taş... Samanla karõşõk tahõl. 5/ Bir nota... Özbekistan’õn plaka imi. 6/ “Kandamlası” da denilen, güzel çiçekli bir süs bitkisi... Lityum ele- mentinin simgesi. 7/ Ekilmemiş tarla... Güneş doğ- madan önceki alaca karanlõk. 8/ Asya’da bir õrmak... Otsu bitkilerle kaplõ olan ve zamanla önce makili- ğe, sonra da ormana dönüşen ekolojik alanlara ve- rilen ad. 9/ Vurmalõ bir çalgõ... Rahmaninov’un tek perdelik operasõ. 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 M O L O H İ Y A A B A N A E K E K A R İ K A T Ü R L A R A B İ İ U T O N A A K B A A L L U N A E R G O N O M İ L E J A N D A G A L İ Z E R G 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear