25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Yakın tarihe dipnotlar... H GAMZE AKDEMİR ikmet Çetinkaya'nın "68'den 78'e Sancılı Yıllar Kuşatılmış Sokaklar" (Cumhuriyet Kitapları) kitabı raflarda. Çetinkaya'nın kitapta öncelikle amaçladığı ülkenin bir dönemine damgasını vuran olay ve olguları tarih bilinciyle irdelemek ve bugünün gençlerinin geçmişte yaşananlardan habersiz kalmamaları. ilktoprak işgallerini, köylü hareketlerini, grevleri, öğrenci olaylarını, mezhep çatışmalarını, komando kamplarını, toplu namazları, "komünizmi tel'in mitinglerini", o yılların sosyal olaylarını, politikacılarını, meclis tutanaklarına geçmiş konuşmalarını, bölünmeleri, kırılmaları, nedenleri ve sonuçlarıyla bilmeleri. Bir bilgi değerlendirmesi yapmaları, tehlikenin, bugün de yaşanan tüm çelişkilerin köklerinin farkınavarmaları. Direnişleri yazıyor Çetinkaya. Devrimcilerin nasıl öldüğünü, devrimlerin ise nasıl yaşadığını ve elbotte bugün nasıl gömülmek istendiğini de... Kara bulutları ve ırgatların alınterini de... işçiye kalkan elleri, sıkılan kurşunları da... Bu yazıda Çetinkaya'nın tüm Hikmet Çetinkaya'nın "68'den 78'e Sancılı Yıllar Kuşatılmış Sokafclar n ı, Cumhuriyet Kitapları'ndan çıktı... izdüşümleriyle sunduğu 68-78 sancılı aralığını konu eden kitabını, belli başlı olayları canlandırarak özetle aktarmaya çalışacağız. Mesela 1965-1970 yıllarını da hemen her kanatta genç bir gazeteci olarak izledi Çetinkaya, pek çok olaya tanık oldu. 1966 başlarında öğrenci ve işçi hareketleri yoğunlaştıkça her ilde düzenlenen ve İzmir'de başlayıp her hafta başka yerde yapılan "Komünizmi tel'in mitingleri"ni de yakın takibe aldı. O yılların İstanbul, Ankara ve izmir'deki üniversite gençliğini, Amerikan 6. Filosu'na karşı düzenlenen gösterileri de. 16 Mart 1966'da TİP Genel Başkanı Mehmet AN Aybar, Ankara'da Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde konferans verecekken sagcıların konferansı nasıl bastığını, 4 öğrenci ve 1 polisin yaralandığını da yazıyor Çetinkaya. Aynı gün bir grup sağ görüşlü gencin TMTF'yi (Türkiye Milli Talebe Federasyonu) işgal ettiğini, baskını yapanların içişleri Bakanı Dr. Faruk Sükan'a yakınlığıyla tanındığını, polisin baskıncıları arka kapıdan kaçırdığını da. Ve öğrencilerin baskıncılardan Atilla Kılıçoğlu'nun unuttuğu çantasında buldukları kitabı da; "Komünistler ve Beynelmilel Yahudiler". 1966'nın ilk işçi eylemlnin ise İzmir'de Kula Yün Mensucat Fabrikası'nda başladığını belirten Çetinkaya, 7 Şubat'ta işçilerin düzenlediği ve her zamanki gibi polis engeline takılan yürüyüş ve mitingin bilançosunu da veriyor: 20 işçi, 12 polis ve 4 gazeteci yaralı; 43 işçi tutuklu. Okuyoruz; satırlarda 1966'nın ilk işçi yürüyüşünü ise AP'Iİ belediye başkanından sosyal haklarını isteyen Çorum Belediyesi'nde çalışan temizlik işçileri yapıyor. Genel iş Sendikası, Çorum-Ankara-İstanbul yürüyüşünü düzenliyor. 54 temizlik işçisi 28 Ağustos'ta ellerinde pankartlar, süpürge ve faraşlarla 716 kilometre yürüyor. iktidar üç maymunu oynamaya devam ediyor. Aralarında Hikmet Çetinkaya'nın da oldugu gazetecilerin kulaklarının dibinde silahlar patlıyor, gazeteci görevini kelle koltukta yapmayı sürdürüyor. Sonra haziranda Ortaca'da patlak veren ve 22 gün süren mezhep çatışmasına tanık oluyor Türkiye. 1967 ise içte ve dışta daha olaylarla dolu bir yıl oluyor. 3 Ocakta TMTF ile MTTB'ye bağlı ögrenci kuruluşları arasında çatışmalar çıkıyor. İTÜ'yü basan MTTB'Iİ sağcılar öğrenci lokalini tahrip ediyor, çok sayıda öğrenci yaralanıyor. Polis suçluları bir türlü ele geçiremiyor! 7 Şubatta Petrol-iş'in Batman Rafinerisi'nde başlattıgı grevde olaylar çıkıyor: 1 komiser, 3 polis ve 4 jandarma eri yaralanıyor. Petrol-iş'in Malatya akaryakıt depolarında sürdürdüğü grev de olaylı geçiyor. Derken 13 Şubatta DİSK kuruluyor. 23 Nisanda TİP Milletvekili Çetin Altan izmir'deki toplantıda konuşurken ortalık karışıyor. Komünizmle Mücadele Dernegi'nin desteğindeki fanatik sağcılar, "Komünistler Moskova'ya!" diyerek gösteri yapıyor. Bu kadar mı? Tabii ki ve ne yazık ki hayır! Çetinkaya'nın kitabını okuduğunuzda bu saydıklarımıza benzer yüzlerce olayla karşılaşacaksınız. Yazıya son noktayı Hikmet Çetinkaya'nın şu sözleriyle koymalı: "Hakkına sahip çıkmaktan 'Allah'a sahip çıkmayı ve bunu yeşil nakde çevirmeyi anlayanlarla ya mücadele edeceksiniz, ya da boyun eğip vazgeçeceksiniz. Bu kitap Türkiye'yi karanlık vadilere sürüklemek isteyenlere teslim olmama iradesinin bir ürünüdür. Emeğin kutsallığına ve tüm devrimcilere adanmıştır." • gamzeakdemir@cumhuriyet.com.tr ŞİÎR DEFTERİ 2010 alarını apadokya'd Idusun anıyo 0 zaman Çoruh'a öelin www.fielecekturizmde.com Tüm şiirler bu defterde DENIZ ÜLKÜTEKİN C enk Gündoğdu ve Şeref Bilsel tarafından hazırlanan "Şiir Defteri" yıl içinde dergi ve fanzinlordo yayımlanan şiirlerin bir derlemesi. Altıncısı "Şiir Ve Hayat 2010" (ikaros Yayınlan) alt başlığıyla yayımlanan bu çalışma hakkında şair Cenk Gündoğdu'yla konuştuk. - Böyle bir deıierne yapmak nereden aklınıza geldi? - Altı yıldır heryılbaşında Şeref Bilsel ile birlikte hazırladığımız Şiir Defteri'ni okura sunuyoruz. ilkini 2005 yılında hazırladığımızda mevcut yıllıklara itirazlarımız vardı. Bu itirazımızı 2004'te, Üç Nokta'da dile getiren bir metin yazdık pek çok dergi de bu metne yer verdi. İşte bu itiraz ile başladık ve hazırlayıcılar olarak kendi şiirimizi almamak üzerinde anlaştık. Ardından her yıl değişen bir seçici kurulla başladık çalışmaya. -Neydibueksiklikler? - Yıl içinde çıkan kitaplara dair kapsamlı bir yazı, ilk kitabını yayımlayan şair arkadaşlann kitaplarının incelenmesi, şiire dair kitapların eleştirel bir gözle kaleme alınması. 2000'li yıllarda yaşıyoruz ve elektronik ortam hayatımıza neredeyse yön veriyor. Bu ortamın edebiyattaki karşılığı ve bu sahadaki edebiyatın değerlendirilmesi ile çeviri faaliyetlerinin işin ehli bir kalem tarafından paylaşılması. - Siz adına yıllık demiyorsunuz. - Yılı çok farklı yönleriyle değerlendiren, olabildiğince nesnelliğin sınırlarına yaklaşmaya çalışan ve öznelliği kıran bir çalışma demeliyiz. Doğrusu biz hazırlamaya karar verdiğimizde ortada benzerlik taşıyacak bir çalışma yoktu. Mevcut yıllıklardaki yaklaşım ve çalışma tekniği bizim yapmak istediğimizin dışındaydı. Zaten bizi yıllık hazırlamaya iten ana sebep de o idi. Kars'taki okuru kim sevdigi bir şairi okumaktan mahrum edebilir ya da Erciş'te tarlada tırpanının gölgesinde dinlenen bir şiir meraklısını kim alamadığı dergide yer alan bilgi ve şiirden habersiz bırakabilir? İşte biz yılı temsil etme gibi bir kesinlik ve "büyük iddia" içinde olmadığımız için adına "defter" dedik. - Peki gelen eleştiriler neler? Aslında tek nokta şu: Olmak ya da olmamak! Yani bir şairin şiiri varsa sorun yok. Yoksa, sorun çok! "Ben neden yokum" diyenlere "Biz de yokuz" diyoruz. Biz isteriz ki eksikleri üzerine bir şey söylensin, tartışılsın. Biz de bu tartışmalardan istifade edelim ve bir sonraki yılı çok daha farklı, sorunlarından arınmış bir biçimde hazırlayalım. Son bir şey söylemek isterim. Her ne kadar Şeref Bilsel ile hazırlıyor gibi dursak da çalışmada emeği geçen ve deftere tarklı alanlardan yaklaşarak zenginleştiren tüm arkadaşlarımıza; başta Cihan Oğuz, Tozan Alkan, Ali Ayçil, Mehmet Can Doğan, Özcan Erdoğan olmak üzere soruşturmamıza yanıt veren yazı ve değerlendirmeleriyle defterde yer alan tüm şair ve eleştirmenlerimize teşekkür ederim. 0 û zaman Çoruh'a Doâa harikası Narman Peribacalarfnı Çoruh'ta fiorun. Çoruh Vadisi, Efes Pilsen'in desteğiyle Türkiye'nin alternatif turizm \ bölgesi k oldu. Gejecek Turizmde TC KUHOrvcTWızınBak«nliJı « • • * • •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear