25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
CMYB C M Y B 86 yıl2 7 Mayıs 2010 Cuma Adõnõ Gazi Mustafa Ke- mal’in koyduğu Cumhuriyet gazetesi, 7 Mayõs 1924’te ya- yõn hayatõna başladõ. İlk sa- yõsõnõ 7 bin basan gazetenin fiyatõ üç kuruştu. Gazetede, Yunus Nadi dõ- şõnda Aka Gündüz ve Ziya Gökalp gibi isimler de yazõ yazõyordu. Atatürk’ün en büyük dev- rimlerinden biri olan harf devriminden sonra, 3 Kasõm 1928’de alõnan bir kararla, gazetelerin 1 Aralõk 1928 gü- nünden itibaren sadece Latin harfleri ile çõkmasõna karar verildi. Ancak her gazete, daha önce önlemlerini almõştõ. Cumhuriyet gazetesi de 3 Haziran’dan itibaren rakam ve bazõ haber başlõklarõnõ Latin harfleri ile basmaya başlamõştõ. Yeni harfler yü- rürlüğe girdiği zaman Cum- huriyet oldukça büyük bir sõ- kõntõya düştü. Atatürk, İş Bankasõ’ndaki hesabõndan Yunus Nadi’ye faizsiz bir kredi vererek ga- zeteyi sõkõntõdan kurtardõ. Nadir Nadi bu olayõ şöyle anlatõyor: “Böyle bir borcumuz ol- duğunu ben Atatürk’ün ölümünden sonra banka- dan gelen yazılı istem üze- rine öğrendim. Borç tabii ödendi. Bu tabii, borcu- muzun maddi bölümü. Atatürk’e olan manevi borcumuzu ise hiçbir za- man ödeyemeyeceğimizin inancı içindeyim.” Çalõşmalarõn ardõndan Pembe Konak, Cumhuri- yet’e tahsis edildi. Cumhu- riyet gazetesi, Cumhuriyet’in ilanõndan yedi ay sonra ya- yõn hayatõna başladõ. “Ana- dolu’da Yeni Gün” adõyla Ankara’da yayõnõnõ sürdüren gazete, Cumhuriyet’in ku- rulduğu 7 Mayõs 1924’ten dört gün sonra yayõnõna son verdi. Büyük Önder Mustafa Ke- mal Atatürk’ün adõnõ verdi- ği gazetemiz Cumhuriyet’le “aydınlanma” savaşõmõ ve- rildi. Gazetemiz, ilk sayõsõ- nõ çõkardõğõ 7 Mayõs 1924’ten günümüze değin geçen 86 yõlda laik ve de- mokratik çizgisinden ödün vermeden yayõn hayatõnõ sür- dürdü. Yunus Nadi , Cumhuriyet gazetesinin 7 Mayõs 1924 ta- rihli ilk sayõsõndaki yazõsõn- da, gazetenin Atatürk dev- rimlerinin savunucusu bir yayõn organõ olacağõnõn ha- berini veriyordu. Nadi, okur- larõn karşõsõna Yeni Gün ye- rine Cumhuriyet’le çõkõşõnõ şöyle anlatmõştõ: “İstanbul’dan okurları- ma Yeni Gün’ü değil, Cumhuriyet’i sunuyorum. Demek ki arada büyük devrimler meydana gel- miştir. İtiraf etmeye mec- burum ki bu devrimlerin büyüklüğü ve yüceliğini kendim bile şimdi daha iyi anlamış ve daha çok hay- rete düşmüş durumdayım. O kadar ki zaman zaman kendimi gerçeğin ve haya- lin büyük savaşına bırak- maktan alamıyorum. Özel- likle içinde yüzmüş olma- nın verdiği şaşkınlıkla şu yakın geçmişin müthiş ve büyük safhalarına karşı adeta sudan çıkmış balık durumunda bulunuyorum. Bu kadar az zamana, bu kadar büyük devrimler sı- ğabilir mi? Acaba dört beş yıl süren baştan başa rü- yalarla dolu bir uykudan mı uyandım? Yoksa ger- çekleşmiş rüyalar karşı- sında mı bulunuyorum? Canım daha dün şu İstan- bul’un limanını yabancı ve düşman gemileri; so- kaklarını, kışlalarını, ev- lerini yabancı ve düşman askeri doldurmuyor muy- du? Canım daha dün bu İstanbul değil miydi ki so- kaklarında İngiliz kırbaç- larından ve palikarya ka- badayılarından geçilmi- yordu? Canım şu Cum- huriyet’e yönetim merke- zi yaptığım bina bile daha dün İngiliz ve Fransız za- bıtasının İstanbul’a zulüm yağdırdığı ve dayak altın- da Türk öldürdüğü yer değil miydi?” Nadir Nadi, 1930’da Ga- latasaray Lisesi’ni bitirince yükseköğrenim için Avus- turya’ya gider ve Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne yazõlõr. Lise öğrenciliği yõllarõnda başladõğõ gazeteciliği Viya- na’da da sürdürür. Derhal Viyana Yabancõ Muhabirler Derneği’ne giderek kaydo- lur. Büyük bir yoksulluğun ve Nazizmin hüküm sürdü- ğü o günlerin Viyana’sõnda Nadir Nadi, sõk sõk gazeteye Viyana ve Avrupa havasõnõ yansõtan yazõlar yollar. O sõralarda Türkiye’de cumhuriyet devriminden ra- hatsõz olan gerici güçler Te- rakkiperver Fõrkasõ’nõn ça- lõşmalarõndan destek bularak başkaldõrõ hareketlerine gi- rişmiştir. Şeyh Sait Ayak- lanmasõ ve İzmir Suikastõ tar- tõşmalarõ genç Türkiye Cum- huriyeti’nin gündemine otur- muştur. O sõralar Menemen Olayõ patlak verdi; yeşil bay- rak altõnda toplanarak Der- viş Mehmet’in öncülüğün- de ayaklanan yobazlar, ken- dilerini durdurmaya çalõşan yedeksubay öğretmen Mus- tafa Kubilay’õ şehit ettiler. Nadir Nadi, Viyana’dan ba- basõna bir mektup yazarak bu konudaki tepkilerini dile ge- tirir ve Menemen’de bir Ku- bilay anõtõ açõlmasõnõ önerir. Bu mektup, 11 Mart 1931 günlü Cumhuriyet’te baş- yazõ olarak yayõmlanõr. Nadir Nadi’nin ilk başya- zõsõ olan bu yazõdaki öneri ve Cumhuriyet’in girişimi ilgi toplar. 26 Ocak 1934’te Ku- bilay Anõtõ açõlõr. Açõlõş tö- reninde hükümet adõna ya- põlan konuşmada, bu giri- şimde bulunan Nadir Na- di’ye teşekkür edilir. Atatürk devrimini savu- nan, sağduyunun sesini dile getiren yazõlarõyla kõsa sü- rede dikkatleri çekmiştir. “Çiçeği burnunda genç bir yazar”dõr ama, dönemin en seçkin gazetecileri arasõnda sayõlmakta ve dõş gezilere çağrõlmaktadõr. Yunus Nadi’nin 28 Hazi- ran 1945’te Cenevre’de ya- şamõnõ yitirmesiyle Cumhu- riyet gemisinin dümenine Nadir Nadi geçti. İçten ve dõştan çelme yemesine kar- şõn, gemiyi bir gün dahi ka- raya oturtmadõ. Tam tersine, Nadir Nadi’nin gazeteden tasfiye edildiği dönemler- de, Cumhuriyet gazetesi, bü- yük tiraj kayõbõna uğrayarak itibarõnõ yitirdi, her defasõn- da ortaklarõn zorunlu çağrõ- larõ karşõsõnda Nadi ve ar- kadaşlarõ gazeteye dönüp rotayõ bõraktõklarõ yerden sürdürdüler. Babasõnõn has- talõğõndan beri Cumhuriyet’i yönetmekte olan Nadir Na- di, artõk bütün sorumluluğu üstlenmiştir. Gazetemiz İmtiyaz Sahibi ve Yayõn Kurulu Başkanõ İl- han Selçuk, 1984’te Cum- huriyet’in 60. yõlõ nedeniyle yayõmlanan yazõsõnda Nadir Nadi’yi şöyle anlatõyordu: “Nadir Nadi, yarım yüz- yıllık gazetecilik yaşamın- da yazarlığının yanı sıra kırk yılı aşkın bir süreden beri Cumhuriyet’in sorum ve yönetimini de taşımak- tadır. Dünya basın tari- hinde bile bu bir rekor ol- malıdır. Batı’da bir örne- ği var mıdır? Bilmiyorum. Ama böyle bir olayın Tür- kiye’de yaşanmasının ayrı bir anlamı olsa gerektir. Çünkü bizde bir lokanta- nın, kahvehanenin, bak- kal dükkânının bile ömrü kısa oluyor. Siyasal yaşa- mında zaman zaman en güçlü kurumları yok eden zorlu fırtınalar geçirmiş toplumumuzda ilk günden beri belirlenmiş ilkeleri sa- vunarak kurumsallaşmış bir Cumhuriyet gazetesi olağanüstü bir olaydır. Yu- nus Nadi’nin işi hem çok güçtü hem de çok kolaydı. Güçtü, çünkü devrimleri karşıdevrimcilere, çağdı- şılığa karşı savunuyordu. Kolaydı, çünkü arkasın- da devlet kurucusu koca Atatürk vardı. Nadir Na- di’nin böyle bir talihi ol- mamıştır.” Baştarafı 1. Sayfada DP iktidarı Cumhuriyet’i cezalandırıyor 1950 seçimlerini kaza- nan DP’den mil- letvekili seçilen Nadir Nadi, hükümetin karşõdevrimcile- re ödünler verilmesini ve Atatürk dev- rimlerinin kemirilmesini eleştiriyordu. DP iktidarõnõn eleştirilere yanõtõ ise bas- kõ ve kapatma cezasõ olarak geri dönüyordu. 1954 yõlõndan sonra Menderes’le Cumhuriyet’in arasõ iyice açõlõr. Nadir Nadi, yazõlarõnda genellik- le õlõmlõ bir dil kullanarak iktidarõn yanlõş uygulama- larõnõ eleştiriyordu. Ancak Menderes bu õlõmlõ yazõla- ra bile tahammül edemiyor, Nadir Nadi ile rastlaştõ- ğõnda elini sõkarken suratõnõ çeviriyordu. Menderes su- rat asmakla kalmõyor, ga- zetenin ve Nadir Nadi’nin eleştirilerine kõzdõğõ zaman bir gazete için yaşamsal önem taşõyan kâğõt ve mü- rekkep temininde yasal en- geller çõkarõyordu. Nadir Nadi 1957 seçim- lerinde adaylõğõnõ koymaz ve milletvekilliği sona erer. 30 Nisan 1960 tarihli Cumhuriyet’te Ali Ulvi’nin yayõmlanan karikatürü Başbakan’õ kõzdõrõr. Altõn- da “Uçtu uçtu” yazõsõ bulunan bu kari- katür, başta Neron, Hitler, Mussolini, Ba- tista olmak üzere gelmiş geçmiş beş-altõ diktatörün arkasõndan Adnan Mende- res’i sõraya koyuyor, sonucun iyi olma- yacağõnõ belirtiyordu. O sabah sõkõyönetimden Nadir Nadi’yi çağõrõrlar. Gazetenin o günkü sayõsõ da er- kenden toplatõlmõştõ. Öğleden sonra ga- zetenin on gün süreyle kapatõldõğõnõ bil- diren Sõkõyönetim Komutanlõğõ tezkeresi Nadi’nin eline verilir. Ali Ulvi de gözal- tõna alõnõp Topkapõ Maltepe Kõşlasõ’na gö- türülür. Nadir Nadi’nin 27 Nisan 1960’taki, ya- şananlarõn hukuk rejimine uymadõğõnõ ifa- de ettiği başyazõsõ nedeniyle Cumhuriyet 3 gün sonra kapatõldõ. 27 Mayõs 1960’ta ordunun yönetime el koymasõnõn ardõndan gelen 1961 Anayasasõ’yla Türkiye yeni dü- şüncelerle karşõlaşma fõrsatõ buldu. Devamı 3. Sayfada C U M H U R İ Y E T ’ İ N A L B Ü M Ü N D E N İlhan Selçuk, Yaşar Kemal Berin Nadi, İlhan Selçuk Berin Nadi Uğur Mumcu, Nadir Nadi Nadir Nadi Gazi Mustafa Kemal Ağustos 1925’te Kastamonu’ya yaptığı gezi sırasında halka Şapka Devrimi’ni anlattı. Atatürk Kastamonu’dan Ankara’ya dönüşünde başkente 70 km. kala Kalecik’te mola verdiği sırada 31 Ağustos 1925 tarihli Cumhuriyet gazetesini okudu. Gazi’nin yanında başyazarımız Yunus Nadi de vardı. Ve bu fotoğraf 4 Eylül 1925 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayımlandı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear