Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
bir kez olsun, Silivri’ye gelip duruşma izlemelerini
öneriyorum.
8 Şubat’ta sorgusu yapılan sanıkla ilgili olarak
kimi yayın organlarında şu tür haberler yapılmıştı:
- 200’e yakın cinayetten sorumlu...
- Hizbullah kurucusu...
- DHKP-C itirafçısı...
- Gazi olaylarının provokatörü...
Suç-haberler uzayıp gidiyordu. Sorgu başladı.
Bir günde bitti. Yukarıda aktardığım suçlamaların
hiçbiriyle ilgili delil ortaya konmadığı gibi net, so-
mut bir olaya ilişkin soru da sorulmadı.
Sorgulanan sanık yıllar önce birkaç olaya karış-
mış, yakalanmış, cezasını çekmiş. Onların üzerine
Ergenekon soruşturmasıyla birlikte yeni “suçlar”
eklenmiş.
Deyim yerindeyse olağan şüpheli!
Delillendirilmiş suçlamalara elbette diyeceğimiz
bir şey yok. Ama medya mahkemesinde manşet
manşet gündeme gelen “seri olayların” Silivri mah-
kemesinde soru olarak bile gündeme gelmemesi-
nin yorumunu okura bırakıyorum.
Balçiçek Pamir’in HABERTÜRK gazetesindeki
yazısı, gazetenin internet sitesinde de yayımlan-
mış. Bizim interneti görme olanağımız yok. Cum-
huriyet okuru dostlarım avukatlar aracılığıyla inter-
netteki habere ilişkin okur mesajlarını da bana
ulaştırdılar.
Mesajların çok büyük bir bölümü haberi olumlu-
yor, genel gidişe ilişkin kaygılarını iletiyor.
Bazılarını paylaşmak istiyorum:
“Gazetecilik bu olsa gerek; herkesin yakmak için
odun topladığı sırada suyu aramak.”
“Şimdi benim kafamın almadığı bir şey var. İçeri-
de tutuklu olan kişiler mahkeme sonucu beraat
ederlerse bu yattıkları yılın adını ne koyacaklar.”
“Allahım inanamıyorum. Sanki 80’leri yaşıyormu-
şum gibi...”
“Olmayan darbe, yıkılmayan hükümet... Ama
içeri atılan insanlar... Yazık.”
“Bu ülkenin aydınları geçmişte de çok büyük
haksızlıklara uğramıştır. Ancak tarih onların haklı ol-
duğunu her seferinde kanıtlamıştır.”
“Masumiyet karinesi tersine döndü. Suçsuzluğu
kanıtlanıncaya kadar herkes suçludur artık.”
Doğrudan bana yönelik de pek çok mesaj vardı.
Tümünü okuduğumda kendi kendime şunu söyle-
dim:
“Arkadaş, medyada estirilmek istenen baskın ha-
vaya bakma, toplumun önemli bir bölümü gerçek-
lerin farkında, neyin ne olduğunu biliyor, görüyor.”
Bütün bu mesaj akınlarının üstüne Ankara Bü-
ro’muzdan Fırat Kozok’un mektubunu da oku-
yunca boğazım düğümlenmedi dersem yalan
olur...
HABERTÜRK’le başladık, öyle devam edersek...
Fatih Altaylı, Genelkurmay Başkanı’yla yaptığı
beş saatlik görüşmeyi gazetesinde haberleştirdi.
Genelkurmay Başkanı çok ciddi rahatsızlıklardan
söz ediyordu, kurumuna yönelik saldırıların devam
etmesi halinde kendilerinin de ellerindeki bilgileri
kamuoyu ve hukukla paylaşacaklarını söylüyordu.
Eğer Altaylı, Orgeneral Başbuğ’u ellerinde ne tür
bilgiler olduğunu sormadıysa, benim adım Musta-
fa Balbay değil!
Başbakan da yine gazetecilerin soruları üzerine
Org. Başbuğ’a gerekirse bu bilgileri sorabileceğini
söyledi.
Ortada iyi gitmeyen bir şeylerin olduğu kesin.
Askerin de hükümetin de rahatsızlıkları var.
AKP’nin iktidara gelişinin ilk yıllarında bugünkü
tablonun daha farklı renkleri dikkati çekiyordu.
Ben de Cumhuriyet’in Ankara Temsilcisi ve köşe
yazarı olarak ulaşabildiğim bilgileri, doğrulatabildi-
ğim ölçüde okurla paylaştım.
Keşke bugün kurumlar arası ilişkiler tam rayında
olsaydı da, ben 2000’li yılların başını anlatmakta
zorlansaydım.
Ne yazık ki yaşananların özü çok değişik değil.
Genel rahatsızlık devam ediyor. Bunu zamanında
yazmış olan Balbay tutuklu olarak yargılanıyor!
Bu gerçeği bir kez daha kamuoyuyla ve mes-
lektaşlarımla paylaşıyorum.
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Ergenekon, sivillerle askerlerin hükümeti düşür-
mek için birlikte hareket ettiklerini iddia eden bir
dava.
Balyoz adı verilen soruşturma ise doğrudan as-
kerleri içeriyor.
Türkiye’yi allak bullak eden süreç; Genelkur-
may’da, Orgeneral İlker Başbuğ’un başkanlığında
13 orgeneralle 2 oramiralin yaptıkları olağanüstü
toplantıyla yeni bir aşamaya girdi.
Genelkurmay’daki alışık olmadığımız üst komu-
tanlar toplantısı derin izler bıraktı. Bir ara Genelkur-
may Başkanı Başbuğ’un komutanlarla birlikte istifa
edecekleri söylentileri yayıldı başkent kulislerine.
Toplantıyı duyuran kısa açıklamada, “durumun
ciddi” olduğunun vurgulanması... hukuk dışı uygu-
lamalardan vazgeçilmezse ciddi kimi kararlar alına-
bileceği olasılığını akla getirdi.
Doğal olarak bu ifade, askerin ciddi kimi kararlar
alacağı beklentisine yol açtı.
Zira; söylemlerin, durumun önemini vurgulayan
açıklamaların değerini yitirdiği ve artık ciddi, etkili
kararları veya yaptırımları zorunlu gören bir dönem-
den geçiliyor.
Hükümet ve iktidar partisi sözcüleri kaygıyla izle-
nen yeni süreci hâlâ basite indirgemeyi, demokrasi
gereği bir gelişmeymiş, yargıya güven duyarak iz-
lenmesi gereken olaylarmış gibi yorumlamayı yeğli-
yorlar.
Asker ve yargı dosyasını açan hükümete AKP
grubunun, yandaş ve yalakaların desteği tamam!
Önceki gün grup toplantısında MHP lideri Devlet
Bahçeli, “izlenen gelişmeleri geçmişteki kini bugün
intikama dönüştüren bir hareket” diye tanımladı.
Dış basın, hükümetin ordu ve yargıya açtığı sa-
vaşın olası sonuçlarını tartışıyor.
Medyamızda ordu ve yargıya açılan savaşa deği-
nen tek bir haber, yorum yok. Böyle bir sorunu yok
medyamızın!
Giderek boyutlanan kargaşaya, krizlere iktidarın
çare aramak niyetinde olduğunu duyumsatan her-
hangi bir işaret alınmıyor.
Şu halimize bakın: Hükümet yerine Bahçeli çö-
züm öneriyor. MHP liderine göre yaşanan bir “dev-
let krizi”dir ve rejim bunalımına dönüşebilir. Krizi
hafifletebilmek için Cumhurbaşkanı’nın, Başba-
kan’ın, TBMM başkanının, yüksek yargı organları
başkanlarının, Genelkurmay’ın ve gerekli görülecek
diğer yöneticilerin katılımıyla bir “Devlet Zirvesi” ya-
pılmalı ve ulusa güven verecek bir mutabakat ilan
edilmelidir.
Tabii böyle bir zirve için önce RTE’nin devlet kri-
zini kabul etmesi gerekiyor.
Zirveyi ancak Çankaya toplayabilir. Çankaya’da-
ki AKP’linin RTE’nin onayını almadan, RTE ile gö-
rüş birliğine varmadan böyle bir girişimde buluna-
cağı ancak hayal edilebilir.
RTE ile Çankaya dışında devletin önemli kurum-
ları arasında çatışmalar, tartışmalar sürüyor.
Çankaya’dakine gelince… tarafsızlığı çoktandır
tartışmalı.
“Güncel”, Çankaya’dakinin AKP kimliğini
Köşk’ün nizamiye kapısında bırakacağına hiçbir
zaman inanmadı.
Okuyacağınız şu satırlar Güncel’e ait değil. Hürri-
yet gibi ünlü bir gazetenin başyazarı Oktay Ek-
şi’nin 21 Şubat günü yayımlanan Çankaya’yı ta-
nımlayan yazısından:
“…Gerçekten Abdullah Gül, ‘herkese eşit mesa-
fede olacağına ve herkesi kucaklayacağına’ söz
verdi ama daha Cumhurbaşkanlığı’nın ilk gününden
itibaren insanlara, kurumlara ‘Bizden olan, olma-
yan’ gözüyle baktı. Daha doğrusu onun ‘böyle bir
şey yokmuş’ izlenimi veren çabaları gerçeğin görül-
mesini engelleyemedi.
Daha 58’inci hükümeti kurduğu günden başlaya-
rak son 7 sene zarfında ‘Bizim gizli acendamız yok’
dedi ama yaptığı rektör tayinleriyle, yargının ve hu-
kukun hedef olduğu ağır saldırılara ses çıkarmama-
sıyla, Meclis’teki yeminine ters düşen yasaları onay-
lamasıyla, vali tayinlerinde bunun aksini ispat etti.
Başkomutanı olduğu orduyu sahipsiz bıraktı.
‘Doğruları söylemekten kaçınmam’ dedi, onun
yerine ‘sade suya tirit’ demeçlerle idare etti…”
Anayasa Çankaya’ya kurumlar arasında uyum
sağlamasını emrediyor. Bu, bir yana; son aşamada
başkomutanı olduğu ordunun içine düşürüldüğü
çıkmaz karşısında kısa bir demeç vermekten de
yorum yapmaktan da kaçınıyor.
Devlet kriziyle meşgul değil Köşk’teki.
Yukarıdaki ile aşağıdakinin birbirinden farkları ol-
madığını hâlâ kavrayamadılar.
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 25 ŞUBAT 2010 PERŞEMBECUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 25 Şubat
Oslo K -4
Helsinki K -4
Stockholm K 2
Londra Y 9
AmsterdamY 8
Brüksel Y 10
Paris Y 10
Bonn Y 9
Münih Y 7
Berlin Y 11
Budapeşte B 12
Madrid Y 14
Viyana B 13
Belgrad Y 11
Sofya Y 10
Roma B 16
Atina Y 17
Zürih Y 13
Moskova K 1
Aşkabat Y 11
Taşkent Y 17
Bakû PB 10
Bişkek Y 11
Tiflis PB 10
Kahire Y 19
Şam Y 17
İstanbul Y 13
Edirne Y 12
Kocaeli Y 16
Çanakkale Y 13
İzmir Y 17
Manisa Y 17
Denizli Y 13
Zonguldak Y 13
Sinop Y 12
Samsun Y 15
Trabzon B 11
Giresun Y 13
Ankara Y 11
Eskişehir Y 9
Konya Y 8
Sıvas Y 8
Antalya B 16
Adana Y 15
Mersin Y 16
Diyarbakır Y 10
Şanlıurfa Y 14
Mardin Y 8
Siirt Y 11
Hakkâri B 4
Van B 5
Kars B 3
Ülkemiz geneli
parçalı çok bulutlu,
Doğu Karadeniz ile
Doğu Anadolu’nun
doğusu dışında ka-
lan tüm ülke yağışlı
geçecek. Yağışlar;
yağmur ve sağanak,
Erzurum çevrelerin-
de karla karışık yağ-
mur ve kar şeklinde
olacak. Yağışların
Antalya’nın doğusu
ile Adana ve Mersin
çevrelerinde kuvvet-
li olması bekleniyor.
1. KOŞU: F: Storm Hawk (3), P: Extra Gold (2), PP:
Niğdeli (4), S: Şansõmol (6). 2. KOŞU: F: Baba Ab-
dullah (8), P: Muratti (5), PP: Üstünhan (4), S: Kenan-
bey (2). 3. KOŞU: F: Nusrat (6), P: Lady Liz (5), PP:
Gaudi (3), S: Bold Star (2). 4. KOŞU: F: Saburay (1),
P: Gökbulut (2), PP: Yücelay (5), S: Bayçora (3). 5.
KOŞU: F: Spio (7), P:
Trend (8), PP: Naviga-
tor (6), S: Cemo (3). 6.
KOŞU: F: Aslan Burak
(5), P: Agean Dream
(8), PP: Buhara Dancer
(2), S: Zobidik (1).
CHP’li Atilla Kart, Türkiye’de son 2 yõl içinde gerçekleştirilen izleme, dinleme ve
istihbarat odaklõ yapõlanmalarõn başõndaki bir numaralõ kişi olduğunu ileri sürdü
‘Akyürek yapõlanmanõn öncüsü’
Bülent Arõnç, ÇGD Genel Başkanõ Ahmet Abakay ile Meclis’te tartõştõ
Basõna ‘tuu’dan sonra ‘yuh’
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Erzincan Cumhuriyet
Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in ad-
liyedeki odasõnõn aranmasõnõ “ad-
liyeye baskın” diye sunan med-
yaya “tuuu” diyen Başbakan
Yardõmcõsõ Bülent Arınç,
TBMM’de Çağdaş Gazeteciler
Derneği (ÇGD) Genel Başkanõ
Ahmet Abakay ile tartõştõ. Aba-
kay, katõldõğõ bir canlõ yayõnda
ÇGD için “adını bilmediğim
bir dernek” diyen Arõnç’a “Or-
man Bakanı değilsiniz, basınla
ilgili bir bakansınız, bizi tanı-
malısınız” dedi.
‘Tuu dersiniz
ziyaretinize gelmeyiz’
Arõnç, “Ziyaretime gelmezse-
niz, tabii tanımam” deyince
Abakay, “Tuu derseniz gelme-
yiz, biz 32 yıllık bir basın ör-
gütüyüz, hükümete karşı her
zaman mesafe koyduk, hiçbir
bakanı ziyarete gitmeyiz” dedi.
Arõnç da, “O zaman yuh diye-
yim de gelin” ifadesi-
ni kullandõ.
Başbakan Yardõm-
cõsõ Bülent Arõnç, ÇGD
Başkanõ Ahmet Aba-
kay ile TBMM kuli-
sinde tartõştõ. ÇDG
Başkanõ Ahmet Aba-
kay, medyaya “tuu sa-
na” diyen Arõnç’õ ya-
zõlõ açõklamayla kõna-
mõştõ. Arõnç da, katõl-
dõğõ bir canlõ yayõn
programõnda, “Adını
ilk defa duyduğum derneğin
Başkanı Abakay beni kınamış”
demişti.
Abakay, dün TBMM kulisinde
Başbakan Yardõmcõsõ Arõnç’õn
yanõna giderek, “Adını ilk kez
duyduğunuz derneğin başka-
nıyım ben. Orman Bakanı ol-
sanız, bizi tanımamanızı an-
lardım, ama basından sorumlu
bakan olarak bizi tanımamanızı
doğrusu yadırgadım” dedi.
Bu sözler üzerine Abakay ile
Arõnç arasõndaki tartõş-
ma sertleşti. Arõnç, “Si-
zi de derneğinizi de bi-
liyorum, bunu mah-
sustan söyledim. Ama
bir yıldır bakanlık ya-
pıyorum ne TBMM
Başkanlığı dönemim-
de ne de bakanlık dö-
nemimde beni ziya-
ret edip hayırlı olsun”
demediniz dedi.
Abakay, “Biz 32 yıl-
lık bir örgütüz. Şim-
diye kadar hiçbir bakanı ziya-
ret etmedik, etmeyiz, hükü-
metlerle aramıza hep mesafe
koyduk” diye konuştu. Arõnç,
“Çağdaş insan tanışır, iyi 132 yıl
daha böyle devam edin. CHP
gelince ona gidersiniz” dedi.
Abakay, “Şimdiye kadar hiçbir
bakanı ziyarete gitmedik. Ay-
rıca bize tuu derseniz gitmeyiz
tabii ki” yanõtõnõ verdi. Arõnç da,
“O zaman yuh diyeyim de ge-
lin” karşõlõğõnõ verdi. Arõnç,
ÇGD’nin kaç üyesi olduğunu
sordu. Abakay’õn “2 bin 500 üye-
miz var. Uluslararası Gazete-
ciler Fedarasyonu’nun da üye-
siyiz” deyince Arõnç, çevresindeki
gazetecilerden hangilerinin ÇGD
üyesi olduğunu sordu.
Bazõ gazetecilerin üye olduk-
larõnõ söylemeleri üzerine Arõnç,
“Bana medyayla ilgili birçok
sendika ziyarete geliyor. Bir
bakana hayırlı olsun demek
için ziyarete gelinmemesi ne-
zaketsizlik değil mi?” dedi. Aba-
kay, bunun üzerine “Biz her za-
man hükümetlerle aramıza me-
safe koyduk” sözlerini yineledi.
Sinirlendi, terk etti
Arõnç, bu tartõşmanõn ardõndan
bazõ gazetecilerin “Gündemle
ilgili olarak sorularımız var, 5
dakikanızı alabilir miyiz?” so-
rusu üzerine sinirli bir şekilde “10
dakikam vardı, onu da arka-
daşınız aldı” diyerek TBMM
Genel Kurulu salonuna geçti.
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Onursal
Başkanı, 1960 Anayasası’nın hazırlayıcıların-
dan ve gazetemiz yazarlarından Ord. Prof. Dr.
Hıfzı Veldet Velidedeoğlu aramızdan ayrılışının 18. yıldönümünde Karacaahmet’teki meza-
rı başında anıldı. Anma törenine Velidedeoğlu ailesi, yakınları, öğrencileri, ADD, Kadın Araş-
tırmaları Derneği, İstanbul Kız Lisesi Mezunları Derneği, İstanbul Barosu Cumhuriyet Hu-
kuku ve Kültürü Merkezi ve Avrupa Genç Hukukçular Derneği üyeleri katıldı. Törende ko-
nuşan gazetemiz yazarı Meriç Velidedeoğlu, “O yıllarda Türkiye’nin yavaş yavaş çöküşe git-
tiğini yazıyordu. Fakat o bile Türkiye’nin bu kadar batağa saplanmasını düşünmezdi. Mü-
cadele etmeliyiz yoksa laik cumhuriyet ortadan kalkacak” dedi. (Fotoğraf: CİHAN ORUÇOĞLU)
Bülent Arınç.
Velidedeoğlu anıldı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - CHP Konya Millet-
vekili Atilla Kart, Emniyet
Genel Müdürlüğü İstihbarat
Daire Başkanõ Ramazan Ak-
yürek’in görevden alõnmasõ ve
göreve dönüş için açtõğõ dava
sürecinde “hükümet ve Başba-
kan’ın teatral gösteri yaptığı-
nı” söyledi.
Kart, dün parlamentoda dü-
zenlediği basõn toplantõsõnda,
Akyürek’in rahip Santoro’nun
öldürüldüğü dönemde Trabzon
Emniyet Müdürü, Hrant
Dink’in öldürüldüğü dönemde
ise Emniyet Genel Müdürlüğü
İstihbarat Daire Başkanõ oldu-
ğuna dikkat çekti. Akyürek’in
“cinayetlerin ardından dünya
kamuoyunun baskısı üzerine
görevden alındığını” vurgula-
yan Kart, “Akyürek’in göreve
dönmek için açtığı davada İç-
işleri Bakanlığı’nın savunma-
sında soyut ifadelere yer ver-
diğini, Başbakanlık Teftiş
Kurulu’nun Akyürek hakkın-
da hazırladığı rapordan söz
etmediğini” ifade ettti. Kart,
“Hükümet ve Başbakan bu
süreçte teatral gösteri yapmış,
görev ve yetkisini açıkça kö-
tüye kullanmıştır. Mahkeme-
nin davayı kabul etmesi ve
yürütmenin durdurulması
kararı vermesinin önü açılı-
yor, buna zemin hazırlanıyor.
Bakanlık, Ramazan Akyü-
rek’in davasının kabulü için
elinden gelen gayreti gösteri-
yor. Başbakanlık da bu süreci
izliyor. Hükümet neden bunu
yapıyor? İşte burada cemaat
ve biat kültürünün mutlak
egemenliğini ve dayanışması-
nı görüyoruz” dedi.
Cemaat ve biat kültürü
Kart “Ortaya çıkan gerçek
ne adalete ulaşılması, ne de
faili meçhullerin çözülmesi-
dir. Bunların hepsi hikâyedir.
Çünkü orada cemaat ve biat
kültürünün mutlak egemenli-
ği ortaya çıkıyor, önemli olan
bu” görüşünü dile getirdi.
Kart, “Akyürek cemaatte
üst düzeyde biri midir” soru-
suna, “F tipi yapılanmada Ak-
yürek’in çok egemen bir ko-
numda olduğu ve Türkiye’de
son 2 yıl içinde gerçekleştiri-
len izleme, dinleme ve istihba-
rat odaklı yapılanmaların ba-
şındaki bir numaralı kişi ol-
duğunu özellikle vurgulmak
istiyorum” yanõtõnõ verdi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - TBMM İnsan Haklarõnõ
İnceleme Komisyonu içinde, Baş-
kan Zafer Üskül’ün önerisiyle
kurulan alt komisyon, ilk kez bir
askeri cezaevinde incelemede
bulundu. Cezaevi koşullarõndan
son derece memnun kaldõklarõnõ
belirten komisyon başkanõ Üskül,
tutuklu ve hükümlülerin ailele-
riyle “Kürtçe” telefon görüş-
mesi bile yapabildiklerini söyle-
di. CHP’li Malik Ecder Özde-
mir ise asker-sivil ilişkilerinin yo-
ğun tartõşõldõğõ, kuvvet komu-
tanlarõnõn gözaltõna alõndõğõ bir
dönemde askeri cezaevi ziyareti-
ni, “manidar” ve“maksatlı”
bulduğunu söyledi.
TBMM İnsan Haklarõnõ İnce-
leme Komisyonu içinde askeri ce-
zaevlerinde inceleme yapmak
için kurulan alt komisyon, dün
Üskül’ün başkanlõğõnda 12 Eylül
döneminin ünlü Mamak Askeri
Cezaevi’nde incelemelerde bu-
lundu. 12 Eylül döneminde bu ce-
zaevinde 5 yõl yatan MHP’li ko-
misyon üyesi Mehmet Ekici de
inceleme yapan heyette yer aldõ.
Ekici, cezaevindeki anõlarõnõ an-
latõrken zaman zaman duygulan-
dõ. Üskül ise özellikle öğretim
üyelerinin kaldõğõ bölümün bu-
lunduğu havalandõrmayõ gezer-
ken, “Burası epey soğuk. Yok-
sa, burası bizim hocaların buz
kırdığı alan mı? Mümtaz Soysal
gibi birçok öğretim üyesi bu-
rada kalmış ve kendilerine buz
kırdırılmıştı” dedi. Cezaevi ko-
şullarõna ilişkin izlenimlerinin
“son derece olumlu” olduğunu
anlatan Üskül, cezaevi binasõnõn
eski olmasõna karşõn, fiziki ko-
şullarõn standartlara uygun ol-
duğunu, tutuklu ve hükümlülerin
sağlõk hizmetinden rahatlõkla ya-
rarlandõğõnõ anlattõ. CHP’li Öz-
demir ise ziyareti eleştirerek “Zi-
yaretlerle ‘Bakõn biz askeri ce-
zaevlerini denetliyoruz’ diyerek
bir yerlere mesaj mı verilmek
isteniyor? Bu konuda açıkçası
kuşkularım var” diye konuştu.
Komisyonun askeri cezaevini ziyaret etmesine CHP’den tepki
‘Bir yere mesaj mı veriliyor?’
‘KÜRTLERE DİYET Mİ ÖDETİLİYOR?’
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakõr’da
BDP İl Başkanõ Mehmet Ali Aydın’õn tutuklanmasõ düzen-
lenen eylemle protesto edildi. Eylemde konuşan BDP Eşbaş-
kanõ Gültan Kışanak, “Birileri Ergenekon davasının diye-
tini Kürtlerle ödetmeye mi çalışıyor? Eğer Ergenekon da-
vasında halka diyet ödeterek, size karşı, hükümete karşı
yapılmış darbe girişimlerinden hesap soruyorsanız, halk
da bir gün bunun hesabını sizden sorar” dedi.
ALTILI GANYAN
3 8 6 1 7 5
2 5 5 8
4 4 3 2
6/8 2 2 1
1/5 4
Biret konserine protesto davası
İstanbul Haber Servisi - Topkapõ Sarayõ
Müzesi’nde bir şarap firmasõnõn sponsorluğunu
yaptõğõ piyanist İdil Biret’in 2009’daki konserin-
de düzenlenen protesto gösterisine ilişkin, eski
Alperen Ocaklarõ İstanbul İl Başkanõ Mustafa Ka-
yatuzu’nun yargõlanmasõna başlandõ. Kayatuzu
ifadesinde, “Tepkimiz sadece Türk milleti için
kutsal sayõlan bir mekânda şarap dağõtõlmasõna
yöneliktir” dedi. Kayatuzu’nun 3.5 ile 7 yõl ara-
sõnda hapis cezasõna çarptõrõlmasõ isteniyor.
SGK genelgesine durdurma
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk
Dişhekimleri Birliği, Danõştay 10. Dairesi’nin,
SGK’nin, sigortalõlarõn ağõz ve diş sağlõğõ hizmet-
lerinde, diğer sağlõk kuruluşlarõna sevk edilmeleri
için gereken süreleri arttõran ve sevk işlemini sağ-
lõk kurulu raporuna bağlayan 7 Eylül 2009 tarihli
genelgesinin yürütmesini durdurduğunu bildirdi.
Kararla, “hastalarõn mağduriyetlerinin önündeki
engellerin ortadan kaldõrõldõğõ” belirtildi.
TBMM’de ‘kötek’ tartışması
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM
Genel Kurulu’nda, TOKİ’ye ait arazi ve arsalara
vergi muafiyeti getiren tasarõnõn görüşülmesi sõra-
sõnda CHP’li Yaşar Ağyüz TOKİ’nin bir kamu
kurumu olmadõğõnõ, sõrtõnõ hükümete dayayarak
çalõştõğõnõ söyledi. TOKİ ihalelerinin AKP’nin
yandaşlarõna peşkeş çekildiğini savunan Ağyüz
“Siz takdirden ders almõyorsunuz, sizin hakkõnõz
kötektir. Abbas yolcu ama hesap vermeden sizi bõ-
rakmak yok” dedi. AKP Grup Başkanvekili Bekir
Bozdağ, “Vatandaş, kantara sizi de bizi de koya-
cak. Kime güle güle diyecek göreceğiz” dedi.