25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada bir kez olsun, Silivri’ye gelip duruşma izlemelerini öneriyorum. 8 Şubat’ta sorgusu yapılan sanıkla ilgili olarak kimi yayın organlarında şu tür haberler yapılmıştı: - 200’e yakın cinayetten sorumlu... - Hizbullah kurucusu... - DHKP-C itirafçısı... - Gazi olaylarının provokatörü... Suç-haberler uzayıp gidiyordu. Sorgu başladı. Bir günde bitti. Yukarıda aktardığım suçlamaların hiçbiriyle ilgili delil ortaya konmadığı gibi net, so- mut bir olaya ilişkin soru da sorulmadı. Sorgulanan sanık yıllar önce birkaç olaya karış- mış, yakalanmış, cezasını çekmiş. Onların üzerine Ergenekon soruşturmasıyla birlikte yeni “suçlar” eklenmiş. Deyim yerindeyse olağan şüpheli! Delillendirilmiş suçlamalara elbette diyeceğimiz bir şey yok. Ama medya mahkemesinde manşet manşet gündeme gelen “seri olayların” Silivri mah- kemesinde soru olarak bile gündeme gelmemesi- nin yorumunu okura bırakıyorum. Balçiçek Pamir’in HABERTÜRK gazetesindeki yazısı, gazetenin internet sitesinde de yayımlan- mış. Bizim interneti görme olanağımız yok. Cum- huriyet okuru dostlarım avukatlar aracılığıyla inter- netteki habere ilişkin okur mesajlarını da bana ulaştırdılar. Mesajların çok büyük bir bölümü haberi olumlu- yor, genel gidişe ilişkin kaygılarını iletiyor. Bazılarını paylaşmak istiyorum: “Gazetecilik bu olsa gerek; herkesin yakmak için odun topladığı sırada suyu aramak.” “Şimdi benim kafamın almadığı bir şey var. İçeri- de tutuklu olan kişiler mahkeme sonucu beraat ederlerse bu yattıkları yılın adını ne koyacaklar.” “Allahım inanamıyorum. Sanki 80’leri yaşıyormu- şum gibi...” “Olmayan darbe, yıkılmayan hükümet... Ama içeri atılan insanlar... Yazık.” “Bu ülkenin aydınları geçmişte de çok büyük haksızlıklara uğramıştır. Ancak tarih onların haklı ol- duğunu her seferinde kanıtlamıştır.” “Masumiyet karinesi tersine döndü. Suçsuzluğu kanıtlanıncaya kadar herkes suçludur artık.” Doğrudan bana yönelik de pek çok mesaj vardı. Tümünü okuduğumda kendi kendime şunu söyle- dim: “Arkadaş, medyada estirilmek istenen baskın ha- vaya bakma, toplumun önemli bir bölümü gerçek- lerin farkında, neyin ne olduğunu biliyor, görüyor.” Bütün bu mesaj akınlarının üstüne Ankara Bü- ro’muzdan Fırat Kozok’un mektubunu da oku- yunca boğazım düğümlenmedi dersem yalan olur... HABERTÜRK’le başladık, öyle devam edersek... Fatih Altaylı, Genelkurmay Başkanı’yla yaptığı beş saatlik görüşmeyi gazetesinde haberleştirdi. Genelkurmay Başkanı çok ciddi rahatsızlıklardan söz ediyordu, kurumuna yönelik saldırıların devam etmesi halinde kendilerinin de ellerindeki bilgileri kamuoyu ve hukukla paylaşacaklarını söylüyordu. Eğer Altaylı, Orgeneral Başbuğ’u ellerinde ne tür bilgiler olduğunu sormadıysa, benim adım Musta- fa Balbay değil! Başbakan da yine gazetecilerin soruları üzerine Org. Başbuğ’a gerekirse bu bilgileri sorabileceğini söyledi. Ortada iyi gitmeyen bir şeylerin olduğu kesin. Askerin de hükümetin de rahatsızlıkları var. AKP’nin iktidara gelişinin ilk yıllarında bugünkü tablonun daha farklı renkleri dikkati çekiyordu. Ben de Cumhuriyet’in Ankara Temsilcisi ve köşe yazarı olarak ulaşabildiğim bilgileri, doğrulatabildi- ğim ölçüde okurla paylaştım. Keşke bugün kurumlar arası ilişkiler tam rayında olsaydı da, ben 2000’li yılların başını anlatmakta zorlansaydım. Ne yazık ki yaşananların özü çok değişik değil. Genel rahatsızlık devam ediyor. Bunu zamanında yazmış olan Balbay tutuklu olarak yargılanıyor! Bu gerçeği bir kez daha kamuoyuyla ve mes- lektaşlarımla paylaşıyorum. GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Ergenekon, sivillerle askerlerin hükümeti düşür- mek için birlikte hareket ettiklerini iddia eden bir dava. Balyoz adı verilen soruşturma ise doğrudan as- kerleri içeriyor. Türkiye’yi allak bullak eden süreç; Genelkur- may’da, Orgeneral İlker Başbuğ’un başkanlığında 13 orgeneralle 2 oramiralin yaptıkları olağanüstü toplantıyla yeni bir aşamaya girdi. Genelkurmay’daki alışık olmadığımız üst komu- tanlar toplantısı derin izler bıraktı. Bir ara Genelkur- may Başkanı Başbuğ’un komutanlarla birlikte istifa edecekleri söylentileri yayıldı başkent kulislerine. Toplantıyı duyuran kısa açıklamada, “durumun ciddi” olduğunun vurgulanması... hukuk dışı uygu- lamalardan vazgeçilmezse ciddi kimi kararlar alına- bileceği olasılığını akla getirdi. Doğal olarak bu ifade, askerin ciddi kimi kararlar alacağı beklentisine yol açtı. Zira; söylemlerin, durumun önemini vurgulayan açıklamaların değerini yitirdiği ve artık ciddi, etkili kararları veya yaptırımları zorunlu gören bir dönem- den geçiliyor. Hükümet ve iktidar partisi sözcüleri kaygıyla izle- nen yeni süreci hâlâ basite indirgemeyi, demokrasi gereği bir gelişmeymiş, yargıya güven duyarak iz- lenmesi gereken olaylarmış gibi yorumlamayı yeğli- yorlar. Asker ve yargı dosyasını açan hükümete AKP grubunun, yandaş ve yalakaların desteği tamam! Önceki gün grup toplantısında MHP lideri Devlet Bahçeli, “izlenen gelişmeleri geçmişteki kini bugün intikama dönüştüren bir hareket” diye tanımladı. Dış basın, hükümetin ordu ve yargıya açtığı sa- vaşın olası sonuçlarını tartışıyor. Medyamızda ordu ve yargıya açılan savaşa deği- nen tek bir haber, yorum yok. Böyle bir sorunu yok medyamızın! Giderek boyutlanan kargaşaya, krizlere iktidarın çare aramak niyetinde olduğunu duyumsatan her- hangi bir işaret alınmıyor. Şu halimize bakın: Hükümet yerine Bahçeli çö- züm öneriyor. MHP liderine göre yaşanan bir “dev- let krizi”dir ve rejim bunalımına dönüşebilir. Krizi hafifletebilmek için Cumhurbaşkanı’nın, Başba- kan’ın, TBMM başkanının, yüksek yargı organları başkanlarının, Genelkurmay’ın ve gerekli görülecek diğer yöneticilerin katılımıyla bir “Devlet Zirvesi” ya- pılmalı ve ulusa güven verecek bir mutabakat ilan edilmelidir. Tabii böyle bir zirve için önce RTE’nin devlet kri- zini kabul etmesi gerekiyor. Zirveyi ancak Çankaya toplayabilir. Çankaya’da- ki AKP’linin RTE’nin onayını almadan, RTE ile gö- rüş birliğine varmadan böyle bir girişimde buluna- cağı ancak hayal edilebilir. RTE ile Çankaya dışında devletin önemli kurum- ları arasında çatışmalar, tartışmalar sürüyor. Çankaya’dakine gelince… tarafsızlığı çoktandır tartışmalı. “Güncel”, Çankaya’dakinin AKP kimliğini Köşk’ün nizamiye kapısında bırakacağına hiçbir zaman inanmadı. Okuyacağınız şu satırlar Güncel’e ait değil. Hürri- yet gibi ünlü bir gazetenin başyazarı Oktay Ek- şi’nin 21 Şubat günü yayımlanan Çankaya’yı ta- nımlayan yazısından: “…Gerçekten Abdullah Gül, ‘herkese eşit mesa- fede olacağına ve herkesi kucaklayacağına’ söz verdi ama daha Cumhurbaşkanlığı’nın ilk gününden itibaren insanlara, kurumlara ‘Bizden olan, olma- yan’ gözüyle baktı. Daha doğrusu onun ‘böyle bir şey yokmuş’ izlenimi veren çabaları gerçeğin görül- mesini engelleyemedi. Daha 58’inci hükümeti kurduğu günden başlaya- rak son 7 sene zarfında ‘Bizim gizli acendamız yok’ dedi ama yaptığı rektör tayinleriyle, yargının ve hu- kukun hedef olduğu ağır saldırılara ses çıkarmama- sıyla, Meclis’teki yeminine ters düşen yasaları onay- lamasıyla, vali tayinlerinde bunun aksini ispat etti. Başkomutanı olduğu orduyu sahipsiz bıraktı. ‘Doğruları söylemekten kaçınmam’ dedi, onun yerine ‘sade suya tirit’ demeçlerle idare etti…” Anayasa Çankaya’ya kurumlar arasında uyum sağlamasını emrediyor. Bu, bir yana; son aşamada başkomutanı olduğu ordunun içine düşürüldüğü çıkmaz karşısında kısa bir demeç vermekten de yorum yapmaktan da kaçınıyor. Devlet kriziyle meşgul değil Köşk’teki. Yukarıdaki ile aşağıdakinin birbirinden farkları ol- madığını hâlâ kavrayamadılar. ankcum@cumhuriyet.com.tr SAYFA 25 ŞUBAT 2010 PERŞEMBECUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 25 Şubat Oslo K -4 Helsinki K -4 Stockholm K 2 Londra Y 9 AmsterdamY 8 Brüksel Y 10 Paris Y 10 Bonn Y 9 Münih Y 7 Berlin Y 11 Budapeşte B 12 Madrid Y 14 Viyana B 13 Belgrad Y 11 Sofya Y 10 Roma B 16 Atina Y 17 Zürih Y 13 Moskova K 1 Aşkabat Y 11 Taşkent Y 17 Bakû PB 10 Bişkek Y 11 Tiflis PB 10 Kahire Y 19 Şam Y 17 İstanbul Y 13 Edirne Y 12 Kocaeli Y 16 Çanakkale Y 13 İzmir Y 17 Manisa Y 17 Denizli Y 13 Zonguldak Y 13 Sinop Y 12 Samsun Y 15 Trabzon B 11 Giresun Y 13 Ankara Y 11 Eskişehir Y 9 Konya Y 8 Sıvas Y 8 Antalya B 16 Adana Y 15 Mersin Y 16 Diyarbakır Y 10 Şanlıurfa Y 14 Mardin Y 8 Siirt Y 11 Hakkâri B 4 Van B 5 Kars B 3 Ülkemiz geneli parçalı çok bulutlu, Doğu Karadeniz ile Doğu Anadolu’nun doğusu dışında ka- lan tüm ülke yağışlı geçecek. Yağışlar; yağmur ve sağanak, Erzurum çevrelerin- de karla karışık yağ- mur ve kar şeklinde olacak. Yağışların Antalya’nın doğusu ile Adana ve Mersin çevrelerinde kuvvet- li olması bekleniyor. 1. KOŞU: F: Storm Hawk (3), P: Extra Gold (2), PP: Niğdeli (4), S: Şansõmol (6). 2. KOŞU: F: Baba Ab- dullah (8), P: Muratti (5), PP: Üstünhan (4), S: Kenan- bey (2). 3. KOŞU: F: Nusrat (6), P: Lady Liz (5), PP: Gaudi (3), S: Bold Star (2). 4. KOŞU: F: Saburay (1), P: Gökbulut (2), PP: Yücelay (5), S: Bayçora (3). 5. KOŞU: F: Spio (7), P: Trend (8), PP: Naviga- tor (6), S: Cemo (3). 6. KOŞU: F: Aslan Burak (5), P: Agean Dream (8), PP: Buhara Dancer (2), S: Zobidik (1). CHP’li Atilla Kart, Türkiye’de son 2 yõl içinde gerçekleştirilen izleme, dinleme ve istihbarat odaklõ yapõlanmalarõn başõndaki bir numaralõ kişi olduğunu ileri sürdü ‘Akyürek yapõlanmanõn öncüsü’ Bülent Arõnç, ÇGD Genel Başkanõ Ahmet Abakay ile Meclis’te tartõştõ Basõna ‘tuu’dan sonra ‘yuh’ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Erzincan Cumhuriyet Başsavcõsõ İlhan Cihaner’in ad- liyedeki odasõnõn aranmasõnõ “ad- liyeye baskın” diye sunan med- yaya “tuuu” diyen Başbakan Yardõmcõsõ Bülent Arınç, TBMM’de Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanõ Ahmet Abakay ile tartõştõ. Aba- kay, katõldõğõ bir canlõ yayõnda ÇGD için “adını bilmediğim bir dernek” diyen Arõnç’a “Or- man Bakanı değilsiniz, basınla ilgili bir bakansınız, bizi tanı- malısınız” dedi. ‘Tuu dersiniz ziyaretinize gelmeyiz’ Arõnç, “Ziyaretime gelmezse- niz, tabii tanımam” deyince Abakay, “Tuu derseniz gelme- yiz, biz 32 yıllık bir basın ör- gütüyüz, hükümete karşı her zaman mesafe koyduk, hiçbir bakanı ziyarete gitmeyiz” dedi. Arõnç da, “O zaman yuh diye- yim de gelin” ifadesi- ni kullandõ. Başbakan Yardõm- cõsõ Bülent Arõnç, ÇGD Başkanõ Ahmet Aba- kay ile TBMM kuli- sinde tartõştõ. ÇDG Başkanõ Ahmet Aba- kay, medyaya “tuu sa- na” diyen Arõnç’õ ya- zõlõ açõklamayla kõna- mõştõ. Arõnç da, katõl- dõğõ bir canlõ yayõn programõnda, “Adını ilk defa duyduğum derneğin Başkanı Abakay beni kınamış” demişti. Abakay, dün TBMM kulisinde Başbakan Yardõmcõsõ Arõnç’õn yanõna giderek, “Adını ilk kez duyduğunuz derneğin başka- nıyım ben. Orman Bakanı ol- sanız, bizi tanımamanızı an- lardım, ama basından sorumlu bakan olarak bizi tanımamanızı doğrusu yadırgadım” dedi. Bu sözler üzerine Abakay ile Arõnç arasõndaki tartõş- ma sertleşti. Arõnç, “Si- zi de derneğinizi de bi- liyorum, bunu mah- sustan söyledim. Ama bir yıldır bakanlık ya- pıyorum ne TBMM Başkanlığı dönemim- de ne de bakanlık dö- nemimde beni ziya- ret edip hayırlı olsun” demediniz dedi. Abakay, “Biz 32 yıl- lık bir örgütüz. Şim- diye kadar hiçbir bakanı ziya- ret etmedik, etmeyiz, hükü- metlerle aramıza hep mesafe koyduk” diye konuştu. Arõnç, “Çağdaş insan tanışır, iyi 132 yıl daha böyle devam edin. CHP gelince ona gidersiniz” dedi. Abakay, “Şimdiye kadar hiçbir bakanı ziyarete gitmedik. Ay- rıca bize tuu derseniz gitmeyiz tabii ki” yanõtõnõ verdi. Arõnç da, “O zaman yuh diyeyim de ge- lin” karşõlõğõnõ verdi. Arõnç, ÇGD’nin kaç üyesi olduğunu sordu. Abakay’õn “2 bin 500 üye- miz var. Uluslararası Gazete- ciler Fedarasyonu’nun da üye- siyiz” deyince Arõnç, çevresindeki gazetecilerden hangilerinin ÇGD üyesi olduğunu sordu. Bazõ gazetecilerin üye olduk- larõnõ söylemeleri üzerine Arõnç, “Bana medyayla ilgili birçok sendika ziyarete geliyor. Bir bakana hayırlı olsun demek için ziyarete gelinmemesi ne- zaketsizlik değil mi?” dedi. Aba- kay, bunun üzerine “Biz her za- man hükümetlerle aramıza me- safe koyduk” sözlerini yineledi. Sinirlendi, terk etti Arõnç, bu tartõşmanõn ardõndan bazõ gazetecilerin “Gündemle ilgili olarak sorularımız var, 5 dakikanızı alabilir miyiz?” so- rusu üzerine sinirli bir şekilde “10 dakikam vardı, onu da arka- daşınız aldı” diyerek TBMM Genel Kurulu salonuna geçti. Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Onursal Başkanı, 1960 Anayasası’nın hazırlayıcıların- dan ve gazetemiz yazarlarından Ord. Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu aramızdan ayrılışının 18. yıldönümünde Karacaahmet’teki meza- rı başında anıldı. Anma törenine Velidedeoğlu ailesi, yakınları, öğrencileri, ADD, Kadın Araş- tırmaları Derneği, İstanbul Kız Lisesi Mezunları Derneği, İstanbul Barosu Cumhuriyet Hu- kuku ve Kültürü Merkezi ve Avrupa Genç Hukukçular Derneği üyeleri katıldı. Törende ko- nuşan gazetemiz yazarı Meriç Velidedeoğlu, “O yıllarda Türkiye’nin yavaş yavaş çöküşe git- tiğini yazıyordu. Fakat o bile Türkiye’nin bu kadar batağa saplanmasını düşünmezdi. Mü- cadele etmeliyiz yoksa laik cumhuriyet ortadan kalkacak” dedi. (Fotoğraf: CİHAN ORUÇOĞLU) Bülent Arınç. Velidedeoğlu anıldı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Konya Millet- vekili Atilla Kart, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanõ Ramazan Ak- yürek’in görevden alõnmasõ ve göreve dönüş için açtõğõ dava sürecinde “hükümet ve Başba- kan’ın teatral gösteri yaptığı- nı” söyledi. Kart, dün parlamentoda dü- zenlediği basõn toplantõsõnda, Akyürek’in rahip Santoro’nun öldürüldüğü dönemde Trabzon Emniyet Müdürü, Hrant Dink’in öldürüldüğü dönemde ise Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanõ oldu- ğuna dikkat çekti. Akyürek’in “cinayetlerin ardından dünya kamuoyunun baskısı üzerine görevden alındığını” vurgula- yan Kart, “Akyürek’in göreve dönmek için açtığı davada İç- işleri Bakanlığı’nın savunma- sında soyut ifadelere yer ver- diğini, Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun Akyürek hakkın- da hazırladığı rapordan söz etmediğini” ifade ettti. Kart, “Hükümet ve Başbakan bu süreçte teatral gösteri yapmış, görev ve yetkisini açıkça kö- tüye kullanmıştır. Mahkeme- nin davayı kabul etmesi ve yürütmenin durdurulması kararı vermesinin önü açılı- yor, buna zemin hazırlanıyor. Bakanlık, Ramazan Akyü- rek’in davasının kabulü için elinden gelen gayreti gösteri- yor. Başbakanlık da bu süreci izliyor. Hükümet neden bunu yapıyor? İşte burada cemaat ve biat kültürünün mutlak egemenliğini ve dayanışması- nı görüyoruz” dedi. Cemaat ve biat kültürü Kart “Ortaya çıkan gerçek ne adalete ulaşılması, ne de faili meçhullerin çözülmesi- dir. Bunların hepsi hikâyedir. Çünkü orada cemaat ve biat kültürünün mutlak egemenli- ği ortaya çıkıyor, önemli olan bu” görüşünü dile getirdi. Kart, “Akyürek cemaatte üst düzeyde biri midir” soru- suna, “F tipi yapılanmada Ak- yürek’in çok egemen bir ko- numda olduğu ve Türkiye’de son 2 yıl içinde gerçekleştiri- len izleme, dinleme ve istihba- rat odaklı yapılanmaların ba- şındaki bir numaralı kişi ol- duğunu özellikle vurgulmak istiyorum” yanõtõnõ verdi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - TBMM İnsan Haklarõnõ İnceleme Komisyonu içinde, Baş- kan Zafer Üskül’ün önerisiyle kurulan alt komisyon, ilk kez bir askeri cezaevinde incelemede bulundu. Cezaevi koşullarõndan son derece memnun kaldõklarõnõ belirten komisyon başkanõ Üskül, tutuklu ve hükümlülerin ailele- riyle “Kürtçe” telefon görüş- mesi bile yapabildiklerini söyle- di. CHP’li Malik Ecder Özde- mir ise asker-sivil ilişkilerinin yo- ğun tartõşõldõğõ, kuvvet komu- tanlarõnõn gözaltõna alõndõğõ bir dönemde askeri cezaevi ziyareti- ni, “manidar” ve“maksatlı” bulduğunu söyledi. TBMM İnsan Haklarõnõ İnce- leme Komisyonu içinde askeri ce- zaevlerinde inceleme yapmak için kurulan alt komisyon, dün Üskül’ün başkanlõğõnda 12 Eylül döneminin ünlü Mamak Askeri Cezaevi’nde incelemelerde bu- lundu. 12 Eylül döneminde bu ce- zaevinde 5 yõl yatan MHP’li ko- misyon üyesi Mehmet Ekici de inceleme yapan heyette yer aldõ. Ekici, cezaevindeki anõlarõnõ an- latõrken zaman zaman duygulan- dõ. Üskül ise özellikle öğretim üyelerinin kaldõğõ bölümün bu- lunduğu havalandõrmayõ gezer- ken, “Burası epey soğuk. Yok- sa, burası bizim hocaların buz kırdığı alan mı? Mümtaz Soysal gibi birçok öğretim üyesi bu- rada kalmış ve kendilerine buz kırdırılmıştı” dedi. Cezaevi ko- şullarõna ilişkin izlenimlerinin “son derece olumlu” olduğunu anlatan Üskül, cezaevi binasõnõn eski olmasõna karşõn, fiziki ko- şullarõn standartlara uygun ol- duğunu, tutuklu ve hükümlülerin sağlõk hizmetinden rahatlõkla ya- rarlandõğõnõ anlattõ. CHP’li Öz- demir ise ziyareti eleştirerek “Zi- yaretlerle ‘Bakõn biz askeri ce- zaevlerini denetliyoruz’ diyerek bir yerlere mesaj mı verilmek isteniyor? Bu konuda açıkçası kuşkularım var” diye konuştu. Komisyonun askeri cezaevini ziyaret etmesine CHP’den tepki ‘Bir yere mesaj mı veriliyor?’ ‘KÜRTLERE DİYET Mİ ÖDETİLİYOR?’ DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - Diyarbakõr’da BDP İl Başkanõ Mehmet Ali Aydın’õn tutuklanmasõ düzen- lenen eylemle protesto edildi. Eylemde konuşan BDP Eşbaş- kanõ Gültan Kışanak, “Birileri Ergenekon davasının diye- tini Kürtlerle ödetmeye mi çalışıyor? Eğer Ergenekon da- vasında halka diyet ödeterek, size karşı, hükümete karşı yapılmış darbe girişimlerinden hesap soruyorsanız, halk da bir gün bunun hesabını sizden sorar” dedi. ALTILI GANYAN 3 8 6 1 7 5 2 5 5 8 4 4 3 2 6/8 2 2 1 1/5 4 Biret konserine protesto davası İstanbul Haber Servisi - Topkapõ Sarayõ Müzesi’nde bir şarap firmasõnõn sponsorluğunu yaptõğõ piyanist İdil Biret’in 2009’daki konserin- de düzenlenen protesto gösterisine ilişkin, eski Alperen Ocaklarõ İstanbul İl Başkanõ Mustafa Ka- yatuzu’nun yargõlanmasõna başlandõ. Kayatuzu ifadesinde, “Tepkimiz sadece Türk milleti için kutsal sayõlan bir mekânda şarap dağõtõlmasõna yöneliktir” dedi. Kayatuzu’nun 3.5 ile 7 yõl ara- sõnda hapis cezasõna çarptõrõlmasõ isteniyor. SGK genelgesine durdurma ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Dişhekimleri Birliği, Danõştay 10. Dairesi’nin, SGK’nin, sigortalõlarõn ağõz ve diş sağlõğõ hizmet- lerinde, diğer sağlõk kuruluşlarõna sevk edilmeleri için gereken süreleri arttõran ve sevk işlemini sağ- lõk kurulu raporuna bağlayan 7 Eylül 2009 tarihli genelgesinin yürütmesini durdurduğunu bildirdi. Kararla, “hastalarõn mağduriyetlerinin önündeki engellerin ortadan kaldõrõldõğõ” belirtildi. TBMM’de ‘kötek’ tartışması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Genel Kurulu’nda, TOKİ’ye ait arazi ve arsalara vergi muafiyeti getiren tasarõnõn görüşülmesi sõra- sõnda CHP’li Yaşar Ağyüz TOKİ’nin bir kamu kurumu olmadõğõnõ, sõrtõnõ hükümete dayayarak çalõştõğõnõ söyledi. TOKİ ihalelerinin AKP’nin yandaşlarõna peşkeş çekildiğini savunan Ağyüz “Siz takdirden ders almõyorsunuz, sizin hakkõnõz kötektir. Abbas yolcu ama hesap vermeden sizi bõ- rakmak yok” dedi. AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, “Vatandaş, kantara sizi de bizi de koya- cak. Kime güle güle diyecek göreceğiz” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear